Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 3

1- BAKAN SELÇUK "YENİ ORTAÖĞRETİM" MODELİNİ AÇIKLADI (1)İstanbul DHAMilli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni ortaöğretim modelini tanıttı.

18.05.2019 13:33

1- BAKAN SELÇUK "YENİ ORTAÖĞRETİM" MODELİNİ AÇIKLADI (1)

İstanbul DHA

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni ortaöğretim modelini tanıttı. Bakan Selçuk, Esenyurt Borusan Asım Kocabıyık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Lisede ne yaptık?/Ortaöğretim Tasarım Tanıtım Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, "Ortaöğretim tasarımıyla ilgili çalışmayı sadece bir ders çizelgesi olarak görmek elbette mümkün değil. Bu Türkiye'nin bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi. Türkiye'nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik

ayakta durabilmesinin bir eğitimsel projesi" dedi.

Bakan Selçuk, "Ortaöğretim tasarımından söz ettiğimizde, okul profili değerlendirme, tasarım beceri atölyeleri, e-portfolyo, e-rehberlik ve benzeri birçok proje, mesleki eğitimde yaptığımız birçok proje aslında bu vizyonun parçaları. Bu parçaların da her birisinin birbiriyle bir bağlantısı var. Yani birbirini tamamlayıcı etkiye sahipler. Bu çok önemli" şeklinde konuştu.

Selçuk modeli çok yüksek bir katılımla hazırladıklarını belirterek, "Öğretmenlerimize, çocuklarımıza, gençlerimize sorduk. Bu Türkiye'nin 2030-2040'larda, 2053'te nasıl bir fotoğrafa ihtiyacı olduğuyla ilgili bir mesele" dedi.

Bakan Selçuk, sistemin ilk üniversite sınavının ise 2024 yılında yapılacağını belitti.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Selçuk'un açıklamaları

Detaylar

======================

2- BAKANLIKTAN "YENİ ORTAÖĞRETİM" MODELİ AÇIKLAMASI

İSTANBUL DHA

Milli Eğitim Bakanlığı, yeni ortaöğretim modeliyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Yeni modele göre liselerde ders sayıları düşürüldü, öğrencilerin tasarım ve uygulama becerileri ile üniversite öncesi kariyer planlarına yönelik dersler ve çalışmalar eklendi.

Yeni ortaöğretim modelinin içeriğinin yer verildiği ifade de şunlara kaydedildi:

"2020 Eylül ayından itibaren 9. sınıftan başlayarak uygulanmak üzere;  bütünleşik ve disiplinlerüstü ders yapısıyla ders sayısının azaldığı, öğrenmede derinleşmeyi sağlayan, araştırma, uygulama ve deneyim temelli bir programla donatılmış, öğrencileri sınava değil üniversiteye ve yaşama hazırlayan, etkili kariyer danışmanlığına dayalı bir Ortaöğretim Modeli hazırlandı.

Lise düzeyinde öğrencilerin çok sayıda ders aldığı, ancak bu derslerde edindikleri bilgilerle ilgili araştırma ve uygulama imkanlarına zaman bulamadığı; dolayısıyla bilgiyi içselleştiremediği bilinmektedir. Gerek kalıcı bir bilgilenme sürecinin oluşması, gerekse öğrencilerin ilgi ve meraklarını geliştirebilmeleri için lise modelinin disiplinlerüstü derslerle desteklenmesi yoluna gidildi. Bu çerçevede; 9. sınıfta 15-16 olan ders sayısı 8'e, 10. sınıfta 15-16 olan ders sayısı 9'a, 11. sınıfta 12-15 olan ders sayısı 9'a, 12. sınıfta 12-15 olan ders sayısı 7'ye düşürüldü.

Akademik Gelişim Programı(AGEP) adıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulan akademik dersler Anadolu Liseleri için 9-11. sınıflarda 35, 12.sınıflarda ise 24 ders saati olarak planlandı."

HAYAL-ETKİNLİK-YAŞAM TEMASI

"Hayal-Etkinlik-Yaşam temalarında çalışmalarla değerlendirilmek üzere kısa adı HEY olan haftalık 5 saatlik zaman dilimleri planlandı. Bu zamanlarda öğrencilerin tasarım ve uygulama becerilerini geliştirecek etkinlikler yapmaları ve toplumsal fayda çalışmalarıyla yaşamla ilişki kurmaları hedeflendi. Bu amaçla, 9-11. sınıflarda Haziran ayları ağırlıklı olarak portfolyo, sunum ve değerlendirme çalışmalarına ayrıldı. Buradaki amaç öğrencilerin sadece akademik değil sosyal ve duygusal becerilerinin en üst düzeyde gelişiminin sağlanması yoluyla dengeli bir eğitim sisteminin oluşturulması.

Bu çerçevede, lisenin ilk üç yılında haftalık okul zamanı; 35 saati AGEP, 5 saati HEY olmak üzere toplam 40 saat olarak planlandı.

11 ve 12. sınıflarda zorunlu hale gelen Bilgi Kuramı dersiyle birlikte öğrencilerin bilginin doğası üzerine yoğunlaşmaları sağlanarak, bilgilerin nasıl elde edildiğinin sorgulandığı, doğruluğunun kanıt temelli gerekçelendirildiği becerilerin kazandırılması hedeflenmektedir. Tüm akademik derslerin de Bilgi Kuramıyla ilişkilendirilmesi ve sorgu temelli bir bakış açısının edinilmesi amaçlandı.

Lisenin 12. sınıfı ise öğrencilerin bir anlamda tercihlerini, planladıkları kariyerlerine uygun ders seçimiyle yapacakları bir sınıf düzeyi olarak düşünüldü."

ÜNİVERSİTE ÖNCESİ KARAR SÜRECİ

"Üniversite öncesinde öğrenciler, seçecekleri disiplinlerüstü kariyer dersleriyle hem bir üst eğitim kademesine daha kararlı bir seçim yaparak geçecek hem de ilgi ve yetenekleri temelinde iş dünyasıyla buluşmaya hazırlanacaklar. Bu amaçla 12. sınıfta haftalık çizelge; akademik ders saatleri 24, proje ve sertifika çalışmaları 6, destek ve rehberlik çalışmaları da 10 olmak üzere toplam 40 saat olarak planlandı. Öğrencilerin lise dönemi boyunca kendilerini tanımaları ve yaşamın diğer aşamalarını daha etkili yönetmelerini sağlamak üzere her okula Kariyer Ofisleri kurulması yoluna gidildi. Kariyer ofisleriyle öğrencilerin, tüm alanlardan seçecekleri dersler aracılığıyla daha dengeli bir müfredat içinde kendilerini yetiştirmeleri hedefleniyor. Başta sertifika programları olmak üzere öğrencilerin okul içi ve okul dışında edinmeleri gereken beceri alanları müfredat içine alınarak okul zaman planlamasına dahil edildi."

"2024 YILINDA UYGULANMAK ÜZERE YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞTE DE GEREKLİ DEĞİŞİKLİKLER YAPILARAK SINAVLA LİSE YAŞAMININ ÜST DÜZEYDE UYUMU SAĞLANACAK"

"Hemen tüm aşamalarda esnekliğe dayalı bir sistem olarak kurgulanan lise modeli, öğrencilere oldukça farklı başarı imkanları sunuyor. Bu yönüyle lise modelinin, ortaöğretim düzeyinde yaşanan başarı farklarını azaltması ve eğitime yapılan yatırımların toplumsal ve ekonomik sistemimizde beklenen sıçramayı sağlaması bekleniyor. Müfredat geliştirme çalışmalarının tamamlanması, öğretmen eğitimi ve materyal geliştirme çalışmalarının istenen düzeyde yapılabilmesi ve okullarımızın sözü edilen lise modeline daha üst düzeyde hazırlanmaları açısından uygulamaya 2020-2021 Öğretim yılında 9. sınıfı okuyacak öğrencilerle başlanarak kademeli olarak ilerlenmesi yoluna gidildi. Lise modelinin aşamalı gelişimiyle eş zamanlı olarak 2024 yılında uygulanmak üzere yükseköğretime geçişte de gerekli değişiklikler yapılarak sınavla lise yaşamının üst düzeyde uyumu sağlanacak."

"MİLLİ İRADENİN 100. YILINDA"

Bakanlıktan yapılan açıklamada ayrıca, "Mutlu Çocuklar Güçlü Türkiye hedefiyle yola çıktığımız 2023 Eğitim Vizyonumuz çerçevesinde, toplumsal özlemleri yansıtan ve lisedeki yaşamı önemli ölçüde değiştirmesi hedeflenen lise modeli Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının milli mücadeleyi başlattığı Milli iradenin 100. yılında, geleceğimiz ve ümidimiz olan gençlerimizle paylaşmanın heyecanını yaşıyoruz" denildi.

==========================

3- SOYLU, SULTANGAZİ'DE MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ

Haber-Kamera: İdris TİFTİKCİ/ İstanbul DHA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sultangazi'de muhtarlarla bir araya geldi. Bakan Süleyman Soylu, burada yaptığı konuşmasında, "Binali Ağabey kime ne yaptı da gittiği yerde aynı 28 Şubat sürecindeki gibi bir muameleyle karşı karşıya kaldı. Binali Ağabey 17 yıldır bu ülkede bilinen İstanbul'da çalışan Başbakanlık yapmış, Ulaştırma Bakanlığı yapmış, Meclis Başkanlığı yapmış kimseyi ötekileştirmemiş, bir çok önemli projenin altına imza atmış... Bir tarafta böyle bir yapı var, seçmen olarak oy vereceğiz.  Bir tarafta da şöyle bir yapı var; Beylikdüzü'nde ne oldu da biz duymadık. Ne yapıldı da biz duymadık. Bir tane vadi yapılmış, vadiyi yapan da bizim arkadaşımız Yusuf Uzun. Bunlar cilasını atmışlar. Bizim duymadığımız ne yapmışlar" şeklinde konuştu.

Soylu, endişesinin İstanbul'un ideolojik kavganın merkezi haline getirilmesi olduğunu belirterek, "Benim endişem İstanbul'un siyasi kavga haline getirilmesi ve oradan Türkiye'ye bir istikrarsızlık kapısı açılması" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------

Soylu'nun muhtarlarla tokalaşması

Soylu'nun konuşması

Genel ve detaylar

=====================

4- VARANK: HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLMAMIZ GEREKEN BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank,

" Açıktan ya da kapalı, birçok kısıtlamanın, ekonomik saldırının ve tehditlerin hedefinde Türkiye Cumhuriyeti var. Bu nedenle, her zamankinden çok daha güçlü olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz"

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir,

"Biz 4 yıl önce Patroit almaya karar verseydik. Amerika'nın politikasıyla çelişen bir politikamız olsaydı, rahip krizinde olduğu gibi. Bu seferde Patroit'lerin verilmemesi tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktık

SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar,

"Bilimin, teknolojinin ve refahın sadece birkaç ülke veya birkaç şirketin elinde dengesiz şekilde toplanması, insanlığın geleceği için bir tehdittir. Milli teknoloji hamlesi aynı zamanda milletin kendisine olan özgüvenidir"

Haber-Kamera: Ümit UZUN-Güven USTA/İSTANBUL - SAVUNMA, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği SAHA İstanbul'un 3. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi.

Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen genel kurula, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar,  ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İTO Başkanı Şekip Avdaviç ve İSO Başkanı Erdal Bahçıvan'ın da

aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.

"SAVUNMA SANAYİİ GÖZ BEBEĞİMİZDİR"

Sanayi ve teknoloji Bakanı Mustafa Varank konuşmasında, savunma sanayisinin önemine vurgu yaparak, "Savunma sanayi, bir devlet politikası olarak üzerine titrediğimiz, stratejik sektörlerin başında gelmektedir. Deyim yerindeyse, göz bebeğimizdir. Türkiye bugün kendi uydusunu, insansız hava aracını, eğitim uçağını, helikopterini, piyade tüfeğini, zırhlı araçlarını, füze ve roket sistemlerini, muharebe gemisini üretecek seviyelere gelmiştir. Türk savunma sanayinin ürettiği üstün nitelikli ürünlerin, uluslararası fuar ve projelerde büyük ilgi görüyor olması bizleri gururlandırmaktadır. Dünyanın en büyük savunma sanayi firmalarının arasına, her geçen yıl daha fazla sayıda Türk firmasının giriyor olması bizleri yüreklendirmektedir. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; milli teknoloji hamlemizi gerçekleştirmek için gerekli olan altyapı büyük ölçüde kurulmuştur" dedi.

Bakanlık olarak tüm kaynaklarını yerli ve milli savunma, havacılık ve uzay sanayisi için seferber ettiklerini belirten Varank, " Kırıkkale'de kurduğumuz silah ihtisas organize sanayi bölgesinde yatırımcılara yer tahsisi aşamasına gelindi. Ankara'da Savunma Sanayi Başkanlığı liderliğinde yürüttüğümüz uzay ve havacılık ihtisas organize sanayi bölgesinde altyapı çalışmaları hızla devam ediyor" diye konuştu.

"HER ZAMANKİNDEN DAHA GÜÇLÜ OLMAMIZ GEREKEN BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"

Bakan Varank, "Ülke olarak, savunma sanayinde 'yerli ve milli üretimin' vazgeçilmez önemde olduğunu, birçok vesileyle yaşayarak öğrendik. Kahraman güvenlik güçlerimizin gerek yurt içinde, gerek yurt dışında yürüttüğü birçok başarılı operasyonda bir kez daha gördük ki, kendi yerli ve milli gücümüzle aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Açıktan ya da kapalı, birçok kısıtlamanın, ekonomik saldırının ve tehditlerin hedefinde Türkiye Cumhuriyeti var. Bu nedenle, her zamankinden çok daha güçlü olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Yüzlerce yıllık tecrübemizle biliyoruz ki, bu kadim coğrafyada, güçlü kalmak bizim için bir tercih değil, mecburiyettir. Bu da demektir ki, gerek savunma sanayindeki çalışmalarımız gerek milli teknoloji hamlesiyle başlayan millileşme gayretimiz; kesintisiz ve güçlenerek devam etmelidir, inşallah da devam edecektir" şeklinde konuştu.

"DIŞARIYA BAĞLI OLDUĞUNUZ HERHANGİ BİR KONUDA TEHDİDE MARUZ KALABİLİRSİNİZ"

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ise  savunma ve havacılık sanayinin önemli bir kavram olduğunu belirterek, "Savunma ve havacılık ciromuz bir önceki yıla oranla yüzde 31 civarında artarak 8 milyar 761 milyon doları bulmuş. İhracatımız ise bir önceki yıla oranla yüzde 20'lik bir artışla 2 milyar 188 milyon dolara ulaşmış. 2018 yılında savunma alanında 1 milyar 448 milyon dolar Ar-Ge için harcanmış. Savunma sanayimizin bu noktaya gelmesinde bu önemli bir katkı oluşturmuştur. Bununla birlikte büyüyen sektörde 68 bin kişiye yakın bir istihdam varö dedi. Bu artışlar bu rakamlar iyi ama asla olmamız gereken ve olmayı hedeflediğimiz yer değil. Çok daha ileri gitmemiz, çok daha hızlı koşmamız. Millilik ve yerlilik konusunda, çok ciddiye alınıp sürekli peşinden koşulması gerekiyor" dedi.

Demir, "Bugünlerdeki tartışmaları duyuyorsunuz. F35, S-400 tartışmaları vesaire. Bugün F35'in verilmemesi ile tehdit edilirken, şöyle bir örnek veriyim biz 4 yıl önce Patroit almaya karar verseydik. Amerika'nın politikasıyla çelişen bir politikamız olsaydı, rahip krizinde olduğu gibi. Bu seferde Patroit'lerin verilmemesi tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktık. Meselenin özeti şu dışarıya bağlı olduğunuz herhangi bir konuda tehdide, parmak sallamaya maruz kalabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

"MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ MİLLETİN KENDİSİNE OLAN ÖZGÜVENİDİR"

SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar da milli teknoloji hamlesinin önemine dikkat çekti. Bayraktar, "Milli teknoloji hamlesi, bilimsel ve teknolojik gelişmelerde tekelleşmeye bir itirazdır. Bilimin, teknolojinin ve refahın sadece birkaç ülke veya birkaç şirketin elinde dengesiz şekilde toplanması, insanlığın geleceği için bir tehdittir. Milli teknoloji hamlesi aynı zamanda milletin kendisine olan özgüvenidir" dedi.

"Son 15 yılda bu ülkede 150 yıldır yapılmayan veya yaptırılmayan piyade tüfeğimizi geliştirdik" diyen Haluk Bayraktar, "parasını ödemeye hazır olduğumuz halde SİHA'larımız veya bize sattıkları insansız hava araçlarının bakımlarını yapmamalarına karşın biz tamamen milli ve özgün yüzde 93 gibi rekor seviyede bir yerlilikle kendi silahlı hava araçlarımızı geliştirdik. 10 binlerce saat gökyüzümüzde bu silahlı hava araçlarını kullanır hale geldik. Aynı zamanda bu teknolojileri ihraç eden noktalara ulaştık. Ukrayna gibi havacılıkta yüz yıllık birikimi olan kendi yolcu uçağından motoruna kadar teknolojilerini geliştirmiş bir ülkeye insansız hava aracımızı ihraç ediyoruz. Onlarla iş birliği yapıyoruz. Bu çok önemli bir kazanımdır. Yine denizcilik alanında cumhuriyet tarihimizde ilk defa milli bir gemi MİLGEM geliştirir hale geldik. Bunun gibi nice örnek var" diye konuştu.

Konuşmasının ardından SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'a katılımından dolayı bir hediye verdi. Ardından katılımcılarla birlikte toplu fotoğraf çektirildi. Haluk Bayraktar'ın yeniden başkan seçildiği genel kurul sonucunda yeni yönetim kurulu, ASELSAN'dan Prof. Dr. Haluk Görgün, Altınay Robotik'ten Hakan Altınay, STM'den Murat İkinci, Akım Metal'den Ali Fazıl Böyet, SUNUM'dan Prof. Dr. Fazilet Vardar, TRTEST'tan Bilal Aktaş, OBSS'dan  Zafer Şen ve Gökser Havacılık'tan Hilal Ünal Türkan'dan oluştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Haluk Bayraktar konuşma

-İsmail Demir konuşma

-Bakan Mustafa Varank Konuşma

-Genel kuruldan Genel ve Detay görüntüler

-Bakan Varank'a hediye verilmesi

-Toplu fotoğraf çekimi

=========================

5- BAĞCILAR'DA ŞÜPHELİLERİN KAÇTIĞI ARAÇ ATEŞ AÇILARAK DURDURULDU

Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR/İSTANBUL

Bağcılar'da polisten kaçan şüpheliler otomobilin lastiklerine ateş edilerek durduruldu.

Olay, Bağcılar Kirazlı Mahallesi'nde meydana geldi. Uyuşturucu satıcısı olduğu öne sürülen iki şüpheli, otomobille Hoca Ahmet Yesevi Caddesi'nden giderken polisin 'dur' ihtarına uymayarak kaçmaya başladı. Şüpheli otomobili kovalamaya başlayan polis ekipleri, aracın lastiklerine ateş etti. Lastikleri patlayan otomobille yaklaşık 100 metre giden şüpheliler, otomobilden inerek kaçmaya başladı. Şüphelilerden biri kaçarken, diğeri yakalanarak gözaltına alındı. Otomobilde yapılan aramada bir miktar uyuşturucu ele geçirildiği öğrenildi. Bir görgü tanığı, " Polis sadece lastiklere sıktı. Seken mermi bir tane vatandaşa geldi, kolundan sıyırmış, ciddi bir şeyi yok" dedi. Polisin olayla ilgili incelemesi sürüyor.

Görüntü Dökümü

------------

-Olay yeri inceleme

-Şüpheli otomobil

-Görgü tanığı röp

-Genel ve Detaylar

=============================

6- MASLAK'TA GÖKDELENLER KIRMIZI - BEYAZ

Ali AKSOYER/İSTANBUL, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor bayramının 100. yıl kutlamaları öncesinde Maslak'ta bulunan gökdelenler dev Türk bayraklarıyla donatıldı.

Bölgede bulunan çok sayıda gökdelene Atatürk posteri ve Türk bayrakları asıldı. Yarın yapılacak olan kutlamalar öncesinde binalara metlerce uzunluğunda dev bayraklar onlarca kişinin çalışmasıyla asıldı. Bayraklar çatıya çıkan çalışanlar tarafından yukarı çekilerek iplerle gerildi. Gökdelenlerdeki Atatürk posterleri ve Türk bayrakları havadan görüntülendi.

Görüntü Dökümü:

---------

-Bayrakların asılması

-Gökdelenlerdeki bayraklar

==========================

7- TÜRKAN SAYLAN ÖLÜMÜNÜN 10. YILINDA ANILDI

Haber-Kamera: Özgür EREN İSTANBUL

Prof. Dr. Türkan Saylan ölümünün 10. yılında mezarı başında anıldı.

Türkan Saylan'ın Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başındaki anma törenine Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) üyeleri, sevenleri ve öğrenciler katıldı. Anmaya gelen kişiler mezarı çiçekler ile süsledi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkan Yardımcısı Gülsüm Kaya,  "10 yıldır Türkan hoca olsa ne yapardı, nasıl yapardı sorularını sorarak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin yol yürümesini sağlıyoruz. Onun varlığı bize hep büyük bir güç verdi. Türkan hoca ne yaptı da 10 yıllar sonra da unutulmayacak, hep anılacak, hatta giderek çok kavranacak. Bu soruyu her zaman soracağız kendimize. Bana kalırsa çok basit bir cevabı var. Ne ekersen onu biçersin demiş ya atalarımız. Sevgi ekti, sevgi ekmiş her yere ve her taraf sevgi ile doldu taştı" diye konuştu. Konuşmaların ardından sevenleri Saylan'ın mezarı başında dua etti.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Türkan Saylanın sevenlerinden genel ve yakın detaylar

-Saylanın mezarından genel ve yakın detaylar

-Gülsüm Kayanın açıklaması

-Dua edilmesi

===================================

8- AZERİ ÇOCUĞA TÜRKİYE'DE İKİNCİ HAYAT

İlknur SARGUT-Ömer HASAR/İSTANBUL, - KRONİK böbrek yetmezliği hastası Azerbaycanlı 12 yaşındaki Javid Axunolov, Türkiye'de annesinden gerçekleştirilen nakille sağlığına kavuştu. 8 yılda iki kez nakil olan küçük çocuk, "Enfeksiyon riski nedeniyle hiç okula gidemedim. Ülkeme dönünce ilk kez okula gideceğim" dedi.

Azerbaycan'da yaşayan Elnur Axunolov ve Xeyale Axunolova çiftinin 3 çocuğunun en büyüğü olan Javid Axunolov'a 4 yaşında böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Küçük çocuk 2 yıllık ilaç tedavisinin ardından 6 yaşında dedesinden nakledilen böbrekle sağlığına kavuştu. Javid Axunolov'un 5 sene sonra yeniden böbrek yetmezliği şikayetleri başladı. Yapılan tetkikler sonrası nakledilen böbreğin işlevini kaybettiği belirlendi. Yaklaşık bir yıl diyaliz tedavisi gören küçük çocuğun imdadına koşan bu kez en yakını yani annesi Xeyale Axunolova oldu. Javid Axunolov'un diyaliz tedavisi görmesine dayanamayan anne, böbreğini oğluna bağışlama karar verdi. Küçük çocuğun ameliyatı, Azeri kaynaklı Nargis Vakfı desteğiyle Prof. Dr. Ayhan Dinçkan ve ekibi tarafından İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir'de gerçekleştirildi.

ANNE AXUNOLOVA: EVLADIM İYİ OLDUKÇA BEN DE İYİ OLACAĞIM

İki saatlik bir operasyon ile anneden alınan böbrek küçük Axunolov'a nakledildi. 'Her anne evladı için bu fedakarlığı yapar' diyen Xeyale Axunolova, "Babasının ve benim kan grubumuz uygundu. 'Annesi olarak böbreğimi verirsem bir daha sorun yaşamaz' diye düşündüm ve böbreğimi bağışladım. Kendisi öyle düşündü, 'Anneciğim senin böbreğin sayesinde ömrümün sonuna kadar iyi olacağım' dedi. İnşallah böbreğim ömrünün sonuna kadar çalışır. Her anne ve baba evladı için böyle bir şey yapar. Şu an gayet iyiyim ve hiçbir sıkıntım yok. Evladım iyi oldukça ben daha iyi olacağım" ifadelerini kullandı.

"ARTIK KARDEŞLERİMLE VAKİT GEÇİRECEĞİM"

Böbreğini bağışladığı için annesine çok teşekkür eden Javid Axunolov, ülkesi Azerbaycan'a döndükten sonra iki kız kardeşiyle vakit geçirmek istediğini söyledi. Hastalığı nedeniyle okula gidemeyen ve eğitimine evde devam etmek zorunda kalan Axunolov, "Artık hastaneye gitmeyeceğim. Kardeşlerimle sinemaya ve parka gitmek, onlarla oyunlar oynamak istiyorum. Enfeksiyon riski nedeniyle okula gidemiyordum. Artık kendimi iyi hissediyorum. O nedenle okula gideceğim. İleride bilgisayar mühendisi olmak istiyorum" diye konuştu.

"YÜZDE 15'İNİ ÇOCUKLAR OLUŞTURUYOR"

Javid Axunolov'un ameliyatını gerçekleştiren İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan ise küçük çocuğun yeniden hayata döndüğünü söyledi. Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, çocuklarda görülen organ yetmezlikleri konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Javid'in ikinci naklini annesinden gerçekleştirdik. Tekrar hayata döndü. Şu anda gayet sağlıklı. Hem kronik böbrek yetmezliğinden hem de diyalizden kurtuldu. Düzenli kontrollerini mutlaka yaptırması gerekiyor. Kullanması gereken ilaçlar var. Bunları düzenli yaptığı sürece korkmasını gerektirecek bir durum yok. Genel organ yetmezliklerinin yüzde 10 ila 15'ini çocuklar oluşturuyor. Yetişkinlerden farklı olarak çocuklarda böbreklerin gelişim problemleri bağlı olarak kronik böbrek yetmezlikleri görülebiliyor. Kronik böbrek yetmezliğinin geliştiğinde yaşa bakmaksızın en güzel tedavinin organ nakli olduğunu söyleyebiliriz"

İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARINA DİKKAT!

Çocukların hastalandıkları zaman kendilerini yeterince ifade edemedikleri için belli birtakım belirtilerin aileleri tarafından dikkatli gözlemlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Dinçkan, "Aileler sık gelişen idrar yolu enfeksiyonları, idrarın kokması, çocukların çok huzursuz olması ve ağlaması durumunda hemen bir hekime başvurulmalıdır. Yapılacak birtakım tedavilerle belki de böbrek yetmezliğine gitmeyecek süreçlerin önüne geçilebilir. Organ yetmezliğinin önüne geçilemezse organ nakli olmak konusunda ailelerin korkmaması gerekiyor. Artık tıp ve cerrahi yöntemler ilerledi. Çok düşük kilodaki çocuklarımıza bile artık başarılı nakiller yapılabiliyor" diye konuştu.

Türkiye'de çok sayıda çocuğun organ bulunamaması nedeniyle diyalize bağımlı olduğunu belirten Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, "Özellikle karaciğer ve kalp yetmezliği durumlarında zamanında organ bulunamazsa çoğu çocuk hayatını kaybediyor. Bu çocukları yaşatabilmemiz için organ bağışına destek olmalıyız" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------

-Çocuğun konuşması

-Anne ile röp.

-Doktorun açıklaması

-Detaylar

===========================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement