Dha Yurt Bülteni-11

ANTALYA'DA ORMAN YANGINI (EK)

1)YANGIN, PİKNİKÇİLERİN DİKKATSİZLİĞİNDEN ÇIKMIŞ

Antalya- Kemer karayolundaki orman yangınına, piknik yapan vatandaşların dikkatsizliğinin neden olduğu belirlendi. Piknik tüpüyle çay demleyenlerin, kuru otları tutuşturması nedeniyle başlayan yangının, kısa sürede büyüyerek geniş bir alana yayıldığı tespit edildi. Bölgede piknik yapanların ve balıkçıların söndürmeye çalıştığı yangının, rüzgarın etkisiyle büyüyerek ormana sıçradığı kaydedildi. Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin müdahalesiyle tamamen söndürülen yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü DÖkümü

-------------------------

İtfaiye ekiplerinin görüntüsü

Soğutma çalışmasından görüntü

Elleri silahlı polislerin görüntüsü

Polislerin çalışma yapmak için yangın bölgesine inmesi

Söndürme çalışmasından görüntü

Detaylar

120 MB/// 3.45

(Haber: Alparslan ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)

================================================

2)DÜZCE'DE İKİ OTOMOBİL ÇARPIŞTI: 1 ÖLÜ, 2 YARALI

DÜZCE'de, kontrolden çıkan otomobilin karşı şeride geçip başka bir otomobille çarpışması soncu meydana gelen kazada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.Kaza, öğle saatlerinde Düzce ile Akçakoca İlçesi arasındaki D-655 Karayolu'nun Şifalı Su mevkiinde meydana geldi. Akçakoca yönüne giden İsmail Pınar yönetimindeki 81 BJ 945 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak orta refüjü aşıp karşı şeride geçti. Otomobil, karşıdan gelen Şeref Ali Deniz'in kullandığı 81 KD 335 plakalı otomobille çarpıştı. Savrularak devrilen otomobilin sürücüsü İsmail Pınar olay yerinde hayatını kaybetti. Diğer aracın sürücüsü Şeref Ali Deniz ile yanında bulunan Alim Tok yaralandı. Düzce Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan Şeref Ali Deniz'in durumunun ağır olduğu belirtildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Kaza yeri

-Otomobiller

-Yol

-Polisin çalışması

Dosya adı: dzckaza

Haber-Kamera: l Tezcan SOLMAZ/ DÜZCE,

=======================================================

3)KAYSERİ'DEKİ FETÖ DAVASINDA ÜÇÜNCÜ GÜN

FETÖ soruşturması kapsamında aralarında Boydak kardeşlerin de olduğu 67 şüphelinin 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın üçüncü gününde sanıkların savunmaları devam etti. Sabahki bölümde tutuklu işadamları Halit Gazezoğlu ve Necmi Somtaş savunma yaptı.

Suçlamaları kabul etmediğini belirten tutuklu sanık Halit Gazezoğlu, herhangi terör örgütüne üye olmadığını, sempatizanlık bile duymadığını söyledi. Gazezoğlu, ifadesinde şöyle dedi:

"Üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum, hakkımda tanıklık edenlerin hepsi ticari itibarı kalmamış kişilerdir. Hakkımda hazırlanan iddianame de lehime olan hiçbir bilgi ve belgeye yer verilmemiştir. Ben de hiçbir örgütün parası tutulmamıştır, ABD'ye talimat üzerine gitmem veya herhangi bir kişiden emir almam mümkün değildir."

İddianame de yer alan Melikşah Üniversitesi'nde Mütevelli Heyeti Başkanı olmakla suçlandığı iddiası hakkında da konuşan Gazezoğlu savunmasında şunları söyledi: "Melikşah Üniversitesi devlet büyüklerinin ve yerel yöneticilerin desteği ile kurulmuş bir üniversitedir. Bu eğitim kurumunda gönüllü olarak yer aldım ve hiçbir terör örgütü faaliyetinde bulunduğuna şahit olmadım. Hakkımdaki terör örgütü üst düzey yöneticiliği iddiası ise belgesiz ve delilsiz bir ifadedir. Nerede, ne zaman kime talimat vermişim. Ömrüm boyunca adliye, karakol yüzü görmemiş birisiyim. İddianamedeki Sıtkı Baş'ı Melikşah Üniversindeki görevim nedeniyle tanırım, ancak hiçbir öğrenci evi için yardım istemedim. Tahliyemi istiyorum."

Savunma ardından mahkeme başkanı Mehmet Ağır, Gazezoğlu'na "Evinde yapılan aramada 'F.Gülen' isimli havlu bulunmuş, havluyu Fethullah Gülen mi hediye etti?" diye sordu. Gazezoğlu, bunun üzerine, "Hayır nereden geldiğini bilmiyorum, muhtemelen önemsiz bir havludur" cevabını verdi. Fethullah Gülen'i bir kez ABD'ye giderek ziyaret ettiğini söyleyen Halit Gazezoğlu, ABD ziyaretinde çocuğunun okulunu ziyaret ettiğini, buradaki öğretmenlerin anlattıkların çok etkilediğini ve bundan dolayı da 40 bin dolar yardım yaptığını söyledi.

Diğer tutuklu sanık Necmi Somtaş ise savunmasında, yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini, illegal örgüt içerisinde yer almadığını, devlet ile hiçbir şekilde ayrı düşmediğini anlatırken, "Allah, devletimize zeval vermesin. Sayın Cumhurbaşkanımız ne zaman ' Aldatıldım' dedi ben de o zaman ilişkilerimi sonlandırdım. FETÖ örgütüyle ilişkilendirilen Kılıçaslan Eğitim ve Kültür Vakfında görev yaptım. Ancak, hakkımda iddia edilen hiçbir suçu işlemedim. Bunu söyleyen vakıf başkanı Yılmaz Akansu, ya yalan söylüyor, ya da akli melekelerini kaybetmiştir" dedi. Somtaş mahkemedeki savunmasını şöyle sürdürdü:

"Benim örgütte yönetici olduğum iddia ediliyor, bırakın örgütü benim evde bile sözüm geçmez. Örgüt il imamı Sıtkı Baş'ı tanımam. Hiçbir örgütün mali kasası da değilim. Bırakın terör örgütüne üye olmayı ben ülkeme laf bile söyletmem. Hakkımda yapılan suçlamalara ilişkin tek bir delil yok, kaçma şüphemde yoktur. Tahliyemi talep ediyorum."

Mahkeme heyeti savunmaların ardından mahkemeye ara verdi.

SAVUNMA YAPTILAR

FETÖ soruşturması kapsamında Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın öğleden sonraki bölümünde örgütün Kayseri'deki kasası olduğu iddia edilen Mehmet Fındık'ın yanı sıra tutuklu bulunan Adem Çelik ve İsmail Tuna, savunmalarını yaptı. Tutuklu sanıklardan Mehmet Fındık, yöneltilen suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirterek, şöyle dedi:

"Hakkımdaki suçlamaların tarihi 15 Temmuz ve öncesine aittir. 15 Temmuz hain darbe girişimi olmasa ben tutuklu olarak karşınızda olmayacaktım. Hakkımda bir yalancı tanık türetilmiştir. Gizli tanıklardan 'Ayaz' ve 'Hacılar' kod adlı iki gizli tanığı da biliyorum. Gizli tanıklardan Ayaz kod isimli kişi 17 yıl yanımda çalıştırdığım, asker harçlığını her ay gönderdiğim, evlilik sürecinde maddi destek sağladığım kişidir. Yanımdan kendi isteği ile ayrılmıştır. Hacılar kod adlı gizli tanık ise Karpuzatan bölgesindeki bir müşterimin kayınbiraderidir. İki tanığın hakkımda yaptığı deli saçması, delilsiz, duyuma dayalı ifadelerinden kaynaklı olarak tutukluyum. İçim çok rahattır. Şu an işsiz, 29 yıllık işyeri dağılmış bir kişiyim. Üzerime atılan iftiraları kabul etmiyorum."

Fındık, savunmasında, 'Ayaz' kod isimli kişinin kullanılmaya son derece uygun bir yapıda olduğunu anlatırken, "Bediüzzaman efendinin dediği gibi 'Hukuk ele bakar, kalbe bakmaz.' 'Umut' kod adlı kişi aylık 8 milyon TL himmet parasının elimden geçtiğini söylüyor. Bununla ilgili bir bankada hesap ve hesap hareketi var mıdır? İncelenmesini talep ediyorum" dedi. Fındık, iddianamede yer alan Nijerya ziyaretini Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediğini, milletvekilleri İsmail Tamer ve Yaşar Karayel'in de katıldığını, fotoğrafların orada çekildiğini anlatırken, "Bunun örgüt gezisi olduğunu bilmem mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Oğlunun ABD'de genç liderler kapsamında eğitim gördüğünü söyleyen Fındık, şöyle dedi:

"Hakkımda arama olduğunu duyunca şerefle ülkeme dönüp, polise teslim oldum. 2013 yılında kaleme aldığım vasiyetnamemi okumak suretiyle, eş, çocuklarım ve benim nasıl biri olduğumu mahkemenin tanımasını istiyorum. Hakkımda çıkan haberler nedeniyle Türkiye'ye rezil oldum. Fethullah Gülen ile ilgili evimde çıkan karakalem çalışmasını bilgisayardan indirdim. Altındaki ismi ben kendi el yazım ile yazdım. 22 defa umreye gittim. Terör örgütü yöneticiliği ile suçlanıyorum ama ne evimde ne de işyerimde bir silah ele geçmiştir. Hal böyle olunca neye göre terör örgütü üyesiyim anlam veremiyorum. 'ByLock' kullandığım iddia ediliyor, kullandığımı hatırlamıyorum, eğer kullandıysam, kime, ne yazmışım?"

Tutuklu sanıklardan Adem Çelik ise savunmasında, 84 günden bu yana tutuklu olduğunu iddianamenin hiçbir yerinde aleyhinde bir hususta bulunmadığını, cezalandırılmasının bile istenmediğini kaydederek, "Nezahet Temizlik ve İtimat Güvenlik'e ortak oldum, ancak şirket gelirlerinin FETÖ örgütüne gittiği konusunda bilgi sahibi değildim. Çünkü birçok kamu kuruluşuna temizlik hizmeti verdiğimiz için şüphe bile etmedim" diye konuştu.

Tutuklu işadamı İsmail Tuna ise mahkemedeki savunmasında ABD'ye hiçbir zaman gitmediğini, iddianamede yer alan fotoğrafların Panama ve Etiyopya iş gezilerinde çekildiğini, gizli tanık Oğuz Sarıkaya'yı Tayland iş gezisinde tanıdığını, Cemaat oturmaları sonunda sadaka kutusuna para attıklarını söyledi.

Organize Sanayi Camii'nde Cuma çıkışında imamın üzerine yürüdüğü iddialarının yalan olduğunu söyleyen Tuna, "Cami imamı her zamanki imam değildi, vaaz sırasında siyasi söylemlerde bulundu, bu söylemleri, cami içerisinde de tepkilere neden oldu. Cami çıkışı 50 kişilik bir grup imamın çevresinde toplanarak konuyu görüşüyorlardı. Ben de bir sorun olmaması için kalabalığın yanına gittim" dedi.

Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ, -

====================================================

4)EDİRNE'DEKİ DAVADA YARGILANAN ÜNİVERSİTELİLER HAKİM KARŞISINDA

'PİŞMANIM EVLENECEĞİM'

EDİRNE'de, Diyarbakır'ın Sur ve Şırnak'ın Cizre ilçelerindeki sokağa çıkma yasaklarını protesto gösterisine katılan ve haklarında dava açılan 38'i Trakya Üniversitesi öğrencisi 39 kişinin yargılanmasına başlandı. Sanıklardan M.B. adlı kız, "Nişanlıyım ve evlenme hazırlığı yapıyorum. Bu dava yüzünden her gün karakola gidip imza veriyorum. Artık karakola gitmek istemiyorum. Hakkımda verilen tedbiri kaldırılmasını istiyorum. Yaptıklarımdan dolayı pişmanım" dedi.

Edirne'de geçen 20 Aralık ve 15 Mart tarihlerinde Diyarbakır'ın Sur ile Şırnak'ın Cizre ilçelerindeki sokağa çıkma yasaklarını protesto gösterisi düzenleyen, aralarında HDP Edirne Merkez İlçe Başkanı Selahattin Karatoprak'ın da bulunduğu Trakya Üniversitesi'nde öğrenim gören ve Demokratik Gençlik Derneği (Dem-Genç) üyesi toplam 39 kişi hakkında, 'terör örgütü propagandası yapma' ve 'suç ve suçluyu övme' gerekçesiyle açılan davanın ilk duruşması, Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklardan 24'ü katıldı.

Sanıkların suçlamaları kabul etmediği duruşmada, sosyal medya üzerinden basın açıklaması olduğunu duyarak katıldıklarını ve Kürtçe atılan sloganların da ne anlama geldiğini bilmediklerini savundu.

Protestoda basın açıklamasını okulan üniversite öğrencisi E.E. ile hakim Tayyip Özdurmaz arasında ilginç diyaloglar yaşandı. E.E., savunmasında, "Basın açıklaması olacağını sosyal medya üzerinden öğrendim. Saraçlar Caddesi'nde gezerken tesadüfen eyleme katıldım" demesi üzerine hakim Özdurmaz, "Basın açımlamasını eline tesadüfen verip mi okuttular? Tesadüfen mi okudun? Senin okuman mı güzeldi, seni mi seçtiler?" demesi salonda gülüşmeler neden oldu.

Üniversite öğrencisi M.İ. de protestoya sosyal medya üzerinden duyarak katıldığını belirterek, ülkede insanların ölmemesi ve doğanın zarar görmeden, barış sağlansın diye basın açıklamasına katıldığını her hangi bir toplantıyı organize etmediğini söyleyerek üzerine atılı suçu kabul etmediğini söyledi. Bunun üzerine hakim Özdurmaz, "Basın açıklamasında megafonu tutmuşun" hatırlatması üzerine M.İ., "Basın açıklaması yapılacağı sırada bir kargaşa oldu ve megafonu bana verdiler. Megafonu tutmak suç mu?" dedi.

'PİŞMANIM EVLENECEĞİM'

Sanıklardan Trakya Üniversitesi'nde eğitim alan M.B. adlı kız öğrenci bulunduğu Van'dan SEGBİS ile savunmasını yaparken, basın açıklamasına katıldığı için pişman olduğunu anlatı. M.B., "Okulu bırakıp Van'da ailemle yaşamaya başladım. Nişanlıyım ve evlenme hazırlığı yapıyorum. Bu dava yüzünden her gün karakola gidip imza veriyorum. Artık karakola gitmek istemiyorum. Hakkımda verilen tedbiri kaldırılmasını istiyorum. 5 ay sonra evleneceğim, bu yaptıklarımdan dolayı pişmanım" dedi.

Mahkeme, verdiği kısa aranın ardından 'terör örgütü propagandası yapma' suçlamasıyla yargılanan sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış yasağını kaldırırken, diğer sanıklar hakkındaki kararın devamına karar verip, duruşmayı erteledi.

Görüntü Dökümü:

----------------------

Sanıkların çıkışları

Sanıkların adliye önünde toplu beklemeleri

Sanıkların adliyeden uzaklaşmaları

Güvenlik önlemi alan polisler

Adliyeden detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

====================================================

5)AYDIN'DA 3 GÜNLÜK PARKTAKİ GS ARMASI HEYKELİNE BOYALI SALDIRI

AYDIN'da, kimin yaptığı belirsiz sprey boyalı saldırıda, 3 gün önce hizmete açılan Metin Oktay Parkı'ndaki Galatasaray arması heykeli siyaha boyandı. Heykeli kimin boyadığının belirlenmesi ve yakalanması için polis çalışma başlattı.

Efeler Belediyesi'nce Mimar Sinan Mahallesi'nde geçen salı günü hizmete açılan Metin Oktay Parkı'ndaki Galatasaray arması heykeli, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce sprey boyayla siyaha boyandı. Armanın boyandığını görenler, polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, inceleme yaptı. Heykeli kimin boyadığının belirlenmesi ve yakalanması için çalışma başlatıldı.

Galatasaray armasının da yer aldığı sarı-kırmızı renklere boyanan park, siyah- beyazlı renklere sahip Aydınspor 1923'lü taraftarların tepkisini çekmişti. Taraftarlar, sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getirerek olayı "skandal" olarak değerlendirmişti.

Görüntü Dökümü:

----------------------

Belediyenin çektiği parkın açılışından görüntü

Parktaki heykelin boyanmış halinden görüntü

Haber- Kamera: Cem ULUCAN/ AYDIN,

==============================================================

6)EŞİNİ YAKMAK İSTERKEN ÖLEN MÜHENDİS DÜZCE'DE TOPRAĞA VERİLDİ

ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde, tartıştığı eşi 38 yaşındaki Nursen Şengül'ü benzin döküp ateşe verirken, kendisi de yanarak hastanede hayatını kaybeden gemi mühendisi 48 yaşındaki Zekai Şengül, Düzce'de toprağa verildi.

Geçen 2 6 Ekim'de meydana gelen olayda Zekai Şengül, 9 yaşındaki kızını dışarıya çıkarıp tartıştığı eşi Nursen Şengül'ü, üzerine benzin döküp ateşe verdi. Alevler, Zekai Şengül'e de sıçrarken, gelen itfaiye ekibi müdahale etti. Vücutlarında ağır yanıklar oluşan Nursen Şengül'ün tedavisi hastanede devam ederken, eşi Zekai Şengül İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezi'nde hayatını kaybetti.

Zekai Şengül'ün cenazesi, memleketi Düzce'de toprağa verildi. Konuralp Merkez Camii'deki cenaze namazına Şengül'ün az sayıda akrabası katıldı. Camide öğle namazını kılan cemaatin büyük bölümü cenaze namazını kılmadan ayrıldı. Cenaze namazını kıldıran imamın, "Nasıl bilirdiniz?" sorusuna katılanlar cevap vermedi. Cemaat helallik ise verdi. Zekai Şengül'ün cenazesi, cenaze namazının ardından Konuralp Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Tezcan SOLMAZ/ DÜZCE, -

===================================================

7)EŞİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN KADIN TOPRAĞA VERİLDİ

GAZİANTEP'in İslahiye İlçesi'nde eşi tarafından öldürülen 20 yaşındaki Merve Coşkun, Kocaeli'nin Gebze İlçesi'nde toprağa verildi.İslahiye'de yaklaşık 2 ay önce meydana gelen olayda, Mehmet Keskin tartıştığı imam nikahlı eşi Merve Çoşkun'un boğazını sıktı. Komşuları ve yakınlarının araya girmesiyle kurtarılan kadın hastaneye kaldırıldı. Merve Coşkun yaklaşık 2 ay süren yaşam savaşını kaybetti. Merve Coşkun'un cenazesi Gaziantep Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak Gebze'ye getirildi. Bugün, Gebze Hazreti Ali Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrası Merve Coşkun'un cenazesi Pelitli Köyü Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.

Merve Coşkun'un üvey annesi Cennet Coşkun, Mehmet Keskin'in yakınları tarafından sürekli tehditler aldıklarını iddia ederek, "Mehmet Keskin'in yakınları hastanede Merve'nin fişinin çekecekleri yönünde sürekli bizi tehdit ettiler. Biz kızımızın ölümünü şüpheli olduğunu düşünüyoruz. Babası hastanede kızının başında dururken hiçbir sorun yoktu. Hep tepki veriyordu. Babası başından ayrıldıktan sonra kızımız öldü. Biz kızımızın öldüğünü jandarmadan öğrendik. Kızımız ölmedi, öldürüldü" dedi.

Görüntü Dökümü

Cenaze namazından görüntüler

Röp.

Mesut IŞIK-Büşra KAYA/GEBZE(Kocaeli), -

==================================================

8)GİRESUN'DA İKİ GÜN EYLEM VE ETKİNLİKLERE YASAK

GİRESUN Valiliği, 3-4 Kasım'da Giresun'da açık alanlarda yapılacak her türlü eylem ve etkinliklere yasak geldi.

Giresun Valililiği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, ÖDP/Gençlik Muhalefeti sorumlusu ve BHH (Birleşik Haziran Hareketi) İl Koordinasyon Temsilcisi Batuhan Asal ile Halkevleri üyesi Atakan Türk isimli kişilerin sosyal paylaşım sitesi adresinden yapmış oldukları paylaşımlardan dolayı, 'Terör örgütü propagandası yapmak ve Cumhurbaşkan'ına Hakaret' suçlarından haklarında açılan soruşturma neticesinde 22 Ağustos 2016'da tutuklanarak Giresun E Tipi Kapalı cezaevine konulduğu hatırlatıldı.

Batuhan Asal ve Atakan Türk'ün 4 Kasım Cuma günü Giresun Adliyesi'nde yapılacak olan duruşmalarına ülke genelinden afişli katılım çağrısı yapıldığı, dava sonrasında arkadaşlarının serbest kalmaması durumunda davayı takip etmek için Giresun'a gelecek olan kişilerin, protesto-basın açıklaması türü eylem ve etkinlik yapmayı planladıkları şeklinde duyumlar alındığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Yapılan bu toplanma çağrısı ile bir takım kanunsuz gösteri ve eylemlere zemin hazırlanabileceği, örgüt propagandasının yapılabileceği, güvenlik güçlerimize taşlı sopalı saldırılar olabileceği, telafisi mümkün olmayan olayların meydana gelebileceği değerlendirildiğinden, konu ile ilgili olarak ilimiz merkezinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, kamu güvenliği ve esenliğinin sağlanması amacıyla 3-4 Kasım 2016 tarihlerinde açık havada yapılacak her türlü provokasyona açık eylem ve etkinlikler, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 11/-C Maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 11. maddesinin (e) ve (m) bendi hükümleri gereğince ilimiz merkezinde yasaklanmıştır.ö

Hakan KABAHASANOĞLU/ GİRESUN, -

============================================================

9)112 TEK NUMARA SİSTEMİ, VAKALARA ULAŞMA SÜRESİNİ UZATTI

SAĞLIK Bakanlığı Eğitim ve Projeler Daire Başkanı Ufuk Diri, Antalya ve Isparta'da pilot olarak kullanılan 112 tek çağrı merkezi sisteminin vakalara ulaşma konusunda süreyi uzattığını ve yeni radikal bir sistem üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Sağlık Bakanlığı, Uşak İl Sağlık Müdürlüğü ve Tüm Acil Tıp Teknisyeni ve Paramedik Derneği (TAPDER) işbirliği ile düzenlenen 1'inci Uluslararası Acil Sağlık Olimpiyatları, Antalya'nın Kemer ilçesi Beldibi mevkiinde bir otelde Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Projeler Daire Başkanı Ufuk Diri, Ak Parti Uşak Milletvekili Alim Tunç, Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan, Uşak İl Sağlık Müdürü Alper Cem Ünal, TAPDER Başkanı Ertuğrul Erik, Makedonya, Macaristan, Sırbistan ve Azerbaycan ve Türkiye'den de 45 ilden sağlık çalışanlarının katılımıyla başladı.

4 MİLYON HASTA SEVK EDİLDİ

Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Projeler Daire Başkanı Ufuk Diri, son yıllarda ambulans ve sağlık hizmetlerinde kullanılan araçların genç bir filo olduğunu söyledi. 80 milyon vatandaşa hızlı ve eşit seviyede hizmet vermeyi amaçladıklarını belirten Diri, "Bu sayılar yeterli değil, geliştirmeye çalışıyoruz. Özellikle iklim şartlarına göre geliştirdiğimiz kar paletli araçlarımız var. Hastanelerden çok fazla sevk yapılıyor. 4 milyonun üzerinde sevk hizmeti verdik. Bu da ülke coğrafyası nedeniyle araçlarımızın çok fazla kilometre yapmasına neden oluyor. 5 bin 100 aracımız 5 yaş araçlarımız. Önümüzdeki dönemlerde filomuza 1000 araçlık takviye yapmayı planlıyoruz. Sayıyı 2-3 katına çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.

TEK NUMARA SİSTEMİ VAKALARA ULAŞMA SÜRESİNİ UZATTI

Diri, yurt içinde vakalara ulaşma süresini 10 dakika olarak tespit ettiklerini, ancak Antalya ve Isparta'da pilot olarak kullanılan 112'den emniyet, ambulans ve itfaiyeye ulaşma sisteminin süreyi uzattığını kaydetti. Radikal bir sistem üzerinde çalıştıklarını belirten Diri, şöyle konuştu:

"Yurt içinde vakalara yetişme süremizi 10 dakika olarak ölçümledik. Ama tabi proje olarak geliştirdiğimiz tek numara sistemi vakalara erişimlerde biraz etkili oldu. Yani biraz zaman uzatmaya neden oldu. Bununla alakalı yapısal anlamda radikal bir çalışmamız var. Tek numarayı yine bakanlığımızın çalışanları yönetecek ve bu sorunu en kısa sürede ortadan kaldırmış olacağız. Tek numara, olağanüstü durumlarda emniyet, itfaiye ve sağlık ekiplerinin beraber hareket edilmesi konusunda bir sistem. Uluslararası anlamda da bu şekilde çalışılıyor. Sistemin daha değişik bir versiyonunu geliştiriyoruz. Çağrıyı yine acil sağlık ekipleri karşılayıp destek kuvvetlerine emniyet ve AFAD gibi ekipler bizimle hareket edecek. Süreyi daha etkili kullanmayı amaçlıyoruz" dedi.

EN BÜYÜK SORUN GEREKSİZ ÇAĞRILAR

Sağlık ekiplerinin doğuda karla mücadele eden illerde hizmete hazır olduklarını ve şu an için herhangi bir sorun olmadığını da belirten Diri, araçların kışa hazır olduğunu kaydetti. Acil sağlık sisteminin en büyük sorununun gereksiz çağrılar olduğunu aktaran Diri, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu bir kültür ve bunu en kısa sürede atlatmayı planlıyoruz. Biz ne kadar dikkat etsek de vatandaşın bu konuda bilinçlenmesi çok önemli. Sağlık çalışanlarımız artık bulunduğu noktadan sinyali alıp vakaya intikal ediyor. Hem vatandaş tarafından mobbingi hem de sağlık personelimize şiddet sarmalını bu şekilde çözüyoruz.

Alparslan ÇINAR/ANTALYA, -

========================================

10)AMATEM'Lİ HASTALARDAN RESİM SERGİSİ

ALKOL ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi'nde (AMATEM) tedavi gören hastaların 'Sanattan Hayata Projesi' kapsamında yaptığı resim ve mozaik tabloları sergilendi.Hayırsever iş adamı Ahmet Şireci'nin yaptırdığı AMATEM'de tedavi gören hastalar, İl Sağlık Müdürlüğü organizesinde yaptıkları resim ve mozaik eserlerini Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde sergi açtı. Serginin açılışına; İl Sağlık Müdürü Sadettin Yazı, hastane yöneticileri ve müdürlük çalışanları katıldı. Kurdele kesilerek açılan sergiyi gezen Sadettin Yazı, merkezde tedavi gören hastalara sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

30 resim ve 20 mozaik çalışmasının yer aldığı sergiyi gezen katılımcılar, eserleri ilgiyle inceledi. Merkezde tedavi gören hastaların yaptıkları resimlerle ve mozaiklerle hayata yeniden kazandırmaya çalıştıklarını kaydeden resim öğretmeni İlker Ramazan Şimşek, hastaların resim yaparak mutlu olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Resimler ve mozaikler

Serginin açılışı ve gezilmesi

Sadettin Yazı'nın konuşması

İlker Ramazan Şimşek'in konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 310 MB

===================================================