İSVİÇRE'DEKİ PANKARTA SORUŞTURMA...
Ümit TÜRK İstanbul/ DHA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İsviçre'de terör örgütü yandaşları tarafından açılan pankarta ilişkin soruşturma başlattı. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığı tarafından başlatılan soruşturmada, pankartı açan kişilerin tespiti için emniyete yazı yazıldı. Soruşturmanın, "Terör örgütü propagandası yapmak", "Terör örgütü üyeliği" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçları kapsamında başlatıldığı belirtildi.
İsviçre'nin başkenti Bern'de 25 Mart'ta Federal Parlamento binası önündeki Parlamento Meydanı'nda düzenlenen "Hayır" mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef gösteren pankart açılmıştı.
===================
"FETÖ'NÜN MEDYA YAPILANMASI" DAVASI BAŞLADI...
ATİLLA TAŞ HAKİM KARŞISINDA...
Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA
Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına yönelik aralarında Said Sefa, Atilla Taş, Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 25'i tutuklu toplam 29 sanığın yargılandığı dava başladı.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanık Atilla Taş'in da aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tümü katıldı. Yakalamali sanık Said Sefa ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada, kimlik yoklaması yapılıyor.
İDDİANAME...
İddianamede, Twitter'de "Fuat Avni" hesabını açan firari sanık Said Sefa'nın "Darbeye teşebbüs ve silahlı örgüt yöneticiliği" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapsi talep ediliyor. 196 sayfalık iddianamede, Fuat Avni hesabının "örgütün kara propaganda ve dedikodu hesabı" olduğu vurgulanıyor. İddianamede, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız'ın ise "Silahlı örgüte üye olmak" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapisleri isteniyor. Şarkıcı Atilla Taş'ın FETÖ/ PDY'nin basın kuruluşu olduğu değerlendirilen ve kapatılan Meydan Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptığı, yazıları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle her ne kadar örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan tutuklanmış ise de fiilen örgütle irtibatı sebebiyle kapatılan TV kanallarına giderek destek olması gibi hususlar dikkate alındığında örgüt üyesi olduğu kanaatine varıldığı ifade ediliyor.
==================
ZEKERİYAKÖY'DE 121 ADET TARİHİ ESER ELE GEÇİRİLDİ
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri Zekeriyaköy'de kaçak kazı sonucu elde edilen altın, gümüş sikke, küpe ve objelerden oluşan toplam 121 adet tarihi eseri 500 bin liraya piyasaya sürülmek üzereyken ele geçirdi.
İstanbul DHA
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri kaçak kazı sonucu elde edilen altın, gümüş sikke, küpe ve objelerden oluşan toplam 121 adet tarihi eseri piyasaya sürülmek üzereyken Zekeriyaköy'de ele geçirdi.
Jandarma ekipleri, Sarıyer'de, M.D., M.Ö. ve Suriye uyruklu S.A. isimli üç kişi kaçak kazı sonucu elde ettikleri, milattan önce 6. ve 7. yüzyıl Roma, Bizans ve Yunan dönemlerine ait altın ve gümüş sikkeleri 500 bin liraya piyasaya sürmek için müşteri aradıkları bilgisi alındı. Takibe alınan şüpheliler, Zekeriyaköy Uskumru Mahallesi'nde araçlarıyla birlikte yakalandı.
Araçta yapılan aramada; aracın ön koltuk arasında bulunan boşlukta yuvarlak karton içerisinde, 1 adet taşlı altın yüzük, 1 çift altın küpe ile aracın el freni plastik muhafazası içerisine gizlenmiş vaziyette 69 adet gümüş sikke, 34 adet altın sikke, 14 adet altın tekli küpe, 2 adet altın obje olmak üzere toplam 121 adet değişik dönemlere ait olduğu değerlendirilen tarihi eser ele geçirildi.
Gözaltına alınan M.D., M.Ö. ve S.A. isimli şüpheli şahıslar, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Görüntü Dökümü:
(JANDARMA KAMERASI)
Şüphelilerin yakalanması
Araçta yapılan arama
Ele geçirilen tarihi eserle
Şüphelilerin polis merkezinde çıkarılması
==================
HAVADA LEYLEK ALARMI.
Haber/ Kamera: Murat ÇAKIR - Faik KAPTAN, İstanbulDHA
Leyleklerin sürüler halinde göçe başlaması nedeniyle Atatürk Havalimanı'nda alarm verildi. Pilotlar uçuş güvenliğini ilgilendiren göçmen kuş sürülerini Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Merkezi'ne rapor ediyor. .
Son bir haftadır leylek sürüleri Atatürk Havalimanı üzerinde görülmeye başladı. İniş ve kalkış yapacak uçakların pilotları ile kontrolörler kuş sürüleri ile ilgili anonslar yapıyor ..Havalimanı etrafında zaman zaman yoğun kuş faaliyeti bulunduğunda pistler düzenli aralıklarla özel donanımlı araçlarla kontrol ediliyor. Ayrıca meydan civarında kuş faaliyeti olduğu bilgisi sürekli olarak pilotlara veriliyor.
Pilotların son günlerde kuş sürüleriyle ilgili Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Merkezi'ne bilgi vermeleri ses kayıtlarına yansıdı. Bir pilot, "Kuş sürüleri sağımızdan ve solumuzdan güneye doğru deniz seviyesinden hareket ediyor" bilgisini verince kontrolörler de olası çarpma tehlikelerine karşı kuş sürüleri bilgisini pilotlarla paylaşıyorlar. Göç eden leylek sürüleri ani yön değişiklikleri yaparak da uçaklar için tehlike yaratıyor. Atatürk Havalimanı'nda kuşlar en çok Ataköy-Florya yönündeki pistin yaklaşma yüzeyi, Sefaköy,Ataköy tarafındaki pist başlarında ve Florya yönündeki yaklaşma yüzeyinde sıklıkla tespit ediliyor. Kuşlar pist başlarında 0-10 metre ve yaklaşma yüzeylerinde 0-1000 metre aralıklarında görülüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------
-Leylek sürülerinin havalimanı üzerinde görüntüleri
-KaLkışta bir uçak ve Leylek sürüsü
-Kuş çarpması sonucu hasar alan bir uçaktan görüntüler
==================
-TOPBAŞ TALİMAT VERDİ, FENERBAHÇE SAHİLİNE TENİS KORTU PROJESİ İPTAL EDİLDİ
Ezgi ÇAPA/ İstanbul DHA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB)'nin Fenerbahçe sahiline 7 adet tenis kortu yapma projesi, İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın talimatıyla iptal edildi. Kadıköylülerin dinlenme, yürüyüş ve bisiklet rotalarından biri olan ve yaklaşık 250 ağacın bulunduğu Fenerbahçe sahili, yanyana yapılacak 7 tenis kortu, idari birim ve kafeterya yapmak üzere panellerle çevrilmeye başlamıştı.
KORTLAR İÇİN DAHA UYGUN BİR ALAN BAKILACAK
Herhangi bir bilgilendirme notu veya şantiye levhası konulmadan başlanan çalışmanın İBB tarafından yürütüldüğü, Göztepe-Ataşehir- Ümraniye metro hattı kapsamında Göztepe 60.Yıl Parkı'na yapılacak metro durağı için Gülbahçe Spor Tesisleri'nde hizmet veren 7 adet tenis kortunun iptal edileceği, bu kortların sahile taşınacağı iddia edilmişti. İBB'den bir yetkili iddiayı doğrulayarak, sahile taşıması planlanan kortlar için metro inşaatı bitimine kadar daha uygun bir yer bulunacağını söyledi. Öte yandan Göztepe-Ataşehir-Ümraniye metro hattının tamamlanması ile birlikte Göztepe 60.Yıl Parkı'nda bulunan 7 adet tenis kortunun da aynen eski yerlerine konulacağı bilgisini paylaştı.
===================
REFERANDUM OYLAMASI SINIR KAPILARINDA BAŞLADI
Faik KAPTAN-Murat ÇAKIR/ İstanbul DHA
Yurt dışı seçmen kütüğüne bağlı vatandaşların 16 Nisan'da yapılacak referandum için oy verme işlemine bugün sabah saat 08.00'den itibaren başlandı. Atatürk Havalimanı'nda ilk oyu kullanan ve Ukrayna'da bir özel şirkette genel müdürlük yapan Zafer Özbey "Vatandaşlık görevimizi yaptık. İnşallah hayırlı olur" dedi.
Yüksek Seçim Kurulu'nun belirlediği seçim takvimine göre; oy verme işlemi yurtdışındaki temsilciliklerde 9 Nisan'a, gümrük kapılarında ise 16 Nisan'a kadar devam edecek.
En büyük sınır kapısı olan Atatürk Havalimanı'nda sabah erken saatlerden itibaren sandık kurulları önünde oy vermek amacıyla kuyruğa giren vatandaşlar uçaklarına yetişebilmek için de zaman zaman sıkıntılı anlar yaşadılar. Saat 08'de başlayan oy verme işleminden önce sandık kurullarındaki görevliler önce toplu halde ayağa kalkarak ant içtiler, daha sonra da sandıkları balmumu ile mühürlediler. Gidiş ve geliş terminallerindeki 12 ayrı sandıkta da daha sonra oy verme işlemi başladı.
OYUNLARI BAŞLARINA GELSİN.
Bu arada Hollanda'da doğup büyüyen ve 5 günlük bir tatil için Türkiye'ye gelen Aysel Aydın ise, Hollanda yaşanan olaylar için " Oyunları başlarına gelsin. Allah kötülerden korusunö dedi. Aydın, "Her geldiğimde Türkiye'yi ilerlemiş güzel görüyorum. Hayırlısı olsun, diyorum. Allah herkese fırsat versin, kötülere fırsat vermesin. Hollanda'daki olaylardan fazla etkilenmedim. Doğma büyüme oralı olduğum için çok güzel bir bağımız var herkesle . Oyun olduğunu düşünüyorum. Oyunları başına gelsin diyorum" diye konuştu.
Yine Hollanda'da yaşayan Güzel Gören, "Hayırlara vesile olur inşallah" derken, Almanya'da yaşayan Şükran Akçan ise referandumun kendisine çok anlam ifade ettiğini belirterek, "Ülkeme güzel günler nasip etsin" dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Sandıkların görüntüsü
Oy kullananlarla röportaj
Havalimanından görüntüler
Detaylar
27.03.2017 - 08.39 Haber Kodu : 170327016
27.03.2017 - 09.38 Haber Kodu : 170327018
===================
4-12 YAŞINDAKİ 1800 ÇOCUĞA OKULDA ÜCRETSİZ "OYUNLU TERAPİ"
İhsan DÖRTKARDEŞ/ İstanbul DHA
Avcılar'da psikolojik sorunları bulunan 4-12 yaşlarındaki bin 800 çocuk okullarda oluşturulan oyuncak dolu odalarda 'Oyun terapi'ye alındı.
Avcılar Kaymakamlığı bünyesinde görevli klinik psikolg Melek Turan, eğitim gördüğü alandaki tedavi yöntemini öğrencilere uygulayıp olumlu sonuç alınca bunun ilçe genelinde uygulanabilmesi için proje hazırladı. Hazırlanan proje Avcılar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Avcılar Kaymakamı Hulusi Doğan tarafından beğenilirken, destek sağlanabilmesi amacıyla İstanbul Kalkınma Ajansına sunuldu. İstanbul Kalkınma Ajansı'nın projeyi desteklemesi ile kısa süre içerisinde Avcılar'da belirlenen 10 ilkokulda oyun terapi merkezleri oluşturuldu, rehber öğretmenler oyun terapi eğitimine alındı.
KAYMAKAM DOĞAN: BU İÇERİKTE PROJE TÜRKİYE'DE İLK
Projenin uygulandığı okullardan biri olan Denizköşkler İlkokulu'na Milli Eğitim Müdürü Emin Engin ile giden ve çalışmalar hakkında bilgi alan Kaymakam Hulusi Doğan, "Bu içerikte proje Türkiye'de ilk kez uygulanıyor. 1800 öğrenci veya çocuğa hizmet verilecek. Çocuklarımıza yönelik çalışmalarla onları çeşitli hastalıklara karşı aşılar yaptırıyoruz. Yavrularımız ailesinden veya kendisinden kaynaklanan sorunlarla psikolojik sorunlarla da karşılaşabiliyor. Bu projemiz ile çocuklarımızın ruhsal açıdan daha sağlıklı olması hedefleniyor. 4-12 yaşında hazırlarsak her türlü psikolojik sorunları daha kolay aşabilir. Örneğin bağımlılıkla ilgili tehlikelere karşı daha dayanıklı hale gelebiliyor" dedi.
Proje koordinatörü Melek Turan, psikolojik sorunları bulunan çocukların ailelerinin 'Oyun terapi yöneltme formlarını doldurup en yakın okula vermeleri gerektiğini anlatırken, proje ile ilgili şöyle dedi:
"Projeye 4-12 yaşındaki 'dezavantajlı' olarak nitelendirebileceğimiz çocukları dahil ediyoruz. İki koşulumuz var; çocukların Avcılar'da ikamet ediyor olması ya da Avcılar ilçesinde eğitim görüyor olması. Çocuklar yetim, öksüz ya da madde kullanıyor, travma atlatamamış olabilir. İçe kapanıktır aşırı duygusal, tırnak yeme, altını ıslatma, davranış sorunları olabilir. Okullarımızdaki rehberlik öğretmenleri ile birlikte hareket ederek bu çocukları oyun terapi salonumuza davet ediyoruz. Anne veya babaların onayıyla onları 10 okulumuzdaki, içinde başta kukla, aile ortamını simgeleyen oyuncaklar var. Biz yetişkinler cümlelerle ifade ediyoruz. Çocuklar ise oyuncaklarla duygu ve düşüncelerini ifade ediyor. Oyuncaklara duydukları ilgi ile saldırganlık veya öfke, duygusal yönleri ortaya çıkıyor. Oyun terapisi yöntemi ile profesyonel ruh sağlığı hizmeti sunmayı amaçlıyoruz. Buralardaki rehber öğretmen arkadaşlarımızı özellikle klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmış kişilerden tercih ettik onlara başta oyun terapisi olmak üzere eğitimler verdik. Devlet desteği ile okullarda ilk defa ücretsiz hizmet veriliyor. Başvurusu alınan her öğrenci için 45'er dakikalık ortalama 5 seans düşünülüyor. İlk seansta anne ve baba dahil ediliyor onlarla detaylı görüşme yapılıyor."
Turan, bu projenin gönüllülük esasına dayandığını, çocuğun algı seviyesine ulaşan teraparistin çok iyi sonuç alınabildiğini anlatırken, "Bu terapilerin dışarıda minimum seans ücretleri 200 TL seans ücretleri. Türkiye'de ilk defa okullarda devlet imkanları ile bu hizmet veriliyor. Aileler burada çocukları için ücretsiz profesyonel ruh sağlığı alabiliyor. Çocuklar buradaki oyuncaklarla oynamak zorunda değil. Onlar bizim için bir düzenek. Baba anne ilişkisini gösterebiliyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Oyun terapi salonundan görüntüler
Psikolog proje ile ilgili bilgi verirken
Kaymakam Hulusi Doğan konuşurken
Proje koordinatörü Melek Turan bilgi verirken
Bir çocuk oyun terapi salonunda Melek Turan ile birlikte
Oyuncaklardan görüntüler
===================
(ÖZEL RÖPORTAJ) BENGİSU: "AMELİYAT, HAYATIMDA YAŞAMAM GEREKEN DÖNÜM NOKTAM OLDU"
"15-16 yaşındayken 7 bin seyircinin karşısına çıkabilmek mükemmel bir lütuf"
"İlk yaptığım kliple hala gurur duyuyorumö
"Doktor, 'Ameliyat olmazsan maksimum 4 yıl yaşarsın, olursan da yüzde 30 yaşama şansın var' dediö
Haber: Orhan SENCER/ İSTANBUL,
Şarkıcı Bengisu, yaklaşık 50 kilo verdiği ve ölümle burun buruna geldiği ameliyat sürecini, yeni çıkardığı single'ı "İsyan Ediyorum"u ve müzik kariyerindeki başarı öyküsünü DHA'ya anlattı.
Yaklaşık iki yıl önce "Dünyanın Öteki Ucuna" klibinde aşırı kilolu haliyle dans ederek şarkı söylemesiyle dikkatleri üzerine çeken Bengisu, geçtiğimiz ay yayımladığı yeni single'ı "İsyan Ediyorum"un klibinde ise çok farklı bir görünümle müzikseverlerin karşısına çıktı. Doktorunun, "Ameliyat olmazsan maksimum 4 yıl yaşarsın, olursan da yüzde 30 yaşama şansın var" dediği sanatçı, ameliyat sonrası zorlu bir sürecin ardından yaklaşık 50 kilo verdi. Dünyanın en prestijli müzik okulu, Amerika'daki Berklee College of Music'te eğitimini sürdüren, okulda kazandığı başarılar sayesinde Grammy ödüllerini seçen komite olan "Grammy Union"da yer alan, katıldığı müzik yarışmalarından hep birinciliklerle ayrılan ve henüz 15-16 yaşlarındayken birçok ünlü sanatçıyla aynı sahneyi paylaşma şansı elde eden Bengisu, DHA'ya özel açıklamalarda bulundu.
15-16 YAŞLARINDA ÜNLÜ SANATÇILARLA AYNI SAHNEYİ PAYLAŞTI
Başarı merdivenini adım adım tırmanan Bengisu, ilk basamaktan itibaren müzik kariyerini şöyle anlattı:
"İlkokuldayken müzikle ilgileniyordum. Sempati duyuyordum ve hobi olarak hayatımdaydı. Lise çağıma geldiğimde İstanbul'da Caddebostan Kültür Merkezi'nde 'Ladies and Gentlemen İstanbul' diye bir müzikal koronun konserini izledim. Konseri izlediğimde gerçekten aşık oldum diyebilirim. Sahnede gördüğüm şey, hayalini kurduğum ve yapmak istediğim şeymiş, onu fark ettim. Konserden sonra kulise gittim ve 'Ben size katılmak istiyorum' dedim. Bana önce 'kontenjanımız dolu' dediler ama sonra provalarına gittim ve aralarına dahil oldum. Aslında bu ekibe girmemle değişti her şey. Bu ekibe girene kadar müzikal anlamda çok daha amatör, çok daha minimal şeylerde yer alıyordum. Daha sonra bu ekiple beraber Sezen Aksu, Sertab Erener, Ferhat Göçer, Alessandro Safina gibi büyük isimlere vokal yapma, o isimlerle beraber sahneye çıkma fırsatı yakaladım. Harbiye Açıkhava, Kuruçeşme Arena gibi sahnelere çıktım. 15-16 yaşında kız çocuğu için 7 bin seyircinin karşısına çıkabilmek, öyle büyük insanların arkasında şarkı söyleyebilmek mükemmel bir lütuf. Bu sırada lise eğitimim Saint Joseph Lisesi'nde devam ediyordu. Sonra üniversite eğitimiyle ilgili düşünmeye başladığımda, tutkunu olduğum, hayalini kurduğum şeyi yapmak istediğime karar verdim. Annem çok destek oldu ama babamdan, 'Kızım müzik hobi olarak mı kalsa' gibi klasik her ailenin evladına söyleyebileceği uyarı geldi. Ben de bunu yapmak istediğimi ve en iyisini yapacağımı söyledim. Amerika'daki Berklee College of Music'in sınavlarına girdim ve kabul edildim. Ardından Amerika'ya gittim. Çift anadal okuyorum. Hem şan, hem de menajerlik ve müzik işletmesi okuyorum. Bir de müzikal tiyatro yazımı yandalı yapıyorum. Lisedeyken Türkiye'deki liseler arası müzik yarışmalarında birçok en iyi kız solist ödülüm oldu. En iyi orkestra, en iyi beste ödülleri aldık. Geçtiğimiz yıl Yunanistan'da katıldığımız uluslararası bir müzikal festivalde grand prix ödülleri aldık, seyirci tarafından en iyi ekip seçildik. Çok güzel, çok büyük mutluluklar bunlar. Bunun yanında Amerika'da okulda müzikal tiyatro ekibindeyim. Her dönem yeni bir müzikal tiyatronun prodüksiyonunu yapıyoruz. Hatta bu dönemde öğrencilerin yazdığı bir müzikalde oynuyorum. O yüzden Türkiye - Amerika arası gidip geliyorum. Mayıs ayında mezun olacağım. Ondan sonra kariyerime inşallah yavaş yavaş da olsa yükselerek devam etmek istiyorum."
"TÜRKİYE'YE DÖNMEM ÇIKACAK FIRSATLARA BAĞLI"
Amerika'da kalıp kalmayacağını, karşısına çıkacak fırsatların belirleyeceğini ifade eden sanatçı, şöyle konuştu:
"Ben avukat ya da mühendis değilim, şurada şöyle çalışacağım diyemiyorum. Karşıma çıkacak fırsatlarla alakalı bu. Öyle bir fırsat çıkar ki, Amerika'da kalmaya hayır diyemem ve orada kalırım. Öyle bir fırsat çıkar ki, Türkiye'de olmam gerekir ve burada olurum. Orayı da yüzde yüz bırakmayı düşünmüyorum. Gerçekten orada içinde bulunduğum çevre inanılmaz önemli bir çevre. Burada hayalini kurduğunuz isimlerle yolda karşılaşıyorsunuz orada. Bunlar orayı biraz öne geçiriyor ama Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmak ve Türk olmak içimizde olduğu sürece, memleket vatan hasreti yani…"
"YENİ ŞARKIM, HAYATIN ÇOK DEĞERLİ OLDUĞUNU VE CESUR ADIMLAR ATILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR"
İkinci single'ı "İsyan Ediyorum"un, hayatta söylemek istediklerini söylediği, hayatın çok değerli olduğunu ve cesur adımlar atılması gerektiğini söylemeye çalışan bir şarkı olduğunu vurgulayan Bengisu, "İlk single 'Dünyanın Öteki Ucuna' hareketli bir single'dı. Yaz için yapılmış bir şarkıydı. 'İsyan Ediyorum' daha oturaklı, daha kendimi bulduğum bir şarkı. İki şarkı arasında 2,5 yıllık bir süreç var. Bu süreçte çok ciddi ameliyatlar geçirdim, çok ciddi sağlık sorunları yaşadım. Bütün bunları içimden geldiği şekilde anlattığım, büyüdüğüm, olgunlaştığım ve bu olgunlaşmanın sonucunda ortaya çıkmış bir şarkı oldu 'İsyan Ediyorum'. Hayatta söylemek istediklerimi söylediğim, hayatın çok değerli olduğunu ve cesur adımlar atılması gerektiğini söylemeye çalışan bir şarkı oldu. O yüzden çok mutluyum, umarım dinleyenler de beğenirler" ifadesini kullandı.
"DOKTOR, 'AMELİYAT OLMAZSAN MAKSİMUM 4 YIL YAŞARSIN, OLURSAN DA YÜZDE 30 YAŞAMA ŞANSIN VAR' DEDİ"
Genç şarkıcı, ölümle burun buruna geldiği ameliyat sürecini ise şöyle anlattı:
"2014 Ağustos ayında mide küçültme ameliyatı oldum. Biliyorsunuz bu aralar çok popüler. Ama bu ameliyat insanlara çok Polyannacılık gibi sunuluyor. Aslında gerçekten çok riskli. Sonrasında çok büyük sorunların yaşanabildiği bir ameliyat bu. Benim de başıma bazı talihsizlikler geldi. Bu talihsizlikler sonucunda midemde bir delik oluştu. Fistül denilen bir şey oluştu ve dünyada böyle bir vaka olmadığı için benim medikal durumumu uluslararası kongrelere konu ettiler. Ayrıca Amerika'da bu ameliyatları ilk yapmaya başlamış olan bir doktor Türkiye'ye benimle tanışmaya geldi. Tanıştık ve 'Seni ameliyat edeceğiz. Böyle bir vaka yok. Sen Amerika'ya geleceksin, burada yapamam. Kendi ekibimle yapmam gerekiyor bu ameliyatı. Açınca neyle karşılaştığımıza göre karar vereceğiz. Ameliyat olmazsan 4 yıl yaşarsın maksimum, olursan da yüzde 30 yaşama şansın var' dedi. Ölümle bu kadar burun buruna gelme olayını 21-22 yaşında herhangi bir genç kıza sorsanız, 'Bilmiyorum' der. Herkes ölümün farkında ama bu kadar iç içe olduğunun farkında değil. Ben önce ameliyat olmamaya karar verdim ve böyle bir risk aldım. Ancak durumum ağırlaştı ve ardından ameliyat oldum. Ameliyattan sonra midemi aldılar, yemek borusuyla bağırsakları birbirine bağladılar. Böyle' Cyborg' gibi dolaşıyorum ortalıkta. Çok şükür iyiyim ama dikkat etmem gereken çok fazla şey ver. Bazı şeyleri yiyemiyorum. Vitamin kullanmak zorundayım. Düzenli olarak kan tahlillerimi yaptırmak zorundayım. Yaşadıklarımdan ya da ameliyat olmamdan pişman mıyım, hayır. Çünkü demek ki benim öğrenmem gereken şeyler varmış. Her insanın hayatında yaşaması gereken dönüm noktaları vardır. Benim de dönüm noktam buydu. Hem kafa olarak, hem fiziksel olarak şu an bambaşka bir insanım. Büyüdüm, ailemle ve arkadaşlarımla ilişkilerim, müziğimle olan ilişkilerim değişti. Ben daha önce beste yapamıyordum ama bu ameliyatlardan sonra gerçekten inanılmaz bir kanal açıldı bende. Artık istediğim gibi şarkı da yazabiliyorum. Artık mutluyum ve hayatın değerini biliyorum. Her dakikayı dolu dolu, severek, mutlu bir şekilde yaşamam gerektiğini biliyorum ve bu şekilde de yaşamaya devam edeceğim. İnşallah yaşadıklarımı da unutmam."
"İLK YAPTIĞIM KLİPLE HALA GURUR DUYUYORUM"
120 kiloyken kamera karşısına geçtiği ilk klibi "Dünyanın Öteki Ucuna"ya yönelik aldığı eleştirilerden de bahseden Bengisu, "İlk klipte 120 kiloydum ve dans ediyordum. Bu kız şişman, dans ediyor, böyle şey olur mu gibilerinden tepkiler de oldu. Tam tersine 'Helal olsun, bütün tabuları yıkıp böyle bir şey yaptı' diyen de oldu. Şimdi de kilo verdim klip çektim. O kliple de 'Şişmanken daha sempatiktin, niye kilo verdin?' diyenler oldu. 'Bak insanlara gösterdi, kilo verdi, helal olsun' diyenler de oldu. Bizim yaptığımız en büyük yanlış, şu dünyada herkesi mutlu etmeye çalışıyoruz. Öyle bir şey yok. Kendin nasıl mutluysan öyle yaşayacaksın. Ben ilk yaptığım kliple hala gurur duyuyorum. Çünkü gerçekten kimsenin cesaret edemediği bir şey yaptım. Ben şarkı söylemeyi ve dans etmeyi seven bir insanım. Bunu da estetik bir şekilde gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Otoritelerden aldığım tepkiye göre de gerçekten öyle yapıyordum. Şu anda da dans etmeye devam edeceğim, önümüzdeki kliplerde de görürsünüz. Ama gelen bu kötü yorumlar beni hiç etkilemedi mi, etkiledi tabii ki. Bir insanın beni tanımadan, kim olduğumu, inanışlarımı, düşüncelerimi, hiçbir şeyi bilmeden direkt acımasızca böyle eleştiriler yapması hoş değil. Bunları değiştirebilir miyim, hayır. Bunları olduğu gibi kabullenmeyi öğrendim ben. Tabii ki de üzüldüm, hırpalandım ama yanımda olan ailem ve arkadaşlarım, 'Biz seni 20 küsür yıldır tanıyoruz, böylesin, kendinle de barışıksın. Niye böyle bir şeyi kafaya takıyorsun' dediler. Bunun doğru tepki olduğunu fark ettim. Şu anda da ben herhangi birini mutlu etmek için adım atmıyorum. Ben kendim mutlu muyum, kendi yaptığım işle gurur duyuyor muyum, ailem benimle gurur duyuyor mu, kendi kafamdaki düşünceler hizmet eder şekilde adım atabiliyor muyum, önemli olan o" ifadesini kullandı.
"HERHANGİ BİR ŞARKIMA HAKSIZLIK YAPMAK İSTEMEDİĞİM İÇİN ALBÜM DÜŞÜNCEM YOK"
Şu anda albüm çıkarma düşüncesi olmadığını da açıklayan şarkıcı, gerekçesini ise şu cümlelerle anlattı:
"Maksimum 4 ay aralıklarla, yeni single'larla dinleyiciyle buluşmayı planlıyorum. Çünkü albüm yaptığınızda 10-12 şarkı yapıyorsunuz ve o şarkıların hepsine aynı değeri vermek istiyorsunuz ama arada kaynayanlar oluyor. Ben herhangi bir şarkıma öyle bir haksızlık yapmak istemiyorum. 'Şarkı benim bebeğim gibi' derler ya, aynen öyle benim için de. Her birinin yeri de değeri de farklı. Ben her birinin değerini ortaya çıkarmak için çok emek harcıyorum. Her biri o emeğin karşılığını almayı hak ediyor. O yüzden ben single'larla devam edeceğim. İnşallah Amerika'da kariyerimi ciddi anlamda sürdürmeye başlayacağım. Orada bir single çalışması olacak. Hem orayı hem burayı beraber sürdürmeye çalışacağım."
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Bengisu ile özel röportaj
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?