1)HORTUM, ANTALYA'NIN BATISINI YIKTI GEÇTİ
ANTALYA'nın Finike, Kumluca ve Demre ilçelerinde dün saat 21.30 sıralarında oluşan hortum, bölgede büyük çaplı hasara yol açarken, toplam 38 kişi yaralandı. Bölgede çok sayıda tarım alanı, sera ve yerleşim yeri zarar görürken, ağaçlar devrildi, elektrik hatlarının kopması sonucu enerji kesintisi meydana geldi. Güneşin doğmasıyla birlikte hortum ve fırtınanın verdiği zarar günyüzüne çıktı. Antalya'nın Finike, Kumluca, Demre Kaş ile Kemer ilçelerinde dün akşam şiddetli yağış etkili oldu. Finike, Kumluca ve Demre bölgesinde ise yağışla birlikte saat 21.30 sıralarında hortum oluştu. Denizde başlayan hortum karaya doğru ilerleyip başta sera ve tarım alanları olmak üzere yerleşim yerlerini vurdu. Finike'de 300 metre genişliğinde, 10 kilometre ilerleyen hortum nedeniyle seralar yıkıldı, 3'ü ağır olmak üzere çok sayıda ev ve işyeri zarar gördü, çok sayıda araç yan yattı. Sahilkent Mahallesi'nde yapımı süren kaymakamlık binası inşaatında işçilerin kaldığı konteyner hortum nedeniyle uçtu. Aralarında işçilerin de bulunduğu çok sayıda yaralanarak hastanelere başvurdu. Hortumun hatlara zarar vermesi nedeniyle bölgede elektrikler kesildi. Finike'de 28, Kumluca ve Demre'de 5'er kişi olmak üzere toplam 38 kişi yaralandı. Türkiye'nin örtü altı sebze üretim merkezi olan Kumluca ilçesinde özellikle Mavikent Mahallesi'nde denizde çıkıp 400 metre genişliğinde, 4 kilometre ilerleyen hortum önüne çıkan seralar, gecekondular, enerji nakil hatlarına zarar verdi. Hortum evlerdeki eşyaları sokağa savurdu, bazı evlerin çatıları uçtu, istinat duvarları yıkıldı. Hortum pek çok portakal, nar ve zeytin ağacını da kökünden söktü.Kumluca Belediye Başkanı Ak Parti'li Hüsamettin Çetinkaya'yı telefonla arayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu durumla ilgili bilgi aldı.Başkan Çetinkaya, "Ben hayatımda böyle bir şöy görmedim. 2 bin dönüm sera zarar gördü" dedi.
DEMRE'DE HORTUM ÇIKTI
Demre ilçesinde yine akşam saatlerinde çıkan hortum özellikle Beymelek Mahallesi'nde etkili oldu. Bölgedeki çok sayıda ev ve seraya zarar veren hortum nedeniyle 5 kişi yaralandı. Hortumla birlikte bölgede dolu yağışının da etkili olduğu belirtildi.
KAŞ'TA DOLU YAĞIŞI
Kaş ilçesinde ceviz büyüklüğünde dolu yağışı meydana geldi. Bölgede birçok tarım alanı, sera ve yerleşim yerlerinde zarar meydana geldi.
KEMER'DE ŞİDDETLİ YAĞIŞ
Kemer ilçesinde ise yağmur ve fırtına nedeniyle Atatürk Caddesi'ndeki ağaçlar devrildi. Bazı ev ve işyerlerindeki elektronik eşyalar yıldırım nedeniyle zarar gördü. Bölgede elektrik kesildi.
YARALI İŞÇİLER DEHŞETİ ANLATTI
Finike Kaymakamlık binası inşaatında çalışan işçilerden 50 yaşındaki Ramazan Kılıçer, hortum nedeniyle kendisiyle beraber 7 işçinin yaralandığını söyledi. Yüz ve vücudunun çeşitli yerlerinden hafif yaralanan Kılıçer, şöyle dedi:
"Saat 21.00 sıralarında televizyon izliyorduk. Yağmur başladı. Ardından yayınımız kesildi. Bunun üzerine yatmaya karar verdik. Bir anda uğultu duyduk. Kaldığımız konteyner, deprem oluyormuşcasına ileri geri gitmeye başladı. Kapı açıldı. Arkadaşıma 'Hortum geldi' dedim. O ana dair başka bir şey hatırlamıyorum. Konteyner takla atmış ve bulunduğu yerden 10- 15 metre ileri savrulmuş."
13 İŞÇİDEN 7'Sİ YARALANDI
İşçilerden 39 yaşındaki Mehmet Güzel ise "Ben ve diğer arkadaşlarım birlikteydik. Ne olduğunu hiç hatırlamıyorum. Gözümü hastanede açtım" diye konuştu.
Kaymakamlık inşaatında 13 işçinin çalıştığını anlatan Güzel, "7 işçi yaralandı. 6'sı hastanedeki müdahaleden sonra taburcu edildi. Bir arkadaşımızın da omzundaki kırık nedeniyle Kumluca Devlet Hastanesi'nde tedavisi sürüyor" dedi.
Finike'de denizde başlayarak karada ilerleyen hortum, 10 gün sonra açılışı yapılması planlanan Finike Adliyesi'ne de büyük zarar verdi. Binanın camları kırıldı, Atatürk büstü devrilerek zarar gördü. Büst sabah gelen çalışanlar tarafından bulunduğu yerden kaldırılarak muhafaza altına alındı. Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Kumluca, Finike ve Demre'de incelemelerde bulunuyor.
FİNİKE VE KUMLUCA' DAN GÖRÜNTÜLMER GEÇİLDİ
Hasan DEMİRBAŞ- Tolga YILDIRIM- İbrahim LALELİ-Suat SÖĞÜT- Ramazan SARIKAYALI/ KUMLUCA, FİNİKE, DEMRE (Antalya),
=========================================================
2)EŞİNİ 2 SAAT BOYUNCA KEMERLE DÖVDÜ İDDİASI
ADANA'da, 25 yaşındaki Ömer B., eşi 22 yaşındaki Aysel B.'yi iş bulup çalışmadığı için 2 saat boyunca kemerle dövdüğü iddiasıyla gözaltına alındı.
Merkez Seyhan ilçesindeki Namık Kemal Mahallesi'nde oturan çift, 1.5 yıl önce görücü usulü evlendi. Bir süre sonra eşinin uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğrenen Aysel B.'nin bir de bebeği oldu. Evlendikten kısa süre sonra işsiz kalan Ömer B., parasız kalıp uyuşturucu da alamayınca iddiaya göre eşine şiddet uygulamaya başladı.
3 ay önce çocuğunu dünyaya getiren Aysel B., eşine 'İş bul çalış' dedi. Bunun üzerine Ömer B., "Sen neden çalışmıyorsun?" deyip odaya kapattığı genç kadını kemerle 2 saat boyunca dövdü. Yüzünden ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan genç kadın, kocasının elinden kurtulup polisi aradı. Ömer B. ise evden kaçtı.
Bebeğiyle birlikte karakola götürülen Aysel B., şikayetçi oldu. Gözyaşların içinde darp raporu alan Aysel B., ifadesinde, "Ben nasıl çalışayım, çocuğuma kim bakacak? Eşinden ayrılmak istiyorum" dedi. Yakalanıp gözaltına alınan Ömer B., ifadesi alındıktan sonra serbest kaldı.
Görüntü Dökümü
------------------------
Dayakyiyen kadının adli tıpta görütüsü
Basın mensuplarınnı soru sorması
Polis aracına binip gidişi
Dayak yiyen kadının eşi ile fotoğrafları
SÜRE: 01'04" BOYUT: 66 MB
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ ADANA,
======================================================
3)GÜLMEK HEM BEDEN HEM DE RUH SAĞLIĞINI KORUYOR
MANİSA Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Fizyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Kutlu, gülmenin insanın savunma sistemini güçlendirdiğini, direncini artırdığını ve salgılanan hormonlar sayesinde ağrıya da olumlu etkisinin olduğunu söyledi. Psikiyatrist Şahut Duran ise gülmenin ruhsal problemlerden koruyucu etkisinin olduğunu belirtti.
Fizyoloji uzmanları ve ruh sağlığı uzmanları, gülmenin beden ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı. MCBÜ Fizyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Kutlu, gülmenin beyinle ilişkili olduğunu ve bir duygu olduğunu anlattı. İnsanların gülmesinin beyin kimyasını değiştirdiğini ve olumlu etkilediğini aktaran Kutlu, "Beyin kabuğu ile duygularımızın ve diğer sistemin işbirliği içerisinde mizahı anlamak, geliştirmek beyin kimyamızı değiştiriyor. İnsanlar güldüğü zaman beynin kimyası değişiyor. Eğer biz gülersek savunma sistemimiz kuvvetlenir, direncimiz artar. Hayal dünyamız gelişir. Hayatta kalmamız daha avantajlı seviyeye gelir ve yaşam standardını yükseltir. Gülmeyi teşvik etmek gerekir. Gerçekten gülmek var, bir de gülücükler dağıtmak var. Eğer sağlıklı bir beyin varsa, çevreden gelen birçok hastalıklara karşı direnç fazla olur. Gülmek beyin merkezinin aktive olması demektir" diye konuştu.
GÜLMEK SAĞLIK KALİTESİNİ ARTIRIR
Gülmenin sağlık kalitesini artırdığını ve aynı zamanda insanların ağrı duymamasını da sağladığını ifade eden Kutlu, şöyle devam etti:
"Pozitif duygular insanda diğer duyguları da etkileyerek yaşam standardımızı yükseltir. Tebessüm gülmek hem kendi beynimiz için faydalı hem de etrafımızdaki insanlar için faydalıdır. Mutlu insanlar, neşeli insanlar daha mutlu yaşıyorlar. Sağlık kalitesini artıyor. Gülünce salgılanan endorfin, dopamin maddeleri de ağrı gidericidir. Dopaminin artışı ile insan ağrı duymaz."
"GÜLMEK RUHSAL PROBLEMLERDEN KORUR"
Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Şahut Duran ise gülmenin ağrı kesici olarak bilinen endorfin hormonunun salgılanmasına yardımcı olduğunu, aynı zamanda da ruhsal problemlerden koruyucu etkisi olduğunu söyledi. Duran, "Gülme her zaman ödüllendirici, mutluluk yarattığını görüyoruz. Gülme her zaman onaylanan bir şeydir. Beyinde de hep olumlu bir şekilde pekiştirilmiş, birçok duygunun davranış şeklini ortaya çıkarıyor. Gülmenin ruh sağlığına her zaman olumlu etkisi var. Gülmenin ruhsal problemlerden koruyucu etkisi var. Depresyondan, kaygıdan korur. Neşeli insanlar bu problemleri daha az yaşar. Gülme ağrı kesici olarak bildiğimiz endorfin hormonunu artırır. Gülme davranışı duyguları değiştirebilir. Gülen bir insan daha mutlu olur, her anlamda daha sağlıklı olur. Gülme bir savunma mekanizması, strese karşı, kötü duyguları yenmek için kullanılır" diye konuştu.
İnsanların sürekli gülmemesi gerektiğini de belirten Duran stresin, kaygının belirli bir oranda yaşanması gerektiğini ve bunun insan doğasında bulunduğunu söyledi.
Görüntü Dökümü
----------------
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fizyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Kutlu'nun konuşması
Psikiyatrist Şahut Duran'ın konuşması
Genel ve Detay görüntü
(Haber- Kamera: İlker KILIÇASLAN- Nermin UÇTU/ MANİSA,
=======================================================
4)KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ NİNNİLERİN BELGESELİNİ ÇEKTİ
TUNCELİ'de, sinema yönetmeni Arin İnan Arslan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Anadoluyu gezerek Türkiye'de kaybolmaya yüz tutmuş ninnileri kaynak kişilerden dinleyerek 8 ayrı dilde kayda alıp belgeselini çekti. Annelerin yıllardır bebeklerini uyutmak için söyledikleri 30 ninniyi Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Lazca, Hemşince, Gürcüce, Arapça ve Ermenice dillerinde kayda alan yönetmen Arin İnan Arslan, "8 aylık çalışma süresince dinlediğim ninnilerin birçok yörede ağıta dönüştüğünü ve her ninnin bir hikayesinin olduğunu gördüm"dedi.
"KIZIMI UYUTMAK İSTERKEN NİNNİ BELGESELİNİ ÇEKMEK AKLIMA GELDİ"
Kısa ve uzun metrajlı film çeken yönetmen Arin İnan Arslan, Türkiye'de unutulan ve yok olma tehlikesi altında olan Anadolu ninnilerini sonraki kuşaklara aktarmak için Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile bir proje hazırladı. Proje kapsamında 4 kişilik ekiple, Tunceli, Diyarbakır, Hatay, Adana, Artvin, Kars, Sivas, Mersin, Elazığ, Malatya, Trabzon ve Rize illerini gezerek, o yörelere özgü ninnileri, dinleyip kayda alan yönetmen Arslan, ninnileri Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Lazca, Hemşince, Gürcüce, Arapça ve Ermenice dillerinde, "Anadolu ninnileri" adı ile belgesele çevirdi. Ninni projesinin hikayesini anlatan yönetmen Arin İnan Arslan, kızı Solin'i uyutmak istediği esnada ninni belgeselini yapmak fikrinin aklına geldiğini belirterek, "4 yaşında olan bir kızım var. Kızım ilk doğduğunda kolit hastalığı nedeniyle sürekli gaz sancısı çekiyordu. Gaz sancısı nedeniyle sesleri algılamakta zorluk çekiyordu. Kızımı uyutmak için ona ninni söylemek istedim ama hafızamda hiç ninni yoktu. Çevreme sordum herkes ya 'unuttuk' ya da 'bilmiyoruz' dediler. Bu durum beni ninni bulmaya teşvik etti. Bir süre sonra bu konu üzerinde araştırmalar yaptım uzman kişiler ile görüştüm, ninni araştırması yapan hocalarla ile görüştüm ve en sonra da köye gittim anneme sordum. Dedim ki, 'Anne beni uyutmak için ninni söyledin mi hiç" Annem bir ninniyi hatırlıyordu. Anemin ninnisini dineleyerek çalışmaya başladım"dedi.
"ANADOLU'NUN YOLLARINA DÜŞÜP, NİNNİ İÇİN KAYNAK KİŞİLERİ ARAŞTIRMAYA BAŞLADIM"
Türkiye'de ninniler konusunda çok fazla araştırma yapılmamasından dolayı bu yüzden kaynakların az olduğuna dikkat çeken Arslan, "Ninni konusunda Türkiye'de en önemli kaynak kişi Amil Çelebioğlu'dur. Onun kaynaklarını inceledim ve farklı kaynaklardan araştırmalar yaptım. Bu araştırmalardan sonra karar verdim ekibi kurdum ve Anadolu yollarına düşüp, ninni için kaynak kişileri araştırmaya başladım. Ulaştıklarını kayda aldım. Kayda alırken de nininin ortaya çıkış sebeplerini de araştırdım. Özellikle kaynak kişiden dinleyerek kaydettim. Eğer kaynak kişi hayata değilse kızı ya da oğlundan dinledim"diye konuştu. Arslan, yaptığı 8 aylık çalışma süresince dinlediği ninnilerin birçok yörede ağıta dönüştüğünü ve her ninnin bir hikayesinin olduğunu ifade ederek, "Biz ninniyi hep annelerin çocuklarını uyutması ya da nenelerin çocuklarını eğlendirmesi için söylenen tipik ninniler sanardık. Ama araştırmamın ilk safhasında fark ettim ki ninniler birçok yörede ağıta dönüşmüş. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ninni ile ağıt aynı olmuş. Karadeniz'de görüştüğüm kaynak kişiler biz de ağıt yok, biz ağıtları gidip Doğu'da öğrendik dediler. Sivas yöresinde ninni ile ağıt aynı algılanıyor. Yani ninni tamamen ağıt olmuş. Bizim Dersim yöresinde de aynı, ya kavuşma ya ayrılık, ya erken ölüm, ya yaşanan bir baskı ve şiddet ya da küçük yaşta çocuk kaybetme ya da kavuşmama gibi hallerden ortaya çıkmış ninnilerin tamamı"dedi.
"ÇOCUKLAR İÇİN SÖYLENEN NİNNİLER ÇOK ÖZELDİR"
Yönetmen Arin İnan Arslan, annenin ninni söylemesi ile anne ve bebek arasında kuvvetli bir bağ oluştuğunu de ifade ederek, "Çok özel bir melodi, çok özel sözler ve çocuk ile anneyi aynı dünyaya götürüyor. Kulağına işlenen ninni asla unutulmuyor. Ama günümüzde artık anneler çocuklarını uyutunca ninni okumuyor. Herşey değişti bu yüzden de ninniler artık neredeyse yok oldu. Sivas'ta görüştüğüm 85 yaşındaki bir baba, '85 yaşındayım annemin bana söylediği o ninni sesi hala kulağımda, hala annem söylüyor, ben dinliyorum ezgisini hiç unutmadım' dedi. 85 yıl boyunca sizi terk etmeyen bir ezgiyi düşünün, duygu dünyanıza olan etkisini düşünün en büyük sıkıntı 80 yıllık 90 yıllık o duyguların o ezgilerin kayda alınmaması tarihe not edilmemesi ve yok olup gitmesidir. Ben de bu yüzden bu çalışmayı çok önemli görüyorum" diye konuştu.
"HEPSİNİN HİKAYESİ ETKİLEYİCİ"
Her ninninin farklı hikayesi olduğunu anlatan Arslan, acılar ve ayrılıklar üzerine söylenmiş bir çok nininin olduğunu söyledi. Arslan, "Ezgisi acılar üzerine kurulmuş, ayrılıklar, kavuşmamamalar ve ölümler üzerine yazılmış söylenmiş çok etkileyici ninniler var. Ağıta dönüşen ninniler var. Sadece Antakya yöresinde dinlediğin Arapça ninnilerde farklılık var . Arapça ninnilerin ezgisi daha farklı ve ritimlidir ve biraz daha neşeli söyleniyor. O bana çok farklı geldi. Daha farklı bir ezgi söyleme şekli var, Lazca. Ağıt formunda söylenen ninniler dinlediğimiz zaman bizi adeta çiviliyordu. Çok etkileyici oluyor. Artvin'de dinlediğim Lazca ninni çok etkileyici hem ağıt türünde söyleniyordu hem de sözleri çok etkileyiciydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu projeye destek vermeseydi, böylesi bir çalışmaya yapamazdım, projeyi bakanlığa sunduğum gibi kabul edildi"diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Arslan'ın açıklamaları
-Çekilen belgeselden kesitler
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, -
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2(Yeniden) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?