Şehit kaymakamın baba ocağında yas var (2)
GÖZYAŞLARIYLA KARŞILANDI
Şehit Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk'ün cenazesi askeri uçakla Gaziantep'ten Kocaeli'nin Kartepe İlçesi'nde bulunan Cengiz Topel Havaalanı'na getirildi. Törene, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Ak Parti Kocaeli Milletvekilleri Radiye Sezer Katırcıoğlu, Cemil Yaman, Ak Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, şehidin babası Asım ve annesi Fatma Safitürk, eşi Ayşegül Safitürk, yakınları, ilçe belediye başkanları, askeri erkan ve polisler katıldı. Şehidin cenazesi törenle askeri uçaktan alınırken, şehidin eşi Ayşegül Safitürk gözyaşlarını tutamadı. Vali Güzeloğlu şehidin babası Asım Safitürk'ün elini tutarak destek oldu. Şehidin eşi Ayşegül Safitürk'e, Radiye Sezer Katırcıoğlu destek olmaya çalıştı. Ayşegül Safitürk, "Benim askerim, benim polisim derdin. 'Onlar benim yavrularım' derdin. 'Askerim, polisim' diye diye gitti. Herkes sana 'şehit kaymakamım' diyor. Aşkım sana da böyle bir ölüm yakışırdı" diyerek ağladı. Şehit kaymakamın cenazesi cenaze aracına konulurken, eşi Ayşegül Safitürk, "Al bayrak en çok sana yakışıyor aşkım" dedi. Şehidin cenazesi Sakarya'nın Arifiye İlçesi'ne götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
-Şehidin cenazesinin uçaktan alınması
-Törenden görüntü
-Eşinden görüntü
-Ailesinden görüntü
-Şehidin cenazesinin cenaze aracına konulmasI
Haber: Faruk KIYAK-Orhan UZUN/KARTEPE(Kocaeli),
=====================
Prof. Dr. Kutoğlu: 1999 depremleri boyutunda bir depremde yine benzer yıkıntılar olur
BÜLENT Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde çok büyük bir yıkım yaşadıklarını belirterek, "Geriye dönüp baktığımızda, yine aynı boyutlarda bir deprem olduğunda biz yine benzer yıkıntılarla karşılaşacak durumdayız" dedi.
BEÜ'de bugün '17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce Depremleri Anısına' konulu konferans düzenlendi. BEÜ Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş Sedar Görmüş, 17 Ağustos depremini Yalova'da yaşadığını söyleyerek, "Ben de depremzedeyim" dedi. Yrd. Doç. Dr. Görmüş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kentsel dönüşüm hızlı bir şekilde yürütülmeli ve tamamlanmalıdır. Yeni inşaat teknikleri ile yapılmış depreme dayanıklı binalarda oturmak tüm vatandaşlarımızın hakkıdır. Her yaştan vatandaşa afet eğitim verilmesine büyük önem göstermeliyiz. Türkiye bir deprem ülkesidir. 1999 depreminde belki sınıfta kaldık kurtarma çalışmaları açısından. Ancak günümüzde durum bu şekilde değil. Vatandaş olarak bizlere de bazı sorumluluklar düşüyor. Bunlardan en önemlisi benim de halen yapmadığım ancak biran önce yapacağım bir durum. Bir deprem çantası hazırlamalıyız. Çünkü biz deprem ülkesiyiz. Deprem çantasında su, yiyecek, düdük, ilk yardım çantası, ilaçlar, para, evrak dosyası, çakı, cep telefonu, radyo ve pil, el feneri ve giysi bulunmalıdır. Depremin şakası yok. Deprem olacak ve olacaktır."
'MARMARA BÖLGESİNDE ZAMAN DARALIYOR'
Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, 1999 yılında çok büyük bir yıkım yaşadıklarını, ancak aradan geçen zamanda depremin yine unutulduğunu söyledi. Prof. Dr. Kutoğlu şöyle dedi:
"Günlük yaşantımıza geri döndük. Geriye dönüp baktığımızda 'Bu güne kadar ne yaptık' dersek, bazı çalışmalar yapıldı ama maalesef işin toplamına bakıldığı zaman yine aynı boyutlarda bir deprem olduğunda biz yine benzer yıkıntılarla karşılaşacak durumdayız. Çünkü Marmara bölgesine yaptığımız gezilerde, özellikle de düz ve deniz kıyısına yakın arazilerde binalara şöyle bir baktığınız zaman bazı binalar var ki bunların normal şartlarda bile hayatta nasıl kaldıklarını düşünüyorsunuz gerçekten. Dolayısıyla hakikaten 'Epeyce bir yol aldık' diyemeyiz. Benzer büyüklükte bir deprem olduğunda ki, bu deprem Marmara Bölgesi'nde bekleniyor. Zaman daralıyor. Her geçen gün depremin olma olasılığı yükseliyor. 2030-2040'lara geldiğimizde gerçekten bu oran yüzde 60'ları yüzde 70'leri geçmiş olacak. Bu çalışmaları biraz daha hızlandırmak lazım. Bunların tamamını kamu kurumlarından beklemek çok doğru değil."
'BİNALARIN DIŞ GÖRÜNÜŞÜNE BAKIYORUZ'
Konut konusunda hala bir kültür oluşturulmadığını ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, "Bir deprem ülkesinde yaşıyoruz. 1999'u yaşayan insanlar olarak hala ev alırken içine girip fayansına, banyosuna, kaleboduruna bakıyoruz. Ancak, 'Burası sağlam bir zemin mi?' diye jeolojik etüdünü sormayı aklımıza getirmiyoruz. Binanın statiğini gözden geçirmeyi, projesine bakmayı aklımıza getirmiyoruz. Hala dış görünüşüne bakıyoruz. Şimdi bir de 'ısı yalıtımı' diye bir şey çıktı. Binaların dışını kapladığınız zaman mükemmel görünümlü bir bina karşınıza çıkıyor. Bütün kusurları kapanmış bir bina. Ondan sonra her şey bitmiş gibi düşünüyoruz. Ama böyle bir şey söz konusu değil" dedi.
'TÜRKİYE'NİN HER TARAFI BİRİNCİ DERECE BÖLGE'
Prof. Dr. Kutoğlu, Türkiye'de yer bilimleri konusunda yeterince çalışma olmadığını da belirterek, "Bu yüzden deniyor ki; Bazı yerler birinci derece bölge, bazı yerler ikinci derece bölge. Öyle bir şey yok. Türkiye'nin her tarafı aslında birinci derece bölge. Çünkü daha bilmediğimiz faylar var. Yeterince çalışmadığımız faylanmalar var" dedi.
Yapılması gerekenin meydana gelecek zararı azaltmak olduğunu belirten Prof. Dr. Kutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1999 depreminden sonra çıkan Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı yönetmeliğine uygun yapılar yapılması gerekiyor. Malzemeden de çalmadan. Yapılması gereken bu. Ama hala 40-50 yıllık binalarımız var. Bu binaların çoğu da zayıf zeminlerde kurulmuş durumda. 6 veya 7'nin üzerindeki depremlerde özellikle Marmara Bölgesi civarında büyük bir zararlar görme durumuyla karşı karşıyayız. Ben kendi tedbirimi aldım. Apartmanda yaşıyordum şimdi müstakil bir evde yaşıyorum. Sizlere de bunu tavsiye ederim. Apartmanda da yaşayabilirsiniz ama lütfen binanın statik yapısını, imalatı gibi banyosu, fayansı dışında bunları da gözden geçirin. Zemin durumunu da dikkate alın."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
-Salonda konferansı izleyenler öğrenciler
Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş Sedar Görmüş'ün konuşması
-Slayt sunumu
-Öğrencilerin duygulanmaları
-Prof.Dr.Şenol Hakan Kutoğlu'nun konuşması
Dosya adı: zngunıversıtekonferans
Haber-Kamera: Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,
=====================
Gürcü bakıcı, eski belediye başkanının eşini öldürdü (2)
ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Aydın Belediyesi'nin eski başkanlarından Av. Orhan Esin'in eşi avukat 84 yaşındaki Bigül Esin'i başına sert bir cisimle vurarak öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alınan yaşlı kadının Gürcistan uyruklu bakıcısı 53 yaşındaki L.K.'nın (Lıa Kokolashvılı) işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-L.K. adliyeye sevk edilirken görüntü
(Haber, Kamera: İZMİR, DHA)
=====================
Elazığ'da "Arsenikli su" ile ilgili açıklama
ELAZIĞ Halk Sağlığı Müdürü Dr. İbrahim Halil Akkuş, merkeze bağlı Yurtbaşı Beldesi'ndeki 40 kuyudan, 29'unda arsenik bulunduğu yönündeki haberler üzerine yaptığı açıklamada, vatandaşların içtiği ve kullandığı suda arsenik olmadığını belirterek, arsenik tespit edilen kuyuların ise kapatıldığını söyledi.
Haberlerin yayınlanmasının ardından Yurtbaşı Beldesi'nde yaşayan vatandaşlar arasında panik yaratması üzerine Elazığ Halk Sağlığı Müdürü Dr. İbrahim Halil Akkuş, açıklama yaptı. Düzenlediği basın toplantısında Yurtbaşı Beldesi'nde vatandaşların içtiği ve kullandığı suların temiz olduğunu belirten Dr. Akkuş, beldedeki vatandaşların mevcut şebeke suyunu güvenle kullanabileceğini söyledi. Dr. Akkuş, "Müdürlüğümüz tarafından 2014 yılında Yurtbaşı Beldesinin içme ve kullanma sularının Diyarbakır Halk Sağlığı Müdürlüğünde yaptırdığı analizlerde beldeye içme suyu temin eden 4 (dört) kuyuda insan sağlığı için tehlikeli olabilecek miktarın üzerinde Arsenik tespit edilmesi üzerine bu kuyular Yurtbaşı Belediye Başkanlığıyla işbirliğine gidilerek iptal edilmiştir. Bunun üzerine Yurtbaşı beldesinin içme ve kullanma suyu doğal halde akan ve müdürlüğümüz tarafından Diyarbakır Halk Sağlığı Laboratuarında yaptırılan analizlerde arsenik bulunmayan yer altı su kaynağından temin edilmeye başlamıştır. Arsenikli suların iptal edilmesi sonucu meydana gelen içme ve kullanma suyu yetersizliği nedeniyle Yurtbaşı Belediyesi tarafından 2015 yılında yeni açılan 4 (dört) adet artezyen kuyusundan müdürlüğümüzce alınan numunelerde de yüksek miktarda arseniğin tespit edilmesinden dolayı bu kuyular da iptal edilerek içme suyu şebekesine bağlanmamıştır. Bunun üzerine Yurtbaşı Belediyesi tarafından 2016 yılında Yazıkonak Beldesi'ne yakın alanda 3 (üç) adet artezyen kuyusu daha açılmış olup bu 3 kuyudan alınan numunelerin yapılan analizlerinde bu suların uygun olduğu tespit edildiğinden Yurtbaşı Beldesi içme ve kullanma suyunu bu kuyulardan temin etmeye başlamıştır. Ayrıca Yurtbaşı Beldesi'nde halkın yoğun olarak kullandığı İsabet Sürücü Çeşmesi olarak bilinen kaynaktan alınan numunelerin yapılan analizinde Arsenik maddesine rastlanmamıştır. İlgili haberde geçen kuyuların belediye tarafından açılan içme, kullanma sularının teminine yönelik kuyular olmadığı ve bölgede yaşayan şahısların tarım ve hayvancılıkta, bağ-bahçe sulamasında kullanılan kuyular olduğu tespit edilmiştir. Yurtbaşı Belediyesi'nin şebekeye verdiği tüm su kaynaklarının yapılan analizlerinde sağlığı tehdit edici nitelikte bir veriye rastlanmamıştır. Tüm veriler Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği değerlere uygundur. Yurtbaşı Beldesi'nde yaşayan vatandaşlarımız mevcut şebeke suyunu güvenle kullanabilir" denildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
-Dr. İbrahim Halil Akkuş'un konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Şahismail GEZİCİ/ELAZIĞ,
=========================
Kapkaççılar, üniversiteli kızı yerde sürükledi
ANTALYA'da motosikletli 2 kapkaççı, üniversite öğrencisi 23 yaşındaki Merve Okutan'ın çantasını alıp kaçmak istedi. Kapkaççılar, çantasını vermemek için direnen Okutan'ı yerde sürekledi. Polis, kaçan 2 şüpheliyi yakalayıp gözaltına aldı.
Olay, saat 16.10 sıralarında Kepez İlçesi, Kültür Mahallesi 3883 Sokak'ta meydana geldi. Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Merve Okutan, okuldan çıktıktan sonra kaldırımda yürümeye başladı. Bu sırada arkadan yaklaşan motosiklet üzerindeki 2 kişi, Okutan'ın çantasını alıp kaçmak istedi. Kapkaççılar, çantasını vermemek için direnen Okutan'ı yerde birkaç metre sürükledikten sonra, çantayı alamadan kaçtı.
Dizinden ve ellerinden yaralanan Merve Okutan, olayın şokunu atlatamadığını belirterek, "Okuldan çıktım eve gidiyordum. Kaldırımda yürürken arkamdan bir motosiklet yaklaştığını fark ettim. Kendimi korumaya alıp çantamı sıkıca tutup vermedim. Ancak bu kez beni yerde sürükleyip yaraladılar" diye konuştu.
Olay yerine çağrılan ambulansta ayakta tedavisi yapılan Okutan'ın verdiği bilgiler doğrultusunda operasyon başlatan polis, eşkale uyan iki kişiyi yakalayıp gözaltına aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Kapkaça uğrayan Merve Okutan ile röp
Okutan'ın yaralanan bacaklarını göstermesi
Polisin gözaltına alınan şüphelilerle ilgili çalışaması
Detaylar
Haber kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,
=========================
Kız kardeşinin eski sevgilisini öldürdü, kendi de ağır yaralandı
NİĞDE'de 26 yaşındaki Hüseyin Çaylak, kız kardeşinin eski sevgilisi 30 yaşındaki Fatih Kılıç ile birbirini bıçakladı. Kılıç öldü, Çaylak ise ağır yaralandı, olayda kızın babası 46 yaşındaki Celal Çaylak da hafif yaralandı.
İddiaya göre, Fatih Kılıç, bir süre önce ayrıldığı sevgilisinin Eskisaray Mahallesi'ndeki evine gitti. Kılıç, burada karşılaştığı kızın babası Celal ile ağabeyi Hüseyin Çaylak ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine çıkan kavgada Fatih Kılıç, yanında getirdiği bıçakla baba Celal Çaylak ile Hüseyin Çaylak'ı yaraladı. Hüseyin Çaylak ise mutfaktan aldığı bıçakla Fatih Kılıç'ı bıçakladı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Fatih Kılıç, Celal Çaylak ve Hüseyin Çaylak, Niğde Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada yapılan müdahalelere rağmen Fatih Kılıç hayatını kaybederken durumu ağır olan Hüseyin Çaylak yoğun bakıma alındı. Celal Çaylak'ın hafif yaralandığı olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Acil servisten görüntü
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,
=========================
Bolu'da devrilen traktörün sürücüsü öldü
BOLU'nun Aşağı Güneyfelakettin Köyü'nde 60 yaşındaki İsmail Aydoğdu, yokuş aşağıya doğru hareket ettirerek çalıştırmak istediği traktörün kontrolden çıkıp devrilmesi sonucu hayatını kaybetti.
Kaza, saat 15.30 sıralarında meydana geldi. İsmail Aydoğdu, iddiaya göre çalışmayan traktörünü, halk arasında 'vurdurarak' diye bilinen vitesi boşa alıp yokuş aşağıya hareket ettirmek yöntemiyle çalıştırmak istedi. Aydoğdu'nun, direksiyona geçip evinin yanındaki arazide yokuş aşağıya hareket ettirdiği traktör hızlanarak kontrolden çıktı. Taşa çarpan traktör devrildi. İsmail Aydoğdu, traktörün altında kalarak hayatını kaybetti. Haber verilmesiyle gelen jandarma ekipleri kaza yerinde önlem aldı. Haberi alarak kaza yerine koşan İsmail Aydoğdu'nun yakınları sinir krizi geçirdi. Cesedin başında toplanan Aydoğdu'nun yakınları, birbirlerine sarılarak uzun süre ağladı. Sürücünün cesedi, yapılan incelemeden sonra İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
-Traktörün görüntüsü
-Röportaj
-Sinir krizi geçirenler, ağlayanlar
-Cesedin görüntüsü
-Detaylar
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,
=================
Öğrencilerden öğretmeni duygulandıran eylem
ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi Gülüç Beldesi'ndeki Vesile Dikmen Ortaokulu öğrencileri, ücretli görev yaparken yerine kadrolu öğretmen atanması üzerine, okulla ilişiği kesilen matematik öğretmeni Duygu Karahan'ın evinin önünde toplanıp sevgi gösterisinde bulundu. Öğrenciler, gözyaşlarını tutamayan Karahan'ın okula dönmesini istedi.
Vesile Dikmen Ortaokulu'nda ücretli olarak görev yapan matematik öğretmeni Duygu Karahan'ın okulla ilişiği, yerine kadrolu matematik öğretmeni atanması üzerine kesildi. Bir grup 7'inci sınıf öğrencisi, bugün okula gelmeyen Duygu Karahan'ın ilişiğinin kesildiğini öğrenince, okul çıkışında evine gitti. Yaklaşık 15 öğrenci, 'Duygu hoca gitmedi gitmeyecek', 'Hocamız gitme', 'Bir kere severiz tam severiz, hocamızı terk etmeyiz' yazılı dövizler ve sloganlarla öğretmenin evinin önünde sevgi gösterisinde bulundu. Pencereye çıkan Karahan, öğrencilerini görünce gözyaşlarını tutamadı. Karahan, "Kendinizi çok üzüyorsunuz. Şu an bundan çok derslerinize kendinizi vermeniz gerekiyor" diyerek öğrencilerin evlerine gitmesini istedi. Ancak öğrenciler evin önünden ayrılmadı.
Duygu Karahan, dışarıya çıkıp öğrencileriyle kucaklaştı. Öğrencilerin kendisine gösterdiği sevginin her şeye bedel olduğunu söyleyen Karahan, "Öğrencilerimin evimin önüne gelmesi ve böyle bir şey yapması beni çok duygulandırdı. Matematik zaten zor bir ders. Beni sevmezlerse matematiği de sevmezler. Beni sevmeleri için her şeyi yaptım. Onları sevdim. Onlar da beni ve matematiği sevdi" dedi.
Öğrenciler de "Bize matematiği siz sevdirdiniz. Siz giderseniz matematik sevgimiz de yarım kalacak. Biz sizin okuldan gitmenizi istemiyoruz" dediler. Öğrenciler, Duygu öğretmenin okula dönmesi için topladıkları imzaları İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne vereceklerini söyledi. Öğrenciler, bir süre daha kaldıktan sonra evlerine gitti.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Evin önündeki öğrenciler
-Duygu Karahan'ın evin pencereye çıkması
-Pencereden öğrencilerine konuşması
-Öğrencilerinin yanına inmesi
-Öğrencilerine sarılması ve öpmesi
-Duygu Karahan ile röportaj
Haber-Kamera: Sinan-Kabatepe-Özge CERRAH/EREĞLİ(Zonguldak),
=====================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 11 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?