Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-4

1)SINIRDAKİ EVLERE TÜRK BAYRAĞISURİYE'nin İdlib kentindeki çatışmasızlık bölgesinde bordo bereliler keşif faaliyetini sürdürürken, sınırdaki evlere de Türk bayrakları asıldı.

10.10.2017 11:53

1)SINIRDAKİ EVLERE TÜRK BAYRAĞI

SURİYE'nin İdlib kentindeki çatışmasızlık bölgesinde bordo bereliler keşif faaliyetini sürdürürken, sınırdaki evlere de Türk bayrakları asıldı. Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ne bağlı sıfır noktasındaki Oğulpınar Mahallesi'ndeki askeri haraketlilik tüm hızıyla sürüyor. Sınırın yüksek bölgesine askeri iş makineleriyle düzleme yapılan alanlara fırtına obüsleri yerleştiriliyor. Namluları İdlib'e çevrilen obüsler her an ateş emrine hazır bekletiliyor.

Bu arada bölgeye sevk edilen askeri araçların içinden geçtiği Oğulpınar Mahallesi'nde sınırı gören evlere Türk bayrakları asıldı. Bir evde birden çok bayrak asılması dikkat çekerken, iki ülke arasında akrabalık bağları olan Türk vatandaşlarının gözü kulağı da İdlib'e çevrildi. Oğulpınarlılar, Suriye'deki çatışmaların bir an önce sona ermesini istediklerini söyledi.

Görüntü Dökümü

------------------

-Suriye sınırından görüntü

-Oğulpınar  mahallesindeki  evlere vatandaşların türk bayrağı asmaları

Oğulpınar Hudut karakolu bölgesindeki askeri hareketliliğin görüntüsü

-Detaylar

Murat KİBRİTOĞLU-Ferhat DERVİŞOĞLU-Ramazan ÇELİK/HATAY, -

==================================================

2)UZUNGÖL'DE BÜYÜK TEHLİKE: GÖL ALÜVYONLARLA DOLUYOR

TRABZON'un Çaykara İlçesi'ndeki dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl, derelerin getirdiği alüvyonlarla dolma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Uzungöl'de yaşanan tehlikeye dikkat çekti, "DSİ bu alüvyonları önlemek için setler yaptı ama önlemler yetersiz. Eninde sonunda bu göl bir şekilde dolacak." diyerek daha etkili önlemler alınması gerektiğini açıkladı. Bektaş, Uzungöl'ün oluşumuna sebep olan heyelanlı bölge üzerine bir mahalle kurulduğunu da belirterek yeniden afet yaşanabileceği öngörülen bu bölgelerde yapılması planlanan kentsel dönüşümde yapılaşmadan kaçınılması gerektiği uyarısında bulundu.

Çaykara ilçesine 20 kilometre mesafedeki bin 250 metre yükseklikte yer alan ve eşsiz doğal güzellikleri ile Doğu Karadeniz'in gözde turizm merkezi olan bin 625 hektar büyüklüğündeki Uzungöl Tabiat Parkı, son yıllarda başta Arap turistler olmak üzere yeri ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Son yıllarda otel, pansiyon ve iş yeri sayısının her geçen gün artışına bağlı olarak yaşanan imar kirliği sorunu ile tartışılan ve kentsel dönüşüm projesi ile gündeme gelen Uzungöl, derelerin getirdiği alüvyonlarla dolma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu açıklandı. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nün tersip bentleri ile önlem aldığı gölün dolma riskinin tam olarak ortadan kalkmadığı iddia edildi.

"UZUNGÖL SONSUZA KADAR KALACAK ALGISI VAR, BÖYLE BİR ŞEY YOK"

KTÜ eski Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Uzungöl'ün sürekli olarak derelerin getirdiği alüvyonlarla dolduğunu belirterek gölün yok olma riski ile karşı karşıya kaldığını açıkladı. Kentsel dönüşümün göl için bir fırsat olduğunu ve bunun bir jeolojik esasta yapılması gerekliliğini vurgulayan Bektaş, şöyle dedi:

"Uzungöl'ün jeolojik yapısını bilmek ve yeni yapılacak oluşumu da bu yapıya göre düzenlemek gerekir. Toplumda 'Uzungöl orada ve sonsuza kadar kalacak' algısı var. Böyle bir şey yok. Tüm göllerde olduğu gibi Uzungöl'ün de tıpkı bir insan gibi ömrü var. Göllerde doğar, gelişir ve ölür. Uzungöl şu anada yaşlanma döneminden gidiyor. Nasıl bir insan kendine iyi bakarsa ömrü uzun olur, Uzungöl'e de biz ne kadar iyi bakarsak ömrü o kadar uzun olur. Uzungöl'ün ömrünü sınırlayan iki temel faktör var. Birincisi önümüzdeki 50 yıldaki küresel iklim değişikliğinin sonuçları olarak, yağışlarla birlikte göle gelen su miktarı. İkincisinde Uzungöl sürekli olarak derelerin getirdiği alüvyonlarla doluyor. DSİ bu alüvyonları önlemek için setler yaptı ama önlemler yetersiz. Eninde sonunda bu göl bir şekilde dolacak. Bu konuda biz toplum olarak bilinçlenmeliyiz. Böylece gölün ömrünü uzatabiliriz. Biz bilinçsiz bir şekilde gölü kirletiyoruz. Göle atıklar atıyoruz. Göle bir takım organik maddeler giriyor ve göldeki oksijen oranını azaltarak gölün ömrünü kısaltıyor."

"UZUNGÖL'DE AFET TUFANI YAŞANABİLİR!"

Gölün etrafındaki yerleşim yerlerinin gölün yapısının bilinerek planlanması gerektiğini ifade eden Bektaş, "Göl bir fay zonu üzerinde doğu batı doğrultusunda uzanmış bir göldür. Fayın güney bloğu göreceli olarak yükselen bloğu olduğu için orası yan dereler ile sürekli olarak aşınıyor ve bu malzemelerde sürekli olarak göle giriyor. Geçmişte bilinmeyen bir zamanda bu yan dereler aşırı yağış neticesinde molozlar, kaya parçaları ve çamur suyla karışarak bu günkü Uzungöl mahallesinin olduğu yerden akarak gelmiş ve derenin önünü kapatarak gölü oluşturmuş. Bugünkü Uzungöl Mahallesi yani camiin arakasında kalan yerleşim yeri de bu çöken yere yapılmış. Jeolojide, 'Hal mazinin anahtarıdır' diye bir söz var. Geçmişte ne olmuşsa gelecekte de bu yaşanabilir. Bu bakımdan geçmişte Uzungöl'ün oluşmasına sebebiyet veren tufan yeniden yaşanabilir. Bu da güney yamaçtaki dere ağızlarında olur. Bugünkü Uzungöl Mahallesi de bu alüvyon yelpazesini üzerinde kurulmuş. Kentsel dönüşüm yapılacaksa bu dönüşüm de bu güney yamaçtaki alüvyon yelpazesinin olduğu yerlerde yerleşimden kaçınmak gerekir. Çünkü geçmişte olduğu gibi buralarda yeniden afetler yaşanabilir. Burası dik bir yamaç ve uzun bir vadi, buradan gelen molozlar yerleşim yerinde büyük tahribatlar oluşturur." ifadelerini kullandı.

"GÜNEY YAMAÇTA YERLEŞİM OLMAMALI"

Karadeniz'de sahil bölgelerinde dere ağzına kurulan yerleşim yerlerinin yıllardır aynı tehlikeyi yaşadığına dikkat çeken Bektaş, "O nedenle kentsel dönüşümde gölün jeolojik özellikleri ve geçmişte yaşanan olaylar mutlaka dikkate alınmalı. Bu konuda toplumu bilinçlendirmek lazım.Bu göl bize bir mirastır. Bu göl bölgenin ekonomisinin ve turizminin dinamosudur. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı ve bu gölü gelecek nesilleri bırakmalıyız. Güney blokta nüfus yoğunluğu olmamalıdır. O kısım daha çok parklar ve gezi alanı olarak kullanılmalı. Otel ve yerleşim yerleri kuzey yamaca yapılmalıdır." uyarılarında bulundu.

UZUNGÖL

Çaykara ilçesine 20 kilometre mesafedeki bin 250 metre yükseklikte yer alan eşsiz doğal güzellikleri ile Doğu Karadeniz'in gözde turizm merkezi olan Uzungöl, yüksek dağ peyzajı ve yayla ekosistemi ile orman ekosisteminin birlikte yer aldığı tabiat harikası bir yer olması özelliği ile öne çıkıyor. Tabii ve kültürel değerlerin var olması nedeniyle 1989 yılında Tabiat Parkı ilan edilen Uzungöl yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. 500 bin metre kare alana sahip olan göl alabalık ve sazan balığına ev sahipliği yapıyor. Uzungöl'ün 10 kilometre güneyinde 3000 metre yükseklikte Holdizon dağlarında, Balıklıgöl çevresinde yaya yürüyüş yapılabiliyor, vahşi doğa şartlarında yaban hayatı izlenebiliyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULANACAK

İmar kirliliği ile gündeme gelen Uzungöl'de kentsel dönüşüm projesi uygulanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre önce yaptığı açıklamada "Şu anki Ayder Yaylası bizim temsilimiz olamaz. Allah'ın bize verdiği Ayder bambaşka ama biz Ayder'i kirlettik, rezil ettik. Ayder'i kentsel dönüşüm değişimle şanına yakışır bir hale getireceğiz. Aynı değişim dönüşümü de Uzungöl'de yapmamız lazım" ifadelerini kullanmıştı. Ülke turizmine büyük bir katkı sağlayan tabiat parkındaki yoğunluk nedeniyle Trabzon'da Uzungöl benzeri 3 yapay gölün yer alacağı yeni Tabiat Parkları oluşturulması için çalışma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Prof. Dr. Osman Bektaş'ın açıklamaları

-Uzungöl detayları

Haber: Osman ŞİŞKO - Kamera: Selçuk BAŞAR TRABZON-DHA

===================================================

3)LOĞOĞLU'DAN VİZE KRİZİ DEĞERLENDİRMESİ

CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Adana eski Milletvekili ve Türkiye'nin eski büyükelçilerinden Faruk Loğoğlu, ABD ile Türkiye arasındaki vize krizi ile ilgili değerlendirmede bulunup, "İki ülke tarihinde tansiyonun en çok yükseldiği noktaya geldik. Bu gerginlik fazla sürmez, çünkü ABD ve Türkiye hala dost hala müttefik ülke. Ayrıca bu gerginliğin iki ülkeyede faydası yok. ABD'nin aldığı bu karar haksızdır, yanlıştır, orantısızdır, iddia ettikleri gelişmelerle ilgisi olmayan bir gelişmedir. Ayrıca bir sürü insanın mağduriyetine yol açacaktır" dedi. Muğla'nın Bodrum ilçesine bağlı Gündoğan Mahallesi'ndeki yazlığında tatil yapan Faruk Loğoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk-Amerikan ilişkilerini uzun yıllardır yakından izleyen, Türkiye'nin eski Washington büyükelçilerinden olan, diplomasi kariyerinin ardından TBMM'de Dışişleri Komisyonu üyeliği de yapan Loğoğlu, Türkiye ABD ilişkileri hiçbir zaman bu kadar gerilmediğine dikkati çekip, "İki ülkenin tarihinde ilk kez bu kadar gerginlik oldu. Ama zaten sorunlarla dolu bir gündemi vardı. Türkiye'nin Suriye ve Irak politikası ABD'nin YPG- PYD politikaları, Türkiye'nin İran ve Rusya ile yakınlaşmasının yanısıra Fethullah Gülen'in iadesi Rıza Sarraf davası, Cumhurbaşkanlığı korumaları davası ve Amerika'nın Türkiye'de tutuklu Amerikan vatandaşlarına ilişkin görüşme beklentileri vardı. Yaşanan bu son gerilim iki ülke ilişkilerinin gerginliğine ciddi bir yük getirdi. ABD'nin aldığı bu karar haksızdır, yanlıştır orantısızdır, iddia ettikleri gelişmelerle ilgisi olmayan bir gelişmedir. Ayrıca bir sürü insanın mağduriyetine yol açacaktır. O nedenle bunun bir an önce görüşmeler yoluyla, siyasi çevrelerle yapılacak görüşmeler yoluyla karşılıklı olarak vize yasaklarının kaldırılması şarttır" dedi.

"TÜRKİYE ALDIĞI KARARDA HAKLIDIR"

ABD'nin vize yasağına karşılık Türkiye'nin de aynı yasağı uygulamasının normal olduğunu belirten Loğoğlu, "Türkiye'nin başka çaresi yoktu. Türkiye aldığı kararda haklıdır. Ne Amerika'nın koyduğu bu yasak ne Türkiye'nin karşılığında getirdiği yasak bunların bir iki ülkeyede yararı yok. Karşılıklı restleşmelerle, tırmanışlarla bu meseleyi çözemezsiniz, Meseleler ancak görüşme yoluyla çözülür. Vatandaşların haklarını korumak lazım ABD yanlış yapmıştır ve bu yanlıştan dönmesi için Türkiye'nin bu konuyu ciddiyetle vakur ve sakin bir şekilde gündeme getirmesi ve görüşmeler yapılarak bir an önce kaldırılması gerekir" diye konuştu.

Türkiye'nin İdlib'e girmesi ile ABD'nin vize yasağı getirmesinin aynı güne denk gelmesinin planlı olmadığını düşündüğünü vurgulayan Loğoğlu, "ABD, bu konularda çok bilinçli davranan bir ülke değil hele hele Trump'tan sonra hiç değil. Ancak zamanlama konusu tabii ki biraz ilginç. Ama Pentagon, İdlip'te Türkiye'nin duruşunu takdirle karşıladığını ve desteklediğini söyledi. Ama esas sıkıntı Türkiye'nin İdlib merkezinde, teröristlerle savaşır durumda olması, şimdi teröristlerle yarın da Afrin'de Kürtler'le karşı karşıya geldiğimizde çok ciddi sıkıntılara yol açacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin orada atacağı adımlar rejimin alacağı tutuma bağlı. Ama öncelikle teröristleri temizlemek gerek. Zaten sıkıntılı bir iş" dedi.

"ABD'NİN TUZAĞINA DÜŞMEMEK GEREK"

"Bu temizleme işini niye başkaları yapmadı" diye düşünmek gerektiğini söyleyen Loğoğlu, şöyle devam etti:

"Rusya yapmadı. Türkiye merkezde görev yaparken Rusya çevrede duruyor. Bence tersi olmalıydı. Şimdi yetkililerimiz, 'İdlib'ten sonra Afrin var' diyor. Afrin'de, YPG - PYD var. Burada, Türkiye'nin ABD'nin tuzağına düşmemesi gerekir. ABD, burada Türkiye ile Kürtler'i karşı karşıya getirmek istemektedir. Irak'ın ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne sahip çıkarken bu tuzağa düşmememiz gerekir. Burada Kürtler'in meşru talepleri var. Onlara da bir itirazımız yok ama bir Kürt devletinin kurulması bölgeyi darmadağın eder. Bu nedenle Afrin'de çok dikkatli olmak gerekir, tuzağa düşülmemesi Kürtler'le çatışma ortamından kaçılması gerekir."

Görüntü Dökümü

---------------------

-CHP Adana eski Milletvekili ve Türkiye'nin eski büyükelçilerinden Faruk Loğoğlu ile röp.

-Faruk Loğoğlu'nun kitap okurken görüntüsü

Haber: Yaşar ANTER -Kamera: Hülya ELTEŞ/ BODRUM (Muğla),

==================================================

4)FOÇA'DAKİ VELİLER TAŞIMALI EĞİTİM İSTEDİ

İZMİR'in Foça İlçesi'ne bağlı 3 kırsal mahallede öğrenci sayısı 40'ın altına düştüğü için okullarının kapatılmasına tepki gösteren veliler, bu yıl taşımalı eğitim sisteminden de faydalanamadıklarını belirterek, küçük yaştaki çocukların otobüslerle okula gitmek zorunda kaldığını söyledi. Birçok veli çocuklarını okula gönderemediğini belirterek çözüm için Kaymakamlığa dilekçe verdi. Foça'nın kırsal mahallelerinden Ilıpınar, Yeniköy ve Kozbeyli'de yaşayan veliler, Foça Hükümet Konağı önünde toplanarak taşımalı eğitim istedi. Yeterli öğrencisi olmadığı için okulları kapatılan 3 mahallenin sakinleri, geçen yıl çocuklarının taşımalı eğitimden faydalanırken bu yıl 'Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinde yaşayan öğrenciler, belediye otobüslerinden yararlanacak' kararı üzerine servislerin kaldırıldığını öne sürdü. Ana sınıfı, ilkokul ve ortaokulda eğitim alan yaklaşık 200 öğrencinin mağdur olduğunu savunan veliler, topladıkları 162 imzalı dilekçeyi Foça Kaymakamı'na vererek çözüm istedi. Yenifoça Forum Platformu üyeleri de, sözcü Ezgi Levent'in okuduğu basın açıklamasıyla velilere destek verdi. İlköğretimin zorunlu olduğunu, çocuklarını okula göndermezlerse suçlu ilan edileceklerini belirten Levent, servis tutacak maddi gücü olmayan ailelerin yasaya göre belediye otobüslerinden yararlanmak zorunda bırakıldığını söyledi. 5-6 yaşındaki bir çocuğun bu otobüslere nasıl inip bineceğini soran Levent, bazı hatlarda otobüs değiştirmeleri gerektiğini hatırlattı. Ulaşımın zaten zor olduğu Ilıpınar, Yeniköy ve Kozbeyli'de küçük çocukların okula gitmesinin imkansız hale geldiğini iddia eden Levent, "Sosyal yardımlarla yaşayan bazı ailelere adeta 'Çocuklarınızı okula göndermeyin' denilmiştir. Birden fazla çocuğu olan bazı aileler anaokulu seviyesindeki çocuklarını okula göndermekten vazgeçmişlerdir. Bu yönetmelikle çocukların eğitim hakkı elinden alınmıştır. Ciddi bir can güvenliği sorunu vardır. İzmir'in bazı yerlerinde servis ücretleri Milli Eğitim tarafından karşılanmakta, örneğin Aliağa'da taşımalı eğitim hala devam etmektedir. Bu durumda Foça'ya çifte standart uygulanmaktadır. Bu anayasaya aykırıdır. Taşımalı eğitimle birlikte okulda yemek verilmesi de kaldırılmıştır. Çocuklar sağlıklı beslenemez hale gelmiştir. Yapılan haksızlık ve mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz" dedi.

"GEREKİRSE OTOBÜSLER KALKSIN"

Velilerden Kozbeyli Mahallesi'nde oturan Sema Altıkardaşlar biri üniversitede, üç çocuk okuttuklarını, servis ve yemek haklarıyla birlikte verilen okul yardımlarının da kaldırıldığını ileri sürerek, taşımalı eğitim ve yemek haklarının geri verilmesini istedi. Aynı mahalle sakinlerinden Sadime Bülbül de "Servis yok, yemek yok. Bazı ailelerin servise verecek parası yok, verse de can güvenliği yok, eski sistemimizi geri istiyoruz. Güzergahta belediye otobüsü varsa taşımalı sistem geçersiz oluyormuş. Çocuklarımızın can güvenliği için gerekirse tüm köyler imza toplayarak otobüslerin kaldırılmasını talep edeceğiz. Kendimiz kilometrelerce yürümeyi göze alırız ama çocuklarımıza bir şey olmasına izin vermeyiz. Belediye otobüslerinde çocuklarımızı kim kollayacak, gözetecek, bir şey olursa hesabını kim verecek" diye konuştu.

"ÇOCUĞUMU OKULDA İNDİRMEYİ UNUTUP SANAYİYE GÖTÜRMÜŞLER"

6.5 yaşındaki oğlunun ulaşımını özel servisle sağladığını anlatan Ümmühan Çetin ise geçtiğimiz günlerde çocuğun okulda inmeyi unuttuğu için Aliağa Sanayi Sitesi'ne götürüldüğünü iddia etti. Çetin, "Oğlum kalkıp 'Ağbi daha okula gelmedik mi' diye sorunca servis şoforü 'Sen bu arabada ne arıyorsun' dedikten sonra telefonla arayıp hiç tanımadığımız biriyle çocuğumu okula göndermiş. Biz kime güveneceğiz" dedi.

Eyleme destek verenlerden avukat Tennur Koyuncuoğlu da eğitimin devletin sorumluluğunda olduğunu hatırlatarak, sorumluları göreve davet etti. Basın açıklamasının ardından aralarından seçtikleri 4 temsilciyle dilekçelerini Foça Kaymakamı Ali Çetin'e veren aileler, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yüksel Akar'ın da bulunduğu mini bir toplantıyla da sorunlarını aktardı. Kaymakam Çetin soruna, devlet ve belediye eliyle bir çözüm üretmeye çalışacaklarını söyledi. Dilekçelerini veren veliler daha sonra Hükümet Konağı önünden ayrıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------

Hükümet Konağı önünde toplanan eylemcilerden görüntü,

Basın açıklamasını okuyan Ezgi Levent'in konuşmasından görüntü,

Velilerin konuşmalarından görüntü.

Haber - Kamera: Seyfi GÜL/ FOÇA (İzmir),

==============================

5)MEHMET ERDEM ODUNPAZARI KONSERİNDE KLİP SÖZÜ VERDİ HEM DE PASTA KESTİ

Eskişehir'in Odunpazarı'nda Ahşap ve Cam sanatları festivalleri devam ediyor. Festivaller kapsamında Mehmet Erdem konser verdi.  Odunpazarı Meydanı'nda gerçekleşen konsere binlerce vatandaş katıldı.  Birbirinden güzel şarkılarını seslendiren Mehmet Erdem, izleyenlere adeta müzik ziyafeti çekti.  Konser sırasında bir süpriz yaşandı.  Sanatçı Mehmet Erdem'e hediye vermek için sahneye çıkan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un doğum günü kutlandı. Vatandaşlar hep bir ağızdan Belediye Başkanı Kurt için doğum günü şarkısı söyledi.

MEHMET ERDEM YENİ KLİBİNİ ODUNPAZARI'NDA ÇEKECEK

Belediye Başkanı Kurt, "Sevgili gençler hepinize iyi akşamlar diliyorum. Ben böyle doğum günü kutlamalarına alışık değilim. Sürpriz oldu. Ama sokaktaki Ahmet amcamız, Emek Mahallesi'ndeki Hatice teyzemiz doğum gününü nasıl kutluyorsa ben de öyle kutluyorum. Ünlü sanatçımız Mehmet Erdem iyi ki geldin; ağzına, yüreğine sağlık çok teşekkür ediyorum. Bu manzarayı görünce neden biz daha önce Mehmet Erdem'i getirmemişiz dedim. Yeni bir klip çekiyormuş, onu Odunpazarı'nda çeksin istiyoruz, söz verdi. Festivalimiz kapsamında bugün 1500 ağaçlık bir orman diktik. Adına da Adalet Ormanı dedik. Türkiye'nin en çok ihtiyacı olan unsur adalet. Hepimize lazım. Adaleti koruyalım" dedi. Belediye Başkanı Kurt'un konuşması coşkuyla alkışlanırken Mehmet Erdem'in klibini Odunpazarı'nda çekeceği sözü halkı daha da heyecanlandırdı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: ESKİŞEHİR

==================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement