Dha İstanbul Bülteni  - 6 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni  - 6

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: UTANMADAN, SIKILMADAN AFRİN ZAFERİNİ KUTLAMAYA KALKTILAR.

23.03.2018 21:06

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: UTANMADAN, SIKILMADAN AFRİN ZAFERİNİ KUTLAMAYA KALKTILAR. SIKIYSA KUTLAMA

*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

" Türkiye'nin sınır ötesinde ne işi var' diyen her kişi ve kesim aslında birliğimizden, bütünlüğümüzde, geleceğimize güvenle bakmamızdan, bundan rahatsızlık duyuyorlar. Bu tür ifadeler her adımda ülkemizi engellemek, bunu başaramazsa karalamak, ondan da netice alamazsa kafaları karıştırmak için atmadık takla bırakmayanların argümanlarıdır. Biz bunları nereden tanırız? Taksim'de Gezi olaylarından tanırız. Biz bunları 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde tanırız. Biz bunları çukur eylemlerinde tanırız, biz bunları 15 Temmuz'dan tanırız."

"Bir üniversitemizde şehitlerimizin hatıralarını yad etmek için düzenlenen etkinliğe tahammül edemeyen zihniyet bu ülkeye ve millete ait değildir. 'Efendim bu üniversite çok popüler bir üniversite, çok kalite bir üniversite, bu üniversite marka bir üniversite...'

Tamam da bu üniversitesin içinde affedersiniz bu tür teröristler olduktan sonra, bu tür terörist öğrenci olduktan sonra bunlar o markaya leke sürüyor. Şu anda biz onlarla ilgili gereğini yapıyoruz, yapacağız da..."

"Okul koridorlarında, kantinlerinde, bahçelerinde adeta terör estiren bu çapulculara kesinlikle meydanı bırakmayacağız. Bu da böyle biline."

"Zaman zaman Beyoğlu sokaklarında da arzı endam ettiklerini gördüğümüz bu marjinaller edepleriyle durdukları müddetçe bu ülkenin renklerinden biri olarak kalabilirler. Ama baskıya, kendilerinde olmayanlara tahammülsüzlüğe, saldırıya, şiddete vardırdılarsa hiç kimse kusura bakmasın, kulaklarından tutar ait oldukları yere fırlatırız."

"CHP'nin Genel Başkanı ve yöneticileri o kadar çok yalan, yanlış, iftira dile getiriyorlar ki biz artık takibi bıraktık. Bunlar değil miydi Afrin'e girişimizin doğru olmadığını söyleyen? 'Afrin'e girmek yanlıştır' diyen bunlar değil miydi ama Afrin zaferi ilan edilince bu sefer de utanmadan, sıkılmadan Afrin zaferini kutlamaya kalktılar. Sıkıysa kutlama"

Haber - Kamera: Mehmet İlkay ÖZER/ İSTANBUL DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Beyoğlu 6. Olağan İlçe Kongresi'ne katıldı. Kongrede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası birilerinin ısrarla sembolleştirmeye çalıştığı bir yer olmasına rağmen, tercihini daima Ak Parti'den yana kullanarak adeta herkese ders veren bir ilçemizdir. Beyoğlu bu. Beyoğlu'nda Ak Parti bayrağını daha yükseklere çıkaracağınız hususunda ben sizlere güveniyorum. Çünkü hatırlayın biz burada geçmişi itibariyle bir şeyler yaşadık. Neydi bu? 89 belediye seçimleri. Bizim geçmişimizde hakikaten aslında çıkışımızın başladığı bir yerdi. 89'da oyunlar oynandı. Ama 94'de bu oyunlar kökünden bozulmuş oldu. Türkiye gerçekten çok tarihi günler yaşıyor. Yaşadığımız her başarı, her tecrübe, indirdiğimiz her maske, girdiğimiz her in unutmayın karşımızdaki tehlikenin ne kadar büyük olduğunu bize bir kez daha teyit ediyor" dedi.

"BİZ BUNLARI GÖZLERİNDE, CİĞERLERİNDEN TANIRIZ"

Erdoğan, "'Türkiye'nin sınır ötesinde ne işi var' diyen her kişi ve kesim aslında birliğimizden, bütünlüğümüzde, geleceğimize güvenle bakmamızdan, bundan rahatsızlık duyuyorlar. Bu tür ifadeler her adımda ülkemizi engellemek, bunu başaramazsa karalamak, ondan da netice alamazsa kafaları karıştırmak için atmadık takla bırakmayanların argümanlarıdır. Biz bunları nereden tanırız? Taksim'de Gezi olaylarından tanırız. Biz bunları 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde tanırız. Biz bunları çukur eylemlerinden tanırız, biz bunları 15 Temmuz'dan tanırız. Biz bunları gözlerinde, ciğerlerinden tanırız. Türkiye'de 15 yıldır ne yaptıysak, bunlara rağmen yaptık. Eğer biz bu ihanet çetelerine teslim olmuş olsaydık tek bir adım dahi atamazdık. İşte o zaman Türkiye, çevremizde bolca örneği olan, o felaket görüntüleriyle gündeme gelen bir ülke durumuna düşerdi. Milletimizle birlikte bu oyunu gördük. Karşımızdaki şer ittifakı ile göğüs göğse mücadele ederek hamdolsun bugünlere geldik. Bundan sonra işimiz daha kolay. Çünkü artık toplumumuzun hemen her kesimiyle, tüm kurumlarıyla hedeflerine kilitlenmiş bir Türkiye var, bir Beyoğlu var. Allah'ın yardımı ve milletimizin kararlılığıyla, hiçbir konuda, hiçbir alanda geriye gidiş söz konusu olmayacaktır" diye konuştu.

"ETKİSİZ HALİNE GETİRİLEN TERÖRİST SAYISI 3 BİN 732 OLDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz ülkemize ve milletimize yaptığımız hizmetleri her alanda çoğaltmanın gayreti içindeyken birileri de kendilerince ülkemize çelme takmakla meşgul. Türkiye'nin Afrin operasyonundan herkesin rahatsız olmaya hakkı olabilir. Ama bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. İşte geldiğimiz nokta ortada. Biz terör örgütleriyle mücadelemizi verdik. 35 bin insanımız ne yazık ki teröre kurban gitmişti. Biz ne yaptık, Gabar'a, Cudi'ye, Tendürek'e girdik. Ne dedik, 'bunlar nereye giderse gitsin, inlerine gireceğiz, biz bunları kovalayacağız'. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. ve ne oldu, onlar Suriye'ye kaçtılar. Önce Fırat Kalkanı harekatında bunları kovaladık ve orada 3 bin DEAŞ'lıyı derdest ettik. Oradaki 2 bin kilometrelik alana oranın gerçek sahiplerini yerleştirdik. Ardından Afrin olayı başladı. Biz bunu Amerika ile, koalisyon güçleriyle, aynı şekilde Rusya'yla hep birlikte görüştük, konuştuk. Daha Obama döneminde görüşmeye başladık. Ama ne yazık ki onlar bizi aldatmaya kalktılar ve netice alamadı. Bu dönem başlayınca 15 Mayıs 2016, 'gelin bunu beraber yapalım, Rakka'ya biz Amerika ile beraber girelim'. Ama ne yazık ki bunlar  PYD, YPG'yi tercih etiler, 'peki siz yolunuza, biz yolumuza' dedik. Neticede ne oldu? Biz 'bir gece Afrin'e girebiliriz' dedik ve girdik. Şu an itibariyle Afrin ve Sincar'daki etkisiz haline getirilen terörist sayısı 3 bin 732 oldu" şeklinde konuştu.

"BU TÜR TERÖRİST ÖĞRENCİ OLDUKTAN SONRA BUNLAR O MARKAYA LEKE SÜRÜYOR"

Erdoğan, "Bir üniversitemizde şehitlerimizin hatıralarını yad etmek için düzenlenen etkinliğe tahammül edemeyen zihniyet bu ülkeye ve millete ait değildir. 'Efendim bu üniversite çok popüler bir üniversite, çok kalite bir üniversite, bu üniversite marka bir üniversite...'

Tamam da bu üniversitesin içinde affedersiniz bu tür teröristler olduktan sonra, bu tür terörist öğrenci olduktan sonra bunlar o markaya leke sürüyor. Şu anda biz onlarla ilgili gereğini yapıyoruz, yapacağız da... Ben bu üniversitemizi lekelememek için ismini anmıyorum. Rektörün samimi gayretlerini de biliyorum. Şu anda üzerine üzerine gidiyoruz. ve bu terörist öğrencileri kamera çekimlerinde bulup, çıkarıp onlara da gereğini yapacağız. Bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın da çok daha dikkatli olması gerekir. Eğer bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın bu öğrencilerle iltisaklı olduğunu belirlediğimiz anda onlarla ilgili de gereğini yaparız. Kaliteli öğrenci vasıflı öğretim üyesinden gelir. " diye konuştu.

"KULAKLARINDAN TUTAR AİT OLDUKLARI YERE FIRLATIRIZ"

Erdoğan, "Benim Mehmet'in, benim askerim, bu milletin evladı Afrin'e niye gidiyor. Bu ülkenin huzuru için gidiyor, huzuru sağlamak için gidiyor. Sınırlarımıza saldıranlara karşı gerekli dersi vermek için gidiyor. Bunu yapmak isteyenlere karşı bu üniversitede kalkıp ta bu tür bir adımı atan, bir leyle-i Regaip öncesinde lokum dağıtanlara kalkıp farklı bir şekilde davrananlara haddini bildirmek, birinci derecede benim ve devletin görevidir. ve bunu da yapacağız. Ülkemizdeki üniversiteler de FETÖ döneminde yuvalanan bir kısım terör örgütü yandaşlarının benzer densizlikler içinde olduğunu duyuyoruz. Okul koridorlarında, kantinlerinde, bahçelerinde adeta terör estiren bu çapulculara kesinlikle meydanı bırakmayacağız. Bu da böyle biline. Marjinal örgütler tarafından bazı üniversitelerimizin asli görevinde uzaklaştırılmasına, kimi grupların eylem alanına dönüştürülmesine asla müsamaha göstermeyeceğiz. Zaman zaman Beyoğlu sokaklarında da arzı endam ettiklerini gördüğümüz bu marjinaller edepleriyle durdukları müddetçe bu ülkenin renklerinden biri olarak kalabilirler. Ama baskıya, kendilerinde olmayanlara tahammülsüzlüğe, saldırıya, şiddete vardırırlarsa hiç kimse kusura bakmasın, kulaklarından tutar ait oldukları yere fırlatırız. Olay budur. Bu ülkenin huzurunu bozmaya, bu milletin değerlerine saldırmaya kimsenin hakkı yoktur" şekliden konuştu.

"CHP'NİN GENEL BAŞKANI VE YÖNETİCİLERİ O KADAR ÇOK YALAN, YANLIŞ, İFTİRA DİLE GETİRİYORLAR Kİ BİZ ARTIK TAKİBİ BIRAKTIK"

"Vatanımızın bekası için, 81 milyonun huzur ve emniyeti için canlarını feda eden aziz şehitlerimize hiç kimse dil uzatamaz. Tabi bunların ağa babası, genel başkanından milletvekillerinden il başkanlarına kadar ana muhalefet partisi CHP'dir. CHP'nin Genel Başkanı ve yöneticileri o kadar çok yalan, yanlış, iftira dile getiriyorlar ki, biz artık takibi bıraktık. Bunlar değil miydi Afrin'e girişimizin doğru olmadığını söyleyen? 'Afrin'e girmek yanlıştır' diyen bunlar değil miydi ama Afrin zaferi ilan edilince bu sefer de utanmadan, sıkılmadan Afrin zaferini kutlamaya kalktılar. Sıkıysa kutlama. Çünkü bu millet o zaman Osmanlı tokadını bunlara farklı atar. Şayet hukuki bir takip yapılması gerekiyorsa, avukatlarımız, siyasi bir cevap verilmesi gerekiyorsa da partideki arkadaşlarımız kendileriyle meşgul oluyor. Çünkü bizim ülkenin ve milletin hizmet beklediği bu dönemde  bunlara harcayacak vaktimiz yok. Buna rağmen bazen öyle şeyler söylüyorlar ki, inanın buna cevap vermezsek milletimize haksızlık yapmış olacağımız hissine kapılıyoruz. Mesela bazı CHP milletvekilleri 'Sosyal Güvenlik Kurumu gayri menkullerini satıyor' diye ortalığı yağa kaldırmışlar. Hal bu ki, şöyle bir geriye doğru araştırma yapsalar bu kurumun tarihindeki ilk gayrimenkul satışını hem de yönetim kurulu üyelerinde bir kısmının muhalefetine rağmen genel başkanlarının yaptığını görecekler. Yani Bay Kemal'in yaptığını görecekler. Bu CHP milletvekillerine tavsiyemiz eylemi Balgat'ta Sosyal Güvenlik Kurumu binasının önünde değil, genel başkanlarının makam odasının kapısında yapmalarıdır. Çok daha isabetli olur." dedi.

"YA BU NE TERBİSYESİZLİKTİR"

Erdoğan, " Çanakkale Belediyesi'nin kahraman ordumuzun Afrin başarısını kutlamak için şehirde pilav dağıtma teşebbüsünü engellemesi de bir başka utan verici hadisedir. ya bu ne terbiyesizliktir. Orada zafer için bir pilav dağıtımını partimizin gençlik kolları STK'lar ile beraber yapıyorlar. Bundan rahatsız oluyorlar ve pankartı söküyorlar. Hal bu ki kendileri geçmişte bölücü örgütün desteklediği partinin güya başarısını kutlamak için şehir merkezinde pilav dağıtmışlardı. Hatta partimizin üyelerini meclisteki toplantıda söz aldılar konuşturmadılar. Salondan kovma yoluna gitti, üstelik bir bayan meclis üyesini. Bende valiye talimat verdim. Bu sene 18 Mart kutlamalarında kesinlikle bu belediye başkanına konuşma vermeyeceksin. Sen seçilmişe orada söz istiyor, konuşturmuyor ve kovuyorsun. Sen burada vali ya da Başbakan sana söz verirse konuşabilirsin. Yoksa konuşamazsın." diye konuştu.

Erdoğan, "Şimdi yavaş yavaş ittifaklar şekilleniyor. Bölücüleri destekleyenlerle, ülkenin ve milletin yanında saf tutanlar her geçen gün biraz daha ayrışıyor. Biz milletimizle çıktığımız siyaset yolunda hep doğru bildiğimiz istikamette ilerleyerek bu günlere kadar geldik" dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------------

Erdoğan'ın açıklamaları

Detaylar

23.03.2018 - 20.31 Haber Kodu : 180323229

=======================

2- (aktüel görüntüyle geniş haber) - ERDOĞAN GÜNGÖREN İLÇE KONGRESİNDE KONUŞTU

Cumhurbaşkanı Erdoğan,

"Türk milletinin iradesini esir alabilecek, bu millete diz çöktürebilecek, korkutacak, sindirecek, pranga vuracak hiçbir dünyevi güç yoktur."

"Evelallah bizler bu şekilde kararlı durdukça, birbirimize kenetlendikçe, Türkiye'yi hedeflerine ulaşmaktan kimse alıkoyamaz."

"Vakti saati geldiğinde, gerektiğinde istişarelerimizi yaparız. Eğer gerekirse önce ben yürüyeceğim ondan sonra siz yürüyeceksiniz"

Haber: İhsan YALÇIN - Kamera: Güven USTA/ İstanbul DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güngören 6. Olağan İlçe Kongresi'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin istiklaline kastedildiği o karanlık geceyi sizler cesaretinizle, mücadelenizle apaydınlık bir güne çevirdiniz. Sizler İstanbul'un diğer ilçelerindeki kardeşlerimle beraber Türk demokrasi tarihine altın harflerle işlenen bir destan yazdınız o gece. Bağımsızlığı söz konusu olduğunda bu milletin neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiniz. Dost-düşman herkes artık bir gerçeği kabul ediyor; Türk milletinin iradesini esir alabilecek, bu millete diz çöktürebilecek, korkutacak, sindirecek, pranga vuracak hiçbir dünyevi güç yoktur. Sultan Fatih'in 5,5 asır önce yaktığı fetih ateşi ham dolsun halen gönülleri ısıtmaya devam ediyor. 7 düvele 'Çanakkale Geçilmez' dedirten o inanç ve ruh bu topraklarda halen dimdik ayakta duruyor. Evelallah bizler bu şekilde kararlı durdukça, birbirimize kenetlendikçe, Türkiye'yi hedeflerine ulaşmaktan kimse alıkoyamaz. Biz, işte bu salondaki gibi Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Arap, Boşnak hiçbir ayrım yapmaksızın birbirimizi Allah için sevmeye devam ettikçe, fitne girişimlerinin hiçbiri işe yaramaz" diye konuştu.

"ÖNCE BEN YÜRÜYECEĞİM..."

Salondan yükselen "Reis bizi Münbiç'e götür" sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vakti saati geldiğinde, gerektiğinde istişarelerimizi yaparız. Eğer gerekirse önce ben yürüyeceğim ondan sonra siz yürüyeceksiniz. Yüreklerimiz toplu vurduğu sürece nasıl FETÖ'nün adeta bu milletin, bu ordunun tankını, topunu kullanmak suretiyle, o beslemeleri vasıtasıyla hani bu millete ihanet ettiler ya, işte sindirebildiler mi? Hayır. Bölücülerin ve arkasındaki güçlerin tehditleri de bizleri sindiremeyecek" ifadesini kullandı.

"AK PARTİ'NİN GELECEĞİ İLE TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ ADETA İÇ İÇE GEÇMİŞTİR"

"2019 seçimlerine kadar AK Parti'nin hizmet bayrağını çok daha yükseklere çıkarmanın mücadelesini vermeliyiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız; AK Parti'nin geleceği ile Türkiye'nin geleceği adeta iç içe geçmiştir. Bu hareket ne kadar sağlam durursa ülkemiz de milletimiz de o kadar güçlü olur. 7 Haziran seçimleri en küçük bir sendelemenin ülkemize maliyetinin neler olabileceğini çok açık ve net göstermiştir" şeklinde konuştu.

"MEZAR ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "780 bin kilometreyle kareyle tek vatan. Vatanımızı böldürtmeyiz. Bölmeye gayret edenlere Gabar'ı, Cudi'yi, Tendürek'i, Bestler Deresi'ni nasıl mezar ettiysek, mezar etmeye devam edeceğiz. Ne oldu? Kaçtılar. Nereye? Suriye'ye. Kovaladık mı? Kovaladık. Şuanda Afrin'de etkisiz hale getirilenlerin sayısı 3 bin 731. Devam. İdlib devam. Münbiç devam. ve buranın gerçek sahipleri kimse onlara yerlerini, topraklarını inşallah teslim edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

-Salondakilerden detaylar

-Genel ve detaylar

23.03.2018 - 17.48 Haber Kodu : 180323200

23.03.2018 - 17.41 Haber Kodu : 180323197

23.03.2018 - 17.37 Haber Kodu : 180323194

=================================

3- BAŞSAVCI FİDAN'DAN "ÇOCUK İSTİSMARCILARINA İDAM" SORUSUNA YANIT

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan,

" Benim vicdanıma soracak olursan, ben de sana katılıyorum"

" İdam konusu, savcı ve hakimlerin dışında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yasal bir düzenlemeye kavuşturulacak bir konudur"

"Bu konuda yasal düzenleme yapılırsa bize de uygulamak düşer"

Haber-Kamera: Enver ALAS - Cansel KİRAZ - İSTANBUL,DHA

İstanbul'da düzenlenen 'Çocuk İhmal ve İstismarı Sempozyumu'na konuşmacı olarak katılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, programın soru cevap bölümünde salondaki bir kişinin 'çocuk istismarcılarına idam' sorusunu cevapladı.  İrfan Fidan, "Benim vicdanıma soracak olursan, ben de sana katılıyorum. Senden farklı bir düşüncem yok. Bu konuda yasal düzenleme yapılırsa bize de uygulamak düşer" dedi.

Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlularının idam edilmesini isteyen bu kişi, bu konuda bir çalışmanın olup olmadığıyla ilgili sorusu üzerine Fidan,  "İdam konusu, savcı ve hakimlerin dışında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yasal bir düzenlemeye kavuşturulacak bir konudur. Benim vicdanıma soracak olursan, ben de sana katılıyorum. Senden farklı bir düşüncem yok" şeklinde yanıt verdi.

Toplumsal Gelişim Merkezi ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER)'nin öncülüğünde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle düzenlenen 'Biz Geleceğiz Projesi'nin tanıtımı ve bu proje kapsamında da düzenlenen 'Çocuk İhmal ve İstismarı Sempozyumu İstanbul'da gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen sempozyumda, 'Çocuk İhmal ve İstismarında Çok Boyutlu Değerlendirme' ve 'Çocuk ihmal ve İstismarı ile Mücadelede Medya ve İletişimin Yönetimi' konulu oturumlar gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Dr. Esra Albayrak'ın başkanlığını yaptığı birinci oturumda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Selahattin Güven, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Müdürü Cem Gençoğlu, İstanbul 1. Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Engin Ersin Şimşek konuşmacı olarak yer aldı.

ESRA ALBAYRAK: DOĞRU MECRALARDA TARTIŞILMALI

Esra Albayrak oturumda yaptığı konuşmada, sempozyumun önemine vurgu yaparak, çocuk ihmali ve istismarı sorununun medyanın günlük tartışmaları içerisinde çözümlenmesinin mümkün olmadığının görüldüğünü kaydetti.  Konunun doğru mecralarda tartışılmasının önemine vurgu yapan Albayrak, "Çocuk ihmali ve istismarı, ciddi bir titizlik gerektiren, birden fazla kurumun içinde olmasını gerektiren bir konudan bahsediyoruz. Sosyolojik, psikolojik, ekonomik, dini ve kültürel boyutlarıyla tartışılması ve bilhassa uzmanlar tarafından tartışılması gereken bir konudur" dedi.

"SANKİ TÜRKİYE'YE ÖZGÜR BİR PROBLEMİ TARTIŞIYORMUŞUZ GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU"

Esra Albayrak, "Bir sosyolog olarak bunun Türkiye'de bir zemin kayması yaşadığını görüyorum. Sanki Türkiye'ye özgü bir problemi tartışıyormuşuz gibi bir durum söz konusu. Önce konunun küresel bir vesile olduğunu ortaya koymalıyız. Küresel bağlamda incelemezsek eğer önleyici tedbirler olarak sunacağımız tedbirlerin de doğru adrese gitmeyeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla küresel şiddetin yükseldiği bir dönemde yaşadığımız gerçeğini ortaya koyacağız. Onun akabinde de önce küresel verileri inceleyeceğiz. Ondan sonra da Türkiye'ye özgü ne tür tedbirler söz konusu olabilir, Türkiye'de bir artış söz konusu mudur, değil midir? Bunları tartışmak yerinde olacaktır" şeklinde konuştu.

SORULAR YANITLANDI

Konuşmasının ardından Esra Albayrak, sırasıyla sempozyum konuşmacılarına söz verdi.  Birinci oturumda çocuk ihmal ve istismarı,  hukuki, sağlık, aile ve eğitim açısından çok boyutlu bir şekilde değerlendirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, burada yaptığı açıklamada cinsel istismar suçlarıyla ilgili yasalardaki cezalara ilişkin katılımcılara geniş bir bilgi sundu.

FİDAN: YASAL DÜZENLEME YAPILIRSA BİZE DE UYGULAMAK DÜŞER

"Çocuk istismarcılarının idam edilmesini isteyen" bir izleyicinin, "Mevcut çalışmalarda çocuk istismarına yönelik idam konusu var mı?" şeklindeki sorusuna İrfan Fidan, "İdam konusu, savcı ve hakimlerin dışında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yasal bir düzenlemeye kavuşturulacak bir konudur. Benim vicdanıma soracak olursan, ben de sana katılıyorum. Senden farklı bir düşüncem yok. Bu konuda yasal düzenleme yapılırsa bize de uygulamak düşer" şeklinde yanıt verdi. Fidan'ın bu sözleri salonda alkış aldı.

BAKANLAR DA SEMPOZYUMDAYDI

Öte yandan sempozyumun açılış bölümüne Emine Erdoğan'ın yanı sıra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Dr. Esra Albayrak, oğlu Bilal ve eşi Reyyan Erdoğan, TOGEMDER Yönetim Kurulu Başkanı Saadet Gülbaran, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, iş, sanat ve akademi dünyasından isimlerle birlikte, çok sayıda davetli yer almıştı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Sempozyumdan görüntüler

-Esra Albayrak'ın oturum başkanlığı

-Albayrak'ın konuşması

-İrfan Fidan'a yöneltilen soru

-Fidan'ın yanıtlaması

-Genel ve detaylar

23.03.2018 - 19.53 Haber Kodu : 180323224

======================

4- EMİNE ERDOĞAN: ÇOCUKLARI GÜVENDE OLMAYAN BİR TOPLUMUN GELECEĞİ DE YOKTUR

"ÇOCUKLARIN GÜVEN İÇİNDE YAŞAYACAĞI BİR DÜNYA İNŞA ETMEK, EN TEMEL SORUMLULUĞUMUZDUR"

*Adalet Bakanı Abdulhamit Gül,

"Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor. 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu'ndan 2010 ile 2014 yılları arasında açılan dava sayısı yıllık ortalama 8 bin iken, bu rakam 2014 yılından itibaren istikrarlı biçimde azalmıştır"

*Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz,

"3 milyon 641 bin veliye eğitim verildi. 32 bin rehberlik öğretmeni bu konuda bilinçlendirildi. 95 bin idareci ve 183 bin öğretmene çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi eğitimleri verilmiştir."

*Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya,

"Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren 'Sosyal Medya Çalışma Grubu' ile olumsuz içeriklere anında müdahale ediyoruz."

Haber - Kamera: Enver ALAS - Cansel KİRAZ/ İSTANBUL DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, çocuklara yönelik ihmal ve istismar sorununu eğitim, sağlık, hukuk gibi çok yönlü bir bakışla ve elbirliğiyle çözülmesi gerektiğini belirterek, "Hukuki yaptırımları artırmalı, toplumu istismara teşvik eden yayınları denetim altına almalı, meseleyi tüm yönleriyle değerlendirmeliyiz. Bakanlarımız burada, medyamız burada, ailelerimiz burada. Ortak bir gayretle çocukların güven içinde yaşayacağı bir dünya inşa etmek, en temel sorumluluğumuzdur. Çocukları güvende olmayan bir toplumun geleceği de yoktur" dedi.

Emine Erdoğan, Toplumsal Gelişim Merkezi ve Sosyal Dayanışma Derneği(TOGEMDER)'in öncülüğünde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle düzenlenen 'Biz Geleceğiz Projesi'nin tanıtımı ve bu proje kapsamında da düzenlenen 'Çocuk İhmal ve İstismarı Sempozyumu'na katıldı. Şişli'de bir otelde düzenlenen programda Emine Erdoğan'ın yanı sıra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak, oğlu Bilal ve eşi Reyyan Erdoğan, TOGEMDER Yönetim Kurulu Başkanı Saadet Gülbaran, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, iş, sanat ve akademi dünyasından isimlerle birlikte, çok sayıda davetli yer aldı.

Programın açılışında konuşan Emine Erdoğan, çocuk kelimesinin 'ihmal' ve 'istismar' kelimeleriyle yan yana gelmesinin ortada ciddi bir sorun olduğuna işaret olduğunu belirterek, "Allah'ın bize emanet olarak verdiği çocuklar, ihmal ediliyorsa, bu en büyük sorumsuzluktur. İnsanlık ayıbıdır." diye konuştu.

"MASUMİYETLE BU DERECE ÖZDEŞ OLAN ÇOCUK, İSTİSMARIN KONUSU OLABİLİR Mİ?"

Erdoğan, "Şayet bir insanın sorumluluğunu alıyorsak, onun güvenlik, beslenme, barınma, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla mükellefiz. Aynı şekilde duygusal gelişimine rehberlik etmeliyiz. Çocuklar, masumiyeti, saflığı ve acziyeti ile bize insanlığımızı öğreten mürebbiyelerdir. Çocukluk, böylesine masum, böylesine hesapsız kitapsız, tertemiz olmaktır. Masumiyetle bu derece özdeş olan çocuk, istismarın konusu olabilir mi?" şeklinde konuştu.

"HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCU"

Çocuk istismarının, tüm dünyada yükselen bir insanlık suçu olduğunu belirten Emine Erdoğan, "İstismara uğrayan bir çocuğun, bir daha eski duygu dünyasına dönmesi neredeyse imkansızdır. Zaten çoğu kez, bu istismar gizli kalır, çocuğun iç dünyasında büyür, büyür, altından kalkılamaz bir yük halini alır. Bu nedenle, çocukların duygu dünyaları iyi takip edilmeli, tüm ipuçları bilinçli şekilde değerlendirilmelidir. Güçlü, sağlıklı bir toplum inşa etmenin yegane yolu, geleceğin sahibi olan çocukların psiko-sosyal ve fizyolojik açıdan sağlam, istismardan uzak bir yaşam sürmesidir. Bunu tesis etmek ise, hepimizin boynunun borcudur" diye konuştu.

"BUGÜN ÇOCUKLAR, TEKNOLOJİNİN KUCAĞINA TERKEDİLMİŞ DURUMDA"

Emine Erdoğan, devlet, sivil toplum, medya ve aileler olarak bu sorun etrafında kenetlenilmesinin gerekliliğine vurgu yaparken, bu noktada da ailelere çok önemli sorumluluklar düştüğünün altını çizdi. Erdoğan, şunları söyledi:

"Ne yazık ki, bugün ailelerin çocuklarıyla ilişkisi eskisinden çok farklı. Eskiden aileler, çocuklar için koruyucu kalkandı. Aile içinde bir denetim mekanizması vardı. Fakat bugün çocuklar, teknolojinin kucağına terkedilmiş durumda. Medyanın bilinçsiz yayınları, anne baba kontrolünü aşındırıyor. Karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan ilişkiler hasar görmüş halde. Çocukların hangi düşünce ve ruh ikliminde yaşadığı, anne ve babaların bilgisi dışında maalesef. Şunu hiç unutmayalım; çocuk en çok anne ve babanın, sonra eğitim kurumlarının ve nihayetinde toplumun ürünüdür. Kendi karnemizi görmek istiyorsak, çocuklarımıza bakmalıyız."

"TOPLUMUN, AİLE ŞEFKATİNE İHTİYAÇ DUYAN BU ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKMASI GEREKİR"

Emine Erdoğan, çocuklara ve yaşlılara yönelik, ihmal ve istismar sorununun panzeri için ailenin güçlendirilmesi olduğunu aktardı. "İlgiden uzak çocuklar, her türlü riskin muhatabıdır" diyen Erdoğan, "Gerek aileleri ile yaşayan, gerekse kimsesiz, sahipsiz çocuklar, bizim sevgimize muhtaç. Kimsesizlerin kimsesi olmalıyız" ifadelerini kullandı.

"ÇOCUKLARI GÜVENDE OLMAYAN BİR TOPLUMUN GELECEĞİ DE YOKTUR"

Erdoğan, "Bu sorunu, eğitim, sağlık, hukuk gibi çok yönlü bir bakışla ve yitirdiğimiz değerler açısından elbirliği ile çözmeliyiz. Hukuki yaptırımları artırmalı, toplumu istismara teşvik eden yayınları denetim altına almalı, meseleyi tüm yönleriyle değerlendirmeliyiz.

Bu sempozyumun bu meselelere güzel bir pencere açacağını düşünüyorum. Bakanlarımız burada. Medyamız burada. Ailelerimiz burada. Ortak bir gayretle çocukların güven içinde yaşayacağı bir dünya inşa etmek, en temel sorumluluğumuzdur. Çocukları güvende olmayan bir toplumun geleceği de yoktur" dedi.

'ÇOCUK İSTİSMARIYLA MÜCADELE'DE BAKANLARDAN KARALILIK MESAJI

Programa katılan bakanlar da sempozyumun açılış bölümünde birer konuşma yaptı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül,  çocuklara yönelik cinsel istismar eylemlerinin en ağır biçimde cezalandırıldığını dile getirdi. Bakan Gül, "Yargı mensuplarımızın bu suçlar karşısındaki hassasiyeti de en üst seviyesindedir. Son olarak Adana'da cereyan eden ve insanlık değerinden nasiplenmiş herkesin haklı tepkisini çeken olayla ilgili hızlı ve adil yargılama sonucunda fail, 51 yıl ceza ve ilk duruşmada cezasını almış, hapis cezası verilmiştir. Zaman zaman uygulamada farklı örnekler adeta cımbızla çekilerek topluma servis edilmekte, yaygın bir cezasızlık algısı geliştirilmek istenmektedir. Belli bir kaç örnek alınarak bir kanaate varmak insaflı değildir" şeklinde konuştu.

"ÇOCUĞA KARŞI CİNSEL İSTİSMAR FİİLLERİ ARATMIYOR, AZALIYOR"

Suç mağduru olan çocukları korumaya yönelik birçok yasal ve kurumsal tedbir geliştirildiğini ifade eden Gül, "Çocuklara karşı işlenen suçlarda etkili ve caydırıcı yaptırım sistemi de yine bu konuda alınan önlemlerden biridir. Yaygın ama yanlış bir inanışı düzeltmek isterim. Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor. 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu'ndan 2010 ile 2014 yılları arasında açılan dava sayısı yıllık ortalama 8 bin iken, bu rakam 2014 yılından itibaren istikrarlı biçimde azalmıştır. 2010 yılında 7 bin 929 dava açılmış iken 2017 yılında bu rakam 5 bin 114 olmuştur. Bu elbette olumlu ve sevindirici bir gelişmedir. Bu suçlarda bir artış olduğu yönündeki toplumsal algı, esasen bu sorunun daha fazla görünür hale gelmesiyle ilgilidir" ifadelerini kullandı.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI YILMAZ:  HER OKUL İÇİN BİR RİSK HARİTASI OLUŞTURUYORUZ

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da konuşmasında çocuğun iyi yetiştirilmesiyle geleceğin daha iyi inşa edileceğini söyledi. Bir çocuğun her bakımdan sağlıklı ve dengeli bir birey olarak yetişmesi için ilk adımın ailede atıldığını, okulda güçlendirildiğini ve çevreyle pekiştirildiğini altını çizen Bakan Yılmaz, "Bugün 65 binin üzerinde okulumuz var. 1 milyondan fazla öğretmenimizle 18 milyona yakın öğrencimize eğitim vermekteyiz. İki hedefimiz var; 'ihmal ve istismarı önleme' ve madde bağımlılığı ile mücadele. Risk altındaki grupları tespit etmek adına her okul için bir risk haritası oluşturuyoruz. Riskli birey ve grupların tespiti için bir çalışma yapıyoruz. Sınıf rehberlik etkinliklerinde ömür boyu kazanımları evlatlarımıza aktarmak istiyoruz. Çocuklarımızın bu kazanımlarla çocukların sosyal ve duygusal olarak güçlendirilerek, istismar olaylarından  korunmayı sağlamayı hedeflemektedir" diye konuştu.

"95 BİN İDARECİ VE 183 BİN ÖĞRETMENE EĞİTİMLERİ VERİLDİ"

Öğretmenleri eğittiklerini ve velileri bilgilendirdiklerini vurgulayan Bakan Yılmaz, şunları söyledi:

"3 milyon 641 bin veliye eğitim verildi. 32 bin rehberlik öğretmeni bu konuda bilinçlendirildi. 95 bin idareci ve 183 bin öğretmene çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi eğitimleri verilmiştir. Öğretmenler, aile dışında çocukla uzun süreli ilk iletişimi kuran ilk profesyoneller olmaları nedeniyle, istismarın tanınması ve durdurulması açısından çok önemlidir. Emniyet birimlerinin verilerine göre Türkiye'de çocuk ve kadına yönelik suçların açığa çıkarılmasında okullar büyük rol oynamaktadır. Sorunun tespiti ve ihbarın yapılmasında okullarımızın rehberlik servisleri kritik önemdedir."

BAKAN KAYA'DAN 'KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ HİZMET' VURGUSU

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, çocuklara yönelik ihmal ve istismar gibi insanlık dışı davranışlara karşı ses yükseltilmesi gerektiğini, sıfır toleransla mücadele etmek durumunda olduklarını dile getirdi.  Çocuk istismarında önemli olan bu tür  olayların önlenmesi olduğunu aktaran Bakan Kaya, bunun için Bakanlık olarak 'koruyucu ve önleyici hizmetlere' büyük önem verdiklerini kaydederek, "Bakanlık olarak aileye, çocuğa ve çocukla temas halinde olan meslek personeline yönelik kapsamlı eğitim programları düzenliyoruz. Aile Eğitim Programı ile Çocuğa Yaklaşım, İletişimi Başlatma, Kriz ve Krize Müdahale, Çocukta Mahremiyet gibi konularda 900 bin kişiye eğitim verdik" diye konuştu.

KAYA: ZARARLI İÇERİKLERE MÜDAHALENİN YANINDA, OLUMLU İÇERİKLERİ DE TEŞVİK EDİYORUZ

Çocuklar için önemli tehdit alanlarından birisinin de internet ve sosyal medyada yer alan zararlı içerikler olduğunu belirten Bakan Kaya, "Bu alanda da çocukların korunması için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren 'Sosyal Medya Çalışma Grubu' ile olumsuz içeriklere anında müdahale ediyoruz. Ekiplerimiz bu konuda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Siber Suçlar Daire Başkanlığıyla eşgüdüm halinde çalışıyor. Zararlı içeriklere müdahalenin yanında, olumlu içerikleri de teşvik ediyoruz.

Bakanlık olarak, RTÜK ile aile ve çocuk dostu yapım ve dizilerin teşvik edilmesine yönelik mevzuat oluşturduk" ifadelerini kullandı.

İSTANBUL VALİSİ ŞAHİN'DEN PROJEYE DESTEK MESAJI

İstanbul Valisi Vasip ise çok önemli ve hayati bir projenin hayata geçmesinde emeği olanlara şükranlarını sunarak, "İstanbul Valiliği olarak projenin  her aşamasında bulunmak istiyoruz ve bulunuyoruz. Bu proje sadece bugüne değil geleceğe de bir hizmettir" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Emine Erdoğan ve Bakanlar, sempozyum konuşmacıları ve programa katılan sanatçılarla günün anısına toplu bir fotoğraf çektirdi. Ardından sempozyum çocuk ihmali ve istismarı konularında çeşitli başlıklar altında düzenlenen oturumlarla devam etti.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Emine Erdoğan ve bakanlar

-Protokol üyeleri

-Programa katılanlar

-Emine Erdoğan'ın konuşmaları

-Adalet Bakanı Gül'ün konuşması

-Milli Eğitim Bakanı Yılmaz'ın konuşması

-Fatma Betül Sayan Kaya'nın konuşması

-İstanbul Valisi Şahin'in açıklamaları

-Toplu fotoğraf genel ve detay görüntüler

23.03.2018 - 18.21 Haber Kodu : 180323202

23.03.2018 - 18.19 Haber Kodu : 180323201

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni  - 6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement