Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

1)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AVM' DE TORUNU İÇİN ALIŞVERİŞ YAPTICumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ağustos ayında dünyaya gelen altıncı torunu Canan Aybüke için alışveriş yaptı.

01.10.2017 10:26

1)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AVM' DE TORUNU İÇİN ALIŞVERİŞ YAPTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ağustos ayında dünyaya gelen altıncı torunu Canan Aybüke için alışveriş yaptı. Erdoğan, torununa bir mağazadan bebek kıyafeti ve ayakkabı aldı. Cumhurbaşkanı  Erdoğan dün  geldiği Erzurum' da merkez Yakutiye ilçesinde açılışını gerçekleştirdiği alışveriş merkezinde incelemelerde bulunurken bir bebek mağazasına girerek kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın 13 Ağustos'ta dünyaya getirdiği bebeği Canan Aybüke için hediye aldı. Torununa bebek kıyafeti ve ayakkabı alan Erdoğan, kasaya geldiğinde kendisinden para almak istemeyen görevliye itiraz ederek ödemesini gerçekleştirdi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Cumhurbaşkanı Erdoğan ' ın mağazada alış veriş yaparkenr

-Kasada ödeme yaparken

ERZURUM/DHA

============================================

2)KÜTAHYA'DA MİNİBÜS DEVRİLDİ: 9 YARALI

KÜTAHYA'da minibüs, yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda devrildi, kazada 9 kişi yaralandı.Kaza saat 07.00 sıralarında Kütahya- Eskişehir karayolunun 29'uncu kilometresinde meydana geldi. Denizli'den İstanbul'a gitmekte olan Mustafa Işık yönetimindeki 20 PK 600 plakalı minibüs, yağmur yağışı nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolü kaybederek şarampole devrildi. Kazada, minibüs sürücüsü ile birlikte toplam 9 kişi yaralandı. Yoldan geçen araç sürücülerinin ihbarı üzerine olay yerine 112 acil servis, AFAD, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Minibüs içerisinde sıkışan yaralılar ekipler tarafından çıkarıldı. 9 yaralı, ambulanslarla Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı, kazayla ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Kaza yerindeki devrilen minibüsün,

-Yaralıların,

-Yaralıların ambulanslara taşınmasından,

-Kaza yerindeki ekiplerin çekilen görüntüleri bulunuyor.)

Haber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ-KÜTAHYA,

=============================================

3)GENÇ KIZIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN SÜRÜCÜ 15 YAŞINDA ÇOCUK ÇIKTI

ADANA'da yolun karşısına geçmeye çalışan 27 yaşındaki Fatma Durak'a çarparak ölümüne neden olan, kaza sonrası da kaçan sürücü 15 yaşındaki Yağmur Ö., yakalandı. Kaza, 28 Eylül'de merkez Yüreğir İlçesi'ndeki Mustafa Kemal Paşa Bulvarı'nda meydana geldi. Yeğeni Eren Yıldırım ile yürüyüşe çıkan Fatma Durak'a yolun karşısına geçmek istediği sırada otomobil çarptı. Genç kadın, çarpmanın şiddetiyle karşı şeride savrulurken, otomobil refüjdeki uyarı levhasını devirip 50 metre ileride durdu. Duran otomobilin şoför koltuğunda oturan sürücü ile yolcu konumundaki erkek yer değiştirdikten sonra kaçtı. Ağır yaralanan Durak ise kaldırıldığı hastanede öldü.

'ARABA KULLANMAYI ÖĞRETİYORDU'

Kaza ardından kaçan otomobil ve içindekileri bulmak için çalışma başlatan polis, yaklaşık 200 güvenlik kamerasını ve kaza sırasında otomobilden düşen parçalarını inceledi. Yapılan inceleme sonrası kazaya karıştığı saptanan 33 DYT 71 plakalı otomobil, Atakent Mahallesi'ndeki bir bahçede üstü örtülü halde bulundu. Kaza anında otomobilin sürücüsü olduğu belirlenen Yağmur Ö. de Sarıçam İlçesi'nde ailesiyle birlikte yaşadığı evde yakalandı. Kaza anında Yağmur Ö.'nün yanında bulunan ve kaza sonrası otomobilin direksiyonuna geçerek kaçan Murat G. ise her yerde aranıyor.

İlk sorgusunda kazayı kendisinin yaptığını itiraf eden Yağmur Ö.'nün, "Arkadaşım Murat G. bana araba kullanmayı öğretiyordu. Zaman zaman bana arabasını verir, sürmeyi öğretirdi" dediği öğrenildi. Adana Adli Tıp Birimi'nde sağlık kontrolünden geçirilen Yağmur Ö., gazetecilerin sorularını yanıtsız bırakırken adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Kadın zanlının Adli Tıp Birimi'ne getirilmesi

Adli Tıp Birimi genel ve detay görüntüsü

Kadın zanlının Adli Tıp Birimi'nden çıkarılması

Araca bindirilmesi

Kaza yapılan aracın genel ve detay görüntüsü

SÜRE: 44"    BOYUT: 45,6MB

Haber-Kamera: Yusuf BAŞTUĞ/ADANA,

===================================================

4)MARMARİSLİ MELEK, AZMİYLE HAYATA TUTUNDU

MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'nde altı yıl önce beynindeki tümör nedeniyle tedavi sürecine başlayan 28 yaşındaki Melek Gökduman, umudunu kaybetmeyip hayata tutundu. Bu süreçte anneliği tadan Gökduman, girişimcilik örneği gösterip kendi işinin başına geçti. Marmaris'te 6 yıl önce beyninde tümör olduğunu öğrenen Melek Gökduman, umudunu kaybetmeyip, hayata tutunmayı başardı. Henüz 3 yıllık evliyken, görme kaybı şikayetiyle gittiği hastanede beyninde tümör olduğu söylenen Gökduman, Eylül 2011'den bu yana bir yandan İstanbul Acıbadem Kozyatağı Hastanesi'ndeki tedavisini sürdürdü bir yandan da iyileşme azmiyle hayatına devam etti. 3 yıl önce oğlu Ömer Mete'yi dünyaya getiren Gökduman, banka güvenlik görevlisi eşi 38 yaşındaki Barış Gökduman'ın desteğiyle bir balık restoranı açıp, işinin başına geçti. Yıllar içinde tedavisini hiç aksatmayan ve kontrollerine devam eden Gökduman, en son geçen ağustos ayında yapılan kontrolünde beynindeki portakal büyüklüğündeki tümörün fındık kadar ufaldığını öğrendi.

Eşi, çocuğu ve işiyle mutlu, huzurlu bir yaşamı olduğunu anlatan Melek Gökduman, "Hastalığımı ilk öğrendiğimde anne olmadan ölmek istemediğimi söyledim. Çok şükür oğlum sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunuyum. Doktorlar stresten uzak durmam gerektiğini söylese de ben çalışmayı tercih ettim. Eşimi de razı edip, KOSGEB'in Kadın Girişimcilik Desteği'nden 50 bin lira hibe almaya hak kazandım. Şimdi erkek kardeşimle birlikte alkolsüz bir balık restoranı işletiyoruz. Hem yemek pişiriyor, hem temizlik ve servis yapıyor hem de muhasebeyle ilgileniyorum. Çok mutluyum" dedi.

HEDEFLERİ İÇİN ÇALIŞIYOR

Kendisini hiç yalnız bırakmayan eşiyle birlikte çalışıp kiradan kurtulmak, ev sahibi olmak istediğini anlatan Gökduman, "Kendime bir hedef daha koydum, kiradan kurtulup, kendi evimizde oturmak istiyorum. İslamiyet'ten çok önce Çin zulmünden kaçan Uygur Türklerinin sığındığı Tanrı Dağları'nın eteklerindeki mağara olan ve daha sonra bereketi sebebiyle kente dönüşen 'Beşbalık'ın adını verdiğim bu dükkan sayesinde bunu da başaracağım. Şu anda tek bir ilaçla tedavime devam ediyorum. Allah'ın izniyle, beynimdeki tümörü de tamamen yok edeceğim. Yaşamayı seviyorum" diye konuştu.

Eşi Barış Gökduman ise "Dostlarımızın da desteğiyle eşimin istediği işyerini açtık. Asla umudumuzu yitirmedik. Allah'ın izni ile her şey çok daha güzel olacak" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

-İş yerinden genel görüntü,

-Meral Gökduman'ın iş yerinde yemek yaparken görüntüsü,

-Meral Gökduman ile röportaj,

-Meral Gökduman'ın KOSGEB yazısı önünde görüntüsü,

-Meral ve Barış Gökduman'ın çocuklarıyla dükkan önünde görüntüsü,

-Dükkanda müşterilerden görüntü.

Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),

(Toplam: 6 dakika 33 saniye-473 MB görüntü)

=====================================================

5)İNCİR AĞACININ BETONLA İMTİHANI

BALIKESİR'de bazen bir çatıda, bazen duvarda, bazen de bir betonun ortasında büyüyen incir ağaçları dikkat çekiyor.

Dinsel, kültürel, folklorik pek çok alanda söylenceleri olan, dünyada 750'den fazla türü bulunan incir ağacı, kök salıp yetiştiği yerler ile insanları şaşırtıyor. Bazen çatıda, bazen duvarda, bazen betonun ortasında büyüyen incir hayrete düşürüyor. Adeta insana, "İncirin betonla, taşla imtihanı" dedirtiyor. İncir ağacının tohumunun düşüpte büyümediği bir yer yok. Sarp kayalıklarda, taşlarla örülü duvarlarda, beton yollarda, parke taşıyla döşenmiş yollarda, binaların çatılarında, volkanik bölgelerde lavların oluşturduğu kayaçlarda filizlenip yatişiyor. Florida inciri denen türü ise ağaçların üzerinde filizlenip, üzerinde büyüdüğü ağacı kurutabiliyor. Bazı incir türlerinin kökü toprağa doğru değil, yukarı doğru gelişiyor. Hindistan Indus Vadisi'ndeki yok olan medeniyetlerin kalıntıları, Kamboçya'daki Angkor Tapınağı, Guatemala'daki Maya piramitleri incir ağaçları ile kaplı. Balıkesir'de de İncir ağaçları, filizlenip geliştiği yerler ile insanları hayrete düşürüyor. Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin bahçesindeki incir ağacı meyve vermiş. Ayni fakültenin duvarında yeşerip boy atan incir fidanları da görenleri hayrete düşürüşyor. Karesi Ortaokulu'nun duvarı üzerindeki deposunun çatısını saran incir ağacı yoldan geçenlerin ilgi odağı. Tadilatı bu yıl ocak ayında tamamlanan Zağnos Paşa Camisi'nin çatısındaki yağmur oluklarının yanındaki incir fidanı da dikkat çekiyor. Balıkesir Kuvay-i Milliye Müzesi duvarından fırlamış gibi görünen incir ağacı ise adeta yıllara, taşlara meydan okuyor. İncir ağacının olmayacak alanlarda filizlenip gelişmesiyle ilgili bilgi veren Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık, "Bitkilerin döllenmesini veya tohumunun taşınmasını, kuşlar, böcekler, rüzgar ve arılar sağlar. Kuşlar, böcekler, inciri yemek için çatılarda olan yuvalarına, taş kovuklarına ve benzer yerelere götürüyor. Burada incir yenirken çok küçük olan çekirdekleri düşüyor. Çekirdek burada çimlenme ortamı bulup yeşeriyor. İncir bu nedenle duvar gibi, taş yarıkları, çatlakları gibi yerlerde rahatça kök salabiliyor. Bitki burada fazla büyüyemediği için meyve de veremiyor ve bu tür yerlerde verimlilik olmuyor fakat kendini fidan olarak büyütebiliyor ve biz bu nedenle duvar üstlerinde, taşlarda, beton zeminlerde görebiliyoruz. Ayrıca saçak ve kılcal kökleri çok kuvvetli ve bu tür zeminlerde tutunabiliyor. Diğer ağaçlarda kazık kök vardır. Suya erişebilmek için kökleri derine gider, toprağı az olan yerlerde, taş üzerinde, duvarlarda büyüyemez" dedi.

"KÖKLERİ BİNA TEMELLERİNE ZARAR VEREBİLİR"

'Ocağına incir ağacı dikmek' diye bir atasözü olduğunu hatırlatan Akbıyık, "İncirin saçak ve kılcal kökleri yana doğru gideceğinden binaların temellerine zarar verebilir. Hatta kanalizasyonları çatlatıp, içine girerek tıkayabilir. Güçlü kökler zamanla, alttan yaptığı basınçla betonu bile yerinden oynatabilir. Evlerin hemen yanına dikilmesi zarar arzeder. Herhalde atasözü de bu nedenlerden dolayı söylenmiştir" diye konuştu.

Akbıyık, yer yüzünde 1200 canlı türünün incir ile beslendiğine, her incir türünün döllenmesini sağlayan kendine özgü bir yaban arısı olduğuna dikkati çekti.

Eski uygarlıklarda incirin kutsal sayıldığını da vurgulyan Akbıyık, " Mısır'da firavunların mezarlarına kuru incir konulurmuş. Sümerler ve Babil Krallığı'nda da incire ayrı bir önem verilmiştir" dedi.

Dünyada 1 milyon tondan fazla incir üretildiğinin de altını çizen Akbıyık, Türkiyenin en büyük incir üreticisi ülkelerden biri olduğunu da söyledi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Zağnos Paşa Camisi'nin çatısındaki incir fidanından görüntü

Karesi Ortaokulu'nun duvarındaki incir ağacının görüntüsü

Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin bahçe duvarındaki incir fidanını görüntüsü

Kuvayi Milliye Müzesi duvarının dibindeki incir ağacından görüntü

Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı İbrahim Akbıyık ile röp.

Haber-Kamera: Hilmi DUYAR/ BALIKESİR, DHA)

==========================================================

6)GÜNDÜZ ÇAYCI, GECE ŞARKICI

DENİZLİ'de yaşayan 34 yaşındaki Erol Değmeci, gündüzleri çaycılık yaparak geçimini sağlarken; gece ise farklı mekanlarda şarkıcılık yapıyor.

Denizli'de yaşayan Erol Değmeci, Pamukkale Belediyesi'nde çaycı olarak hayatını kazanıyor. Müziğe küçük yaşlarda ilgi duymaya başlayan ve amatör olarak devam eden Değmeci, haftanın 6 günü kentin çeşitli mekanlarında şarkıcılık yapıyor. Anne ve babasının küçük yaşta ayrıldığını, dedesi ve anneannesinin yanında büyüdüğünü anlatan Değmeci, küçükken süpürgeleri gitar yerine koyarak şarkı söylediğini dile getirdi. Aile büyüklerinin müzikle ilgilenmesini istemediğini ifade eden Değmeci, müzik tutkusunu hayatı boyunca asla kaybetmediğini, ilk gitarını 19 yaşında bir yakınından hediye olarak aldığını söyledi.

HAFTANIN 6 GÜNÜ SAHNEDE

Zorlu hayat şartları nedeniyle iki iş yapmak durumunda olduğunu belirten Erol Değmeci, "Ailemden ayrı kaldığım için, anneannem ve dedemle birlikte büyüdüm. Onlar yaşlı oldukları için müziğe karşı olumsuz bakıyordu. Eskiden sarı süpürgeler vardı, onları enstrüman yapar kendi kendime şarkılar söylerdim. Yakın bir aile dostumuzun bana gitar almasıyla, 2002'de gitar çalmaya başladım. Yaklaşık 8 yıldır kafeler, restoranlar ve otellerde sahne alıyorum. Haftanın 6 günü canlı müzik yapıyorum. Zorlu hayat şartlarında benim için iyi bir gelir kaynağı oluyor" diye konuştu.

"İKİ FARKLI HAYAT YAŞIYORUM"

Meslekleri dolayısıyla iki farklı hayat yaşadığını belirten Değmeci, "Gündüzleri çalışmak zorundayım. Sigorta ve sosyal güvence anlamında kendimi garantiye almak zorundayım. Akşamları yaptığım müzik ise benim için ise büyük bir zevk. İnsanlara seslenmek onlarla iç içe olmak çok güzel. Gündüz çaycılık gece müzisyenlik yapmak bu yüzden beni hiç yormuyor. Tam aksine bu şekilde bir hayatım olduğu için çok mutluyum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

----------------------

Erol Değmeci'nin gitarla çay ocağına gelişi

Çay yapması

Bardaklara çay doldururken şarkı söylemesi

Çay ocağında, Erol Değmeci röp.

Erol Değmeci'nin sahne performansı

Erol Değmeci'nin şarkı söylerken bir garsonun çay getirmesi

(Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

=======================================================

7)ÜNZİLE EBE YATIRI'NA ZİYARETÇİ AKINI

ÇANAKKALE'nin Bayramiç İlçesi'ne bağlı Yiğitler Köyü'ndeki Ünzüle Ebe Yatırı için düzenlenen hayra yüzlerce kişi akın etti. Ünzüle Ebe'nin yaşadığı varsayılan köy evinde sabaha kadar kadınların yastağaçların üzerinde hamur açıp, ateş üzerinde pişirdiği ve şifalı olduğu söylenen pişmiş bazlamalar ve hazırlanan yemekler yatırı ziyaret edenlere dağıtıldı.

Bayramiç'e 8 kilometre mesafedeki Yiğitler Köyü'nde, dün (Cumartesi) Ünzüle Ebe Hayrı düzenlendi. Rivayete göre, Bayramiç İlçesi'ne bağlı Ağaçköy'den Yiğitler Köyü'ne gelin geldiği ve en az 200 yıl önce yaşadığı varsayılan ancak hakkında köylülerin net bir bilgiye sahip olmadığı Ünzüle Ebe'nin vasiyeti üzerine yapıldığına inanılan hayra çevre ilçe ve köylerden yüzlerce kişi katıldı. Yoğun ilgi izdihama neden oldu.

2 SIĞIR VE 50 KÜÇÜKBAŞ HAYVAN KESİLDİ

Köylüler tarafından kesilen 2 sığır ve 50 küçükbaş hayvan ile 100 kazan keşkek ve 100 kazan bulgur pilavı hazırlanarak, hayra gelenlere ikram edildi. Ünzüle Ebe'nin yaşadığı varsayılan köy evinde, sabaha kadar kadınların yastağaçların üzerinde hamur açıp ateş, üzerinde pişirdiği ve şifalı olduğuna inanılan bazlamalar hayra katılanlar tarafından adeta kapışıldı. Ünlüzel Ebe Hayrı nedeniyle, Yiğitler Köyü yolunda yaklaşık 3 kilometrelik araç kuyruğu oluştu. Ünzüle Ebe yatırını ziyaret etmek isteyen yüzlerce kişi yatıra girebilmek için izdihama neden oldu. Ünzüle Ebe'nin yaşadığı evin önünde bekleyen vatandaşlar evin önünde duran ve mukaddes olduğu kabul edilen taşa şifa niyetine ellerini ve yüzlerini sürdü. Ünzüle Ebe yatırının ziyaret eden bazı vatandaşlar ise, Ünzüle Ebe yatırı üzerinde çocuklarını yuvarlayarak, şifa aradı. Yiğitler Köyü Muhtarı Çetin Gürel, "5 yıldın bir köy hayrı düzenliyoruz. Bu tür hurafelerin yaşanmaması için devamlı uyarılarda buluyoruz. Gelenek ve görenekler yaşatılırken hurafelerle karıştırılması bizi de üzüyor" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------:

-Yiğitler Köyü'nden görüntü

-Ünzüle Ebe yatırından görüntü

-Çocuklarını şifa niyetine Ünzile Ebe Yatırı üzerinde yuvarlayan vatandaşlardan görüntü

-Bir gece önce başlayan keşkek ve pilavların pişirilmesinden görüntü

-Ünzüle Ebe'nin evi olduğu varsayılan, evin bahçesindeki kuyudaki taşa yüzlerini ve ellerini sürenlerden görüntü

-Yiğitler Köyü Muhtarı Çetin Gürel ile röp.

(Haber-Kamera: Fatih DALDAL/ BAYRAMİÇ, (Çanakkale),

========================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement