Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 4

İSTANBUL'DA DOLU YAĞDIHaber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER-Özgür EREN-İbrahim AKTÜRK / İstanbul DHAİstanbul'da dolu yağışı başladı.

20.04.2017 18:52

İSTANBUL'DA DOLU YAĞDI

Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER-Özgür EREN-İbrahim AKTÜRK/ İstanbul DHA

İstanbul'da dolu yağışı başladı. Park halindeki araçların üzeri beyaza büründü. Dolu yağışı aralıklarla sürüyor. Mecidiyeköy'de etkili olan yağışlar nedeniyle sürücüler ve yayalar zor anlar yaşadı.

Görüntü Dökümü:

---------------------

- Beyoğlu'nda dolu yağışından görüntüler

-Üzeri beyaza bürünen araçlar

-Mecidiyeköy D-100 karayolunda ilerlemeye çalışan araçlar

- Zincirlikuyu'da etkili olan dolu yağışı

20.04.2017 - 17.09 Haber Kodu : 170420159

20.04.2017 - 17.48 Haber Kodu : 170420180

============================

YAĞMUR VE ÇALIŞMA ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ'NDE YOĞUNLUĞA NEDEN OLDU

Haber - Kamera: Mehmet İlkay ÖZER/ İstanbul DHA

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde bu sabah saatlerinden itibaren başlayan gişe kaldırma çalışmaları ile akşam saatlerinde başlayan yağmur birleşince trafiği yoğunluğu yaşandı. Özellikle Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçişlerde trafik yoğunluğu gözlendi. Mecidiyeköy'den başlayan yoğunluk, köprü girişine kadar sürüyor. İş çıkış saatlerinde başlayan yağışlı hava da yoğunluğu arttıran nedenlerden birisi oldu.

Görüntü Dökümü:

---------------------

-Mecidiyeköy D-100 karayolunda oluşan trafik

-Köprü girişlerinde oluşan trafik

-Köprü üzerinde araçların ilerlemesi

-Genel ve detaylar

20.04.2017 - 17.50 Haber Kodu : 170420181

===============================

- SAĞANAK YAĞIŞ HAVA TRAFİĞİNİ ETKİLEDİ

Haber: Murat ÇAKIR/ İSTANBUL DHA

İstanbul'da akşam saatlerinde etkili olan sağanak yağış, Atatürk Havalimanı'nda uçuşları olumsuz  etkiledi. Kalkıştan kısa süre sonra yıldırım isabet eden özel bir havayolu şirketine ait uçak geri döndü. Yağış sırasında bazı uçakların da pas geçtiği öğrenildi. Yağışın şiddetlendiği dakikalarda elektrik yüklü CB bulutlarına yakalanmak istemeyen pilotlar havada tur attıktan sonra inebildi.

Özel bir havayolu şirketinin İstanbul- İzmir seferini gerçekleştiren tarifeli uçağa ise kalkıştan kısa bir süre sonra yıldırım isabet edince havalandığı Atatürk Havalimanı'na geri döndü.

==============================

BAYKAL: YÜZDE 50 ARTI 1 İLE ANAYASA OLMAZ. OLUR DA, OLMASI GEREKEN ANAYASA DEĞİLDİR. BİR ANAYASA KRİZİDİR O (1)

*CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Yüzde 50 artı 1 ile anayasa olmaz. Olur da, olması gereken anayasa değildir. Bir anayasa krizidir o."

"Başbakan 'herhalde OHAL'de bunu oylamayız' demişti. Sözünün arkasında durabildi mi? Tartışma adil değil, OHAL, devletin bütün gücü, imkanları parası pulu hukuka aykırı biçimde seferber, son anda da seçimde garip usulsüzlükler. Mühürsüz oy pusulaları, zarflar… Başka neler neler…"

Haber - Kamera: İhsan YALÇIN - Gülseli KENARLI/ İstanbul DHA

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, partisinin İstanbul il başkanlığında bir basın toplantısı düzenledi. Deniz Baykal toplantıda yaptığı konuşmasında, "Referandum alınan sonuç, tarihi bir sonuçtur. Türkiye bakımında çok önemli gelişmelerin ilk işaretini veren bir sonuçtur. Bu oylamaya en büyük katkıyı yapan örgütlerimizin başında İstanbul il örgütümü geliyor. İstanbul'da sağlanan başarı bütün Türkiye için, Türkiye'nin ötesinden dünya için bir umut olmuştur. Bunu bilemenizi istiyorum. Bu duygunun bize yüklediği sorumluluğu hep beraber bir kez daha hissedelim istiyorum. Bu sorumluluktan çıkarılması gereken görevleri düşünelim istiyorum. ve bundan sonrasına böyle bir noktadan yürümekte olduğumuzu unutmayalım istiyorum. Bu bir son değildir başlangıçtır. O çok önemli bir başlangıçtır. Büyük bir sonuçtur, Türkiye için büyük bir sonuçtur. Parti olarak konuşmuyorum bunu, Türkiye bakımından her türlü gücü olanağı, yetkiyi, devletin günlük siyaset dışında tutulması gereken bütün olanaklarını acımasızca seferber edilerek yürütülen bir referandum mücadelesi karşısında toplumumuzun çeşitli kesimlerinin, ideolojik olarak, sosyolojik olarak, birbirinden farklı kesimlerinin 'yeter artık' derecesine birbiri ile dayanışma içerisine girerek, bu tepeden inme, dayatmacı, baskıcı girişimi frenleme konusunda yüksek iradeyi sergilediğine tanık olduk. Özlediğimiz buydu. Bu çok önemlidir, ben ülkem adına da, partim adına da iftihar ediyorum. Buna katkı yapan bütün partililerimi, bu sürece destek veren bütün vatandaşlarımı, hangi siyasi görüşten olursa olsun tümünü yürekten kutluyorum. Çok büyük bir iş başardınız. Hepinizi kutluyorum, bunları ifade etmek için buradayım" dedi.

