DHA YURT BÜLTENİ - 4 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 4

Dalaman'da 350 hektarlık alanda etkili olan orman yangını kontrol altındaKARŞI ATEŞ TAKTİĞİ, GÖCEK'İ KURTARDIMuğla'nın Dalaman ilçesinde çıkan ve Göcek'e kadar uzanan orman yangını, ekiplerin yoğun uğraşları sonrasında 17 saatte kontrol altında alındı.

11.07.2019 09:46

Dalaman'da 350 hektarlık alanda etkili olan orman yangını kontrol altında
KARŞI ATEŞ TAKTİĞİ, GÖCEK'İ KURTARDI

Muğla'nın Dalaman ilçesinde çıkan ve Göcek'e kadar uzanan orman yangını, ekiplerin yoğun uğraşları sonrasında 17 saatte kontrol altında alındı. Yangında Göcek'teki yerleşim yerlerinin, orman ekiplerinin, rüzgarın etkisiyle hızla yayılan alevlere, karşı yangın çıkarma taktiğiyle kurtulduğu ortaya çıktı. Günün ilk ışıklarıyla birlikte yoğun duman altında kalan bölgede inceleme yaptıktan sonra açıklamalarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yangının 350 hektarlık alanda etkili olduğunu, can ve mal kaybı yaşanmadığını, yangınlara karşı artık daha etkili söndürme çalışmaları içerisinde olduklarını ifade etti.
Muğla'nın Dalaman ilçesi kırsaldaki Karacaağaç Mahallesi'nde dün saat 15.10 sıralarında çıkan yangında alevler, yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgarın da etkisiyle hızla yayılıp Fethiye ilçesine bağlı Taşbaşı, Gökçeovacık ve turistik Göcek mahallelerine kadar ulaştı. Alevlerin tehdit ettiği kırsaldaki Taşbaşı ile Kepez mahallelerinde oturan vatandaşların evlerini boşaltmaları istendi.
KARŞI ATEŞ TAKTİĞİ EVLERİ KURTARDI
Orman ekipleri yangına, ikisi havadan kontrol için kullanılan, diğerleri su atan 15 helikopter, 520 personel, 105 arazöz, 18 dozer ve iş makinesiyle müdahale etti. Havanın kararmasıyla helikopterin uçamaması üzerine ekipler karadan alevlerle mücadele etti. Bu arada hızla ilerleyen alevlere karşı Muğla Orman Bölge Müdürlüğü yetkililerinin kararıyla 'karşı ateş' taktiği uygulandı. Buna göre de yerleşim birimlerinin yakınında ekipler rüzgarında esiş yönüne göre kontrollü yangın çıkardı. Bu sayede alevlerin ilerleyişinin önü kesildi. Villa tipi butik bir otelin önündeki barakanın zarar gördüğü yangının ilerleyişi gece saat 03.00 sıralarında, rüzgarın hızının da azalmasıyla kesildi. Günün ilk ışıklarıyla birlikte de helikopterlerin havalanmasıyla yangın kontrol altına alındı. Ekipler, yangın alanının çevresini sardı. Söndürme ve soğutma çalışmalarına devam etmeye başladı.
BAKAN PAKDEMİRLİ AÇIKLAMA YAPTI
Muğla'ya gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yangın bölgesini havadan helikopterle inceledikten sonra Göcek Orman Şefliği'nde yetkililerden brifing aldı. Ardından da basın mensuplarına açıklama yaptı. Bakaı Bekir Pakdemirli, "Dalaman'da tarladan çıkan bir yangın. Kayadibi Mahallesi'nde ilerlemesi devam ediyordu. Bu ilerleme durdu. Göcek, Kepez ve Taşbaşı mahallelerinde ilerlemeler dün itibariyle devam etti. Tabii ki tedbir amaçlı Kepez ve Taşbaşı mahallelerini boşaltmıştık. Şu an itibariyle mahalleye geri dönüş başladı. Vatandaş yine evlerine dönmüş oldu. Ben yurt dışındaydım. İlk çıkış saatinden itibaren takip ettim. Bu yangın çok büyük bir yangın olmamakla birlikte yerleşim yerlerini tehdit ettiği için ciddiye aldığımız bir yangındı. Biliyorsunuz akşam saatinde helikopter uçuşu olmuyor. Sabahın ilk ışıklarıyla beraber helikopterler çalışmaya katıldı ve hala devam ettiriyorlar. Can ve mal kaybımız yok. Sadece içinde kimsenin kalmadığı bir butik otel etkilenmiş gözüküyor" dedi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yangınlara karşı artık daha etkili söndürme çalışmaları içerisinde olduklarını ifade etti.
BAKANLIKTAN DA AÇIKLAMA YAPILDI
Bunun yanı sıra Bakan Bekir Pakdemirli'den önce Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Dalaman ilçesi yakınlarında saat 15.10'da çıkan orman yangını sonrası harekete geçen Muğla Valiliği ve İl Jandarma Komutanlığı ekipleri ile Orman Bölge Müdürlüğü koordinesindeki orman yangınlarıyla mücadele ekipleri, 13 dakika sonra Karaağaç mevkisi Kızılçam Koru Ormanları'nın bulunduğu alandaki alevlere ilk müdahaleyi gerçekleştirdi. Saat 15.23'te başlayan söndürme çalışmaları devam ederken, yangının çıkış saati itibarıyla hava sıcaklığının 37 derece, nem oranının yüzde 18 ve rüzgarın da batıdan 40 kilometre hızla esmesi gibi olumsuz şartlar nedeniyle alevler kısa sürede büyüdü. Yangın bölgesine 105 arazöz ile 18 dozer ve iş makinesi sevk edilirken, çalışmalar 520 personelle sürüyor" denildi.
Bu arada yangınla ilgili bir kişinin ifadesinin alınıp serbest bırakıldığı, gözaltında kimsenin olmadığı açıklandı.

Görüntü Dökümü
------------
Bakan Bekir Pakdemirli'nin açıklamasından görüntü.
Yangın bölgesinin havadan görüntüsü.
Genel ve detay görüntü

Haber: Taylan YILDIRIM, Cavit AKGÜN -Kamera: Tekin GÜRBULAK/ MUĞLA

===========================

Çeşme açıklarında 33 kaçak göçmen yakalandı

İzmir'in Çeşme ilçesi açıklarında, yasa dışı yollardan lastik botla Yunanistan'ın Sakız Adası'na geçmeye çalışan 33 kaçak göçmen, Sahil Güvenlik ekiplerince yakalandı.
Geçen salı günü devriye görevi yürüten Sahil Güvenlik botundaki görevliler, saat 06.00 sıralarında, Çeşme açıklarında hareket halindeki bir lastik bot olduğunu belirledi. Durdurulan lastik bottaki 15'i Kongo, 6'sı Filistin, 5'i Mısır, 5'i Orta Afrika Cumhuriyeti ve 2'si Suriye uyruklu olmak üzere toplam 33 kaçak göçmen yakalandı. 13'ü erkek, 12'si kadın ve 8'i çocuk olan kaçak grubu, Sahil Güvenlik botuyla kıyıya getirildi. Ayrıca kaçak geçişle ilgili organizatör olduğu belirlenen 2 Türk, polis ekiplerince karada yakalandı. Kaçak göçmenler, kimlik tespit işlemleri sonrası, İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edildi. Çeşme İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen 2 zanlının ise işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------
Kaçak göçmenlerin yakalanması

Haber: Kadir ÖZEN- Kamera:/ İZMİR,

=======================

Ağaç budarken öldü

Adana'da Halis Oğurlu (35), budamak amacıyla çıktığı ağacın yakınındaki yüksek gerilim hattından akıma kapılarak, hayatını kaybetti.
Geçtiğimiz 9 Temmuz'da merkez Yüreğir ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde mobilyacıda işçi olarak çalışan evli ve 3 çocuk babası Halis Oğurlu, evinin yakınında bulunan kavak ağacını budamaya başladı. Oğurlu, bir süre sonra ağacın üstünde bulunan yüksek gerilim hattından elektrik akımına kapıldı. Ağaçtan evin yakınındaki kanala savrulan Oğurlu, olay anında yanında olan ağabeyi Selim Oğurlu, tarafından kanaldan çıkarıldı. Çevredeki vatandaşların da yardımıyla özel bir araçla Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülen Oğurlu, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
ELEKTRİK TELLERİ TEHLİKE SAÇIYOR
Kuzeni Halis Oğurlu'nun ağacı elektrik tellerine çok yaklaşmasından dolayı budamak istediğini belirten Haşim Oğurlu, "Kanaldan ağabeyi çıkarınca özel bir araçla hastaneye yetiştirmişler. Ne yazık kı kalbi 3-4 defa durmuş. Zaten bir süre sonra da kendisini kaybettik. Yüksek gerilim hattının arasındaki direk mesafelerinin yaklaşık 200 metre. Özellikle yaz aylarında elektrik tellerini sarkıyor. 35 yaşında bir insan. 3 çocuğu var. Üstelik eşi şu an hamile. Bir anda babasız kaldılar. Buradaki yüksek gerilim hattından dolayı mahalleye çöp kamyonu dahi girmiyor, korkuyorlar. Yetkililere sesleniyorum. Bu duruma bir çözüm bulsunlar. Bizim canımız yandı, başka canlar yanmasın" dedi.

Görüntü Dökümü
------------
-Cenaznen morgtan alınması
-Ola yeri genel detaylar

Süre: 04'07"   Boyut: 456  MB

Haber: Can ÇELİK-Kamera: ADANA,

=======================

Türkiye'nin en uzun ömürlü insanlarının yaşam sırrı araştırılıyor

Türkiye'nin Yaşlanma Atlası'na göre; Türkiye'nin en uzun ömürlü ve sağlıklı 10 yeri arasında yer alan Ordu'nun Gölköy ilçesi ortalama yaşam süresinin 82 yıl olarak belirlenmesinin ardından, bilimsel çalışmalar başlatıldı. Bazı üniversite görevlileri ve akademisyenler, ilçede uzun yaşamın sırrını araştırıyor. Sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını anlatan Gölköylüler, süt, yoğurt, yumurta gibi besinlerle beslendiklerini, organik doğal ürünleri tercih ettiklerini söylüyor.
Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü tarafından çıkarılan 'Türkiye'nin Yaşlanma Atlası'nda, Türkiye'nin en uzun ömürlü ve sağlıklı 10 yeri arasında Ordu'nun Gölköy ilçesi de yer aldı. Türkiye'de en uzun ömürlü insanların yaşadığı Gölköy ilçesinde ortalama yaşam süresinin 82 yıl olarak belirlenmesinin ardından, ilçede bilimsel araştırmalar da başlatıldı. Bazı üniversite görevlileri ve akademisyenler, ilçede uzun yaşamın sırrını araştırıyor. Akademisyenler, insanların yaşamlarını izliyor, yeme içme alışkanlıklarından uyku saatlerine kadar titiz bir araştırma yürütüyor. Sanayi tesisi olmayan ilçede ahşap evlerde yaşayanlar, kendi ürettikleri organik ürünleri tüketiyor.
En uzun ömürlü insanların yaşadığı Gölköy ilçesi, yerli ve yabancı ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Özellikle yaz döneminde ziyaretçi akınına uğrayan ilçede, doğal güzelliği ile büyüleyen Ulugöl rağbet görüyor. Sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını anlatan Gölköylüler, süt, yoğurt, yumurta, turşu gibi besinlerle beslendiklerini, organik doğal ürünleri tercih ettiklerini söylüyor.
Gölköy Belediye Başkanı Fikri Uludağ, ilçenin keşfedilmesiyle dünyanın her tarafından bilim adamlarının burada araştırma yapmaya başladığını söyledi. Yörede yaşayan vatandaşların doğal organik ürünlerle beslendiğini söyleyen Uludağ, "İlçemiz Türkiye'nin en uzun ömürlü ve sağlıklı 10 yeri arasında gösteriliyor. Yapılan araştırmalarda ortalama yaşam süresi 82 yıl olarak belirlendi. Bu nedenle buraya yoğun ziyaretçi akını var. İlçemizi ziyaret edenler yaşlılarımızdan uzun yaşamın sırlarını öğreniyorlar. Tamamen organik olan yoğurt, süt, yumurta, bal, fındık, ceviz, kara lahana, turşu gibi ürünler yoğun olarak tüketiliyor. Ayrıca bunların satışı da yapılıyor. Yaylalarla iç içe olan ilçemize ilginin büyük olması bizleri de mutlu ediyor" dedi.
'İLÇEMİZ DOĞAL'
Gölköy ilçesinde ise en fazla Ulugöl'ün ziyaret edildiğini, özellikle Arap turistlerinde buraya rağbet gösterdiğini kaydeden Başkan Uludağ, "İnsanlarımız burada organik doğal ürünlerle yaşıyorlar. Doğayla iç içe yaşıyorlar. Sanayi yok, 30 mahallemizin hepsinde bitkisel ürünler var. Doğada yetişen ürünleri pişirip yiyorlar. İlçemizde bulunan Ulugöl tamamen doğasıyla duruyor, betonlaşma yok. Burayı da bozmayacağız. Bu doğayı koruyacağız. Doğasıyla örtüşmüş bir Ulugöl var. İlçemiz yaylalara da yakın. Köylerde üretilen yöresel ürünlerin standlarda satılması için çalışma yapacağız. Turizm odaklı yapacağımız bu çalışmayla köylülerimizde gelir elde edecekler. Tatilciler ilçemizi gezip dolaşıyor, burayı tercih ediyorlar. Eksikliklerimiz varsa bunları gidereceğiz. Evsel çöp atıklarına da dikkat ediyoruz. Çevre kirliliği olmamasına da özen gösteriyoruz. Gölköy ilçesi olarak yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya hazırız" şeklinde konuştu.
'ORGANİK ÜRÜNLERİ YERİZ'
İlçede yaşayanların yöresel yemekleri tercih ettiğini belirten Cemal Güneş (46), "Burada insanlarımız lahana, turşu, fasulye gibi organik ürünler yiyor. Ailemizde uzun ömürlü, babam 82 yaşında. Allah uzun ömürler versin. Lokantalara gideriz büyüklerimiz normal yemek yemez. Hep köy organik yemekleri yerler" dedi.
'TURŞU BİZİM MİLLİ YİYECEĞİMİZ'
Yedikleri doğal ürünleri kendilerinin yetiştirdiğini anlatan Salih Akdoğan (80) ise, "Küçükten beri hayvancılıkla uğraştığımız için yoğurt, süte alışmışız bunla devam ediyoruz. Kendimiz ürettiğimiz sebzeyi çok tüketiyoruz. Köyle iç içe olduğumuz için yiyeceklerimizi kendimiz hazırlıyoruz. Misafirlerimiz gelince onlara da aynı şekilde ikram ediyoruz" diye konuştu.
Mustafa Türkeş de (85)  yağlı yemeklerden uzak kalınması tavsiyesinde bulunarak, "İnsan vücuduna en yararlı ıhlamur. Süt ve yoğurt yeriz, böylece kemiklerimizde güçlü olur. Yağlı yemeklerden uzak kalacaksınız. Elimden geldiği kadar doğal organik yemeklerden ayrılmayı istemem" ifadelerini kullandı.
Yöresel organik turşu hazırlayan Bircan Akkaya da "Yaptığımız turşularda kullandığımız her şey organik. Hem türetiyoruz hem satıyoruz. Turşu bizim milli yiyeceğimiz. Turşunun yanı sıra fındığımız, cevizimiz, patatesimiz, fasulyemiz, peynirlerimiz, meyvelerimiz var. Turşumuzun özelliği ise her şeyinin doğal olması, suyunun da yayla suyu olması" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------
-Gölköy ilçesi tabelasından görüntü
-Gölköy genel görünüm (drone)
-Ulugöl'den görüntü (drone)
-Turşu koyma görüntüsü
-Ot karıştıran vatandaş görüntüsü
-Fikri Uludağ ile röportaj
-Vatandaşlarla röportaj
-Diğer detaylar

Süre: 4: 01 DK Boyut: 600 MB

Haber-Kaera: Nedim KOVAN-ORDU-DHA

===================

Devraldığı tesiste, mantar üretimini 4 kat artırdı

Aksaray'da devraldığında 2 ayda 5.5 ton kültür mantar üretimi yapan tesisin kapasitesini 4 kat artıran Mehmet Çetinkaya,  2 ayda 20 ila 25 ton mantar üretiyor. İstihdam kapasitesini de artıran Çetinkaya, ürettiği mantarları kilosunu 7.20 liradan satıyor.
Daha önce Antalya Korkuteli'nde kültür mantarı üreten Mehmet Çetinkaya, bölgesinde üretimin fazla olması ve pazar payının daralması  üzerine üretim bölgesini değiştirdi. 1 yıl önce Aksaray'ın Altınkaya köyünde mantar üreden tesisi devraldı.
Çetinkaya, tesisi devraldığında  3 odada  2 ayda yaklaşık 5,5 ton üretim yapıldığı ve 3-4 kişinin çalıştığını belirtti. Şu an üretim ve istihdam kapasitesini artırdıklarını ifade eden Çetinkaya, şunları söyledi:
"Burada 3 odada üretim yapılıyordu ve 2 ayda yaklaşık 5,5 ton mantar üretiliyordu.  Biz bunu 13 odada 20 ila 25 tona çıkardık. Ürettiğimiz ürünleri Aksaray, Niğde, Nevşehir ve yakın bölgelere dağıtımını yapıyoruz. Daha önce 3-4 kişi çalışırken, kapasiteyi büyütünce şimdi 8 kişi çalışmaya başladı. Bununla beraber birde yarı zamanlı 7 ila 8 kişi daha takviyeyle  bu rakam belirli günlerde 16-17 kişiyi de buluyor.ö
Mantar kilosunu 7,20 liraya sattıklarını belirten Çetinkaya, "Biz kompostoyu preslenmiş torba şeklinde alıyoruz. Bizim için daha kolay oluyor. Yerleştirme olarak ve üretim olarak koyduğumuz kompostonun da 15 gün sonra üst toprağını seriyoruz. Yaklaşık 40 gün sonra hasat yapmaya başlıyoruz. "dedi. Mantarın bakımının adeta bir çocuk gibi olduğunu ifade eden Çetinkaya, öİlk gelişinden sulanmasından içerisindeki havasına kadar hepsini özenle takip ediyor ve adeta bebek gibi büyütüyoruz. Hasat zamanı gelince tek tek toplayıp tüketicilerin sofrasına ulaştırıyoruz. Tüketiciler araştırırlarsa sağlık olarak ta vitamin olarak ta yüksek bir ürün." diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------
Ürütelin mantardan detay
Mantarların toplanılması
Tesisten detay
Çetinkaya röp.

Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA))

===================

Dağ bisikletleri ile Palandöken'i gezip rota belirliyorlar

Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın desteği ile Palandöken sıra dağlarında dağ bisikleti ile gezilebilecek rotalar çıkaran ekip, dik yamaçlarda pedal çeviriyor. Kışın kayak yapılan pistlerde yazın da bisiklet sürülmesi için çalışmalar başlatan Dadak ve Çağlayan Doğa Sporları Kulübü sporcuları büyük bir performans sergileyerek dağı karış karış geziyorlar.
DOĞA İLE BAŞBAŞA OLMAK İÇİN PEDAL ÇEVİRECEKLER
Yaşları 9 ile 55 arasında değişen 4'ü kadın toplam 20 sporcu, kent merkezindeki kulüplerinden çıkarak 10 kilometre uzaklıktaki Palandöken sıra dağlarına gitti. Burada dik yamaçlara aldırış etmeden pedal çevirip zirvelere kadar ulaşan bisiklet sevdalısı gençler, antrenörleri ile birlikte her yaştan sporcunun bisikletiyle gezebileceği rotalar çıkardı. Bisikleti hayat felsefesi edinenler için Spor Bakanlığı'nın destekleri ile Palandöken sıra dağlarında rota çizdiklerini söyleyen Türkiye Dağcılık Federasyonu Dağcılık ve Dağ Kayağı Antrenörü Mustafa Tekin, "Öyle bir rota çiziyoruz ki, bisiklete gönül verenler 3 bin 176 rakımlı Palandöken'i sindire sindire gezecekler. Bazen ormanın içinden bazen de köylerden geçerek doğa ile baş başa olacaklar. Palandökenin zirvesine vardığımızda gördüğümüz manzara, yediğiniz her şeyin size dünyanın en lezzetli yiyeceği gibi gelecek. Herkesin görmediği ve asla bilemeyecekleri patikalarda el değmemiş doğayla baş başa olmak pedal çevirmenin tartışmasız en büyük ödülüdür. İster hafta sonu gezgini ister bir macera tutkunu olun, bisikletli seyahate çıkmanın keyfini doyasıya yaşayacaksınız" diye konuştu.
REHBERSİZ GEZEBİLECEKLER
Erzurum'un birçok doğa sporunda olduğu gibi dağ bisikleti konusunda da çok şanslı bir şehir olduğunu vurgulayan Tekin, "Çünkü on dakika pedallayarak şehrin dışına çıkıp doğa ile baş başa kalabiliyorsunuz. Bunu avantaja çevirerek sadece bisiklet kullanarak bu rotalarda temiz hava soluyup sağlığımıza kavuşuyoruz. Bu etkinliklerimiz her yaş grubundan sporcuya hitap etmektedir. Aramızda 9 yaşından elli beş yaşına kadar geniş bir yaş grubunu içeriyor. Yani herkesin yapabileceği zorluk derecesinde rotalar yapmaya çalışıyoruz. Kolaydan zora doğru bunların hepsini işaretliyoruz ve herkesin kullanabileceği uygulamalarda rotaları isimlendiriyoruz. Amaç bisikletle ilgili temel bilgileri öğrendikten sonra bir uygulamadan rotalarımızı yükleyip rehbersizde gezebilirler. Sadece oradaki direktiflere dikkat etmeleri gerekiyor. Kaç saat ayırması, ne kadar eğim çıkması gerektiği gibi her şeyi belirtiyoruz. Bunlara dikkat edilirse bir rehber kullanmadan da kendi performansını biliyorsa kesinlikle herkes yapabilir" dedi
GURUBUN EN KÜÇÜĞÜ
Rota çizen ekibe babası ile birlikte katılan 9 yaşındaki Semih Amil ise, "Ekibin en küçük ben en yaşlısı da babam. Dört yıldır bisiklet sürüyorum. Rota çizim gezisinde babamla birlikte iyi bir performans sergiledik. Okullarında tatile girmesi nedeniyle tüm öğrencilere bisikletleri ile Palandöken'e çıkmalarını tavsiye ediyorum" diye konuştu.
TATİLDE NE YAPACAĞIM DİYE DÜŞÜNMEYİN
Atatürk Üniversitesi'nde öğrenci olan Eda Dal, üyesi olduğu Alpin Outdoor sayesinde bisiklet turlarına ve diğer aktivitelere katıldığını ifade ederek, "Bu tür aktiviteler günlük hayatımıza renk katıyor. Aynı zamanda sağlıklı bir vücuda sahip oluyoruz. 'Yaz tatilinde ne yapabilirim' diye düşünen herkese bu sporu tavsiye edebilirim" dedi.

Görüntü Dökümü
----------
-Bisikletli grubun kent merkezinden hareket etmesi
-Grubun caddede ilerlemesi
-Gruptan genel ve detay görüntüler
-Antrenör Mustafa Tekin ile röp
-Bisikletli sporcunun kask kamerası görüntüsü
-Araziden genel ve detaylar
-Bisikletli grubun drone ile çekilen görüntüleri
-Palandöken'de bisikletlilerden genel ve detaylar
-9 yaşındaki Semih Amil ile röp
-Eda Dal'ın konuşması
-Bisikletli grubun geri dönüşü

(Süre: 8 dk 5 sn, Boyut: 903 MB)

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

==================

Belediye tesisinin yöresel yemek hizmeti ilgi görüyor

Sivas'ta belediyenin işletmeciliğini yaptığı sosyal tesis, dışarıdan gelen misafirlere ve başka şehirde yaşayıp yöresel yemekleri özleyen Sivaslılara nostalji yaşatıyor. Memleket yemeklerini özleyenler, kentin simge yemeklerinden oluşan 'Sivas Tabağı'na ilgi gösteriyor.
Sivas Belediyesi'ne ait kent merkezindeki sosyal tesis, normal lokanta yemeklerinin yanı sıra özleyenler için yöresel yemek hizmeti de sunuyor. Kentin yerel yemek kültüründe yer alan 'Mumbar, içli köfte, yaprak sarması, patatesli hingel ve mantı'dan oluşan menü 'Sivas Tabağı' adı altında isteyenlere servis ediliyor. Özellikle başka şehirlerde yaşayıp tatile gelenler, 'Sivas Tabağı'na ilgi gösteriyor. Doğal olarak elle yapılan yemekler tek tabakta toplanarak büyük bir özenle hazırlanıp servis ediliyor. Ayrıca dışarıdan turizm ya da iş için gelen vatandaşlara ise ilk olarak sosyal tesis personeli tarafından 'Sivas Tabağı' öneriliyor.
Belediye Sosyal Tesislerinin aşçıbaşı Mehmet Aydın, Sivas Tabağı hakkında bilgi verdi. Tüm yöresel lezzetin tek tabakta toplandığını söyleyen Aydın, "35 yıldır bu meslekle uğraşıyorum. 10 yıldır da Sivas Belediyesinde çalışıyorum. Biz tüm yöresel lezzetlerimizi 'Sivas Tabağı' adı altında topladık. Bunlardan içli köfte, mantı, mumbar, hingel ve yaprak sarması bir tabak içerisinde yer alıyor. Bu şekilde de müşterilerimize sunuyoruz. Bu yiyecekleri kadınlarımız kendi el emeği ile yapıyor. İçli köfte, mumbar, yaprak sarma, hepsi doğal olarak elle hazırlanıyor. Bir insan kendi evinde nasıl yiyorsa aynı şekilde de burada hazırlıyoruz. 'Sivas Tabağı'nı Sivas Belediyesi kendisi tasarladı. Müşterilerimiz çok beğeniyor ve memnuniyetle tüketiyor. Biz de özenerek yapıyoruz. Fiyatı da çok uygun. Ayrıca bir çok meslek gruplarına ve öğrencilere de yüzde 25 dolayında indirimlerimiz var. Öğrenciler ve asgari ücretliler rahatlıkla gelip tesisimizden yararlanabiliyor. Uygulamamız müşterilerimizin ilgisini çekiyor, memnun oluyorlar" dedi.
'DAMAK TADIMIZA ÇOK UYGUN'
Halk arasında bilinirliği yüksek olan tesislere dışarıdan gelenler de ilgi gösteriyor. Sivas'ın yöresel mutfağından lezzetler tatmak isteyenler, tek menüde bir çok çeşidi 'Sivas Tabağı' ile tadabiliyor. Hatay'ın Antakya ilçesinde Sivas'a gelen Emre Hazırlar, Sivas Tabağını çok beğendiğini belirterek, "İlk defa denedim. Özellikle 'Buranın en meşhur menüsü nedir' diye sordum. Sivas köftesi ve Sivas tabağını önerdiler. Sivas tabağını tercih ettim. Gayet hoş. Yumuşak bir tadı var. Lezzeti de gayet iyi. Ağır gelmiyor. Bizim damak tadımıza da baharat ve lezzet olarak çok uygun. Herkese öneririm" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------
-Tesisden görüntüler
-Yöresel yemeklerin hazırlık aşamasından görüntü
-Hazırlanan tabağın görüntüsü ve servisi
-Aşçıbaşının açıklamaları
-Müştedrilerden görüntü ve konuşma

(604 mb)

Haber-Kamera:  Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ - 4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement