55 milyon liralık arsayı sahte evrakla satmaya çalışırken yakalandılar
ADANA'da başkasına ait 55 milyon TL değerindeki araziyi sahte evrak düzenleyerek satmaya çalıştıkları iddiasıyla 2'si noter çalışanı 6 kişi, düzenlenen operasyonla yakalandı.
Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Seyhan ilçesine bağlı Pınar Mahallesi Ali Bozdoğan Bulvarı'nda bulunan Erol Kavlak'a (70) ait 55 milyon lira değerindeki 11 dönüm arazinin, 25 milyon liraya iş adamı İ.Y.'ye satılmak istendiği ihbarını aldı. Araziyi satmaya çalıştığı iddia edilen Bülent D. ve Ramazan K. ekiplerince gözaltına alındı.
VEKALETNAMEDEKİ İMZA SAHTE ÇIKTI
Araştırmasını genişleten polis, arazinin Erol Kavlak'ın vekaletiyle İhsan B. tarafından (27), 2 milyon 400 bin liraya seyyar mısır satıcısı olan Kamil G.'ye satıldığını, sonrasında da 2 milyon 450 bin liraya işsiz Ramazan K.'ye devredildiğini tespit etti. Yapılan kriminal incelemede ise vekaletnamedeki Erol Kavlak imzasının sahte olduğu belirlendi. Bu gelişmeler üzerine Kamil G., Ramazan K. ile vekaletnamenin hazırlandığı noterin başkatibi İlkay K. ve katip Bergüzar Ö. de gözaltına alındı. Başkatip İlkay K., sorgusunda, vekaletnamenin usulüne uygun şekilde hazırlandığını öne sürdü. Ancak noterdeki güvenlik kamerasında, işlemin yapıldığı güne ait görüntü kaydı bulunamadı.
ZANLILAR SERBEST BIRAKILDI
Emniyetteki işlemlerinin ardından Adana Adli Tıp Kurumu'nda sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler Bülent D., Ramazan K., İhsan B., Kamil G., Bergüzar Ö. ve İlkay K. adliyeye sevk edildi. İlkay K. savcılık tarafından, diğer şüpheliler ise nöbetçi mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü--------------------------Zanlıların adli tıp birimine getirilmesiZanlıların adli tıp biriminden çıkarılmasıAdli tıp tabela
Süre: 01'19" Boyut: 147 MBHaber: Rüşan Anıl ATAR-Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,
==========================
İzmir merkezli FETÖ operasyonu: 36 gözaltı
İZMİR merkezli 9 ilde Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda, örgütün kriptolu haberleşme programı 'ByLock' kullandıkları belirlenen 36 şüpheli gözaltına alındı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY'ye yönelik operasyon başlatıldı. İzmir merkezli 9 ilde, belirlenen adreslere baskın yapıldı. Baskınlarda 36 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilerin örgütün kriptolu haberleşme programı 'ByLock' kullandıkları tespit edildi. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ise 452 bin 800 lira, 11 bin 850 euro, 223 bin 850 dolar, 55 cep telefonu ve çok sayıda sim kart, 20 taşınabilir WiFi, 4 sahte kimlik, çok sayıda örgütsel yayın, doküman ve dijital materyaller ele geçirildi. Şüpheliler sağlık kontrolünün ardından sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Şüphelilerden görüntü
Haber-Kamera: İZMİR,
=============================
Engelli öğrencileri taşıyan minibüs kaza yaptı: 4 yaralı
ANTALYA'da engelli öğrencileri taşıyan minibüsle bir otomobil kontrolsüz kavşakta çarpıştı. 4 öğrenci kontrol amaçlı hastaneye götürüldü. Öğrenci velilerinden Derya Bora, kaza anında çok korktuklarını söyledi.
Kaza, saat 08.00 sıralarında Kızılarık Mahallesi 2757 Sokak'taki kontrolsüz kavşakta meydana geldi. Engelli öğrencileri taşıyan Mücahit Selcan'ın kullandığı 07 ADC 064 plakalı minibüs, Amir Reza Yolbiç'in kullandığı 07 MA 5950 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada minibüste bulunan öğrencilerden 4'ü hafif yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine gelen sağlık ekipleri, 4 öğrenciyi tedbir amaçlı çeşitli hastanelere götürdü.Minibüste bulunan öğrenci velilerinden Derya Bora, rehabilitasyon merkezine gitmek için evden çıktıklarını belirterek, "Tam kavşağa yaklaştığımızda bir aracın bizim minibüsün önüne çıktığını gördük. Çarpışmanın ardından minibüs elektrik direğine ve çöp koyteynerine çarparak durabildi. Çok korktuk" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -----------------Yerde oturan öğrenci ve velilerden görüntü-Polisin çalışması-Çarpışan araçlardan görüntü-Yaralıların sedye ile ambulansa alınma görüntüsü-Olay yerinden genel görüntü-Derya Bora isimli bir velinin kazayı anlatması'136 MB// 1 DK 15 SN'
Haber Kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,
=================================
'Sebze meyvedeki fahiş fiyatın nedeni serbest piyasa'
ANTALYA Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, çiftçinin dert yandığı fiyat manipülasyonunun, serbest piyasa ortamından kaynaklandığını savundu. Alp, "'Serbest piyasa' deyip 4,50 TL'ye aldığını 7 TL'ye satarsa doğru olmaz. 20 sene önce ürüne en fazla yüzde 35 kar koyulurdu. Yüzde 36 olunca cezası vardı. Ancak şimdi öyle bir şey yok. 1 TL'ye aldığını 2 TL'ye satabilirsin" dedi.
Türkiye'de turizm kadar örtü altı yaş meyve sebze üretiminde de adından söz ettiren Antalya'da, ülke genelindeki sebze meyve ihtiyacının yarısını karşılanıyor. Her mevsim üretilen yaş sebze meyveleri, hem iç piyasaya süren hem de ihraç eden Antalyalı çiftçi, ürünlerinin tarla fiyatıyla pazar fiyatı arasındaki farktan yakındı. Çiftçiler, yaz- kış demeden emek vererek, yetiştirdikleri ürünlerinin Antalya'dan çıkış fiyatıyla İstanbul'da tezgaha getirildiği fiyatlar arasında yüzde 100'ün üzerinde fark olmasının, kendilerine zarar verdiğini söyledi.
Antalya Ziraat Odası Başkanı Alp, sorunun ne üreticiden ne toptancı hallerindeki komisyonculardan kaynaklandığını söyledi. Problemin tek nedeninin, serbest piyasa ortamı olduğunu anlatan Başkan Alp, çiftçilerin toptancı haline getirdikleri ürünlerini komisyonlar aracılığıyla gerek iç piyasaya gerek yurt dışına kolaylıkla ulaştırabildiğini söyledi. Komisyoncuların aldığı yüzdenin sabit olduğunu anlatan Alp, "Komisyoncular toptancı hale gelen ve o günün şartlarına göre kilogram fiyatı belirlenen ürünün kilogramından yüzde 12 kesinti yapar. Bunun yüzde 8'i kendisine kalır, yüzde 4'ünü de büyükşehir belediyesine ya da maliyeye öder" diye konuştu.
Çiftçiden kilogramı 2,50 TL'ye alınan ürünün İstanbul'a götürülmesinin maliyetinin 1,20 TL olduğunu da kaydeden Alp, yaş sebze meyvede tarla ile tezgah fiyatları arasındaki makasın anormal düzeyde açık olmasının nedeninin, serbest piyasa olduğunu belirtti. Alp, şöyle konuştu:
"Ulaşımı, ambalajı, işçi parasını üst üste koyunca 2,50 TL'ye alınan ürün, İstanbul'a gidince 3,70 TL oluyor. Orada da komisyoncudan alan tüccar kar payı koyuyor. Pazarcı da alıyor ve serbest piyasa olduğu için pazarın genel durumuna göre fiyat belirliyor. İstanbul Hali'nden diyelim ki domatesi 4,50 TL'ye aldı. O da kar payı koyacak ama elini de vicdanına koyması lazım. 'Serbest piyasa' deyip 4,50 TL'ye aldığını 7 TL'ye satarsa doğru olmaz. Fiyatların manipüle edilmesinin tek sebebi serbest piyasadır. 20 sene önce, aldığın ürüne en fazla yüzde 35 kar koyulurdu. Yüzde 36 olunca cezası vardı. Ancak şimdi öyle bir şey yok. 1 TL'ye aldığını 2 TL'ye satabilirsin."
ÇİFTÇİ FİYATLARDAN MEMNUN DEĞİL
İhracat olmadığı için yaş meyve sebzenin iç piyasada arttığını ve fiyatların düştüğünü anlatan Nazif Alp, Antalyalı çiftçinin fiyatlardan memnun olmadığını söyledi. Domatesin kilogramının 2,50 TL, kokteyl domatesin 3 TL, kıl biberin 5 TL, çarliston biberin 1,50 TL, patlıcanın 1,40 TL, kabağın 2,80 TL, salatalığın 2,50 TL olduğunu belirten Alp, şu anda patlıcanın en az 3- 3,50 TL, kıl biberin ise 7- 7,50 TL arasında olması gerektiğini söyledi.
'TARIM ÜRÜNLERİNDE SERBEST PİYASA OLMASIN'
Aksu ilçesinde 18 dönüm serada domates ve biber yetiştiren Atalay Şimşek, serbest piyasanın üreticiyi mağdur ettiğini söyledi. Çiftçinin piyasada önünü göremediğini, günün şartına göre ürünlerini piyasaya sürdüklerini belirten Şimşek, "Geçen sene benim 3 TL'ye sattığım ürünü İstanbul'daki tüketici 10 TL'ye alıyor. Büyük uçurum var. Kontrol edilmiyor bence. Komisyoncuların fiyatlara bir etkisi yok. Ürün halden pazara çıkarken o arada bir kaçamak var. Halden alan pazarcı 3 TL'ye aldı. Pazar tezgahına gelene kadar denetim iyi yapılmalı. Eskiden ben de pazarda sattım. Belediyenin zabıtası gelip kaça aldığımızı sorardı. Ona göre fiyatı belirlerdi. Yüzde 100 kazanç hangi sektörde var" diye konuştu.
Şimşek, tüketicinin pazarda satış yapan esnafa ürünü kaça aldığını sorma hakkı olduğunu da kaydetti.
Antalya'da çilek üretiminde önemli olan Serik ilçesine bağlı Kadriye bölgesinde çilek tarlaları bulunan üretici Şaban Aksoy ise durumu meyve üretimi açısından değerlendirdi. Aracıların fiyatların dengesiyle oynadığını belirten Aksoy, "Geçen hafta İstanbul'da pazarda 50 TL'ye çilek gördüm. Antalya'da çilek 10 TL'nin üzerine çıkmadı henüz. Aracılar diledikleri fiyatı veriyor. Bir denetleyen yok. Bu çiftçi olarak bizi çok etkiliyor. İnsanlar 50 TL'ye çilek yiyemeyince arz oluşmuyor. Nakliye ve paketleme çok büyük masraflar değil. En azından serbest piyasa tarım ürünlerinde olmasın. 50 TL'ye çileği görünce üzüldüm" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Halden görüntülerDomateslerden görüntüZiraat odası dış plan görüntüRÖP 1: Nazif Alp Biber serasından görüntüRÖP 2: Atalay ŞimşekRÖP 3: Şaban AksoyDetaylar989 MB-- 08.56//HD
HABER: Alparslan ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
========================
Babalar, çocuklarıyla aynı fakültede eğitim görüyor
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi'nde 3 baba, çocuklarıyla birlikte lisans ve lisansüstü eğitim görüyor. Babalar ve çocukları fakültede birlikte eğitim görmenin mutluluğunu yaşıyor.
Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcılığı görevini devam ettiren 3 çocuk babası Nihat Ağan (48), ÇOMÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı'nda yüksek lisans yaparken, kızı Beyza Ağan (19) ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü'nde eğitimine devam ediyor. Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nde çalışan Fatih Yıldırım (44) ise, Tarla Bitkileri Bölümü'nde yüksek lisans yaparken, oğlu Berk Yıldırım (21) aynı bölümde lisans öğrencisi olarak eğitim görüyor. Biga Tarım İlçe Müdürlüğü'nde çalışan 2 çocuk babası İsmail Kaçar (54) aynı zamanda Zootekni Bölümü birinci sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam ederken, oğlu Mustafa Kaçar ise, Tarla Bitkileri Bölümü'nden yüksek lisans yapıyor.
Baba ve oğullarına eğtim veren Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Harun Baytekin, yaklaşık 20 yıldır ÇOMÜ kadrosunda olduğunu söyleyerek, "Bu sene ilginç bir tesadüfü yaşıyoruz. Daha önce lisans eğitiminde Tarla Bitkileri Bölümü'nde öğrenimine devam eden Fatih Yıldırım arkdaşımız bu sene yüksek lisans başladı. Yine Fatih'in oğlu Tarla Bitkileri Bölümü'nde son sınıf öğrencisi. Bizim ilk mezunlarımızdan, Balıkesir Tarım İl Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Nihat Ağan, daha önce yanımda yüksek lisansa başlamıştı. Geçtiğimiz dönem aftan yararlanarak yüksek lisans eğitimine devam ediyor. Kızı Beyza da Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü birinci sınıfına kayıt oldu. Geçtiğimiz öğrenim yılında Tarla Bitkileri Bölümü'nden mezun olan Mustafa Kaçar öğrencimiz yanımda yüksek lisans yapmaya başladı. Mustafa'nın babası bu sene Zootekni Bölümü'ne kayıt oldu. Çok mutlu olduk. Gerçekten yaşam boyu eğitimin bütün örneklerini burada görüyoruz. Hem yabancı dilde, hem de Türkçe olarak internette tarama yaptım. Böyle bir olayın benzeri dünyada yok. Öğrencilerimizin farklı günlerde dersleri var. Benden de ders alıyorlar. Lisans üstü öğrencilerim zaten ağırlıklı olarak benim derslerimi ve aynı bölümde öğretim üyesi olarak görev yapan arkadaşlardan ders alıyorlar. Lisans öğrencileriyle de belli dönemlerde derslerimiz oluyor. Biz babaları ve çocukları bir araya getirdik. Bu haberin çekimleri sayesinde de, özgün araştırmalarımızı nasıl yapıyoruz, nasıl planlıyoruz, nasıl sürdürüyoruz, bunları babalarına ve çocuklarına aynı sıralarda birlikte anlatma fırsatımız oldu" ifadelerini kullandı.
'TARİF EDİLMEZ BİR DUYGU'
Balıkesir Tarım ve Orman İl Müdür Yardımcısı Nihat Ağan, 2018 yılında ÇOMÜ Ziraat Fakültesi'nde yüksek lisans eğitimine başladığını söyleyerek, "Kızım Özlem Beyza da Tarım Ekonomisi Bölümü'nde devam ediyor. Tarif edilmez bir duygu. Üniversite üçüncü sınftayken kızım doğmuştu, o zaman öğrenciydim. Şimdi üçüncü sınıfta doğan kızımla aynı sıralarda öğrenciliğe devam ediyorum. Çok farklı bir duygu " dedi.
'BABAMLA AYNI SIRAYI PALYAŞIYORUM'
Özlem Beyza Ağan ise, "Babam seni hep mühendis yapacağım diyordu ama ben olmak istemediğimi söylüyordum. Sonra beni ikna etti, bana da mantıklı geldi. O yüzden bu bölümü tercih ettim. Şu an memnunum, mutluyum. Babamla aynı sırayı paylaşmak güzel bir duygu" diye konuştu.
BABA LİSANS OĞLU YÜKSEK LİSANSTA
Baba İsmail Kaçar ise, "Zeoteknik Bölümü birinci sınıf öğrencisiyim. Oğlum Mustafa Kaçar, Tarla Bitkileri Bölümü'nde yüksek lisans yapıyor. Onunla aynı fakültede, aynı sıralarda eğitim göremek hayal bile edemeyeceğim bir şey. Gerçekten çok mutluyum. Şu anda oğlumla aynı duyguları paylaşıyorum" dedi.
Oğlu Mustafa Kaçar, Tarla Bitkileri Bölümü'nde yüksek lisans yaptığını söyleyerek, "Bu hiç bizim aklımızda olmayan bir şeydi. Babam İlçe Tarım Müdürlüğü'nde çalışıyor. Bu sene Zootekni Bölümü'nü kazandı, birinci sınıf oldu. Ben yüksek lisans yapıyorum. Gerçekten çok değişik bir duygu. Normalde babalar üstte olur yaş itibariyle, oğulları aynı bölümde okusalar bile alttan gelirler ama bizde de tam tersi oldu. Ben yüksek lisans yapıyorum, babam lisansa başladı. Gerçekten çok değişik bir duygu. Anlatılmaz bir duygu. Okumanın hiçbir zaman yaşı yok. Hayat boyu öğrenmeye devam ediyoruz. Aynı çatı altında baba oğul okumaktan mutluyuz" diye konuştu.
'BİLGİ ALIŞVERİŞİMİZ OLUYOR'
Çocuğu sayesinde ÇOMÜ Ziraat Fakültesi'ne başladığını söyleyen Fatih Yıldırım ise, "Çocuğumu üniversiteye hazırlarken farkında olmadan kendimi de hazırlamışım. Onun sayesinde başladım. Buradaki öğretmen kalitesini de görünce çocuğumun da bu okulda okumasını istedim. O da puanı yüksek olmasına rağmen kırmadı, benim okuduğum bölümde eğitimine devam etmekte" diye konuştu.
Berk Yıldırım ise, "Tarla Bitkileri Bölümü'nde dördüncü sınıf öğrencisiyim. Harun hocama babamla birlikte aynı sıraları paylaşmamıza vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Babamla birlikte aynı sıraları paylaşmak ender rastlanacak olaylardan ama gerçekten çok güzel bir duygu. Birbirimizle ara sıra soru paylaşımımız oluyor. Mutlaka bilgi alışverişimiz oluyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Babalar ve oğullarının sınıfta, sıralarda ders görmesinden genel detay görüntü.-Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Harun Baytekin ile röportaj.Baba Nihat Ağan ve kızı Özlem Beyza Ağan ile röportaj.-Baba İsmail Kaçar ve oğlu Mustafa Kaçar ile röportaj.Baba Fatih Yıldırım ve oğlu Berk Yıldırım ile röportaj.
Haber-Kamera: Burak GEZEN-Cemhan ŞEN/ÇANAKKALE,
==========================
Karadeniz'de fırtına etkili oldu, tezgahlarda balık azaldı
KARADENİZ'de etkili fırtına nedeniyle av yapılamayınca tezgahlarda balık azaldı.
Karadeniz'de, 1 Eylül'de 'vira bismillah' diyen balıkçılar, av sezonunu sürdürüyor. Bölgedeki denizde etkili olan fırtına nedeniyle bir haftadır tekneler, denize açılamıyor. Av yapılamayınca tezgahlarda da balık azaldı. Az miktarda avlanan balık ise kısa sürede tükeniyor. Balıkçılar, hamsi sürülerinin daha soğuk olan kuzeye yönelip Gürcistan'a geçtiğini, bu nedenle hamsi avının da azaldığını belirtiyor.
Sinoplu balıkçı İbrahim Karaarslan, hava şartlarından dolayı balık tezgahlarında bolluğun olmadığını belirterek, "3-4 günden beri hava çok sert, şiddetli bir rüzgar var. Onun için tezgahlardaki çeşit çok az. 500 kasa kadar hamsi avladık, şimdi onu satıyoruz. Havalar düzelince çeşit de bollanacak. Hamsi şu anda 10 liradan satılıyorö dedi.
Balıkçı Olcay Karabulut ise, "300 kasa hamsi avladık, bu hamsi de ancak Sinop'a yetti. Çevre illere yollayamadık. Trollerde balığımız yok. Artık kış geldi ve deniz suyu soğudu, daha bol balık olacak. Ama şu an şiddetli rüzgar olduğu için denize çıkamıyoruzö diye konuştu.
Görüntü Dökümü-----------------------------Balık avı havadan detay-Tezgahlarda hamsiler detay-Balıkçı İbrahim Karaarslan açıklamaları-Balıkçı Olcay Karabulut açıklamaları-Tezgahlar detay
(SURE: 02.38 DK) (BOYUT: 293 MB)
Haber-Kamera: Esra AKSU/SİNOP,
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-6 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?