1 - ÖZEL - Doğum gününde böbrek nakliyle hayata tutundu
ANTALYA'da böbrek yetmezliği olan Hasan Soytürk (32), doğum gününde nakledilen böbrekle yaşama tutundu. Soytürk, "Nakil için geldiğim Antalya'da doğum günüm olduğunu hatırladım. Çok mutluyum" dedi.
Trabzon Sürmene'de oturan Hasan Soytürk'e, 2002 yılında kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Hastalığı nedeniyle eğitimini de yarım bırakmak zorunda kalan Soytürk, böbrek nakli için 2 Haziran günü Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne geldi. Soytürk, Organ Nakli Koordinasyon Merkezi'nde nakil formu doldururken doğum tarihini soran koordinatöre, 2 Haziran'da doğduğunu söyledi. Soytürk, doğum gününde böbrek nakli olacağını o an öğrendi. Kadavradan böbrek nakliyle hayata tutunan Hasan Soytürk, naklin doğum gününde gerçekleşmesinin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
17 yıldır kronik böbrek rahatsızlığıyla yaşadığını aktaran Hasan Soytürk, "Böbreklerim bitmişti. O günden 2009 yılına kadar diyalizle hayatımı sürdürdüm. 2009 yılında çıkan böbrek Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde nakledildi. 2 yıl bu böbrekle yaşamımı sürdürdüm. Hastalığım nedeniyle böbreğim tekrar iflas etti. Tekrar diyalize girmeye başladım. 2 Haziran'ın doğum günüm olduğunu bilmiyordum. Hastanedeki koordinatör arkadaşlar doğum tarihimi sorduklarında, o günün doğum günüm olduğunu hatırladım, çok heyecanlandım. O an çok mutlu oldum. 17 yıl hastalığımla mücadele ederken bağışlanan bir böbrekle yeniden yaşama bağlandım. O kadar çok organ bekleyen insan var ki, 30 yıl diyalize giren hastalar var. Organlarınızı bağışlayın cana can katın" dedi.
ORGAN BEKLEYEN SAYISI ARTIYOR
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, organ bekleyen hasta sayısının her geçen gün çığ gibi büyüdüğünü, şu an yaklaşık 30 bin organ nakli bekleyen hasta olduğunu aktardı. Bu hastalardan 22 bininin böbrek beklediğini söyleyen Prof. Dr. Aydınlı, "Böbrek hastalarının ömrü diyaliz ve diyaliz sonrasında yaşanan sıkıntılarla geçiyor. Organ bağışı kutsal bir vatandaşlık görevidir. Herkesi organ bağışı gönüllüsü olmaya davet ediyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
Hastane dış plan görüntü
Hasan Soytürk'ün görnütüsü
RÖP: Hasan Soytürk
Hasan Soytürk hastane bahçesinde yürürken
Bilgilendirme panosu görüntüsü
Haber-Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA,
233 MB - 02.06// HD
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
===============
2 - Amanoslar'da Ufuk'u arama çalışmaları sürüyor
HATAY'ın Hassa ilçesinde amcasıyla kaynaktan içme suyu almaya gittiği Amanos Dağı etiklerinde kaybolan konuşma engelli 6 yaşındaki Ufuk Tatar'ı arama çalışması sürüyor. İkiz olduğu öğrenilen Ufuk, gece boyunca drone ve arama kurtarma köpekleriyle arandı ancak bir ize ulaşılamadı.
Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde yaşayan tarım işçisi Muhammed Tatar, dün ailesiyle birlikte Amanos Dağı eteklerinde yer alan Hassa'nın kırsal Arpalıuşağı Mahallesi'ndeki yakınlarına oturan ablasını ziyarete geldi. İddiaya göre, saat 15.00 sıralarında 34 yaşındaki Mehmet Tatar, yeğeni konuşma engelli oğlu Ufuk ile birlikte evlerine 100 metre uzaklıkta olan dağ eteğindeki kaynaktan su almaya gitti. Bidonla su alan Mehmet Tatar, eve dönerken yanında yeğeninin olmadığını fark edince durumu ailesine bildirdi. İkiz olduğu belirtilen Ufuk Tatar için bölgede arama çalışması başlatıldı. Ufuk'un ikizi Uğur'un da evlerinde kardeşinin bulunmasını beklediği kaydedildi.
GECE BOYUNCA ARANDI
Bölgeye sevk edilen jandarma, AFAD ve 112 Acil Servis ekipleri, kayıp Ufuk Tatar'ı bulmak için gece boyunca çalışma yapıldı. Mahalle sakinlerinin katıldığı aramaya drone ile de havadan destek veriliyor. Ekipler ve vatandaşların gece boyunca sürdürdüğü çalışmada Ufuk'tan bir ize ulaşılamadı. Sabah erken saatlerinde köylülerin de traktörlerle sarp dağlık alanda yaptığı arama kurtarma çalışması devam ediyor. Tatar'ın babası Muhammet Tatar, oğlunun çok az duyduğunu, sağ ve sağlıklı olarak biran önce bulunmasını istediğini söyledi.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Arama çalışmasından görüntüler
AFAD görevlisinin ve vatandaşların aralarında konuşması
Kaybolan çocuğun fotoğrafları
Haber: Ufuk AKTUĞ-Kasım NARCI-Kamera: HASSA(Hatay),
SÜRE: 57" BOYUT: 58 mb
================
3 - Kadınlar ekmeğini mermerden çıkartıyor
MUĞLA'da, bir mermer fabrikasında çalışan 24 kadın işçi, azim, disiplin ve titizlikleriyle erkeklerin önüne geçti. Ağır mermer plakaları taşıyan, özenle kesen, istifleyen kadınların sarf ettikleri emek dikkat çekti.
Muğla'nın Yatağan ilçesinde faaliyet gösteren bir mermer fabrikasının (Ermaş Mermer) yönetimi, ihracat bölümündeki hassas ölçüm standartlarını dikkate alıp kadın işçi istihdamına ağırlık verdi. Fabrikada 2014'te 8 olan kadın işçi sayısı, bu yıl 24'e çıktı. Ebatlama, kumlama, fayans, eskitme hattı ve patlatma makinesinde çalışan kadın işçiler, titiz çalışmaları nedeniyle takdir topluyor. Fabrikada baret, eldiven ve maske kullanarak çalışan kadınlar, geçimlerini kendi emekleriyle sağladıkları için mutlu olduklarını söyledi. Kadınlar, ağır mermer plakaları taşıyor, özenle kesiyor ve üst üste titizlikle istifliyor. Kadınların fiziksel güç gerektiren bu çabası, alınlarındaki terden yansıdı. Fabrikanın Üretim Müdürü Memiş Çulha, 69 çalışandan 24'ünün kadın olduğunu, yaşlarının 22- 50 arasında değiştiğini belirterek, "Yoğunluğa göre tüm işlerde değerlendiriyoruz. Erkeklerden aşağı kalır bir yanları yok. İşe gelme, gitme ve devamlılık konusunda örnek oluyorlar" dedi. İnsan Kaynakları Müdürü Necmi Yıldırım ise kadınların, disiplinli, özverili, mesai saatlerine uyumları, insan ilişkileri ve şefkatli olmalarıyla dikkat çektiklerini vurguladı. Yıldırım, "Fabrikamızda 4-5 yıl önce hemen hemen tüm çalışanlarımız erkeklerden oluşuyordu. Sektörün talebine göre daha ince malzeme işlemeye başladığımız zaman kadın çalışanlarımız da olmaya başladı. Kadın personellerimiz aile ekonomisine destek olmak için ekmeklerini taştan çıkartıyorlar. Disiplinli, özverili, mesai saatlerine uyumları, insan ilişkileri ve şefkatli olmalarıyla örnek teşkil ediyorlar. Gözlemlediğim en güzel şey, kadınlarımızın erkek çalışanların içlerine girdiği zaman atmosferi biraz daha değiştirip katalizör görevi görmeleri" diye konuştu. İşçilerden 26 yaşındaki Burcu Çoban, "2 yıldır burada çalışıyorum. Patlatma hattında görevliyim. Özen göstererek işimizi yapıyoruz. 2 çocuğum var. Onlara iyi bir gelecek hazırlamak istiyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Mermer ocağından görüntü
-Fabrikadan görüntü
-Fabrikada çalışan kadınlardan görüntü
-Fabrikanın üretim müdürü Memiş Çulha ile röp.
-İnsan Kaynakları Müdürü Necmi Yıldırım ile röp.
-Mermer işçisi Burcu Çoban ile röp.
Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,
GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ
=================
4 - Uluborlu kirazını afet vurdu, 48 milyonluk kayıp var
ISPARTA'nın Uluborlu ilçesinde aşırı yağış ve dolu nedeniyle dalda hasadı bekleyen kirazlar zarar gördü. 10 bin ton kirazın 8 bin tona yakını dalda kaldı. Kilosu 5 liradan satılması beklenen kiraz zarar görünce 45 kuruşa alıcı bulamaz hale geldi. Uluborlu Belediye Başkanı Ak Partili Mehmet Uğur Ünverdi, kayıbın ekonomik boyutunun 48 milyon lira olduğunu söyledi.
Türkiye'nin kiraz bahçesi Isparta'nın Uluborlu ilçesi son 20 yılın en büyük afetini yaşadı. Aşırı yağışlar nedeniyle ilçede üretilen 10 bin tonluk kirazın yüzde 80'i dalında kaldı. Yağmurdan oluşan çatlak kiraza büyük hasar verdi. Uluborlu Belediye Başkanı Mehmet Uğur Ünverdi, kilogramı 5 TL'den satılacak kirazın 45 kuruşa kadar düştüğünü belirterek, "50 milyon gelir sağlayacak kiraz şimdi 2 milyon gelir sağlamıyor. Dolayısıyla 48 milyonluk bir kayıp var. Bu ürkütücü ve korkutucu bir rakam. Hükümetten acil destek talebinde bulunduk" dedi.
'ÜRETİCİ HASADI TERK ETTİ'
Kirazın başkentinde üreticilerin perişan olduğunu vurgulayan Başkan Ünverdi, "Çok yoğun kiraz üretimi yapan bir bölge. Bu yıl 10 bin tonun üzerinde ilçemizde ürün vardı. Fakat mevsim şartları olumlu gitmedi. Sürekli yağış kirazda çatlamaya sebebiyet verdi. Şu an itibariyle ilçemizde yüzde 80'e yakın kiraz dalında kaldı. İşçilik maliyetlerinin yüksek olmasından ve çatlayan kirazın seçiminin zor olmasından bu ürün dalından toplanmıyor. Üreticimiz hasadı terk etti. Kirazı toplamıyor, hasat yapmıyor. Bu anlamda sadece Uluborlu değil Isparta ve Afyonkarahisar bölgesinin tamamı böyle. Kiraz üreticilerinde çok ciddi bir mağduriyet var. Hasat edilen kirazdan da üreticinin eline bir şey geçmiyor. Bu anlamda üreticinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu üreticimiz hiçbir şeyini ödeyecek durumda değil. Devletimiz, hükümetimiz her zaman bu tür afetlerde üreticimizin yanında olmuştur. 2015'te don nedeniyle hasar olmuştu. Destek alınmıştı, ben bu dönemde de destek alınacağını tahmin ediyorum" diye konuştu.
'KİRAZIMIZ ELİMİZDE KALDIK'
Kiraz üreticisi Yavuz Çopur, "Kirazımız elimizde kaldık. Aşırı derecede mağduruz. Hükümetimizden destek istiyoruz. Borçlarımız çok. Erteleme ve yapılandırma istiyoruz. 5 liralık kirazı 45 kuruşa veriyoruz. 1 ton kiraz verseniz 450 lira eder, bu da 5 işçinin günlük yevmiyesidir. Uluborlu kirazı Türkiye'nin en dayanıklı kirazı, en kaliteli kirazı ancak afet gördü" dedi.
Kiraz üreticisi Ahmet Tomburlak, kirazda çok ciddi kayıp olduğunu ve binlerce ton kirazının elinde kaldığını kaydetti.
'ÇOK ZOR DURUMDAYIZ'
Kiraz üreticisi Ufuk Erbaş, "Kirazlarımız yağmurdan dalında kaldı, çürüdü. Toplayamadık. Toplasak bile fiyatlar çok düşük. Tüccarlar gelmiyor. Çok zor durumdayız. Durumumuz içler acısı hiç iyi değiliz" diye konuştu.
'YOK PARASINA SATILIYOR'
Kemal Canyurt da şöyle dedi:
"Böyle bir afet görülmedi daha önce. Bunun gibisi ilk kez oluyor. İnanın bahçeye gitmek istemiyorum. Alım merkezinin haline bakın. Römorklara doldurulup geliyor hasarlı kirazlar. ve yok parasına satılıyor."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Kiraz bahçeleri detay
Belediye Başkanı Mehmet Uğur Ünverdi detay
RöP. Belediye Başkanı Mehmet Uğur Ünverdi
Detay
Kiraz depolama alanı detay
DHA Muhabiri Mehmet Erçakır anonsu (1)
Detay
Röp: Üretici
Detay görüntüler
Röp: Üreticisi
Detay
DHA Muhabiri Mehmet Erçakır anonsu (2)
Detay
HABER- KAMERA: Mehmet ERÇAKIR/ISPARTA,
541 MB/// 04.52"
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
============
5- Yayla sakinleri, İmar Barışı için sıraya girdi
TÜRKİYE'de İmar Barışı uygulaması, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan 4 bini aşkın kaçak yapı sahibini harekete geçirdi. Trabzon ile Giresun sınırında yer alan, kaçak yapılar nedeniyle neredeyse yer kalmayan ve doğal güzelliği yok olan Sisdağı Yaylası'nda vatandaşlar, İmar Barışı uygulamasından yararlanmak için başvuru yapmaya başladı. Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Erüz, bölgedeki bütün yaylalarda anormal şekilde kaçak yapılaşma olduğunu belirtti, "Kaçak yapıları yasalaştırırsak yayla denilen kavramı ortadan kaldıracağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rize'deki Ayder Yaylası için 'Ayder'i kirlettik, rezil ettik' çıkışı ile gündeme gelen Doğu Karadeniz yaylalarındaki kaçak yapılar için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da 'Hiç kimse kusura bakmasın, kaçak yapılar yıkılacak' açıklaması yapmıştı. Bu açıklamaların ardından Trabzon, Rize, Giresun ve Gümüşhane illerinin valilikleri yapı yoğunluğu artan ve doğal güzellikleri bozulan yaylalar için harekete geçti.
İlk etapta Trabzon'da 1750, Giresun'da 1700, Rize'de 350, Gümüşhane'de ise 306 olmak üzere 4 bin 106 kaçak yapı için yıkım kararı alındı. Bölgede ilk yıkımlar Uzungöl Tabiat Parkı'nı da bünyesinde bulunduran Trabzon'un Çaykara İlçesi'nde gerçekleştirildi. İlçede 6 yaylada tespit edilen 573'ü tamamlanmış, 203'ü yapım aşamasında, 776 kaçak yapı için harekete geçen ekipler Çaykara ve Köprübaşı ilçeleri sınırlarında yer alan Barma Yaylası'nda ilk yıkımı gerçekleştirdi. Bölgede kaçak yapı sahiplerinin artan tepkileri üzerine yıkımlara ara verildi.
İMAR BARIŞI İÇİN SIRAYA GİRDİLER
Türkiye'de İmar Barışı uygulaması, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan 4 bini aşkın kaçak yapı sahibini harekete geçirdi. Trabzon ile Giresun sınırında yer alan ve 2 ilin ortak kullandığı 2 bin 182 metre rakımlı Sisdağı Yaylası da Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çarpık yapılaşma yaşanan yaylalar arasında yer alıyor. Kaçak yapılar nedeniyle neredeyse yer kalmayan ve doğal güzelliği yok olan Sisdağı Yaylası'nda vatandaşlar, İmar Barışı uygulamasından yararlanmak için başvuru yapmaya başladı.
'İMAR AFFI KAFAMIZI RAHATLATI'
İmar Barışı için e-devlet üzerinden başvuru yaptığını anlatan Mete Civil, "Başvuruma onay geldi, evin fotoğrafını çekip metrekaresini ölçtüm. Devlet ona göre bir bedel oluşturacak biz de ona göre hareket edeceğiz. İmar affı bizi kafa olarak rahatlattı. En azından biri bir şey dediği zaman arkamızda devlet var. Sistem üzerinden 80 metrekareye 1080 lira bir fiyat çıktı. Evim 56 metrekare. Şimdi yeniden bir hesaplama yapılacak" dedi.
Sisdağı Yaylası sakinlerinden Nurettin Çetin de İmar Barışı uygulamasının vatandaş ve devlet için kazançlı olduğunu belirtti. Çetin, "İmar barışı ile birlikte hem kaçak yapılaşma olmaz hem de devlet gelir elde eder. Böylece vatandaşlar olarak bizlerde muradımıza ereriz" diye konuştu.
'İMAR AFFI İLE YAPILARIMIZ RESMİLEŞTİ'
Ahmet Dede ise "Devletten gelen her şeye biz razıyız. Bu yayla bize dedelerimizden kaldı. Ben 63 yaşındayım. Doğdum doğalı yaylacılık yapıyorum. İmar affıyla birlikte buralardaki yapılarımız resmileşmiş olur. Devlet tarafından güvence altına alınmış oluruz" ifadelerini kullandı.
İmar barışının olması gereken bir uygulama olduğunu kaydeden Şaban Ali Bayraktar, "Ben çocukluğumdan beri yaylalarda yaşıyorum. Devlet gelip buradaki yapıları yıkıp taşısa bile buralarda insanlar çadırıyla gelip yine yaylacılık yapar. Çünkü yaylacılık bir kültürdür, silip atılamaz. Yaylaya geldiğimiz zaman kaldığımız süre boyunca yayla davasını çekiyorduk. Bu yeni çıkan yasayla birlikte yaylaya geldiğimiz zaman daha huzurlu olacağız. En azından böyle bir problem kafamızı kurcalamayacak" diyerek uygulamanın kendilerini sevindirdiğini söyledi.
DR. COŞKUN ERÜZ: ANORMAL KAÇAK YAPILAŞMA VAR
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Erüz, imar hakkı olarak geçen yönetmelikle birlikte bölgedeki yaylalardaki kaçak yapılaşmanın da bir şekilde yasaya adapte edilerek affedileceği yönünde söylemler olduğunu belirtti. Buradaki ana amacın kent yerleşimlerinde bulunan imarlı alanlardaki kaçak yapıların yasayla birlikte düzenlenmesi ve kayda alınması hem de vergilendirilerek ülkeye kazandırılması olduğunu kaydeden Erüz, "Meralar ve yaylalar, Mera Kanunu denilen özel bir kanunla birlikte, kendine has bir kanunu olan ve ulusal kamuya ait olması zorunlu olan alanlardır. Bu kanuna göre bu alanlar devletin koruması altındadır ve özel tapuya, mülkiyete konu edilemez ancak tahsis yapılabilir. Bölgemizdeki bütün yaylalarda anormal şekilde bir kaçak yapılaşma var. Trabzon sınırları içerisindeki meralarda 85-90 bin civarında yapı var. Meraların asıl amacı hayvancılık ve ülkenin tarımsal üretimine destek vermektir. Bu yapılardan en fazla 30-40 bini amacına uygun olarak inşa edilen yapılardır. İşin kötü tarafı bu yapıları yapan insanlar bir süre sonra yaylanın gerçek sahibi olan yani meraları amacına uygun kullanıp hayvancılık yapan gerçek yaylacıları da 'koku yapıyorsun, hayvanların pislik yapıyor' diyerek rahatsız ediyor ve dışlıyorlar" dedi.
'İMAR BARIŞI YAPARAK SOSYAL BARIŞ YAPMIYORUZ'
Yaylaların İmar Barışı ile insanlara tahsis edilip kullanılması, ulusal kaynağın heba edilmesi ve doğal peyzajın kötü bir şekilde heba olmasına neden olacağını söyleyen Erüz, şunları dedi:
"Uygulama mera bütünlüğünü ortadan kaldırıyor. Şu anda bu yapıları yasalaştırırsak yayla denilen kavramı ortadan kaldıracağız. Yönetmelikle bu insanlara hak verirsek, cüzi rakamlar karşılığında yasalaştırırsak devlet daha büyük kayıplarla karşı karşıya kalır. Bu yapılan uygulama iyi niyetle yapılıyor ama sonucu iyi niyetli olmayacak. Çünkü bu fırsatçılığa yeni bir kapı açıyor. İmar Barışı yaparak sosyal barış yapmıyoruz. Ülke kaynaklarını barıştırmıyoruz, heba ediyoruz. Gerçek köylü olan gerçek hayvancılık yapan yaylalarda yer açamazken hiç bir hakkı olmayan, büyük şehirlerde keyif için yaylalara gelen insanlara hak veriyoruz. Buda hak etmeyene ülkenin kaynaklarını vermek anlamına geliyor. Dolayısıyla 81 milyonun hakkı 80 bin ev sahibine peşkeş çekiliyor"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
DRONE ile yayla detayı
Yaylanın detayları
Yayla sakinleri ile röp.
Dr. Coşkun Erüz açıklaması
Haber: Osman ŞİŞKO TRABZON-DHA
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
===============
6 - Van Gölü'nün saklı koyları turist bekliyor
Orhan AŞAN- Safa ATMACA/GEVAŞ (Van), - YEŞİLİN, mavinin ve karlı dağların tarihle buluştuğu Van, turizmde keşfedilmeyi bekliyor. Akdamar'ın yanı sıra Van Gölü kıyısındaki Gevaş ilçesine bağlı İn Mahallesi'ndeki Ağin, Altınsaç ve Deveboynu koyları, görenleri hayran bırakıyor. Sadece teknelerle 3 saatlik yolculuğun ardından ulaşılabilen koylar, bozulmamış doğal yapısıyla turistleri bekliyor.
Dünyanın ve Türkiye'nin en büyük sodalı gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü, görenleri kendine hayran bırakıyor. Van'ın Gevaş ilçesi ile Bitlis'in Tatvan ilçesi arasında bulunan koylar, hem coğrafyasıyla hem de tarihi yapılarıyla yerli- yabancı turistleri bekliyor. Sadece Van Gölü üzerinde bulunan teknelerle ulaşımın sağlandığı koylar, birçok farklı güzelliği de doğal yapısında barındırıyor. Van Gölü üzerinde bulunan ada ve yarım adalarda tarihi harabeler, kiliseler ve kaleler bulunuyor. Eşsiz doğası, masmavi suyu, kumsalı ve yeşiliyle ziyaretçilerine görsel şölen sunan koylar, keşfedilmeyi bekliyor. Basın mensuplarıyla Ağin bölgesini gezen Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan, İn Mahallesi ve Ağin bölgesinin, Türkiye'nin önemli koylarına sahip olduğunu söyledi.
'TURİZME KAZANDIRMAMIZ GEREKEN BİR LOKASYON'
Koyların turizme kazandırılması amacıyla daha önce de benzer geziler düzenlediklerini anlatan Başkan Hakan, "Ağin bölgesindeki koylara karayolu ile ulaşımın olmaması avantajlı yönleri var. İnsan eliyle bir tahribatın önüne geçilmiş. Böyle bir imkan verilmemiş. Her ne kadar bir iskele yapısı olmasa da tekneyle buralara gelebiliyorsunuz. Günübirlik gelinen bir yer. Biz buralarda haftalık ya da aylık konaklama yapılması için çalışıyoruz. Bakir kalmış bir yer. Ayrıca bölge, kamp turizmine uygun olup, doğal zenginliklerinin yanı sıra tarihi zenginlikleri de barındırıyor. Hem kültürel varlıklar açısından hem de doğal tabi varlıklar açısından turizme kazandırmamız gereken bir lokasyon. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle buraya özel sektörü kanalize etmemiz lazım. Buradaki potansiyeli onlara da anlatarak, girişimci insanlarımızın burada turizm yatırımı yapma adına yüreklendirmemiz lazım. İn ile Altınsaç mahalleleri ve Gevaş'a kadarki bütün koyları içine alacak bir 'mavi tur' mantığı içerisinde değerlendirilebilir" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
Drone ile tekneden genel görüntüler
Tekneden detaylar
Ağin bölgesi ve İn Köyü'nden detaylar
Tekneden denize atlayanlar
Drone ile Van Gölü'nden ve koydan detayları
Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan ile röportaj
Detaylar
477.65 MB
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
================
7- Anne ve babasını öldüren genç tutuklandı
İZMİR'in Kınık ilçesinde, 65 yaşındaki babası Rıfat Dayan ile 63 yaşındaki annesi Elif Dalyan'ı evde başlarına sert bir cisimle vurarak öldürdüğü gerekçesiyle gözaltana alınan 28 yaşındaki Şahin Dayan sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Manisa'nın Soma ilçesinde yaşayan Burcu Dayan'ın geçen cumartesi günü dedesi vefat etti. Dayan, Kınık'ın kırsal Cumalı Mahallesi'nde yaşayan kayınpederi Rıfat Dayan ve Elif Dayan'a dedesinin vefatını bildirmek istedi. Kayınbiraderi Şahin Dayan'ı cep telefonundan aradı, ancak cevap alamadı. Bunun üzerine Burcu Dayan, bu defa kayınpederinin komşusu Hasibe İlkazi'ye durumu bildirip, yardım istedi. İlkazi, 1 saat arayla 2 defa Rıfat- Elif Dayan çiftinin evlerine gitmesine rağmen dış kapının kilitli olması üzerine ulaşamayıp, Soma'daki bir çimento fabrikasında çalışan oğulları Şahin Dayan'ı aradı. Durumu aktardığı Şahin Dayan, iddiaya göre, anne ve babasının Hamzalı Mahallesi'ne bir yakınlarının düğününe gittiğini söyledi. Şahin Dayan, aynı gün saat 20.30 sıralarında Cumalı Mahallesi Kahvehanesi'nde, bir süre oturup, çay içtikten sonra, "Öğleden sonra Soma'ya bankadan para çekmeye gittim. Dönüşte Kınık'a uğradım. Eve gidip yemek yiyeyim" diyerek ayrıldı. 10 dakika kadar sonra kırsal Cumalı Mahallesi Muhtarı Tuncay Ergün'ü arayan Şahin Dayan, "Muhtar, bizim eve hırsız girmiş. Annem ve babam kanlar içinde hareketsiz yatıyor" dedi. Bunun üzerine Muhtar Ergün, jandarma ve 112 Acil Servis'e ihbarda bulundu. İhbar üzerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri, Rıfat ve Elif Dayan çiftinin başlarına sert bir cisimle vurularak, öldürüldüğünü belirledi. Şişmeye ve bozulmaya başlamayan cesetler jandarma ve savcının olay yerindeki incelemelerinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi.
Jandarma, çelişkili ifadeleri üzerine çiftin birlikte yaşadığı, bekar olan, hırsızlık ve sarkıntılık suçlarından sabıkalı oğulları Şahin Dayan'ı gözaltına aldı. Şahin Dayan'ın öğle ve ikindi namazlarını camide kılmasına rağmen cuma ve cumartesi günü camiye gitmediği de belirlendi.
YANYANA TOPRAĞA VERİLDİLER
Adli Tıp'taki otopsinin ardından Rıfat Dayan ve eşi Elif Dayan'ın dün yakınları tarafından teslim alınan cenazeleri, Cumalı Mahallesi'ne götürüldü. Burada ikindide Cumalı Camisi'nde kılınan namazın ardından Dayan çifti, Cumalı Mahalle Mezarlığı'nda yanyana toprağa verildi.
SUÇUNU İTİRAF ETTİĞİ BELİRTİLDİ
Şahin Dayan'ın, jandarmadaki sorgusunda suçunu itiraf ettiği öğrenildi. Sürekli olarak alkol alması nedeniyle anne ve babasıyla sık sık tartıştıklarını belirtip, "Cumartesi günü saat 02.30 gibi gece ilk olarak annemin yattığı odaya gittim ve sopayla vurmaya başladım. Daha sonra babamın yattığı odaya girip ona da aynı şekilde sopayla vurdum. Sabah ise saat 10.30'da, aynı mahallede oturduğum arkadaşım Mustafa A.'yı aradım ve kendisinden traktörün arkasına takılan portatif römorku ödünç istedim. Cesetleri römork ile götürüp, bir yere gömecektim ya da dereye atacaktım. Ancak Soma'da yaşayan yengem Burcu Dayan, annem ve babamı komşumuz aracılığıyla arayınca paniğe kapıldım. Muhtarı arayıp, 'Eve hırsız girdi' diyerek olayı bildirdim" dediği öğrenildi. Jandarmadaki ifadesinin ardından adliyeye sevk edilen Şahin Dayan tutuklandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Öldürülen Rıfat Dayan ile eşi Elif Dayan'ın fotoğrafı
-Tutuklanan Şahin Dayan'ın adliyeden çıkartılırken görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Cevdet ŞEN/ KINIK (İzmir),
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
==========
8 - Sivas Olayları'nda hayatını kaybedenler 25'inci yıldönümünde anıldı
SİVAS Olayları'nın 25'inci yıl dönümü nedeniyle Vali Davut Gül başkanlığındaki bir heyet eski Madımak Oteli'ni ziyaret ederek karanfil bıraktı. Vali Gül, "Bu acı sadece ailelerin değil, milletimizin, devletimizin acısdır" dedi.
2 Temmuz 1993'te Sivas'taki Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri'ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli'nin ateşe verilmesi sonucu 33 aydın, 2 otel görevlisi ile 2 eylemci olmak üzere toplam 37 kişinin öldüğü olayların 25'inci yıl dönümü için kentteki ilk anma programını Valilik koordinesinde gerçekleştirildi.
Vali Davut Gül, Ak Parti Sivas Milletvekili Semiha Ekinci, CHP Milletvekili Ulaş Karasu, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Alim Yıldız, Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner, Emniyet Müdürü Kenan Aydoğan, İl Jandarma Komutanı Albay Sinan Şen, Belediye Başkan vekili Erdal Karaca, Ticaret Sanayi Odası Başkanı Mustafa Eken ile çeşitli kurum ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan bir grup eski Madımak Oteli, bugünkü Sivas Bilim ve Kültür Merkezi'ne gelerek, bina içerisinde, olayda yaşamını yitirenlerin isimlerinin yer aldığı anı köşesine karanfil bıraktı. Daha sonra kısa bir açıklama yapan Vali Davut Gül, 25 yıl önce meydana gelen üzücü olayı anmak için milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldiklerini belirterek şöyle dedi:
"Olayda hayatını kaybeden bütün hemşehrilerimize, bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerinin başı sağolsun. Bu acı onların acısı olduğu kadar Sivas'ın genelinin, milletimizin, devletimizin acısıdır. Bu olay tertiplerken herkes biliyor ki üzerinden 25 yıl geçti daha iyi anlaşılıyor. O dönem içerisinde hem Sivas olaylarında hem Başbağlar'da ülkemizi bir çatışma ortamına sürüklemek isteyen karanlık ellerin bir planıydı. Çok şükür milletimizin ferasati sayesinde bu plan tutmadı, tutmayacak. Farklıklarımızı zenginlik olarak kabul ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti için bir birinden kıymetlidir. Bu vesile ile hem dışarıdan gelen hemşehrilerimize, hem buraya anmaya gelen hemşehrilerimize teşekkür ediyor, olayda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum."
KENT GİRİŞLERİNDE ARAMA YAPILDI
Anma etkinlikleri sırasında her hangi bir olay yaşanmaması için polis ekipleri alarma geçirildi. Kentin giriş güzergahları olan Sivas-Ankara, Sivas-Erzincan ve Sivas-Malatya güzergahlarında bulunan arama noktalarında İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü, özel harekat polisleri ve trafik ekipleri tarafından araçlar ve otobüsler durdurularak sürücü ve yolcuların kimlikleri sorgulandı. Polis ekipleri ayrıca durdukları otobüslerde arama yaptı. 2 Temmuz anma etkinliği dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy Caddesi, Mevlana Caddesi, İnönü Bulvarı, Hükümet Meydanı ve Atatürk Caddesi'nin 10.30- 16.00 saatlerinde ulaşıma ve araç parkına kapatıldı. Kentte anma programlarının sorunsuz tamamlanabilmesi için güvenlik tedbirleri üst düzeye çıkarıldı. Grubun geçiş güzergahı bariyerler ile kapatılırken, çeşitli çevre illerden gelen takviye birlikler ile birlikte 3 bin dolayında polis görev yaptı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-İl girişide yapılan aramalar
-Polisin araçları ve gelenleri araması
-Eski atol binası önünden görüntüler
-Prtokol üyelerinin binaya gelişi ve kranfil bırakması
-Vali Davut Gül'ün açıklaması
Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN- Hüsnü Ümit AVCI-İrfan ÖZŞEKER-Bülent TATLI/SİVAS, -
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
=================
9 - Saros'ta, denizin dibinden çıkartılan atıklar şaşırttı
EDİRNE'nin Saros Körfezi'ne kıyısı olan Keşan ilçesine bağlı İbrice Limanı'nda, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kapsamında yapılan dip temizliğinde denizin altından çıkarılan atık malzemeler görenleri hayrete düşürdü.
Keşan'a bağlı İbrice Limanı'nda, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, İstanbul Deniz Ticaret Odası ve Mavi Ege Dalış Merkezi desteğiyle Derinlere Saygı Dalış Topluluğu üyesi dalgıçlar tarafından Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kapsamında liman bölgesindeki denizde dip temizliği yapıldı. Etkinlikte, 200 metrekarelik bir alanda, 11 dalgıçla yapılan temizlikte, denizin dibinde araç lastikleri, içki şişesi, motor kayışı, demir boru, metal tekne malzemeleri ve TIR aküsü çıkartıldı. Limanda sergilenen atık malzemeler görenleri şaşırttı.
KARADAĞ: "DENİZLER BİZİM ÇÖPLÜĞÜMÜZ DEĞİL, GELECEĞİMİZDİR"
Derinlere Saygı Dalış Topluluğu Başkanı Metin Karadağ, yaptığı açıklamada, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kapsamında denizlerdeki kirliliği dikkat çekmek amacıyla dip temizliği yaptıklarını belirterek, "Denizlerin, gelecek olduğunun unutulmamalı. Denizler bizim çöplüğümüz değil, geleceğimizdir. Denizler varsa bizler de varız. Etkinliğe katılan herkese teşekkür ederizö dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Dalgıç grubunun denizde afiş ve Türk bayrağı açması
-Su altında yapılan dip temizliği
-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),
(SÜRE: 00.42 - BOYUT: 80 MB)
==============
10 - Işın Karaca'dan arabesk albüm
Ayşenur YAMAN/AKÇAKOCA(Düzce), - DÜZCE'nin Akçakoca ilçesinde konser veren Işın Karaca, Orhan Gencebay'ın eserlerini seslendirirken, yeni arabesk albüm yapmayı düşündüğünü söyledi.
Akçakoca Belediyesi tarafından Kabotaj Bayramı kapsamında düzenlenen etkinlikler kapsamında Işın Karaca konser verdi. Balıkçı Barınağında kurulan sahneye çıkan Işın Karaca, yaklaşık 15 bin kişiye şarkıları ile güzel bir gece yaşattı. Işın Karaca konser sırasında sahnenin önünde gezen köpeği görünce aşağı inerek köpeği sevdi. Orhan Gencebay'ın şarkılarını seslendiren Işın Karaca, "7-8 sene önce arabesk sevmem diyen binlerce insan vardı, hepsi yalan. Dünü bugünü yarınımızı anlatan muhteşem bir eser karşınızda" diyerek 'Batsın bu dünya' şarkısını seslendirdi. Konser sırasında ezan okunurken şarkıyı keserek sahneyi karatan Işın Karaca, ezanın bitmesini bekledi. Sahnede menajerinin doğum gününü kutlayan Karaca, yeni bir arabesk albüm yapmayı düşündüğünü söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Konserden görüntüler
Konuşmaları
Detaylar
===================
11 - Fotoğraf sanatçılarına safari turu
AFYONKARAHİSAR'da bu yıl 1'incisi düzenlenen Frig Fotofest'e katılan fotoğraf sanatçıları safari turuna çıktı.
Afyonkarahisar'ın görsel güzellikleriyle ünlü Frig Vadisi ve Eber Gölü ile Kocatepe'de düzenlenen foto safariye, Frig Fotofast'e katılmak için Afyonkarahisar'a gelen 30 ilden yaklaşık 300 fotoğrafçı katıldı. İki grup halinde düzenlenen fotoğraf çekme etkinliğinde fotoğrafçılar Kocatepe, Frig Vadisi ve Eber Gölü'nün görsel güzelliklerini görme fırsatı buldu. Foto safarinin Eber Gölü'ndeki bölümüne katılan Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Eber Gölü'nün Afyonkarahisar'ın görsel güzellikleriyle ünlü bir bölgesi olduğunu söyledi.
TANITIMA ÖNEMLİ KATKI SAĞLIYOR
Vali Mustafa Tutulmaz, ilki düzenlenen Fotoğraf Festivali vesilesiyle fotoğrafçılarla doğal güzellikleri, kuşları fotoğrafladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Amacımız öncelikle ilimizin değerlerini toplumun geneline yayabilmek, ilimiz tanıtmaktır. Tarih, kültür şehri olan Afyonkarahisar, doğal güzellikleriyle de ön planda olan bir yerdir. Gerek Eber Gölü, gerek Frig Vadisi ve Akdağ diğer bölümleriyle bütün ziyaretçilerimizi bekliyor. Her geçen gün buraların tanıtımında, buraların toplum tarafından kullanılmasında, topluma açık hale getirilmesinde önemli çaba sarf ediyoruz. İlki düzenlenen festival de bunun bir adımı. Bunlardaki amacımız ilimizin tanıtımın arttırılması, marka değerini üst seviyelere çıkarmaktır."
'ŞÖLEN HAVASINDA GEÇTİ'
Afyonkarahisar Frig Fotoğraf Derneği Başkanı ve proje koordinatörü Murat Özçelik, festivalin şölen havasında geçtiğini söyledi. Özçelik, "Fotoğrafçılarımız çok mutlu, çok keyifli. İlk gün Frig Vadisi'ne giden grup, bugün Eber Gölü'nü fotoğrafladı. Şimdiye kadar neden farkına varamadıklarını dile getiriyorlar. Görsel anlamda çok güzel fotoğraflar çıktı. Şölen havasında geçti" dedi.
'ÇOK GÜZEL BİR YER'
Foto safariye katılan fotoğraf sanatçısı Ozan Sağdıç, daha önce de Afyonkarahisar'a geldiğini ve her geldiğinde hayran kaldığını anlattı. Festivalin düzenlenmesinde emek sarf eden herkese teşekkür eden Sağdıç, "Ben çok önceden Afyonkarahisar'ın görsel güzelliklerini bulmuştum. Tekrar bulmaktan mutluyum. 30- 40 sene öncesinden beri Afyonkarahisar'da fotoğraflar çeken bir insanım. Son gelişimde de Afyon'un bütün güzellikleri daha belirmiş, daha pırıltılı hale gelmiş. Güzel şeyler var. Frig Vadisi başlı başına bir tarih ve aynı zamanda jeolojik bakımdan ikinci bir Kapadokya. Afyonkarahisar'ın da oradan aşağı kalır yanı yok. Burada daha çok güzel fotoğraf konusu var" diye konuştu.
Foto safari kapsamında fotoğrafçılar, Eber Gölü'nde tekne turuna çıkarıldı. Fotoğrafçılar, Eber Gölü'nün içinde de fotoğraf çekme fırsatı buldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------
Fotoğraf sanatçıları sandalla açılırken
Fotoğraf sanatçıları fotoğraf çekerken
Vali Tutulmaz'ın gelişi
Vali Tutulmaz sandala binerken detay
Fotoğraf sanatçıları foto çekerken
Fotoğraf sanatçılarından detay
Sandallar kıyıya yanaşırken
Gölden ve sandal içerisindekilerden detay
Röp: Vali Tutulmaz
Röp: Murat Özçelik
RöP. Ozan Sağdıç
HABER-KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?