İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika
Güncel

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Munzur Nehri'nde eğitim yapan JAK timinin botu devrildi: 1 asker kayıpTUNCELİ'de Munzur Nehri'nde eğitim yapan Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timinin botu devrildi.

17.03.2020 15:12

Munzur Nehri'nde eğitim yapan JAK timinin botu devrildi: 1 asker kayıp

TUNCELİ'de Munzur Nehri'nde eğitim yapan Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timinin botu devrildi. Suya düşen 4 askerden 3'ü kurtulurken, biri akıntıyla kayboldu. Kayıp askerin bulunması için bölgeye ekip sevk edilirerek çalışma başlatıldı.

Olay, öğle saatlerinde Tunceli- Ovacık karayolunun 7'nci kilometresinde meydana geldi. Munzur Nehri'nin Anafatma mevkisinde eğitim yapan İl Jandarma Komutanlığı bünyesindeki JAK timinin kullandığı bot devrildi. Devrilen bottaki 4 asker suya düştü. Askerlerden 3'ü kendi imkanlarıyla sudan çıkarken, biri ise akıntıya kapılıp gözden kayboldu. İhbarla bölgeye çok sayıda takviye ekip gönderildi. Ekipler, kayıp askerin bulunması için çalışma başlattı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

TUNCELİ

===========================

Kesik kol olayında fidye isteyen veteriner iki yıl önce borç para istemiş

MANİSA'nın Soma ilçesindeki baraj gölü kenarında bulunan kesik insan koluna ait cansız bedeni arama çalışmalarına devam edildi. Kesik kolun, 9 gün önce kırsal Bayat Mahallesi'nden kaçırılan Özcan Eren'e (22) ait olduğu tahmin edilirken, Özcan'ın dedesi Şaban Eren (72), fidye isteyen veterinere 2 sene önce borç verdiğini söyledi.Sevişler Mahallesi'nde baraj gölü kıyısında, geçen 14 Mart'ta öğleden sonra, çevredekiler tarafından omuzdan kesik insan kolu bulundu. Durum hemen güvenlik güçlerine bildirildi. Soma İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri ve Soma İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından, olay yerinde geniş çaplı araştırma başlatıldı. Bir erkeğe ait olduğu belirlenen kesik kol muhafaza altına alınıp, DNA incelemesi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.  Güvenlik güçleri, kolun 9 gün önce kırsal Bayat Mahallesi'nden kaçırılan ve ailesinin kayıp başvurusunda bulunduğu Özcan Eren'e ait olabileceği şüphesi üzerine yoğunlaştı. EREN'İN DEDESİNDEN 450 BİN LİRA FİDYE İSTENMİŞJandarma ve polis ekipleri, ilçedeki MOBESE ve güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı. Kamera görüntülerinden, bekar olan Eren'in en son ilçe çıkışında veteriner kliniği işleten Mehmet Tahta'nın (33) otomobilinde olduğunu belirlendi. Yine görüntülerden ilçede veteriner kliniği işleten Tahta'nın, dönüş yolunda yalnız olduğu tespit edildi. Ayrıca Tahta'nın cep telefonu ile en son görüşmelerinin de Sevişler Baraj Gölü çevresinden yapıldığı belirlendi. Güvenlik güçleri, kaçırılan Eren'in dedesinden 450 bin lira fidye istendiği bilgisine de ulaştı. Bunun üzerine jandarma ve polis, ortak operasyonla veteriner hekim Tahta'yı evinde yakaladı. Çelişkili ifadeleri üzerine Tahta, gözaltına alındı. Tahta, jandarmadaki ifadesinde, Özcan Eren'in dedesine gönderilen fidye mektubunu kendisinin yazdığını itiraf etti ancak cinayeti kendisinin işlemediğini söyledi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından önceki gün adliyeye sevk edilen Tahta, tutuklandı.ARAMA ÇALIŞMALARINI AİLESİ DE İZLEDİKesik kola ait cesedin bulunması için bugün saat 11.00'den itibaren Sevişler Baraj Gölü'nde, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Deniz Liman Şube Müdürlüğü'nden gelen 1'i dalgıç 5 kişilik ekip, Manisa İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı komando birliğinden 60 personel, AFAD ve polis ekipleriyle birlikte arama çalışmalarına devam edildi. Dalgıç polis, tüple dalış yaparak gölette yaklaşık 1 saat arama yaptı. AFAD ekipleri ise botla su yüzeyinde, komando ve polis ekipleri ise göl kenarında kayalıkların arasında arama çalışması yaptı. Ancak, bir sonuç alınamadı. Arama çalışmalarını Özcan Eren'in annesi Hatice Eren (52) ile maden işçisi olan babası İsmail Eren (50) ve dedesi Şaban Eren de izledi. Oğlunun ölü veya diri bir an önce bulunmasını isteyen baba Eren, "Eğer oğlumun başına bir şey geldiyse bunun da sorumlularının en ağır cezayı almasını istiyorum" dedi.Anne Hatice Eren de, "Şayet oğlum öldürüldüyse, lütfen öldüren kişi yerini söylesin. Lütfen, bir an önce bana oğlumu ölü veya diri bulun" diyerek, acısını dile getirdi. Arama çalışmalarına bir süre ara verildi.'DEDESİ MEKTUBUN DETAYLARINI ANLATTI'Endişe içinde arama çalışmalarını izleyen dede Şaban Eren, kaçırılan torunu Özcan Eren için kendisine fidye mektubu gönderildiğini belirtip, şunları anlattı: "Torunum halen kayıp olarak aranıyor. Şu an Sevişler Barajı'nda arama çalışmalarını yürütüyorlar. Torunum kaybolmasından 1 hafta sonra mektup geldi. Günlerden çarşambaydı. Saat 17.00 sıralarıydı. Ben içeride oturuyordum. Eşim bana kapıdan ses geldiğini söyledi. Kalktım baktım. Yerde bir kağıt vardı. Açtım baktım, mektupta, 'Torununuz emin ellerde. Kendisine zarar gelmeyecek. Eğer 450 bin lira getirmezseniz, torununuzu bir daha ömür boyu göremezsiniz. Size bir hafta süre veriyoruz' yazıyordu" dedi.Dede Şaban Eren, mektupta ayrıca, kendisi ve oğlunun telefon numarasının da yazılı olduğunu söyleyerek, '"Size bu numaralardan ulaşacağız, kimseye bir şey söylemeyin' yazılı bir de not vardı. Hemen polise gidip, şikayetçi oldum. Soruşturma başlattılar. Soruşturma sonucunda 7-8 senedir hayvanlarıma bakan veteriner tutuklandı. O veteriner 2 sene evvel de benden borç para istemişti. O zaman 60-70 bin lira vermiştim. Gerçi, geri ödedi. Bir sorun yaşamadık. Ben de para olduğunu o biliyordu. Mektubu da zaten kendisinin yazdığını jandarmadaki ifadesinde itiraf etmiş. Şu an çaresiz bir şekilde torunumun bulunmasını bekliyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Jandarma komando birliklerin arama çalışmasından görüntü-Sevişler Barajı'ndan görüntü-Anne Hatice Eren, Baba İsmail Eren, Dede Şaban Eren ile röp.-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Cemil SEVAL - Şevket YILMAZ/ SOMA (Manisa),

=============================

Babasını öldürüp, annesini yaraladı, bacağından vurularak yakalandı

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, şizofreni hastası olmasına rağmen ilaçlarını almadığı öne sürülen Erdal Kuran (46), bıçakla babası İsmail Kuran'ı öldürüp, annesi Emine Kuran'ı yaraladı. Elinde bıçakla sokağa çıkan Kuran, bacağından vurularak, etkisiz hale getirildi.Manavgat'ın Örnek Mahallesi'nde ailesiyle yaşayan Erdal Kuran, saat 09.00 sıralarında, babası İsmail Kuran'ı bıçaklayarak öldürdü. Annesi Emine Kuran'ı da yaralayan Erdal Kuran, elindeki bıçakla sokağa çıktı. Üzerinde kanlı tişört ve eşofman bulunan Kuran, "Babamı öldürdüm, annemi yaraladım" diye bağırmaya başladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralı Emine Kuran sağlık ekipleri tarafından evden alınarak, hastaneye götürüldü.VURULARAK ETKİSİZ HALE GETİRİLDİElindeki bıçakla uzun süre polis ekiplerine direnen Erdal Kuran, çevredekilere saldırma ihtimaline karşı, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan izinle, sol bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. İlk müdahalesi sağlık ekipleri tarafından yapılan Kuran, devlet hastanesine götürüldü. Baba İsmail Kuran'ın cenazesi ise Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.SAĞLIK EKİPLERİ YANGIN MERDİVENİNDEN İLAÇ VERMİŞ Şizofreni hastası olduğu ve bir süredir ilaçlarını almadığı öne sürülen Erdal Kuran'a, 14 Mart günü ailesinin yardım istemesi üzerine eve gelen sağlık ekipleri tarafından yangın merdiveninden ilaç verildiği öğrenildi. O anlar ise çevredekiler tarafından görüntülendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Sağlık görevlilerinin yangın merdiveninden ilaç vermesiErdal Kuran'ın elinde bıçakla polislere direnmesiPolisin ateş etmesiErdal Kuran'ın yere yığılmasıSağlık ekiplerinin gelmesiErdal Kuran'ın sedyede götürülmesiAmbülansa bindirilmesiÇevreden görüntüler

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

===========================

Koronavirüs nedeniyle işyerleri kapandı, sokaklar boşaldı

KORONAVİRÜSÜNE karşı alınan önlemler kapsamında birçok işyerinin kapanmasının ardından, İzmir'de sokaklar boşaldı. İzmir'de vatandaşların en yoğun olduğu yerlerden Alsancak'taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi oldukça tenhalaşırken, birçok işyeri de faaliyetlerini durdurdu.Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında alınan, sosyal hayatın kısıtlanması kararlarının ardından, İzmir'de sokaklar boşaldı. Vatandaşların, boş vakitlerini değerlendirmek için genellikle tercih ettiği ve 7 gün 24 saat boyunca yoğunluğun hiç azalmadığı Kıbrıs Şehitleri Caddesi tenha görünümüyle dikkat çekti. Semtteki birçok işyeri de faaliyetini durdurdu. Bazı kafeteryalar, bahçelerdeki masa ve sandalyelerini toplarken, bazılarının ise malzemelerini toplamadığı ve işyerine bekçilerin refakat ettiği görüldü.'SÖZ KONUSU SAĞLIK'Vatandaşlardan Nihat Nebil Altıner, alınan önlemleri yerinde bulduğunu belirterek, "Aslında herkes sağlığına ve hijyenine dikkat etse, böyle kararların alınması bile gereksizleşir. Ancak, demek ki bizim insanımız bazı kurallara uymuyor ki böyle bir karar alma gereği duyulmuş. Tabii bu kısıtlamalar daha ilerlerse bazı problemler ortaya çıkabilir. Söz konusu sağlık, yapacak bir şey yok" dedi.Cadde üzerindeki bir giyim mağazasının müdürü Gönül Özer de, işlerinin durma noktasına geldiğini, ancak alınan kararın da yerinde olduğunu söyledi. Özer, "Keşke bu karar daha önceden alınsaydı. Çünkü şimdiye kadar yurt dışından birçok vatandaş girdi. Esnafın halini düşünüyorum. Kiralar nasıl ödenecek, döngüler nasıl sağlanacak. Etrafta kimse kalmadı, zararlar çok büyük. Umarım bunlar telafi edilir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Vatandaşlarla röportajlarKapanan işyerlerinden görüntülerKıbrıs Şehitleri Caddesi'nin boş halinden görüntüMuhabir Davut CAN'ın anonsuGenel ve detay görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

==============================

Sebze- meyve fiyatında koronavirüs değil, 'soğuk' etkisi ANTALYA'da domates fiyatlarının mevsim normallerinde olduğu, biber salatalık gibi ürünlerin fiyatının ise koronavirüsten değil, soğuk hava nedeniyle yükseldiği belirtildi.

Türkiye'nin koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında uyguladığı, bazı ülkelere yönelik sınırların kapatılması kararı, belli bölgelerde sebze ve meyve ihracatını olumsuz etkiledi. Ancak Antalya bölgesinden Rusya ve Avrupa ülkelerine ihracat devam ediyor. İç pazar açısından herhangi bir sorun yaşanmayan sektörde, domates fiyatları mevsim normallerinin altında seyrederken, soğuk hava nedeniyle üretimi az olan biber ve salatalık gibi ürünlerde ise fiyatlar yüksek seyrediyor.

Antalya toptancı hal esnafından Nevzat Akcan, Rusya, Ukrayna ve Balkan ülkelerine ihracatın devam ettiğini söyledi. Sadece İran, Irak sınırlarının kapatılması nedeniyle o bölgeye ihracat yapanlar açısından bir sıkıntı olduğunu belirten Akcan, "Sebze ve meyvede fiyatlar normal seyrinde. İnşallah koronavirüs sorunu da kısa sürede çözüme kavuşur" dedi.

'SEBZE MEYVEDE SIKINTI YOK'İç piyasaya tedarik noktasında herhangi bir sıkıntı olmadığını ve her şeyin olağan seyrinde sürdüğünü belirten Akcan, "Sebze fiyatları normalin bile altında. Domatesi örnek veriyorum, iç piyasada fiyatı düşük. 2 - 3.5 lira bandında. Tabii bazı özel ürün domatesler daha yüksek. Biber, salatalıkta ise mevsimsel olarak en kıt zaman. Yeni ürünlerimiz bir hafta- 10 gün sonra çıktığında fiyatları düşer. Halkımızın panik yapmasına hiç gerek yok. Yeterli derecede sebze ve meyve bulunmakta, hiçbir sıkıntımız yok" dedi.

Halde tüm esnafın sebze ve meyvelerin ambalajlanmasıyla ilgili gerekli hijyenik şartları yerine getirdiğini de anlatan Akcan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün de bilimsel olarak, sebze ve meyveden bu virüsün geçmediğine yönelik açıklama yaptığını belirterek, "Bu da bizi biraz rahatlatıyor. Tabi yine de dikkat edilmeli ve temizliği yapılmadan tüketilmemesi gerekiyor" dedi.

AVRUPA'DAN TÜRKİYE'YE YÖNELİŞ VARAntalya Tüccarlar Derneği Başkanı Adem Özaydın, sebze ve meyvede fiyatların rutin gittiğini belirterek, "Malum olaydan sonra birçok ülkenin İspanya'dan siparişleri kesildi. Avrupa'nın çeşitli yerlerinden Türkiye'ye yöneliş var. Rusya'dan var. Tabi kış aylarında belli ölçüde çıkabilecek ürün rekoltesi var. Çok abartılı artış yok, hava şartlarına göre rutin gidiyor. Avrupa ülkelerinin hemen hepsine, Rusya, Ukrayna'ya ihracat yapılıyor" diye konuştu.

HALDE SÜREKLİ DEZENFEKSİYONHem ihracatın yapıldığı hem de iç piyasaya gönderilen ürünlerin paketlendiği alanların her sabah dezenfekte edildiğini anlatan Özaydın, "İşçilerimiz her bir saatte ellerini yıkayıp, eldivenlerini değiştiriyor. Bu şekilde tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz. Bu alanlara dışarıdan insan sokmuyoruz. Ayrıca belediyeyle de görüşüyoruz, hal genelinde tüm sebze meyve paketleme alanlarının dezenfeksiyonu için. Paketleme işlemleri bitince her akşam tekrar her yer yıkanıyor ve dezenfekte ediliyor" dedi.

Halden sürekli ürün alımı yapan fırıncı İhsan Ersoy, Sandıklı ilçesinde termal su kullanılarak yapılan özel domateslerden satın aldı. Pide yapımında bu domatesi kullandığını belirten Özsoy, fiyatların arz ve talebe göre değişkenlik gösterdiğini belirterek, ürün sıkıntısı yaşanmadığını, bu domatesin özel üretim olması nedeniyle fiyatının 7 lira olduğunu kaydetti. Normal domateslerin ise 2.5-3 liradan satıldığını dile getiren Özsoy, "Koronavirüsün tarımda etkili olacağını düşünmüyorum. İnsanlar hijyenik ortamda kullanılan ürünleri kullandığında sorun olacağını düşünmüyorum" dedi.Antalya'dan Kahramanmaraş'a portakal ve çeşitli sebze ve meyve ürünleri gönderdiklerini belirten Nizamettin Kurt, koronavirüs vaka sayısının artması nedeniyle maske ve eldiven kullanarak çalıştıklarını söyledi. Kurt, fiyatların ise mevsim normallerinde olduğunu kaydetti. Domates üreticisi Mehmet Avsal, taleplerin biraz durgun olduğunu, domateste fiyatların 2 liradan 3.5 liraya kadar değiştiğini ve şimdilik iyi gittiğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------

Kamyona ürün yükleyenlerden görüntüHalde ürünlerden görüntüRÖP 1: Nevzat AkcanRÖP 2: Adem ÖzaydınEldivenli ve maskeli işçilerin çalışırken görüntüsüRÖP 3: İhsan ErsoyMaskeli ve eldivenli araça ürün yükleyenlerin görüntüsüRÖP 4: Nizamettin KurtDetaylarHABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ ANTALYA,

===============================

Kahvehaneler kapanınca ücretsiz çay ikramında bulundu

BARTIN'da, müzik aletleri satışı yapan Ersin Güneş (58), koronavirüs tedbirleri kapsamında kahvehane ve kafeler kapanınca iş yerinin önünde ücretsiz çay ikramında bulundu.Bartın Kırtepe Mahallesi'nde müzik aletleri satışı yapan Ersin Güneş, koronavirüs tedbirleri kapsamında kahvehane ve kafeler kapanınca iş yerinin önünde vatandaşlara çay ikramında bulundu. Ersin Güneş iş yerinin önündeki masanın üzerine çay makinesi, şeker ve tek kullanımlık bardakları koyarak, çayın bedava olduğunu belirten yazılar astı. Vatandaşlar bardaklara çay doldurarak içti.  Koronavirüs ile ilgili tedbirler alınması üzerine insanlara çay ikramında bulunmak istediğini belirten Ersin Güneş, "Dün akşam İçişleri Bakanlığı'nın genelgesini duyduktan sonra çay ocaklarının ve kıraathanelerin kapalı olduğunu duydum. Bugün de buranın pazarı, ben de insanlarımız üşümesin istedim. Vatandaşlar ilk önce çok şaşırıyor. Sonra çaylarını alıp gidiyorlar. Böyle bir zamanda insanları mutlu etmem gerekir diye düşününce bu bedava çay vermek aklıma geldi. İnşallah bunları da atlatırız hep birlikteö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Çay dağıtılan dükkanın detay görüntü-Vatandaşların çay alması-Ersin Güneş'in 'Bedava çay' diye bağırması-Vatandaşlarla röp.-Ersin Güneş ile röp.

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,

========================

İZMİRLİ FİRMADAN, COVİD-19'A KARŞI MASKEMATİK OTOMATI İZMİR'de, 1978 yılından bu yana faaliyet gösteren Elektral firması, Covid-19 virüsüyle etkin mücadele edebilmek amacıyla 'maskematik' otomatını geliştirdi. Vatandaşların, 7 gün 24 saat ve insan temasını en aza indirecek şekilde kolonya, dezenfektan ve maske gibi hijyen ürünlerine ulaşabilmesini amaçlayan maskematikler, İtalya, İspanya, Macaristan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi farklı coğrafyalardan çok sayıda ülkeye ihraç ediliyor.

İzmir'de, uzun yıllardır faaliyet gösteren Elektral firması, dünyada hızla yayılan Covid-19 salgını tehlikesine karşı etkin mücadele edilebilmesi amacıyla, maskematik otomatını piyasaya sürdü. Vatandaşların, 7 gün 24 saat ve insan temasını en aza indirecek şekilde kolonya, dezenfektan ve maske gibi hijyen ürünlerine ulaşabilmesini amaçlayan maskematikler, İtalya, İspanya, Macaristan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi farklı coğrafyalardan çok sayıda ülkeye ihraç ediliyor.

1 MASKEMATİK 1 SAAT 10 DAKİKADA ÜRETİLİYORSac halinde giren bir malzemenin fabrikalarından yüksek teknolojili bir ürün olarak çıktığını ifade eden Elektral Firması Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Erdem Dinçsoy, bir maskematiği 1 saat 10 dakikada üretebildiklerini ifade ederek, "Bu cihazdan günde 10 tane üretim kapasitesine sahibiz. Şu anda üretim kapasitemizin yüzde 10'unu kullanıyoruz. Siparişler oldukça bunları sevk etmesi çok kolay. Hali hazırda Dubai, İspanya, İtalya, Macaristan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere ihracatlarımız var. Talep olduktan sonra biz çok hızlı bir şekilde bunlara yetiştirebilirizö dedi. Söz konusu cihazların software boyutunu da kendilerinin tasarladıklarını belirten Dinçsoy, "Biz, yaklaşık 4-5 sene önce bu cihazları ilk olarak iş güvenliği ve iş sağlığı otomatı olarak üretmeye başladık. Covid-19'dan sonra da böyle bir projeye adım attık. Şu anda Türkiye'de 1000 şirketin yüzde 10'unda cihazlarımız iş sağlığı ve güvenliği otomatı olarak hizmet veriyor. Bizim bunu maskematik olarak değiştirmemizle birlikte ürün de çok büyük talep gördü. Anladık ki doğru bir noktaya parmak basmışız. Metrolar, havalimanları ve insanların toplu olarak bulunduğu her alanda buna ihtiyaç duyuluyor. Dezenfektanlar, kolonyalar ve maskeler olmak üzere birçok koruyucu malzeme bu makine üzerinden halkımıza dağıtılabilecektirö dedi.

3 FARKLI BOYUTTA ÜRETİLİYORMakineler küçük, orta ve büyük olmak üzere 3 boyutta üretildiğini aktaran Dinçsoy, "Büyük boydaki makinelerimiz yaklaşık 600, ortalar 250, küçük boylar ise 120 kadar kişisel temizlik malzemesi alabiliyor. Amacımız temizlik malzemelerini, insansız olarak ve 7 gün 24 saat hizmet verecek şekilde insanlara ulaştırmak. Eczaneler nöbetçi oldukları zaman geceleri hizmet veriyor. Her zaman ulaşılamayabiliyor. Bu makinalar ise insan temasını minimize ederek, 24 saat boyunca hizmet verebiliyorö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Makinenin üretim aşamalarından görüntü-Elektral Firması Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Erdem Dinçsoy ile röp.-Makinenin kullanımından görüntü-Genel ve detay görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/ İZMİR,

============================

Koronavirüse karşı 'kırmızı pancar turşusu' tüketin

Uzmanların, koronavirüse karşı bağışıklığı güçlendiren besin tüketimine yönrelik önerileri sürüyor. Antioksidan ve mikroorganizma içeriği yüksek besin öğesi olan kırmızı pancar turşusu da bu öneriler arasında yer aldı. Beslenmenin sağlık ve yaşam kalitesi açısından en önemli unsur olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Büşra Atmaca, "Koronavirüse karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmek amaçlı probiyotikten zengin besinlere önem vermemiz gerekecek. Kırmızı pancar anti oksidan özelliği yüksek bir besin. Aynı zamanda da demir ve A vitamini açısından yüksek. Yine kırmızı pancar vücudumuzun oksijenlenmesini artıran bir besin. Solunum yolu sıkıntılarında oldukça önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.

?Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan, tüm dünyaya yayılan ve 6 binin üzerinde kişinin ölümüne yol açan koronavirüsün Türkiye'de de görülmesinin ardından hem halk hem de yetkililer önlemlerini artırdı. Yetkililer kamuya açık olan alanları dezenfekte ederken, vatandaşlar da uzmanların önerileri doğrultusunda maske ve eldiven kullanmaya başlayıp, çantalarından kolonya ve dezenfektan eksik etmiyor. Tüm önlemlerin yanı sıra uzmanlar ayrıca, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor. Halk da koronavirüsten korunmak için her türlü bağışıklığı güçlendiren yiyeceği almaya çalışıyor.

ANTİOKSİDAN İÇEREN BİR YİYECEK DE PANCAR TURŞUSUTüm bu tedbirlerin yanı sıra Uzman Diyetisyen Büşra Atmaca da beslenmenin sağlık ve yaşam kalitesi açısından en önemli unsur olduğunu belirtti. Atmaca, beslenme ve çevresel koşullara dikkat edilerek, koruyucu önlemleri artırmanın insan elinde olduğunu söyledi. Bu süreç içinde vatandaşlara düşen en önemli görevin günlük yaşamdaki hijyen koşullarına dikkat etmek olduğunu ifade eden Atmaca, şalgam turşusu olarak da bilinen pancar turşusunun antioksidan ve mikroorganizma içeren yüksek besin öğesi olduğunu söyledi.

'BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN PROBİYOTİK'Virüse karşı koruma sağlarken probiyotikten zengin besinlere ağırlık vermemiz gerektiğini vurgulayan Atmaca, "Vücudumuzun savunma askerleri yani bağırsaklarımız bağışıklık sistemimizi oluşturuyor. Biz bu süreç içinde beslenmemize ve bağışıklığımızı güçlendirecek besinleri ne kadar çok tüketirsek o kadar koruyucu önlemleri artırmış olacağız. Okulların da tatil olmasıyla çocuklarımızla birlikte evde vakit geçirmeye daha fazla başlamış durumdayız. Bağışıklık sistemimizi güçlendirecek besinlerimizin içinde probiyotiklerimiz var. Bizim doğal probiyetiklerimiz arasında yoğurt, kefir evde yaptığımız kırmızı pancar turşusu ve suyu var. Koronavirüsüne karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmek amaçlı probiyotikten zengin besinlere önem vermemiz gerekecek" dedi.

'KIRMIZI PANCAR, SOLUNUM YOLLARI SIKINTILARI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'Kırmızı pancarın antioksidan özelliği yüksek bir besin olduğunu kaydeden Atmaca, "Aynı zamanda da demir ve A vitamini açısından yüksek. Yine kırmızı pancar vücudumuzun oksijenlenmesini artıran bir besin. İçinde yüksek miktarda nitrat bulunduruyor bu da vücudumuzun daha fazla oksijenlenmesini sağlıyor. Solunum yolu sıkıntılarında oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Kırmızı pancarı evde haşlayarak suyunu da tüketebiliriz. Unutmayın mucizevi tek bir besin yok ne kadar fonksiyonel beslenmeye önem gösterirsek o kadar bağışıklığımızı güçlendirmiş olacağız. Çocuklarımız da evde bulunduğu bu dönemde cips, kola, kızarmış yiyeceklerden uzak durmalı. Çünkü bağırsak sağlığımız bunları hiç sevmez" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜKırmızı pancar turşusu detaylarıDiyetisyen Büşra Atmaca açıklamasıDetayarHaber-Kamera: Gökhan İÇKİLİ SAMSUN-DHA

============================

2 çift güvercin 12 bin liraya satıldı AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde Süs Tavukları Yetiştiricileri Derneği her hafta cuma günleri kanatlı hayvan mezatı, cumartesi günleri de güvercin mezatı düzenliyor. Yoğun ilgi gören mezatlarda Sandıklı mermeri Osmanlı serisi ve kara kanat miski cinsi 2 çift güvercin 6'şar bin liradan 12 bin liraya satıldı.Sandıklı Süs Tavukları Yetiştiricileri Derneği'nin Alparslan Türkeş Parkı'ndaki hizmet binasında yaklaşık 4 yıldır her hafta kanatlı hayvan mezatı, son 2 haftadır da güvercin mezatı düzenleniyor. Kanatlı hayvan mezatında süs tavukları, ördek, hindi, güvercin gibi 200'ün üzerinde kanatlı hayvanın satışı yapılırken, cumartesi günleri düzenlenen güvercin mezatında ise 100'e yakın güvercin satışı yapılıyor. Bu hafta yapılan mezatta Murat Gökhan Evli'ye ait bir çift 'Sandıklı mermeri Osmanlı serisi' cinsi güvercini Nuri Dilek 6 bin liraya, yine Osman Selçuk'a ait 'Kara kanat miski' cinsi bir çift güvercini de Ali Semiz 6 bin liraya satın aldı. Güvercin mezatının ikinci haftasında 2 çift güvercin 12 bin liraya satılmış oldu.Dernek Başkanı Ali Keskin, mezatların yoğun ilgi gördüğünü belirterek, "3 yılı aşkın süredir Sandıklı'da kanatlı sektörünü canlandırmak, üreticilerin ürünlerini müşterilerine pazarlamak babında bu çatı altında devam ediyoruz. Sandıklı'da da 30 yıldır gelenek hale gelmiş güvercin mezatını da derneğimiz çatısı altında yapmaya başladık. İki haftadır yapıyoruz. Bu anlamda elimde bulunan güvercin Sandıklı Mermeri Osmanlı serisi bir kuş. Bu güvercin Türkiye genelinde 7-8 binlerden aşağı düşmüyor ve bu sektörde popülerliğini sürdürüyor" dedi.'150-200 BİNLERE KADAR ÇIKABİLİR'Sandıklı mermeri Osmanlı serisi güvercinlerin sahibi Murat Gökhan Evli, "Kostüm kuşunun her türlüsünü sever ve besleriz. Lakin Sandıklı mermeri yöre olarak bizim zevkle beslediğimiz kuşlardan. Alım satımları da alıcı ile satıcı arasında. Alıcının alım gücü ne kadarsa bu kuşların da fiyatı o kadar artıyor. 6-7 binden ziyade 150-200 binlere kadar çıkabiliyor. Yani bakkaldan sakız alıyor gibi bunun parası şu diye bir şey yok. Alıcının sevdiğine göre iki kişi arasında alınıp satılabiliyor" dedi.'BU KUŞLARIN SEVGİSİ BİZE ATADAN GEÇME'Kara kanat miski cinsi güvercinlerin sahibi Osman Selcuk, "Kuşlarımız kendi ırklarının standartlarını taşıyor. Sevdiğimiz bir abimize değerinde gitmiştir. Bize bu kuş sevgisi dededen, babadan yani atadan geçmiştir. Ticaret değil severek, zevkle yaptığımız bir şey. İnşallah daha ileriye taşıyabiliriz bu işi" diye konuştu.'EDERİNİN DAHA FAZLA OLDUĞUNA İNANIYORUM'Kara kanat miski güvercinlerini satın alan Ali Semiz de "Bu kuşların ederinin daha fazla olduğuna inanıyorum. Ama arkadaşımız bizleri kırmadı bu fiyatlara bıraktı. Biz de bu işlere bir mola vermiştik. Bu kuşlar ile tekrar başlıyoruz. Yöremizde böyle kuşlar üreten arkadaşlara da teşekkür ederiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Mezadın açılışından görüntü-Sandıklı Mermeri cinsi güvercinlerin mezatı başlarken ve mezatta güvercinler yakın görüntü-Sandıklı Mermeri cinsi güvercinlerin mezatı esnasında fiyat artarken salondan değişik açılardan görüntü-Satış sonrası salonda sandıklı mermeri cinsi güvercin uçarken görüntü-Sandıklı mermeri kuşu alan ve satan birlikte ellerinde güvercinler ile görüntü-RÖP1: Ali Keskin(Süs Tavukları Yetiştiricileri derneği başkanı)-Mezatta kara kanat miski cinsi güvercinler yakın görüntü-Mezatta kara kanat miski cinsi güvercinler  ile birlikte salon görüntüsü-Kara kanat miski cinsi güvercinlerin satışından görüntü-Kara Kanat güvercinler  alıcısı ve satıcısı ellerinde güvercinler ile birlikte-Güvercinler dördü de masada görüntü-RÖP2: Murat Gökhan Evli(Sandıklı Mermeri güvercinlerin satıcısı)-RÖP3: Osman Selcuk(Kara kanat miski güvercinlerinin satıcısı)-RÖP4: Ali Semiz(Kara Kanat Miski kuşlarının alıcısı)-Kuşları satan ve alanlar ellerinde kuşlar ile görüntü

HABER -KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),

============================

Datçalılar İngiltere'ye götürülen 'Knidos Aslanı'nı istiyor MUĞLA'nın Datça ilçesindeki Knidos Antik Kenti'nde yapılan kazılarda, İngiliz arkeolog Sir Charles Thomas Newton tarafından 1858-1859 yılları arasında bulunup, İngiltere'ye götürülen ve hala British Museum'da sergilenen Knidos Aslanı'nın Türkiye'ye iade edilmesi için başlatılan kampanyada, bugüne kadar 4 bin imza toplandı.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne gönderilmek üzere emekli öğretim görevlisi ve belgesel film yönetmeni Ertuğrul Karslıoğlu (74) ile Datça'nın Yazıköy Mahallesi'nde oturan ev kadını Gülkadın Taş Kocadurmuş'ın (58) öncülüğünde, geçen yıl 13 Temmuz'da başlatılan kampanyayla bugüne kadar 4 bin imzanın toplandığı açıklandı. Knidos Aslanı'nın Türkiye'ye kazandırılması için özverili bir çalışma yürüten Karslıoğlu ve Kocadurmuş, Datça Limanı'nda, anıtın mermerden yapılan birebir kopyasının önünde stant açarak, imza kampanyasına devam etti.

'ÇOK ÖNEMLİ VE ÇOK DEĞERLİ'Kampanyaya öncülük eden Ertuğrul Karslıoğlu, Knidos Aslanı'nın İngiltere'ye götürülüşüne dair çeşitli iddiaların var olduğuna dikkat çekerek, "Aslan bir biçimde buradan alınarak, İngiltere'ye götürülmüş. Kimileri, padişahtan izin alınarak götürüldüğünü, kimileri ise kaçırıldığını söylüyorlar. Her ne şartta olursa olsun, Knidos Aslanı'nın burada bulunması gerekiyor. Datça aslanı heykeli, dönemine göre çok önemli ve çok değerlidir. Bu ebatta, bu büyüklükte, bu tonajda başka böyle bir heykel yok. Bu heykel, British Museum'da sergileniyor. İnsanlar, bu heykeli görebilmek için para ödüyorlar. Biz bu heykeli artık kendi yerinde görmek istiyoruz" dedi.

'HALK, KNİDOS ASLANINI İSTİYOR'Knidos belgeseli çekimleri için bölgede çalışma yaparken, buradaki insanlardan aslanın hikayesini dinlediklerini ifade eden Karslıoğlu şunları söyledi: "Topladığımız imzaları Kültür ve Turizm Bakanlığı'na göndereceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan başarılı çalışmalar sonucu, yurt dışından birçok eserin ülkemize geri kazandırıldığını biliyoruz. Bakanlığın bu çalışmalarından yola çıkarak, böyle bir imza kampanyası başlattık. Yazıköy Mahallesi başta olmak üzere Knidos Antik Kenti'ne yakın olan yerleşim yerlerindeki insanlar konuya çok duyarlılar. Uluslararası bazı kuruluşlar da, tarihi eserlerin bulundukları yerlerde sergilenmesinden yana tavır sergiliyor. Knidos Aslanı'nın da, İngiltere'den alınarak, kendi yurduna getirilmesinin zamanı artık geldi."

'KNİDOS ASLANI DATÇA'NINDIR'İmza kampanyasının bir diğer öncüsü Gülkadın Taş Kocadurmuş ise, Knidos Antik Kenti'ne 8 kilometre mesafede Yazıköy'de doğup büyüdüğünü belirterek, "Ben, Knidos Aslanı'nın evinde büyüdüm. O tarihlerde aslan yoktu. Zaman içinde, aslanın buradan alınıp İngiltere'ye götürüldüğünü öğrenince arkasına düştük. Köydeki yaşlılar anlatırlardı. 'Burada bir aslanımız vardı, Ege ile Akdeniz'in hakimiydi' diye çok hikayeler dinledik. O yıllarda üzerinde durduğu kaidesi boş duruyordu. Knidos Aslanı bizimdir. Bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Aslanın evinde olmasını istiyoruz. Köylüler ile uzun yıllar konuşup, ne yapacağımızı düşündük. Çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Kimisi aslanı, padişahın verdiğini söylüyordu. Kim vermiş, kim vermemiş biz bilemeyiz. Ama biz aslanı evinde istiyoruz. Her kültür varlığı yerinde daha güzeldir. Bu imza kampanyasında görev bugün bende, yarın kızımda, daha sonra ise torunumda olacak.  Aslan evine gelene kadar imza kampanyasını sürdüreceğiz" diye konuştu.

'DATÇA İÇİN SİMGESEL ÖNEMİ VAR'Kampanyaya imza verenlerden Gülser Dabis (67) ise Knidos Aslanı'nın, mutlaka ve mutlaka Datça'ya getirilmesi gerektiğin söyledi. Knidos aslanı heykelinin, Datça ve Datçalılar için çok büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Turan Yıldız (62) ise, "Knidos Aslanı'nın simgesel olduğu kadar, aynı zamanda çok değerli bir eser olduğunu biliyorum. Ancak simgesel öneminin, Datça ve Datçalılar için çok daha değerli olduğuna inanıyorum. Böyle bir eser, ülkemize kazandırılması halinde, Datça'nın kültürüne çok büyük bir katkı sağlayacaktır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Stanttaki imza kampanyasından görüntüDatça limanındaki Knidos aslanının görüntüleri…Kampanyayı başlatan Ertuğrul Karslıoğlu (74) ile röp.Gülkadın Taş Kocadurmuş ile röp.Kampanyaya imza verenlerden Gülser Dabis konuşmaTuran Yıldız (62) ile röp.Knidos Antik Kentinden görüntüHaber- Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

============================

İZMİR'İN EĞLENCE MERKEZİ ISSIZ KALDI İÇİŞLERİ Bakanlığı'nın 81 ilin valiliklerine gönderdiği genelge kapsamında, İzmir'de de umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olarak faaliyet gösteren iş yerleri, vatandaşları korumak ve koronavirüsün yayılmasını engellemek amacıyla geçici süreyle kapatıldı. Eğlence mekanlarının merkezi olan Alsancak Mahallesi ıssız kaldı.İçişleri Bakanlığı'nın 81 ilin valiliklerine gönderdiği genelge kapsamında, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan, 7 binin üzerinde kişinin ölümüne yol açan koronavirüs salgınından vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla, İzmir'de saat 00.00 itibarıyla umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olarak faaliyet gösteren mekanlar geçici süreyle kapatıldı. Eğlence mekanlarının merkezi olan Alsancak Mahallesi ıssız kaldı.Alsancak'ın ilk kez bu kadar ıssız gördüğünü ifade eden Arzu Eken, "1 yıldır İzmir'de yaşıyorum, ilk defa Alsancak sokakları bu kadar boş, İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınladı, esnafın 00.00 da kepenk kapatmasını istedi. Umarım kısa sürede sona erer" diye konuştu.Yaklaşık 1 buçuk yıldır İzmir'de yaşayan İran vatandaşı Malihe Naeemi, "İlk defa Alsancak'ı böyle görüyorum, gerçekten inanamadım, inşallah geçer" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Boş caddelerden görüntü-Mekanlardan görüntü-Arzu eken röp.-Meliha röp-Genel ve detay görüntü

Haber - Kamera: Halil İbrahim KARABIYIK/İZMİR,

============================

Prof. Dr. Mustafa Tayar: Evde kendi el dezenfektanınızı üretebilirsiniz TÜRKİYE'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının görülmesinin ardından yoğun talep ile birlikte kolonya ve dezenfektan fiyatlarının Türkiye'de de görülmesinin ardından maske, kolonya ve dezenfektan fiyatlarında ciddi bir artış meydana geldi. Özellikle el dezenfektanlarındaki fiyat artışından yola çıkan Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, aktar ve eczanelerde bulunan lavanta yağı, çay çiçeği yağı, karanfil yağı, aleo vera ve etil alkolden el dezenfektanı yapılabileceğini söyledi.'ELLERDE KURUMALAR, ÇATLAMALAR MEYDANA GELDİ'Kolonya ve alkol bazlı dezenfektanların aşırı kullanılması sonucu elde çatlama, egzama gibi rahatsızlıklarda artış olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Mustafa Tayar, "Koronavirüs konusunda dünya bir sınav veriyor ve bu sınavı da en başarılı şekilde veren ülkelerden biri Türkiye. Hükümetimiz bu konuda çok akıllı hareket ediyor fakat bu arada gözden kaçan birkaç nokta var. Birincisi 'el yıkayalım' diye konuştuk. Günde 15-20 defa el yıkanmaya başladı. Alkol bazlı dezenfektanlar, kolonyalar devreye girince ellerde kurumalar, çatlamalar ve egzama şekillendi. Bu 7'den 70'e hepimizi rahatsız eder hale geldi. Eski tip sabunlar, bunların lavanta özlüsü gibi doğal olarak antibakteriyel sabunları kullanmak ellerimizi bu olumsuz etkilerden kurtaracaktır. Ellerimizi yıkadıktan sonra yumuşatıcı krem, vazelin gibi ürünler kullanmak gerekiyor" dedi.'EVDE EKONOMİK VE GÜVENLİ DEZENFEKTAN YAPILABİLİR'Evde rahatlıkla el dezenfektanı üretilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Tayar, "Aşırı artan maske fiyatları, kolonya ve el dezenfektan fiyatları ortaya çıktı. Aktara gidip antibakteriyel ve antiviral etkileri ispatlanan, bütün bu kimyasal olmayan, doğal kökenli malzemelerle de evimizde ihtiyacımızı karşılayacak kadar çok daha ekonomik, çok daha güvenli el dezenfektanı üretme şansımız var. Bu işi ahlaksızlık haline getiren, 'korona teröristleri' diyebileceğimiz gruba karşı da etkin bir mücadele vermiş oluruz. Alkolün antiviral etkisi tanımlanmıştır. Aleo Vera bu konuda doğal kökenli, hem ellerin sağlığı için hem de antiviral etkisinden yararlanmak için kullanılabilir bir madde. İkisinin ana çözeltisinin yanına da yine antiviral ve antibakteriyal etkileri ispatlanmış lavanta yağı, çay çiçeği yağı ve karanfil yağıyla desteklenen bir ürünle çok rahat, güvenle kullanılabilen bir el dezenfektanı yapmış oluruz. Bu korku dönemine biz de tüketici olarak çok daha rahat geçirmiş oluruz diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.DEZENFEKTANIN FİYATI 3 KAT ARTINCA EVDE ÜRETTİEczaneden 7 liraya aldığı el dezenfektanı 21 lira olunca aktardan gerekli malzemeleri alarak el dezenfektanını kendisinin yapacağını söyleyen Hacer Özen, "Sabah eczaneye gittim. Daha öne 7 liraya aldığım el dezenfektanının fiyatı 21 lira, maske 50 lira olmuştu. Ben de doğal yollarla ne yapabilirim diye düşündüm ve aktara geldim. Şu anda 150 liralık bir harcamayla 6 ay kullanabileceğim dezenfektan elde edebiliyorum. Ne olduğunu bilmediğim ürünler kullanmaktansa sağlıklı şeyler kullanmayı tercih ediyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü-----------------------Dezenfektan yapımından detaylar-Malzemelerden detaylar-Genel detaylar-Haber: Semih ŞAHİN-Kamera: Huzeyfe ÖZDEMİR/BURSA,

=======================================

Engellerini teknoloji ile yenmeye çalışıyorlar

GAZİANTEP'te Büyükşehir Belediyesi tarafından 1 yıl önce faaliyete geçirilen 'Engelsiz Yaşam Merkezinde' neredeyse tüm engel grupları merkezde gördükleri terapilerle engellerini teknoloji ile yenmeye çalışıyor.13 bin 800 metrekare kapalı, 18 bin 640 metrekare de açık alanda kurulan ve tüm engel gruplarına hizmet veren merkez, engellilerin sosyal yaşama dahil olmalarına katkı sağlıyor.0-40 yaş arasındaki engellilerin kabul edildiği merkez, bireysel ve grup eğitimlerin yanı sıra hidroterapi havuzu, karanlık oda, robotik kodlama gibi faaliyetlerle teknolojiyi kullanarak engelli bireylere hizmet veriyor.Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Serdar Tolay, merkezde bireylerin sosyal yaşamını etkileyecek birçok atölyenin bulunduğunu ifade etti. Tolay, görme, işitme, zihinsel, dil ve konuşma güçlüğü, özel öğrenme güçlüğü, yaygın gelişimsel ve bedensel engelli olmak üzere 7 alanda engellielre yönelik faaliyetlerinin bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "Engelli bireylerin sosyal yaşamlarına da dokunmayı hedefleyen merkezde müzik, güzel sanatlar, ahşap, ve gastronomi mutfağı gibi sosyal atölyeler bulunuyor. Burada birçok spor faaliyetleri de var. Spor ile algı ve beden hareketlerini yönetecek ve engelli bireylerin kabiliyetlerini güçlendirecek spor oyunlarını yapıyoruz. Buradan tüm engel gurupları faydalanıyor. 7 farklı engelli grupları buradaki çeşitli terapilerden faydalanıyor. ve biz burada engelli bireylerimizde ciddi ilerlemeler görüyoruz. Aynı zamanda burada çok duygusal anlar yaşanıyor. Uzun zaman yürüyemeyen bir bireyin buradan yürüyerek çıktığını gördük. Engelli bireylerin aldıkları eğitimler birbirinden farklı. Bir zihinsel engelli bireyin aldığı eğitim ile işitme engelli bireylerin aldığı eğitim arasında fark var. Her biri özel eğitimler alıyor ve buradaki terapiler öyle düzenlenmiş durumda."ROBOTİK KODLAMA TAKIMI YARIŞMALARA HAZIRLANIYORSerdar Tolay, robotik kodlamanın özellikle çocukların zihinsel gelişimine fayda sağladığını belirterek, merkezde kurulan 'Engelsiz Robotik Takımının' yarışmalara hazırlandığını vurgulayarak, "Robotik kodlama uygulamasında engelli bireylerin de istifade etmesi gerekiyor. Bu faaliyetler yaratıcılığı arttırıyor. Çocukların zihinlerinin gelişmesini ve algı yönetiminin güçlü olmasını sağlıyor. Hocamız kendi eğittiği öğrencilerden bir takım yaratmaya çalışıyor. Bu işe meraklı olan bireylerden bir takım oluşturuluyor. Engelsiz robotik takımı. Burada yapılan çalışmalarla çeşitli yarışmalara katılacak bu takımımız. ve ben bu takımın başarılı olacağına gerçekten inanıyorum" diye konuştu.SUYUN KALDIRMA KUVVETİNDEN FAYDALANILIYORMerkezde bedensel engeli bulunan bireylere hidroterapi havuzunda suyla terapide önemli bir gelişme kaydettiklerini bildiren Tolay, "Çocuk ilk havuza girdiğinde yüzemiyor ama 5'inci seanstan sonra seviyesinin ne kadar ileri olduğunu görüyoruz. Bu bireyin ilerde yüzücü olabileceğine inanıyoruz" dedi.Merkeze gelen bireylerin dışarıda yapamadığı hareketleri suyun içerisinde yaptığını belirten Fizyoterapist  Mehmet Pamukçu ise, "Normal fizik tedavide yer çekiminin kuvveti ile kasların yapmadığı hareketleri  hidroterapi sayesinde çok daha kolay yapabiliyoruz. Bu da çocukların yapamadığı hareketleri su içerisinde yapınca onlara özgüven katıyor. Bu terapiyi bireyler için yararlı buluyoruz" dedi.'IŞIKLAR İLE ALGI YÖNETİMİNİ GÜÇLENDİRİYORUZ'Merkezdeki karanlık oda (Snoezelen) sayesinde ise bireylerin algı yönetiminin güçlendiriliyor. Bu terapi ile özellikle otizm vakalarında ciddi ilerlemeler görüldüğünü vurgulayan fizyoterapist Ayşenur Özbay, "Karanlık odayı otizmli ve zihinsel engeli olan bireylerde veya duyusal motor bozuklukları olan çocuklarımızda kullanabiliyoruz. Bu odayı kullanırken temel amacımız çocuklarda sakinleşmeyi sağlamak. Burada kullandığımız su balonları veya klasik müzikler çocuklarda sakinleşmeyi sağlıyor. Odanın değişebilir ışıklarını kullanarak çocukların duyusal durumlarına göre şekillendirebiliyoruz. Çocukların dikkatini çekerek doğru uyaran doğru edaptif cevap ortaya çıkarmak için çalışmalar yapıyoruz" dedi.Öte yandan veliler ise, çocuklarının gelişiminde ciddi faydalar gördüğünü ifade ederek, merkezden memnun olduklarını ifade ettiler.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------Merkezden görüntülerKaranlık odada öğrencilerin çalıştırılmasıEngelli bireylerin çalışmalarıEngelli bireylerin havuzda çalışmalarıSerdar Tolay ile röp.Hocalar ve veliler ile röp.Öğrencilerin robot kullanmasıFizyoterapi dersleriGenel ve detay görüntüler

Haber: Kamera: Kadir GÜNEŞ -GAZİANTEP-DHA

==============================

Asma köprüden araçları ile geçiyorlar ARTVİN'in Yusufeli ilçesi Irmakyanı köyündeki vatandaşlar, araçlarıyla Çoruh Nehri üzerinde kurulan, çelik halatlara bağlı 50 metre uzunluğundaki ahşap köprüden geçerek ulaşım sağlıyor.İlçeye 14 kilometre uzaklıktaki Irmakyanı köyünün yanından geçen Çoruh Nehri üzerine yıllar önce çelik halatlara bağlı 50 metre uzunluğunda ahşap köprü inşa edildi. Başka girişi bulunmayan köye vatandaşlar, araçlarıyla ulaşımı, köprüden geçerek sağlıyor. Otomobilleri ve kamyonlarıyla asma köprüyü kullanan sürücüler, yıllardır kullandıkları köprünün güvenli olduğunu, geçerken de herhangi bir tedirginlik yaşamadıklarını söyledi. Köprünün bağlantısı olan karayolundan araçları ile gelip geçen sürücüler ise sallanan asma köprüden geçen araçları şaşkınlıkla izliyor. Köyün tek girişinin sağlandığı köprüye hayvanların girişini önlemek için takılan kapı da görenlerin dikkatini çekiyor. Sabah köyden erken çıkanların açtığı kapı, akşam köye son gelen kişi tarafından kapatılıyor. Köprüdeki kapı açma kapama geleneği de yıllardır sürdürülüyor.'İLK GEÇEN TEREDDÜT EDİYOR'Köylerine ulaşmanın en kısa yolunun asma köprü olduğunu anlatan Fatma Aydın, "Bu köprü olmadığı zaman teleferik kullanıyorduk sonra bu köprü yapıldı. Bundan başka yolumuz yok. Bu köprüden otomobiller, kamyonlar, insanlar geçiyor. Yabancı insanlar geçmekte ilk başta tereddüt ediyor. Ama tehlikeli değilö dedi.Köye hasta ziyaretine gelen Fahrettin Erdinç de "Çok güzel bir köprü. Bir arkadaşı ziyarete geldim. Korkulacak bir yanı yok. Bu mahalleye sadece bu köprü ile geçiliyor. Biz alıştık artık korkmuyoruz" diye konuştu.Köprüden geçen Adem Şimşek ise, "Biz yıllardır araçlarımızla bu köprüden geçiyoruz. Köyümüzün tek giriş çıkış yolu burası yaya ve otomobille bu yolu kullanıyoruz. Bu köprüden yıllardır kamyonlar, otomobiller ve insanlar geçiyor. Ailemde ilk başta tereddüt ediyordu gide gele onlarda alıştı. Bir tehlikesi yokö ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜKöprüden detaylar-Köprüden araçla geçenler detay-Köyden detayKöy sakinleri ile röp-Muhabir Anonsu (Mehmet Can PEÇE)

Haber: Mehmet Can PEÇE- Kamera: Tolga Sağlam  ARTVİN - DHA

=================================

Silahla marketi soyan genç, güvenlik kamerasında

İZMİR'in Bornova ilçesinde, 16 yaşındaki G.K.'nin markette, kasiyeri tabancayla etkisiz hale getirerek, yaklaşık 3 bin lirayı alıp kaçtığı gasp olayı güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Kaçtıktan kısa süre sonra yakalanan G.K. tutuklandı.Olay, cumartesi günü akşamı Yeşilova Mahallesi 4032 Sokak'ta bulunan bir market zincirinin şubesinde yaşandı. Markete müşteri gibi gelen G.K., bir süre rafların arasında dolaştı. Ardından da yanında getirdiği tabancayı çıkartıp, kasiyere doğrulttu. Kasadaki parayı isteyen G.K., yaklaşık 3 bin lirayı alıp, koşarak kaçtı. İhbar üzerine çalışma başlatan polis, G.K.'yı kısa sürede, olayda kullandığı tabanca ve çaldığı parayla yakalandı. Gözaltına alınarak, Çocuk Şube Müdürlüğü'ne teslim edilen G.K., sevk edildiği adliyede tutuklandı.GÜVENLİK KAMERASINDAÖte yandan, gasp olayı marketin güvenlik kamerasınca saniye saniye görüntülendi.Görüntülerde, G.K.'nin markete girmeden önce yüzünü bir şalla kapattığı, içeride başka müşteriler olup olmadığını kontrol ettiği ardından da kapüşonunu takarak, gasp olayı gerçekleştirmesi yer alıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Marketten görüntüPolis ekiplerinden görüntüGüvenlik kamerasından görüntüHaber-Kamera: Halil İbrahim KARABIYIK/ İZMİR,

==============================

Merdiven altı el temizleme jeline dikkat DENİZLİ'de, antibakteriyel el temizleme jeli üreten şirket koronavirüs nedeniyle talep patlaması yaşadı. Ayda 5 bin adet üretim yapan firma, üretim miktarını günde 50 bin adete çıkardı. Şirketin yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sarı, merdiven altı üretilen jeller konusunda uyararak, "Fırsatçılar merdiven altı ürünlerin üzerine antibakteriyel yazıyor. Antibakteriyel diyebilmek için devletin onayı gerekiyor. Bu yazılanlara bakıp her ürünü almasınlar. Alkol değerini kontrol etsinler. 65 ve 70 derece üzeri olan ürünleri tercih etsinler" dedi.Merkezefendi ilçesi Bozburun Mahallesi'nde faaliyet gösteren temizlik, kozmetik ve gıda takviyesi imalatı yapan şirket, 2009 yılından bu yana antibakteriyel el temizleme jeli üretimi de yapmaya başladı. Koronavirüsten önce yurt içi ve dışına el temizleme jeli satan şirket, salgının giderek yayılmasıyla birlikte talep patlaması yaşadı. 'Önce Türkiye' anlayışıyla ihracatı durduran şirket, salgından önce ayda 5 bin adet üretim yaptığı el temizleme jeli talebini karşılamak için üretim bandını genişletip, günde 50 bin adete çıkardı. Şirket bünyesinde yer alan ve 25 kişinin çalıştığı çağrı merkezinde telefonlar da sürekli olarak çalıyor. Stokçulara fırsat verilmemesi için de el temizleme jeli almak isteyenlere, 5'ten fazla satış yapılmıyor.Koronavirüs nedeniyle el temizleme jelinde çok fazla bir talep olduğuna dikkat çeken şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sarı, talebi karşılamak için üretim bandını maksimum seviyeye çıkardıklarını söyledi. Merdiven altı el temizleme jellerine karşı vatandaşları da uyaran Sarı, üzerinde antibakteriyel yazan her ürünün gerçek olmayabileceğini, alkol temininde sıkıntısı yaşandığını bu nedenle ürünlerde metil alkole karşı dikkatli olunmasını istedi.'ANTİBAKTERİYEL YAZAN HER ÜRÜN GERÇEK DEĞİLDİR'El temizleme jelinde yurt dışından büyük talep olduğunu ancak dikkate almadıklarını belirten Sarı, "İhracatı durdurduk. Türkiye'deki talebi karşılamaya çalışıyoruz. Önceliğimiz kendi vatandaşımız. Ancak burada fırsatçılara da taviz verilmesin. Şirket olarak fiyat artışı yapmadık. Stokçuluğu önlemek adına toplu sipariş almıyoruz. 5 adetten fazla satış yapmıyoruz. Aynı fiyattan sonuna kadar devam edeceğiz. 100 mililitrelik el temizleme jelini 11 lira 50 kuruştan satıyoruz. Asla vatandaşımızı mağdur etmeyeceğiz. Merdiven altı üretime karşı vatandaşlarımız dikkatli olsun. Fırsatçılar merdiven altı ürünlerin üzerine antibakteriyel yazıyor. Antibakteriyel diyebilmek için devletin onayı gerekiyor. Bu yazılanlara bakıp her ürünü almasınlar. Alkol değerini kontrol etsinler. 65 ve 70 derece üzeri olan ürünleri tercih etsinler" dedi.METİL ALKOLE KARŞI UYARDIPiyasada, antibakteriyel el temizleme jeli yapımında kullanılan etil alkol temininde sıkıntı yaşandığını ifade eden Sarı, "Vatandaşımız el temizleme jeli alırken dikkat etmesi gereken noktalar var. Maalesef piyasada etil alkol temini zorlaştığı için bazı art niyetli üreticiler, koronavirüsü bahane ederek vatandaşlarımızı yanıltmaya çalışıyor. Merdiven altı üretilen el temizleme jelleri ve diğer ürünlerde metil alkol kullananlar olabilir. Bu nedenle vatandaşımız koronavirüsten kendini korumak isterken, metil alkol içeren ürünlerden dolayı zehirlenmeler yaşayabilir. Ellerimize, gözlerimize zarar verir, solunum yoluyla da akciğerlerde hasara neden olur. Vatandaşın bir el temizleme jelindeki alkol oranını bilmesi ya da kontrol etmesi mümkün değil. Alkol bazlı olup olmadığını da anlayamaz. Bu nedenle ilgili birimler, el temizleme jeli üreten firmaları kontrol altında tutmalıdır. Piyasadaki ürünlerde kontrol altına alınmalıdır. Bazı firmaların düne kadar el temizleme jeli yoktu. Koronavirüsten sonra bir anda el temizleme jeli satmaya başladı. Üretim bandını ne zaman kurdu da el temizleme jeli satmaya başladılar şaşırtıcı. Vatandaşımız bunlara da dikkat etsin, mağdur olmamak için el temizleme jeli alırken, bildikleri markaların ürünlerini alsın" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: El temizleme jellerinin paketlenmesinden görüntüİşçilerden görüntülerŞirketin Yönetim Kurulu Başkan Bekir Sarı ile röp.Sarı'nın eline antibakteriyel jel sürmesinden görüntüGenel ve detay görüntüler

Haber: Ramazan ÇETİN - Kamera : Deniz TOKAT/DENİZLİ,

==============================

Doğu'nun dezenfektanı Erzurum Atatürk Mesleki Teknik Anadolu Lisesinden

ERZURUM'da Atatürk Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi Bölümü'nde üretilen 20 ton dezenfektan ile Doğu Anadolu Bölgesi 12 ilin ihtiyacı karşılanıyor. Koronavirüs salgını sonrası Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dezenfektan üretimiyle görevlendirilen meslek liselerinden biri olan merkez Yakutiye ilçesindeki Atatürk Mesleki Teknik Anadolu Lisesi'nde çalışmalar yoğun tempoda sürdürülüyor. Kimya Teknoloji Bölüm Şefi Şener Güngör, teknisyenler, öğrenciler ve okul personelinin günde yaklaşık 14 saat çalışarak 20 ton dezenfektan üretiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın gönderdiği formüle göre çalışan öğrenci ve okul personeli, bölge illerindeki okullar başta olmak üzere kamu kuruluşlarının taleplerini karşılıyor. Üretilen dezenfektanlar bidonlara doldulurarak kamyonlarla il ve ilçelere sevk ediliyor. Ürettikleri dezenfektanın yüzey temizlemede kullanıldığını belirten Kimya Teknolojisi Bölümü Atölye Şefi Şener Güngör, Doğu Anadolu illerinin yanısıra Karadeniz'deki bazı illerin ihtiyaçlarını da karşıladıklarını söyledi. 8 öğrencinin yanısıra okul personelinden de faydalandıklarını kaydeden Güngör, bakanlık tarafından gönderilen formüle göre üretim yaptıklarını kaydetti. Piyasada sahtelerinin de olabileceğine dikkat çeken Güngör, "Dezenfektanların iyi kontrol edilerek alınması lazım. Aksi takdirde virüsle mücadele ederken çevreye zarar verebiliriz. Çünkü bunların hepsi kimyasal madde. Kullanımı çok önemli. Bunlara çok dikkat etmek lazım. Bakanlık onaylı belgeli ürünlerin alınması gerekir" dedi. SİPARİŞLERE YETİŞEMİYORLARKongre caddesindeki okul binasında il ve ilçelerden gelen talepleri tek tek not alan Atatürk Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Osman Aksakal, sabah 8'den başlayan üretimin 22.00'ye kadar sürdüğünü kaydetti. Bakanlığın görevlendirmesi sonucu öğrenci, teknisyen ve personelle üretimi başlattıklarını belirten Aksakal, "Sabah 8'de başlayıp, gelen talepleri karşılayana kadar çalışma devam ediyor. Bazen gece 22.00'ye kadar çalışmalar sürüyor. 5 ton olan günlük kapasitemizi 15 ile 20 ton arasına yükselttik. Doğu Anadolu ile birlikte Karadeniz'in bazı kentlerine de biz dezenfektan gönderiyoruz. 12 ilin ihtiyacını burada yaptığımız üretimle karşılıyoruz. Ürettiğimiz dezenfektanın 1 litresi 1 lira 30 kuruş. 20 litrelik bir bidonun fiyatını yaklaşık 31 liraya isteyen kurumlara gönderiyoruz. Siparişleri karşılamak için her gün aynı tempoda çalışmamızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Dezenfektan üretilen laboratuvar-Laboratuvar önünde bekleyen kamyon-Dezenfektan doldurulan bidonların kamyona yüklenmesi-Üretilen dezenfektanın bidonlara doldurulması-Okul Müdürü Osman Aksakal ile röp-Laboratuvarda çalışmalardan genel ve detaylar-Atölye Şefi Şener Güngör ile röp-Bidonların kamyone yüklenmesi-Öğrencilerin çalışmalarından detay-Okul müdürünün sipariş telefonlarına cevap vermesiHaber-Kamera: Salih TEKİN/ ERZURUM,

=======================================

Cam kapıyı fark etmeyip, kırarak dışarı çıktı 'çok temizdi' dedi

ADIYAMAN'da, Aslan Basri Bulut (32) tıraş olduktan sonra çıkmak istediği cam kapıyı fark etmeyince kırarak dışarı çıktı. Cam kapıyı kırarak dışarı çıkışı güvenlik kameralarına yansıyan Bulut, "Cam kapı çok temiz olunca fark edemedim ve açık sanıp, camdan dışarı çıktım" dedi. Adıyaman Belediyesi'nde çalışan Aslan Basri Bulut, geçen Cuma günü Kapcami Mahallesi'nde Bashar Ali'nin işlettiği berbere gitti. Burada tıraş olan Bulut, ödemesini yaptıktan sonra dışarı çıkmak istedi. Bu sırada cam kapıyı açık sanan Bulut, çarptığı camın kırılmasıyla dışarı çıkabildi. Hafif yaralanan ve olayın şaşkınlığını yaşayan Bulut'un cam kapıdan çıkmak isterken camı kırması berber dükkanının güvenlik kameralarına da yansıdı.'KAPININ KAPALI OLDUĞUNU FARK EDEMEDİM'Tıraş olduğu sırada telefonla konuştuğunu ve birbiri ardına görüşmeler yaptığını anlatan Bulut, saç kesimi bittikten sonra kapıya yöneldiğini ancak kapalı olduğunu fark etmediğini söyledi. Cam çok temiz olduğu için kapıyı fark edemediğini anlatan Bulut, "Tıraş olmaya geldim her şey güzeldi. O ara telefon trafiğim çok olduğu için acele çıkmam gerekiyordu. Kapının kapalı olduğunu hiç fark edemedim. Bir anda kendimi dışarıda buldum. Yani o an nasıldı bilmiyorum cam çok temizdi ben de fark edemeyince direk kendimi dışarıda buldum. Camdan dışarı çıktığımda iş yerinde bulunan arkadaşlar hemen yardımıma koştular. Kafamda camlar nedeniyle hafif yaralanma oldu. Hepimiz bu duruma şaşırdık ve güldük" diye konuştu.'CAMIN KIRILMA SESİ GELİNCE ŞOKE OLDUK'Cam kapıyı fark etmeyerek kırıp dışarı çıkan Aslan Basri Bulut'un uzun yıllardır müşterisi olduğunu anlatan berber Bashar Ali ise olayı şöyle anlattı: "Uzun yıllardır müşterim olan Aslan Basri Bulut'un tıraş esnasında üst üste aramalar gelince acele çıkması gerekiyordu. Kapının kapalı olduğunu fark etmedi ve direk camdan dışarıya çıktı. Nasıl olduğunu kimse anlamadı ama çok şükür kendisine bir şey olmadı. Camdan dışarı çıktığında şoka girdi ve hayretler içerisinde kaldı. Bize kırılan camın parasını ödeme teklifinde bulundu ama kabul etmedik."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Olay yeriGüvenlik kamerası görüntüsüİşyeri sahibi Bashar Ali ile röp.Müşteri Aslan Basri Bulut ile röp.İşyeriGenel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN/ ADIYAMAN

=============================

Okul ve kamu kurumlarının dezenfekte ürünlerini lise öğrencileri üretiyor

ZONGULDAK'ta Eren Enerji Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi Bölümü'nde, günde yaklaşık 3 ton üretilen hipoklorit katkılı dezenfekte için kullanılan yüzey temizleyici ile okulların ve kamu kurumlarının dezenfektan ihtiyacı karşılanıyor. Öğrencilerin ürettiği temizlik malzemesi, Zonguldak'ın yanı sıra Düzce ve Karabük'teki okul ve kamu kurumlarına da gönderiliyor.Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı beldesinde bulunan Eren Enerji Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi Bölümü öğretmen ve öğrencileri, geçen Kasım ayında sıvı sabun, çamaşır suyu ve yüzey temizleyicileri üretmeye başladı. Üretilen ürünler 'Er-Kim' markasıyla diğer okullara gönderilmeye başlandı. Talep patlaması yaşayan okul, koronavirüsünün ardından Milli Eğitim Bakanlığı'nın talebiyle dezenfekte ürünü üretmeye başladı. Üretilen ürünler, kentteki 44 okulun yanı sıra, belediyeler, resmi ve özel kurumlara gönderilmeye başlandı. Bölüm öğretmenleri ve öğrenciler, okulda yoğun şekilde çalışarak gelen talebi karşılamaya çalışıyor. Okul Müdürü Kamil Zoroğlu, Kimya Teknolojisi Alan öğretmenleri Ertuğrul Öner ve Ayşe Çiçek Yıldız, 48 öğrenciyle birlikte üretimi büyük bir özveriyle sürdürüyor.Okul müdürü Kamil Zoroğlu, bakanlığı talimatıyla dezenfekte ürünü üretmeye başladıklarını söyledi. Talebi karşılamak için yoğun şekilde çalıştıklarını ifade eden Zoroğlu, "Dezenfekten ürünler üretiyoruz, hem solüsyon tarzında hem de konsantire ürün şeklinde. İlimiz ve çevre illerin dezenfekte işini biz yapacağız. Ortalama günlük 2 ton, bazen 3 tona kadar çıkan üretimimiz olabiliyor. Bu anlamda ilin ve çevrenin taleplerine karşılık vermeye çalışıyoruz. Okullarımıza 20 litrelik birer bidon veriyoruz. Bu okullarımız bunları birer ölçek şeklinde 49 ölçek olarak sulandırıyorlar ve okullarımızın kapalı alan kısımlarını dezenfekte etmeye çalışıyorlar. Şu anda bizim hedefimiz 30 ton civarında ve bu hedefe yaklaşacağımızı düşünüyoruz. Belki bir haftalık sürede hızlı bir şekilde bu üretimi yapabiliriz." dedi.ÇEVRE İLLERDEN DE TALEP VARKimya teknolojileri alan öğretmeni Ertuğrul Önal da çevre illerden de ürün talebi aldıklarını söyledi. Önemli bir görevi üstlendiklerini ifade eden Önal, şöyle dedi: "Geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığımızın talimatıyla koronavirüsüyle ilgili bize de bir görev verildi. Özel bir çözelti hazırlıyoruz. Bu çözeltileri ayın 13'ünden beri yapıyoruz. Yaklaşık 4,5 tona kadar çıkardık. Şu anda 3 ilimize bu dezenfeksiyonu veriyoruz. Kentimizin yanı sıra Düzce ve Karabük'ten talepleri aldık. 48 öğrencimizle çalışıyoruz. Talebi karşılamaya çalışıyoruz. Öğrencilerimiz velilerimizin izniyle çalışıyorlar."

Görüntü Dökümü-Üretilen temizlik malzemesi-Öğrencilerin çalışması-Temizlik malzemelerini taşımaları-Minibüse yüklenmesi-Okul Müdürü Kamil Zoroğlu ile röp.-Kimya öğretmeni Ertuğrul Önal ile röp.-Öğrenci Aleyna Özdilek ile röp.

Süre: (8: 06) Boyut: (906 MB)Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,

=============================

Seyit Onbaşı'nın kahramanlığını türküyle anlattı

SİVAS'ta yaşayan ev hanımı Hülya Mızrak (40), Çanakkale Savaşı'nda 215 kiloluk top mermilerini sırtlayarak savaşın gidişatını değiştiren Seyit Onbaşı'nın kahramanlıklarını gelecek nesillere aktarılması için türkü besteledi.Hobi olarak şiir yazıp, kahramanlık türküleri besteleyen ev hanımı Hülya Mızrak, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 105'inci yıl dönümü dolayısıyla türkü besteledi. Mızrak, Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale Cephesi'nde 215 kiloluk top mermilerini sırtlayarak İngilizlerin 'Ocean' zırhlısını vurup, savaşın çehresini değiştiren Seyit Onbaşı'nın türküsünü, kahramanlıklarının unutulmaması ve gelecek nesillere anlatılması için bestelediğini söyledi. Seyit Onbaşı'nın kahramanlığının dizelere döküldüğü türkü dinleyenler tarafından beğenildi.Kahramanların hikayelerinin çok acıklı olduğunu söyleyen Hülya Mızrak, "Gelecek nesiller daha iyi tanısın diye müziğin kitle iletişim araçları arasında en iyisi olduğunu düşünerek bunlara hayat vermeyi düşündüm. Türküsü olmayan kahramanların bir türküsü olsun diyerek yola çıktım. Şu an 6 tane yaptım. Nene Hatun, Seyit Onbaşı, Kara Fatma, Fahrettin Paşa ve Kut'ül Amare'ye yaptım. Ayrıca Çanakkale ve İdlib ağıdı yaptım. İnşallah bunları bir albümde toplayacağım. Nene Hatun'a yazdım. Nene Hatun'u araştırırken bütün kahramanlar önüme döküldü. Bunların hepsine bir hayat vermem lazım derken Seyit Onbaşı'ya geldi sıra. Şiirini yazarken, bestesini yaparken iki gün ağladım. Bu kahramanların hayat hikayeleri çok acıklı. Bunlar boşuna kahraman olmamışlar. Özellikle Seyit Onbaşı beni çok etkiledi. Sonra ortaya böyle bir beste çıktı" diye konuştu.

Türkünün sözleri ise şöyle:

"Bir yiğit yetişti Havran elindenLa havle zikiri düşmez dilindenŞaşmadan yürüyor Hakkın yolundanKahramanlar başı Seyit Onbaşı

Düşman bombaladı kırıldı vinciYok oldu tabyasi dağıldı küncüToprağa gömüldü büyüdü hıncıKahramanlar başı Seyit Onbaşı

Rahmandan açıldi kudretten kapı Bismillah deyipte kaldırdı topuEtten değil sanki çelikten yapıKahramanlar başı Seyit Onbaşı

Dünya tüm gücüyle başlatsa seferAlayına yeter bu yiğit neferBir top mermisiyle kazandı zaferKahramanlar başı Seyit Onbaşı

Daha pek gencecik yirmili yaşıİmanlı sinesi eğilmez başı Evel Allah söker yerinden taşıKahramanlar başı Seyit Onbaşı

Ne kutlu anadır doğuran anaHerkes nail olmaz böyle bir şanaEy dedem ödenmez borcumuz sanaKahramanlar başı Seyit Onbaşı

Hülya der yenilmez bu aziz milletNe yazar gelse de kafirden illetKoymadı hasımda ne güç ne zilletKahramanlar başı Seyit Onbaşı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -----------------Ev hanımının görüntüsü-Yazdığı türküyü seslendirmesi-Konuşmaları

Haber-Kamera: Uğur YİĞİT-Rahmi MEYVECİ/SİVAS,

==============================

Başkan ve gazetecilerin ateşleri ölçüldü, elleri dezenfeksiyon edildi

MUĞLA Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı saran koronavirüse karşı yapılan çalışmalar ve alınan tedbirlerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Başkan Gürün ile gazetecilerin ateşleri ölçülüp, elleri antibakteriyel jel ile defenfekte edildikten sonra salona alınması dikkat çekti.Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca il genelinde koronavirüse karşı tedbirler üst seviyeye çıkarıldı. Özel kıyafetli belediye ekiplerince 13 ilçedeki otogarlar, özel ve resmi toplu taşıma araçları, Bodrum-Datça Feribot limanları, kültür merkezleri, hizmet binaları, gündüz bakımevi, ödeneme noktaları, huzurevi, valilik, haller, itfaiye birimleri, atıksu arıtma tesisleri, camiler ile adalet sarayı dezenfekte edildi. Faturasını ödeyemeyen konut abonelerinin borcundan dolayı su kesme işlemi 2 ay ertelenirken, bilgilendirme broşürleri dağıtıldı. Tüm kültürel etkinlikler iptal edilirken, Yüz Yaş Evi, Kısa Mola, kültür merkezleri ve gündüz bakımevindeki hizmetler geçici süre durdurdu.Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, koronavirüse yürütülen çalışmalar ve alınan tedbirlerle ilgili olarak meclis salonunda basın toplantısı düzenledi. Toplantı öncesi salon girişinde Başkan Gürün ile birlikte gazetecilerin ateşleri ölçülüp, elleri elleri antibakteriyel jel ile defenfekte edildi.Başkan Gürün, Türkiye'de koronavirüs nedeniyle ölüm olayının yaşanmasının sevindirici bir durum olduğunu belirtip, "Sağlık bakanımızın da ifade ettiği gibi olmayacak anlamına gelmiyor. Hastalığa yakalananlarda ölüm olabiliyor. Kişinin bağışıklık sisteminin durumuna göre değişiyor. Türk toplumu olarak tedbirler konusunda beklenenin altında bir refleks gösteriyoruz. Önümüzdeki günlerde farklı olaylar yaşandığı zaman bunun ne kadar önemli olduğunu acı olarak yaşabiliriz. Tedbirli olacağız ve paniğe kapılmayacağız. Şuanda somut olarak yaşanmış bir olay yok. Paniğe sebep olmamak doğru ancak bunun yanında dikkat etmeliyiz. Sağlık bakanımızın aldığı kararlara teşekkür ediyorum" dedi.'RİSKİ MİNİMİZE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ'Sıkı teması önlemeye çalıştıklarını belirten Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Gürün, "13 ilçede otogarların sürekli dezenfektasyonları yapılıyor. En hareketli ve bulaşmanın en fazla olabileceği yer otogar. Riski minimize etmeye çalışıyoruz. Toplu taşıma araçları süreçli olarak dezenfekte ediliyor. Ayrıca şoförlerimize nasıl temizlik yapacağını da öğretiyoruz. Bodrum - Datça seferini yapan feribot temizlendi. Seferleri devam ediyor. Limanlarda temizliğimizi yaptık. Kültür merkezlerini şuandaki hali ile dezenfekte ediyoruz. Bütün etkinlikler durduruldu. Belediyenin tesislerinde hiçbir etkinlik yapılmayacak. İlçe belediyelerimizle birlikte mücadele ediyoruz. Gündüz bakım evleri de boşaltıldı. Ödeme noktaları halen çalışıyor. Çalışanlarımızın sağlığını da korumamız gerekiyor. Tüm dairelerimize bilgilendirme yapıldı. Basit temizlik yöntemleri anlatıldı. Sıkı teması önlemeye çalışıyoruz. Çocuklarına bakacak kimsesi olmayan personelimiz izinli sayıldılar. Çalışanlarımız sağlıkla ilgili sorunları olduğu zaman hemen bizi bilgilendirecekler. Huzurevleri çok önemli. Belli yaşın üzerinde risk oranı yüksek. Bu yaşlarda insanların kronik hastalıkları ortaya çıkıyor" diye konuştu.'HEKİMLER CANLARINI SİPER EDEREK HER TÜRLÜ HİZMETİ VERİYOR'Başkan Gürün, Muğla'da diğer illerde olduğu kadar bir hareketin yaşanmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Zafiyet yaşatacak kadar bir ürüne talep yok. Su fatura borcu olan konut abonelerimize 2 ay su kesintisi uygulanmayacak. Durumun gidişatına göre değerlendireceğiz. Koronavirüs bilgilendirme broşürleri dağıtıyoruz. Panik yapmayalım ama alınması gereken basit tedbirlerin hepsini alalım. Bu önlemleri herkes uygulayabilir. Temizlikle ilgili vatandaşlarımız titiz davranıyor. Biz bu salgını en az zararla kapatabiliriz. Sıfırlama imkanı yok. Önümüzdeki günlerde hiç istemeyiz fakat ölüm vakaları başlayabilir. Sıfır ölüm yanlızca ıssız bir adadaysanız geçerli. Bilim adamları çok büyük bir gayret içindeler. Sağlık çalışanlarımızın tümüne teşekkür ediyorum. Zaman zaman hekimlerle ilgili toplumda saldırılar görüyoruz. Hekimler canlarını siper ederek her türlü hizmeti veriyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ile basın mensuplarının ellerinin dezenfekte edilip, ateşinin ölçülmesi-Toplantı salonundan görüntü-Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün açıklaması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,

==============================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement