Kocasının 6 saat rehin aldığı kadın: Mutlu bir hayat yaşamak istiyorum
MERSİN'de, evlerinin balkonunda, çocuklarının gözü önünde eşi tarafından boğazına bıçak dayanarak 6 saat rehin alınan Nurcan Altundal (33), yaşadıklarını anlatarak, "Çok yıprandık. Bitsin artık bu işkence. Çocuklarımla mutlu bir hayat yaşamak istiyorum" dedi.
Merkez Toroslar ilçesindeki evini, 1 Eylül günü 2 çocuğunu da yanına alarak terk etmek isteyen Nurcan Altundal'ı 6 saat süreyle bıçaka rehin alan Ali Altundal, uzun uğraşlar sonucu ikna edildi. Tutuklanan Altundal hakkında 'cebir, tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'silahla tehdit' buçlarında dava açıldı. Altundal'ın yargılaması Mersin 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam ederken Nurcan Altundal, çocukları ile artık mutlu bir hayat yaşamak istediğini söyledi. 2010 yılından bu yana eşinden şiddet gördüğünü belirten Altundal, "15 yıllık evliyiz. İşsiz kalması ve arkadaş çevresine takılması onu çok değiştirdi. 6 ay boyunca evden çıkmadı. Evin ihtiyaçlarını karşılayamıyorduk. Bu yüzden aramızda tartışma çıktı. Sabah çocuklarımla birlikte evi terk etmek için eşyaları topladık. Eşyaları toplu halde görünce kapıyı kilitleyip, yakmaya çalıştı. Ben de balkona çıkarak yardım istedim. Oğlum eşimin elindeki bıçağı görünce boynuma sarılıp 'Anne lütfen ölme' diye yalvardı. Eşim bıçağı boğazıma dayadı. Yüzlerce polis geldi. İmam ve psikolog zor ikna etti. Arka kapıdan oğlumu da yanına alarak çıktı. O anları hala unutamıyorum. Bana uyguladığı şiddeti unutabilirim ama sözlerini asla unutamam" diye konuştu.
BEN DE ÇOCUKLARIM DA ÇOK YIPRANDIK
Olayla ilgili Mersin Adliyesi'nde açılan davanın dördüncü duruşması ocak ayında görülecek. Davanın bir an önce sonlandırılmasını isteyen Altundal, "Ben de çocuklarım da çok yıprandık. Bu süreç bir an önce bitsin. Çocuklarımla mutlu bir hayat yaşamak istiyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Nurcan Altundal belgeleri ile odaya girerkenNurcan Altundal belgelerini incelerkenNurcan Altundal ile röp.SÜRE: 06'20" BOYUT: 708 MB
Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN,
================================
Bitlis'te 112'ye gelen çağrıların yüzde 90'ı asılsız
TÜRKİYE'nin en çok kar alan illerinden Bitlis'te 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi, 21 ambulans ve 5 paletli kar ambulansıyla kış hazırlıklarını tamamladı. Acil Komuta Kontrol Merkezi'ne gelen günlük çağrıların yüzde 90'ının asılsız olduğunu belirten yetkililer, vatandaşları duyarlı olması konusunda uyardı.
Çetin kış şartlarının yaşandığı Bitlis'te 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi, 7 gün 24 saat esasıyla vatandaşlara hizmet veriyor. 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi Sorumlusu Dr. Elif Ergün, gün içinde aldıkları çağrının sadece yüzde 10'unun gerçek vaka olduğunu belirtti. Asılsız çağrıların hatları kesintiye uğrattığını ve gerçek vakaları almalarını zorlaştırdıklarını belirten Ergün, şunları söyledi:
"Günlük 2 bin civarında çağrı alıyoruz. Aldığımız çağrıların yüzde 10'unun gerçek vaka olması reaksiyon sürelerimizi uzatıyor. Bununla ilgili gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Çocuklardan çok fazla çağrı alıyoruz. Ebeveynlerin çocukların eline telefon vermemesini istiyoruz. Bazen kızlar arayıp erkeklerle görüşmek, erkekler de kızlarla görüşmek istiyor."
MEZARLIKTAN ARAYIP BURADA ÇOK SAYIDA ÖLÜ VAR DİYORLAR
Ergün, asılsız çağrılar içerisinde çok ilginç ve komik diyalogların yaşandığına da dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bunlara örnek vermek gerekirse şu an burada birçok ölü var diye arıyorlar. Biz de ekip hazırlıyoruz. Burada bir kriz durumu oluşuyor. Nereden arıyorsunuz diye sorduğumuzda mezarlıktan arıyoruz diyorlar. Eşeğim ya da ineğim kayboldu diye arayan da çok oluyor. Canı sıkılan sohbet etmek için arıyor ya da aşk acısı çekiyorum diye arayan da çok oluyor. Bu tür durumlarda hatları kesintiye uğrattığı için gerçek vakaları almamızı zorlaştırıyorlar. Belki arayanlardan birinin yakını bizi arayacak ve o vakayı almamızı zorlaştırıyorlar."
Bitlis UMKE Birim Sorumlusu Ömer Daşdemir ise "Bitlis İl Ambulans Servisi Başhekimliği olarak sahada şu an toplam 21 ambulansımız bulunmaktadır. Ekiplerimiz vakalara 7 gün 24 saat esasıyla hizmet sürdürmektedir. Aynı zamanda kışlık olarak 4 tane pajero kar paletli ambulansımız, 1 tane snowtrack kar paletli ambulansımız, 2 tanede UMKE aracımız bulunmaktadır. Coğrafi şartlarımız gereği kışın yağan yoğun kardan dolayı 4 tane kar paletli ambulansı ilimizin kritik noktalarına koyduk. Burada oluşturduğumuz destek ekiplerimizle beraber gelen özellikle kırsaldaki vakalara bu şekilde reaksiyon veriyoruz."
KÖY YOLLARINI AÇTIRMAK İÇİN HASTA İHBARINDA BULUNUYORLAR
Bitlis UMKE Birim Sorumlusu Ömer Daşdemir, vatandaşlara 112 hattını gereksiz yere meşgul etmemeleri konusunda ricada bulundu. Daşdemir, "Köy yolları kapalı olduğu zaman İl Özel İdare ekipleriyle görüşerek önden greyder, arkadan ambulansımız köye ulaşım sağlamaktadır. Önümüz kış olduğundan dolayı vaka yoğunluğumuz artmaktadır. Bizler de vakalarımıza daha hızlı bir sürede reaksiyon verebilmek adına Bitlis halkımızdan 112 hattını gereksiz yere meşgul etmemelerini rica ediyoruz. Özellikle kışın sırf köy yollarını açtırabilmek için 112'den ambulans talebinde bulunan vatandaşlarımız oluyor. Ekiplerimiz almış olduğu vaka doğruymuşçasına olay yerine gittiği için, bazen gerçek vakalara ulaşmakta sıkıntı yaşıyoruz. Böyle bir durumda başka bir insanın hakkına girmiş oluyoruz. Gönüllülük esasına dayalı UMKE biriminde çalışan 48 gönüllümüz bulunmaktadır. 112'nin kırsalda ulaşamadığı vakalarda UMKE ekiplerimiz hazırlanıyor. 7 gün 24 saat görevdeyiz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-112 Acil Komuta ve kontrol merkezinden görüntüler-Gelen çağrılardan detay-Çağrılara cevap veren 112 Acil Komta Merkezi personellerinden detaylar-Acil Komuta Merkezi Birim Sorumlusu Dr. Elif Ergün ile röportaj-UMKE Birim Sorumlusu Ömwer Daşdemir ile röportaj-Özel ve genel detaylar
Özcan ÇİRİŞ- Ceren KURTYE/BİTLİS, -
==================
Diyarbakır'da üretiliyor tüm Türkiye'ye gönderiliyor
DİYARBAKIR'da, sütlü Nuriye tatlısı ve güllaçtan esinlenerek yapılan soğuk baklava, Türkiye'nin dört bir yanına yayıldı. Baklavacı Mehmet Altunbay (35), soğuk baklavada daha az hamur ve şeker kullanıldığını ifade ederek, diğer tatlılara oranla çok daha hafif olan soğuk baklavanın patentini almak için başvuruda bulunduğunu belirtti.
Diyarbakır'da baklava ustası Mehmet Altunbay, 2 yıl önce sütlü Nuriye tatlısı ile güllaçtan esinlenip, soğuk baklava üretmeye başladı. Yaptığı soğuk baklava tercih edilmeye başlayınca, Diyarbakır'daki birçok tatlıcı soğuk baklava üretimine başladı. İlk defa Diyarbakır'da üretilen soğuk baklavanın beğenildikten sonra bütün Türkiye'ye yayıldığını anlatan baklava ustası Mehmet Altunbay, üreticilerin siparişleri yetiştirmekte güçlük çektiğini kaydetti.
PATENT BAŞVURUSUNDA BULUNDU
Altunbay, soğuk baklavanın patentini almak için girişimlerde bulunduğunu ifade ederek, "Soğuk baklavada daha az hamur ve şeker kullanılıyor. Ayrıca sütten yapılması nedeniyle diğer tatlılara oranla çok daha hafif. Bu özelliği sayesinde yılın dört mevsimi boyunca tercih ediliyor. Bu tatlıyı ilk kez Diyarbakır'da yaptık. Çok beğenildi. Sonra Ankara ve İstanbul'daki şubelerimiz için de üretmeye başladık. Şu an soğuk baklava Türkiye'de aranan bir tatlı haline geldi" diye konuştu.
'DİYETTE OLANLAR SOĞUK BAKLAVAYI TÜKETEBİLİR'
Sütlü şerbetten sonra üstüne çikolata tozu serpilen soğuk baklavanın birçok çeşidinin bulunduğunu anlatan Altunbay, diyette olanların soğuk baklavayı tüketebileceğini söyledi. Altunbay, "Cevizli soğuk baklava, fıstıkzade soğuk baklava, sütlü çikolatalı, bitter çikolatalı ve beyaz çikolatalı soğuk baklavamız bulunuyor. Önümüzdeki günlere çeşitleri artırmayı planlıyoruz. Bu konuda AR-GE çalışmalarımız sürüyor. Diyette olanlar soğuk baklavayı tüketebilir. Diğer tatlılara göre kalorisi biraz daha azdır" dedi.
Altunbay, cevizli soğuk baklavanın kilogramının 70, fıstıkzade soğuk baklavanın kilogramının ise 90 lira olduğu söyledi.
Görüntü Dökümü -------------Baklava imalathanesiSoğuk baklavanın yapılış evreleriMehmet Altunbay'ın röportajıMuhabir Selim Kaya'nın anonsuSoğuk baklavanın hazır hale gelmesiRafta yerini almasıMüşteriye servis edilmesiMuhabir Selim Kaya'nın anonsuNecmettin Olgun'un röportajıGenel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN- Selim KAYA/DİYARBAKIR,GÖRÜNTÜ BOYUTU: 573 MB
===================
Çanakkale'de balıkçı esnafından 'tombik' uyarısı ÇANAKKALE'DE balık hali esnafı, tombik balıklarının 'torik' diye satıldığını belirterek, vatandaşları alışveriş yaparken dikkatli olmaları konusunda uyardı. Hal esnafından Engin Tunç, "Vatandaşlar bu kanlı ve ekşimsi balık ile torik ve palamudu karıştırmamalı. Çünkü bazen torik ya da palamut diye tombik satılıyor. Vatandaşımız kandırılmamak istiyorsa, alışverişini bildikleri esnaftan yapsın" dedi.
Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle bu yıl balık sezonunda balık çeşidi bollaşmayınca, bu durumu fırsat bilen balıkçılar, tombik balığını torik etiketiyle satmaya başladı. İki balık arasındaki farkın, renginden ve çizgi belirginliğinden anlaşılabileceğini belirten balıkçılar, tüketicileri dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Tombik, karın altındaki beneklerinden anlaşılırken, torik balığının ise karın altı beyaz, sırt çizgileri belirgin oluyor.
'TORİK DİYE, TOMBİK SATILMAKTA'
Çanakkale Balık Hali'nde balıkçılık yapan Engin Tunç, torik balığının sonbaharda Karadeniz'den Ege'ye doğru göç eden bir balık türü olduğunu belirterek, "Palamudun büyüğü diye tabir ediliyor. Fakat biz ayrı bir cins olduğunu düşünüyoruz. Son zamanlarda piyasalarda torik diye tombik satılmakta. Aynı ebatta ve aynı boyda. Vatandaşlarımızın bilgisi olması açısından bunu karıştırmamalı. Torik kendi başına bir balıktır. Palamudun büyüğü olarak nitelendirilebilir. Eti lezzetli ve mevsimsel bir balıktır. Ama tombik orkinosun küçüğüdür. Biraz eti kanlı ve ekşimtrak olur. Onun için vatandaşların aynı fiyata almamalarını tavsiye ederim. Bu tür balık türlerini bildiklerini bir balıkçıda alsınlar. Torik son zamanlarda Bozcaada ve Gökçeada'da o bölgelerde yataklayan bir balık türü. Dolayısıyla kış aylarında denizlerimizden çıkıyor ve tezgahlarımızda mevcut. Daha önceleri torik tane bazında satılıyordu. Fakat herkes yesin diye biz toriği dilim dilim kesip, somon gibi kilosu 50- 55 liradan satıyoruz" dedi.
Halde torik ile palamutun kilosu, ortalama 50 TL'den satılırken, tombik ise 20 liradan alıcı buluyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Çanakkale balıkhilalindeki toriklerden genel ve detay görüntü.-Torik, tombik ve palamut görüntüsü.-Balıkhali esnafı Engin Tunç ile röp.
Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE,
======================
Türk turizmcilere 'milyon euro ceza' uyarısı KİŞİSEL Verileri Koruma Temsilcisi, Görevlisi ve Denetçisi Fulya Özbilgi, Avrupa Birliği'nde yaşayanlara yönelik turizm, havayolu, bankacılık, sağlık sektöründe hizmet veren Türk firmalarının, müşterilerinin kişisel verilerini korumaya yönelik milyonlarca euro ceza ile karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Kişisel Verileri Koruma Temsilcisi, Görevlisi ve Denetçisi Fulya Özbilgi, Avrupa Birliği'nde yaşayanların kişisel verilerini korumaya yönelik 'General Data Protection Regulation (GDPR): Genel Veri Koruma Tüzüğü' adlı yönetmeliğin uygulandığını anlattı. AB dışındaki bir şirketin, AB'nin ekonomik alanındaki kişilere hizmet sunması halinde yönetmelik kapsamında değerlendirileceğini dile getiren Özbilgi, Türk firmalarının, müşterilerinin kişisel verilerini korumaya yönelik çalışmalar yapması gerektiğine dikkati çekti.
Genel Veri Koruma Tüzüğü'nün, Türkiye'de turizm, ulaşım ve sağlık sektöründe Avrupa'ya hizmet sunan firmalar tarafından bilinmediğini anlatan Özbilgin, "Avrupa Birliği ekonomik alanında hizmet sunan Türk firmalarının, AB'nin uyguladığı Genel Veri Koruma Tüzüğü'ne göre kişisel veri koruma temsilcisi ile kişisel veri koruma görevlisi istihdam etme zorunluluğu bulunuyor. Türkiye'ye gelen AB vatandaşı misafirlerin kişisel verilerinin çalınmasına yönelik oluşacak davalarda AB yasaları uygulanacağı için Türk firmaları milyon euro cezalarla karşı karşıya kalabilir" dedi.
Avrupa Birliği'nin 28 Mayıs 2018 tarihinde GDPR yönetmeliğini çıkardığını anlatan Özbilgi, şunları söyledi:
"Genel Veri Koruma Tüzüğü, AB ülkelerinde yaşayanların kişisel verilerini korumaya yönelik. Bu yönetmelik Avrupa Birliği içerisinde geçerli, ancak Avrupa Birliği dışında bir şirket AB'de yaşayanlara mal satıp hizmet sağlıyorsa, o zaman yönetmeliğin uygulanması gerekiyor. Yönetmelik kapsamında kişisel veri görevlisi ve AB'de temsilcisi gerekiyor. Bu yönetmelik genellikle turizm sektörünü ilgilendiriyor. Türkiye'deki turizmciler, AB'de yaşayanlara hizmet verdiği için bu yönetmeliğin uygulanması gerekiyor. Sağlık turizmi, bankacılık, havayolu şirketlerinin uygulaması gerekir. Kişisel Veri Koruma Kanunu, Türkiye'de yaşayanların korunmasına yönelik. GDPR ise Avrupa Birliği'nde yaşayanları korur. Türk firmalar, yıllık cirolarının yüzde 4'ü kadar yaptırıma maruz kalabilir."
Fulya Özbilgi, GDPR kapsamında AB'de yaşayanlara hizmet sunan bir ABD turizm firmasına yönelik ağır para cezası verildiğini dile getirdi. GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Fulya özbilen ile röp-Detaylar
Haber: Tolga YILDIRIM- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA, ============================
4 bin 600 yıllık kaya mağaralarının turizme kazandırılması isteniyor
Sivas'ın Zara ilçesinde kayalık oyularak oluşturulan ve yaklaşık 4 bin 600 yıllık geçmişi bulunan Tödürge Kaya Mağaraları, görenleri hayran bırakıyor. Bölge halkı, 100'ü geçkin mağaranın bulunduğu ve apartman görünümü ile dikkat çeken oluşumun turizme kazandırılmasını istiyor. İlçe sınırları içindeki Tödürge köyünün kuzey ve güneybatısındaki kayalıklarda yer alan yaklaşık 100 mağara, ilginç görüntüsüyle dikkat çekiyor. 4 bin yıl önce barınma ve sığınma amacıyla yapıldığı tahmin edilen mağaralar, yan yana ve alt alta görüntüsü ile ilgi görüyor. Bakıldığında apartmanı andıran mağaralarda, küçük odacıklar yer alıyor. İlk olarak Roma döneminde kullanıldığı tahmin edilen mağaraların, daha sonra çeşitli medeniyetlere de ev sahipliği yaptığı biliniyor. Kaya mağaralarının bazı kısımlarında ise Horasan harcından örülmüş taş duvarlar ve gözetleme delikleri bulunuyor. Köyü çevreleyen kaya mağaralarının, 4 bin 600 yıllık olmasına rağmen, kuzeyinde bulunan büyük kayalıkta ise haç işareti görülüyor. Bu işaretin, Hristiyanlığın Anadolu'da yayılmaya başladığı dönemlerde kayalığa işlendiği tahmin ediliyor. 'BURAYA TURİSTLERİ BEKLİYORUZ'Mağaralar hakkında bilgi veren Tödürge köyü muhtarı Osman Özen, "Kaya mağaralarının 4 bin 600 yıllık bir tarihi var. Buradaki mağaralarda Romalıların yaşadığı biliniyor. En son bizim bildiğimize göre Ermeniler de burada yaşamış. Buraları ev olarak kullanmışlar. Daha sonra ise depo olarak kullanılmış. Dedelerimiz buraları soğuk hava deposu olarak kullanıyordu. Ama şu anda biz kullanmıyoruz. Tödürge köyü şirin bir köy. Turistlerin ilgisini çekecek özelliklere sahip ama beklediğimiz ilgiyi göremiyoruz. Şu an turist sayısı çok az. Köyümüze turistleri bekliyoruz. Kaya mağaralararındaki merdivenlerin daha iyi ve detaylı yapılmasını istiyoruz. İleriye dönük burada çalışmalar yapılmasını ve turizme açılmasını istiyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü: -------------Drone görüntüleri-Köyden ve mağaralardan görüntüler-Muhtarın açıklamaları
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Yasin KIRAS/ZARA (Sivas),
===========================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?