"DEĞERLENDİREREK BU KONUDA ÇOK SOĞUKKANLI, GEREKİRSE KENDİMİZE KARŞI ACIMAZSIZ, ALÇAK GÖNÜLLÜ, KUCAKLAYICI YORUM YAPMAMIZA İHTİYAÇ VAR"

Deniz Baykal, "Gerçekten büyük bir sonuçtur bunu bilelim. Ama bunu doğru okuyalım. İlk yapılması gereken iş bu tablonun doğru algılanması, doğru değerlendirilmesi, anlaşılmasıdır. Elbette böyle gergin bir siyasi mücadele içine girip, böyle bir sonuç ortaya çıkınca hepimizin refleksi bu tabloya sahip çıkmak, kendi adımıza övünülecek sonuçlar çıkarmak, buna tezahür etmek, el koymak, sahip çıkmak eğilimidir. Siyasetçi refleksi budur. Ama bizim içinde bulunduğumuz kritik ortamı değerlendirerek bu konuda çok soğukkanlı, gerekirse kendimize karşı acımazsız, alçak gönüllü, kucaklayıcı yorum yapmamıza ihtiyaç var" şeklinde konuştu.

"BU SONUÇ, OLAĞAN, DEMOKRATİK BİR REFERANDUM OYLAMASININ SONUCU DEĞİLDİR"

Baykal, "Bu sonuç, olağan, demokratik bir referandum oylamasının sonucu değildir. Bu bir anayasayla ilgili referandumdur, bir anayasa oluşturma aşamasıdır. Anayasa mecliste oluşturulamamıştır. Bugüne kadar pek çok değişiklik mecliste yapılmıştır. Ama bu anayasa mecliste oluşturulamamıştır. Şimdi bu mecliste oluşturulamamış anayasayı milletten onay alarak ortaya çıkmıştır. O mecburiyet dolayısıyla konu referanduma gelmiştir. Keyfe keder bir referandum değildir bu. Anayasayı inşa etmesi beklenen bir referandumdur. Mecliste oluşturulamadı. Ne oldu? Doğru dürüst müzakere edildi mi? İmzalayanlar bir boş kağıdı imzaladılar. Komisyon aşaması, genel kurul aşaması, olupbittiye getirildi. Türkiye'nin dikkatle izleyebileceği, katılabileceği bir süreç olmadı. Meclis dışında Türkiye platformları anayasa yapma sürecine dahil edilmedi, tam tersine engellendiö şeklinde konuştu.

"YÜZDE 50 ARTI 1 İLE ANAYASA OLMAZ. OLUR DA, OLMASI GEREKEN ANAYASA DEĞİLDİR. BİR ANAYASA KRİZİDİR O"

Deniz Baykal, "Referandumda hepinizin yakında bildiği gibi eşit, demokratik bir mücadele olmadı. OHAL kararnamesi ile referandum çalışmalarının eşitliksiz olmasını öngören kararlar alındı, düzenlemeler yapıldı. Yani referanduma girerken, RTÜK'e 'aman sakın ha televizyonlara eşit fırsat verme, anlayışını bırak kardeşim, eşitlik falan yok burada' diye düzenleme yapıldı. Basın baskı altında, kimler konuşabildi? Ne ölçüde konuşabildi biliyorsunuz. Referandum çalışması doğru olmadı. Sonuç yüzde 50-50. Ayrıntıya girmiyorum. Kaba hatlarıyla bu. Bir anayasa yapacağız. 'Yüzde 50 artı bir ile iktidar oluyor'. Türkiye'de de oldu, dünyada da oldu. Doğrudur iktidar olur. Ama anayasa olmaz. Yüzde 50 artı 1 ile anayasa olmaz. Olur da, olması gereken anayasa değildir. Bir anayasa krizidir o. Türkiye'de yüzde 50 ile bir anaysa biçimsel olarak, demin söylediğim handikaplarıyla, eksiklikleriyle, mahcubiyetleriyle…" dedi.

"BAŞBAKAN 'HERHALDE OHAL'DE BUNU OYLAMAYIZ' DEMİŞTİ. SÖZÜNÜN ARKASINDA DURABİLDİ Mİ?"

Baykal, "Başbakan 'herhalde OHAL'de bunu oylamayız' demişti. Sözünün arkasında durabildi mi? Tartışma adil değil, OHAL, devletin bütün gücü, imkanları parası pulu hukuka aykırı biçimde seferber, son anda da seçimde garip usulsüzlükler. Mühürsüz oy pusulaları, zarflar… Başka neler neler… Doğuda, Güneydoğuda, valileri, muhtarları, kaymakamları çağırıp gerekli talimatları verip, baskılar yapması. Bu şartlar altında geçtik değil mi? Bunlarda bir çarpıtma, bir abartma var mı? Bu gerçeğin yumuşak ve sade bir ifadesi değil mi bu, yalın bir ifadesi değil mi gerçeğin? Gerçek bunun da ötesinde değil mi? Sonuç ne? Yüzde 50-50, ne, 'anayasa yaptık'. Bizim bütün anayasalar yüzde 90'ın üzerinde oy aldı. Bir anayasa yapıyoruz, böyle olur mu? Üstelikte anayasada sıradan bir düzenleme yapmıyoruz. Yüz yıllık, bir asra yakışan anayasal köklü geleneklerimiz, başarıyla Türkiye'yi bu güne taşımış, dünya çapında takdirle izlenen bir anayasal düzeni, yapılaşmayı tahrip eden, kişisel bir yönetim anlayışını ön plana çıkaran düzenlemeyle geçirdik diyoruz ve şimdi bununla iş tutacağız. Bu tabloyu bilelim diye söylüyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Baykal'ın açıklamaları

Detaylar

20.04.2017 - 17.24 Haber Kodu : 170420166

20.04.2017 - 17.27 Haber Kodu : 170420167

20.04.2017 - 17.27 Haber Kodu : 170420168

===============================

- SARIYER'DEKİ UYUŞTURUCU OPERASYONU POLİS KAMERASINDA

26 KİŞİ TUTUKLANDI

Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA

İstanbul Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Sarıyer'de uyuşturucu madde satan kişilere yönelik çalışma başlattı. Polis ekipleri Çayırbaşı mahallesinde 35 adreste uyuşturucu satışı yapıldığını belirleyerek 11 Nisan'da operasyon düzenlenerek 26 kişi gözaltına alındı. Polis helikopteri ve Özel Harekat ekiplerinin desteğiyle yapılan operasyonda Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri de adreslerde arama yaptı. Yapılan aramalarda 986 gram bonzai, 1 kilo 768 gram esrar, 8 gram toz halinde getirilmiş ecstasy hap, 4 pompalı tüfek, 3 ruhsatsız tabanca, 2 hassas terazi, sahte ehliyet, sahte nüfus cüzdanı ile 5 bin lira para ele geçirildi. Gözaltına alınan 26 kişi emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildikleri adliyede çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

ÖZEL HAREKAT EKİPLERİNİN EVLERE GİRMESİ KAMERADA

Operasyon Özel Harekat ekiplerinin adreslerde kapıları koçbaşı ile kırarak evlerin içine girmesi kameralarca kaydedildi. Adliyeye sevk edilen 26 kişinin sağlık kontrolünden geçirilmeleri polis kameraları tarafından görüntülendi.

Görüntü Dökümü

--------------

(Polis Kamerası)

-Özel Harekat ekiplerinin kapıları kırması

-Ekiplerin eve girmesi

-Gözaltına alınan şüphelilerin sağlık kontrolüne götürülmesi

-Genel ve detaylar

20.04.2017 - 14.41 Haber Kodu : 170420098_

============================

5 YAŞINDAKİ YAREN'İN ÖLDÜĞÜ HAFRİYAT KAMYONU KAZASINDA KEŞİF KARARI

Baba Ernaim Aluç,

"Yardım etmesi gerekirken kaçmasının sebebi ne? Öncelikle insaniyet"

Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA

Sarıyer'de hafriyat kamyonunun babaanne ve elinden tuttuğu torunlarına çarparak 5 yaşındaki Yaren'in ölümüyle sonuçlanan kazaya ilişkin davanın görülmesine başlandı.

Bilirkişi raporuyla kendisi de kusurlu bulunan babaanne Hatice Aluç, şoförden şikayetçi oldu. Tutuklu kamyon şoförü Erdal Yavuz ise "Olaydan sonra 4 aydır uyuyamıyorum" diyerek tahliyesini talep etti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Erdal Yavuz getirildi. Tutuksuz sanıklar Sandy Yahni, Mehmet Sami Erdoğan, Abdullah Derya ve müşteki-sanık Yaren'in babaannesi Hatice Aluç de duruşmada hazır bulundular. Ölen Yaren'in annesi İcran Aluç ve babası Ernaim Aluç da müşteki olarak duruşmaya katıldılar.

Sanık Erdal Yavuz savunmasında, "Olay günü yönetimimde olan 34 UP 9758 plakalı kamyonla Adnan Kahveci Bulvarı'ndan Vatan Caddesi'ne doğru geçiş yapacaktım. Olay yerinde sağlı sollu araçlar park halindeydi. Caddeye çıkmak için iki manevra yapmak zorunda kaldım. İkinci manevrayı yaptığım sırada bir ses duydum. Arabayı durdurarak indiğimde maktul ve müştekiye çarpmış olduğumu fark ettim. Aracın sağ ön lastikleri civarında çarpma olmuş. Bu kamyonun kör noktasıdır. Olay bu şekilde meydana gelmiştir. Kaza sonrasında halkın bana yönelik herhangi bir eylem gerçekleştirmesinden korktuğum için olay yerinden uzaklaştım ve Tarabya Karakolu'na teslim oldum. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. Olaydan sonra 4 aydır rahat uyuyamıyorum" dedi.

"YARALANDIM, ŞİKAYETÇİYİM"

Bastonuyla yürüyen müşteki-sanık Hatice Aluç ise mübaşirin yardımıyla sanık sandalyesine getirildi. Hatice Aluç, "Ben torunlarımı her zaman okula götürüyordum. Olay günü de okula giderken söz konusu kaza meydana geldi. Gıdım gıdım gidiyorduk. Ben yaralandım. Torunum Yaren vefat etti. Bu olaydan ötürü karşı taraftan şikayetçiyim" dedi. Hatice Aluç'una avukatı, müvekkilinin olaydan sonra psikolojik tedavi gördüğünü ifade etti. Diğer sanıklar  ise olay günü park yasağı olmayan yere araçlarını park ettiklerini, olayda kusurlarının bulunmadığını öne sürdüler.

"YARDIM ETMESİ GEREKİRKEN KAÇMASININ SEBEBİ NE?"

Şikayetçi baba Ernaim Aluç, olayı sonradan öğrendiğini belirterek "Olayı gören esnaftan öğrendiğime göre, kamyon şoförü yolun darlığı nedeniyle iki manevra yapıp durduğu esnada çocukların ve annemin karşıya geçmek istemiş, o sırada kamyon şoförünün elinde cep telefonu varmış, durmadan ezip geçmiş. Esnaf 'çocuğu ezdin' diyerek arkasından bağırmış.  Olay saati caddenin kalabalık olduğu bir saattir. Çocukların öğle vakti, okula gideceği yerde ne işi var? Bu saatte kamyonun o yere gitmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Yardım etmesi gerekirken kaçmasının sebebi ne? Öncelikle insaniyet. Annem dışındaki sanıklardan şikayetçiyim" dedi.

"ŞİKAYETÇİYİM"

Şikayetçi anne İcran Aluç da "Olay günü işteydim. Haber verilmesi üzerine öğrendim. Olay sırasında oğlum da babaannesinin yanındaymış. Bana anlattığına göre, babaannesinin kamyonun altına düştüğünü, kendisinin kamyonun rüzgarıyla dış tarafa savrulduğunu söylemişti" diyerek Hatice Aluç dışındaki sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.

"TAHLİYE EDİLSİN"

Tutuklu sanık Erdal Yavuz'un avukatı, müvekkilinin kaçma şüphesinin olmadığını, olayla ilgili görüntülerin dosyada mevcut olduğunu belirterek "Delilleri karartma imkanı yoktur. 30 yıldır aynı yerde ikamet etmektedir. Olay sonrası kendisi teslim olmuştur. Kaçma ihtimali yoktur. 3 çocuğu ve bir torunuyla yaşamaktadır. İddiananede kazanın oluşumuna birden fazla neden gösterilmiş ve birden fazla kişinin neden olduğu belirtilmiştir. Üst sınır 15 yıl denilerek tutuklu bukundurulması doğru değildir. Bu nedenlerle tahliyesini talep ederim" diye konuştu.

"OLAY YERİNDE KEŞİF YAPILSIN"

Olay yerinde keşif yapılmasını, görüntülerin de bir analizci tarafından analiz edilmesi gerektiğini belirten Şikayetçi avukatı Nebi Alıcı ise, "Her ne kadar iddianamede olay taksirle adamöldürme nitelemesi yapılmışsa da sanık Erdal, kazanın meydana geldiği sırada sağa ve sola baktığını belirtmektedir. Olaydaki konumu dikkate alındığında bize göre olası kasıtla adam öldürme suçunun unsurları bulunabilir. Dolayısıyla bu suç daha ağırdır. Bu yüzden sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilsin" dedi. Diğer sanık avukatları da olay yerinde keşif yapılması talebinde bulundu.

OLAY YERİNDE KEŞİF YAPILACAK

Mahkeme heyeti, olay yerinde 8 Mayıs'ta saat 14.00'da keşif yapılmasına  ve sonrasında kusur oranlarının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'ne gönderilmesine hükmetti. Heyet, somut delillerin varlığı, öngörülen ceza miktarına göre tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu, adli kontrolün yeterli olmayacağı nedenleriyle sanık Erdal Yavuz'un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ertelendi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 12 Aralık 2016'da günü, saat 11.50'da sanık Erdal Yavuz'un harfiyat kamyonuyla Adnan Kahveci Caddesini takiben Vatan Caddesi istikametine dönüş manevrası yaptığı, bu sırada karşıya geçmekte olan babaanne Hatice Aluç ve elinden tuttuğu torunları Yaren Aluç ve Yusuf Aluç'a çarptığı anlatılıyor. Yaren'in çarpma sonucu olay yerinde öldüğü, Hatice Aluç'un ise vücudunda kemik kırığı oluşacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, Yusuf'un ise yara almadan kurtulduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporunda, trafik kurallarını ihlal eden şoför Erdal Yavuz ve babaanne Hatice Aluç'un kusurlu bulunduğu anlatılan iddianamede, kamyonun cadde girişinde park eden araçlar nedeniyle zorlandığı, iki manevrayla giriş yaptığı, araçlara çarpmamak için aracını kontrol ettiği sırada kamyonun önüne fırlayan yayaları görmeyerek kazaya sebebiyet verdiği, bu nedenle park eden araçların da kusurlu olduğunun tespit edildiği de yer alıyor. "Müşteki-sanık" babaanne Hatice Aluç'un "Taksirle birinin ölümüne neden olmak" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi istenirken; tutuklu kamyon şoförü Erdal Yavuz ile yol kenarına park eden Abdullah Derya, Mehmet Sami Erdoğan ve Sandy Yahni'nin ise "Taksirle bir kişinin ölümüne bir kişinin ise yaralanmasına neden olmak" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapisleri isteniyor.

Görüntü (ARŞİV)

--

-Kazayla ilgili arşiv görüntü

20.04.2017 - 14.57 Haber Kodu : 170420104

================================

(ÖZEL) - TELEVİZYON HIRSIZI GÜVENLİK KAMERASINDA

Çekmeköy'de birçok ev ve işyerinden  televizyon çaldığı belirlenen kişi  yakalandı.

Birçok suçtan aranması olduğu belirlenen şüpheli, çaldığı televizyon ile binadan çıkarken güvenlik kameralarına yansıdı.

Haber-Kamera: Uğur AYAZSIN- İstanbul, DHA

Çekmeköy Mimar Sinan Mahallesi'nde son 1 ayda 3 ev ve 3 iş yerine bir kişi televizyonları çalarak kayıplara karıştı.

Harekete geçen Çekmeköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği'ne bağlı ekipler güvenlik kameralarını inceledi. Plazma televizyonları çalanın 27 yaşındaki Sinan Y. olduğu belirlendi. Yapılan çalışmalar sonucunda Sinan Y.'nin  saklandığı adres belirlendi. Ekipler, saklandığı evden dışarıya çıkan şüpheliyi kıskıvrak yakaladı.

Şüphelinin tehdit, uyuşturucu ve yine hırsızlık suçlarından aranması olduğu ortaya çıktı. Sinan Y., emniyette alınan ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi

GÜVENLİK KAMERASINA YAKALANDI

Polisler tarafından yakalanan şüphelinin çaldığı plazma televizyon ile binadan çıkarken  güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, şüpheli kucağındaki televizyon ile bir dairenin balkonundan çıkıp merdivenlerden gayet rahat bir şekilde uzaklaştığı görülüyor.

Görüntü Dökümü

--------------

GÜVENLİK KAMERASI

-Binaya giriş

-Bina duvarından atlaması

-Diğer binaya girişi

-Plazma TV ile binadan çıkışı

-Şüphelinin fotoğrafı

20.04.2017 - 15.33 Haber Kodu : 170420113

============================

İSTANBUL AUTOSHOW 2017 KAPILARINI AÇTI

Haber-Kamera: Enver ALAS, İstanbul/ DHA

Avrupa'nın en büyük otomobil fuarlarından biri olan 'İstanbul Autoshow 2017' düzenlenen törenle kapılarını açtı.

Fuarda, cevreci ve akıllı araçlar ile entegre iletişim çözümleri ve otonom sürüş gibi yenilikleri içeren en yeni modeller otomobil tüketicileriyle buluşacak.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından 17'ncisi gerçekleşen "İstanbul Autoshow 2017" kapılarını VIP ziyaretçileri ve basın mensuplarına açtı. Büyükçekmece'deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen fuarın açılışına Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, ODD Başkanı Mustafa Bayraktar, TÜYAP Fuar ve Fuarcılık Hizmetleri Genel Müdürü İlhan Ersözlü ile otomotiv sektörünün temsilcileri katıldı.

Törende bir konuşma yapan ODD Başkanı Bayraktar,  otomotiv fuarlarının önemini vurgulayarak, markaların yeni modellerini sergileyip tüketiciyle buluşturmak için autoshow'lara büyük kaynaklar ayırdığını söyledi.

"TEKNOLOJİ IŞIK HIZINDA DEĞİŞİYOR"

Bayraktar, "Global ölçekte bakıldığında otomotiv sektörü büyük bir değişim geçiriyor. Modeller ve teknolojiler birbirine iyice yaklaşmaya başladı. Sektörümüzde ürünlerde üç şey öne çıkıyor; güvenlik, çevre ve otonom sürüş teknolojileri...Teknoloji ışık hızında değişiyor. Bu değişikliklerden 'otoshow'larda nasibini alıyor. Çok uzak olmayan bir gelecekte 'otoshow'lar tüketici elektroniği fuarlarıyla neredeyse bir olacak ve aynı anda yapılmaya başlayacak. Burada da daha önce hiç görmediğiniz katılımcı firmaları göreceksiniz" dedi.

BAKAN YARDIMCISI ÇELİK "TÜRKİYE'NİN PAZARDAKİ YERİNİ YETERLİ BULMUYORUZ"

Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik de otomotiv sektörünün Türkiye'de kendini kanıtladığını belirterek, sektörün ülke ihracatında başı çektiğini belirtti. Çelik, "Dünya otomobil pazarında 2 trilyon dolarlık hacme sahip. Türkiye'nin  bu pazardaki yerini yeterli bulmuyoruz." Geçen yıl çıkarılan ar-ge reform paketi ile Ar-Ge merkezlerine çok ciddi destekler verdik. Hükümetin verdiği desteklerle bu alanda ilerleme sağlandı" ifadelerini kullandı.

YARIN GENEL ZİYARETE AÇILACAK

Yarın genel ziyarete açılacak fuarda, piyasadaki en uygun fiyatlı otomobillerden milyonlarca liralık otomobillere kadar geniş seçenekler sunuluyor. ODD bünyesindeki 19 otomotiv markasının yeni ve satışı devam eden otomobilleri sergileniyor.

"GELECEĞE YAKINDAN BAKIN" TEMASI

Bu yıl "Geleceğe Yakından Bakın" sloganıyla gerçekleştirilen fuarda bugünün ve geleceğin teknolojileri sergileniyor.

Katılımcılarını bugünün ve yarının teknolojileriyle buluşmaya davet eden fuarda, otomobil firmalarının yanı sıra, teknolojiye yatırım yapan, bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin de önemli gösterileri var.

AKILLI ÇÖZÜMLER SUNUN TEKNOLOJİLER DİKKAT ÇEKİYOR

"Entegre iletişim çözümleri, otonom sürüş, çevreci ve akıllı araçlar" gibi konularda yeniliklerin sergilendiği etkinlikte, ziyaretçiler yakın gelecekte hayatlarına dahil olacak bu konuları deneyimleme fırsatı da yakalayabilecek.

Fuarda, otomobiller ve mobil cihazlar arasında akıllı çözümler sunan teknolojilerin büyük bir ilgi görmesi beklenirken, akıllı telefonlar, tabletler ve mobil internet kullanımının otomobiller ile entegrasyonundaki son gelişmeler izlenebilecek.

Ayrıca fuarda, birbirinden değerli ve özel klasik otomobiller sevenleriyle buluşuyor.

HAFTA İÇİ KADIN VE ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ

İstanbul Autoshow 2017'ye giriş ücretleri hafta içi 10 TL, hafta sonu ise 20 TL.

Kadınların hafta içi ücretsiz, hafta sonu ise 10 TL ödeyerek girebileceği fuar, öğrenciler için de hafta içi ücretsiz, hafta sonu ise 5 TL olacak. Fuarın kapıları haftaiçi 12.00-21.00 haftasonu ise 11.00 - 21.00 arasında ziyaretçilere açık olacak

Görüntü Dökümü

----------------------

-Açılış töreni

-ODD Başkanının konuşması

-Kurdele kesimi

-Fuar alanından görüntüler

-Yeni modeller

- Renault F1 aracından görüntüler

-Otomobil markalarının standları

-Sergilenen yeni model araçlar

-Fuar alanını gezen ziyaretçiler

-Genel ve detaylar

20.04.2017 - 16.04 Haber Kodu : 170420131

==============================

- GELECEĞE DÖNÜŞ'ÜN ZAMAN MAKİNESİ İSTANBUL'DA

Haber - Kamera: Enver Alas/ İstanbul DHA

Başrol oyuncusunun zaman makinesine dönüşen arabasıyla geçmişe ve geleceğe giderek yaşadığı maceraları anlatan 80'lerin efsane filmi 'Geleceğe Dönüş'ün otomobili DeLorean DMC-12, otomobil fuarında ilgi odağı oldu. Filmi izleyen ziyaretçiler karşılarında gördükleri zaman makinesine dönüşen otomobille geçmişe doğru nostaljik bir yolculuğa çıktı.

"İstanbul Autoshow 2017", Büyükçekmece TÜYAP Fuar alanında kapılarını 17. kez açtı. Fuarın dikkat çeken otomobillerinden biri gösterime girdiği yıllarda bütün dünyada ilgiyle izlenen 'Geleceğe Dönüş' filminin otomobili DeLorean DMC-12 oldu. Filmde başrol oyuncusunu zaman makinesine dönüşen arabasıyla geçmişe ve geleceğe giderek yaşadığı maceraları anlatan film için üretilen modifiyeli otomobil, fuar alanında hazırlanan özel bir standta sergilendi.

ZAMAN MAKİNESİ OTOMOBİL ZİYARETÇİLERİ NOSTALJİK BİR YOLCULUĞA ÇIKARDI

Generali Sigorta tarafından fuara getirtilerek sergilenen otomobil, filmi izleyen ziyaretçileri de aynı anda geçmişe doğru nostaljik bir yolculuğa çıkardı.

ÇILGIN PROFESÖR'Ü GÖRÜNTÜLEDİLER

Fuarda sergilenen araç, aynı zamanda filmin oyuncularına gala, etkinlik ve çeşitli şovlarda kullanıldı. Otomobilin üzerinde de filmin başrol oyuncusu 'çılgın profesör' lakaplı Dr. Emmett Brown'u oynayan Cristopher Lloyd'un imzası bulunuyor.

Ayrıca standta  'çılgın profesör' karakterinin canlandırılarak aracı kullandırılması ise filmin sahnelerini de gerçekçi kıldı. Ziyaretçilerin de bu anları cep telefonlarıyla kayıt altına aldıkları görüldü

"YÜKSEK İLGİ VAR"

Efsane otomobili fuara getiren Generali Sigorta'nın Satış ve Pazarlama Direktörü Burak Gündüz, yaptığı açıklamada otomobile oldukça yüksek bir ilgi olduğunu belirtti. Burak Gündüz, "Bu araç geleceğe dönüş filminin efsane aracıdır. Otomobili bu fuara getirmekteki amacımız geleceği fuarı ziyaret edenlere ve müşterilerimize de yaşatmaktır. Fuarın teması gelecekle ilgili, ayrıca müşteri beklentileri de son derece yükseldiği için onlara geleceğe dönük kısa bir seyahat yaptırmak istiyoruz" diye konuştu.

380 MİLYON DOLAR HASILAT ELDE ETMİŞTİ

Efsane film, 'Geleceğe Dönüş'te bir gencin kazara 1985 yılından 1955 yılına gitmesi konu edilir. Lisede okuyan anne ve babası ile tanışan genç, yanlışlıkla annesinin romantik ilgisini çeker. Anne ve babasının aşık olmasını engellediği için hatasını telafi edip, 1985 yılına geri dönmek zorundadır. Film gösterime girdikten sonra, 380 milyon dolar hasılat elde ederek yılın en başarılı filmlerinden biri olmuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------

-Araçtan görüntüler

-Zaman makinesine dönüşen aracın özellikleri

-Otomobilin içinden görüntüler

-Vatandaşların yoğun ilgisi

-Cep telefonlarıyla kaydedenler

-Çılgın profesörün canlandırılması

-Burak Gündüz ile röp

-Genel ve detaylar

20.04.2017 - 17.28 Haber Kodu : 170420169

=============================

- IŞİD DAVASINDA 13 KİŞİ TAHLİYE OLDU

Haber: Ümit TÜRK/ İstanbul DHA

IŞİD terör örgütü üyeliği ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan 29'u tutuklu 35 sanığın yargılandığı davada, 13 kişi tahliye oldu. Sanıkların tamamı IŞİD'in terör örgütü olduğunu söylerken, iddianamede Sultanbeyli'de örgüt mensuplarının çocuklarına özel derslerin verildiği iddia edilen 'Ribat Eğitim Kurumu'nun ise subyan mektebi olduğu ve çocuklarını buraya kuran eğitimi görmeleri için gönderdiklerini savundu. Ayrıca iddianamede, TBMM ile Ak Parti İl Başkanlığı'nda eylem hazırlığı için keşif yaptığı ileri sürülen sanıklardan Selim Sürmeli de, Ankara'ya arkadaş ziyartine gitiğini belirterek suçlamaları kabul etmedi. Sanıkların illegal mescid olarak belirtilen ve IŞİD propagandası yapıldığı ileri sürülen yerin ise, yine kuran ve siyer sohbetlerinin yapıldığı ve sık sık polis tarafından kontrol edilen bir yer olduğunu, hatta polislerin bu mescidden memnun olduklarını söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, 29'u tutuklu 35 sanık hazır bulundu. Soruşturma kapsamında aranan ve Ribat Eğitim Kurumu'nun müdiresi olduğu ileri sürülen Fatma Küçük ise, Ankara'da gözaltına alınarak SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katıldı. Kimlik tespitinin yapılmasının ardından sanıklar savunmalarını yapmaya başladı.

KARDEŞİ DEAŞ'A KATILDI

Tutuklu sanıklardan Yunus Emre Doğan, sözlerine DEAŞ'ın bir terör örgütü olduğunu ve yaptığı eylemleri kabul etmediğini söyledi. Kardeşi ile ailesinden bazı kişilerin 2014 yılında DEAŞ'a katıldığını söyleyen Doğan, "Devletin bana sahip çıkması gerekirken beni ailemden dolayı yargılıyor" diye konuştu.

"BENİM SAKALIMDAN EŞİMİN ÇARŞAF GİYMESİNDEN..."

Sanık Kurbani Karakış da, eşiyle birlikte tutuklandıklarını belirterek, kendisinin sakalından eşinin de çarşaf giymesinden dolayı terörle ilişkilendirilmeye çalışıldıklarını iddia etti.

MECLİSTE VE AK PARTİ'DEKİ KEŞFİ, ASKER ARKADAŞI ZİYARETİYLE SAVUNDU

Ankara'da meclis bahçesinde ve AK Parti İl Başkanlığı'nda ve İstanbul'da Caferilerin gittiği Halkalı'daki Zeynebiye Camii'sinde IŞİD'in eylem yapması amacıyla keşif yaptığı iddia edilen sanık Selim Sürmeli, Ankara'ya askerlik arkadaşını görmek için gittiğini ileri sürdü. Sürmeli, "Ankara'ya askerlik arkadaşımı ziyaret etmek için bir hafta öncesinde gidiş-dönüş bileti aldım. Ankara'ya gittiğimde arkadaşımı aradım ancak eşi rahatsız olduğu için görüşemedik. Ben de Demet Evler'de kalan ve et işi yapan bir arkadaşımın yanına gittim, burada yemek yedikten ve Kocatepe Camii'nde namazı kıldıktan sonra biraz etrafı gezdim, sonra da uçakla İstanbul'a döndüm" diye konuştu. Sürmeli, Zeynebiye Camii çevresinde keşif yaptığı iddiaya ilişkin de arkadaş ziyareti olduğu savunmasını yaptı. Sürmeli, bilgisayarında çıkan ve terör örgütü mensupları arasında haberleşmeyi sağlayan telegram programını ise polisin bilgisayarına indirmiş olacağını iddia etti.

"MESCİDE GELEN POLİSLER BURADAN MEMNUN OLDUKLARINI SÖYLEDİ"

Sanık Orhan Küçük de, iddianamede IŞİD propagandası yapıldığı belirtilen Sultanbeyli'deki mescidin, siyer ve tesfir sohbetleri yapılan bir yer olduğunu söyledi. Bu konularda donanımlı olduğu için arkadaşlarına sobetler verdiğini ancak, hocalık yaptığı yönündeki iddiaları ise kabul etmediğini söyledi. Söz konusu mescidin polis karakoluna 400-500 metre uzaklıkta olduğunu belirten Küçük, mescidin devamlı polis ekipleri tarafından kontrol edildiğini, hatta bazı polislerin, "Bu tip yerlerin çoğalmasından memnun olduklarını" söylediklerini ileri sürdü.

"KOCAM BİZİ BIRAKIP IŞİDE GİTTİ, ASIL MAĞDUR BENİM"

Davanın tutuklu sanıklarından Gönül Arbat da, eşinin 2 yıl önce kendisine haber vermeden Irak'taki çatışma bölgesine gittiğini sonradan öğrendiğini belirterek, asıl bu örgütün mağduru konumunda olduğunu söyledi. Arbat, "Yuvamı yıktıkları için bu örgütten nefret ediyorum. İki çocuğumla birlikte kaldık, buna rağmen benim IŞİD üyesi olmakla suçlanmamı kabul etmiyorum" dedi.

"EĞİTİM KURUMUNDA YÖNETİCİ OLACAK NİTELİKTE DEĞİLİM"

Ankara'da gözaltına alınan Ribat Eğitim Kurumu'nun müdürü olduğu iddia edilen Fatma Küçük ise, ortaokul mezunu olduğunu bir eğitim kurumunda yöneticilik yapacak nitelikte olmadığını savundu.

Diğer sanıklar da savunmalarında Ribat Eğitim Kurumu'nun subyan mektebi olduğunu ve çocuklarının Kur'an ve din eğitimi alması için buraya gönderdiklerini, kurumun IŞİD ideolojinde öğrenci yetiştirdiği iddiasına katılmadıklarını savundu.

13 KİŞİYE TAHLİYE

Savunmaların tamamlanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan tutuklu sanıklar Veysi Salman, Vatansever İşlek, İrfan Er, Serhat Yaman, Sinan Altun, Ercan Tekin, Rukiye Karakış, Kurbani Karakış, Gönül Alpat, İdris Öztürk, Abdullah Basatuğrul, Tugay Buğda ve Vural Nuhoğlu'nun üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyelerine karar verdi. Heyet adli kontrol hükümleri kapsamında, tahliyelerine karar verilen sanıkların yurtdışına çıkış yasağı ile haftada bir kere karakola giderek imza atmalarına karar verdi.

1 KİŞİ TUTUKLANDI

Diğer sanıkların; mevcut delil durumu, dijital kayıtlar, somut delillerin bulunması, sanığa yüklenen suçun tutuklama nedeni varsayılan katalog suçları arasında yer alması gibi gerekçelerle tutukluluk halinin devamına hükmeden mehkeme heyeti, Ankarada gözaltına alınan Fatma Küçük'ün ise, sanığın kaçma ve delilleri karartma şüphesi, isnat edilen suç için yasada öngörülen cezanın üst haddi gibi gerekçelerle tutuklanmasına karar verdi.

==================================

FADIL AKGÜNDÜZ'ÜN TAHLİYESİNE YAPILAN İTİRAZ REDDEDİLDİ...

Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA

Bayrampaşa'daki Caprice Gold ile Maldivler'deki Caprice Maldivler adlı gayrimenkul projelerinde, devre mülk satışı yapılan 349 kişiyi dolandırıldığı iddiasıyla yargılanan Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut'un tahliye edilmesine mağdurlar tarafından yapılan itiraz reddedildi.

"Nitelikli dolandırıcılık" suçundan yargılandığı İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 28 Mart'ta tahliyesine karar verilen Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut'un serbest bırakılmasına davanın mağdurları itirazda bulunmuştu. Mağdur avukatları, mahkemeye dilekçe vererek sanıklar hakkındaki tahliye kararının kaldırılmasını talep etmişti. İtirazı değerlendiren İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise talebin reddine karar verdi.

2 BİN 443 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fadıl Akgündüz ile birlikte yargılandığı 5 sanığa 349 müştekiye yönelik "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan ayrı ayrı 698 yıldan 2 bin 443 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Akgündüz, 22 Aralık 2015'de tacir ve ya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan tutuklanmıştı.

===========================

- TOKİ'NİN ZEYTİNBURNU ESKİ TANK FABRİKASI PLANINA İPTAL

Ezgi ÇAPA/ İstanbul DHA

Zeytinbunu sahilinde bulunan eski Tank Bakım Fabrikası'nın arazisini konut, ticaret ve turizm alanına çeviren imar planları İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından oybirliği ile iptal edildi.

Eski Tank Bakım Fabrikası'nın bulunduğu arazi, askeri alandan çıkartıldıktan sonra ticaret, konut, turizm fonksiyonlarının yer alacağı binaların yapılması için plan değişikliği yapılmıştı. Arazi TOKİ tarafından gelir paylaşımı usulüyle Özak GYO'ya ihale edilmişti.

OYBİRLİĞİ İLE İPTAL EDİLDİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 19 Kasım 2013 onaylanan planlar, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından "bölgenin sosyal ve teknik donatı dengesini bozması, kamuya açık bir donatı alanını ortadan kaldırması, plan bütünlüğü ve plan kademelenmesi ilkelerini göz ardı etmesiö gerekçeleri ile yargıya taşınmıştı. 3 yıldır devam eden davada İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Bakanlık tarafından onaylanan plan değişikliğinde, "şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmadığını" belirterek oybirliğiyle planın iptaline karar verdi.

"KOMŞUYU BİLE BOZACAK ORANLARDA İŞLEV VERİLDİ"

İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nin kararında "Kendi sınırları dışındaki komşu Turizm Merkezi Alanın tamamının turizm amaçlı kullanım özelliğini bile bozacak oranlardaö konut ve ticaret işlevlerine yer verildiği belirtildi. Askeri alan olarak kullanılan parsellerin öncelikle sosyal ve teknik altyapı olarak planlanması gerekirken, Ticaret, Konut ve Turizm Alanı işlevleri verildiği belirtildi. Planların nüfus yoğunluğuna neden olacağı, bunu trafik ve altyapı yetersizliklerine neden olacağının belirtildiği kararda, 'getirilen yapılaşma haklarının ve özellikle 70 metre yükseklik verilmesinin daha yüksek yapılaşma taleplerine' neden olacağı ifade edildi.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement