Kılıçdaroğlu: Gerginlik ve kavgalardan bıktık, yeter artık (EK)
1)KILIÇDAROĞLU FELAKET BÖLGESİNDE
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Kasım'da Antalya'nın Kumluca ile Finike ilçesinde oluşan hortum nedeniyle seraı ve evleri zarar görenleri ziyaret etti. Kumluca'ya bağlı Beykonak ve Mavikent mahallelerinde çiftçilerle görüşen Kılıçdaroğlu, sorunları dinledi. Sera ve bahçeleri inceleyen Kılıçdaroğlu, sorunları TBMM'ye taşıyacaklarını söyledi.Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler ardından felaketin yaşandığı ikinci büyük adres Finike'ye geçti. Burada yıkılan evleri inceleyen Kılıçdaroğlu, gazetecilere kısa bir açıklama yaptı. Görülen doğal afeti yöre halkından dinlediğini belirten Kılıçdaroğlu, hasarın boyutunun büyük olduğunu söyledi.
TARIM SİGORTASI KONUSUNDA ÇALIŞMA YAPACAĞIZ
Bu konuda bazı çalışmalar yapıldığını aktaran CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti: "Beklenen destek henüz tam gerçekleşmemiş. Turunçova'da 3 ev ciddi hasar görmüş durumda, bu evlerin onarımını biz yapacağız. Vatandaşlarımız kısa süre içinde evlerinde oturabilecek. Vatandaşın tarım sigortasından (TARSİM) büyük şikayeti var. Özellikle çiftçiler tarım sigortası yapmak istediklerini, vergi ödediklerini, arazilerinin kendilerine ait olduğunu ama yasal engeller nedeniyle sigortalarını ödeyemediklerini aktardı. Bu konuda özel bir çalışma başlatacağız. Çalışmaları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı'na aktaracağız. Sanırım Bakan da TARSİM'den kaynaklı bazı sorunlar olduğunu ifade etmişti. Zarar var, umarım zararın boyutları en kısa süre içinde telafi edilir."
Görüntü Dökümü
--------------------------
Seradaki vatandaşların karşılaması
Serada inceleme
Sera sahibinin dert yanması
Kılıçdaroğlu'nun sohbeti
Seralardan detay görüntüler
Kılıçdaroğlu'nun Mavikent Mahallesi'nde kahvede vatandaşla sohbetinden detay
421 MB/// 06.11
HABER: Hasan DEMİRBAŞ- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,
======================================================
2)BAKAN BAK: BİZİM EN BÜYÜK KAYNAĞIMIZ GENÇ NÜFUSUMUZDUR
Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin'i makamında ziyaret eden Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Bizim petrolümüz ve enerjimiz yok. Bizim en büyük kaynağımız genç nüfusumuz. İnşallah onlara projelerle destek vereceğiz" dedi. Şanlıurfa'nın nüfusunun yüzde 60'a yakının genç olduğuna dikkat çeken Bak, iktidar olarak genç nüfusa büyük önem verdiklerini belirterek, şunları söyledi: "Milletini, vatanını seven ve ülkesi için çalışan gençlerden geleceğe doğru yürümek istiyoruz. Büyüyen ve gelişen bir Türkiye istiyoruz. Bunun için de gençlerimiz çok önemli, gençler bizim geleceğimiz. Bizim petrolümüz ve enerjimiz yok. Bizim en büyük kaynağımız genç nüfusumuz. İnşallah onlara projelerle destek vereceğiz. Spor alanında ülkemizi en iyi şekilde temsil edebilmeleri için olanaklar sunacağız. Yüzme havuzları, spor sahaları başta olmak üzere pek çok imkanı sağlayacağız, yatırımlarımız sürecek."Kentteki temaslarını sürdüren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ise, iktidar olarak gençliğe önem verdiklerini belirterek şunları söyledi; "Gençliğe en fazla yatırım yapan ve sahip çıkan iktidarlardan birisiyiz. Bugün de şehrimizde devam eden yatırımları yerinde incelemek için kentimize gelen ve gençliğe oldukça önem veren bakanımızla birlikte yatırımlar konusunda görüşmeler yapacağız" dedi. Konuşmaların ardından Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, bakanlar Fakıbaba ve Bak'a çeşitli hediyeler takdim etti. Valilikten ayrılan bakanlar, daha sonra Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi'yi makamında ziyaret etti.
'SPOR ORTAK DİLDİR'
Şanlıurfalı gençlerin sportif alanda başarılarını bildiğini ve bir çok alanda milli takımlarda görev aldıklarını kaydeden Bakan Osman Aşkın Bak, "Spor ortak dildir. Gençler, en büyük gücümüzdür. Ülkemizin geleceğidir. Belediyelerimizin yaptığı spor salonları, bakanlık olarak da bizim yaptığımız salonlar, gençlik merkezleri ve bir çok alandaki çalışmalarımızı gençlerin hizmetine sunuyoruz. Spor alanındaki çalışmalarımızda belediyelerimizle ortak hareket ediyoruz. Belediyelerimizle ortak çalışıyoruz. Gençliğe önem veriyoruz. Şanlıurfa'da 0-14 yaş grubunda 800 bin nüfus bulunuyor. Bu genç nüfus için bakanımız ve vekillerle yaptığımız toplantı neticesinde yüzme havuzları, basketbol sahaları, gençlik merkezleri yapacağız. Öğrenciler için yurtlar yapacağız. Şanlıurfa bölgenin en önemli illerindendir. Şanlıurfa'nın gelişmesi ile bölgemizde gelişir. Bu anlamda gençlerimizi iyi yetiştirmemiz lazım. Vatanını seven, milletini seven, ülkenin gelişmesi için çaba gösteren gençlerimizin yetişmesi için birlikte çalışacağız" diye konuştu. Başkan Çiftçi ile bir süre görüşen Bakan Bak, Başkan Çiftçi'den kentte yapılan ve yapılacak olan proje çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Şanlıurfa Valiliği'ni ziyaret eden bakanlar
Bakanların konuşması
Büyükşehir Belediyesi ziyareti
Genel ve detay görüntüler
(Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 202-162MB
===================================================
3)BABASININ BIÇAKLAYIP, BOĞDUĞU KIZIN CENAZESİ TESLİM EDİLDİ
ŞANLIURFA'da dün gece babası Hakkı Varlık'ın bıçakladıktan sonra eşarpla çatı katında boğup öldürdüğü 20 yaşındaki Belkız Varlık'ın cenazesi, otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi. Paşabağı Mahallesi Korukent Sitesi'nde oturan Hakkı Varlık, evde tartıştığı kızı Belkız Varlık'ı bıçakladı. Belkız Varlık, bunun üzerine kaçıp çatıya sığındı. Arkasından gelen babası Hakkı Varlık, boynuna eşarp doladığı kızını boğdu. Polisin incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu morgunda otopsisi yapılan Belkız Varlık'ın cenazesi, yakınlarına teslim edildi.
Az sayıda yakını tarafından teslim alınan genç kadının cenazesi, Yeni Mezarlıkta toprağa verilecek. Kızını öldüren Hakkı Varlık'ın ise Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki sorgulaması devam ediyor.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Morgdan çıkartılan genç kadının cenazesi
Yakınları tarafından ceset cenaze aracına konulması
Defin işlemleri için morga getirilen cenaze
Genel ve detay görüntüler
( Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA - DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 244 MB
========================================================
(GÖRÜNTÜ EKİYLE YENİDEN)
4)KANSER EŞİNİN VÜCUDUNA YAYILDI, HASTANEYİ BAKANLIĞA ŞİKAYET ETTİ
BODRUM'da yaşayan Şenol Bektaş (51), Romanya uyruklu eşinin rahim kanseri tedavisi görürken iyileştiği söylenerek, taburcu edildiğini; ancak hastalığın tüm vücudu sarmasıyla ölümü bekler hale geldiğini öne sürdü. Hastanenin ihmali olduğunu iddia eden Bektaş, Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulunduğunu, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını ve hastaneye tazminat davası açacağını söyledi. Bodrumlu marangoz Şenol Bektaş, 25 yıl önce tatil için gittiği Romanya'da Elena Nicoleta Mainea Bektaş'la tanıştı. Arkadaşlıkları aşka dönüşen çift, daha sonra evlendi ve 2 çocuk sahibi oldu. Bodrum'da yaşayan çift, mobilya üretimi yapan bir fabrika açtı. Patron koltuğuna eşi geçerken, marangoz Bektaş da üretimden sorumlu oldu. Elena Nicoleta Mainea Bektaş (40), geçen ocak ayında rahatsızlanarak, özel hastaneye gitti ve rahim kanseri olduğunu öğrendi. Farklı birkaç hastanede daha kontrol edilen ve kentteki bir özel hastanede, mart ayında tedaviye alınan Bektaş, iddiaya göre, haziran ayında iyileştiği söylenerek, hastaneden taburcu edildi. Bektaş'tan eylül ayında tetkikler için hastaneye gelmesi istendi. Kontrol için tekrar hastaneye geldiğinde hastalığın, Bektaş'ın vücuduna yayıldığı ortaya çıkarken, 1 ay sonra ise kadının vücudu felç oldu.
Hastanede eşinin başından bir an olsun ayrılmayan ve 'Ben, sensiz yaşayamam. Diren canım aşkım' dediği eşine destek olan Şenol Bektaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Eşimin rahim kanseri olduktan sonra birkaç hastanede gerekli testleri yaptırdık. Sonra tedavi için çok iyi denilen bu hastaneye mart ayının başında tedavisine başlandı. Üç ay, ilaç tedavisi yapıldı. Haziran ayında kanseri atlattı. 'Durumu iyi' denilerek, taburcu edildi. Eylül ayında, tetkik için gelmemiz istendi. Ne dedilerse bu süreçte yaptık; ancak eylül ayında birden fenalaştı. Yeni tetkiklerde, kanserin rahimden mideye oradan vücuda yayıldığını öğrendik. 'Mide ameliyatını yaparsak ömrü uzar' dediler. Mide ameliyatı oldu. Şu anda eşim, ölümün eşiğinde. Ben, tedavi süresince büyük ihmali olduğuna inandığım ve radyoterapiye ancak benim uyarımdan sonra başlayan hastane yetkililerinin peşini bırakmayacağım. Bana ve bunca yıllık eşime bu azabı çektirenlerin, eşimin göz göre göre ölümüne neden olduklarına inanıyorum. Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulundum ve soruşturma başlatıldı. Hastane yönetimi, şimdi 'Gelin anlaşalım, ne isterseniz yapalım' diyor. Ne yapacaklar? Eşimin hayatını geri getirebilecekler mi? Eşimin rahatsızlığından itibaren tüm tıbbi raporlar, belgeler elimde. Tazminat davası açacağım. Eşimin tedavisi, başından beri düzgün şekilde yapılıyor olsaydı şimdi ölümün eşiğinde olmayacaktı."
'PARAYA İHTİYACIM YOK, İBRET-İ ALEM İÇİN DAVA AÇIYORUM'
Eşinin yaşamının artık mucizelere bağlı olduğunu dile getiren Beştaş, "Tabi ki Allah'tan umut kesilmez; ancak yaşasa bile artık felçli biri olarak nefes alıp, verebilecek. Benim açtığım 2.5 milyon Euro'luk tazminat davasından kazanacağım paraya ihtiyacım yok. İbret-i alem için bu davanın örnek olabilmesi, başkalarının canının yanmaması için yapacağım. Burada bir insanı değil, iki insanı birden öldürüyorlar, şu anda" dedi. Hastaneden ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Görüntü Dökümü
-------------------------:
Şenol Bektaş ve eşi hastane odasında iken görüntü cep telefonuyla çekilen görüntü
Hastane önünde açıklama yapan Şenol Bektaş
-Hastane odasından fotoğraflar
Haber: Yaşar ANTER- Kamera: Nilüfer DEMİR/ BODRUM (Muğla),
==========================================================
(ÖZEL)
5)TARİHİ CAMİNİN KIPISINI TEKMEYLE KIRIP, HIRSIZLIĞA KALKIŞTILAR
MALATYA'da hırsızlık amacıyla kapısını tekmeyle kırdıkları tarihi camiye giren 3 kişi, içerdeki bazı eşyaya zarar verdi. Güvenlik kamerasına da yansıyan olaya tepki gösteren cami görevlisi Selahattin Karakuş, camiye son 20 günde, 5 kez hırsız girdiğini söyledi.
Olay, dün gece Hamidiye Mahallesi'ndeki tarihi Yeni Cami'de meydana geldi. Kimlikleri belirsiz 3 kişi, hırsızlık amacıyla geldikleri caminin tahta kapısını tekme atarak kırıp içeride yardım için toplanan paraların bulunduğu kasayı açmaya çalıştı. Hırsızlar, camiden bir şey çalamazken bazı eşyaya zarar verdi. Sabah namazını kılmak için camiye gelen görevli Selahattin Karakuş, giriş kapısının kırık olduğunu görünce, durumu polise bildirdi. Polisler, güvenlik kameralarına da yansıyan hırsızlık girişiminde bulunan 3 kişinin kimliğinin belirlenerek yakalanması için çalışma başlattı. Güvenlik kamera görüntülerinde şüphelilerden birinin tekme atarak kırdığı kapıdan içeriye yanındaki 2 kişiyle birlikte ayakkabılarıyla girdikleri görülüyor.
SON 20 GÜNDE, 5'İNCİ KEZ
Cami görevlisi Selahattin Karakuş, camiye son 20 günde, 5'inci kez hırsızların girdiğini belirterek, "Caminin giriş kapısının göbeğini zorlayıp kırmışlar, oradan içeri geçmişler. Kasanın etrafına gelmişler, kasayı devirmişler. Kasadan para çıkarmaya çalışmışlar, ondan sonra kaçmış gitmişler. Kırdıkları yerden ayakkabıyla içeri girmişler. Son 20 gün içerisinde, 5'inci kez girişleri. Önceden ana dış giriş kapısını zorlamışlar öyle girmişler. Ellerine bir çöp almışlar kumbaranın deliğinden paraları çıkarmaya çalışmışlar. Kumbarayı yere devirmişler, geri yerine koyayım derken elleri falan kanamış. Polisler geldi, el izlerini falan aldı" dedi.
YENİ CAMİ
Malatya merkezinde bulunan, ve eksik olan minaresi bir türlü tamamlanamayan Yeni Cami, Malatyalılar'ın 'büyük zelzele' diye andıkları, 3 Mart 1894 günü meydana gelen depremde yıkılan ve büyük hasar gören Hacı Yusuf Camii'nin yerine bu tarihten sonra yapılmaya başlanılmış, halkın yardımı ve Sultan II Abdülhamit'in maddi katkısıyla, inşaatı devam ettirilmiştir. Araya giren çeşitli nedenlerden dolayı inşaat süresi uzamış, caminin yapımını tamamlamak ancak 1913'te mümkün olmuştur.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Güvenlik kamerası görüntüleri
Cami görevlisi röp.
Kırılan kapı
Cemaat
İçeriden ve dışarıdan detaylar
- Genel ve detay görüntüler
( Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA)
GÖRÜNTÜ BİLGİSİ: ÖZEL
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 136 MB
=================================================================
6)PARİS SALDIRISININ KEŞİFÇİSİNE YARDIMDAN YENİDEN YARGILANIYORLAR
ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, 2015 yılındaki Paris saldırısının keşifçisi olduğu iddiasıyla yakalanan DEAŞ militanı Ahmet Dahmani'ye pasaport getirdikleri öne sürülen Suriyeli Muhammet Verdo Dibo ile Ahmet Tahir, haklarında verilen hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden yargılanıyor. Paris'te, 2015 yılının Kasım ayında meydana gelen saldırıların keşifçisi olduğu iddiasıyla Antalya'da yapılan G20 Liderler Zirvesi'nin yapıldığı 16 Kasım'da, Manavgat'ta yakalanan Fas uyruklu Belçika vatandaşı DEAŞ militanı Ahmet Dahmani ile onun Suriye'ye kaçmasına yardım etmek için geldiği öne sürülen Ahmet Tahir ve Muhammet Verdo Dibo'ya Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 10'ar yıl 9'ar ay hapis cezası, az olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozuldu. Kararın ardından sanıklar, yeniden yargılanmaya başladı. Geçen yılın Aralık ayında görülen mahkemede, DEAŞ militanı Ahmet Dahmani, 'terör örgütüne üye olmak' suçundan 10 yıl 9 ay hapisle cezalandırılırken, Muhammet Verdo Dibo ve Ahmet Tahir, 'terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek' ve 'sahte pasaport temin etmek' suçlarından 7'şer yıl 10'ar ay 28'er gün hapse mahkum oldu. Sanıkların yeniden yaptığı başvurunun ardından davaya bakan Yargıtay 6'ncı Ceza Dairesi, Ahmet Dahmani'ye verilen kararı onadı. Muhammet Verdo Dibo ve Ahmet Turgut'un 'terör örgütü üyeliği'nden 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle yargılanması gerektiği, ayrıca 'resmi belgede sahtecilik' suçundan ceza verilen Ahmet Tahir'in durumunun açıklanması gerektiği belirtilerek, Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı bozuldu.
Yargıtay tarafından verilen ikinci bozma kararının ardından tutuklu sanıklar Ahmet Turgut ve Muhammet Verdo Dibo'nun dosyası yeniden görüşülmeye başlandı. Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Ahmet Tahir ve Muhammet Verdo Dibo, İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşmada sanık avukatları ve Arapça bilirkişi tercüman Recep Yıldız da yer aldı.
Türkçe bilmeyen sanıklara Arapça bilirkişi tercüman aracılığıyla Yargıtay'ın bozma kararı okundu. Sanıklardan Muhammet Verdo Dibo, kendisinin sadece Ahmet Dahmani'ye para karşılığında pasaport getirdiğini, Dahmani'nin DEAŞ üyesi olduğunu bilmediğini iddia ederek, "Ben, terör örgütü üyesi değilim. Diğer şahısların terörist olduğunu bilmiyordum, bilseydim yardım etmezdim. Zaten polis, beni yakaladığında iş birliği yaptım ve onlara Ahmet Dahmani'nin adresini söyledim. 2 yıl 3 gündür tutukluyum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.
Muhammet Verdo Dibo'nun avukatı Ali Atilla da müvekkilinin DEAŞ'la bir ilgisi olmadığını, hatta ÖSO içinde bulunan 'Sultan Murat Tugayları'nda DEAŞ'a karşı savaştığını ve bunun belgesinin dosyada olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti. Sanık Tahir de DEAŞ üyesi olmadığını, sadece taksi şoförü olduğunu söyledi. Turgut, kendisine yönelik herhangi bir delil olmadığını belirterek, tahliyesini ve beraatini istedi. Tahir'in avukatı Mehmet Emin Erdem, müvekkilinin terör örgütü üyesi olmadığını ve bunu belgeleyebileceklerini kaydederek, tahliyesini talep etti.
Duruşmada mütalaa veren savcı, her iki sanığın da Yargıtay 6'ncı Ceza Dairesi'nin bozma kararına göre, terör örgütü üyeliğinden, Ahmet Tahir'in ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasını talep etti. Sanık avukatı, mütalaaya karşı savunma yapmak amacıyla süre istedi. Duruşma, ertelendi.
Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),
============================================================
7)FİGEN YÜKSEKDAĞ HAKKINDA GÖZALTINDAKİ İFADESİ NEDENİYLE YENİ DAVA AÇILDI
HDP'nin Eş Genel eski Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında, 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alındıktan sonra verdiği ifadesinde, 'Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağıladığı' gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis istemiyle yeni bir dava açıldı. HDP Eş Genel eski Başkanı ve Van Milletvekili Yüksekdağ'ın 4 Kasım 2016 tarihinde, Ankara'da gözaltına alınmasının ardından hakkındaki suçlamalara ilişkin yaptığı savunmada suç unsuru taşıyan ifadeler kullandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma, tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Yüksekdağ'ın savunma sırasında kullandığı ifadelerin 'Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama' suçunu oluşturduğu belirtilerek, 2 yıla kadar hapisle yargılanması talep edildi. Diyarbakır 12'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, Yüksekdağ'ın 5 Kasım 2016 tarihinde verdiği ifadesine dikkat çeken savcı, şüphelinin savunmalarının, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesine göre suç oluşturduğunu kaydetti.
Yüksekdağ'ın yargılanmasına, önümüzdeki günlerde başlanacağı belirtildi.
Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR,
=========================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?