GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşması (Saat 19.00'a kadar ambargoludur)
"Yeni Türkiye Yolunda"
Başbakan Davutoğlu: (2)
- "Diyarbakır ve Sur bizim onurumuzdur, bizim şerefimizdir ve mutlaka korunacaktır. Bütün vatandaşlarımıza teröre karşı gösterdikleri direnç dolayısıyla bir kez daha teşekkür ediyorum"
" Silopi'deki kardeşlerime, Sur'daki, Cizre'deki, Nusaybin'deki, Yüksekova'daki, Şırnak merkezdeki kardeşlerime söylüyorum; sizi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. 78 milyonumuza söylüyorum; hiçbiriniz yalnız değilsiniz, devletin merhamet eli yanınızdadır. Hiçbiriniz kesinlikle yeise kapılmayın, devletimizin kudret eli yanınızdadır"
-"Mülteciler bağlamında Avrupa Birliği taahhüt etmiş olduğu 3 milyarın üzerine, bir 3 milyar daha 2018 yılına kadar vermeyi taahhüt etti. İlk 3 milyarlık paketin de uygulamalarını inşallah önümüzdeki günlerde, 16 Nisan'da Kilis'te başlatmayı planlıyoruz"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Diyarbakır ve Sur bizim onurumuzdur, bizim şerefimizdir ve mutlaka korunacaktır. Bütün vatandaşlarımıza teröre karşı gösterdikleri direnç dolayısıyla bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi.
Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa Birliği ile son yaptıkları görüşmelerde, Ege Denizi'nde yeni Aylan bebeklerinin cesetlerini görmemek için önemli bir mutabakata ulaştıklarını anımsatan Davutoğlu, "Bu da Türkiye'den Ege adalarına geçen mültecilerin geri alınması karşılığında geri alınan her bir mülteci için düzenli göç şeklinde Türkiye'den bir mültecinin Avrupa'ya gitmesi. Yani birebir yöntemiyle hem Türkiye'de mülteci sayısı artmayacak, hem kimse bir daha Ege Denizi üzerinden Avrupa'ya geçme arzusuyla, ihtirasıyla, can kaybına sebebiyet verilmeyecek. Bu uygulama 4 Nisan'dan itibaren başlayacak" diye konuştu.
"Aldığımız her mülteci için bir mülteciyi Avrupa'ya göndereceğiz, böylece bir denge kurulacak ve illegal yollar ve bu illegal yollar üzerinden kazanç sağlayan, alçakça kazanç sağlayan insan kaçakçılarını engellemiş olacağız" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Peki, bununla birlikte pakette başka ne var? En önemli husus şu değerli vatandaşlarım; inşallah Türkiye 4 Mayıs'a kadar Meclise sevk ettiğimiz yasaların kanunlaşmasıyla gerekli şartları yerine getirdiğinde haziran ayından itibaren artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Avrupa'ya vizesiz gitme hakkına sahip olacaklar, hayırlı mübarek olsun. İnşallah bu hedefi gerçekleştiririz ve 4 Mayıs'a kadar bütün atılması gereken adımları, reformları hayata geçirmiş oluruz."
"Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin daha da derinleşeceğine inanıyoruz"
Meclisteki muhalefet partilerine seslenen Davutoğlu, "Hangi siyasi aidiyeti taşırsa taşısın, gelin hep beraber elimizden geleni yapalım ve bu reformların en kısa sürede tamamlanması için çaba sarf edelim. Varsa bunun sonucunda bir onur, bu onuru hep beraber paylaşalım. Ama eğer Meclis bu konuda çalışmalarını tamamlayamazsa, bunun sorumluluğu da bu çalışmaları engelleyenlerin üzerinde olur" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, Türkiye-AB Zirvesi'nde, üyelik müzakereleri çerçevesinde 33. faslın da açılmasına karar verildiğini belirterek, "Yeni bir faslın açılmasıyla önümüzdeki dönemde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin daha da derinleşeceğine inanıyoruz" ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Mülteciler bağlamında Avrupa Birliği taahhüt etmiş olduğu 3 milyarın üzerine, bir 3 milyar daha 2018 yılına kadar vermeyi taahhüt etti. İlk 3 milyarlık paketin de uygulamalarını inşallah önümüzdeki günlerde, 16 Nisan'da Kilis'te başlatmayı planlıyoruz. Gördüğünüz gibi hem mültecilere deva ve şifa olmaya çalışıyoruz, hem Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini yeni bir eksene, yeni bir çerçeveye oturtmaya çaba gösteriyoruz."
"Suriyelilere, evinden, barkından, yurdundan koparılmış Suriyeli yetimlere gösterdiğimiz merhamet için bir kez daha ecdadım adına, tarihim adına, insanlığımız adına teşekkür ediyorum" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bunlar karşılıksız değil. Bakın, size beni çok etkileyen bir hatırayı nakledeyim. Geçen hafta yoğun bir gündemle uğraşırken bir doktor hanımefendiden bir mesaj aldım. Bu mesajda, doktor hanımefendi ki kendisi Suriyeli mültecilerle ilgilenen bir sivil toplum kuruluşunda gece-gündüz Suriyeliler için koşuyor, Suriyeli çocuklarla beraber olduğunda onların başlarını okşuyor. 7-8 yaşlarında bir çocuğa soruyor, 'Okula gidiyor musun', çocuk 'Gidiyorum' diyor. 'Peki, ne olmayı düşünüyorsun' diyor, normalde herhangi bir çocuğa sorulduğunda bu sorunun cevabı bellidir, 'Doktor olacağım, mühendis olacağım' vesaire. Çocuk ne diyor biliyor musunuz; 'Ben büyüyünce Türk olacağım'. Çünkü onun zihninde Türk merhametli, şefkatli, gücü yeten bir kişidir. Düşünün Türkiye'de nasıl bir intiba edinmiş ki bu çocuk büyüyünce sizin gibi olmak istiyor. Türk olmak derken bir etnisiteyi kastetmiyor, bir tavrı, bir duruşu, bir merhameti kastediyor, sizleri kastediyor, her bir vatandaşımızı kastediyor ve diyor ki, 'Ben sizler gibi olmak istiyorum, sizler gibi merhametle çocukların başını okşamak istiyorum, sizler gibi aşını fakirlerle, muhtaçlarla paylaşmak istiyorum."
"Siz bir insanlık dersi veriyorsunuz"
Suriyeli sığınmacılar için Türkiye'de gösterilen misafirperverliğe dikkati çeken Davutoğlu, "Siz bir insanlık dersi veriyorsunuz, emin olun kim ne derse desin içeride ve dışarıda bu insanlık dersi nesilden nesile, asırdan asıra anlatılacak. Bir kez daha Suriyeli kardeşlerimize barış ve huzur içinde yaşayacakları günlerin gelmesi dileğiyle her zaman yanlarında olduğumuzu vurguluyorum" dedi.
Her cuma günü Türkiye'nin doğusunda ve batısında farklı illerde bulunacağını daha önce söylediğini, bu sözünü yerine getirdiğini anlatan Davutoğlu, geçen 4 hafta içinde Şırnak Silopi, İzmir, Van ve Manisa'da vatandaşlarla buluştuğunu kaydetti.
"Bir ayağımız doğuda, bir ayağımız batıda"
Yurt içi ziyaretlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Yani bir ayağımız doğuda, bir ayağımız batıda, bir ayağımız Silopi'de, bir ayağımız İzmir'de, bir ayağımız Manisa'da, bir ayağımız Van'da. Silopi ziyaretinden sizlere bahsetmek isterim, çünkü beklenen bir ziyaretti. Silopililerin hasretle beklediği, benim hasretle kavuşmayı beklediğim bir andı. Silopi'ye gittim, mübarek cuma namazını orada Silopili kardeşlerimle eda ettim. Esnafımızla buluştuk, Silopi'nin dertlerini dinledim ama en çok beni ne memnun etti biliyor musunuz? Silopi'nin gözünde terörün uyandırdığı karamsarlığı değil, devletin yanlarında olmasının getirdiği bir iyimserliği gördüm. Özellikle de cuma namazı için diz çöktüğümüzde yaklaşık 90 yaşlarında yaşlı bir Silopilinin, elimi tutup gözü yaşlı 'Bizi bırakmayın' deyişi hep kulaklarımda olacak. Sabah kalktığımda kulağımda olacak, toplantıya girdiğimde kulağımda olacak, gece uykuya geçmeden önce yine kulağımda olacak ama her an da yüreğimde olacak ve buradan söylüyorum. Silopi'deki kardeşlerime, Sur'daki, Cizre'deki, Nusaybin'deki, Yüksekova'daki, Şırnak merkezdeki kardeşlerime söylüyorum; sizi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. 78 milyonumuza söylüyorum; hiçbiriniz yalnız değilsiniz, devletin merhamet eli yanınızdadır. Hiçbiriniz kesinlikle yeise kapılmayın, devletimizin kudret eli yanınızdadır."
Van ziyaretinde gördüğü muhabbetin de kendisine büyük bir enerji verdiğini vurgulayan Davutoğlu, "Bütün Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımıza terörün, onların gününü, geleceğini karartmaya çalışan terörün gündemine teslim olmamış olmaları dolayısıyla teşekkürü bir borç biliyorum. Biz onlara güveniyoruz. Onlar çukur kazanlara, onlar el yapımı bombalar döşeyenlere, onlar mayın döşeyenlere, onlar barikat kuranlara karşı 78 milyonun sıcak nefesini hep beraber hissetmenin huzuru içinde davranacaklar" şeklinde konuştu.
"Diyarbakır ve Sur bizim onurumuzdur, mutlaka korunacaktır"
Yarın da Diyarbakır'a gideceğini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Kim ne derse desin, her an yüreğimizin en mutena köşesinde olan Diyarbakırımıza kavuşacağız, tekrar kavuşacağız. Ulu Cami'ye gideceğiz. Hain odakların büyük tahribat verdiği Fatih Paşa Camisi'ni göreceğiz. Dört Ayaklı Minare'de kültürümüzün izlerini süreceğiz. Hazreti Süleyman'ın huzuruna varacağız. Bakınız, Sur yukarıdan bakıldığında bir yürek şeklindedir, bir kalp şeklindedir. Aslında bir simgedir bu, Diyarbakır Sur içiyle yüreğimizin ta derunundadır. Diyarbakır ve Sur bizim onurumuzdur, bizim şerefimizdir ve mutlaka korunacaktır. Buradan bu vesileyle bütün vatandaşlarımıza teröre karşı gösterdikleri direnç dolayısıyla bir kez daha teşekkür ediyorum."
"Terör bizi hayattan bezdirmeye çalışıyor"
Ankara Güvenpark ile İstanbul İstiklal Caddesi'nde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileğinde bulunan Davutoğlu, şöyle dedi:
"Milletler zor zamanlardaki imtihanlarına gösterdikleri tepkilerle anılırlar. Biz bütün bu terör saldırıları karşısında her zamankinden daha fazla kenetlenmek zorundayız. Terör bizi hayattan bezdirmeye çalışıyor. Biz hayata daha çok sarılacağız. Terör bizim birbirimizden şüphe etmemize yol açmaya çalışıyor, biz birbirimize daha çok sarılacağız. Terör yeise kapılmamızı istiyor, biz teröre inat daha fazla iyimser olacağız. Terör geleceğimizi karartmak istiyor, biz her birimizin yaktığı mumla geleceğimizi daha fazla aydınlatacağız. Bu saldırılar karşısında milletimizin gösterdiği basiret ve vakar için her birinize teşekkür ediyorum."
Vatandaşlara, teröre karşı birlik olma çağrısında bulunan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Geliniz hep beraber el ele, omuz omuza, yürek yüreğe teröre karşı tek ses olalım. Geliniz hep beraber terörün yıkmak istediği hayalleri, ülkemizle ilgili hayallerimizi tekrar inşa edelim. Geliniz sokaklarımıza sahip çıkalım, esnafımıza sahip çıkalım. Şehirlerimize, dağlarımıza, ovalarımıza sahip çıkalım. Geliniz hep beraber onların bize yasaklamaya çalıştıkları sokaklarda el ele tutuşalım. Geliniz hep beraber alışveriş merkezlerinde, pazarlarda, meydanlarda omuz omuzayız diyerek birlikte yürüyelim. Onlar bizim korkmamızı bekliyorlar, korkmadığımızı gösterelim. Onlar bizim susmamızı bekliyorlar, susmayacağımızı gösterelim. Onlar bizim hayata küsmemizi bekliyorlar, küsmeyeceğimizi gösterelim. Onlar bizim birbirimize düşmemizi istiyorlar, düşmeyeceğimizi gösterelim. Onlar halkın arasında iletişimi azaltmak istiyorlar, her zamankinden daha çok birbirimize sarılalım."
"Selam seferberliği başlatalım"
"Herkes komşusuna sarılsın, herkes sokakta gördüğü diğer bir kardeşine, bir vatandaşına selam versin. Bir selam seferberliği başlatalım, tanıdığımız-tanımadığımız herkese yolda selam verelim" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Her selam ile birbirimize barış temennisinde bulunalım. Selam verdiğimiz herkese tebessüm edelim. Onlar kaşlarımızın çatılmasını, onlar nefret dili kullanmamızı bekliyor olabilirler. Biz tebessümle, merhametle konuşalım. Kimseden nefret etmeyelim, kolektif olarak kimseyi suçlamayalım. Terörü suçlayalım, teröristi suçlayalım ama asla herhangi bir etnik, mezhebi gruba, kesime özel bir husumet beslemeyelim. Biz çok köklü bir medeniyetin çocuklarıyız. Bizim şehirlerimiz her dilden, her dinden, her etnik ve mezhebi kökenden eserlerle ve oradan gelen mirasla dolu. Şehirlerimizi ihya edelim, kültürümüzü inşa edelim, geleceğimizi hep birlikte kuralım. Nasıl evimizde huzur içinde isek, sokağımızda, şehrimizde huzur içinde olabilmek için hep beraber el ele tutuşalım."
Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Nevruzumuzu kutladık, önümüzde Hıdırellez var, önümüzde ramazan var, önümüzde Muharrem var, önümüzde Kurban Bayramı var, önümüzde Cumhuriyet Bayramı var. Cumhuriyet hepimizindir, ramazan hepimizindir, Muharrem hepimizindir, Nevruz ve Hıdırellez hepimizindir. Baharı birlikte karşıladık, Allah yazı da birlikte idrak etmeyi nasip eylesin. Bayram günümüzü engellemeye çalışanlara karşı da hep beraber duralım. Allah gecenizi hayreylesin, baharınızı hayreylesin, yılınızı hayreylesin. Hayırlı akşamlar diliyorum."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Davutoğlu - AB ile İlişkiler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?