Düşen uçağın Suriyeli pilotu enkazdan 40 kilometre güneyde bitkin halde bulundu (EK)
1)PİLOTUN TEDAVİSİ SÜRÜYOR
Hatay'a düşen Suriye savaş uçağının sabaha karşı bulunan ve adı açıklanmayan pilotu, beyin sarsıntısı geçirmiş olma ihtimaline karşı, Hatay Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi'nde tedavi altına alındı.Bölgedeki köylerde oturanlar, gece boyunca kayıp pilotun bulunması için yapılan aramalara katıldı. Köylülerden birinin cep telefonu ile çektiği 50- 55 yaşlarında, üzerinde askeri pilot kıyafeti olan kişinin, albay rütbesindeki Suriyeli pilot, jandarma ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Pilotun tedavisinin sürdüğü serviste geniş güvenlik önlemi alınırken, polis ve jandarma, hastane çevresinde kuş uçurtmuyor. Jandarma ekipleri, düşen uçağın enkazının bulunduğu Yaylacık Köyü çevresinde güvenlik koridoru oluşturdu. Bölgeye giriş çıkışlar kontrollü olarak yapılıyor.
Bu arada uçağın enkazının Rus askeri yetkililer tarafından inceleneceği öne sürülüyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Hastane görüntüleri
Bir vatandaşın kamerasından helikopterin arama çalışması
Düşen uçağın pilotunun fotoğrafları
SÜRE: 01'13" BOYUT: 136 MB
Haber: Ramazan ÇELİK-Ufuk AKTUĞ-Kamera: HATAY,
====================================================
(GÖRÜNTÜ EKİYLE YENİDEN)
2)KANSERDEN ÖLEN KAYMAKAMIN TABUTUNA, VALİDEN KIRMIZI KARANFİL
BALIKESİR'in Gömeç Kaymakamı Cumhur Duran, kanser hastalığına yenik düşerek 41 yaşında vefat etti. Duran için memleketi Eskişehir'de düzenlenen törende Vali Azmi Çelik, kaymakamın Türk Bayrağı'na sarılı tabutuna kırmızı karanfiller bıraktı.Evli 2 çocuk babası Gömeç Kaymakamı Cumhur Duran, bir süredir tedavi gördüğü Acıbadem Eskişehir Hastanesi'nde dün hayatını kaybetti. Kaymakam Duran'ın cenazesi bu sabah memleketi Eskişehir'deki Reşadiye Camisi'ne getirildi. Buradaki törene Kaymakam Duran'ın ailesi, yakınları, Vali Azmi Çelik, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Muharip Hava Kuvveti Komutan Yardımcısı Korgeneral İsmail Güneykaya ile çok sayıda kişi katıldı.
İSTANBUL'DA TOPRAĞA VERİLECEK
Törende bir dakikalık saygı duruşunun ardından Vali Yardımcısı Şahin Tütüncü Kaymakam Cumhur Duran'ın özgeçmişini okudu. Eskişehir Valisi Azmi Çelik de kaymakamın tabutunun üzerine kırmızı karanfiller bıraktı. İl Müftüsü Bekir Gerek'in kıldırdığı cenaze namazını ardından kaymakam Duran'ın cenazesi toprağa verilmek üzere ailesinin isteği üzere İstanbul'a götürüldü. Duran'ın, Eyüp Sultan Camisi'nde ikindi vakti kılacak cenaze namazından sonra Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verileceği belirtildi.
Görüntü Dökümü:
-----------------
-Vali Azmi Çelik'in kaymakamın tabutuna kırmızı karanfil bırakması,
-Saygı duruşu,
-Vali Yardımcısı Şahin Tütüncü'nün konuşması,
-Cenaze namazının kılınması,
-Yakınlarının ağlaması,
-Polislerin omzundaki tabutun cenaze aracına konulması,
-Ölen kaymakamın sağlık fotoğrafları bulunuyor.)
Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-ESKİŞEHİR,
=========================================================
3)CHP'Lİ VEKİLLER, BODRUM'DA HALKLA REFERANDUMDA KONUŞTU
MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, Bodrum Küçük Millet Meclisi toplantısında, referandum süreci ve anayasa değişikliği konularında sivil toplum örgütü üyelerinin ile vatandaşların görüşleri konuşuldu.Bodrum'da gazeteci Ayhan Ongun'un yönetiminde gerçekleşen Bodrum Küçük Millet Meclisi Toplantısı, Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekilleri Akın Üstündağ ve Ömer Süha Aldan'ın konuşmacı olarak katılımı ile yapıldı. Toplantıya, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, sivil toplum örgütü temsilcileri ve Milas'dan ve Bodrum'dan görevinden ihraç edilen iki Eğitim-Sen üyesi öğretmen ile vatandaşlar katıldı. Anayasa değişikliği ve referandum sürecinin masaya yatırıldığı toplantıda, Milletvekilleri Üstündağ ve Aldan, önce vatandaşların görüşleri ve sorularını dinledi. Vatandaşların görüşlerini ve sorularını not alan vekiller, daha sonra açıklamalarını yaptı.
Muhalefet partisi olarak görevinden ihraç edilen öğretmenler, akademisyenler ve diğer insanlar ile ilgili çalışmaları olup olmadığını soran bir katılımcıya Milletvekili Süha Aldan, " Yıldırım Kaya, bu işle özel olarak ilgileniyor, hukukçularla ben ilgileniyorum. Dursun Çiçek arkadaşımız asker olan kişiler ile ilgileniyor. Elimizden geldiğince çaba gösteriyoruz. Ne gerekiyorsa hükümet kanadı ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Avrupa Birliği nezdinde de çok tepkiler oluşmaya başlayınca üçü hukukçu yedi üyeden oluşan yeni bir komisyon oluşturdular mağdurlarla ilgilenmek üzere. Fakat o komisyon bir türlü hayata geçemedi. Şu anki yaptığımız başvurularda da hep o komisyona atıfta bulunuyorlar. Son olarak bu akademisyenlerin ihracı çok yankı yarattı çok ses getirdi. En son Muğla'yı pilot bölge tayin edup, bir deneme yaptılar. Muğla'da bazı Eğitim-Sen'li arkadaşları il dışına sürme yönünde bir karar almışlar. Fakat biz uyandık, arkadaşlar uyardılar ve Vali Bey ile görüştük. Böyle bir şeye izin veremeyeceğimizi söyledik. Vali Bey gerekli yerlere aradı ve bunu geri çektiler. Örgütlü eğitimciler Türkiye'de hala ses getiriyor. Bu sesi kısmak istiyorlar. Bu konuda duyarlıyız ve ciddi anlamda takip edeceğiz" dedi.
"ORTAK DEĞERİ HEPİMİZ ORTAKLAŞA YOK ETTİK"
Bir katılımcının ortak bir değer olmadan anayasa değişikliğinin yapılmasının mümkün olmayacağını söylemesi üzerine ise Milletvekili Aldan, "Ortak değeri hep birlikte yok ettik. Burada hepimizin sorumluluğu var. Bu iktidar çoğu zaman kitleleri müthiş derecede büyüledi. İş başına geldi, 'Üç şey ile uğraşacağım' dedi. 'Yasakları kaldıracağım. Avrupa Birliğine üye olmak için her türlü çabayı göstereceğim' dedi ve o noktada Türkiye'nin yerleşik bir ortak değerler manzumesi vardı. Dediler ki 'Ortak değerleri tarihe gömelim.' Yerine herkes şunu düşünüp, hayal etti, 'Benim değerim ortak değer olur.'AKP aslında beyinlerde bir koalisyon oluşturdu. Öyle bir noktaya getirdiler ki bu ülkeyi değersiz kıldılar. Evet, bu ülkenin bugün ortak bir değeri yoktur. Ama bunu yakalamak elimizde. Şimdi var, 'Demokrasiye hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak.' Ortak değerimiz bu olmalı. Onun için de parlamenter sistemimizde iyi, kötü sahip çıkacağız. Bence yola buradan başlayacağız. Eğer 16 Nisan'da biz o 'hayır' oyunu alabilirsek işte Türkiye'nin ortak değeri o olacaktır. Biz demokrasi ile yönetilmek istiyoruz. Biz tek adam istemiyoruz. Biz başına buyruk, her dediğini yapmaya kalkışan bir zihniyeti istemiyoruz. Madem anayasalar toplumsal sözleşmelerse bu toplumun sorunlarını gidermekte de ortak duygu içinde olmalıyız" dedi.
"GERİLİMDEN EVET OYUNU DAYATANLAR FAYDALANACAK"
Referandum sürecinde çok dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Aldan, "Gerilimden yararlanma çorbası var. Kutuplaşmak bizim için en büyük dezavantajdır. Hayır oyunu düşünenler hiç kimseyle kavgalı olmamalıdır. Evet düşüncesinde olanlar da bu ülkenin bir insanı. Bu şu anki yönetimin oylanması değil. Bu torunlarımıza bırakacağımız bir miras. O anlamda gerilimi, kesinlikle 'evet' oyunu dayatanlar yaratacaktır. 'Evet' oyu verenler demiyorum, dayatanlar. İster 'evet' ister hayır oyu versin insanların mutlaka sandık başına gitmesi lazım. Çünkü biz torunlarımıza vereceğimiz mirasın kararını vereceğiz. Eğer hayır oyu verirsek yeniden bu bahçeyi düzenleme olanağımız olur. Evet oyu geldiği zaman Türkiye bir seçime gidecek bu belli. O zamana kadar ne olacak 2 bin dolayında yasa değişecek bu Türkiye'nin önümüzdeki iki yıl içerisinde yapısal hiçbir şeye el sürememesi demek" dedi.
"BU TAMAMEN BİR HİLEDİR"
Milletvekili Akın Üstündağ da "Diyorlar ki Yargıtay, Danıştay'ı, Anayasa Mahkemesi'nin değiştiremiyoruz. Bu tamamen bir hiledir. Çünkü Yargıtay'ın üyelerinin tamamını HSYK seçiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı Cumhurbaşkanı seçiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilliğini Cumhurbaşkanı seçiyor. HSYK'ya sahip olarak dolaylı yönden Yargıtay'a da hakim olmuş oluyor. Danıştay üyelerinin 4'de 3'ünü HSYK seçiyor. Dert birini ise Cumhurbaşkanı. Anayasa Mahkemesi'nin de 15 üyesinin 12'sini dolaylı olarak Cumhurbaşkanını seçiyor. Yani sonuç olarak bir yargı sistemi HSYK üzerinden tamamen bir kişinin hegemonyasına girmiş oluyor" dedi. Partili Cumhurbaşkanı konusuna da değinen Üstündağ, "Cumhurbaşkanı partili olduğu zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisindeki milletvekillerini belirleme noktasına geliyor. Partili Cumhurbaşkanlığı hem yargı üzerinde dolaylı bir hegemonya oluşturuyor hem de yasama organı üzerinden meclis üzerinde hem belirleyici hem de yönlendirici bir güç haline geliyor. İşte burada partili cumhurbaşkanlığı olmasa sistem belki bu kadar zehirlenmeyecek. Çok kötü bir sistem ama bu sistemin her tarafını zehirleyen bir unsur partili cumhurbaşkanlığı sistemi" dedi.
"İNSANLAR UMUTSUZLUĞA OY VERMEZ"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaptığı kampanya ve kampanya yöntemlerinin AK Parti'yi ciddi anlamda sıkıştırmış durumda olduğunu belirten Üstündağ, "Alışılagelmiş bir CHP propagandası yapmıyoruz. Bütün toplum kesimlerini içine alan bu konunun sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir problemi olmadığını, herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu ortaya konarak çalışıyoruz. Parti kampanyası dışında bir halk kampanyası şeklinde yürütüyoruz. Kampanyanın olumsuz renkler içermemesi ve devamlı umuda yönelik olması çok önemli. Çünkü insanlar umutsuzluğa oy vermez. Hep umuda oy vermek ister. Biz burada yeni bir gelecek inşa etmeyi vatandaşımıza izah etmeye çalışıyoruz" dedi.
"MİTİNG GİBİ TOPLANTI YAPMIYORUZ"
CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ise, ilçe örgütü olarak yaptıkları çalışmaları anlatarak, "Biz toplu bir yürüyüş yapmıyoruz. Kadınlarımız sokak sokak dolaşıyor ev ev dolaşıyorlar. Analiz yaptık Bodrum'da bizim oyumuzun daha az olduğu AKP'nin bizden biraz daha fazla olduğu sokaklara giriyoruz. Belki bunlar toplumda hissedilmiyor olabilir ama biz kahvelerde miting gibi toplantı yapmıyoruz bütün kahveleri dolaşıyoruz" dedi.x
Görüntü Dökümü
---------------
-CHP Muğla Milletvekilleri Akın Üstündağ'ın konuşması
-CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın konuşması
-CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen'in konuşması
-Bodrum Küçük Millet Meclisi Toplantısı'na katılanlardan görüntü
-Genel ve detay görüntüler
(Haber-Kamera: Hülya ELTEŞ/ BODRUM (Muğla),
================================================
4)CHP'Lİ TEZCAN: "CAMİYE, KIŞLAYA, OKULA VE ADLİYEYE SİYASETİ SOKMAYIN"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, valilerin broşür dağıtmayı, kampanya yapmayı engellediklerini ileri sürerek, "Özellikle orta okullarda ve liselerde bölgenin AK Partili milletvekillerinin evet kampanyası yaptıklarını görüyoruz. Camiye, adliyeye, kışlaya, okula siyaseti sokmayın diyoruz" dedi.
Tezcan, Nevşehir'de referandum çalışmalarını değerlendirdi. Tezcan, Nevşehir ve ilçelerinde yaptıkları çalışmalarda yüksek oranda bir hayır oyunun çıkacağına inandıklarını belirtti. 16 Nisan'a kadar vatandaşın ayağına gideceklerini ve anayasa değişikliği ile ilgili her şeyi anlatmayı sürdüreceklerini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, Nevşehir halkının büyük bir çoğunluğunun tek adam rejimini istemediğini ve meclisine sahip çıktığını da ifade etti.
Referandum çalışmaları çerçevesinde Nevşehir'de güzel bir çalışma yaptıklarını vurgulayan Tezcan, "Buradan Yozgat'a geçeceğiz. Nevşehir'de Kozaklı ve Avanos ilçeleri ile çevrelerindeki beldelerde referandum çalışmasında bulunduk. Öncelikle şunu söyleyeyim Nevşehir'de vatandaşlarımız tek adam rejimine dur deme konusunda kararlı. Vatandaş bu konunun bir siyasi konu değil, doğrudan ülkenin geleceğiyle ilgili bir rejim sorunu olduğunu gayet iyi bir şekilde anlamış ve kavramış durumda. Demokratik rejimden vazgeçmeyen bir karalılık içerisinde vatandaşlarımız. Bu bizi mutlu etti. 16 Nisan'a kadar tek tek vatandaşın ayağına gideceğiz. Anayasa değişikliğinin içeriğinin büyük bir özenle gizlenmeye, vatandaşa anlatılmamaya çalışıldığını görüyoruz. Bugün evet demenin serbest, evet demenin bütün devlet imkanlarıyla yapıldığı bir süreci yaşıyoruz. Hayır demenin ise yasak olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bir çok ilin valisinin hayır kampanyasının önünü tıkamak için özel bir çaba sarf ettiğini görüyoruz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Sonuç ne olursa olsun, hayır kampanyasının engellenmeye çalışılmasına rağmen vatandaş bir tek adam rejimini istemiyoruz diyor. Nevşehir'de biz bunu gördük. Alanda gördüğümüz en önemli husus şu; tek adamın hata yapabileceği endişesi içerisinde. Türkiye'de meclisin güçlendirileceği bir sistem isteniyor. Halk meclisinden vazgeçmek istemiyorö diye konuştu.
"ALMANYA VE HOLLANDA'NIN TOPLANTILARI İPTAL ETMESİNE KARŞIYIZ"
Bakanların, Almanya ve Hollanda'daki toplantılarının iptal edilmesi konusunda da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandum sürecinde camiye, adliyeye, okula ve kışlaya siyasetin sokulmaması gerektiğinin altını çizerken, Almanya ve Hollanda'nın toplantıları iptal etmesine kesinlikle karşı olduklarını da belirtti. Tezcan, Almanya ve Hollanda'da hükümetin bakanlarının kampanya yapmak için gitmelerine engel olunmasına karşı olduklarını da belirterek, şunları söyledi:
"Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ne hükümet üyelerinin, ne de bir başkasının engellenmesine kesinlikle karşıyız. Bu bizim kampanya sürecimizi de kirletmeye yönelik bir harekettir. Almanya ve Hollanda da bu konuda Türkiye'de bizim hükümetimizle aynı durumda. Biz hangi kararda olursa olsun, her görüşün özgürce ifade edilebilmesini istiyoruz. Sayın Deniz Baykal yurt dışı ziyaretini bu nedenle iptal etmiştir. 21. Yüzyılda buna tamamen karşı çıkıyoruz. Hükümetimize de bir çağrımız var. Biz buna karşı çıkarken, dışarıdaki bu uygulamaya karşı dururken içerde de hayır kampanyalarını engellemeye yönelik tutumlarından vazgeçsinler. Valiler broşür dağıtmayı, kampanya çalışması yapmayı engelliyorlar. Özellikle orta okullarda ve liselerde bölgenin AK Partili milletvekillerinin evet kampanyası yaptıklarını görüyoruz. Camiye, adliyeye, kışlaya, okula siyaseti sokmayın diyoruz. Böyle davranırsanız, Türkiye'de eğitimi doğrudan doğruya çatışmanın içerisine çekersiniz."
Görüntü Dökümü:
-----------------
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İl Başkanı Kamil Gülmez'le basın toplantısında açıklaması
-Partililer ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirmeleri
Haber - Kamera: Sinan KORKMAZER/NEVŞEHİR,DHA)
DV 1 Dosya 9 Dakika 588- MB
===========================================================
5)İNFAZ KORUMA MEMURU ROMAN YAZDI
ANTALYA L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda görevli infaz koruma memuru 29 yaşındaki Yasin Duman, roman yazarı oldu ve 'Ve Sonra Yeniden Doğdum' kitabını çıkardı.
Psikolojik ve şizofrenik bir yaşamı ele aldığı romanda bir morg görevlisini anlattığını söyleyen 6 yıllık infaz koruma memuru Yasin Duman, "Başta editörüm olmak üzere bazıları beni ruh hastası olarak değerlendirdi. Bazı psikolog arkadaşlar, benim yer altı edebiyatının yazarı olduğumu düşünüyor. Bazıları da farklı bakış açım olduğu için yeni bir yaşam tercümanı olarak nitelendirdi" dedi.
KİTABIN CEZAEVİYLE İLGİSİ YOK
Yazdığı kitapla görev yaptığı cezaevi arasında bir bağlantı olmadığını anlatan Yasin Duman, "Ancak cezaevindeki psikolojik durumla alakası olabilir" dedi.
Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin farklı farklı hayatlardan geldiğini, bazılarının psikolojik durumunun çok ağır, bazılarının çok komik ve ironik olduğunu, kitabında bunların etkisinin de olabileceğini anlatan Yasin Duman, gezerek, okuyarak ve yaşayarak edindiği bilgi birikimini yazarak değerlendirmek istediğini söyledi.
Yasin Duman, internet üzerinden ve bazı kitap evlerinde satışa kitabının devamının da geleceğini belirterek, şunları söyledi:
"Kitabımda özetle, fantezi yapılmış bir hayat var. Bir şeyleri saklamaya ve yalan söylemeye o kadar meyilliyiz ki. Eğer içinde söyleyemediğin bir şey varsa bunu bu kitapta rahatça ifade edebilirsin. Ben utandığım her şeyi döktüm. Sen de utandığın şeyleri gör demek istedim. Kitapta şizofren ve doğmamış birinden bahsediyorum. Bu adamın ruhu yok, bedeni yok. Ruhu ve bedeni olmayan birinin gerçekliğinden bahsediyorum."
Duman kitabının kapak tasarımının da kendisine ait olduğunu söyledi.
Görüntü Dökümü
------------
Yasin Duman'ın konuşmaları
Yasin Duman'ın avukat arkadaşı Coşkun Demir ile sohbet ederken görüntüleri
135 MB/// 04.15ö
HABER- KAMERA: Mustafa KOZAK/ANTALYA,
==========================================================
6)UYUŞTURUCU KULLANIP MARKET SOYDULAR
ADANA'da 7'si 18 yaşından küçük 8 kişi, 2 gün arayla girdikleri Suriyeliler'e ait marketlerde silahlı soygun yaptı. Soyguncuların kaçış anlarına ait güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, şüphelileri yakaladı.
Merkez Seyhan İlçesi'ndeki Yeşilevler Mahallesi'nde oturan 19 yaşındaki Şerafettin E. ile yaşı küçük 7 arkadaşı, 13 Şubat'ta iddiaya göre uyuşturucu kullanıp, pompalı tüfek ve tabanca ile girdikleri Suriyeli Ahmet A.'ya ait marketten 500 lira para ile 10 şişe parfüm çaldı. 2 gün sonra aynı bölgede bu kez Suriyeli Muhammet M.'nin marketine yine silahlı gelen şüpheliler, bilgisayar monitörü, 600 lira para ile 2 müşterinin cep telefonlarını da alıp kaçtı. Şüphelileri yakalamak için çalışma başlatan polis, soygun öncesi uyuşturucu kullandığı öne sürülen Şerafettin E. ile yaşları 12-16 arasında değişen 7 arkadaşını yakaladı. Yaşları küçük olan 7 zanlı Çocuk Şube Müdürlüğü'ne teslim edilirken, Asayiş Şubesi'nde sorgulanan Şerafettin E. suçunu itiraf etti. Şerafettin E., çıkartıldığı mahkemece tutuklandı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Zanlıların kaçış anına ait güvenlik kamera görüntüsü
Zanlılardan birinin Adli Tıp Birimi'ne getirilmesi
SÜRE: 56" BOYUT: 106 MB
Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI/ ADANA,
==========================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?