DHA YURT BÜLTENİ-3
Kırsal mahallede kadın muhtardan Cumhuriyet Balosu
MUĞLA'nın Ula ilçesinin tek kadın muhtarı Selma Şensoy Çetin tarafından kırsal Kızılyaka Mahallesi'nde düzenlenen Cumhuriyet Balosu'nda büyük coşku yaşandı. Köylüler, baloya Atatürk portreli tişört giyip, ellerinde Türk bayrakları ile katıldı.
Ula'nın kırsal Kızılyaka Mahallesi'nde, ilk kez Cumhuriyet Balosu düzenlendi. Kızılyaka Mahallesi'nin evli, 2 çocuğu olan muhtarı 47 yaşındaki Selma Şensoy Çetin tarafından düzenlenen baloya, 2 bin nüfuslu mahalleden yaklaşık bin 500 kişi katıldı. Atatürk ve şehitler anısına saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan Cumhuriyet Balosu, Muğla Yörük Obaları Derneği Halk Oyunları Ekibi'nin yöresel oyunlardan oluşan gösterisiyle devam etti. Ardından Atatürk'ün sevdiği şarkı ve türküler hepbir ağızdan söylendi. Köylüler, baloya Atatürk portreli tişört giyip, ellerinde Türk bayrakları ile katıldı. 3 saat süren balo, Onuncu Yıl Marşı'nın büyük bir coşkuyla okunmasıyla sona erdi.
"BİZLER CUMHURİYET KADINLARIYIZ"
Geceye 3 çocuğu, 2 torunu ile katılan Saadet Kiriç "Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren hiçbir bayramı kaçırmadım. Bu baloya da çocuklarım ve torunlarımla katıldım. Allah Atatürk'ten razı olsun. O olmasaydı bu güzel, rahat günleri göremezdik" dedi. Etkinliğe katılan evli ve üç çocuk annesi, emekli hemşire 53 yaşındaki Hatice Dinçer de "Bizler Cumhuriyet kadınlarıyız. Bu nedenle de buradayız. Bayrağımızı, Atatürk'ün bize teslim ettiği Cumhuriyet'i Türk kadını olarak korumaya kollamaya her zaman devam edeceğiz" dedi.
"ATATÜRK OLMASAYDI BEN MUHTAR OLAMAZDIM"
Kızılyaka Mahallesi Muhtarı Selma Şensoy Çetin de "Atatürk olmasaydı bugün ben bir kadın olarak muhtar olamazdım. O nedenle Atatürk'ün önünde saygı ve sevgiyle eğiliyorum. Bu nedenle muhtar olarak ilk dönemimde başlattığım bu etkinliği nefesim yettiğince sürdüreceğim. Türk kadını ve muhtarı olarak Cumhuriyet'e sahip çıkmak biz kadınların en önemli görevlerinden biri olmalı. Atatürk ve dedelerimizin kanları ile bize teslim ettiği bu bayrağı ve ülkemizi korumak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Bugün buradaki bu coşku da bunu gösteriyor zaten. İyiki Atatürk'ümüz var iyiki Cumhuriyetimiz var" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Cumhuriyet Balosu'ndan görüntü
-Onuncu yıl Marşı'nnı hepbir ağızdan okunması
-Kızılyaka Mahallesi Muhtarı Selma Şensoy Çetin ile röp.
-Köylülerden Saadet Kiriç ve Hatice Dinçer ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Yaşar ANTER/ ULA (Muğla),
================================
Tarihi Zil Kale'de horonlu Cumhuriyet kutlaması
RİZE'de Ebruli Sanat ve Yaşam Derneği üyeleri Cumhuriyet Bayramı'nı Çamlıhemşin İlçesi'ndeki tarihi Zil Kale'de horon ve söyledikleri marşlarla kutladı.
Ebruli Yaşam ve Sanat Derneği üyeleri Cumhuriyet Bayramı kutlaması gerçekleştirdi. Çamlıhemşin ilçesinde buluşan dernek üyeleri tulum eşliğinde horon oynadı, ardından tarihi Zil Kale'ye çıktı. Burada Türk bayrağı açan ve İstiklal Marşı okuyan grup hep birlikte marşlar söyledi.
TARİHİ KALEDE 4'ÜNCÜ KUTLAMA
Ebruli Yaşam ve Sanat Derneği Başkanı Hülya Cerrahoğlu, dernek olarak geçmişi olmayan bir milletin geleceği olmayacağını düşünerek Cumhuriyet'e sahip çıkma adına 4 yıldır bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirterek "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 94'üncü yıl dönümünü kutluyoruz. Farklı bir etkinlik yaparak Zil Kalesi'nde kutlama yapıyoruz. 4 yıldır aynı zamanda da bu güne özel Cumhuriyet kahvaltısı yaparak etkinliğimize başlıyoruz. Geçmişimize sahip çıkıp geleceğe daha sağlam adımlarla yürümek istiyoruzö dedi.
KLİŞE KUTLAMALARININ DIŞINA ÇIKILDI
Dernek Başkan Yardımcısı Dilek Kansız ise kutlamaların tarihi mekanda yapılmasıyla ayrı bir önem kazandığını kaydederek "Klişe kutlamaların dışına çıkarak tarihi bir mekana kutlamayı taşıdık. Memleketi sevmek memleketi tanımak ve tanıtmakla mümkün olabilir. İlimizin doğa harikası yerleri var. Bizde bayram kutlamasını doğa harikası ve tarihi bir yerde kutlamak istedikö diye konuştu.
Kutlama programı Zil Kalesi'nin gezilmesi ile sona erdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Marş söylenmesi
Röportajlar
Kalenin görüntüsü
Detaylar
HABER KAMERA: Aytekin KALENDER/ RİZE
====================================
Perge'deki 2 bin yıllık anıt mezarlara demir kapı
PERGE Antik Kenti'nde uzun yıllardır devam eden kazı çalışmalarında bir süre önce ortaya çıkarılan Batı Nekropol alanındaki 'Medusa' ve 'Okeanos' motifli mozaiklerin bulunduğu anıt mezarların korunması için 2 bin yıllık tarihi taşlar delinerek demir kapı monte edildi.
Dünyanın en önemli ve büyük antik kentlerinden Antalya'nın Aksu İlçesi'ndeki Perge'de kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. 'Türkiye'nin ikinci Zeugması' olarak da adlandırılan nekropol alanında 2003 yılında içinde 'Medusa' ve 'Okeanos' mozaiklerinin bulunduğu anıt mezarlar ortaya çıkarıldı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu başkanlığında yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan ve Türkiye'de ilk olduğu belirtilen denizler tanrıçası 'Okeanos' ve gözlerine bakan kişiyi taşa çevirdiğine inanılan 'Medusa' figürlü iki mozaiğin bulunduğu anıt mezarların korunması için bölgede yoğun güvenlik önlemi alındı.
Bu kapsamda nekropol alanına giriş ziyarete kapatılırken, milattan sonra 3'üncü yüzyıla ait lahit ve mozaiklerin birebir optik görüntüleri çekildi. Alan ise güvenlik kamera sistemiyle 24 saat koruma altında tutuluyor. Güvenlik önlemleri kapsamında iki önemli mozaiğin bulunduğu oda mezarların kapılarına demir kapı takıldı. Yaklaşık 2 bin yıllık tarihe sahip anıt mezarların girişindeki taşlar delinerek demir kapılar monte edildi.
DEVRİNE UYGUN KAPILAR TERCİH EDİLEBİLİRDİ
Söz konusu yapının antik mezarlık alanı içinde ortaya çıkan eserler açısından öncelikle korunması gerektiğini belirten Arkeoloji ve Sanat dergisinin kurucusu, Perge ile ilgili kitapları da bulunan arkeolog Nezih Başgelen, "Ülkemizde en önemli sorun bu tip eserlerin arazide ya da bulunduğu yerlerde definecilere karşı korunamaması. Bu açıdan ilgili kurulun böyle bir kapıyı gerekli gördüğü anlaşılmaktadır. Bu eser daha iyi korunan bir alanda olsaydı devrine uygun daha farklı çözüm geliştirilebilirdi. Ama ne yazık ki ülkemiz bu bilinç düzeyinde değil. Bu örnekte de anıt mezarların içindeki eserler ve mozaiklerin korunması amaçlanmış. Söz konusu yapı Perge'nin ziyarete kapalı kesiminde, açık bir alanda olduğundan kazı başkanlığının böyle bir koruma önlemine mecbur kaldığı anlaşılmakta" dedi.
KORUNMASI İÇİN GEREKİYOR
Birçok tarihi alanda da bu tarz koruma tedbirlerini alma zorunluluğunda kalındığını belirten Başgelen, "Böyle yerler denetim altında. Kameralı güvenlik sitemi olsa dahi örneğin İstanbul'da Silivrikapı hipojesinde yaşandığı gibi, semt karakolunun hemen yakınındaki benzersiz bir anıt mezar gerekli her türlü koruma önlemine rağmen yerinde korunamamış, hırsızlık ve tahribata maruz kalmıştı. Keşke daha güvenli bir ortamda ve medeni bir çevrede olsa. Böyle bir yapıya yakışan, devrine uygun kapılar yaptırılıp konmasıdır. Ancak bulundukları yer nedeniyle bu mümkün olamıyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------
Haber: Mehmet ÇINAR/ANTALYA, -
=====================================
Böbrek nakli oldu, aşkını şiirle ilan etti
ANTALYA'da ağabeyinin bağışladığı böbrekle yaşama tutunan 21 yaşındaki İsmail Savcı, Adana'daki sevgilisine aşkını şiirle ilan etti.
Adana'da oturan İsmail Savcı, 5 yıl önce göz ve ayaklarında şişlikler oluşmasıyla gittiği hastanede, kronik böbrek hastası olduğunu öğrendi. O dönem Adana Havuzlu Bahçe Ortaokulu 8'inci sınıfa devam eden Savcı, haftanın 3 günü 4 saat süren hemodiyaliz nedeniyle eğitimine de ara vermek zorunda kaldı. 5 yılın sonunda hemodiyaliz tedavisinin yetersiz kalması üzerine İsmail Savcı'nın böbrek nakli olması gerektiği söylendi. Ağabeyi 33 yaşındaki Ekrem Savcı, kardeşinin ihtiyacı olan böbreği kendisinin verebileceğini belirterek, Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü Uzmanı Nilgün Bilal ile görüştü. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nde Savcı kardeşlerin yapılan testlerinde nakil için engel olmadığı belirlendi. Başhekim ve Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı tarafından 15 gün önce nakil ameliyatı yaptı. Nakil sonrası sağlığına kavuştuğunu, uygun bir iş bulabilirse çalışmak ve soyadını vermek istemediği 'Hülya' adlı kızla yuva kurmak istediğini söyleyen İsmail Savcı, şöyle dedi:
"Böbreğini verip beni hayata bağlayan ağabeyime teşekkür ediyorum. Buradan beni yalnız bırakmayan, böbrek hastalığımı bildiği halde beni seven, böyle kabullenen sevdiğim Hülya ile mutlu bir evlilik yapmak istiyorum. Adana'ya gittiğimde ailemle birlikte sevdiğim kızı istemeye gideceğiz."
Sevdiği kızdan ayrı kaldığı sürede şiir yazarak ona seslendiğini, mesajlar gönderdiğini söyleyen Savcı, şöyle konuştu:
"Hülya için yazdığım şiirlerden birinin sözleri şöyle;
En güzel yönüsün sen ömrümün
Mutluluğu yalnız sensin gönlümün
Renk verdin dünyama
Umutsun yarınlarıma
Unutulmazsın sevdan işlemiş bağrıma
Mecnun sevmemiştir Leyla'yı benim sevdiğim gibi
Mecnun'un sevgisinden daha büyük bu sevgi
Anlatılmaz bu sevgi sevgilerin en güzeli
Hasretsin özlemsin herşeysin eyyyyy
Sevgili Hülyam.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
İsmail Savcı'nın hastane koridorunda yürürken görüntüsü
RÖP: İsmail Savcı
İsmail Savcı'nın şiir okurken görüntüsü
HABER- KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA,
====================================
İmam Hatipli Volkan, 'Karadeniz'in divası'; 'Yağmur' oldu
ZONGULDAK'ta, erkek olarak dünyaya gelen, imam dayısından etkilenerek İmam Hatip Lisesi'ne giden Volkan Okur, mezun olup askerliğini yaptıktan sonra şarkıcılığa başlayınca, yıllarca içinde sakladığı kadın ruhunu dışarıya çıkardı. Önce kadın kıyafetleriyle sahneye çıkan Okur, ardından mahkemeye başvurup ameliyatla cinsiyet değiştirerek 'Yağmur' adını aldı. Şu anda 37 yaşında olan, bar ve gece kulüplerinde şarkı söylemeye devam eden Yağmur Okur, "Toplum baskısından dolayı dışarıya çıkmayan bir kız çocuğu vardı içimde. Onu da en sonunda sahneyle beraber attık. 'Karadeniz'in divası' diyorlar. Sevildiğimi hissediyorum" dedi.
Devrek İlçesi'nde dünyaya gelen Volkan Okur, çok sevdiği imam dayısından etkilenerek Devrek İmam Hatip Lisesi'ne kayıt yaptırdı. Ankara'da düzenlenen 'İmam Hatip Liseleri arası en güzel ezan okuma' yarışmasında Türkiye 2'ncisi olan Okur, 1997 yılında mezun oldu. Üniversite sınavında iyi puan almasına rağmen üniversiteye yerleşemeyen Okur, askere gitti. Okur, İstanbul'da Kumburgaz Jandarma Özel Eğitim Merkezi Komutanlığı'nda askerlik yaparken ilk kez orduevinde şarkı söylemeye başladı. Okur, askerlikten sonra şarkı söylemeye devam etti.
3 YIL ÖNCE CİNSİYET DEĞİŞTİRDİ
Çocukluğundan bu yana içinde kadın ruhu taşımasına rağmen toplum baskısı yüzünden bunu saklayan Okur, sahne hayatı ile birlikte bu korkuyu yendi. Zonguldak, Karabük, Bartın, Ankara'da bar ve gece kulüplerinde kadın kıyafetleriyle sahneye çıkan Okur, 2010 yılında Diyarbakır turnesinden dönüşte cinsiyet değiştirmeye karar verdi. Cinsiyet değiştirme davası açan Okur, 5 yıl süren mahkemenin izin vermesi ardından ameliyatla cinsiyet değiştirip 'Yağmur' adını aldı.
'TOPLUM BASKISINI SAHNEYLE BERABER ATTIM'
Bar ve gece kulüplerinde şarkı söylemeye devam eden Yağmur Okur, içinde bir kız çocuğu olduğunu çok küçük yaşlarda keşfettiğini ancak aile korkusu ve toplum bakısı nedeniyle bunu uzun yıllar sakladığını söyledi. O korku ve baskıyı sahne sayesinde attığını ifade eden Okur, şöyle dedi: "Hep kadındım. İçte bir şey vardı. Toplum baskısından dolayı dışarı çıkmayan bir kız çocuğu vardı içimde. Onu da en sonunda sahneyle beraber attık. 6-7 yıl önce Diyarbakır turnesinden sonra kadın olmak için ilk adımlarım atıldı. Lazerime girdim, slikonlarım yapıldı ve kadınlığa adım atıldı. Volkan'ken de ben feminen bir gaydim. Günlük hayatta erkek gibi olup sahneye kadın olarak çıkan biri değildim. Günlük yaşamımda, evde hep feminen giyinen, günlere giden bir hatundum."
'ASKERE KORKARAK GİTTİM'
Askere korkarak gittiğini anlatan Yağmur Okur, "O dönem askerliğimizi de yapmak zorunda kaldık. Korkarak gittim. Kadın ruhu taşıyorsun ama Volkan'sın. Aile korkusu, toplum baskısı derken sahne hayatım askeriyede ilerledi. Orada solistlik yaptım. Türkiye'nin en iyi orduevi. Askerliğim bittikten sonra komutanımın isteğiyle 2 ay ücretli çalışmaya devam ettim orada. Döndükten sonra da şarkı söylemeye devam ettim" diye konuştu.
'İMAM HATİPLİ OLDUĞUMU SAKLAMADIM'
Yağmur Okur, ortaokulu bitirdikten sonra çok sevdiği imam dayısından etkilendiğini, onun gibi imam olmak istediği için İmam Hatip Lisesi'ne gittiğini anlatarak şöyle konuştu: "Dayıma çok özendim. Dayım imamdı. Ben de öyle olmak isterdim. İmam olmayı da isterdim ama içimde kız çocuğu büyüdükçe artık istekler farklı yöne gitmeye başladı. Ondan sonra Allah bana sanatçılığı nasip etti. Ben İmam Hatipli olduğumu saklamadım hiç. Hala Kuran okurum. 'İbadet de gizlidir, kabahat de gizlidir' diye bir laf vardır. Çok doğrudur. Etrafımdaki birçok insan Kuran'larına beni çağırır. Hiç kırmam. Evlerine gidip Yasin-i Şerif bile okurum. İmam hatipliyim evet ama şimdi sahnedeyim. İleride Allah bana Umre'yi de nasip edecek, Haccı da istiyorum. Bunlar farklı şeyler. Şu an geçimim sahnede ve ondan ekmek yiyorum. Ben imam hatip mezunuyken iyi bir puan almama rağmen üniversiteye yerleşemedim. O dönem çok mağdur oldu imam hatip mezunları. Ondan sonra ben hayata küstüm, bir daha da sınava girmedim. Eğer üniversiteye yerleşseydim ne olurdu bilemiyorum. Nasip buymuş. Din Kültürü öğretmeni olabilirdim. Hala çok güzel mevlit okuyan, Kuran okuyan bir kişiyim. Öğretmen de olsaydım herhalde yine bu kişiliğimi ortaya çıkartırdım."
'AİLEM ARKAMDA DURDU'
Cinsiyet değiştirmesinden sonra ailesinin hep arkasında durduğunu anlatan Okur, şöyle devam etti: "Bayramlarda köyüme giderim. Annemle yufkalar açarım. Makarnayı benle keser. Anne, baba ve aile çok önemli benim için. Onların desteği benim için çok önemliydi ve desteklerini hep gördüm. Çok gezmeyi seven bir kadın değilim. Evimde vakit geçiriyorum. Günlere gidiyorum. Evimde misafir ağırlıyorum. Şarkı söylemeyi seviyorum, eğlendirmeyi seviyorum. Bunu da iyi yaptığımı düşünüyorum. İnsanlar beni izlemeye gelince eğleniyorlar. Sosyal medyada iyi bir takipçim var. 'Karadeniz'in divası' diyorlar. Sevildiğimi hissediyorum. Sevilmesem 13 yıldır aynı orkestra ile 17 yıl sahnelerde çalışamazdım. Bir aile gibi çalışıyoruz. Allah benim ailemden razı olsun. Dimdik arkamdalardı her zaman. Ben çalışarak bir yerlere geldim. Kenarda köşede birikimim olsun, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyorum. Bu mesleği en fazla 5-6 yıl daha yaparım diye düşünüyorum. Belki nasip olur evlenirim. Her şey sırayla."
Görüntü Dökümü:
-Sahnede prova yapmaları
-Sahne arkasında orkestra ile konuşması
-Sahneye çıkması
-Şarkı söylemesi
-Yağmur Okur ile röp.
Haber-Kamera: Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,
===========================================
MHP'li Öztürk: Sizin mücadeleniz başkaları adına MHP'yi ele geçirmekti
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, "Hani sizin MHP diye bir sevdanız vardı, MHP kötü yönetiliyordu. Ne oldu şimdi gittiğiniz yerde, MHP, ülkücülük, Türkeş, milliyetçilik yok. Peki sizin mücadeleniz neydi kardeşim? Sizin mücadeleniz başkaları adına MHP'yi ele geçirmekti" dedi.
MHP Burdur il kongresi Burdur Ticaret ve Sanayi Odası'nda yapıldı. Kongreye MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk de katıldı. Oktay Öztürk, kongredeki konuşmasında ülkücü hareketin fiilen 48-49 yıla dayanan bir hareket olduğunu ve doğduğu günden itibaren engellenmeye çalışıldığını söyledi.
'ONLARI OYUNA GETİRDİLER'
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına gelmesinin FETÖ'nün oyunu olduğunu iddia eden Öztürk, şu iddialarda bulundu: "Önce Deniz Baykal'a operasyon yaptılar. Onun kaseti ortaya çıktı. Sonra bizim 9 arkadaşımızın gafletinden istifade ettiler. Savunulacak bir tarafı yok ama onları oyuna getirdiler. 'İşte ülkücü hareketi şimdi bitirdik, şimdi engelledik' dediler ama millet 'Bu Meclis; MHP'siz olmaz' dedi. Evet yaramazlık yaptılar, bunları terbiye etmek lazım, bizim kulağımızı çektiler yine Mecliste olduk."
'BU OKUNMUŞ BİR HAREKETTİR'
Herkesin ülkücü hareketin engellenemeyeceğini gördüğünü, ülkücü hareketi engelleyemeyenlerin ele geçirmek istediğini söyleyen Öztürk, isim vermeden Meral Akşenir ve ekibini de eleştirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ele geçirelim, biz yönetelim' dediler. Ele geçirenler isterlerse 'Yok' hükmüne getirirler, isterlerse istediği şekilde kullanırlar. İşte en son bizdeki imza toplanmasının, olağanüstü kurultay istenmesinin altında yatan gerçek budur. Ama bir şeyi unutuyorlar. Bu 'Okunmuş bir harekettir.' Hiçbir partinin bu hareket gibi hikayesi yoktur. Hiçbir parti şehitlerinin hatırası ile gününü geçirmiyor. Bizden çok, toprağın üstündekilerden çok yerin altında yatanların hakkı var bu harekette. Kimseye yem ettirmeyiz. Ama herkes bir şeyi bilmeli; Bu hareketin başına, Yaradanın eli üzerinde olduğu için hainler gelemez. Ama hain düşüncede olanlar da gelemeyeceklerini gördükleri vakit başka kapılara giderler. Güle güle, uğurlar olsun."
'HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL'
Öztürk, "Bar bar bağırıyor; 'Ben başbakan olacağım', 'Yurtta sulh, cihanda sulhu temin edeceğim' diyor. Hayret, 15 Temmuz oluyor darbe komisyonunun adı; 'Yurtta Sulh Komisyonu.' 'Başbakan olacağım' diyorsun kamuoyu yoklamalarında seni başbakan edecek bir oy da yok. Nasıl oluyor bu?" diye konuştu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, bunlara 15 Temmuz'un gösterildiğini, 19 Haziran'da kongre kararı aldıklarını ifade ederken şöyle devam etti: "Biz de 10 Temmuz'da kongre kararı aldık. 'Gelin; 10 Temmuz'da kongreyi yapalım' diyoruz illa '19 Haziran'da yapacağız' diyorlar. Niye biliyor musunuz? 15 Temmuz'u biliyorlar. 15 Temmuz'a giderken darbenin siyasi ayağının oluşması lazım. O hanımefendi MHP'nin genel başkanı olacak, MHP, darbenin siyasi ayağı olacak. Dedim ya bu hareketi Allah koruyor. Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Hani sizin MHP diye bir sevdanız vardı, MHP kötü yönetiliyordu. Ne oldu şimdi gittiğiniz yerde, MHP, ülkücülük, Türkeş, milliyetçilik yok. Peki sizin mücadeleniz neydi kardeşim? Sizin mücadeleniz başkaları adına MHP'yi ele geçirmekti. Kusura bakmayın bu o kadar kolay değil. Kanımızı kaşığa dökeriz biz bu işe alet olmayız, olmadık da Allah'a şükürler olsun."
Öztürk'ün konuşmasının ardından yapılan seçimde Hikmet Ökte yeniden il başkanlığına seçildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Kongreye katılanlar
Oktay Öztürk'ün konuşması
Detay
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,
===================================================
Gaziantep'te yoğun sis etkili oldu
GAZİANTEP'te etkili olan ve görüş uzaklığı 10 metrenin altına düşen yoğun sis, günlük yaşamı olumsuz etkiledi.
Kent merkezinde sabah saatlerinde etkili olan yoğun sis nedeniyle sürücüler, araçlarıyla ilerlemekte güçlük çekti. Görüş uzaklığının 10 metrenin altına düştüğü sis nedeniyle, uçak seferleri de gecikmeli olarak yapıldı. Araçların sis farlarıyla ilerlediği trafikte polis ekipleri de güvenlik önlemi alıp sürücüleri uyardı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Yoğun sis
Trafikteki araçlar
Binalar
Vatandaşların yürümesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mücahit YOLCU-GAZİANTEP-DHA)
=======================================================
Marmaris'te Cadılar Bayramı kutlandı
MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'nde eğlencenin kalbi olarak nitelendirilen Barlar Sokağı'ndaki bir barda (Liğhthouse Bar) bu şyıl 17'incisi düzenlenen Cadılar Bayramı (Halloween) renkli görüntülere sahne oldu.
Cadılar Bayramı'na çoğunluğu ilçede yerleşik yaşayan yabancılar ve tur rehberlerinin oluşturduğu kalabalık davetli grubu katıldı. Parti için mekan ışıkları üzerlerine işleme yapılmış su kabakları ve kuru kafa figürleriyle donatıldı. Partiye katılan davetlilerin yüzleri, ressamlar tarafından gecenin konseptine uygun olarak çeşitli figürlere boyandı. Etkinliğe katılanlar, çalan hareketli müzikler eşliğinde gönüllerince eğlendi. Davetliler arasında yapılan oylama ile en iyi kostüm yanışması yapıldı.
Başında balta figürlü kostümüyle Bertan Çağ erkeklerde, Cadı kostümüyle de kadınmarda Gamze Bilen birinci oldu. Birinci olan yarışmacılara gece boyunca ücretsiz içecek ikramı yapıldı.
Bar sahibi Aykut Mertel, "Marmaris'te Cadılar Bayramı konseptine uygun programlar başlatan işletmeyiz. 17 yıldır yerleşik yaşayan yabancılara hizmet veriyoruz" dedi.
CADILAR BAYRAMI NEDİR?
Genellikle çocukların çeşitli korkunç kostümler giyerek, bulunduğu köyün, mahallenin ya da beldenin evlerini kapı kapı gezerek şeker, meyve ve çeşitli hediyeler aldığı bayramdır. Cadılar Bayramı bir Pagan festivali olarak ilk kez İngiltere'de İrlandalılar, İskoçlar ve Galliler tarafından kutlanmaya başlandı. 19'uncu yüzyılın sonunda bu gelenek Kuzey Amerika'ya göçenler tarafından devam ettirildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Barın dışarıdan görüntüsü
-Etkinliğe katılanların kostümlerinden görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),
========================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?