Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)BAKKALA BİLE KOŞARAK GİDİYORDU, TÜRKİYE İKİNCİSİ OLDUİZMİR'in Kemalpaşa ilçesindeki Lütfü Ürkmez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi özel eğitim sınıfı 10'uncu sınıf öğrencisi Semanur Akalın (18), yeteneğini fark eden beden eğitimi öğretmeninin, sokak aralarında yaptırdığı 7 aylık...

12.05.2019 10:20

1)BAKKALA BİLE KOŞARAK GİDİYORDU, TÜRKİYE İKİNCİSİ OLDU

İZMİR'in Kemalpaşa ilçesindeki Lütfü Ürkmez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi özel eğitim sınıfı 10'uncu sınıf öğrencisi Semanur Akalın (18), yeteneğini fark eden beden eğitimi öğretmeninin, sokak aralarında yaptırdığı 7 aylık antrenmanın ardından, Mersin'de düzenlenen Özel Sporcular Atletizm Şampiyonası'nda genç kızlar mental kategorisinde 1500 metre koşuda Türkiye ikincisi oldu. Öğrencisinin her yere koşarak gittiğini söyleyen beden eğitimi öğretmeni Volkan Kaya, "Semanur'a imkan sağlanırsa, ona şans verilirse, spor kulüpleri elinden tutarsa çok daha iyi yerlere gelecek" dedi.

Kemalpaşa Lütfü Ürkmez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi özel eğitim sınıfı 10'uncu sınıf öğrencisi olan, 5 çocuklu bir ailenin en küçük kızı Semanur Akalın, beden eğitimi öğretmeni Volkan Kaya'nın desteği ile 7 ay önce koşu antrenmanları yapmaya başladı. Her yere koşarak giden Semanur, öğretmeni ile beraber, spor salonu bulunmayan okulun arka sokağında, evine yakın bir rekreasyon alanında vakit bulabildikleri her an antrenman yaparak atletizm şampiyonasına hazırlandı. Geçen 4 Mart'ta İzmir'de düzenlenen şampiyonada kategorisinde birinci olan Semanur, Mersin'de 12-13-14 Nisan tarihlerinde gerçekleşen Özel Sporcular Atletizm Şampiyonası'nda Mental Genç Kızlar Kategorisi'nde 1500 metrede milli sporcu Yasemin Keskinsoy'un yalnızca 1.5 saniye gerisinde kalarak Türkiye ikincisi oldu. Zor çalışma şartları, maddi yetersizlikler ve kısa süreli bir antrenmana rağmen azmederek büyük başarı gösteren Semanur, şampiyonada İzmir'i temsil ederek ailesine ve öğretmenlerine gurur yaşattı. Öğretmenlerinin, elinden tutulursa çok iyi yerlere gelebileceğine inandığı Semanur'un hayali ise milli sporcu olup Türkiye'yi dünya şampiyonalarında temsil etmek.

'ONA ŞANS VERİLİRSE DÜNYA ŞAMPİYONASINDA ÜLKEMİZİ TEMSİL EDEBİLİR'

Sene başında Semanur'un dersine girmeye başladığında onun koşmaya olan ilgisini fark ettiğini söyleyen beden eğitimi öğretmeni Volkan Kaya, şunları söyledi:   "Semanur'a sorduğumda koşmayı sevdiğini, hatta evden bakkala bile koşarak gittiğini, döndüğünde ailesinin neden nefes nefese kaldığını sorduklarını söyledi. 'Semanur ile ne yapabiliriz' diye düşündüm. Özel sporcuların derecelerini araştırmaya başladım, onu güzel bir yerlere getirebileceğimi düşündüm ve bir yola çıktık. Zor bir yola çıktık çünkü buradaki fiziki şartlar elverişsizdi. Ama Semanur'un inancıyla, ailesinin ona desteğiyle, benim de onun elinden tutmamla 7 aylık bir çalışmanın sonunda çok iyi yerlere geldik. Her boşluğu değerlendirdik, bir çalışma planımız yoktu. Ona uygun olan benim boş vakitlerimde, okulun arka sokağında, evine yakın bir rekreasyon alanında ve arada İzmir'e giderek çalıştık. Semanur bazen çok yoruldu, ümitsizliğe kapıldı, antrenmanlardan sonra ağladığı oldu. Fakat her seferinde daha da güçlenerek antrenman yapmaya geldiğini gördüm. Aslında olması gereken Semanur'un evine gittiğinde makarna, pilav yerine et yemesi, protein ağırlıklı beslenmesiydi. Orada koşarken de diğer sporcular özel ayakkabılar, özel kıyafetler giyerken Semanur kendi imkanlarıyla yarıştı. İzmir'deki şampiyonada birinci olarak ilimizi Mersin'deki şampiyonada temsil etmeye hak kazandı. Mersin'e gittiğimizde dünya şampiyonlukları olan, uzun yıllardan beri spor yapan Yasemin Keskinsoy, Esra Bayrak gibi milli sporcularla yarıştı. Semanur, 1500 metrede milli sporcu Yasemin Keskinsoy'un 1.5 saniye arkasından ikinci olarak yarışı bitirdi. Kısıtlı imkanlarına ve kısa süreli çalışmasına rağmen müthiş bir başarı yakaladı. İnanıyorum ki Semanur'a imkan sağlanırsa, ona şans verilirse, spor kulüpleri elinden tutarsa çok daha iyi yerlere gelecek. Avrupa'da ve dünyada ülkemizi temsil edebileceğine eminim."

'KIVILCIM ALEVE DÖNÜŞTÜ'

El işi öğretmeni Öznur Balıkay ise, "Semanur'la 3 sene önce tanıştım. Fakat Volkan hocam Semanur'daki kıvılcımı aleve dönüştürdü. Bir öğretmenin bir öğrencinin elinden tuttuğunda nerelere kadar taşıyabileceğini Mersin'de canlı canlı gördüm. Şampiyona sürecinde hep yanındaydım ve Semanur'daki değişim inanılmazdı. 7 ay öncekiyle çok çok farklı bir öğrenci karşımızda. Daha özgüvenli, başarabileceğine inanan biri oldu. Yarışma öncesinde bizim elimiz ayağımız titrerken, Semanur gayet rahat bir şekilde 'başaracağım' diyordu. Daha iyi şeyler başarabileceğine inanıyorum. Ben dışarıdan bir göz olarak gördüm, İzmir Semanur'a sahip çıkarsa bence çok daha iyi yerlere gelecek, ona güveniyorum" diye konuştu.

Semanur Akalın da "Volkan Hoca ve Öznur Hoca bana destek verdi. Şampiyona çok heyecanlıydı, çok güzel bir duygu. Bundan sonra daha azimli olacağım, bırakmayacağım koşuyu. Hedefim milli sporcu olup dünya şampiyonluğunu kazanmak" dedi.

Semanur'un spora başladıktan sonra çok daha mutlu olduğunu belirten annesi Nurten Akalın da, "Nereye giderse hep koşarak gidiyordu, hocaları farketmişler. Onların sayesinde başardı. Biz de maddi durumumuz yettiği kadar arkasındayız. Gidebildiği yere kadar gideceğiz. Madalyalarını alınca çok mutlu oldu, biz de onun mutluluğunu paylaştık" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------------:

-Semanur'un annesi ve öğretmenleri ile okuldan çıkışı

-Semanur'un antrenman yaptığı sokaktan genel ve detay görüntüler

-Koşu antrenmanından görüntüler

-Annesi Nurten Akalın ile röp.

-Hocası Volkan Kaya ile röp.

-Semanur Akalın ile röp.

-Hocası Öznur Balıkay ile röp.

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR,

================================================

2KÖY OKULUNU BOYAYIP, DUVARLARA ÇİZGİ KARAKTERLERİ İŞLEDİLER

SOSYAL medyada çocuklara yönelik yaptıkları faaliyetlerle bilinen 'Çocuklar üşümesin' adıyla toplanan bir grup genç, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki bir köy okulunu boyayıp, okulun duvarlarına çizgi film karakterleri işledi.

Diyarbakır'da geçen hafta, okul harçlığı için sokaklarda simit satan küçük Taylan'ın doğum gününü kutlamalarıyla gündeme gelen 'Çocuklar üşümesin' grubunun üyeleri, bu kez köy okulunu boyadı. Sur ilçesindeki Çubuklu İlkokulu'na giden gençler, beraberinde götürdükleri boya malzemeleriyle okulu boyadı. Okulun duvarına çeşitli çizgi karakterleri de işleyen gönüller, yaptıkları etkinliklerini sosyal medya hesaplarında şu mesajla paylaştı:

'Bugün bir köye gittik ve köyün bütün çocuklarını toplayıp birlikte okulu boyadık, duvarlara  resimler çizdik birlikte çok güzel vakit geçirdik.'

Görüntü Dökümü

----------------------

Gönüllülerin okul boyaması

Okul duvarında yapılan çizimler

Öğrencilerden görüntü

Gönüllüler

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR

===============================================

3)DEFİNECİLERİN KAZDIĞI KUYUYA DÜŞEN AT, İŞ MAKİNESİYLE KURTARILDI

ERZURUM'un Oltu ilçesinde defineciler tarafından kazılan 5 metrelik kuyuya düşen at, bağlanan halatla, iş makinesiyle çekilerek kurtarıldı. Oltu ilçesi Karabekir Mahallesi'nde yaşayan Aziz Aladağ, dün saat 18.00 sıralarında akrabalarını ziyarete giderken Deliklitaş mevkiinden geçerken kuyudaki atı fark edip, belediye ve itfaiye ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine ekipler, bölgeye sevk edildi. Ekipler, defineciler tarafından kazıldığı tahmin edilen, genişliği 3, derinliği ise 5 metre olan kuyuya düşen atı kurtarmak için çalışma başlattı. İtfaiye çalışanları Fatih Kaygusuz ve Aziz Aladağ, iş makinesinin kepçesiyle kuyuya indi. Sakinleştirilen at, beline bağlanan halatla, iş makinesiyle kuyudan çıkarıldı.Oltu Belediyesi saha amiri Zafer Özçelik, akşam saatlerinde kendilerine ihbar geldiğini belirterek, kepçe yardımıyla atın bulunduğu kuyudan çıkarıldığını söyledi.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Ekipler kuyu başında

-Kepçeile itfaiye erinin kuyuya inişi

-Atın kuyuda görüntüsü

-Vatandaışı aşağı inişi

-Halat bağlanıp yukarı çekilmesi

-Kuyunun doldurulması

-Atın görüntüsü

-Ropörtajlar

Murat AYDIN/ OLTU (ERZURUM),

(Süre: dk/588MB)

======================================================

4)İHLAS SURESİNİ 6 AYDA İNCİR ÇEKİRDEĞİNE YAZDI

AYDIN'ın Kuşadası ilçesinde yaşayan mikro heykeltıraş Necati Korkmaz, dünyanın en küçük Kuran-ı Kerim'ini, üzerine Allah'ın 99 ismini yazdığı incir çekirdeğinden sonra yine incir çekirdeği üzerine İhlas suresini yazdı.

Türkiye'deki tek Gubari (küçük nesnelerin üzerine yazılan hat eserlerinin genel bir adı) sanatçısı olduğu belirtilen, dünyadaki üç mikro heykeltıraştan biri olan Necati Korkmaz, İhlas suresini incir çekirdeğine yazdı. Hat sanatçısı Seyyid Kasım Gubari'nin 400 yıl önce pirinç tanesine yazdığı İhlas suresini, incir çekirdeğine sığdıran Korkmaz, sadece bu eser için 6 ay çaba harcadığını söyledi. Dünyanın en küçük Kuran-ı Kerim'ini, Allah'ın 99 ismini incir çekirdeği üzerine yazan,  tespih ve saç teli üzerine besmele gibi çok özel eserler üreten Korkmaz, incir çekirdeği üzerine yazdığı sureyi, örümceğin tek kılını fırça olarak kullanarak yaptığını kaydetti.

HAT ALANINDA BİR REKOR

Yaptığı çalışmanın hat alanında bir rekor olduğunu söyleyen sanatçı Necati Korkmaz, "Hat sanatçısı Seyyid Kasım Gubari'nin pirinç tanesine İhlas suresini sığdırmasından 400 yıl sonra, aynı sureyi incir çekirdeğine sığdırdım. Örümceğin tek kılını fırça olarak kullandım. Düzeltme ve kazımaları, arının iğnesiyle yaptım. Hat alanında rekor sayılacak bu eseri, 6 ayda tamamladım. Bu eser, şu anda yeryüzünde Gubari, hat sanatı, tozla el yazması en küçük eser oldu" dedi.

RAMAZAN BOYUNCA GÖRÜLEBİLECEK

İncir çekirdeği, dünyada Barselona, ve Kiev'den sonra Aydın'ın Kuşadası ilçesinde kurulan, Kuşadası Belediyesi Necati Korkmaz Mikro Minyatür Müzesi'nde sergilenmeye başlandı. Dünyanın en küçük Kuran-ı Kerimi, Allah'ın 99 isminin incir çekirdeklerinin üzerinde yer aldığı dünyanın en küçük tespihinin ramazan ayında büyük ilgi gördüğünü söyleyen Korkmaz, "0.98 milimetre büyüklüğündeki 800 cüz, 120 sayfadan oluşan Kuran-ı Kerimi yaklaşık 3.5 yılda hazırladım. Büyük el yazması bir Kuran-ı Kerim nasıl yazıldıysa aynı şekilde yazıldı. Tüm sayfaları tezhiplendi, varaklandı. Müzemizde sergileniyor. Ramazan ayı nedeniyle Kuran-ı Kerim, saç teli üzerine yazılan besmele, İncir Çekirdeği üzerindeki ihlas suresi ve Allah'ın 99 isminin olduğu tespih çok ilgi görüyor" dedi.

DÜNYANIN EN ZENGİN MİKRO ESERLERİNİN OLDUĞU MÜZE KUŞADASI'NDA

Dünyada sadece Barselona ve Kiev'de bulunan mikro minyatür müzelerinden eser sayısı açısından çok daha zengini olan, 'Kuşadası Belediyesi Necati Korkmaz Mikro Minyatür Sanat Merkezi ve Sergi Alanı' 2017'de Aydın'ın Kuşadası ilçesinde açıldı. Müzede, toplu iğne ucundaki satranç takımı, topluiğne ucunda ringde boks yapan sporcular, kurşun kalem ucunda İstanbul, dünyanın en küçük Kuran-ı Kerimi, topluiğne üzerinde incir çekirdeğinden deve ve palmiye, iğne deliği içinde tramvay, üstünde İstanbul silüeti, incir çekirdeği içinde ibrik, incir çekirdeği üzerine yazılan Allah'ın 99 ismi, saç teli üzerine atılan Atatürk imzası gibi 44 eser sergileniyor. Son olarak incir çekirdeği üzerine İhlas suresi ile birlikte sergilenen eser sayısı 45'e çıktı. Müze adeta bir laboratuvarı andırıyor. Mikro eserleri izlemek özel mikroskop, mercekler ve özel ışıklandırma ile mümkün oluyor. Müzedeki eserlerin tamamı bir araya toplandığında, 3 santimetre yer kaplıyor.

Görüntü Dökümü

----------

-Mikro eserlerin tek tek, müzeden genel ve detay görüntü

-Necati Korkmaz ile röp

(Haber-Kamera: Latif SANSÜR/ KUŞADASI (Aydın),

================================================

5)ORKİDE, KİLOSU BİN LİRADAN ALICI BULUYOR

SAMSUN'un 19 Mayıs ilçesinde, doğada yabani yetişen ve toplanması yasak olan ve 2 yıl önce hazırlanan proje kapsamında üretimine başlanan orkide bitkisinin bu yılki hasadına başlandı. Hasadı yapılan ve ciddi talep gören orkidelerin toz halinin kilogramı 800 ile 1000 TL arasında alıcı buluyor.

Samsun'un 19 Mayıs ilçesinde, doğada yabani yetişen ve toplanması yasak olan orkide, 2 yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığı'nca izinle sökülüp tarlada yetiştirilmeye başlandı. 19 Mayıs Ekolojik Üreticiler Eğitim ve Yardımlaşma Derneği tarafından hazırlanan proje kapsamında yapılan ilk hasatta 12 ton ürün elde edildi. Bu yıl orkide bitkisinin ekim alanları da genişletildi. Hasadı yapılan orkidelerin toz hali ise kilogramı 800 ile 1000 TL arasında alıcı buluyor.

'ÇOK CİDDİ BİR TALEP VAR'

19 Mayıs Ekolojik Üreticiler Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hakkı Karaman, orkidenin yumrularının kurutulup toz haline getirilmesiyle elde edilen salebin dondurmanın ham maddesi olarak kullanıldığını belirterek "Samsun bölgesinde yaklaşık 34 çeşit orkide çeşit var. Biz bunlardan 4-5'nini tarıma elverişli olduğunu tespit ettik. Şu an 25 dönüm arazide orkide bitkisinin tarımını yapıyoruz. Bitkiden elde edilen yumrular henüz tarlada yaş halde kilosu 50 TL'den satılıyor. Çok ciddi bir talep var. Kuru olarak kilosu 400 liraya, toz hali ise kilogramı 800-1000 TL'ye satılıyor. Bölgemizde proje kapsamında üretilen ürün sayısı her geçen yıl artıyor. Bölgemizin toprak yapısı bu bitkiye çok uygun olduğu için verimli bir sonuç alıyoruz " dedi.

'CEZA MİKTARI DA ARTIYOR'

Orkide bitkisinin koruma altında olduğu için doğadan koparılmasının yasak olduğunu da aktaran Karaman, "Doğadan koparılması halinde cezası 60 bin TL. Her yıl ceza miktarı da artıyor. Metrekareden bir kilo yaş halde orkidelerin yumrularını alıyoruz. 1 dönüm yerde üretim bir aileye yetiyor. Yaş halde yıllık bir ton ürün aldığında. 50 bin TL'lik bir gelir elde edilmiş oluyorö diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Hasattan detay

-Orkide yumrularından detay

-Orkide çiçeklerinden detay

-Detaylar

-Röportaj

Haber-Kamera: Hüseyin KALAY/ONDOKUZMAYIS(Samsun),

==================================================

6)SİMAV'IN TESCİLLİ LEZZETİ AVRUPA'YA İHRAÇ EDİLİYOR

KÜTAHYA'nın Simav ilçesinin coğrafi işaretli ürünü 'Simav kestanesi', Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. İç pazara da satılan ürün ilçe ekonomisine 25 milyon TL katkı sağlıyor. Kendine has lezzeti ve aromasıyla öne çıkan Simav kestanesine, Simav Kaymakamlığı ve Simav Ziraat Odası'nın 2 yıl önce yaptığı başvuru sonrası, Türk Patent Enstitüsü'nce coğrafi işaret belgesi verildi. 1250 rakımlı Simav Dağı'nın kuzey yamaçlarında yer alan 11 köyde yetişen ürün, yaklaşık 2 bin 500 çiftçinin en önemli geçim kaynaklarının başında yer alıyor. Her yıl kasım ayı başlarında hasadı yapılan, köylülerin 'kara elmas' olarak adlandırdığı kestane; kendine has rengi, aroması, iriliği ve dayanıklılığı gibi üstün özellikleri sayesinde İngiltere, Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Simav'da yılda ortalama 2 bin ton civarında kestane üretimi yapılıyor. Ege'nin önemli kestane üretim merkezleri arasında, 151 bin 400'ü bulan ağaç varlığı ile önemli bir yer tutan Simav'da, meyve verir durumda ise 88 bin 800 ağaç bulunuyor.

ÇOĞU TOPTAN FİYATINA AVRUPA'YA SATILIYOR

Simav Kaymakamı Türker Çağatay Halim, Simav kestanesinin yıllık 2 bin ton civarında yapılan üretiminden ilçe ekonomisine 25 milyon TL katkı sağlandığını belirtti. Coğrafi işaretin ürüne değer kattığını vurgulayan Kaymakam Halim, "Simav kestanesi onaylı ve coğrafi işaretli ürün oldu. Simav adı ile ülke genelinde bilinir hale geldi. İlçemiz adına, hayal ve hedeflerimizin birini daha gerçekleştirmiş olduk" dedi. Simav Ziraat Odası Başkanı Kadir Bütüner ise, "Kestane ilk piyasaya çıktığında, üreticiler kilosunu 15 liradan satmaya başladı. Daha sonra kestanenin kilosu 20 liraya kadar çıktı. Simav'da üretilen yıllık 2 bin ton civarındaki kestanenin yaklaşık 1500 tonu, kilosu 12-13 lira gibi bir fiyattan toptancı firmalar aracılığıyla alınıp, Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. 500 ton civarındaki ürün ise iç piyasada tüketiliyor" dedi.

ÜRETİM AZALIYOR

Simavlı üreticilerden Muzaffer Karamıkoğlu (64), "Simav kestanesi ile meşhurdur. Kestanenin yetiştiği dağın adı da kestane dağıdır. Simav kestanesi başka kestanelere benzemez. Farklı bir lezzeti ve aroması vardır. Bu yüzden de tüketiciler tarafından tercih edilir. Ancak kestane üretimi giderek azalıyor. Ben bunu Simav Gölü'nün 1960'lı yıllarda kurutulmasına bağlıyorum. Göl kurutulduğu için dağlarda nem oranı azaldı. Kestanelerde verim düştü" dedi.

Simavlı üreticilerden Emine Sevgi (36), "Kestane üretimi giderek düşüyor. Geçen yıl şimdikinden daha fazla kestane toplamıştık. Rekolte giderek azalıyor. Ne yapalım. Buna da şükür. Bizim için çok büyük bir gelir kaynağı" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Arşiv kestane hasadı

Üreticilerin ellerinde sırıklarla kestane hasadı

Kadınların yere dökülen kestaneleri toplaması ve bir çuvala doldurması

Üreticilerle röp

Haber- Kamera: Mehmet YENEN/ SİMAV (Muğla),

=====================================================

7)METRUK BİNANIN BİR BÖLÜMÜ ÇÖKTÜ

İZMİR'in Konak ilçesinde, metruk binanın bir bölümü çöktü. Binadan kopan parçalar nedeniyle bir araç zarar gördü.

Karataş'ta Mithatpaşa Caddesi üzerinde bulunan metruk binanın bir bölümü sabah saatlerinde çöktü. Gürültü üzerine vatandaşların haber vermesi üzerine bölgeye polis ve belediye ekipleri geldi. Binadan kopan parçalar bir otomobil üzerine düşerken, otomobilde maddi hasar oluştu. Polis ekipleri caddeyi iki taraflı olarak trafiğe kapattı. Belediye ekipleri de bir bölümü çöken ve halen çökme riski bulunan binanın etrafına güvenlik şeridi çekti. Bina önünde park halinde bulunan araçlarda sahiplerine haber verilerek binanın önünden kaldırıldı. Binan çökme esnasında kaldırımda kimsenin bulunmaması ise olası bir faciayı önledi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Binadan görüntü

Ekiplerden görüntü

Zarar gören araçtan görüntü

(Haber: Mehmet CANDAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=====================================================

8)PROF.DR. ZAFER CANTÜRK: STRESE ÇOK MARUZ KALIRSANIZ KANSER OLUŞUR

KOCAELİ Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Zafer Cantürk, stres, sigara, hava kirliliği ve aşırı tüketilen hayvansal gıdaların kansere neden olduğunu belirterek, "Stres hepsinin üzerinde bir sebep. Strese çok maruz kalırsanız bağışıklık sistemini baskı altına alındığı için kanser oluşurö dedi.

Çağımızın hastalığı olarak nitelendirilen ve tanı ile tedavi yöntemlerinde ileri düzeyde gelişmeler sağlanmasına rağmen her geçen gün daha fazla insanı etkileyen kanser hastalığını stres, sigara, hava kirliliği birçok faktör tetikliyor. Kansere neden olanların en başında stres geldiğini söyleyen Prof. Dr. Zafer Cantürk, "Kansere stres, sigara, hava kirliliği ve aşırı tüketilen hayvansal gıdaların neden oluyor. Fakat stres zaten hepsinin üzerinde bir sebep. Bağışıklık sistemimiz stres ile bozuluyor. Yoksa hepimizin vücudunda her gün birkaç tane kanser hücresi oluşuyor. Eğer bağışıklık sisteminiz güçlüyse, bu kanser hücreleri yok ediliyor. Ama bağışıklık sistemi güçlü değilse gidip bir yere yerleşiyor ve orada anarşik şekilde çoğalıyor. Strese çok maruz kalırsanız bağışıklık sistemini baskı altına alındığı için kanser oluşur.ö diye konuştu.

Kanser hücrelerinin bir anda büyüyemeyeceğini, nedenlerinin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cantürk, "Biz bunu küçük örneklerle görüyoruz. Çok fazla karşılaştırmalı çalışmalarımız yok ama mesela, bir hasta geliyor meme kanseri tanısı koyuyorsunuz. 5-6 yıl önce geçirdiği ciddi bir psikolojik travmadan bahsediyor. Birini kaybetmiş veya çocuğuna bir şey olmuş. Yani tam ona uyuyor. Çünkü kanser hücreleri bir anda büyümezler. Bir hücreden 2 hücreye, 2 hücreden 4 hücreye, 4 hücreden 8 hücreye, 1 santimetreden 2 santimetreye çıkarlar. Yani bir gecede 1 santimetreden 10 santime çıkan bir kanser yok. Dolayısıyla uzun bir zamanda kanser dokusu, kanserli doku olarak karşımıza çıkıyor. Onun için bizim zamanında, bunların erken tanısını sağlayacak mekanizmaları iyi çalıştırmamız lazım.ö dedi.

Prof.Dr. Cantürk pek çok kanserde ölüm oranının azaldığını belirterek, şöyle konuştu:

"İnsanların, bunlara neden olabilecek kimyasallara, gıdalara ve strese maruz nedenini azaltmamız lazım. Bütün bunların azaltılmasına rağmen kanser sıklığı artıyor gibi görünüyor. Pek çok kanser için kanser sıklığı artıyor derken, bizim tanı olanaklarımızın artması dolayısıyla da kanser sıklığı artıyor. Pek çok kanserde de ölüm oranları azalıyor. Mesela meme kanseri bunlardan bir tanesi. Sıklığı artıyor ama ölüm oranı azalıyor. Çünkü erken tanıyoruz, erken tedavi ediyoruz. Tedavi seçenekleri çok daha başarılı. Çok çeşitli tedavi seçenekleri çıkıyor. Dolayısıyla ölüm oranları azalıyor.ö

'ERKEKLERDE EN FAZLA PROSTAT VE AKCİĞER KANSERİ'

Prof. Dr. Cantürk erkeklerde daha çok prostat ve akciğer kanserlerinin görüldüğünü açıklayarak, şöyle konuştu:

"Genellikle 100 meme kanserli kişiden 1 tanesi erkektir. Erkeklerde daha çok prostat ve akciğer kanserleri görülüyor. Akciğer kanseri kadınlarda da sık görülüyor ama erkeklerde daha sık görülüyor. Belki sigara tüketimiyle alakalıdır. Sağlık Bakanlığı'nın son 15 yıldaki en önemli projelerinden bir tanesi, sigara tüketiminin engellenmesi, sigara ile ilgili mücadeleleridir. Fakat bu mücadeleye rağmen yine de çok başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Biz bile hastanede sigaranın engellenmesi için çok gayret gösteriyoruz. Personelimizin sigara içmemesi için çeşitli projeler geliştiriyoruz. Ama yine de insanlar sigarayı bırakamıyorlar. Sigara içen çok yakın dostlarımız var. Bırakmalarını istiyorum ama bırakamıyorlar. Ben yine de şöyle düşünüyorum sigara bırakılamayacak bir alışkanlık değildir. Yeter ki bırakmak isteyiniz. Ben öyle insanlar gördüm ki, günde 3 paket sigara içip her gün alkol tüketen insanlar bir olaydan sonra tamamen kesebiliyor. Demek ki bu kesilebiliyorsa herkes kesebilir. Sigaranın sağlığa zararı yüzde 100. Kanserin başlıca sebepleri arasında sigara, hava kirliliği, hayvansal gıdalar ve her kanserin kendine has sebepleri var. Mesela, kadınlarda rahim ağzı kanserine bir virüsün neden olduğu söyleniyor. Karaciğer kanserleri hepatit B, hepatit C virüsleri bulaşmış olan kişilerde daha sık görülüyor. Ama tek neden olarak söylemek mümkün değil."

Görüntü Dökümü

---------------------

-Prof.Zafer Cantürk ile röp

-Makam odasında çalışırken detaylar

HABER-KAMERA: Ergün AYAZ-Dinçer AKBİR/KOCAELİ,

====================================================

9)RUMELİ USULÜ SAHUR

Bursa Folklor Eğitim Merkezi Spor Kulübü (BURFEM), mahalle sakinlerini sahura davul yerine akordeon, def, klarnet ve darbukadan oluşan enstrümanlar ile birlikte Balkan müziği ezgileriyle uyandırdı. BURFEM spor kulübü gençleri organizasyonun ardından mahallelin hazırladığı Balkan yöresine ait börek ve diğer yiyeceklerle sahur yaptı.

Bursa'nın merkez Osmangazi İlçesi'nı bağlı Selamet Mahallesi'nde, BURFEM üyesi gençlerden oluşan bir grup, çoğunluğu Balkan göçmeni olan mahalle sakinlerini sahura kaldırmak için farklı bir yöntem uyguladı. Rumeli yöresi kıyafetleri giyen gençler def, darbuka, akordeon ve klarnetle Balkan müziklerini çalarak sokakları dolaşırken, mahalle sakinleri de, sokak sokak dolaşan, yöresel halk oyunlarını sergileyen gençlere evlerinde yaptıkları börek ve tatlılardan ikram etti.

"KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Organizasyonun ardından BURFEM Dermeği Başkanı Adem Serbest gazetecilere yaptığı açıklamada, Bu yıl 8'incisini düzenledikleri Rumeli ululü sahur etkinliğini gerçekleştirdiklerini belirterek "Bugün Ramazan ayında Rumeli usulü bir sahur yaptık. Bu yıl 8'incisini düzenliyoruz. Daha önceleri atalarımız Balkanlarda bu geleneğinimizi sürdürüyorlardı. Biz de Selamet ve Gülbahçe Mahallelerinde 8 yıldır bu kültürü yaşatmaya çalışıyoruz. Vatandaşlardan güzel tepkiler alıyoruz. " dedi.

Organizasyonun ardından gençler, BURFEM merkezinde vatandaşların dağıttığı börek ve diğer yemeklerle sahur yaptı.

Görüntü Dökümü:

-----------------------------

-Davul zurna klarnetli yürüyüşten görüntü

-Katılan gençlerin oynaması

-Sahurdan detaylar

-Adem Serbest Röportaj

-Detaylar

Süre: 02.18 Boyut: 258 MB

Haber: Mehmet İNAN-Kamera: Serkan AKKUŞ/BURSA,

====================================================

10)EVLENMEK İSTEYEN 90'LIK NECATİ DEDE GÜLDÜRDÜ

MUĞLA'da sempatik hareketleriyle dikkat çeken ve evlenmek isteyen 90 yaşındaki Necati Tezcan, bu arzusunu dile getirdiği üslubuyla, tebessüm ettirdi.

Menteşe ilçesinde yaşayan işçi emeklisi, 2 çocuk babası Necati Tezcan, bahçeli müstakil evinde beslediği tavşan, tavuk ve horozları el arabasına koyarak, halk pazarında satıyor. Sempatik tavırları ve sağlıklı yaşamıyla dikkat çeken Tezcan, yaşama azmi ve çalışkanlığıyla göz dolduruyor. Eşini yıllar önce yitirdiğini, çalışmadan duramadığını anlatan Necati Tezcan, "Ölünceye kadar çalışacaksın. 100 yaşına kadar yaşamak için Allah'a dua ediyorum" dedi. Evlenmek istediğini de söyleyen Necati dedenin, kulaklarının pek de iyi duymamasının da etkisiyle, DHA muhabirinin "Satışların nasıl" sorusuna kendi üslubuyla, "Evlencem daha yahu. Bulsam evlencem anlayabildim mi" diye yanıt vermesi güldürdü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Necati Tezcan'ın el arabası sürmesi

Necati Tezcan ile röp.

(Haber- Kamera: CAVİT AKGÜN/ MUĞLA,

===================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement