İzmir'de özel hastanede korkutan yangın (2)
HASTANEDEN YANGIN AÇIKLAMASI
İzmir'in Konak ilçesinde bulunan özel bir hastanenin çatısında çıkan yangın kontrol altına alındı. Konuyla ilgili açıklama yapan hastanenin Başhekimi Nuri Nasır, "Hastanenin teknik bölümünün bulunduğu çatıda çıkan yangına hızlı bir şekilde müdahale ettik. Tedbiren hastalarımızı yakında olan diğer hastanemize nakil ettik. Hastane afet planımız ve hazırlığımız vardı. Hiçbir hasta zarar görmeden tedavilerine diğer hastanemizde devam ediyor. Yangın hiçbir kata sıçramadı. Hiçbir hastamızda can kaybımız yok. Yenidoğan yoğun bakımda 42 bebeğimizi, 27 erişkin yoğun bakım hastamızı ve diğer bölümlerde yatan 10 hastamızı da tahliye ettik. Yangının elektrik kontağından çıktığını düşünüyoruz. Yangın kontrol altına alındı" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Hastanenin Başhekimi Nuri Nasır'ın açıklamasından görüntü
Haber: Tolga TAHÇI - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, DHA)
=============================
3 kardeşin yangında ölümünde 'ihmal' soruşturması
ISPARTA'nın Yalvaç ilçesinde çıkan yangında, Hanım (18), Tuğçe (16) ve Faruk Altınbaş (5) kardeşlerin ölümünde itfaiyenin ihmali olduğuna yönelik iddialar üzerine adli soruşturma başlatıldı.Yalvaç'ın Salur Mahallesi'nde yaşayan Cemile- Süleyman Altınbaş çifti, 7 Şubat Cuma saat 08.30 sıralarında, hayvanlara bakmak için evden çıktı. Bir süre sonra Altınbaş ailesinin kerpiç evinde, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Bu sırada çiftin evdeki akrabaları, alevler her yeri sararken, kendilerini dışarı attı. Çiftin evde uyuyan çocukları Hanım, Tuğçe ve Faruk Altınbaş ise alevlerin arasında kaldı. Mahalle halkının ihbarıyla belirtilen adrese, Yalvaç Belediyesi İtfaiyesi ekipleri sevk edildi. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu kontrol altına alınıp, söndürüldü. Ekipler, eve girince 3 kardeşin cansız bedeniyle karşılaştı. 3 kardeşin cenazesi otopsi sonrası yan yana toprağa verildi.
AİLE İTFAİYEYİ SUÇLADIOlayın ardından 3 çocuğun ailesi ve yakınları itfaiye görevlilerini suçladı. Yangında 3 çocuğunu birden kaybeden acılı baba Süleyman Altınbaş, "Yalvaç Belediyesi itfaiyesinin çocuklarımı kurtarmak için hiçbir müdahalesi olmadı. Çocuğumun biri hastaneye vardığında daha yaşıyordu. İtfaiye erleri zamanında müdahale etseydi çocuklarımın 3'ü de şu an yaşıyor olabilirdi. Çocuklarımın yüzde 90 ölüm sebepleri itfaiye erleri. Çok ihmal ettiler. Zamanında merdivenli, sepetli itfaiye getirseler camı kırar alırlardı" diye konuştu.
'HALİME ÜNİVERSİTEYE GİDECEK, TUĞÇE POLİS OLACAKTI'Oturdukları evin miras ortaklı olduğunu kaydeden Süleyman Altınbaş, bundan sonra kayınpederinin evine sığınacağını belirtti. Kızlarından Hanım Altınbaş'ın 2 yıl önce liseyi bitirdiğini ve üniversitede okumak istediğini, 10'uncu sınıf öğrencisi Tuğçe'nin ise polis olmak istediğini kaydeden Süleyman Altıbaş, "İtfaiyenin ihmaliyle kızlarım hayatını kaybetti" dedi.
'DUDAKLARI BİRBİRİNE YAPIŞMIŞTI ONLARI AÇTIM'Olayın görgü tanığı olan ve ölen 3 kardeşin dayıları Nuri Çoban da şöyle konuştu: "Olayın başladığı saatlerde ben evde uyuyordum. Annemin bağırmasıyla uyandım ve o panikle balkona çıktım. Yangını gördüm. Eniştemin evi bana 30 adım uzaklıkta. Hemen yangın yerine koştum. İçeride hiçbir şey yanmamıştı. Televizyon koltuk halılar sağlamdı. 3 yeğenim birbirine sarılmış, sızmış kalmışlar. Kepçeye koyduk. Tuğçe o esnada yaşıyordu. Gözlerini açtı ve 'Tuğçe kendine gel kızım' dedim. Dudakları birbirine yapışmıştı onları açtım ve gözleri bir anda kaydı, tokatladım. Aşağı indirdik ve 1 ambulans gelmiş. 'Ambulansa ilk Tuğçe'yi bindirin' dedim çünkü o yaşıyordu. Onu bindirdik ikinci ambulans sonra geldi. Çocuklar elimizde kaldı."
'ÇOK ÇIRPINDIK AMA KURTARAMADIK'3 çocuğunu kara toprağa veren anne Cemile Altınbaş ise acı dolu anları şöyle anlattı: "Eşimle evde değildim. 'Ev yanıyor' dediler hemen koştum. Yavrum 'biz yanıyoruz' diye itfaiyeyi aramış ama gelen itfaiyelerin merdiveni yok, suyu yok, oksijen tüpü boş olunca kurtaramadılar. Çok çırpındık ama kurtaramadık. Yavrularımın hiçbir yerinde yanık yok, nur gibi, kar gibi. Dumandan zehirlenmiş yavrularım benim."
SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTIAile bu iddialarda bulunurken Yalvaç Cumhuriyet Savcılığı da 3 kardeşin ölümünde ihmal olup olmadığı yönünde soruşturma başlattı. Savcılığın, itfaiyenin olayı haber aldığı andan itibaren ne kadar sürede olay yerine intikal ettiği, görgü tanıklarının beyanlarında geçen ihmalkarlığın olup olmadığı yönünde inceleme yaptığı ve görüntüleri derlediği kaydedildi.
İTFAİYE MÜDÜRÜ İDDİALARI REDDETMİŞTİYalvaç Belediyesi İtfaiye Müdürü Murtaza Aksu, iddialar üzerine olay günü yaptığı açıklamada, mahallelinin merdivenli araç olmadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını söylemişti. Aksu, "112'den ihbar düştüğü andan itibaren 3 dakikada olay yerine ulaştık. İtfaiye erlerimiz odaya girdikleri sırada, 3 çocuğu hareketsiz yatar halde buldu. Tüm itfaiye araçlarımız merdivenlidir; ancak biz olay yerine vardığımızda binanın her yanını alevler kaplamıştı" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------RÖP 1: Süleyman Altınbaş (baba) RÖP 2: Nuri Çoban (dayı)RÖP 3: Cemile Altınbaş (anne)HABER- KAMERA: Nurettin ARKAN/YALVAÇ (Isparta),
=============================
Tarım arazisinin sanayi imarına açılıp açılmaması için referanduma gidildi İZMİT'in Durhasan ve Solaklar mahallelerinde oturanlar, 660 dönümlük tarım arazisinin sanayi imarına açılması konusunda fikir ayrılığı yaşayınca muhtarlıklar tarafından referandum yapılmasına karar verildi. Tarım arazileriyle ilgili imar kararı, sandıktan çıkan sonuca göre verilecek.
İzmit'e bağlı olan, toplam 800 nüfuslu ve 190 haneli Durhasan ile Solaklar mahallelerinde oturanlar, 660 dönümlük tarım arazisinin sanayi imarına açılarak, Makineciler Küçük Sanayi Sitesi yapılması konusunda fikir ayrılığı yaşayınca muhtarlıklar tarafından referandum yapılmasına karar verildi. Tarım arazileriyle ilgili imar kararı, muhtarlıklara kurulan sandıkta 550 seçmenin oy kullanması sonucu belli olacak. Bu sabah sandık başlarına gelerek, oy kullanan mahalle sakinleri, kararın referandumla verilecek olmasından memnun olduklarını söyledi.
Durhasan Mahallesi'nin muhtarı Ünal Turan, amaçlarının, mahalleleri için hayati öneme sahip olan konuda muhtarlık olarak tek başlarına karar vermek yerine herkesin fikrini almak olduğunu belirtti. Turan, "Biz vatandaşlarımızı toplayıp yapılması planlanan projeyi anlattık. Karşı çıkanlar oldu, destekleyenler de oldu. Biz de muhtarlık olarak bu kararı mahalleliye bırakalım, dedik. Bunun kararını mahalleli versin, istedik. Herkes referandum fikrine sıcak bakınca biz de uygulamaya koyduk, bugün seçim yapıyoruz" dedi.
'HALKIMIZ NE KARAR VERİRSE ARKASINDA DURACAĞIZ'Mahalle sakinlerinin fikir ayrılığı yaşamasının ardından en doğru kararın referandum olduğuna inandıklarını dile getiren Turan, şunları söyledi: "Vatandaşımıza açık bir iş yapıyoruz, vatandaşımızı bilgilendirdik ve referanduma gittik. Muhtarlık olarak ilerleyen dönemlerde zan altında kalmamak için köylünün kararına saygı duyuyoruz. Bir referandum kararı aldık, sandıkları kurduk, mahalle halkımız ne karar verirse arkasında duracağız. Yapılması planlanan Makineciler Küçük Sanayi Sitesi için bir karar almak gerekiyordu ve şahsımız olarak bu yüke biz girmek istemedik. Mahallelinin ortak kararına bıraktık ve sabah saatlerinde oylamamızı başlattı. Katılım yüksek görünüyor."
Görüntü Dökümü -Mahalleden detaylar -Oy kullanmaya gelen mahalle sakinleri -Muhtar Ünal Turan ile röportaj -Detaylar Haber-Kamera: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),
=============================
Erciş'te kablo hırsızları suçüstü yakalandı
VAN'ın Erciş ilçesinde kablo hırsızlığı yapan 3 kişi, vatandaşların ihbarı üzerine polis tarafından suçüstü yakalandı.
İlçenin Cami Kebir Mahallesi'nde Türk Telekom'a ait direklere tırmanarak kabloları kesen 3 kişiyi gören çevre sakinleri, polise haber verdi. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen polis ekipleri, yaşları 14 ve 16 arasında değişen F.Ç., Y.S. ve V.G.'yi yakalayarak gözaltına aldı.Şüpheliler, sorgulanmak üzere Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği'ne götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Hırsızların görüntüleri-Kablo çekerken görüntüleri-DetaylarBarbaros KUL/ERCİŞ (Van),
=============================
HDP önündeki eylemde 160'ıncı gün DİYARBAKIR'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen 84 aile, HDP binası önündeki oturma eylemini 160'ıncı günde de sürdürdü. Lise öğrencisiyken, 2014'te kaçırıldığını belirttiği oğlu İbrahim (22) için Siirt'ten gelen Cemile Erdoğan, 6 yıldır evladının acısını her gün yaşadığını söyledi.
Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, bir gün sonra partinin Diyarbakır il binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Hacire Akar'ın çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP binası önünde oturma eylemine başladı.
5 AİLE, EVLADINA KAVUŞTUHacire Akar'ın oğlu Mehmet'in yanı sıra eyleme katılanlardan Hatice Ceylan'ın oğlu Cafer, Hüsniye- Hüseyin Kaya çiftinin kızları Mekiye ile Halime Kadran'ın torunu Halil İbrahim Kadran ve Necla-Metin Açan çiftinin oğlu Harun Açan'ın terör örgütünden kaçarak, güvenlik güçlerine teslim olmasıyla oturma eylemi yapan ailelerden 5'i evlatlarına kavuştu. Hatice Ceylan, Halime Kadran ile Hüsniye- Hüseyin Kaya ve Necla- Metin Açan çiftleri, diğer ailelere destek olmak için eyleme devam ediyor. 84 aile, oturma eylemini 160'ıncı günde de sürdürdü.
Siirt'te lisede okurken, piknik bahanesiyle kaçırıldığını belirttiği oğlu İbrahim için eşiyle eyleme katılan Cemile Erdoğan, 6 yıldır evladından haber alamadığını belirterek, yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediğini söyledi. Oğlunun HDP tarafından kaçırılıp, dağa götürüldüğünü iddia eden Erdoğan, "HDP tarafından götürüldü oğlum. 6 yıldır bu acıyı yaşıyoruz, ne gündüzümüz var ne de gecemiz. 16 yaşındaydı, lise 2'nci sınıfa gidiyordu. Çocuğumun hayaliyle yatıp kalkıyorum. Hiçbir haber alamadık oğlumdan; sağ mıdır, ölü müdür, onu da bilmiyorum. Piknik amacıyla kandırıp, götürdüler ve bir daha oğlum gelmedi. Ben oğlumu istiyorum. Sesimizi duysunlar, bizi görsünler ve kaçıp gelsinler. Gelsinler, devletimize sığınsınlar, evlerine gelsinler" diye konuştu.
Görüntü Dökümü-------HDP il binasıAilelerin bekleyişiCemile ERDOĞAN'nın röportajıGenel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN, Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR,
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-8 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?