İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika
Güncel

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Maydos Antik Kenti'nde 3 bin yıllık koç figürü bulundu ÇANAKKALE'nin Eceabat ilçesindeki Maydos Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmalarında, Erken Demir Çağı'ndan kalma koç figürü bulundu.

06.09.2020 14:45  Güncelleme: 14:49

Maydos Antik Kenti'nde 3 bin yıllık koç figürü bulundu

ÇANAKKALE'nin Eceabat ilçesindeki Maydos Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmalarında, Erken Demir Çağı'ndan kalma koç figürü bulundu. Kazı Başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı, 10 santimetre uzunluğundaki koç figürünü bu yılki kazılarda bulduklarını belirterek, "Bu koç figürü, bölgede ender bulunan hayvan figürlerinden bir tanesi. Kazı çalışmalarımızda ilk defa böyle bir obje karşımıza çıkıyor" dedi.

Eceabat ilçesindeki 5 bin yıllık Maydos Antik Kenti'nde, bu yıl 11'incisi yapılan kazılara temmuz ayında başlandı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Maydos Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı yönetiminde, 10 kişiden oluşan kazı ekibi ve 7 işçiyle koronavirüs tedbirleri alınarak devam eden kazılarda, Erken Demir Çağı ve Arkaik Dönem tabakalarına önem veriliyor. Erken Demir Çağı'na ait tabakalar içinde yapılan kazı çalışmaları sırasında 3 bin yıllık koç figürü bulundu. Erken Demir Çağ dönemine ait olduğu tespit edilen koç figürü, kazı ekibi tarafından koruma altına alındı. Kazı çalışmalarında koç figürünün yanı sıra günlük hayatta kullanılan kaplar, taş aletler, metal objeler, ağırşaklar da bulundu. Buluntuların, ilk Tunç Çağı'ndan, Arkaik Dönem'e kadar farklı evrelere ait olduğu tespit edildi.

'ERKEN DEMİR ÇAĞI VE ARKAİK DÖNEM TABAKLARINI ARAŞTIRDIK'Maydos Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı, bu yıl ağırlıklı olarak Erken Demir Çağı ve Arkaik Dönem tabakalarını araştırdıklarını belirterek, "Bizim burada asıl amacımız Tunç Çağı tabakalarını irdelemek ve araştırmak. Tunç Çağı'yla da alakalı birkaç yerde sondaj açtık ve oralarda yine savunma sistemleri, yerleşim ve kronolojiyle ilgili sonuçlar elde ettik. Kazıların ilk 10 yılında höyükteki yerleşmede Stratigrafiyi tespit amaçlı çalışmalar yaptık. Geçen yıldan itibaren de daha geniş alanlarda mimari buluntular çıkartmak üzere höyüğün merkezine doğru ilerlemeye başladık" dedi.

'İLK DEFA BÖYLE BİR OBJE KARŞIMIZA ÇIKIYOR'Kazı Başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı, bu yıl kazılarda ortaya çıkan koç figürünün Erken Demir Çağı'na ait ender rastlanan hayvan figürlerinden birisi olduğunu söyledi. Yaptıkları kazı çalışmalarında ilk defa böyle bir objenin karşılarına çıktığını ifade eden Sazcı, şöyle konuştu: "Burada böyle bir obje bulunduğu için çok mutluyuz. Günümüzden yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait bir buluntu. Erken Demir Çağı, kabaca Milattan Önce 1200-900 yılları arasında tarihleniyor. Balkan kavimlerinin etkisinin yoğun olduğu bir döneme denk gelen bir koç figürü. Bu koç figürünün kesin olarak hangi fonksiyonda kullanıldığını söylemek zor. Kült amaçlı kullanılmış olabilir. Belki çocuk oyuncağı olarak kullanılmış olabilir. Üzerinde delikler var, bir yere asıldığını düşünüyoruz. Belki altında bir kapak vardı, kapağın üzerindeki aplikasyona ait olabilir. Tüm bunları şu anda değerlendirme aşamasındayız. Benzer örneklerine bakacağız. Bu buluntu hakkında ileride daha fazla şeyler söyleyebiliriz. Erken Demir Çağı'na tarihlediğimiz tabakalar içinde ele geçti. Bu yıl amaçlarımızdan bir tanesi Erken Demir Çağı'na ait tabakaları araştırmaktı. O tabakaya ait geniş bir seramik repertuarı ortaya çıkarttık. Bunun dışında ağırşaklar, taş aletler, kemik aletler gibi diğer küçük bronzlarda tespit ettik."Maydos Antik Kenti'nde bu yılki kazı çalışmaları bu ay sona erecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------Maydos Antik kentindeki kazı çalışmalarından genel ve detay görüntüler..-Maydos Antik Kentindeki kazı evinden ve çalışmalarından görüntüler.-3 bin yıllık koç figüründen genel ve detay görüntüler.-Maydos Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı ile röp.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ECEABAT(Çanakkale),

==============================

Van Akdamar Kilisesi'nde 8'inci ayin koronavirüs tedbirleri altında yapılıyor

VAN Gölü'ndeki Akdamar Adası'nda bulunan Akdamar Kilisesi'nde, 8'inci ayin yapılıyor. Yılda bir kez yapılan ayine bu yıl, pandemi nedeniyle sadece İstanbul'dan gelen 25 kişilik heyet katılıyor. Koronavirüs tedbirleri altında gerçekleştirilecek olan ayini, Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan'ın yönetecek.

Van Gölü'ndeki Akdamar Adası'nda bulunan tarihi Akdamar Kilisesi'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2005 yılında restorasyon çalışması başlatıldı. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından tarihi Akdamar Kilisesi, 2007 yılında uluslararası törenle 'Anıt Müze' olarak açıldı. Ardından da yılda bir gün ayin izni verilen kilisede, 19 Eylül 2010 yılında 95 yıl aradan sonra ilk ayin yapıldı. Bugün yapılan ayin için adada günler öncesinden hazırlıklar yapıldı ve eksiklikler tamamlandı. Yılda bir gün Eylül ayının ikinci pazarı yapılan ayine, bu yıl pandemi nedeniyle İsdanbul'den gelen 25 kişilik heyet katılacak. Ayine ziyaretçi de kabul edilmeyecek.Törene, Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Emin Bilmez, ayin için Van'a gelen 85'inci Türkiye Ermeni Patriği Sahak Maşalyan beraberindeki Peder Şirvan Mürzyan, Kıdemli Peder Kırikor  Damatyan katılacak. Adaya gelenler, bugün saat 08.00'den itibaren Van merkeze 45 kilometre uzaklıktaki Gevaş ilçesinde bulunan Akdamar İskelesi'ne gelmeye başladı. Ayin için yoğun güvenlik önlemleri alındı. Koronavirüs salgını nedeniyle adaya geçmek isteyenler maskelerini takıp, sosyal mesafeye uyarak Akdamar iskelesinde oluşturulan arama noktalarından geçtikten sonra teknelerle adaya ulaştı. Kilise'deki ayini ise 85'inci Türkiye Ermenileri Patriği  Sahak Maşalyan yönetecek. Koronavirüs salgını nedeniyle ayine sadece 25 kişi katılım yapacağı belirtilirken, ziyaretçilere de izin verilmedi. Saat 11.00'de başlayan ve yaklaşık 1.5 saat sürecek olan  ayin sonrası da katılımcılar kilise önünde sosyal mesafe kuralına uyup, mahke takarak dua edecek. Sonrasında da konuşma yapılacak.

AKDAMAR KİLİSESİAkdamar Kilisesi, 915-921 yılları arasında inşa edildi. Daha sonra manastıra dönüştürülen kilise, 2007 yılında restore edilerek anıt müze olarak hizmet vermeye başladı. Vaspurakan Kralı 1. Gagik tarafından Keşiş Manuel'e yaptırılan kilise, Ermeni halkı açısından büyük önem taşıyor. Ermeniler, bu kiliseyi ziyaret etmeyi, dini bir vecibe olarak görüyor. Din adamlarının yetiştirilmesi açısından önem taşıyan kilisede, 1915 yılına kadar din adamlarının yetiştiği ve bu tarihe kadar ayin yapıldığı biliniyor. 1915 yılındaki Rus işgalinin ardından ayine kapatılan, ancak sit alanı olarak koruma altına alınan kilise, 95 yıl aradan sonra ilk defa ilk 2010 yılında ayine ev sahipliği yaptı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------Drone görüntüleri-Ayin için Akdamar adasına tekne ile gelenler -Detaylar-Kilise-Kiliseye gelenler-Genel ve detaylarHABER: Behçet DALMAZ-Orhan AŞAN-Safa ATMACA/VAN,

===============================

Dünyaca ünlü seyahat yazarının yemek listesine Adanalı kebapçıdan tepki CNN Travel yazarı Lisa Morrow'un geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin en sevilen yemekleri listesinde Adana kebabına yer vermemesi kent sakinleri ve kebapçılar tarafından tepkiyle karşılandı. Listeyi görünce çok üzüldüğünü kaydeden kebapçı Yaşar Aydın, "Bunu yapanların Adana'ya karşı bir husumeti olduğunu düşünüyorum. Adana kebabı bu listenin başında olmalıydıö dedi.

Türk mutfağının çok zengin ve lezzetli olduğunu ve bunun yanı sıra Türkiye'de yaşayan insanların yemek kültürüne çok önem verdiğini belirten CNN Travel yazarı Lisa Morrow, geçtiğimiz günlerde konu hakkında araştırma yaparak bir yazı yayınladı. Türkiye'nin dünyada en çok bilinen lezzeti kebabı, Türk mutfağı söz konusu olduğunda 'buzdağının görünen kısmı' olarak tarif eden Morrow, yaptığı 23 maddelik listede Adana kebabına yer vermedi. Listede cağ kebabı, gözleme, kısır, piyaz, yaprak sarması gibi yemeklerin olmasına karşın Adana kebabının yer almamasına tepki gösteren kebap ustası Yaşar Aydın, bu durumun sadece Adanalı kebapçılara değil kente karşı bütün olarak hakaret sayılacağını söyledi.

'LİSTEYİ GÖRÜNCE ADETA ÇILDIRDIM'Yapılan listeyi dün okuma fırsatı bulduğunu söyleyen Yaşar Aydın, bir usta olarak listede Adana kebabını göremeyince adeta çıldırdığını ve üzüldüğünü dile getirdi. Adana kebabının söz konusu listeye en baştan ve büyük puntolarla girmesi gerektiğini savunan Aydın, "10 kişi çevirin sorun. 10'u da Adana kebabını bilir ve sever. Dünyada durum hemen hemen aynıdır. İnsanlar bu kente sadece bu lezzeti tatmak için geliyorlar. Bu kadar tanınmasa, sevilmese gelirler miydi? Arap ülkeleri olsun, Avrupa ülkeleri olsun, insanlar buraya akın akın kebap yemeye geliyor. Kenya'dan bile gelip kebap yiyen var. Yani soruyorum; bunu yaparken vicdanınız nasıl izin verdi? Bu bir saygısızlıktır. Emeği hiçe saymaktırö diye konuştu.

'GEZ DÜNYA'YI YE ADANA KEBABINI'Türkiye'nin öncü yemeğinin Adana kebabı olduğunun altını çizen Yaşar Aydın, birçok ülkede neredeyse tüm restoranların menülerinde Adana kebabına yer verdiğini fakat bu listede bulunan birçok yemeğin yurtdışı restoranlarında olmadığını ifade etti. Listeyi yapanı suçlamadığını sadece kendisine eksik bilgi verildiğini düşündüğünü belirten Aydın, "Bunu yapanların Adana'ya karşı bir husumeti olduğunu düşünüyorum. Dünyaya adını duyurmuş bir yemekten söz ediyoruz. Şarkılara konu olmuş, neredeyse hakkında yüzlerce beste yapılmış bir yemek bu. Gelsinler Adana'ya bu yemeği yiyip listeyi tekrardan yazsınlar. 'Gez Dünya'yı ye Adana kebabını' lafını boşuna söylemediler. Dünyaca ünlü aktör Aamir Khan bile Adana'ya gelip ilk iş 3 porsiyon kebap yediö dedi.

'NİKAHI YAPTIK, KEBABA KOŞTUK'Bir saat önce evlendiklerini ve nikah sonrası soluğu kebapçıda aldıklarını dile getiren Demir çifti, söz konusu listede Adana kebabının yer almamasını en basit tabirle saçmalık olarak nitelendirdiklerini söyledi. Adana kebabının her yemekten önce geldiğini savunan Şakir Demir, "Biz evlenir evlenmez kebaba koştuk. Böyle bir sevgi göz ardı edilerek bir liste hazırlanabilir mi? Burada büyük bir haksızlık var. Araştırmayı yapanların daha önce Adana kebabı tatmadıkları kesin. Umarım bu yanlıştan dönerlerö ifadelerini kullandı.Sık sık kebap yemeye geldiğini belirten Avukat Duygu Özyaman ise listedeki yemeklerin lezzetli olduğunu fakat Adana kebabının yer almamasından dolayı listenin kendisi için geçersiz sayıldığını ifade etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------Kebapçı Yaşar Aydın ile röpVatandaş ile röpKebabın şişe takılmasıKebabın pişirilmesiGenel ve detaylar

Haber: Can ÇELİK-Eser PAZARBAŞI/ADANA,

===================================

DEAŞ'ın sözde istihbaratçısı, örgüt içi hesaplaşma nedeniyle işkenceyle öldürülmüş KONYA'da evinin önünden kaçırılıp, dağlık arazide saatlerce işkence gören ve hastanedeki tedavisinin 12'nci gününde hayatını kaybeden Emrah Ağar'ın (27), terör örgütü DEAŞ'in sözde istihbaratçısı olduğu ve örgüt içerisindeki hesaplaşma nedeniyle öldürüldüğü ortaya çıktı. Ağar'ın, dini toplantılara katılmaması, örgütün istediği gibi bir yaşam sürmemesi ve dinden çıktığı ileri sürülerek yine örgüt içerisinde faaliyet gösteren 'Takva' grubunun hocalarından iddiaya göre Abdulsamet Demir'in (35) azmettirmesi sonucu öldürüldüğü belirtildi. Abdulsamet Demir'in yakalanması için çalışma sürerken, şüphelilerden Naci Ölmez (33), kardeşi Sedat Ölmez (30) ve Abdullah Akdoğan (33) tutuklandı. Sağlık sorunları nedeniyle yüzde 90 oranında raporu bulunan diğer şüpheli Emrah Ölmez (23) ise Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

Daha önce terör örgütü DEAŞ'ın üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan ve bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan örgütün sözde istihbaratçısı Emrah Ağar'ın merkez Selçuklu ilçesi Aydınlıkevler Mahallesindeki evinin önüne, 22 Temmuz Çarşamba günü saat 22.00 sıralarında şapkalı, maskeli ve montlu 5 kişi geldi. Şüphelilerden 1'i evin önünde gözcülük yaparken 2 şüpheli evin kapısını çalarak Ağar'a dışarıda konuşmak istediklerini söyledi. Bunun üzerine şüpheliler ve Ağar sokak üzerinde yürürken diğer şüphelilerde plakasız minibüsle yanlarına gelerek Ağar'ı zorla minibüse bindirip, kaçırdı.

SAATLERCE İŞKENCE GÖRMÜŞEmrah Ağar'ın eşi ise, eşinin kaçırıldığını görüp, durumu polise bildirdi. Şüpheliler Emrah Ağar'ı Sille Mahallesindeki dağlık araziye getirdi. İddiaya göre Ağar'ı yere yatırıp el ve ayaklarını bağlayıp, demir sopalarla saatlerce dövüp işkence yaptı. 4 saat işkence gören, eline bıçak saplanıp, çırılçıplak soyulan Ağar, o bölgeden alınıp başka bir araziye atıldı. Ağar'ın yardım seslerini duyan çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan Emrah Ağar'ın, kafatasında ve vüDHAcudunda birçok kırık ve iç organlarının zarar gördüğü belirlendi. Tedavi altına alınan Ağar, 12 gün süren yaşam mücadelesi sonucu hayatını kaybetti.

MİNİBÜS, ADIM ADIM TAKİP EDİLDİOlay, sonrası çalışma başlatan Asayiş Şubesine bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, plakasız minibüsü yüzlerce güvenlik kamerasını izleyerek adım adım takip etti. Emrah Ağar'ın DEAŞ terör örgütü içerisinde yer aldığı ve önemli bir konumda olduğunu belirleyen polis, yapılan teknik ve fiziki takibin ardından olayın şüphelilerini tespit etti.

'TAKVA' GRUBUNUN HOCASI AZMETTİRMİŞPolis, cinayeti iddiaya göre örgüt içerisindeki Takva grubunun hocalarından Abdulsamet Demir'in azmettirmesiyle Naci Ölmez, kardeşleri Sedat Ölmez, Emrah Ölmez ve Abdullah Akdoğan'ın  işlediğinin tespit ederek operasyon için harekete geçti. 3 Eylül günü, belirlenen 5 farklı adrese Özel Hareket polislerinin de katılımıyla operasyon düzenlendi. Operasyonda Naci Ölmez, Sedat Ölmez, Emrah Ölmez ve Abdullah Akdoğan yakalandı. Polis, cinayeti planlayan ve azmettirdiği iddia edilen Demir'i yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor.

MİNİBÜSÜN DÖŞEMESİNİ VE KILIFLARINI DEĞİŞTİRİP, SATMIŞLARCinayet Büro ekipleri, olayda kullanılan minibüsün, şüphelilerin Takva grubuna ait olan ve dini toplantılara katılanları taşımak için kullandıklarını, minibüsün döşemelerini, koltuk kılıflarını değiştirip, detaylı şekilde temizledikten sonra oto galerisine sattıklarını belirledi. Galeriye giden polis, olayda kullanılan minibüsü bularak incelemeye aldı.

DİNDEN ÇIKTIĞI İLERİ SÜRÜLEREK ÖLDÜRÜLMÜŞYapılan çalışmalar sonucu Emrah Ağar'ın bağlı bulunduğu grup ve Takva grubu arasında yaklaşık 1 yıldır husumet bulunduğu belirtildi. Ağar'ın içerisinde bulunduğu grubun, geçtiğimiz yıl aralık ayında Sedat Ölmez'i kaçırıp, aynı dağlık araziye getirerek, 'sen dinden çıkmışsın' diyerek, ellerini ve ayaklarını bağlayıp işkence ettikleri tespit edildi. İki grup arasında karşılıklı olarak birbirlerinin dinden çıktıklarını, dine uygun yaşamadıkları ve Müslüman olmamakla itham ettikleri de öğrenildi. Emniyetteki sorgularında 3 gün boyunca konuşmayan ve sonunda suçlarını itiraf eden şüphelilerin, cinayeti de Emrah Ağar'ın dini toplantılara katılmaması, örgütün istediği gibi bir yaşam sürmemesi ve dinden çıktığını ileri sürerek öldürdüklerini söyledikleri öğrenildi.

3'Ü TUTUKLANDIGözaltına alınan şüphelilerden Emrah Ağar'ın evinin önünde gözcülük yapan Emrah Ölmez'in ağır sağlık sorunları nedeniyle yüzde 90 oranında raporu olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine Ölmez, Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Sedat Ölmez, Naci Ölmez ve Abdullah Akdoğan ise çıkarıldıkları mahkemece 'Tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme suçundan' tutuklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -----------------------Şüphelilerin Asayiş Şubeden çıkartılması Genel ve detay

Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA-DHA

==============================

İncir hırsızları güvenlik kamerasında

AYDIN'ın Germencik ilçesindeki bir bahçede sergide kurutulan incirler, 2 kişi tarafından çuvallara doldurularak çalındı. Hırsızlık anı, güvenlik kamerası tarafından görüntülendi.

Germencik'te bir bahçedeki sergide kurutulmaya bırakılan incirler, 26 Ağustos'ta çalındı. Çevredeki bir jeotermal enerji firmasının güvenlik kamerası tarafından o anlar görüntülendi. Görüntülerde bahçedeki sergide kurumaya bırakılan incirler, kimliği belirsiz 2 kişi tarafından 2 çuvala doldurularak çalındı. Sabah hırsızlığın fark edilmesi üzerine durum jandarmaya bildirildi. Jandarma hırsızların kimliğinin belirlenmesi ve yakalanması için çalışma başlattı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------Hırsızların çuvalla sırtlarını aldıkları kuru inciri götürme anı güvenlik kamerası görüntüsü

-Haber- Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,

=====================================

Kaz ile köpeğin dostluğu ilgi çekiyor

DÜZCE'nin Akçakoca ilçesi Aktaş Köyü'nde oturan Lütfi ve Hatice Çakır çiftinin "Rocyö ismini verdikleri köpekleri ile "Endamö ismini verdikleri kazlarının dostluğu ilgi çekiyor. Beraber büyüyen "Rocyö ve "Endamö oyunlar oynuyor.

Akçakoca Aktaş Köyü'nde oturan Lütfi Çakır (83) ile eşi Hatice Çakır (70) 6 aylık olan ve "Rocyö ismini verdikleri köpek ile 7 aylık olan "Endamö ismini verdikleri kaza bakıyor. Doğduklarından bu yana bir arada büyüyen kaz ve köpek birbirine alışınca oyun oynamaya başladı. Kaz bulduğu her fırsatta köpeğin yanına giderek, hem kaşıyor hem oyunlar oynuyor. Kaz ile köpeğin oyununu gören Lütfi Çakır da o anları cep telefonuyla görüntüledi.    Kaz ve köpeğin dostluğunun kendisini mutlu ettiğini belirten Lütfi Çakır, "Arkadaş gibi onuyorlar. Görülmemiş bir şey. Köpekle kazın oynaması çok hoşuma gitti. Bu dostluklar herkeste olmalı. Bu köpekle kazın dostluğu tüm insanlarda olmalıö dedi. Hatice Çakır ise kaz ve köpeğin bir arada büyüdükleri için dost olduklarını dile getirerek, "Biz yıllardan beri hayvanları severiz. Onlar bir arada büyüdükleri için arkadaş oldular. Kaz köpeği kaşıyor onun da hoşuna gidiyor ve yuvarlanıyorö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -------------------------Kaz ve köpeğin oynarken görüntüleri -Lütfi ve Hatice Çakır çiftinin köpek ve kazlarla ilgilenirken görüntüsü -Lütfi ve Hatice Çakır ile röp ve detaylar

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

==============================================

Sosyal medyada kıskançlık kavgasında eşini 9 yerinden bıçakladı BURSA'da, Orhan D. (37), kendisini aldattığı şüphhesiyle sosyal medyadan açtığı sahte hesap ile eşini takip etmeye başladı. Çitf arasında kıskançlık nedeniyle çıkan tartışmada Melek D. (27), eşi tarafından 9 yerinden bıçaklandı. Genç kadın komşuları tarafından götürüldüğü hastanede tedaviye alınırken, Orhan D. ise polis tarafından gözaltına alındı.

Olay, saat 02.00 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Arabayatağı Mahallesi, Atmaca Sokak'ta meydana geldi. iki çocuğunun annesi eşi Melek D.'nin kendisini aldattığından şüphelenen Orhan D., sosyal medyadan sahte kimlikle hesap açtı. Bir süre sonra Melek D.'yi sosyal medyadan takip eden Orhan D., eşinin telefonundaki fotoğraflarına bakmak istedi. Melek D.'nin buna karşı çıkması üzerine Orhan D. kıskançlık krizine girdi. İkili arasında başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Çocukların odalarında uyuduğu sırada yaşanan arbede sırasında Orhan D., mutfaktan aldığı bıçakla, yalvarmalarına rağmen eşi Melek D.'yi defalarca bıçakladı.

ÇIĞLIKLARINA KOMŞULARI YETİŞTİKadının yardım çığlıklarına yetişen komşuları eve girdiklerinde Melek D.'yi yerde kanlar içinde yatarken buldu. Komşuları tarafından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Melek D. yoğun bakıma alındı. Vücudunun çeşitli yerlerinden 9 bıçak darbesiyle yaralandığı tespit edilen kadının hayati tehlikesi sürüyor.

ŞÜPHELİ KOCA YAKALANDITedaviye alınan Melek D. ve komşuların ifadesi üzerine harekete geçen Yıldırım İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği (SÖS) ekipleri, şüpheli Orhan D.'yi olay yerinden kaçmak isterken, kıskıvrak yakaladı. Orhan D.'nin emniyetteki işlemleri sürerken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------Yaralı kadının hastaneye getirilmesi-Orhan D.'nin emniyetten çıkışı-Hastane önüünden detay-Olay yeri detay-Melek D.'nin hastane fotoğrafı-Olayda kullanılan bıçak fotoğraf-Orhan D.'nin emniyette çekilen fotoğrafı-Melek D.'nin fotoğrafları

Haber-Kamera: İsmail Hakkı SEYMEN/BURSA,

=================================

Polis, cenaze töreni sırasında anons yaparak vatandaşları uyardı

VAN'ın Erciş ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, koronavirüs tedbirleri kapsamında Seyit Muhammet Kabristanı'nda yapılan cenaze töreni sırasında, cenazeye katılan vatandaşları sosyal mesafe ve maske takma konusunda anonslar yaparak uyardı.

Erciş'te yaşayan 16 çocuk ve 100 torun sahibi Kemal Işık (86), dün gece hayatını kaybetti. Cenaze töreninde, ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler sıkı denetimlerde bulundu. Cenaze töreninde hazır bulunan polis, ekip arabasından sosyal mesafe kurallarına uyulması ve maske takılması konusunda sık sık anonslar yaparak, cenazeye katılanları uyardı. Hayatını kaybeden Kemal Işık'ın oğlu Seyithan Işık, "Babamızı dün gece kaybettik. Tabii babamın hayatını kaybettiğini duyan akrabalarımız gelmiş. Bugün burada polis kardeşlerimiz anonslar yaparak cenazeye katılanları uyardı. Bu pandemi döneminde hep birlikte duyarlılık gösterip, görevlilere yardımcı olmamız lazım. Bu hepimizin hayatını ve sağlığını ilgilendiren önemli bir konu" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------Cenaze defin töreni alanından görüntüler-Polisin kaldırımdaki vatandaşları uyarması-Ekip arabasından anons yapılması-Seyithan Işık'ın konuşması-Genel detaylar

HABER: Barış KUL/ERCİŞ (Van),

================================

Evini 3 milyon euro teklif eden Yunan'a satmadı MANİSA'nın Akhisar ilçesinde yaşayan 85 yaşındaki Mihriye Yalazı, Yunan armatör Aristotle Onassis'in doğduğu ev olarak bilinen tarihi evini, Onassis Vakfı'nın 3 milyon euroluk teklifine rağmen satmadı.

Dünyanın sayılı zenginlerinden biri olan ünlü Yunan armatör Aristotle Onassis'nin doğduğu ev, hikayesiyle ünlü oldu. Akhisar'da yaşayan ve ticaret yapan Yunan armatör Onassis'in, Hashoca Mahallesi'nde bulunan koruma altındaki 3 katlı evi, 1972 yılında Akhisar'ın ünlü iş insanlarından Cemal Yalazı tarafından satın alındı. Yalazı, evi 4 çocuğunun annesi eşi Mihriye Hanım'ın üzerine yaptırdı. Eşi Cemal Yalazı'nın 2004 yılında vefat etmesiyle, Mihriye Yalazı evde yalnız yaşamaya devam etti. Dünyaca ünlü armatörün adına kurulan Onassis Vakfı'nın yöneticileri, bir süre önce Yunanistan İzmir Konsolosluğu yetkilileriyle evi görmeye geldi. Evi, vakıf adına satın almak istedi. Ancak Mihriye Yalazı, evi satmadı.

'YUNAN BAYRAĞI DALGALANMASIN DİYE SATMADIM'Tarihin izlerini taşıyan koruma altındaki 3 katlı eviyle ilgili hikayeyi anlatan Mihriye Yalazı, "3 kızım, 1 oğlum var. Benim yaşadığım ev, herkesin bildiği Onassis'in doğduğu yer olan tarihi bina. Eşim Cemal Yalazı bu evi 1972 yılında aldı. Evin tapusunu benim üzerime yaptı. Bizim burada çok güzel günlerimiz geçti. Bir gün Yunan armatör Onassis adına kurulan vakıf yöneticileri evi görmek istediler. Gelenler arasında vakıf yöneticilerinin yanı sıra Yunanistan Konsolosluğu'ndan yetkililer de varmış. Evi Onassis Vakfı'nın değerlendirmek istediğini söylediler. Evi satın almak için 3 milyon euro teklif ettiler. Bu para karşısında çok şaşırdık" diye konuştu. Teklif karşısında şaşıran ve durumu aile arasında konuştuklarını anlatan Yalazı, bir Türk askerinin konuşmasıyla evi satmamaya karar verdiklerini söyledi. Yalazı, "O tarihlerde Akhisar'da Garnizon Komutanı olan Cüneyt Kavuncu ziyaretimize geldi. Vatan sevdalısı, Atatürkçü, milliyetçi bir Türk askeri olan Kavuncu, bu evi satmanın vatanı satmakla eşdeğer olduğunu, burada Yunanistan bayrağının dalgalanacağını, Akhisar Askerlik Şubesi'ndeki Türk bayrağı ile Yunan bayrağının aynı sokakta bulunmasının her Türk'ü yaralayacağını anlattı. Ben bu sözlerle burada Yunan bayrağının dalgalanmasını kabul edemeyeceğimi anladım. Eşim ile mutlu günler geçirdiğimiz bu evi Onassis Vakfı'na satmama kararı aldım" dedi.

Tarihi ev güzelliğiyle ilgi çekerken Mihriye Yalazı, kendisine yardımcı olan torunu Pelin Demircan ile birlikte evine adeta gözü gibi bakıyor. Yalazı, "Normal bir eve göre daha çok bakım istiyor. Ama biz içinde yaşadığımız, anılarımızın olduğu bu tarihi evi korumaya kararlıyız" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------Evden görüntü

Haber- Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, DHA

=========================

Kavurucu sıcaklarda çocuk havuzunda serinleyen köpek

ANTALYA'nın Alanya ilçesinde nem oranının yüzde 80'leri bulduğu bu günlerde kuaför Şenay Göktürk, Şila ismini verdiği çocuk havuzunda hortumla yıkayıp, serinletmeye çalıştı.

Basra alçak basınç merkezi nedeniyle tarihinin en sıcak eylül ayını yaşayan Antalya bölgesinde termometreler gölgede 40 dereceye kadar çıkıyor. Özellikle Alanya'da nem oranının da yüzde 80'leri aşmasıyla bunaltıcı hale gelen sıcak hava, vatandaşların sokakta nefes almasını bile zorlaştırırken hayvanları da olumsuz etkiliyor. Sokak hayvanları gölgeler ve süs havuzlarının etrafında yatarak serinlemeye çalışırken, evlerinin bahçesinde kedi ve köpek besleyen vatandaşlar da onları hortumlarla ve yapay havuzlara sokarak serinletiyor. Alanya'nın Mahmutlar Mahallesi'nde yaşayan kuaför Şenay Göktürk'ün Şila ismini verdiği köpeği de sıcaktan her bunaldığında bahçede kendisi için kenara ayrılan çocuk havuzuna girerek serinliyor. Bu sıcak günlerde bunalan köpeğinin bu şekilde serinlemesini sağlayan Göktürk, bahçesinde beslediği köpeğini bazen mecburen günde 2- 3 kez yıkamak zorunda kaldığı söyledi.

'SOKAK HAYVANLARINI UNUTMAYALIM'Şenay Göktürk, hayvanların sıcak hava nedeniyle çok zorlandığını belirterek, sokak hayvanları için de mutlaka etrafa su ve mama koyduğunu söyledi. Sıcak günlerde vatandaşları bu konuda duyarlı olmaya davet eden Göktürk, "Sıcaktan çok bunalan 2 köpeğimiz var. Sokak köpekleri de öyle, genellikle hepsine su bırakıyoruz, beslemeye çalışıyoruz. Halkımızın bu konuda duyarlı olmasını istiyorum. Bizim kendi köpeklerimiz bile çok bunaldığı için günde 2- 3 sefer yıkamak zorunda kalıyoruz. Sokak hayvanlarına karşı da duyarlı olalım. Onların sularını, yemeklerini eksik etmeyelim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------Kalabalık plajdan genel görüntülerKöpeğin çocuk havuzunda yıkanırken genel ve detay görüntüleriŞenay Göktürk RÖP.

HABER- KAMERA: Burcu MUTLU- Engin ANAK/ALANYA (Antalya),

================================

Genç kızı sınava polis yetiştirdi

İZMİT'te yapılan KPSS'ye katılacak genç kız, sınav yerine geldiğinde kimliğini evde unuttuğunu fark ederek polisten yardım istedi. Genç kıza kaskını veren motosikletli trafik polisi, evine götürüp kimliğini almasını sağladıktan sonra okula geri getirdi.

İzmit'te de bugün Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) heyecanı yaşandı. Binlerce aday belirlenen sınav yerlerinde ter döktü. Sınava İzmit Teknik ve Mesleki Anadolu Lisesi'nde girecek olan bir genç kız, sınav yerine geldiğinde kimliğini evde unuttuğunu fark ederek okulda görevli olan trafik polisinden yardım istedi. Genç kızın isteğini geri çevirmeyen motosikletli trafik polisi, kendi kaskını adaya vererek motosikletle genç kızın Derince Yenikent Mahallesi'nde bulunan evine doğru yola çıktı. Evden kimliğini alan genç kızı tekrar okula geri getiren trafik polisi, adayı kapıların kapanmasına 2 dakika kala sınava yetiştirdi. Genç kız koşarak okula girerken, trafik polisi ise görev yerine geri döndü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -----------------------Okul önünden görüntüler Okula giren adaylar Okul önünde bekleyenlerden görüntü Polisin genç kız ile birlikte okula gelmesi Genç kızın motosikletten inerek koşarak okula girmesi Detay

HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/İZMİT(Kocaeli),

====================================

Bursa'da, ezan sesi duyulmayınca caminin minaresini yüksek binanın çatısına yaptılar

BURSA'da, yüksek binaların arasında kalması sebebiyle Mevlana Camisi'nde okunan ezan, mahallede yeterince duyulmayınca, caminin minaresi yıkılarak yüksek bir binanın çatısına yeni minare yapıldı. Caminin yanında olması gereken minarenin karşı binanın çatısında olduğunu görenler şaşkınlık yaşıyor.

Bursa'nın Yıldırım ilçesi Yeşilyayla Mahallesi'nde bulunan Mevlana Camisi'nin 1989 yılında yapımına başlandı. Yaklaşık 3 yıl süren inşaat çalışmalarının ardından cami, 1992 yılında hizmet vermeye başladı. Gittikçe artan nüfus ve yeni yapılaşmalar ile birlikte cami yüksek binaların arasında kaldı. Minaresi binalardan daha alçakta kalan camiden ezan okunduğu sırada mahallenin tamamına sesin gitmemesi ve şehre yabancı olan insanların cadde üzerinden geçerken caminin minaresini görememesi üzerine cami yönetimi harekete geçti. Mevcut minare yıkılarak, caminin karşısındaki Kur'an Kursu binasının çatısına yapıldı.

'CADDEDEN GEÇENLER DE MİNAREYİ GÖREMİYORDU'Görenlerin ilk etapta şaşkınlık yaşadığını belirten Mevlana Cami imamı Cemil Sancar, "Camimizin yapımına 1989 yılında başlandı. 2-3 yıl içerisinde yapımı bitti. Mahalle kalabalık olunca kıblenin sağ tarafına doğru camiye yeni bir ekleme yaptık. Şu anda alt ve üst kısmı cemaatimize yetmektedir. Camimiz büyük, yüksek binaların arasında kalmış durumda. Mahallenin içinde kalmış, caddeden görünmüyor. Ses sistemi de mahallemize yeterince ulaşmıyordu. Camimiz ilk yapıldığında yan tarafında minaresi vardı. Daha sonra bu sebeplerden dolayı bu minareyi Kur'an kursumuzun üstüne aldık. Minare yüksekte kalınca ses sistemini daha da güçlendirdik ve mahallemizin her tarafına ses gitmeye başladı. Amacımız, ses sisteminin sesten dolayı az olması ve dışarıdan herhangi bir yerden caminin görünmemesiydi. Şimdi cadde üzerinde minareyi gören, caminin burada olduğunu anlıyor ve buraya geliyor. Görenler ilk etapta şaşırıyor ama sebebini söyledikten sonra olumlu bir şekilde karşılıyorlar. Yeni bir projemiz var. Eski minarenin olduğu yere, yeniden yapılması gündemde. Bunları istişare ederek ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğini kararlaştıracağız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------Camiden detaylar-Minareden detaylar-Drone görüntüleri-Cami imamı röportajı

Haber-Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,

=======================================

Motosiklet hırsızlığı kamerada

Bursa'nın İnegöl ilçesinde Cuma namazı için camiye giden Recep Zeyrek'e ait motosiklet, park halindeyken çalındı. Motosiklet hırsızlığı saniye saniye güvenlik kameralarına yansıdı.

Olay, dün saat 13.00 sıralarında İnegöl ilçesi Mahmudiye Mahallesi 10'uncu Mobilya Sokak üzerinde meydana geldi. Recep Zeyrek, motosikletini sokak üzerine park edip, Cuma namazı için camiye gitti. Namazın ardından motosikletinin yerinde olmadığını fark eden Zeyrek, polise haber verdi. Polis tarafından başlatılan soruşturmada olayın yaşandığı yerdeki güvenlik kameraları incelendi. Güvenlik kameralarında hırsızlığı gerçekleştiren şüphelinin önce olay yerine gelip kaldırımda oturarak çevreyi gözetlediği, sonrasında motosikleti alıp gittiği görülüyor.Polis, motosiklet hırsızını bulmak için çalışma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ --------------------Güvenlik kamerası görüntüleri-Hırsızlık anı

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL(Bursa),

=======================================

Yetişemeyince sınava alınmadılar

KONYA'da Kamu Personel Seçme Sınavı'nın (KPSS) ilk oturumuna girmek isteyen adaylardan, saat 10.00'dan sonra gelenler salona alınmadı. Yetişemeyen adaylar tepki gösterirken, görevliler de kural gereği alamadıklarını belirtti. Adaylar daha sonra dağıldı.

Tüm yurtta olduğu gibi bugün Konya'da da KPSS'ye girecek adaylar saatler öncesinde sınava gireceklerin salonların bulunduğu okula geldi. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde sınava girecek adaylardan bazıları ise saat 10.00'da bina kapısına geldi. Ancak ÖSYM'nin sınavdan 15 dakika önce gelinmesi ve saat 10.00'dan itibaren kapıların kapanması kuralı nedeniyle bina girişi kapandığı için içeri alınmadı. Bazı adaylar içeri alınmadıkları için görevlilere tepki gösterdi. Görevliler de kural gereği alamadıklarını belirtti. Adaylar bir süre bekledikten sonra fakülte binası önünden ayrıldı.       GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ ---------------------Sınava alınmayanlardan detayTepki göstermeleri Genel ve detay    Haber- Kamera: İsmail AKKAYA KONYA-DHA

========================================

Enes'in ölümüne neden olan sürücünün serbest kalmasına acılı babadan tepki BURSA'nın İznik ilçesinde Enes Güler (10), otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Bilirkişi raporuna göre, Enes'in yüzde 100 kusurlu bulunduğu kaza sonrası tutuklanan sürücü Kerim Akgün, serbest bırakıldı. Baba Yusuf Güler, karara tepki göstererek, "Bilirkişi raporunda yüzde 100 kusuru bize vermişler. Neye nazaran bu karar çıkmış? Acımızı yaşayamıyor, adalet arıyoruz" dedi. Akgün, kaza sonrası gözaltına alındıktan sonra da serbest bırakılmıştı.

Kaza, 9 Ağustos günü saat 23.00 sıralarında, İznik- Bursa yolundaki Mustafalı mevkisinde meydana geldi. Yolun karşısına geçmek isteyen Enes Güler'e, Kerim Akgün'ün kullandığı 54 TH 587 plakalı otomobil çarptı. Kazada ağır yaralanan Enes, ihbarla gelen sağlık görevlilerinin ilk müdahalesinin arından ambulansla Bursa Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. Sürücü Kerim Akgün ise gözaltına alınmasının ardından serbest bırakıldı. Hastanede tedaviye alınan Güler, doktorların tüm müdahalelerine rağmen 2 gün sonra hayatını kaybedince Akgün de yeniden gözaltına alındı ve sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

YENİDEN SERBEST BIRAKILDIKazayla ilgili bilirkişi raporu, 20 Ağustos'ta savcılığa teslim edildi. Bilirkişi raporunda, Enes'in yüzde 100 kusurlu gösterilmesi üzerine cezaevinde tutuklu bulunan Kerim Akgün, aynı gün serbest bırakıldı. Bilirkişi raporuna ve Akgün'ün serbest bırakılmasına baba Yusuf Güler tepki gösterdi.

'ŞOK GEÇİRDİK'Karara anlam veremediğini ve konuyla ilgili avukatları aracılığıyla suç duyurusunda bulunacağını söyleyen Yusuf Güler, "Çocuğuma vurup, 10 yaşındaki oğlumu öldürdüler. Çocuğum geri gelmeyecek. Biz acımızı yaşayamadık. Acımızı yaşayamıyor, adalet arıyoruz. Sürücünün serbest bırakıldığını öğrenince şok geçirdik. Nasıl serbest bırakılabilir? Yavruma vurdu, 3-4 gün içeride kaldı ve çıktı. Bilirkişi raporunda yüzde 100 kusuru bize vermişler. Bilirkişi neye nazaran bu kararı çıkarmış, bilmiyoruz. Serbest bırakıldığını avukatımız söyledi. Biz bunu 10 gün sonra öğrendik. Konu hakkında avukatımızdan hakkımızı aramasını talep ettim" dedi.

AVUKAT: RAPOR JET HIZIYLA HAZIRLANMIŞBilirkişi raporunun hızlı ve hatalı hazırlandığını iddia eden avukat Volkan Şahin, şöyle konuştu: "Kaza tarihinden itibaren şüpheli gözaltına alınmış, çocuğun hayati tehlikesi olmasına rağmen şüpheli serbest bırakılmıştır. Akabinde müvekkillerim konuyla ilgili şikayette bulunmak istemişlerse de şikayetleri alınmamış. Enes'in ölümünün ardından şüpheli tekrar tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Bundan sonraki süreç yargıda alışkın olmadığımız kadar hızlı ilerlemiştir. Ayın 17'sinde bilirkişiye giden rapor, 20'sinde Enes'e tam kusur yüklenmek kaydıyla rapor jet hızıyla geri dönmüş ve şüpheli serbest bırakılmıştır. Bilirkişinin yazdığı raporda kaza günü kolluk kuvvetleri tarafından tutulan tutanakta açıkça belirtilen hususlar yer almamıştır. Rapor jet hızıyla savcılığa sunulmuştur. 20 kiloluk bir çocuğun, 40 kilometre hızla gelen bir aracın çarpması sonucu araçta bırakılacak hasar herkesin malumudur. Kazanın yapıldığı araç pert durumuna gelmiştir fakat bilirkişi araçtaki pert durumunu, '50 kiloluk bir kişiye aracın çarpması durumunda bu hasarın oluşması normal' şeklinde bir incelemede bulunmuştur. Ama Enes 10 yaşında, 20 maksimum 25 kilo. Bunun dışında sadece şüphelinin beyanları doğrultusunda bir değerlendirme yapılmış, olaya tanıklık eden tek tarafsız tanığın beyanları hiçe sayılmıştır." Hatalı olduğunu iddia ettiği bilirkişi raporuyla savcılığın da yanlış yönlendirdiğini savunan Şahin, "Biz de ilgili mercilere başvurumuzu yaparak dosyadan savcının alınmasını ve yeni bir savcının atanmasını talep ettik. Bu süreçte konuyla ilgili bir değişiklik yaşanmadı. Bunun yanında bilirkişinin, bu kadar önemli konuda, bu kadar hızlı, inceleme ve detaydan uzak rapor vererek, savcılığı da yanlış yönlendirdiği ortadadır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------Kaza anı arşiv görüntüleri-Aile fertleri arişv görüntüleri-Baba Yusuf Güler röportajı-Aile Avukatı Volkan Şahin röportajı

Haber-Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,

===================================

Geç kalan adayları sınava polis yetiştirdi

KARABÜK'te, Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) girecek adaylardan geç kalanları sınava polis yetiştirdi.

Kamu Personeli Seçme Sınavı'na girecek adaylar sınava girmek için erken saatlerde sınav merkezlerine geldi. Adaylar sınav görevlileri tarafından yapılan kontrollerin ardından içeri alındı. Kapıda bekleyen polisler ve güvenlik görevlileri tarafından sık sık sosyal mesafe ve maske uyarısı yapıldı. Karabük Üniversitesi'nde ise KPSS yoğunluğu yaşandı. Kapıların saat 10.00'da kapanacağını bilen bazı adaylar koşarak sınava yetişti. Karabük Üniversitesi kampüsünün önünde bekleyen servis araçları adayları alarak sınav merkezlerine götürdü. Bazı adaylar geç kalınca polisler devreye girerek, polis araçlarıyla adayları sınava yetiştirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ  ---------------------Araçlardan inip üniversiteye doğru gidenler -Sınava geç kalan kişinin polisler tarafından götürülmesi -Sınava geç kalan 2 genç kızın geri dönmesi

HABER-KAMERA: Yasin ALDEMİR/KARABÜK,

========================================

Kırtasiyedeki hırsızlık güvenlik kamerasında

KONYA'da kimliği belirlenemeyen bir kişi, girdiği kırtasiyede kimsenin olmadığını görünce kasadaki 70 lirayı alıp kaçtı. O anlar güvenlik kamera kayıtlarına yansırken işletme sahibi Veysel Çiftçi (43), "Bu üçüncü hırsızlık. Aynı kişi mi bilmiyorum ama içeride bizim olmadığımızı fırsat bilip kasadaki parayı alıp kaçmış"dedi. Polis, şüphelinin yakalanması için çalışmasını sürdürüyor.

Olay, geçen cuma günü İhsaniye Mahallesi Abdülezelpaşa Caddesi'nde Veysel Çiftçi'nin işlettiği kırtasiyede meydana geldi. Veysel Çiftçi, yan taraftaki dükkandaki esnaf arkadaşını ziyarete gitti. Oğlunun da iş yerinin arkasındaki bahçede yemek yediği sırada, kırtasiyede kimsenin olmadığını fark eden kimliği belirlenemeyen bir kişi içeri girdi. Etrafı kolaçan ettikten sonra kasadaki 70 lirayı alıp hızla uzaklaştı. Kasadaki paranın olmadığının fark edilmesi üzerine polise haber verildi. Polis, şüphelinin kimliğini belirlemek için çalışma başlattı. Yaşananları anlatan Veysel Çiftçi, şunları söyledi: "Bu üçüncü hırsızlık. Aynı kişi mi bilmiyorum ama içeride bizim olmadığımızı fırsat bilip kasadaki parayı alıp kaçmış. Oğlum bahçede arkada yemek yiyordu. Ben de yan taraftaki dükkanda ziyaretteydim. Oğlum yemeğini bitirip geliyor, bir müşteriye para üstü verirken kasanın açık olduğunu ve kasada para olmadığını görüyor. Sonra kamera kayıtlarına bakıyor ve bir kişinin gelip kasadan para aldığını fark etti. Bu üçüncü hırsızlık. Anladığım kadarıyla daha önce keşif yapıyor, içerinin boş olduğu zaman girip kasadan parayı alıp götürüyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ ----------------Hırsızlık anı güvenlik kamerası İş yeri sahibi röp. Genel  ve detay

Haber- Kamera: Mehmet IŞIK KONYA-DHA

=========================================

Hasat için 12 yıl bekledi, şimdi kilosunu 20 liradan satıyor

ANTALYA'nın Kumluca ilçesinde babasından kalan kıraç ve susuz araziye 15 yıl önce keçiboynuzu diken Musa Yorgancı (50), yıllarca ürün almayı bekledi. Olgunlaşan ağaçlarından son 3 yıldır ürün hasadı yapmaya başlayan Musa Yorgancı, keçiboynuzunun kilosunu 10 ile 20 TL arasında sattığını söyledi.

Kumluca'ya bağlı Yazır Mahallesi'nde oturan Musa Yorgancı, 15 yıl önce babasından kalan 10 dönüm kıraç ve susuz araziyi değerlendirmek istedi. İnternetten susuz ne yetişebileceğini araştıran Musa Yorgancı, badem ve keçiboynuzunun su istemediğini öğrendi. Bunun üzerine Yorgancı, arazisine keçiboynuzu dikmeye karar verdi. Adana'dan 80 adet yaban keçiboynuzu fidanı sipariş eden Musa Yorgancı, bunları arazisine dikti. Fidanların tutunması için sadece 1 yıl su veren, ardından aşılama yapan Yorgancı, fidanların meyve vermesi için 12 yıl sabırla bekledi. Kara harnup, Kıbrıs ballı harnup ve yabani harnup ağaçlarından 3 yıl önce meyve hasadına başlayan Musa Yorgancı, bu yılki hasadının 1 ton olmasını beklediğini söyledi.

'1 TONA YAKIN MEYVEMİZ OLACAĞINI TAHMİN EDİYORUZ'Musa Yorgancı, "Babamdan kalan 10 dönüm yerim vardı. Burada su yoktu. 'Susuz ne yapabilirim' diye araştırdım. Badem ile keçiboynuzunu araştırdım. Keçiboynuzu daha ağır bastı. 15 yıl önce Adana'dan 80 fidan getirttim. Bu fidanlar yabaniydi. Yani çakal fidandı. Sonra yine internetten araştırdım. Nasıl aşılandığını öğrendim. Bahçemde 3 çeşit harnup var. Kara harnup, Kıbrıs ballı harnup, bir de yabani harnup var. Hepsi de iyi. Güzel döküm var. Son 3 yıldır hasat yapıyoruz. Bu yıl bayağı güzel. 1 tona yakın meyvemiz olacağını tahmin ediyoruz. Geçen yıl da olmuştu" dedi.

'ŞATIŞI ŞU ANDA 10 İLE 20 TL ARASINDA GİDİYOR'Maliyeti diğer ürünlere göre daha az olan keçiboynuzunun tek maliyetinin toplamak olduğunu anlatan Musa Yorgancı, "İşçilik olarak ağacın içlerini açıyoruz. Ağaç biraz kendisini toplasın diye budama yapmadım. Biraz şemsiye gibi şekil vereceğiz. Satışı şu anda 10 ile 20 TL arasında gidiyor. Pazarlıyoruz. Pazarlamadığımızı da pekmez yapıyoruz. Değirmende iki defa öğütüyoruz. Önce hayvan yemi gibi iri olarak öğütüyoruz. Kurutuyoruz. Sonra değirmenden darı unu şeklinde yeniden öğütüyoruz. Harnup tozu oluyor. O tozu bayanlar böreklerde kakao yerine kullanıyor. Bu doğal tatlandırıcıdır. Bitkisel karbonhidrat değeri yüksek olduğundan çok faydalıdır. Keçiboynuzu pekmezini 50 veya 60 liradan satıyoruz" diye konuştu.

'ÇOK DA GÜZEL BİR BESİN KAYNAĞI'Keçiboynuzu bahçesinde incelemelerde bulunan Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce de şöyle dedi: "Keçiboynuzunun katma değeri yükseldi. Şu anda 10 ile 20 lira arasında pazar buluyor. Tüm çiftçilerimize öneriyoruz. Çünkü kırsal yerlerde, suyun olmadığı bölgelerde keçiboynuzu oluyor. Çok da güzel bir besin kaynağı, onun için pazarı da bol, pazarında herhangi bir tıkanma da yok. Uzun soluklu (depolaması) olduğu için depolama konusunda herhangi bir maliyeti olmadığı için istediği zaman çıkarılıp satılabilen ambardaki tahıl gibi bir şey. Geçmişte çocukluğumuzda biz bunu hayvanlara yem olarak kullanıyorduk. Çünkü burası, Yörük olduğumuz için hayvan üretilen bir memleketti. Biz bunları dağlardan topluyorduk. Kışlık olarak keçilerin, hayvanların yemlerine karıştırıyorduk. Ancak şimdi çok ciddi bir besin kaynağı olduğunu öğrendik. Artık pazar değeri arttı. Kurak bölgelerdeki çiftçilerimize ekmelerini talep ediyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------    Hasat yapan aileRÖP 1: Musa Yorgancı RÖP 2: Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce HABER- KAMERA: Ramazan SARIKAYALI/KUMLUCA (Antalya),

================================

Hırsızlık için girdiği fabrikada güvenlik kamerasını görünce yemek yedi

KAYSERİ'de, kimliği belirsiz maskeli kişi, hırsızlık yapmak için girdiği mobilya fabrikasında güvenlik kameralarını fark edince yemekhanede yemek yiyip ayrıldı. Polis, fabrikadan bir şey çalamayan hırsızın yakalanması için çalışma başlattı.

Olay, 28 Ağustos'ta, Melikgazi ilçesi Organize Sanayi Bölgesi 43'üncü Cadde'de bulunan İbrahim Öztürk'e ait mobilya fabrikasında meydana geldi. Kimliği belirsiz ve yüzü maskeli kişi, gece saatlerinde fabrikanın arka camını kırarak, mutfak bölümüne girdi. Hırsızlık şüphelisi, bir süre de fabrika içinde el feneriyle dolaştı. Güvenlik kamerasını fark eden kimliği belirsiz kişi, daha sonra yeniden mutfak bölümüne yöneldi. Burada bir süre yemek yiyen hırsızlık şüphelisi, kırdığı camdan dışarı çıkıp, fabrikadan ayrıldı. İbrahim Öztürk'ün ihbarı sonrası polis, fabrikada inceleme yaptı. Fabrikadan bir şey çalamayan hırsızın yakalanması için çalışma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Olay yerinden güvenlik kamera görüntüsü

-Diğer görüntüler

Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ - KAYSERİ-DHA

=============================================

KOVİD-19 hastaları filyasyon ekiplerince KPSS'ye taşındı

SİVAS'ta Kamu Personel Seçme Sınavı'na (KPSS) giren koronavirüs hastası 80 aday, filyasyon ekipleri tarafından sınav merkezlerine taşındı.

Memur olma hayalini kuran adaylar ilk kez koronavirüs önlemleri altında KPSS sınavına girdi. Koronavirüs testleri pozitif ve temaslı olan adaylar için Sivas Valiliği tarafından Cumhuriyet Üniversitesi yerleşkesi içerisindeki Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fen Fakültesi ve Cumhuriyet İlk ve Ortaokulu'nde özel KPSS salonları hazırlandı. Koronavirüs testi pozitif olan ve sağlık durumları iyi olup evde gözlem altında tutulan 80 aday, filyasyon ekipleri tarafından ambulans ve Sağlık Müdürlüğüne ait araçlarla sınav merkezlerine taşındı. Ailesinde pozitif vaka olmasına rağmen kendisinde hastalığa rastlanmayan kişiler ise özel araçlarıyla sınav salonuna geldi. Sınav görevlileri tarafından öğrencilere maske dağıtıldı.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement