Dha Yurt Bülteni - 2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 2

1)MANİSA'DA YOLCU TRENİ MİNİBÜSE ÇARPTIMANİSA'nın Turgutlu ilçesinde, İzmir-Konya seferini yapan yolcu treni hemzemin geçitten karşıya geçmeye çalışan ve halatla otomobil çeken minibüse çarptı.

09.05.2018 10:12

1)MANİSA'DA YOLCU TRENİ MİNİBÜSE ÇARPTI

MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde, İzmir- Konya seferini yapan yolcu treni hemzemin geçitten karşıya geçmeye çalışan ve halatla otomobil çeken minibüse çarptı. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, minibüsün çalıntı olduğu ortaya çıktı. Kaza, dün saat 23.00 sıralarında İstasyonaltı Mahallesi Demirköprü Mevkii'nde meydana geldi. İsa Kahraman'a ait 35 AV 8244 plakalı otomobili halatla çeken 45 ZD 1297 plakalı minibüsün sürücüsü, hemzemin geçitten karşıya geçmek isterken trenin geldiğini fark ederek araçlarından uzaklaştı. İzmir–Konya seferini yapan Ali Rıza Gündoğan yönetimindeki yolcu treni, rayların üstünde kalan minibüse çarparak yaklaşık 150 metre sürükledi. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, çevredekilerin ihbarı üzerine gelen itfaiye ekipleri rayların üstünde kalan minibüsü çekici yardımıyla kaldırdıktan sonra tren seferine devam etti. Öte yandan, yapılan soruşturmada minibüsün çalıntı olduğu belirlendi.Polisin kazayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

--------------------

Minibüsün çekici yardımıyla kaldırılmasından görüntü

Trenden görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamer: Doğan ÇİZMECİ/ TURGUTLU (Manisa),

==============================================

2)AYDIN'DA ZEHİRLENME PANİĞİ

AYDIN'ın Nazilli ilçesinde dağıtılan bir hayır yemeğindeki kabaklı börekten yiyen 26 kişi, gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere başvurdu. Olay, bugün gündüz saatlerinde Eycelli Mahallesi'nde meydana geldi. Dağıtılan bir hayır yemeğindeki kabaklı börekten yiyen 26 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle Nazilli Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Burada tedaviye alınanlar vatandaşların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Hastane önünden görüntü

Genel ve detay görütü

Haber-Kamera: Bahattin ALBAYRAK/ NAZİLLİ (Aydın)

===============================================

3)LİSELİ ÇOBAN KIZIN HEDEFİ, FUTBOLCU OLMAK

MUĞLA'da yaşayan lise öğrencisi 15 yaşındaki Melek Günay, gündüzleri okulda eğitim gördükten sonra eve döndüğünde yemek yapıyor, inek sağıyor, keçi otlatıyor. Anne babası ayrı olan babasıyla kalan, aynı zamanda 9 yaşındaki kardeşinin de sorumluluğunu taşıyan Günay, çobanlık yaparken ders çalışıyor. Öğretmeninin kurduğu Jetgiller Gençlik ve Spor Kulübü'nde futbol oynayan Günay'ın hedefi, orta sahada top koşturan bir fulbolcu olmak. Ula'nın Karabörtlen Mahallesi'nde yaşayan lise öğrencisi Melek Günay'ın 10 parmağında 10 marifet var. Gökova Adile Mermerci Çok Programlı Anadolu Lisesi 9. sınıfta okuyan Günay, okul bitiminde yaşıtları gibi eğlenmek yerine yemek hazırlıyor, inek sağıyor ve hayvanlarını otlatıyor. Aynı zamanda Jetgiller Gençlik ve Spor Kulübü'nde orta saha mevkiinde futbol oynayan Günay, keçilerini otlattığı sırada da ders çalıyor, antrenman da yapıyor. Annesi Aysel Günay ile babası Ramazan Günay'ın ayrı yaşaması nedeniyle 9 yaşındaki kardeşi Melike'nin de ihtiyaçlarıyla ilgilenen Melek Günay, "Babamla yaşıyorum. Evin tüm işleriyle ben ilgileniyorum. Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra okuluma gidiyorum. Okul çıkışı yemek hazırladıktan sonra ineğimizin sütünü sağıyorum. Babam yorgun zaman ise keçilerimizi otlatmaya götürüyorum. Çoğunlukla onlardan ayrılmak istemiyorum. Derslerimi hayvanlarımızın arasında yapıyorum. Futbolu çok seviyorum. Zaman buldukça antrenmanlara gidiyorum. Tek hayalim ileri de büyük bir futbol kulübünün orta sahasında top oynamak" dedi.

ÖĞRETMEN KÖY KIZLARI İÇİN SEFERBER OLDU

Jetgiller Gençlik ve Spor Kulübü Başkanlığı ile aynı zamanda Köyceğiz İMKB Ortaokulu'nda müzik öğretmenliği yapan Özgür Kayaoğlu, kızları sosyal hayata kazandırmak, erken evliliklerin önüne geçmek için spor kulübü kurduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Köyceğiz, Dalaman, Ortaca ve civar köylerde futbola ilgili kızların olduğunu gördüm. Bazı kızlarımız çobanlık ve arıcılık yapıyor. Onları sosyal hayata kazandırmak, erken evliliklerin ve kadın intiharlarının önüne geçmek adına bunu bir sosyal sorumluluk görevi olarak gördüm. Kolları sıvayarak öğretmenlik yaptığım okulumdan arta kalan zamanlarda köy köy gezmeye başladım. Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak sözünden hareketle taşın altına elini koydum. Derneğimi kurduktan sonra TFF'ye kulübümüzü tescil ettirdim. Çocukların dolmuşla gelmeleri gitmelerinden tutun kulüp kurma masrafları, şampiyonaya gitme, gelme ve konaklama masraflarını ben karşıladım. Buradaki asıl amaç bir kartopu yapabilmek ve onun bir çığa dönüşmesine önayak olmak. Çocuklarla antrenmanlar çok güzel ilerliyor. Spor malzemesi ile diğer giderleri anlamında çok eksikleri var. STK'lar, iş adamları ve tanınmış kişilerden destek bekliyoruz."

Ailelerin genel bakışının çok olumlu olduğunu belirten Kayaoğlu, "Bazı aileler ise çocuklarının derslerden geri kalacakları endişesini taşımaktaydı. Öğrencilerin antrenman ve maçlara başladıktan sonra ders notlarındaki yükselişi onları şaşırttı. Çünkü gerçek başarı, sosyal etkinliklerden geçiyor. Çocuk hiçbir yerde deşarj olamadığı kadar orada deşarj oluyor" dedi. Öğretmen Kayaoğlu, Melek'in çok yetenekli bir futbolcu olduğunu belirterek, "Türkiye Şampiyonası'nda yer aldığımız zaman 4 kızımızı milli takıma girecek kadar başarılı buldular. Biri de Melek'ti. Melek'i kazanmak için sık sık onun köyüne geliyorum. Bundan sonraki tek amacım imkanı olmayan kız çocuklarımıza spor yaptırmak. Türk sporunun geleceğinin telaşı içerisindeyiz. Kırsal kesimlerde yaşayan kızlarımıza sahip çıkılmasını istiyorum. Devletimiz görev verirse Muğla'dan Hakkari'ye kadar köy köy gezerim" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Melek Günay'ın ahıra girmesi

Melek Günay'ın ahırda inek sağması

Melek Günay'ın keçilerini otlatmaya götürmesi

Melek Günay'ın keçiler ile birlikte yürümesi

Melek Günay'ın keçilerin önünde top sektirmesi

Melek Günay'ın öğretmeni Özgür Kayaoğlu'nun ayağından topu kapması

Melek Günay'ın keçilerin arasında kitap okuması

Melek Günay'ın keçilerin arasında top sürmesi

Melek Günay röp.

Özgür Kayaoğlu röp.

HD görüntü, süresi 3 dakika 44 saniye

(Haber- Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,

=============================================

4) KUTSAL BAĞIŞLA HAYATLARI DEĞİŞTİ

YOLLARI İzmir Kent Hastanesi'nde kesişen biri Uşaklı, diğeri Milaslı canlı donörleri olmayan iki hastanın hayatı, kutsal bağışla değişti. Manisa'da beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın bağışlanan böbreklerinin nakledildiği görme engelli Muhammet Kılıç (35) ve Hamza Yılmaz (58) diyaliz mahkumiyetinden kurtulmanın sevincini yaşarken, "Biz kurtulduk, darısı diğer diyaliz hastalarının, organ bekleyenlerin başına" dedi. Geçen cumartesi günü Turgutlu Devlet Hastanesi'nde beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın (A.A) organları acılı ailesi tarafından bağışlandı. Bu bağış, kadavra organ sırası gelen İzmir Kent Hastanesi Organ Nakli Koordinatörlüğü'ne bildirildi. Zamana karşı yarış başlatılarak bağışlanan böbreklere uygun hastalar hastaneye çağrıldı. Şans, canlı vericileri olmadığı için yeni bir hayata başlamaları ancak kadavradan bağış organla mümkün olan Muhammet Kılıç ile Hamza Yılmaz'ın yüzüne güldü. Nakil çağrısı üzerine Kent Hastanesi'ne gelen iki hasta Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok'tan oluşan ekip tarafından arka arkaya ameliyata alındı. Nakil operasyonları başarıyla tamamlandı. Uşak'ta annesi Ummahan Kılıç ile birlikte yaşayan 10 yıl önce böbrekleri iflas edip diyalize mahkum olan, bir yıl sonra da görme yetisini kaybedip dünyası kararan Kılıç, "Hayatımdaki bir engelden kurtuldum, inşallah bir gün görebilirim" diyerek, şöyle konuştu:

"Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nin 2 yıllık Makina, Resim Konstrüksiyon Meslek Yüksekokulu mezunuyum. Mezuniyetten sonra bir firmada 2004- 2007 yıllarında çalıştım. Sonrasında önce böbreklerimi ardından gözlerimi kaybettim. Kimi doktor gözlerimi kaybedişimi şeker, kimisi böbrek hastalığıma bağladı. Yani 10 yıl öncesine kadar sağlıklı bir gençken bir anda çifte engelli bir insan oldum. Moralimi hep yüksek tutmaya çalıştım ama insanların bakışları, konuşmaları hep canımı acıttı. Hem kör olmuş, hem diyalize giriyor diye acıyanlar, ya da kolumdaki iğne izlerini görüp uyuşturucu kullandığımı sanıp konuşanlar beni üzüyordu. Şimdi bu kutsal bağışla diyalizden kurtuldum. Haftanın üç günü diyalize giriyordum, başka bir yere gitmek istesem oradaki merkezlerden olumsuz yanıt alıyor, hiçbir yere kımıldayamıyordum. Şimdi bu mahkumiyetim yok ve artık kana kana su içebiliyorum. Bize bu bağışı yapan aileye minnettarım, böbreğiyle hayat bulduğum kişiye rahmet diliyorum."

4 çocuğundan ortanca oğlu Halil'i 2010 yılında böbrek rahatsızlığından kaybettiğini belirten Ummuhan Kılıç, "Muhammet en küçük çocuğum. Onu da kaybetmekten çok korktum. Bu böbrek bağışıyla bana oğlumu bağışladılar. Allah razı olsun" dedi.

"AKŞAMLARI SOKAĞA ÇIKACAK, AKRABALARIMI GEZECEĞİM"

Muğla'nın Milas ilçesinde yaşayan iki çocuk babası emekli Hamza Yılmaz, kendisine 6.5 yıl önce böbrek yetmezliği tanısı konulduğunu, bir yıl sonra da diyalize başladığını söyledi. Eve cihaz alarak periton diyaliz yaptığını, 2 saati aşan elektrik kesintilerinde büyük sıkıntı yaşadığını belirten Yılmaz, "Yaklaşık 6 yıldır saat 7.00 gibi makineye bağlanıyor, sabah 6.50 gibi makineden ayrılıyordum. Yani 11.5 saat makineye bağlı kaldığım gibi günümün yarısı yatağa mahkumdum. Bu süreçte ne akşamları sokağa çıkabildim ne de bir akrabamın düğününe gidebildim. Bu bağış sayesinde artık özgürlüğümü ilan ettim. Yeniden doğdum. Doktorlarıma ve acılı aileye çok minnettarım" dedi.

HAYAT KURTARAN BAĞIŞLAR

Öte yandan İzmir Kent Hastanesi Böbrek Nakli bölümü Sorumlusu Opr. Dr.  Işık Özgü, hastaların sağlık durumunun iyi olduğunu, böbreklerin takıldıktan sonra hemen çalışmaya başladığını söyledi. Canlı vericisı olmayıp bağış organ bekleyen çok hasta olduğunu belirten Opr. Dr. Özgü, "O nedenle beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların organlarına ihtiyacımız var. Pek çok insan öldükten sonra organlarını bağışlamak istediklerini söylüyor.  Onlara bu niyetlerini aileleriyle, arkadaşlarıyla paylaşmaları gerektiğini söylüyorum. Çünkü beyin ölümü olduğunda o üzüntüyle o duygusallıkla aileler buna oluşlu cevap veremiyorlar çoğunlukla ve maalesef kullanılabilecek o organlar kullanılamıyor. O nedenle organ bağışı çok önemli. İnsanlar bu düşüncelerin yakınlarına söylemeleri, vasiyet etmeleri gerekiyor ki organ bağışı artsın, hastalar sağlığına kavuşsun" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

Muhammet Kılıç ile röp.

Hamza Yılmaz ile röp.

İzmir Kent Hastanesi Böbrek Nakli bölümü Sorumlusu Opr. Dr.  Işık Özgü ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber- Kamera: Mücahit BEKTAŞ, İZMİR

==================================================

5)ÜNİVERSİTELİ ZÜLAL'İN ÖLDÜRÜLMESİNDE 'SATANİSTÇE RİTÜEL' İDDİASI

EGE Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Zülal Tütüncü'nün (21), İzmir'deki özel üniversitede Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü'nde okuyan Günhan Öztürk (26) tarafından öldürülmesiyle ilgili dava ile yargılanmaya önümüzdeki hafta başlanacak. Talihsiz genç kızın avukatı ve annesi şüphelinin 'satanist' olabileğini söyledi.

Olay, 19 Aralık 2017 tarihinde, İzmir'de meydana geldi. Özel üniversitede Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü'nde okuyan Günhan Öztürk ile Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Zülal Tütüncü, bir barda eğlendikten sonra Öztürk'ün evine gitti. Burada çıkan tartışmada Günhan Öztürk, babasına ait büyük bıçağı, genç kızın boynuna ve omzuna sapladı. Zülal Tütüncü doğum gününün akşamı  olay yerinde yaşamını yitirirken, polisi arayan Öztürk, teslim oldu. İfadesinde suçunu itiraf eden; ancak tartışmanın neden çıktığı konusunda bilgi vermeyen Günhan Öztürk, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Üniversiteli Zülal Tütüncü'nün cenazesi ise İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsiden sonra Bursa'dan gelen ailesine teslim edildi.Tütüncü'nün cenazesi, götürüldüğü Bursa'da toprağa verildi.

ANNE- BABA İFADE VERDİ

Günhan Öztürk ile ilgili savcılık soruşturması tamamlanırken, tutuklu sanık hakkında, 'kasten adam öldürmek' suçundan İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Gelecek hafta yapılacak ilk duruşma öncesi anne Bedriye ve baba İsmail Tütüncü, Bursa 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde avukatları Rauf Kutlubay, Oğuzhan Kutlubay, Esra Akdarıcı, Pınar Uyar ve Emine Sayılı'nın eşliğinde ifade verdi. Kızının İzmir'de üniversite eğitimi görürken, devlet yatılı yurdunda kaldığını anlatan İsmail Tütüncü, şunları söyledi: "Zülal, arkadaşlarıyla buluşacağı günlerde ya da onlarda yatılı kalacağı zaman bize her seferinde haber verirdi. Olay günü beni cep telefonu ile arayan eşim, kötü bir şey olduğunu ve eve gelmemi söyledi. Geldiğimde ağlıyordu. Çok kötü durumdaydı. Yavruma kötü bir şey olduğunu anladım. Hemen İzmir'e gittik. Burada bizi Adli Tıp Kurumu morguna götürdüler. Kızımın cesedini bize teslim ettiler. Orada herhangi bir ifademiz alınmadı. Bizi o zamana kadar hiçbir adli makam aramadı. Kızımı Bursa'da toprağa verdikten 3 gün sonra İzmir Cinayet Büro'dan polisler bizi arayarak, İzmir'de neden ifade vermediğimizi sordu. Bizi kimse çağırmadı ifade vereceğimizi bilmiyorduk. Kendi derdimizle uğraşıyorduk. Birkaç gün sonrasında İzmir'e giderek Emniyet Müdürlüğü'nde ifade verdik. İfadeden sonra bize kızımızın eşyalarını teslim ettiler. Kızımın alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlığı yoktu. Daha önce ailemizin husumet yaşadığı biri de yoktu. Biz sanığı tanımıyoruz."

'İNTERNETTE LARINI GÖRDÜM'

Anne Bedriye Tütüncü ise "Biz, olay günü ablamla beraber kurstaydık. Ablamın eşi televizyonda haberleri izlerken görmüş, bize telefon etti. Bunun üzerine kızımı telefonla aradık; ancak cevap vermedi. Mesaj attık, yine yanıtı gelmedi. Eve geldim. Olayın doğru olup olmadığını öğrenmek için internete girdiğimde kızımın fotoğraflarını gördüm. Bu esnada eşim eve geldi. Evde arkadaşlarım da vardı. Kızımın yaşadığı umuduyla hastaneye doğru yol alırken, bizi morga götürdüler. Burada kızımı teşhis ettik. Sanıktan şikayetçiyiz" dedi.

Anne Bedriye Tütüncü kızının toprak altında olduğunu onu öldürenin ise yaşamını sürdürdüğünü belirtip, "Zülal bizim biricik yavrumuzdu. Yokluğuna alışamadım. Her sabah ona günaydın demek istiyorum. Söylüyemiyorum. Fotoğraflarına  bakıyorum, vidodan sesini duyuyorum. Kızımın öldüren kişinin satanist ritüel bulguları var. onun Satanist olabilecğini düşünüyorum" dedi.

AVUKAT: SATANİSTÇE RİTÜEL İZLENİMİ

Tütüncü ailesinin avukatlarından Esra Akdarıcı da cinayete ilişkin "Zülal'in ailesinin ve sevenlerinin yüce yargıdan beklentisi, sanığın en ağır cezaya çarptırılması. Ayrıca Zülal'in öldürülmesi ve katilin yaşam tarzı gibi göstergeler, bu cinayette satanistçe bir ritüel olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Adli soruşturma aşamasında gerekli araştırmalar tam yapılmamış ve maktulün ailesine ilişkin bazı sorular cevapsız kalmıştır. Yargılama aşamasında bu konuların da açığa çıkacağını ümit ediyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Avukat  Esra Akdaıcı ile röp

Anne ile röp

Baba ile röp

Evden görntüler

Öldürülen kızın fotoğrafları

Haber - Kamera: Halil ÖZÇOBAN/BURSA,

====================================================

6)HUZUEVİ SAKİNLERİ 'BOCCİA' LİGİNDE MÜCADELE EDİYOR

SİVAS İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Huzurevinde kalan yaşlılar, Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığınca huzurevi sakinlerine yönelik, 'Aktif Yaşlanma Projesi' kapsamında düzenlediği 'Yetişkin Gençlik Boccia Ligi'nde mücadele ediyor. Sivas Huzurevi'nde kalan, yaşları 60 ile 86 arasında değişen ihtiyar delikanlılar haftanın 3 günü antrenman yaparak şampiyonluğu hedefliyor. Sivas İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Huzurevi sakinleri boş vakitlerini hem spor yaparak hem de eğlenerek geçiriyor. Geçen yıl başladıkları 'Yetişkin Gençlik Boccia Ligi'nde İç Anadolu Bölge birincisi olan Sivas Huzurevi bu sene Samsun, Amasya, Trabzon ve Tokat illerinin bulunduğu 11'nci grupta yer alıyor. Grubu lider bitirip Türkiye şampiyonu olmak isteyen sporcular haftanın 3 günü antrenman yaparak müsabakalara hazırlanıyorlar. 6 kişilik takımda huzurevi sakinlerinden Bahattin Demirkale (68), İbrahim Şimşek (86), Salih Torun (67), Halit Nazik (71), Abdurrahman Erol (70), Vahap Eplik (68) yer alıyor.

Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğünde görevli boccia antrenörü Şefika Şeker Kaygusuz iki senedir 60 yaş üstü sporcularla çalıştığını, geçen sene Türkiye Şampiyonası'nda 8'nci olduklarını söyledi. Yaşlılarla çalışmanın güzel bir duygu olduğunu belirten Kaygusuz "Onların performanslarını arttırıyoruz, hayata kazanımlarını sağlıyoruz, boş zamanlarını değerlendiriyoruz. Huzur evindeki diğer yaşlılarımız da hemen hemen hepsi gelip ellerine alıyorlar, topu inceliyorlar, oynuyorlar. Ama  6 kişiden oluşan devamlı gruba gittiğimiz bir ekibimiz var, en çok onlarla çalışıyoruz." dedi.

'KALP İLACINI BIRAKTIM'

Takım kaptanı Bahattin Demirkale bu spor sayesinde kalp ilacını bıraktığını söyledi. Demirkale "Biz seviniyoruz, vakit geçiriyoruz, gezilere gidiyoruz, kazanıyoruz ve bu sefer de kazanacağız inşallah. Kalp ilacı kullanıyordum. Ama bu spora başladıktan sonra hemen hemen 2 senedir kalp ilacı kullanmıyorum" ifadelerini kullandı.

Takımın en yaşlısı emekli öğretmen İbrahim Şimşek sporun sağlığına iyi geldiğini belirterek, "Geldiğim zaman bu boccia oyununu gördüm ve katıldım. Bu oyunu devam ettiriyoruz, arkadaşlarla birlik beraberliğimiz var. Sağlığıma çok çok iyi geliyor. Vaktimizin iyi geçmesini sağlıyor. Yaşlılara ben şahsen spor yapmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü boş boş oturmaktansa burada oynadığı zaman insan açılıyor, gününün daha iyi geçmesini sağlıyor. Zaten buraya gelenlerin bir çoğu problemli kişiler. Ben bu oyunu oynadığım zaman, geçmiş problemlerimi de unutuyorum, o iyiliği de var bizlere. Bunun için de yaşlıların oynamasını tavsiye ediyoruz" dedi.

Huzurevi Müdürü Sabit Yavuz ise bu sene iddialı olduklarını ve şampiyonluğu hedeflediklerini söyledi. Yavuz, "Yaşlılarımız boş durmasınlar, bir çok aktivitelerde bulunsunlar diye sosyal, kültürel etkinliklere ağırlık verdik. Ölümü beklemesinler, bir şeyler yaptıklarını hissetsinler, bir şeylere faydalı olduklarının farkındalığını hissetsinler istedik. Onlar için bir çok etkinlik planladık. Bunların içerisinde de boccia diye Spor Genel Müdürlüğümüzün düzenlemiş olduğu bir müsabaka vardı. 2017 yılında katılmaya karar verdik. İç Anadolu Bölgesinde geçen yıl birinci olduk. Türkiye şampiyonasında 507 sporcunun katıldığı Muğla Fethiye'deki müsabakalarda 8'inci olduk. Kural hatasından dolayı 8'nci olduk. Ama bu sene yine iddialıyız. Bu kez Türkiye şampiyonu olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Huzurevinden görüntüler

-Boccia takımının antrenmanından görüntü

-Yaşlıların konuşmaları

-Antrenör ve Huzurevi müdürünün konuşması

-Detaylar

Haber-Kamera:  İrfan ÖZŞEKER/SİVAS,

====================================================

7)BORCUNU ÖDEMEK İÇİN HIRSIZLIK YAPIYORMUŞ

ADANA'da kiralık otomobille hırsızlık yapan Özcan A. (27) yakalandı. Özcan A., borçlarını ödemek için hırsızlık yaptığını söyledi.

Olay, Çukurova ilçesi Beyazevler Mahallesi'nde meydana geldi. İddaya göre, Özcan A. kiraladığı otomobil ile girdiği kafeteryadan televizyon ve güvenlik kamerasına ait kayıt cihazını çaldı. Daha sonra şüpheli, bir restoranın kapı kilidini kırarak, içeride bulunan 2 adet 5 bin lira değerindeki televizyonu alıp kayıplara karıştı. İş yeri sahiplerinin şikayeti üzerine, Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri soruşturma başlattı. Olayların meydana geldiği yerlerde güvenlik kameralarını inceleyen polis, şüphelinin kimliğini tespit etti. Kısa sürede yakalanan, Özcan A., emniyetteki sorgusunda, kiraladığı otomobil ile soygunların gerçekleştirdiğini söyleyip, "Uzun zamandır işsizdim, arkadaşlarımdan aldığım borcu ödemeyince tehdit edildim. Günlük ihtiyaçlarımı karşılamak ve borçlarımı ödemek için hırsızlık yaptım, pişmanım" dedi.Özcan A. işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Zanlının emniyet medürlüğünden çıkarılması

Zanlının güvenlik kamerası görüntüleri

SÜRE: 01'12"     BOYUT: 74,0 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK - Kamera:  ADANA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni - 2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement