Dha Yurt Bülteni 15 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni 15

Caminin minaresi park halindeki ambulansın üzerine yıkıldıADIYAMAN'da, şiddetli yağış ve rüzgarla birlikte yıkılan Varlık Camisi'nin taştan yapılan minaresi, park halinde bulunan ambulansın üzerine düştü.

25.10.2018 15:22

Caminin minaresi park halindeki ambulansın üzerine yıkıldı

ADIYAMAN'da, şiddetli yağış ve rüzgarla birlikte yıkılan Varlık Camisi'nin taştan yapılan minaresi, park halinde bulunan ambulansın üzerine düştü. Olayda şans eseri yaralanan olmadı.

Olay, öğleden sonra Varlık Mahallesi'nde meydana geldi. Mahalleyle aynı adı taşıyan Varlık Camisi'nin taştan yapılan minaresi, şiddetli yağış ve rüzgar nedeniyle yıkıldı. Yıkılan minarenin molozları, bitişikte bulunan 112 Acil İstasyonu'nun bahçesindeki park halindeki bir ambulansın üzerine düştü. Paniğe neden olan olayla ilgili bölgeye çok sayıda sağlık, itfaiye ve polis sevk edildi. Ekipler bölgeye güvenlik şeridi çekip, molozların altında canlı olup olmadığını kontrol etti. Şans eseri kimsenin yaralanmadığı olayda ambulans kullanılamaz hale geldi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------------

Olay yeri

Devrilen minare

Moloz parçaları

Hasar gören ambulans

Vatandaşlarla röp.

Genel ve detay görüntüler

(KJ: Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

238 MB

========================

Şahika Ercümen'in rekor dalışına 'yağmur ve fırtına' engeli (2)

ERCÜMEN'İN REKOR DALIŞI YARINA ERTELENDİ

Serbest dalış dünya ve Türkiye rekortmeni, milli sporcu Şahika Ercümen'in Salda Gölü'ndeki 'tatlı suda dünya kadınlar serbest dalış rekoru' denemesi hava koşullarının olumsuzluğu nedeniyle yarına ertelendi.

Şahika Ercümen, bugün yapacağı 55 metrelik rekor dalışı için göl kıyısındaki otelde ekibiyle birlikte sabah saatlerinde son hazırlıklarını tamamladı. Gölün kıyısında derinlikle ve hava durumuyla ilgili veriler alan ekip, artan fırtına nedeniyle göle açılmayı ve dalışı uygun görmedi. Saat 11.00'de gerçekleştirilmesi planlanan dalış, önce öğle saatlerine ertelendi. Gölün aşırı derecede dalgalı olması nedeniyle dalış yarın saat 11.30'a ertelendi. Milli sporcu Ercümen, yapacağı dalışta 55 metreyi geçerse dünya rekorunun sahibi olacak.

'RİSK ALAMAYIZ, ŞAHİKA'YI SEVİYORUZ'

Dalışın iptaliyle ilgili konuşan Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu (CMAS) Serbest Dalış Teknik Kurul Başkanı Levent Ucuzal, hava koşullarının iyi olmasını beklediklerini, ancak bir türlü istedikleri uygun ortamı bulamadıklarını söyledi. Şiddetli rüzgar nedeniyle teknelerin üzerinde durmanın dahi imkansız olduğunu ifade eden Ucuzal, "Risk olacak. Risk almak istemiyoruz. 'Önce güvenlik' diyoruz. Şahika'yı seviyoruz o yüzden yarına erteleme kararı aldık. Yarın hava çok güzel olacak" dedi.

'HEDEFİM EN AZ 10 METRE GELİŞTİRMEK'

Şahika Ercümen de bu ertelemenin kendisi için küçük bir anı olarak kalacağını söyledi. Tatlı suyun fiziksel şartlar olarak çok zorlayıcı olduğunu belirten Ercümen, "Benim daldığım yerlerdeki su 7 derecelerde. Su altı epey soğuk. Psikolojik olarak iyiyim ancak bu gecikmeler biraz etkileyip duraksatıyor. Yeni güne motive bir şekilde başlayacağız. 1 yıldır hazırlandığımız rekoru kıracağız. Hava şartlarına bağlı olarak değişebilir ama biz dünya rekorunu en az 10 metre ile kırmayı hedefliyoruz. Rekorlar kırılmak için bence. Çalıştıktan sonra olabilecek şeyler. Antrenmanlarda çok fazla derinlere daldık. Şu an hedefimiz 55 metrelik dünya rekorunu 10 metre geliştirmek" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Alandan ve salda gölünden detay görüntü

Gölde test yapan ekibin kıyıdaki görüntüsü

Şahika ve Antırenörün açıklaması

Şahikanın konuşması

Gölden görüntü

555 MB// 5.00 SN HD

Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA,

======================================

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu: Milli gururumuzda yaralanma oldu

TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yaşanan rahip Bronson olayının Milli gururumuzda yaralanmaya neden olduğunu söyledi. Feyzioğlu, "Rahip Bronson belki halklı tutuklanmıştı. Zamanı geldi haklı olarak tahliye edildi. Olabilir ama bir yabancı devlet başkanının Türkiye'yi tehdit etmesi, o tehdit üstüne 'asla salmayız' gibi mesajlar verilmesi. Ondan sonrada yaptırımların uygulanması gündeme geldiğinde de ilk celsede tahliye. Vatandaş bunu nasıl anlar, Dünya bunu nasıl anlar? 'Talimatla tutuklandı, talimatla salındı' diye anlar. Bu kime haksızlıktır? Her şeyden önce bu Türkiye'de on binlerce fedakar çalışkan, namuslu, avukat, hakim ve savcı var. Ağızlarıyla kuş tutsalar bu tür davalarda doğru yaptıklarını toplumun yarısından çoğunu inandıramazlar" dedi.

YARGIYA HİÇ KİMSENİN TELKİNDE BİLE BULUNAMAYACAĞI ANAYASAL SİSTEM LAZIM

Ankara'da yaşamını yitiren Avukat Tuncer Ataş'ın cenaze törenine katılmak üzere bugün sabah uçakla Erzurum'a gelen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu merkezi Erzurum'da bulunan Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, Türkiye'nin içine düştüğü ekonomik sıkıntıdan çıkış planlarını yakından izlediklerini söyledi. Türkiye'ye nasıl görüyorlar diye dış basını da yakından izlediklerini belirten Feyzioğlu, "Mesele Türkiye'de arsa yokluğu değil. Mesele Türkiye'de teşvik yokluğu değil. Türkiye teşviki de veriyor, imkanı da sağlıyor. Her şeyi sağlıyor. Ama mesele şu, yerli ve yabancı yatırımcı kendisini yargısal güvencede hissetmezse buraya parasını yatırmıyor. Hatta olanı da alıp, çıkmak istiyor. Bir banka düşünün hisselerine kanunla el konulabileceğinden endişe ederse siz burada banka yatırımcısı olsanız ya da bir yatırım fonu olsanız banka hissesi alır mısınız? Yargısal güvencede sıkıntı görüyor. Eğri oturalım, doğru konuşalım.

'TBB BUNU YÜKSEK SESLE VE YAPICI OLARAK DİLE GETİRİYOR

Bunu biz Türkiye'de hangi hukukçu olursa olsun hangi pozisyonda hukukçu olursa olsun birebir görüşmelerimizde zaten paylaşıyoruz. Ama Türkiye Barolar Birliği bunu yüksek sesle ve yapıcı olarak dile de getiriyor. Bu yapıcılığa lütfen dikkat buyurun. Biz bağırmıyoruz, yürüyün sokağa falan da demiyoruz. Yaşadığımız bir sıkıntı var bunun çözümünü söylüyoruz. Bir rahip Bronson olayı yaşadık. Size soruyorum. Milli gururumuzda yaralanma oldu mu, olmadı mı? ' Benim oldu. Kime sorarsanız sorun onun da oldu. Rahip Bronson belki haklı tutuklanmıştı. Zamanı geldi, haklı olarak tahliye edildi. Olabilir ama bir yabancı devlet başkanının Türkiye'yi tehdit etmesi, o tehdit üstüne 'asla salmayız' gibi mesajlar verilmesi. Bakın tehdit yanlış. 'Asla salmayız' yanlış. Senin işin değil. Ondan sonrada yaptırımların uygulanması gündeme geldiğinde de ilk celsede tahliye. Vatandaş bunu nasıl anlar, dünya bunu nasıl anlar' 'Talimatla tutuklandı, talimatla salındı' diye anlar. Bu kime haksızlıktır her şeyden önce, bu Türkiye'de onbinlerce fedakar çalışkan, namuslu, avukat, hakim ve savcı var. Ağızlarıyla kuş tutsalar bu tür davalarda doğru yaptıklarını toplumun yarısından çoğunu inandıramazlar. Peki, ne lazım? Hepimiz için ne lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız için, adalet bakanımız, iktidar partimiz için ne lazım. Partiler için ne lazım? Her şeyden önce 81 milyon için ne lazım? Yargıya hiç kimsenin telkinde bile bulunamayacağı anayasal sistem lazım. Bunu yapmak hepimizin görevi. Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi iktidar bugün bunu haydi bakalım birlikte yapıyoruz dediğinde hem yapacak güçtedir hem de Türkiye'yi birleştirecek güçtedir. Türkiye yüzde 30, 40, 50 değildir. Türkiye yüzde yüzdür. Türk milleti dediğimizde yüzde yüzü anlıyoruz biz. O yüzde yüzü birleştirecek adalettir. Adalete sığındığınızda diyeceksiniz ki 'Mahkeme cinsiyete, siyasi duruşa, etnik kökene, mezhebe, inanca, ana dile, kaşına gözüne bakmaz. Haklıya haklı, haksıza haksız der. Bu hissi vatandaşta yarattığımızda zaten biz kazanacağız. O zaman yabancıda da yaratılır bu. Mesele budur. Biz sıkıntılardan sorunlardan ders alalım. Herkes bir şey söyledi. Biz bağırmadık. Bronson'dan sonra biz bağırmadık. Onun yerine dedik ki, 'Bakın biz bir sıkıntı yaşadık. Haydi, bundan ders alalım' dedik. Hani krizi fırsata çevirmek diyor ya iş insanları. Hadi krizi fırsata çevirelim. O yüzden ben bu güzel ülkemde yapıcı cümleler duymak istiyorum. Yapıcı cümleler talep ettiğimizde yapıcı bir üslup kullandığımızda saldırılıyoruz. Ben hakaret etmem. Ben hukukçuyum. Ben aktivist değilim. Ben kurumum Türkiye Barolar Birliği ve barolar vatandaşımız bilgilendirir. Siyasi iktidara siyasi muhalefete yol gösterir. Biz yol gösteriyoruz. Bir sıkıntı var mı, var. Sıkıntının çözümü tam zamanı. Hadi gelin oturalım bunu çözelim. Bir daha da hiç bir devlet başkanı hiçbir başbakan Türkiye'yi tehdit edip bizden bir tutukluyu alabileceğini ya da Türkiye'ye baskı uygulayıp sopa gösterip bir şey yapabileceğini zannetmesin. Bakın, 'sopa gösterdi yaptı' demiyorum. Dosyayı bilmiyorum. Tarihte kararını kendisi verir. Ama bu algı en az gerçekliğin kendisi kadar tehlikelidir. Hatta daha tehlikelidir. Çünkü bu algı şimdi dünyada yaratıldı" diye konuştu.

' 'TÜRK' KELİMESİNİN 'TÜRK MİLLETİ' DEMENİN IRKÇILIK OLDUĞUNU POMPALIYORLAR'

Bronson olayından sonra son günlerde ülke gündemini meşgul eden andımızla ilgili soruları yanıtlayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, andımıza benzer metinlerin dünyada ve demokratik ülkelerde olduğunu söyledi. Türkiye'de bir açılım süreci yaşandığını sözlerine ekleyen Feyzioğlu bu sürecin çok yanlış işletildiği konusunda siyasi iktidarı ve halkı uyarmak için çok çaba sarf ettiklerini belirtti. Bölücü terör örgütü PKK'ya karşı silahlı kuvvetleri yenilmiş görüntüsü vererek terörle mücadele edilemeyeceğini ifade eden Feyzioğlu şunları söyledi.

'TERÖR ÖRGÜTÜNÜ HALKIN TEMSİLCİSİ GİBİ MUHATAP ALAMAZSINIZ'

"Dünyadaki bölücü terör örgütleriyle mücadelede başarı kazanmanın yolu önce terör örgütüne diz çöktürmektir. Ondan sonra hadi bakalım silahları bırakın gelin sizi yendik. Şimdi hadi bakalım gelin kucaklaşıyoruz halkımızla demektir. Terör örgütü halkı temsil etmez. Terör örgütünün halkı temsil ettiği yönde başladı Türkiye'de. Terör örgütünü halkın temsilcisi gibi muhatap alamazsınız. Halkı muhatap alırsınız. Siyaseti muhatap alırsınız. Ama terör örgütünü muhatap alamazsınız. Bu dönemde yurt dışında özel olarak yetiştirilmiş bir takım sosyologlar bir takım sosyologların Türkiye temsilcileri, kaynağı yabancı olan düşünce kuruluşları Türkiye'de 'Türk' kelimesinin 'Türk milleti' demenin ırkçılık olduğunu topluma pompalamaya başladılar. Türk bir üst başlıktır. Türk milleti bir üst başlıktır. Türkü, Kürdü, Çerkez'i, Lazı bilmem nesi diye saymaya başladığınız zaman etnik kökenleri saymaya başlarsınız. Türk etnik kökeni var mıdır, vardır. Tıp kı Farnk etnik kökeni Germen etnik kökeni olduğu gibi. Ama Alman milleti var mıdır, vardır. Fransız milleti var mıdır? Frank ırkı varır ama Fransız milleti var mıdır vardır. Dikkat buyurun Türkiye Türk milleti ırkçılığın ifadesidir diyen tüm küresel güçler tüm devletler milli devletlerdir. Hepsi milli devletlerdir. Kendileri milli devlet olanlar sivil toplum örgütleriyle burs verip yetiştirdikleri Türkiye'den alıp oralarda doktrine ettikleri sosyologlarıyla düşünce kuruluşlarıyla Türkiye'ye Türk kelimesinin ve Türk milleti tamlamasının ırkçılık olduğunu dayattılar.

'DANIŞTAY'IN KARARIYLA YANLIŞTAN DÖNÜLMÜŞTÜR'

Maalesef bundan hiçbir sıkıntı duymayan Doğu ve Güneydoğu'daki bir sürü vatandaşımıza da bu ırkçılıktır diye dayatıldı. Peki, biz nerede buluşacağız. Hangi millet tanımında buluşacağız. Size soruyorum. Milletimizi nasıl tanımlayacağız. Kompozisyon mu yazacağız milletimiz tanımlarken, dünyada hangi milli devlet böyle yaşamış ki biz yaşayabilelim. Ben yabancı basını takip ediyorum. Suriye için, Irak için aklı başında akademisyenler adını vermeden Türkiye formülünü öneriyorlar. Etnik kökenden millet olmaz. Mezhepten millet olmaz. Daha üst başlıklarda toplayalım. Suriyeli milletini yaratma modelini bulalım. Irak milletini yaratmanın yolunu bulalım tartışması yapıyorlar. Türkiye bunu bulmuş mu, Türkiye bunu başarmış. Suriye'de, Irak'ta ve Libya'da, Cezayir'de Fas'ta, Tunus'ta oynanan senaryonun Türkiye'de maalesef Akademik anlamda yetersiz bir takım danışmanların, yöneticilerin atlamasıyla bu Türk milleti kelimesi bir düşman kelimeye, tabire dönüştürüldü. Bu yanlıştan dönülmüştür Danışdayın kararıyla. Anayasaya uygun mudur andımız. Anayasaya uygundur andımız. İçinde ırkçılıkta yoktur. Bu milletin her unsuru hangi ırktan olursa olsun aslidir, birinci sınıftır. Türkiye'de 2'nci sınıf olmaz. Peki, bunu nasıl başaracağız? Bunu hepimiz adalet paydasında, güven içerisinde yaşatan bir sistemle başarabiliriz. Bizim güvenilir yargı, tarafsız, bağımsız güvenilir yargıda adalet paydasında buluşalım dememiz Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir beka meselesidir. Kucaklaşma, kaynaşma sen benden farklı değilsin ben senden farklı değilim demenin tek yoludur. Biz hukukçularında omuzlarında bunun bir beka sorunu olduğunu milletimize Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlerle yönetmeye talip olanlara anlatma yükümlülüğümüz var. Büyük bir yükümlülük. Siyasi iktidarın kararını bu sükünetle incelemeye davet ediyorum. Bu sükünetle incelendiğinde konu daha kucaklayıcı olacaktır. Doğu Güneydoğuda yaşayan Kürt etnik kökenli vatandaşlarımızın bir kısmı maalesef o dönemde kavram kargaşasına düşürülmüşlerdir. Onlarda milletimizin adının Türk milleti olması sizin ayrımcılığa uğradığınız anlamına gelmez."

KAŞIKCI, TÜRKİYE'DE YAŞAYAN BİR GAZETECİ DEĞİL'

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçının evlilik işlemleri için 2 Ekim'de gittiği İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesine ilişkin konuyla ilgili bugüne kadar bir açıklama yapmadığını belirten Feyzioğlu, karmaşık olayın aydınlanmasını beklediklerini ifade etti. Feyzioğlu, "Türkiye de burada bir kısım yabancı basın tarafından ağır şekilde nedense suçlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bir suçlama da okuyorum, denilmekte ki 'Türkiye bu durumu Suudi Arabistan'ı dize getirmek için kullanıyor.' Kendi hükümetleri ikiyüzlü davranan ülkelerin basınının bu konuda Türkiye'yi suçlamaya hakkı yoktur. Hem gideceksiniz, Suudi Arabistan ile her türlü silah anlaşmasını yapacaksınız, PKK'ya yüz milyonlarca dolar taksitleri yatırtacaksınız, hem hiç ekonomik yaptırım falan uygulamayacaksınız. Kaşıkçı konusu hep Türkiye'de bir gazetecinin öldürülmesi şeklinde aktarılıyor doğru ama Türkiye'de yaşayan bir gazeteci değil, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan bir gazeteci bu" dedi.

'ABD OLAYDAN HABERSİZSE SÜPER DEVLET DEĞİLDİR'

Amerikan hükümetinin Kaşıkçı gibi Washington Post Gazetesi'nde yazan bir gazetecinin Türkiye'ye belge almak üzere yönlendirildiğinden habersiz olduğunu düşünmediğini aktaran Feyzioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"ABD olaydan habersizse süper devlet değildir, haberi varsa o zaman sonucu konusunda da tahmini vardır. Kaşıkçı'yı öldürüleceği konusunda uyarmış mıdır acaba. Yapılanı kabul etmek mümkün değil. Buraya bir işkence, sorgu timi gelmiştir, 'öyle arbede oldu, bilmem ne oldu' yani bu Türk mahkemesinde savunma diye yapsanız heyeti de, dinleyiciyi de güldürürsünüz. Arbede oldu dediklerinin içinde adli tıp uzmanı var, kesip biçme, gazla eritme, kimyasalla etleri eritme uzmanını sorgu timine almışsınız. 15 kişi gelmiş, çıkışa dublör koymuşsunuz, hepsi planlanmış, ondan sonra arbede oldu bilmem ne... Çok özür diliyorum ucuz pavyon cinayetlerinde yapılan savunmalar daha tutarlıdır." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'ye ve konunun üstüne hassasiyetle giden Sayın Cumhurbaşkanı'na yönelik Washington Post'ta vesaire yazılar çıkıyor. O yazılara cevaben söylüyorum. Türkiye bu olayı ABD'ye rağmen 10 gün içerisinde çözmüştür, her şeyi ile çözmüştür. Bu çözümden memnun olmayanlar, 'Türkiye bunu Suudi Arabistan'a karşı bir koz olarak kullanıyor' diye konuyu saptırma çabasındadırlar. Dış basında çıkan kaynaklara göre Kaşıkçının 1980'lerde görevi, önceki Suudi Kralı ve ABD ile birlikte El-Kaide'yi kurmaktır. El-Kaide'nin kuruluşunda Suudi Arabistan'ın finans sağlamasını, aracılığını yapmış kişilerden biridir. El-Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin ile röportaj yaparak da o dönemde onu dünyaya şirinleştirmiş bir kişidir. Sovyet işgali altındaki Afganistan'a karşı El Kaide'yi kuran ve birtakım yasa dışı örgütlerle ABD ve Suudi Arabistan bağlantısını kuran kişidir. Sonradan gazetecilik de yapmıştır. Bu benim yabancı basından okuduklarımdır. Şimdi bu kişinin ABD'de rahatlıkla alabileceği bir evlenme belgesini 'yok sen Türkiye'de alacaksın' dendikten sonra irtibatlarını bağlantılı olduğu kişileri bilgilendirmeden Türkiye'ye gittiğine inanmak için herhalde biraz saf olmak lazımdır."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Metin Feyzioğlu ve beraberindekilerin Gazetecileri cemiyetini ziyareti

-Metin Feyzioğlunun konuşması

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

SÜRE: 4.36 BOYUT: 515 MB

======================================

Otomobilin çarptığı köpek, can çekişerek öldü

SİNOP'ta otomobilin çarptığı köpek karayolu üzerinde dakikalarca can çekişerek öldü.

Olay, Korucuk Mahallesi'nde meydana geldi. Kimliği belirlenemeyen bir sürücü, karşıdan karşıya geçmek isteyen köpeğe otomobili ile çarparak olay yerinden uzaklaştı. Yolda can çekişen köpek için seferber olan vatandaşlar, veteriner hekime ulaşmaya çalıştı. Veteriner hekim bulunamayınca dakikalarca can çekişen köpek, yol üzerinde öldü. Olay yerine gelen Sinop Belediyesi ekipleri, çöp poşetine koydukları köpek ölüsünü yoldan kaldırdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Olay yerinden görüntüler

-Karayolunda can çekişen köpekten görüntüler

-Köpeğin tasmasının çıkarılması

-Köpeğin belediye ekiplerince çuvala koyulup arabaya getirilmesi

Haber-Kamera: Esra AKSU/SİNOP,

(SÜRE: 2: 18 Dk) (BOYUT: 254 MB)

======================================

Erzurum'da fırtına etkili oldu

ERZURUM, - ERZURUM'da hızı saatte 56 kilometreye kadar ulaşan fırtına, hayatı olumsuz yönde etkiledi.

Fırtına nedeniyle bazı ev ve işyerlerin çatısında hasar medayana geldi. Merkez Yatutiye ilçesinde devrilen bir ağaç Suat Deniz'e ait park halindeki otomobilin üzerine düştü. Olay yerine gelen Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, demir testerelerle ağacı parçalayalar otomobili çıkardı. Çalışma nedeniyle trafik kısa süreliğine kesildi. Şiddetli fırtına elektrik ve internet hatlarında da arızalara yol açtı. Sokağa çıkanlar güçlükle yürüdü.

Meteoroloji 12'nci Bölge Müdürlüğü, Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars ve Ardahan il genelinde halkı şiddetli rüzgar ve ani sel baskınlarına karşı uyardı. Yetkililer, yarın akşam saatlerinde ise Erzurum'da karla karışık yağmurun beklendiğini belitti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Otomobilin üzeiren devrilen ağaçtan detay

-Polisin önlem alması

-Belediye görevlilerin ağacı keserek yolu trafiğe açması

-Üzerine ağaç devrilen otomobilin yıkanması

-Şehir merkezine yağan yağmurdan detay

Haber-Kamera: ERZURUM,

SÜRE: 04.09 BOYUT: 464 MB

======================================

İstinat duvarının altında kalan küçük Elif ağır yaralandı

KAHRAMANMARAŞ'ta sağanak yağış nedeniyle bir evin istinat duvarının çökmesi sonucu 4 yaşındaki Elif Yurdagül ağır yaralandı.

Olay, öğle saatlerinde merkez Dulkadiroğlu ilçesinin Aksu Mahallesi'ndeki Yurdagül ailesinin evinin bahçesinde meydana geldi. Elif Yurdagül, annesi Şeyma ve büyükbabası Durdu Yurdagül ile evden dışarı çıktı. İstinat duvarının yanına geldiklerinde duvar büyük gürültüyle yıkıldı ve Elif Yurdagül duvarın molozların altında kaldı. Durdu Yurdagül'ün hafif yaralandığı, Şeyma Yurdagül'ün de yara almadan atlattığı olayın ardından komşuların da yardımıyla duvarın altından çıkarılan küçük Elif ile Durdu Yurdagül ambulansla hastaneye götürüldü.

Babaanne Eşe Yurdagül, namaz kılacağı zaman sesi duyunca dışarı çıktığında küçük torununu duvarın altında gördüğünü söyledi. 'Elifim' diye gözyaşı döken Eşe Yurdagül'ü komşuları teskin etmeye çalıştı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------

Çöken duvar

Eşe Yurdagül'ün ağlaması

Olayı anlatması

Elif'e yardım eden komşunun olayı anlatması

Duvarın çöktüğü ev

Evin bulunduğu sokak

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ

506 MB

=========================

Evinin yanışını gözyaşları içinde izledi

MUĞLA'nın Ortaca ilçesindeki bir evin bacasında çıkan yangın büyük çaplı hasara yol açtı. İtfaiye ekiplerinin yangını söndürme çalışmalarını ağlayarak izleyen ev sahibi Yurdanur Kocabaş fenalık geçirdi.

Yangın, bugün saat 12.00 sıralarında, Ortaca'nın Ekşiliyurt Kırsal Mahallesi'nde Erdoğan Kocabaş'a ait 2 katlı evde çıktı. Ev kadını Yurdanur Kocabaş sobada yemek yaptıktan sonra bedensel engelli oğlu Umut Kocabaş'a bakmak için alt kata indi. Bu sırada soba bacasından yangın çıktı. Rüzgarın da etkisi ile yangın bir anda büyüdü. Duman kokusu üzerine üst kata çıkan Yurdanur Kocabaş evden kendisini zor dışarı atarken, komşulardan yardım istedi. Kocabaş'ın yardım çağrısı üzerine komşuları engelli oğlu Umut Kocabaş'ı evden çıkardı. İhbar üzerine olay yerine gelen Muğla Büyükşehir Belediyesi Ortaca İtfaiye Amirliği'ne bağlı ekipler olay yerine gelirken, rüzgarında etkisi ile yandaki binalara sıçrama tehlikesi bulunan yangın güçlükle söndürüldü. Yangında Kocabaş Ailesi'nin oturduğu kat küle döndü. 5Yangın esnasında sinir krizi geçiren Yurdanur Kocabaş'a, sağlık ekiplerince sakinleştirici verildi ve ambulansta gözetim altında tutuldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Yangın yerine itfaiye araçlarının gelişi

-İtfaiye ekiplerinin yangını söndürme çalışması

-Yurdanur Kocabaş'ın sinir krizi geçirmesi

-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA, DHA)

==========================

Tokat'ta üniversite öğrencilerinden 'andımız' eylemi

TOKAT'ta Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde bir grup öğrenci, yağmur altında öğrenci andını okuyarak Danıştay kararına tepki gösterenleri protesto etti.

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde bir araya gelen öğrenciler, Danıştay 8'inci Dairesinin öğrenci andına ilişkin verdiği kararı eleştirenleri protesto etti. Fen Edebiyat Fakültesi önünde toplanan yaklaşık 200 öğrenci, yağmur yağışı altında yaptıkları gösteride "Ne mutlu Türk'üm diyene", "Milliyetçi Türkiye", "Vur vur inlesin, FETÖ'cüler dinlesin", "Vatan sana canım feda" şeklinde slogan attı. Ardından da hep birlikte öğrenci andını okudu.

Ülkü Ocakları Üniversite Başkanı Alperen Tonbul, "Danıştay kararıyla yürürlüğe girmesinden itibaren tartışma konusu olmuştur. Hala da devam etmektedir. Sizlere soruyorum, bir Türk devletinde Türk'üm demek ne kadar yanlıştır, yanlışlık neresindedir? Türk kelimesinden bu kadar rahatsızlık duyanlar Türk Milletini ne kadar temsil edebilir? Geçtiğimiz günlerde karara bağlanan ajan Brunson davasında tahliyesine mahkeme kararıdır diye saygı duyanlar bu mahkeme kararına saygı duymamaktadır. Çözüm süreci denilen vatana ihanet sürecinde PKK'lı ve FETÖ'cülerin isteği üzerine ilkokul ve ortaokullarda kaldırılan andımız bugün tekrar yürürlüğe girmiş, FETÖ'ye ve PKK'ya göbekten bağlı olanların zoruna gitmiş, hatta uykularını kaçırmıştır" dedi.

Grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

Görüntü Dökümü:

-Öğrencilerin görüntüsü

-Yağmur altında andımızı okumaları ve sloganlar

-Açıklama

Haber-Kamera:  Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT,

====================

Bu kıraathaneye sadece kadınlar girebilir

DİYARBAKIR Büyükşehir Belediyesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Millet Kıraathanesi' projesinden esinlenerek, "Hanımlar Lokali ve Spor Merkezi"ni hizmete açtı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Türkiye'nin bir çok yerinde 'Millet Kıraathane'lerinin açılması üzerine, Diyarbakırlı kadınlar, Büyükşehir Belediyesi'ne başvurarak, sadece kadınların gidebileceği bir sosyal alanın yapılmamı için talepte bulundu. Talebi değerlendiren Büyükşehir Belediyesi Başkan vekili Cumali Atilla, merkez Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkında Hanımlar Lokali ve Spor Merkezi'ni açtı.

İçerisinde, kütüphane, spor merkezi, bilgisayar odası, derslik, kuaför gibi bir çok alan bulunan Hanımlar Lokali ve Spor Merkezi'nin açılşını da kadınlar yaptı. Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun eşi Ayşe Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkan vekili Cumali Atilla'nın eşi Lütfiye Atilla'nın katılımıyla yapılan açılış töreni kadınların halay çekmesiyle başladı. Kurdeli kesim töreninde dualarla açılan Hanımlar Lokali ve Spor Merkezi'ni gezen Güzeloğlu ve Atilla, merkeze kadınlar bir araya gelerek sohbet etti.

Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı güzel hizmetlere bir yenisi daha eklendiğini anlatan Ayşe Güzeloğlu, "Yapılan bu çalışmadan ötürü Büyükşehir Belediyesi Başkan vekili ve eşine teşekkürlerimi iletiyorum. Buranın memleketimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum"dedi..

'İHMAL VE İSTİSMAR ALANINDA EĞİTİMLERİ DE ALABİLECEKLER'

Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Handan Eker ise, böylesi bir yapıyı kadınlara kazandırmaktan gurur duyduklarını ifade ederek, "Hanımlarımızın talepleri doğrultusunda açtığımız bir mekan burası. Cumhurbaşkanımızın millet kıraathanesinden esinlenerek, hanımlarımızın da aynen beylerimizin sahip olduğu imkanlardan faydalanması için böyle bir mekanı hizmete açtık. Dinlenebilecekleri, kitap okuyabilecekleri, spor yapabilecekleri, öz bakımlarını gerçekleştirip, çocuklarını da buraya bırabilecekleri bir alan burası. Bunların yanı sıra, ihmal ve istismar alanında eğitimleri de alabilecekleri, okuma yazma öğrenebilecekleri, talep ettikleri diğer bütün eğitime ulaşabilecekleri bir alan burası. Burası sadece hanımlara mahsus"diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-Kadınların halay çekmesi

-Açılıştan görüntü

-Güzeloğlu ve Atilla'nın merkezde gezmeleri

-Lokal içindeki alanlar

-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,

================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni 15 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement