Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-7

KİLİS VE HATAY'A 6 ROKET DÜŞTÜ; 11 YARALI(ek)1)REYHANLI'DA 1 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİAfrin kırsalından Hatay'ın Reyhanlı ilçesine atılan roketlerin patlaması sonucu yaralanan 68 yaşındaki Rıfat Sinirli, tedavi gördüğü Antakya Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahaleye karşın kurtarılamadı.

02.02.2018 13:36

KİLİS VE HATAY'A 6 ROKET DÜŞTÜ; 11 YARALI(ek)

1)REYHANLI'DA   1 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Afrin kırsalından Hatay'ın Reyhanlı ilçesine atılan roketlerin patlaması sonucu yaralanan 68 yaşındaki Rıfat Sinirli, tedavi gördüğü Antakya Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahaleye karşın kurtarılamadı. Reyhanlı'da yaralanan diğer 5 kişinin tedavisinin ise sürdüğü bildirildi.

HATAY/DHA

===================================================

(ÖZEL)

2)BELÇİKA BÜYÜKLÜĞÜNDE ARAZİ EKİLMİYOR,HOLLANDA BÜYÜKLÜĞÜNDE ARAZİ NADASTA;UZMANLAR SERTİFİKALI TOHUMDAN YANA

Hükümetin yeni tarım politikaları kapsamında bu yıl itibari ile sertifikasız tohum kullanan çiftçiye destek verilmeyeceğini açıklaması sonrasında uygulamanın artıları ve eksileri tartışılmaya başlandı. Uzmanlar hibrit tohumların üretimi katlayacağını belirtirken, hububat ekim alanlarında büyük düşüşler olduğuna dikkat çekiyor.

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, çiftçinin tarım politikalarındaki yetersizlikler nedeniyle son 15 yılda Belçika yüz ölçümü kadar, 29 milyon dönüm araziyi ekmekten vazgeçtiğini ve Türkiye'nin halen Hollanda yüz ölçümü kadar arazisini nadasa bıraktığını söyledi. Atalık, "'Milli Tarım' yılı ilan edilen 2017'de baklagillerde gümrükler sıfırlandı. Nohutu Kanada'dan, Arjantin ve Meksika'dan, mercimeği Arjantin ve Kanada'dan, kuru fasulyeyi ABD'den alıyoruz" dedi. Konya Ziraat Odası Başkanı Celil Çalış ise "Son beş yıl içerisinde hububat ekim alanlarında çok ciddi bir daralma var" diyerek tehlikeyi işaret etti.

"BUĞDAYIN ANAVATANIYIZ, BUĞDAY İTHALATINDA REKOR KIRIYORUZ"

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, çiftçinin son 15 yılda Belçika yüz ölçümü büyüklüğünde araziyi ekmekten vazgeçtiğini belirterek, "2016 yılı Ekim ayında bahsedilen 'Milli Tarım Projesi' 2017 itibariyle bekleneni sunamadı. 2018 yılından itibaren sertifikalı tohum kullanmayan çiftçiye destekleme ödemesi yapılmayacağı duyuruldu. 2017 yılını genel manada irdelersek; buğdayın anavatanıyız, buğday ithalatında yine rekor kırmaya devam ediyoruz. 1 milyar dolar üzerinde döviz ödemeye devam ediyoruz. Maalesef boş tarım arazilerimizi üretime 2017 yılında, 'Milli Tarım'ın dillendirildiği yılda kavuşturabilmiş, tarımsal üretime döndürebilmiş değiliz. Çiftçi, tarım politikalarındaki yetersizlikler nedeniyle son 15 yılda Belçika yüz ölçümü büyüklüğünde, 29 milyon dönüm araziyi ekmekten vazgeçti. Türkiye hala Hollanda yüz ölçümüne sahip arazisini nadasa bırakıyor. 'Milli Tarım' yılı ilan edilen 2017'de baklagillerde gümrükler sıfırlandı. Nohutu Kanada'dan, Arjantin ve Meksika'dan, mercimeği Arjantin ve Kanada'dan, kuru fasulyeyi ABD'den alıyoruz. 2017'de tüketicinin fiyatları yükselmeye, üreticinin maliyetini bile kurtaramadığı durumların devam etmesine neden oldu" dedi.

"SERTİFİKALI TOHUM KULLANMAYAN ÇİFTÇİNİN DESTEKLENMEMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ"

Sertifikalı tohumun hastalıktan ari, kontrolleri yapılmış, verim analizlerinden geçmiş yüksek kaliteli tohum olduğunu hatırlatan Atalık, "Bu tohumların kullanılması hem kalite hem de verim artışı açısından güzel bir yöntem. Hatta bugüne kadar sertifikalı tohum üreten çiftçilere desteklemede bulunuldu ama 2018 yılından itibaren sertifikalı tohum kullanmayan çiftçiye hiçbir tarımsal desteğin sunulmayacak olması biraz düşündürücü.  Zira bütün tohumların üretimi ana baba tohumlardan geliyor. Ulusötesi şirketlerin en kaliteli tohumları doğadaki yabani türlerin çaprazlanmalarından elde edilerek geliyor. Yerel tohum dediğimiz doğada, çiftçide, Türkiye'de kıyıda köşedeki köylerde köylülerin elinde kalmış yerel tohumların ana babalığını yapıyor." şeklinde konuştu.

"SEBZE TOHUMUNU 12.76 DOLARDAN SATMIŞ, 105 DOLAR 2 CENT'E GERİ ALMIŞIZ"

Ahmet Atalık, tarım sektörünün bitkisel manada, sebze tohumluğu hariç diğer alanlarındaki üretimde ülkece kendimize hemen hemen yettiğimizi söyleyerek, "Sebze tohumunda yüzde 60 oranında Türkiye yeterliliğini sağlamış vaziyette. Yüzde 40 gibi bir açığımız hala devam ediyor. 2003 yılında 184 bin ton olan sebze tohumu üretimimiz, 2015 yılında 900 bin tona yükselmiş vaziyette. Oldukça iyi bir yükselmedir. Türkiye kendine yeterlilik babında güzel adımlar atmıştır ancak tohum dış ticaretinde dışarıya sattığımız ve dışarıdan aldığımız tohumların özellikle dolar bazında değer bakımından oldukça enteresan değer durumları var. Sebze tohumları toptan dış ticaretimize baktığımızda, bir kilogram sebze tohumunu yurt dışında kaç dolardan satmışız, kaç dolardan almışız diye baktığımızda 12.76 dolardan satmışız. 105 dolar 2 Cent'ten geri almışız. Yani aynı kilogramdaki sebze tohumu alışımız ve satışımız arasında tam 8 kat fazla para ödemişiz" dedi.

"DOMATESTE 3 BUÇUK, KABAKTA 8, PATLICANDA 33 KAT FAZLA PARA ÖDÜYORUZ"

Atalık, Türkiye'nin tohuma ödediği paranın çok yüksek olduğuna, "Domates tohumunda 3 buçuk kat, kabak tohumunda 8 kat, biberde 19 kat, patlıcanda 33 kata kadar fazla para ödüyoruz. Türkiye, daha fazla tohum satıyor, daha az tohum alıyor ama örneğin patlıcan tohumunda gördüğümüz üzere bir kilogramı sattığı fiyatla aldığı fiyat arasına baktığımızda 33 kat fazla para ödüyoruz. Türkiye, parasal değer açısından tohum dış ticaretinde çok açık veriyor. Aradaki fark bütçemizi korkunç etkiliyor. Miktar olarak dışarıya fazla satsak, az miktarda alsak da 2017'nin 12 ayı toplamında 19.1 milyon dolar sattığımızdan kazanabilmiş, daha az almamıza rağmen 96.2 milyon dolar para ödemişiz" sözleri ile dikkat çekti.

"5 YIL ÖNCE 9 MİLYON HEKTARLARDA OLAN BUĞDAY EKİM ALANLARI, 7.7 MİLYON HEKTARA DÜŞMÜŞ DURUMDA"

Konya  Ziraat Odası Başkanı Celil Çalış ise buğday ekim alanlarında düşüş olduğunu ifade ederek, "Son beş yıl içerisinde hububat ekim alanlarında çok ciddi bir daralma var. Özellikle hububat dediğimiz zaman başı çeken ürün, buğday. Bundan beş yıl önce 9 milyon hektarlarda olan buğday ekim alanları, bu yıl itibariyle 7.7 milyon hektarlara düşmüş durumda. Bunu takiben sertifikalı tohum kullanımı azalmıştır. Bu tamamen karlılıkla alakalı bir olaydır. Üreticilerimizin daha fazla kar ettiklerini düşündükleri başka ürün gruplarına (mısır, ayçiçeği) yönlenmesinden dolayı buğday ekim alanları azaldı. Buğday ekim alanlarının azalmasıyla birlikte de bu yıl geçtiğimiz yıla göre sertifikalı tohum kullanımı daha da azaldı.1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren 'Milli Tarım Projesi'nden biz tarım camiası olarak çok şey beklemekteyiz.  Bu projenin en önemli ayaklarından bir tanesi sertifikalı tohum kullanımının desteklenmesi" dedi.

"SERTİFİKALI TOHUMA DESTEK YERİNDEDİR, STANDART TOHUMLA EKMEĞİ 5-10 LİRAYA YERİZ"

E-Z Tohumculuk Genel Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Zekai İlter, sertifikalı tohumla yüksek verim alınacağını belirtiyor. Zekai İlter "Tarım Bakanlığımız, sertifikalı tohuma teşvik vermekle 'Siz sertifikasız tohum ekip 300 kilo dekar verim alacağınıza, sertifikalı tohum ekerseniz  600-700 kilo hatta 900 kilo verim alabilirsiniz' demek istiyor. Böyle bir gelişmeye karşı durmak ilime karşı durmaktır.Eğer mesele seracılık açısından değerlendirilecek olursa, seracılıkta hibrit tohumlar kullanılıyor. Bakanlık, standart tohumlara teşvik vereceğimiz zaman bu verim ve kalitenin düşmesi anlamına gelir.Sebze alanında standart tohumlar kök başına 2 buçuk 3 kilo verirken, hibrit tohumlardan 20 - 25 kilo verim elde edilir. Eskiye dönecek olursak, bugün domatesin kilosu ancak 40-50 kiloya yenir. Ekmeğin tanesi 5-10 lira olur. Sertifikalı tohuma yapılan destek yerindedir"  diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------

-Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık

-Konya  Ziraat Odası Başkanı Celil Çalış

-E-Z Tohumculuk Genel Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Zekai İlter

ARŞİV GÖRÜNTÜ

-Buğday tarlasından görüntüsü

-Buğday hasadından görüntü

-Fide görüntüsü

-Serada fide dikimi yapılması

-Domates serasından detay görüntüler

Cansel KİRAZ-Tolga YANIK/İSTANBUL-KONYA

========================================================

3)YAŞLI KADIN 17 BIÇAK DARBESİYLE ÖLDÜRÜLDÜ, TECAVÜZ BULGUSUNA RASTLANDI

IĞDIR'da, 10 çocuk annesi Şefika S. (74), yalnız yaşadığı evinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce 17 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Tecavüz bulgusuna rastlanan Şefika S.'nin cep telefonu ve bir miktar parasının da çalındığı belirlendi.

Alikamerli Mahallesi Ordu Caddesi 279 No'lu evde yaşayan Şefika S.'nin ismi öğrenilemeyen bakıcısı, dün saat 17.00 sıralarında izin alıp, kendi evine gitti. Bugün sabah saatlerinde geri dönen bakıcı, yaşlı kadının evinin dış kapısının açık olduğunu gördü. İçeri giren bakıcı, Şefika S.'yi yerde kanlar içinde bulunca, polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine sevk edilen sağlık ekibi, dün gece vücuduna 17 bıçak darbesi aldığı saptanan yaşlı kadının yaşamını yitirdiğini belirledi. İlk incelemede, tecavüz bulgularına rastlanırken, Şefika S.'nin bir miktar parası ve cep telefonunun da çalındığı kaydedildi. Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Şefika S.'nin cenazesi, otopsi için hastane morguna kaldırıldı. Şefika S.'nin çocuklarının il dışında ve yurt dışında olması nedeniyle yalnız yaşadığı, iki katlı evinin birinci katında yaşayan kiracısının da olay günü evde olmadığı belirtildi.

Polis ekipleri, şüpheli ya da şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Evden görüntü

-Cenazenin çıkarılıp ambulasa bırakılması

-Cinayet kodu ile ling geçilecek

-Öldürülen kadının fotoğrafı ığdır dosyasına link atıldı

(Haber-Kamera: Suat DENİZ/ IĞDIR,

(Süre: 2.46 dk/ 89 mb)

=========================================================

4)SURİYELİ DARİN BEBEK, YATAĞINDA ÖLÜ BULUNDU

ANTALYA'da yaşayan Suriyeli Meryemin- Yusuf Meşnuk çiftinin 4 aylık kızları Darin, yatağında ölü bulundu. Kepez ilçesi Güneş Mahallesi 6041 Sokak'ta kiraladıkları gecekonduda yaşayan Suriyeli Meryemin- Yusuf Meşnuk çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü 4 aylık Darin, öğle saatlerinde yatağında hareketsiz halde bulundu. Bebeğin nefes almadığını fark edince şoke olan Meşnuk çifti, durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri, bebeğin hayatını kaybettiğini tespit etti. Bronşit hastası olduğu iddia edilen bebeğin sık sık rahatsızlandığı belirtildi.

Darin Meşnuk'un cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere hastane morguna götürüldü. Suriyeli çiftin 5 yıl önce Türkiye'ye geldiği, Yusuf Meşnuk'un lokanta işlettiği kaydedildi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Olay yerinden genel görüntü

-Polis evin önünde bekleme görüntüsü

-Suriyeli babanın kapı önünde bekleme görüntüsü

-Ekip arabasından görüntü

-Darin bebeğin babası ve kardeşi ile fotoğrafı

"27 MB// 50 SN"

haber- kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,

====================================================

5)VARİL BOMBASIYLA VÜCUDU YANAN MAHMUD ESTETİK AMELİYAT İSTİYOR

SURİYE'de atılan varil bombasıyla yüzü yanan 7 yaşındaki Mahmud Alhuseyn, 4 ameliyat geçirdiği Adana'da hayatta kalma mücadelesi veriyor. Suriye'nin Hama kentinde şiddetli çatışmaların yaşadığı 2017'de atılan varil bombası Mahmud Alhuseyn ve  kuzeni Seyde'ye sokakta oyun oynarken isabet etti. Vücutlarında büyük yanıklar oluşan Mahmud ve Seyde, Türk askeri ve Kızılay ekipleri tarafından Türkiye tarafına geçirilip, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde tedavi edildi.

BİR GÖZÜ KAPANMIYOR

14 ay boyunca yanık ünitesinde tedaviye alınan 4 ameliyat geçiren Mahmud Alhuseyn'in yüzündeki yanıkların bir bölümü kapatılırken, sağ gözünün ve ağzının kapanmaz hale geldiği öğrenildi. Gözleri açık şekilde uyuyabilen Mahmud Alhuseyn'in ailesi, hastane bahçesinde verdiği yaşam savaşının ardından, yardımsever bir kişinin 2 odalı evine sığındı.

Komşuların verdiği yemeklerle hayatını sürdüren Suriyeli aile, geçim sıkıntısı yaşarken, Mahmud'un estetik ameliyatı olup, yeniden sağlığına kavuşmasını istiyor.

'İLAÇLARINI ALAMIYORUZ'

Baba Halid Alhuseyn, Hama'daki saldırıda evlerinin yerle bir olduğunu, Türk askerleri ve Kızılay'ın kendilerini Türkiye'ye getirdiğini belirtirken, şöyle konuştu:

"O gün evdeydik, Mahmud dayısının kızı Seyde ile sokakta oynarken, evin çevresine varil bombaları düşmeye başladı. Bombalardan birinin mazot deposuna gelmesiyle, Mahmud ve Seyde ile bir çocuk daha yandı. Mahmud ve Seyde, Türkiye'ye alındı. Diğer yanan çocuğumuzun vefat ettiğini öğrendik. Burada sokakta kalırken, şimdiki kaldığımız evin sahibi bizi buraya getirdi. Ancak hayatımızı devam ettirebilmemiz için, yeme-içme ve ısınacak malzemelerimiz yok. Maddi imkansızlıklar sebebiyle Mahmud'un ilaçlarını da alamıyoruz."

Görüntü Dökümü

------------------------

Vücudu yanan 7 yaşındaki Mahmud Alhuseyn'ın babası ile birlikte görüntüsü

Babanın konuşması

Tercümanın konuşması

Mahmud Alhuseyn'ın yanak vücudundan detay görüntüler

Ev sahibinin konuşması

Mahmud Alhuseyn'ın evin önünde görüntüsü

Evin görüntüsü

SÜRE: 02'50"    BOYUT: 172 mb

Haber: Akif ÖZDEMİR-Kamera: Veysel DOĞUÇ/ADANA,

====================================================

6)ALKOLLÜ SÜRÜCÜNÜN EHLİYETİNE 2050 YILINA KADAR EL KONULDU

BURDUR'da, 3.37 promil alkollü olduğu belirlenen Mustafa Şenol'un (37), kullandığı otomobil kontrolden çıkıp Aliihsan Sezgin'e ait evin bahçesindeki ağaca çarparak devirdi. Bir gün önce de alkollü araç kullanmaktan hakkında işlem yapılan Mustafa Şenol'un ehliyetine 2050 yılına kadar el konuldu.

Burdur- Tefenni Karayolu 13'üncü kilometresindeki kaza, dün saat 17.00 sıralarına meydana geldi. Hafriyat işleri yapan Mustafa Şenol yönetimindeki 06 FK 6882 plakalı otomobil, Kuruçay Köyü mevkiine geldiğinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Yoldan çıkan araç, Aliihsan Sezgin'in evinin bahçesine savruldu. Bahçedeki ağaca çarparak kökünden söken otomobil, müstakil evin balkonuna çarparak durabildi. Kazada, çeşitli yerlerinden yaralanan Mustafa Şenol için 112 Acil Çağrı Merkezi'nden yardım istendi. Acil çağrı üzerine gelen sağlık görevlilerinin müdahale ettiği Mustafa Şenol, ambulansla Burdur Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Şenol, ilk tedavisinin ardından Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi.

Ev sahibi Aliihsan Sezgin, kaza anında evde olduğunu belirterek, "Evde oturuyorduk. Gürültü üzerine dışarı çıkıp baktığımızda bahçedeki otomobili gördük. Hemen 112'yi aradık" dedi.

BİR GÜN ÖNCE ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMAKTAN İŞLEM YAPILMIŞ

Diğer yandan Mustafa Şenol'un yapılan muayenesinde 3.37 promil alkollü olduğu belirlendi. Daha önce hakkında alkollü araç kullanmaktan 5 kez işlem yapıldığı ve ehliyetine el konulduğu belirlenen Mustafa Şenol'un, kazadan bir gün önce alkollü ve ehliyetsiz araç kullandığı, bu nedenle hakkında işlem yapıldığı, aracın ise babasına teslim edildiği tespit edildi.

EHLİYETİNE 2050 YILINA KADAR EL KONULDU

Karayolları Trafik Kanununun 48-5 Maddesi gereğince hakkında alkollü araç kullanmaktan işlem yapılan, 2018 TL ceza yazılan Mustafa Şenol'un ehliyetine 2050 yılına kadar el konuldu. Mustafa Şenol hakkında alkollü araç kullanmaktan şu ana kadar toplam 35 bin TL ceza yazıldığı kaydedildi.

Görüntü Dökümü

--------------

Otomobilin çekiciye yüklenmesi

Kökünden sökülen ağaç

Aliihsan Sezgin'in anlatımı

Yoldaki trafik

Detay

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

====================================================

7)POLİS CAMİ HOPARLÖRÜNDEN 'HIRSIZLIK' ANONSU YAPTI, GENÇLER ŞÜPHELİLERİ YAKALADI

BURSA'nın Harmancık ilçesinde, gece, hurda demir çalıp minibüsle kaçanlarla polis arasında kovalamaca yaşandı. Polis, şüphelilerden birini yakaladı, diğer 2'si ise kaçtı. Polis, cami hoparlöründen anons yaparak ilçe halkından yardım istedi. Anons üzerine gece karanlığında ışıldakları alıp ellerinde sopalarla her yeri didik didik arayan gençler, şüphelileri yakalayıp, polise teslim etti.

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesi yakınlarında hurda demir çalıp kaçan 3 kişiyi yakalamak için harekete geçen polis, şüphelilerin içinde bulunduğu 26 TU 403 plakalı minibüse 'dur' ihtarında bulundu. Şüpheliler, uyarıyı dikkate almayıp Bursa'nın Harmancık ilçesi yönüne kaçtı. Tavşanlı polisinin haber vermesi üzerine Harmancık polisi ilçe girişinde minibüsü durdurmak istedi, ancak şüpheliler minibüsle kaçmayı sürdürdü. Zaman zaman polisin silah da kullandığı kovalamaca sırasında şüphelilerin bulunduğu minibüs, Harmancık sokaklarına girerek kayboldu. Takibi sürdüren polisler bir sokakta terk edilen minibüsü buldu, şüphelilerden de birini yakaladı. Ancak diğer 2 şüpheli izlerini kaybettirdi.

CAMİ HOPARLÖRÜNDEN ANONS YAPILDI

Polis ekipleri, şüphelileri bulabilmek için bir cami hoparlöründen anons yaparak, ilçe sakinlerinden yardım istedi. Anons üzerine ilçe gençleri ışıldakları alıp, ellerinde sopalarla sokaklara dağıldı ve her yeri didik didik aradı. Gençler, şüphelileri saklandıkları yerlerde bulup, polis ekiplerine teslim etti.

Gözaltına alınan 3 şüpheli, sorguya alınırken, minibüsteki çalıntı hurda demirlere de el konuldu.

Görüntü Dökümü

----------------------

Vatandaşların kaçakları yakalaması

Aydın AKALIN/HARMANCIK (Bursa), -

======================================================

8)VARİLLE GÖMÜLEN ESRARI 'MARCO' BULDU

ADANA'da plastik varil içinde toprağa gömülmüş 10 kilo esrarı, polis köpeği 'Marco' buldu.

Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü  ekipleri tarlaya esrar gömüldüğü ihbarı üzerine harekete geçti. Ekipler tarlada narkotik köpek, 'Marco' ile arama yaptı. Marco'nun  tepki verdiği alanda yapılan kazıda varille gömülmüş 10 kilo esrar bulundu.

Polis, uyuşturucuyu toprağa gömen zanlıları yakalamaya çalışıyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

Narkotik köpeğinin arazide arama yapması

Köpeğin tepki vermesi

Polisin toprağın içine gömülü varili açması

Varilin içindeki narkotik maddeler

Varilin içinden çıkan narkotik malzemelerden görüntüler

SÜRE: 01'28"    BOYUT: 90 MB

Haber: Ceyhun ÖZER-Kamera: CEYHAN/Adana,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement