Dha Yurt Bülteni - 14 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 14

Dha Yurt Bülteni - 14

Demirtaş'a iddianamede 142 yıla kadar hapis istendiDİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırladığı 500 sayfalık iddianame mahkemece kabul edildi.

31.01.2017 18:19
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Demirtaş'a iddianamede 142 yıla kadar hapis istendi

DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırladığı 500 sayfalık iddianame mahkemece kabul edildi. Hazırlanan 31 fezlekeye dayandırılan iddianemede, hakkında 142 yıla kadar hapis cezası istenen Demirtaş'ın, KCK/TM (Türkiye Meclisi) yapılanması içinde faaliyet gösterdiği, eylemlerinin salt siyasi faaliyet olarak görülemeyeceği, eylemlerin bütün halinde 'Terör örgütü üyeliği' olduğu vurguladı. Demirtaş'ın, 2008 yılından sonra yaptığı bazı telefon görüşmeleri ve katıldığı toplantıların teknik takip kayıtları da iddianamede yeraldı. Bu kayıtlara göre Demirtaş'ın 2009 yılında davet edildiği Cumhurbaşkanı'nın Rusya gezisine katılıp katılmamayı, KCK/TM sözcülerinden Kamuran Yüksek'e sorduğu kaydedildi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hakkında hazırlanan iddianame 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. 500 sayfalık iddianamede, Demirtaş hakkında 2012-2016 yılları arasındaki 31 ayrı eylemden dolayı, 'Silahlı terör örgütü kurma, yönetme', 'Terör örgütü propagandası yapma', 'Suç ve suçluyu övme', 'Halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik', 'Halkı kanunlara uymamaya tahrik', 'Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme', 'Suç işlemeye açıkça tahrik' ve 'Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma' suçlarından 43 yıldan 142 yıla kadar hapis cezası istendi.

"SİZE SELAHATTİN, GÜLTEN ÜZERİ ADRES GÖNDERDİK"

Demirtaş'ın PKK/KCK terör örgütü adına faaliyet yürüten KCK/TM yapılanması içinde Siyasal Alan Merkezi'nde örgütsel faaliyet yürüttüğünü kaydeden savcı, Sur eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'ın evinde ele geçirilen hard diskte, KCK Türkiye sorumlusu Sabri Ok'un gönderdiği bir mektuba dikkat çekti.

Savcı, mektupta, "Simdiye kadar kullanmak üzere size Selahattin, Gülten ve bir-iki arkadaş üzeri adres gönderdik. Bu arkadaşlara sorun size adresleri verdiler mi? Vermemislerse ciddiyetsizliklerini hatırlatın ve bizi de bilgilendirin" ifadelerinin kullanıldığını belirtti.

"YÜKSEK, DEMİRTAŞ'I TALİMATLANDIRDI"

İddianamede, Demirtaş'a ait ve isminin geçtiği 2008 ve 2009 yıllarına ait çok sayıda telefon ve ortam dinleme kaydına yer aldı. Mahkeme kararı ile şüphelinin telefonunun dinlendiğini belirten savcı, Demirtaş'ın KCK/TM yapılanması içinde yer alan kişilerle çok sayıda örgütsel görüşme yaptığını ifade etti. Demirtaş ve KCK sözcülerinden Kamuran Yüksek'in 14 Temmuz 2008 günü yaptıkları konuşmayı değerlendiren savcı, Yüksek'in KCK/TM yapılanmasınca organize edilen 'Sayın Öcalan' kampanyası için Demirtaş'tan müsait milletvekillerini yönlendirmesini istediğini kaydetti.

İddianameye yansıyan 12 Eylül 2008 tarihli bir telefon tapesini değerlendiren savcı, KCK/TM sözcüsü Nadir Yıldırım'ın Bingöl kırsalında ölen İranlı bir teröristin cenazesinin defnedilmesine ilişkin Demirtaş'ı talimatlandırdığını belirtti.

İddianamede, 4 Aralık 2008 günü KCK Türkiye sorumlusu Sabri Ok'un, Kamuran Yüksek ile yaptığı telefon görüşmesine dikkat çekilerek, Ok'un Avrupa Konseyi'nden zor şartlar altında alınan randevuya Demirtaş ve Kışanak'ın katılmasını istediği, ancak katılamayacaklarını öğrendiğinde sert dille eleştirdiği belirtildi. İddianameye göre, Ok ile Kamuran Yüksek arasında geçen konuşma şöyle:

SABRİ OK AZARLADI

Sabri Ok: Bunlar Faik'i aramış, İtalya'ya gelemeyeceklerini söylemiş

Kamuran Yüksek: Dediler ki; Sevahir ile Bengü olabilir demişiz

Sabri Ok: Bu komşuya misafirliğe gitmek değil. Avrupa Konseyi'nde randevu alıyorlar. Böyle bir şey olmaz. Böyle ciddiyetsizlik olur mu? Nasıl bundan sonra parti adına burada randevular alınacak, hangi yüzle alınacak? İkisi de gelecek heval, ne işleri varsa bıraksınlar, kesinlikle ikisi de gelecek. Hem Selahattin, hem öbürü nedir, Gülten'midir?

Kamuran Yüksek: Başka türlü olmuyormuş. İlişkilerimiz diyor, programın ciddiyeti açısından katılması gerekiyor. Yani hem Gülten, hem sizin. Konsey toplantısını önemsiyorlar. Onun için diyor mutlaka katılsınlar.

Demirtaş: 3-4 defa oldu aratıyor

Kamuran Yüksek: Kesinlikle olacak diyor. Ben durumu izah ettim. Mutlaka katılsın, ayrıca zaten ustayla ilgili gelmesi lazım diyor. Onunla bizim görüşmemiz gereken şeyler var.

DEMİRTAŞ, DAVETE KATILIP KATILMAMAYI KCK'YA SORDU

İddianamede Demirtaş ve Kamuran Yüksek arasında geçen 10 Şubat 2009 tarihli telefon görüşmesine de yer veren savcı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Rusya ziyaretine Demirtaş'ın davet edildiği, geziye katılıp katılmama konusunda KCK sözcülerinden Kamuran Yüksek'e bilgi verdiğini belirtti. Demirtaş ve Yüksek arasında konu ile ilgili geçen görüşme iddianameye böyle yansıdı:

Demirtaş: Cumhurbaşkanı Rusya'ya gidiyormuş. Meclis'ten bir heyet eşlik edecek. Beni davet ettiler. Özellikle arandım. Rusya gezisine Türkiye dostluk grubu üyeleri katılıyor. Ben grubun üyesi değilim. Ama senin de olmanı istiyoruz gibisinden dediler. Şimdi sizlerle bir değerlendireyim. Ahmet abiyle konuştuk. Olabilir dedi. Diyalog içerisi olur konuşulur, Cumhurbaşkanı vesaire. Hani onunla baş başa belki uzun konuşma şansımız olabilir.

Kamuran Yüksek: Bilmiyorum arkadaşlarla şey yapalım.

Demirtaş: Arkadaşlarla değerlendirin. Çok medyatik bir olay değil. Cumhurbaşkanı'nın gidişi medyatik olur da bizim gidişimiz olmaz.

İddianamede, Demirtaş'ın DTK'daki eylemlerine de yer verilerek, DTK, PKK/KCK'nın ilerleyen süreçte sözde özerk Kürdistan'ın bir nevi Ulusal Kurucu Meclisi olmasının hedeflendiğini ifade etti. KCK Yürütme Konseyi'nin başkaldırı çağrısı ile şehir ve metropollerde şiddet olaylarının arttığı ifade edilen iddianamede, KCK yapısının aktif olarak faaliyetlerine başladığı 2007 yılı ile 2010 yılının Mart ayına kadar güvenlik güçlerince 93 operasyon yapıldığını ve KCK/TM yapılanması ve illegal faaliyetlerinin deşifre edildiğini vurguladı.

BASIN TOPLANTILARI TEKNİK TAKİBE TAKILDI

Demirtaş'ın, DTK'nın kullandığı Diyarbakır Belediyesi Konukevi'nde birçok toplantıya katıldığını belirten savcı, şüphelinin Temmuz 2011 ve Temmuz 2013 tarihleri arasında düzenlenen 11 toplantıda yaptığı konuşmaların mahkeme kararı ile teknik takibe alındığını kaydetti. DTK binasında 2011-2014 yılları arasında yapılan 48 toplantıda şüphelinin konusunun geçtiği belirtilen iddianamedeki ortam dinlemesi kayıtlarında,Demirtaş'ın basın toplantılarının da mahkeme kararı ile dinlendiği dikkat çekti.

DEMİRTAŞ'IN EYLEMLERİ BÜTÜN HALİNDE TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİDİR

Savcı iddianamede, Avrupa'daki siyasi falayitlere yönelik değerlendirmeler yapıp AİHM'in kararına da atıfta bulunarak, "Bir faaliyetin siyasi faaliyet ve örgütlenme özgürlüğü olarak değerlendirilebilmesi için gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile cebir ve şiddetle ilişkisi, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olup olmadığı ve bir terör örgütü ile amaç ve yöntem bakımından veya yapısal bağlantısı bulunup bulunmadığına bakılmalıdır. DTK'nın hem PKK terör örgütü ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği, hem terör örgütünün silahlı eylemlerine sahip çıktığı, şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirilen eylemlerinin salt siyasi faaliyet olarak görülemeyeceği, eylemlerin bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu anlaşılmıştır" dedi.

ÖZYÖNETİM İLANLARI VE TERÖR SALDIRILARI

BİMER'e HDP milletvekili ve yöneticilerinin DTK kongresindeki konuşmalarına ilişkin çok sayıda şikayet geldiğini belirten savcı, terör örgütü üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda 2015 yılı Ağustos ayı itibariyle bir çok yerde özyönetim adı altında açıklamalar yapıldığını kaydetti. Terör örgütünün özyönetime sahip çıkılması çağrısı üzerine Diyarbakır'da saldırıların ciddi oranda arttığını belirten savcı, 15 Ağustos 2015'ten 11 Ocak 2016'ya kadar Diyarbakır merkezinde 211 terör olayı meydana geldiğini, olaylarda çok sayıda güvenlik görevlisinin şehit olduğunu vurguladı. Savcı, Sur ilçesinde özyönetim ilan edilmesinden sonra 293 ayrı noktada hendek, barikat, tuzaklanmış bomba, keskin nişancı mevzileri, mayınlama ve el yapımı patlayıcılı tuzaklar kurulduğunu belirtti.

ÖCALAN'A BAĞLILIĞINI AÇIKÇA DİLE GETİRDİ

İddianamede, 2016 yılı Nevruz etkinliğinde Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in uzun namlulu tüfek görüntüsü ve terör örgütü simgesi ile oluşturulmuş Öcalan fotoğraflarının bulunduğu sinevizyon gösterimi eşliğinde konuşma yaptığına dikkat çektildi. Demirtaş'ın Sur'da PKK terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yaptığı hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine silahlı saldırılarla ilgili "İsyanınız binlerce defa kutlu olsun" dediğini belirten savcı, şüphelinin terör eylemlerini desteklediği ve sahiplendiğini kaydetti. Demirtaş'ın konuşmalarının çoğunda terör eylemlerini direniş olarak nitelendirdiğini ifade eden savcı, şüphelinin teröristbaşı Abdullah Öcalan'a bağlılığını açıkça dile getirdiğini vurguladı.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE KANDİL'DE ÇEKİLEN

İddianamede, çözüm sürecinin devam ettiği 2013 yılında Demirtaş'ın Kandil'de PKK yöneticileri ile çekilmiş fotoğrafına ilişkin bir kişinin şikayetine yer verildi. Şikayet üzerine "Örgüt propagandası yapmak" suçundan fezleke hazırlandığını belirten savcı, Demirtaş'ın terör örgütünün destekçisi olduğunu belli edecek şekilde hareket ettiğini ifade etti. Demirtaş'ın 14 Nisan 2012 günü kayıp şahısların bulunmasına ilişkin yapılan eylemdeki basın açıklamasında, 30 bin kişinin ölümünden sorumlu terör örgütü elebaşı hakkında "Kürt halk önderi" dediğini ifade eden savcı, şüphelinin bu şekilde suçluyu kabullenilmesi, sahiplenilmesi ve saygı duyulması gereken bir lider olarak anlattığını kaydetti.

"GENÇLERİ DAĞA ÇIKMAYA ÖZENDİRİYOR"

Terör örgütünün çağrısı ile 18 Mart 2012 günü Diyarbakır'da yasaklı Nevruz etkinliği düzenlendiğini belirten savcı, uyarılara rağmen 10 bin kişinin toplandığını, polise taşlı saldırı yapıldığını vurguladı. Savcı, Nevruz ile ilgili tüm etkinliklerin Valilik kararı ile yasaklanmasının BDP'ye bildirilmesine rağmen Demirtaş'ın halkı yasaklı eyleme davet edip, kanuna aykırı eylemin yapılmasına sebebiyet verdiğini belirtti.Terör örgütünün gövde gösterisine dönen eylemde ön safta yer alan şüphelinin gençleri dağa çıkmaya özendirdiği belirtilen iddianamede, Demirtaş'ın BDP seçim otobüsü üzerinde örgüt propagandası olabilecek tarzda zafer işareti yaptığı kaydedildi. Demirtaş'ın Türk hukuk sistemi içinde faaliyet yürüten bir partiden milletvekili olmasına rağmen, kanlı bir terör örgütü olduğu dünya tarafından kabul edilen yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda 16 ayrı yasadışı gösteriye katıldığını belirten savcı, Demirtaş'ın Elazığ, Diyarbakır, Batman, Bingöl, Van, Şırnak ve Mardin'de yürüyüş, basın açıklaması ve sivil itaatsizlik gibi eylemlerde konuşma yaptığını belirten savcı, eylemlerin çoğunda güvenlik güçlerine ve kamu kurumlarına yönelik saldırı yapıldığını vurguladı.

6- 8 EKİM OLAYLARINDA HALKI SİLAHLI İSYANA TEŞVİK

İddianamede, 6-8 Ekim 2014 günü meydana gelen Kobani olaylarına geniş yer veren savcı, HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 6 Ekim günü twitter üzerinden yayınlanan açıklama ile halkın sokaklara çağrıldığı belirtildi. HDP Eş Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu üyeleri dahil tüm yöneticilerinin IŞİD'in Kobani'ye saldırısını bahane edip, halkı silahlı isyana teşvik ettiği belirtilen iddianamede, sokağa çıkma çağrısının sonuçlarının ne olacağının yıllardır yaşanan olaylar ışığında HDP yetkilileri tarafından bilindiği ifade edildi. Kobani olaylarının sonuçlarının açıkça amaçlanarak ve teşvik edilerek, açıklamanın kasıtlı yapıldığını belirten savcı, çağrı üzerine ülkenin bir çok yerindeki eylemlerde onlarca vatandaşın hayatını kaybettiğini, yüzlerce vatandaşın yaralandığını, işyerleri evler ve kamu mallarının hasar gördüğünü ve sokağa çıkma yasağı uygulanmak zorunda kalındığını kaydetti.

MURAT KARAYILAN'IN TWİTTER HESABI

İddianamede, KCK yönetimi ve terör örgütüne müzahir bir çok yapıdan benzer çağrılar yapıldığını kaydeden savcı, çağrı üzerine Türkiye'de terör örgütü propagandası içeren bir çok gösteri olduğunu, olaylarda çok sayıda öldürme ve yaralama eylemi meydana geldiğini belirtti. İddianamede Murat Karayılan'a ait olduğu değerlendirilen"@murat_karayln" twitter hesabından 5 Ekim 2014 günü saat 00.07'de "Herkesi Metropolleri işgal etmeye Çağırıyoruz" şeklinde bir paylaşım yapıldığını kaydeden savcı, sonraki gün HDP MYK'sının halkı sokağa çağırdığını vurguladı.

"İFADEYE ÇAĞIRDIK, GELMEDİ"

Demirtaş hakkında çeşitli tarihlerdeki 19 ayrı 'terör örgütü propagandası' eylemi ile ilgili erteleme kararı verildiği belirtilen iddianamede, şüphelinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle hazırlanan 31 fezlekeye ilişkin soruşturma dosyalarının eylem bütünlüğü açısından birleştirildiği ve bütün olarak suç nitelendirilmesi yapıldığı kaydedildi.

Şüpheliye usulüne uygun olarak ifade vermesi için çağrı kağıdı çıkarılmasına rağmen ifade vermeye gelmediğini belirten savcı, 4 Kasım tarihinde gözaltına alınan Demirtaş'ın suçlamaları kabul etmediğini vurguladı.

Selahattin Demirtaş'ın terör örgütünün yasama meclisi olarak kabul edilen DTK'da yönetici pozisyonunda olduğunu vurgulayan savcı, Demirtaş'ın konuşma ve eylemlerinde terör örgütünün şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü ya da teşvik ettiğini kaydetti.

Haber: Felat BOZARSLAN/ DİYARBAKIR, -

==========================================

HDP Eş Başkanı Yüksekdağ'ın iddianamesi kabul edildi

DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında hazırladığı 92 sayfalık iddianame mahkemece kabul edildi. Yüksekdağ'ın, yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebi ile hazırlanan ve 4 ayrı suçu kapsayan fezlekeye dayandırılan iddianamede çarpıcı ayrıntılar yer aldı.

Figen Yüksekdağ hakkında hazırlanan iddianame Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. 92 sayfalık iddianamede, Yüksekdağ'ın örgütün yasama organı konumunda olan DTK içerisindeki faaliyetleri ve diğer eylemleri nedeniyle terör örgütü yöneticisi sıfatıyla cezalandırılması istendi. İddianamede, konuşmalarında örgütün propagandasını yaptığı iddia edilen Yüksekdağ'ın 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet', 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik', 'suç işlemeye tahrik' suçlarından 30 yıldan 83 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Kobani olaylarının olduğu dönem HDP MYK'sında bulunan Figen Yüksekdağ'ın halkın sokağa çağrıldığı açıklamada imzasının bulunduğunu belirten savcı, şüphelinin sokak olaylarının meydana gelmesinden sorumlu olduğu belirtildi.

"KAOS YARATMAK İSTEDİLER"

Türkiye'de sözde özerk bölge oluşturma amacı kapsamında bölgesel bir meclis pozisyonunda olması hedeflenen ve KCK tarafından doğrudan yönetilen DTK örgütlenmesinin,bizzat Öcalan'ın talimatıyla kurulduğunu iddianamede vurgulayan savcı, demokratik özerkliğin, terör örgütünün Birleşik Bağımsız Kürdistan kurma hedefine yönelik stratejisinin günümüze yansıması olduğunu kaydetti.

PKK/KCK terör örgütünün, 2015 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma amacı taşıyan şiddet eylemlerini yaygınlaştırdığını belirten savcı, ilçelerde hendekler kazılmak, silahlı, bombalı ve roketatarlı saldırılar düzenlenmek suretiyle öz yönetim ilanları gerçekleştirilerek kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldığını vurguladı.

"DEVLETİ İŞGALCİ OLARAK GÖRÜYOR"

Bir siyasi partinin eş başkanı ve milletvekili olan şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirdiği eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturacağı belirtilen iddianamede, Yüksekdağ'ın bir televizyon programında güvenlik güçlerini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni 'işgalci' olarak nitelendirdiği kaydedildi.

Figen Yüksekdağ'ın hendek olaylarını ve terör saldırılarını sahiplendiğini belirten savcı, şüphelinin bu olayları direniş ve mücadele olarak nitelendirildiğini kaydetti. Şüphelinin güvenlik güçlerinin terör örgütüne yönelik operasyonları ile ilgili olumsuz algı oluşturmaya çalıştığını kaydeden savcı, Figen Yüksekdağ'ın terör örgütünün ideolojisini açıkça benimsendiğini ifade etti.

Figen Yüksekdağ'ın yaptığı konuşmalarda vatandaşları örgüt mensuplarına destek olmaya ve direnmeye çağırdığı kaydedilen iddianamede, bir siyasi partinin eş başkanı olan şüphelinin örgütçe önem atfedilen ve çağrı yapılan yürüyüşe katılması ve konuşma yapmasının bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olma suçunu oluşturduğu belirtildi.

"CEZASI YARI ORANINDA ARTIRILSIN"

Şüphelinin DTK kongresinde yaptığı konuşmada 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği' yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunduğunu belirten savcı, Yüksekdağ'ın ifadesinin alınması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimat yazıldığını, ancak çağrıya rağmen ifade vermeye gitmediğini kaydetti. Bunun üzerine şüpheli hakkında gözaltı kararı verilerek ifadesine başvurulduğunu belirten savcı, Yüksekdağ'ın suçlamaları kabul etmediğini vurguladı. İddianamede, Yüksekdağ'a verilecek olan cezanın Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yarı oranında artırılması da istenildi.

Haber: Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, -

=============================================

Kapora verip kiraladıkları işyerinin hacizde satılığa çıkarıldığı ortaya çıktı

EDİRNE'de 30 bin lira kapora vererek kiraladığı işyerinin üzerinde haciz olduğunu. banka tarafından satışı çıkarıldığını öğrenen Mert Dursun, parasını iade etmeyen işyeri sahibi Kıymet K. tarafından dolandırıldığını sürerek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Kıymet K., savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

Edirne'de Trakya Üniversitesi'nin Ayşekadın Yerleşkesi'nde pizzacılık yapmak isteyen Mert Dursun, Kıymet K.'nin işyerini aylık 5 bin 500 TL bedelle kiralamak üzere anlaşıp ön protokol imzalayarak 30 bin lira kapora verdi. İşyerini açmak için çalışmalara başlayan ve afişleri asan Dursun, işyeri sahibi Kıymet K. ile kontrat imzalamak istedi. Ancak 30 bin lirayı alan Kıymet K., kontrat imzalamaya yanaşmayıp çeşitli bahaneler ileri sürünce, Mert Dursun, İstanbul'da avukat olan ablası Meliha Dursun Taşan ile Edirne Tapu Müdürlüğü'ne giderek kayıtlara baktı. Kayıtlarda kiraladıkları işyerinin banka tarafından satışa çıkarıldığını öğrenen Dursun, büyük şok yaşadı.

ÜZERİNDE ONLARCA HACİZ VAR

Avukat Meliha Dursun Taşan, tapu kayıtlarına baktıklarında dolandırıldıklarını anladıklarını belirterek şunları söyledi:

"Tapuda o işyerinin üzerinde onlarca haciz var. Bunun yanında bankadan ipotek göstererek 400 bin lira kredi çekmiş. Banka parayı ödeyemediği için takip başlatmış. Bu takip sebebi ile banka satış kararı almış. Yani kendisi aslında banka tarafından satış kararı verilen bir yer olduğu için kira kontratı yapmaktan imtina ediyor bizimle."

PARAMIZI GERİ VERMEDİ

Kardeşinin ödediği 30 bin lirayı geri almak için Kıymet K. ile buluştuklarını belirten avukat Taşan şunları anlattı:

"Kıymet K.'ya 'anlaşma yapıyor musunuz bizimle' dedim, 'Yapmıyorum bu şartlarda' dedi. 'Tamam paramızı verin gidelim' dedim. Bunu söylediğimiz zaman da parayı vermek istemedi. 'Ben gidip bankamla görüşeceğim' diyerek o anda bizden kaçmaya çalıştı. Biz de tehlikenin büyük olduğunu anladığımız için 'hayır bize paramızı şimdi ödeyin' dedik. Ön protokolde 'taraflar caydığında paranın kayıtsız şartsız ödeneceği' yazıyor."

GÖZALTINA ALINIP BIRAKILDI

Avukat Taşkın, Kıymet K. hakkında polise şikayette bulundu. Şikayet üzerine polis, Kıymet K.'yı gözaltına alarak Cumhuriyet Polis Merkezi'ne götürdü. Kıymet K., ifadesinin alınmasının ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Avukat Taşan, savcılığın K.'yı daha sonra ifadeye çağıracağını belirterek, bu kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na da suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Avukat Meliha Dursun Taşan'ın açıklaması

-Karakol önünde genel detay

-Kıymet. K., görüntüsü

-Pankart asıp açılışını yapacakları iş yerinden genel detay

-Mert Dursun açıklama

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

=======================================

Ucuz atlatılan kaza güvenlik kamerasında

DENİZLİ'de, yolun karşısına geçerken motosikletin çarptığı, sonrasında sırayla otomobil ve bir minibüsün üstünden geçtiği 25 yaşındaki Oğuzhan Yılmaz, kazayı ayağındaki 2 kırıkla atlattı. O anlar ise bir işyerinin güvenlik kamerasınca kaydedildi.

Denizli- Ankara Karayolu'nda Akhan Mevkii'nde 21 Ocak Cumartesi günü meydana gelen ve bir işyerinin güvenlik kamarasınca kaydedilen kaza, görenleri şaşırttı. Yolun karşısına geçmek isteyen Oğuzhan Yılmaz'a önce bir motosiklet çarptı. Yola savrulan ve acı içinde kıvranan Yılmaz'ın üstünden daha sonra bir otomobil ve bir minibüs geçti. Kaza sonrası yolun sol şeridinde yüzükoyun baygın halde yatan Yılmaz'ı, bir süre fark eden olmadı. Yanından araçlar, gelip geçti. Yaralıyı fark eden bir vatandaş, Yılmaz'ı yol kenarına çekip trafiği durdurmaya çalıştı. Daha sonra çevredeki vatandaşların da yardımıyla yol kenarına alınan Yılmaz, olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri tarafından Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kazayı ayağındaki 2 kırıkla atlattığı belirlenen Yılmaz, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edildi. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

Oğuzhan Yılmaz'ın karşıdan karşıya geçerkenki görüntüsü

Motosikletin çarpması, otomobil ve minibüsün üzerinden geçmesi

Vatandaşların kazazedeyi kurtarması

Haber- Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement