HDP önündeki eylemde 11'inci gün; aile sayısı 28 oldu
SANATÇILAR, DİYARBAKIR'DAKİ ANNELERLE BULUŞTU
Hülya Koçyiğit, Muazzez Ersoy, İskender Pala, Gülben Ergen, Hasan Kaçan, Yavuz Bingöl, Hasan Kaçan ve Hazım Körmükçü'nün aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı, Diyarbakır'da, 11 gündür HDP il binası önünde oturma eylemi yapan aileleri ziyaret etti, destek mesajları verdi. 28 ailenin sürdürdüğü eylemi desteklediklerini belirten sanatçılar, ailelerle tek tek konuştu, her zaman yanlarında olacaklarını belirtti.
Ziyarette konuşan Gülben Ergen, Diyarbakır'daki anneleri herkesin dinlemesi gerektiğini söyledi. Ergen, onların sesini ve çığlığını biraz daha çoğaltmak için geldiklerini ifade ederek, "Bir annenin içi yanıyorsa, bir anne feryat ediyorsa, feryadın karşısında hiçbir güç duramaz" diyerek, teröre lanet okudu.
'BEN DE BİR ANNEYİM, BENİM DE YÜREĞİM SIZLIYOR'
Sanatçılardan Hülya Koçyiğit ise bu ülkede 30 yıldır annelerin gözyaşlarının dinmediğini söyleyerek, "Burada evlatlarını isteyen annelerin sesini duymamak mümkün değil, onlara destek vermemek mümkün değil. Ben de bir anneyim, benim de yüreğim sızlıyor, onlarla beraber gözyaşı döktüm günlerdir. Bu sesini cesaretle duyurmaya çalışan, direnen, evladımı istiyorum diyen sese bütün dünya kulak versin" dedi.
'GÜN GEÇTİKTE BURADAKİ KALABALIK ARTIYOR'
HDP önünde oturma eylemi yapan annelere desteğinin her zaman devam edeceğini söyleyen Hasan Kaçan da şöyle konuştu:
"Bu annelerin eylemi başladığından beri elimden geldiğince sosyal medyadan destek olmaya çalışıyordum. Ama tabi onların acısını, feryadını da bütün bir memleketin, hatta bütün dünyanın duyması gerekiyor. Gün geçtikte buradaki kalabalık artıyor. Evlatlarını isteyen anneler, babalar dolduruyorlar burayı. Adresin de burası olduğunu biliyorlar. Çünkü çocuklar buradan dağa kaçırılıyorlar. Adres burası. Bizler, sanatçı kardeşlerimizle birlikte annelerin feryadında bir nebze olsun yer alabiliyorsak onların feryadına diğer insanlara, bir parçacık ulaştırabiliyorsak ne mutlu. Onun için buraya geldik, annelerle birlikte olmayı arzu ettik. Şimdi onlarla beraberiz. İnşallah evlatlarını bu alçak terör örgütünden, PKK'dan söke söke alacaklar."
'ANNE FERYADININ SİYASETİ OLMAZ'
Yavuz Bingöl ise anne feryadının siyasetinin olmadığını vurgulayarak, "Bu yanlıştan geri dönün. Annelerinizi ağlatmayın. Anne evladına sarılmak isteyin, silahları bir meydanda yakın. Gelin annelerinizin kirpiklerinden gözyaşlarını silin. Bu ülke 50 bin insanını kurban etti teröre. Yeter artık. Anne feryadının siyaseti olmaz. Biz de bugün buraya geldik. Anneler de evlatları dönsün istiyorlar. Evlatlarının yerine bizi koyamazlar. Biz de geldik ki toplumsal farkındalık yaratalım. Önce dünkü şehitlerimize gittik. Ailelerine sabır diliyoruz. Sonra da buraya geldik" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------
Sanatçıların ailelerle buluşması
Sanatçıların açıklamaları ve röportajları
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mücahit YOLCU, Emrah KIZIL, Nurettin FİDANCAN, Selim KAYA, Mehmet Mucahit CEYLAN, Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR,
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 1.95 GB
===============
Hasta taşıyan ambulans devrildi: 5 yaralı
DENİZLİ'nin Sarayköy ilçesinde hasta taşıyan ambulansın devrildiği kazada 5 kişi yaralandı.
Kaza, bugün saat 17.00 sıralarında Sarayköy ilçesi Tosunlar Mahallesi girişinde meydana geldi. Güney ilçesinden Denizli Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'ne hasta taşıyan Hasan Gürses (26) yönetimindeki 20 BS 639 plakalı ambulans, yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Savrulan ambulans, şarampole devrildi. Kazada ambulans şoförü Hasan Gürses, sağlık personelleri Gülden Develi (24), Büşra Özkan (24) ve hasta Ahmet Argun ile ambulansta bulunan yakını Fatma Argun yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar, kaza yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulansla Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu, hayati tehlikelerinin bulunmadığı bildirildi.
Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Ambulansın görüntüsü
-Jandarma ekiplerinden detay görüntüler
Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
===================
TBB Başkanı Feyzioğlu: PKK'yı kınamayanların, Türkiye'ye sürekli laf sokuşturmasını samimi bulmuyorum
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Diyarbakır'da PKK'nın kaçırdığı çocukların eylem yapan anneleri ile ilgili olarak "Anneler bir eylem yapıyorsa acılar vardır. Annelerden korksun herkes. Anneler kaçırılan ya da kandırılan evlatlarını dağdan indirilmesini istiyor. PKK'ya yarım ağız bile bir kınama yapamayanların Türkiye Cumhuriyeti'ne sürekli laf sokuşturmasını samimi bulmuyorum" dedi.
Sivas Kongresi'nin 100'üncü Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Sivas Baro Başkanlığı'nın ev sahipliğinde Uluslararası Hukuk Kurultayı Sempozyumu düzenlendi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi 4 Eylül Kültür Merkezinde düzenlenen sempozyuma, Sivas Valisi Salih Ayhan, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, Adalet Komisyonu Başkanı Mehmet Burçin Çetinkaya, Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukatlık Örgütleri Birliği (TÜRK-AV) üyesi ülkelerin baro başkanları ve çok sayıda avukat katıldı. Sempozyumda "Kurtuluştan Kuruluşa 100'üncü Yılında Sivas Kongresi" anlatıldı.
Sempozyumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Diyarbakır'da PKK'nın kaçırdığı çocukların HDP binası önündeki annelerinin nöbetiyle ilgili olarak, "Anneler bir eylem yapıyorsa acılar vardır. Biz o acılarına ortak olmak için Türkiye Barolar Birliği olarak Diyarbakır'a gittik ve bu acıya ortak olduk. Annelerden korksun herkes. Anneler, kaçırılan ya da kandırılan evlatlarını dağdan indirilmesini istiyor. Bazıları diyor ki 'Gidin devletin kapısında bekleyin'. Elbette devletin de sorumluluğu var ama anneler çocuklarına hiçbir zarar gelmeden o faşist ve kanlı örgütün elindeki evlatlarının serbest bırakılmasını istiyor. Biz neye kızıyoruz biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti devletine her fırsatta laf sokuşturanlar, bir cümle PKK'ya laf söylesinler, bir cümle DHKP-C'ye laf söylesinler. Ama bazıları için Türkiye Cumhuriyeti devletine vurmanın dayanılmaz bir çekiciliği var. 'PKK'ya laf söyleyin' dediğimizde tık yok. 'DHKP-C'ye laf söyleyin' dediğimizde tık yok. Biz kararlıyız, teröriste terörist, terör örgütüne terör örgütü diyemeyenle bizim işimiz falan yoktur. Biz aynı zamanda hukukçuyuz ve bunu hukuk çerçevesinde söylüyoruz. Terör suçlusu olduğu iddia edilenin adil yargılanma hakkını savunan da biziz. Çünkü kimin terörist, kimin terörist olmadığını ancak adil bir yargılama sonucu ortaya çıkar. Ama PKK'nın bir terör örgütü olduğuna şüphe var mı? PKK'ya yarım ağız bile bir kınama yapamayanların Türkiye Cumhuriyeti'ne sürekli laf sokuşturmasını samimi bulmuyorum. Bundan sonra hepsinin yüzlerine de çarpacağız" dedi.
'TUTUKLUYA TUTSAK DİYENLER, HUKUK BİLMEZLER'
Terör gerekçesi ile tutuklanan kişilere bazı çevrelerin 'tutsak' olarak nitelendirmesini de eleştiren Feyzioğlu, "Bu aralar bir jargon çıktı. Bu jargonu, bu ifadeyi kullanan kimse, biz buradaki tüm Baro Başkanları olarak ağır şekilde kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti mahkemelerinin mahkum ettiği ya da tutukladığı PKK'lılara, DHKP-C'lere, FETÖ'cülere ve terör örgütü mensubuna yada bu iddia ile tutuklanan kişilere 'tutsak' diyenlere basın yoluyla sesleniyorum. 'Tutsak" kelimesi savaş hukukunda, savaşan taraflardan birinin eline geçen karşı tarafın askeri silahlı gücü için kullanılır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti mahkemelerinin mahkum ettiği kişilere 'adil yargılanmadı' diyebilirsiniz. Bu düşünce özgürlüğüdür, hiçbir şey diyemeyiz. Adil yargılanmayı biz de isteriz. Bunun için mücadele ediyoruz. Ama Türkiye Cumhuriyeti devleti mahkemelerinin PKK, FETÖ, DHKP-C üyesi olduğu gerekçesiyle mahkum ettiği kişilere 'tutsak' diyenler ya hukuk bilmezler ya da başka birilerinin jargonuyla konuşarak selam çakarlar. 125 bin meslektaşımın hiçbirinin bu jargonu desteklediğini düşünmüyorum. Bu jargonu kim kullanırsa mensuplarımızın, avukatların, büyük bir dikkatle dinlemelerini ve neyi kastettiğini, bu kişilerin neyi amaçladığını, iyi anlaması gerektiğini ifade ediyorum. Yargıtay Başkanlığına resmi bir mektup yazıp 'tutsak avukatlar, gazeteciler' dediğin zaman Türkiye Cumhuriyeti devletini siz düşman devlet statüsüne sokarsınız. Savaş hukukunu bilmiyorlarsa anlatmaya hazırız. Türkiye Cumhuriyeti devleti PKK, FETÖ, DHKP-C karşısında savaşan devlet pozisyonunda değil egemen devlet pozisyonundadır. Bu örgütlerde bildiğiniz adi, pis, kanlı, faşist terör örgütleridir. Bu kadar basit" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Sempozyumdan görüntüler
-Metin Feyzioğlu'nun açıklamaları
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Uğur YİĞİT/SİVAS,
============================
Vidanjör, köprülü kavşakta asılı kaldı
AYDIN'ın Kuşadası ilçesinde, yağmurun kayganlaştırdığı yolda kontrolden çıkan Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (ASKİ) ait vidanjör, Çevre Yolu'ndaki köprülü kavşakta korkuluklara çarpıp, asılı kaldı. Vidanjör, belediyeye ait bir kepçe yardımıyla asılı kaldığı yerden kurtarıldı.
Kuşadası'nda sağanak yağmur nedeniyle tıkanın logarlara müdahale etmesi için gönderilen Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne ait 09 DM 976 plakalı vidanjörün şoförü, bugün saat 16.30 sıralarında, Kuşadası- Söke Karayolu Otogar Köprülü Kavşağı'nda direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan vidanjör köprülü kavşağın demir korkuluklarına çarpıp, parçalayarak asılı kaldı. Vidanjör şoförünün cep telefonu ile durumu bildirmesi üzerine olay yerine Kuşadası Belediyesi'ne ait bir kepçe ile itfaiye ekipleri gönderildi. Kepçe, alt yoldan köprülü kavşakta asılı kalan vidanjöre müdahale ederek bulunduğu yerden kurtardı. Vidanjörün tampon ve alt kısmı ile köprülü kavşağın demir korkuluklarında maddi hasar meydana geldi. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Asılı kalan vidanjörün görüntüsü
-Vidanjörün kurtarılmasından görüntü
Haber - Kamera: Eşber OKAYER/ KUŞADASI (Aydın),
====================
Bariyerlere çarpan otomobilin sürücüsü şoka girdi
DÜZCE'de, otomobilinin bariyerlere çarpması sonucu şoka giren sürücü ambulansa binmemek için uzun süre direndi. Bir süre sonra kendine gelen sürücü ve yaralanan kişi hastaneye kaldırıldı.
Kaza, TEM Otoyolu Gümüşova rampaları mevkiinde meydana geldi. İstanbul istikametine girmekte olan Erdinç Çetinkaya idaresindeki 34 EH 2353 plakalı otomobil sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarptı. Kazada, Erdinç Çetinkaya ile Hasan Çetinkaya yaralandı. Yoldan geçen sürücülerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekipleri Hasan Çetinkaya'yı ambulansa alırken, şoka giren sürücü Erdinç Çetinkaya sağlık ve emniyet ekiplerince uzun süre ambulansa binmesi için ikna edilmeye çalışıldı. Bir süre sonra kendine gelen sürücü ambulansa binerek Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Kaza yerinden görüntü (Vatandaş kamerası)
Ambulansa bindirilmeye çalışılan sürücünün ikna edilmeye çalışılması (Vatandaş kamerası)
Polis ve sağlık ekiplerinin görüntüsü detaylar
HABER: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,
==================
İncesu'da üzüm festivali başladı
KAYSERİ'nin yılda 500 ton üzüm üretilen İncesu ilçesinde düzenlenen '26'ncı İncesu Kültür ve Üzüm Festivali' başladı. Festivalin ilk günü yapılan 'En İyi Üzüm' yarışmasında, Yahya Karasu'nun ürettiği üzüm en iyisi seçildi.
İncesu Belediyesi tarafından bu yıl 26'ıncısı gerçekleştirilen 3 gün sürecek festivalin açılışı için Karamustafapaşa Kervansarayı'nda tören düzenlendi. Programa, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Metin Ergun, AK Parti Milletvekili Taner Yıldız, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, İncesu Belediye Başkanı Mustafa İlmek ve protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
'TÜM DÜNYAYA TANITMAK İSTİYORUZ'
İncesu Belediye Başkanı Mustafa İlmek, İncesu'nun Kayseri'nin önemli ilçelerinden biri olduğunu söyleyerek, "İlçemizde üzüm festivalini icra etmenin coşkusunu yaşıyoruz. Yıllık 500 ton üzüm üretimin yapıldığı İncesu'da 27 çeşit üzüm üretimi yapılıyor. Bağcılarımızın yetiştirdiği üzümlerimizi tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz" dedi.
'İNCESU'DA 38 ÇEŞİT ÜZÜM ÜRETİMİ YAPILIRDI'
Ziraat Mühendisi Mehmet Aküzüm, İncesu'da üzümünün tarihçesinin 200 yıl öncesine dayandığını, İncesu'da uzun yıllar yaşayan Rumların kayalık ve kumluk alanlara şarap yapmak için üzüm diktiklerini söyledi. Aküzüm, "Geçmişte İncesu'da 38 çeşit üzüm üretimi yapılırdı. Ancak bu sayı şimdilerde 26'ya kadar düştü. İncesu'nun çevresinin dağ olması ve iklimi bakımından üzümleri tatlı ve lezzetli olur. Geçmiş yıllardaki gibi değerli siyah ve gül üzümlerini üreten çok kimse yok. Bölgede en çok şam ve karaevrek üzümleri üretiliyor." diye konuştu.
EN İYİ ÜZÜM SEÇİLDİ
Konuşmaların ardından jüri üyeleri 85 üreticinin getirdiği 30 üzüm çeşidi tadarak en iyi üzümü seçmeye çalıştı. Jürinin yaptığı değerlendirme sonunda 40 yıldır üzüm üreten Yahya Karasu'nun 'Gül Üzümü' birinci seçildi. Festival, hafta sonu çeşitli etkinliklerle sürecek.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Festival alanından genel görüntü
Fetivalde yarışan üzümlerden görüntü
Ziraat Mühendisi Mehmet Aküzüm'ün konuşması
Diğer görüntüler
Süre: 3.31 saniye Boyut: 394 MB
Haber: Yasin DALKILIÇ -Kamera: Muhammed KISIR/KAYSERİ,
======================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 17 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?