Dha Yurt Bülteni- 6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni- 6

İçişleri Bakanı Soylu: Avrupa, Okyanus ötesi bir ülkenin uydusu konumuna düşmüştürİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Amerika'nın DEAŞ ve YPG üzerinden Avrupa'ya bir tuzak kurduğunu belirterek, "Koskoca Avrupa, Okyanus ötesi bir ülkenin uydusu konumuna düşmüştür.

29.05.2018 13:01

İçişleri Bakanı Soylu: Avrupa, Okyanus ötesi bir ülkenin uydusu konumuna düşmüştür

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Amerika'nın DEAŞ ve YPG üzerinden Avrupa'ya bir tuzak kurduğunu belirterek, "Koskoca Avrupa, Okyanus ötesi bir ülkenin uydusu konumuna düşmüştür. Kendi toplumuna bunu anlamayacaktır. Allah korusun bombalar patlayınca, Allah korusun eylemler yapılınca Avrupalı siyasetçiler televizyonlar karşısına çıkamayacaktır" dedi.

Ediren'de Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçiliği işbirliği ile 'Sınır güvenliği ve işbirliği' konferansı düzenlendi. Konferansa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bulgaristan İçişleri Bakanı Valentin Radev, Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçisi Nadezhda Neynsky, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger ile Frontex Direktör Yardımcısı Berndt Körner, Edirne Valisi Günay Özdemir katıldı.İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, insanların savaşlardan kaçarak Avrupa ülkelerine gitmek istediğini ve bunun için Türkiye sınırına dayandıklarını söyledi. Göç ve sınır yönetimi meselesinin Türkiye için dünya ortalamasının üzerinde bir karmaşıklığa sahip olduğunu kaydeden Soylu, "Sınırlar yokken bile göç vardı. Artık iki devlet arasına bir dikenli tel çekmekle işler bitmiyor. Çünkü insanlar sadece yeni bir hayat kurmak, zenginleşmek için göç etmiyor. Bombalardan, terörden ölümden kaçarak gelen yüz binler, milyonlar sefalet içerisinde çocuklarıyla, aileleriyle bir anda sınırımıza geliyorlar. İçeri girmek istiyorlar. Ne yapacaksınız ateş mi edeceksiniz? Öte yandan onlarla beraber uyuşturucu kaçakçıları, teröristlerde gelmek istiyor. Sınırdan sızıp ülkenizde eylem yapmak istiyorlar. ya da ülkenizden geçip Avrupa'ya gitmek istiyor. Peki buna ne yapacaksınız? 'Paris'te bomba patlatacaksan sorun yok, geçebilirsin mi diyeceksiniz?' Göç ve sınır yönetimi meselesi Türkiye için dünya ortalamasının üzerinde bir karmaşıklığa sahiptir. Suriye ve Irak'a toplam 1295 kilometre sınırımız var. Özellikle Afganistan'dan gelen göçün yoğunlaştığı İran ile olan sınırımız ise 560 kilometre" dedi.

AVRUPA TERÖR ÖRGÜTLERİNE SEMPATİK DAVRANIYOR

Türkiye içerisinde PKK ile uzun yılladır bir mücadele verildiğini kaydeden Soylu, Amerika'nın YGP'yi desteklediğini ve silahlı eğitim verdiğini söyledi. Soylu, "İçeride yıllardır PKK terörü ile mücadele ediyoruz. PKK bu bölgedeki uyuşturucu ve insan ticaretin önemli bir faktör. Bunun sınırlarımız dışındaki şubesi ise YGP, Amerika tarafından destekleniyor. Silahlı eğitim veriliyor. Bazı Avrupa ülkelerine de onlara destek veriyor. Kusura bakmasınlar ama Avrupalı dostlarımızda bu terör örgütüne gayet sempatik davranıyor. Birde bunların ortasında DEAŞ var. Güya İslami bir örgüt olduğunu iddia ediyor ama ne gariptir ki, Müslüman ülkelere saldırıyor. Yakaladığımız DEAŞ'lılar içerisinde azımsanmayacak Avrupalı militanlar var. Bir Fransız, İngiliz, Belçikalı sakal bırakıyor bir şekilde DEAŞ saflarına geçiyor. Batıdan doğuya sentetik uyuşturucu ticareti var. Bunun rotası Türkiye'den geçiyor" şeklinde konuştu.

'OKYANUS ÖTESİ AVRUPA'YA TUZAK KURDU'

Terör örgütü DEAŞ il ilgili bilgiler veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Okyanus ötesi olarak tarif ettiği Amerika'nın terör örgütleri üzerinden Avrupa'ya tuzak kurduğunu kaydederek şunları söyledi: "DEAŞ konusunda bir şey söylemek istiyorum. Belki hem muhatabım anlatır, hem de Avrupa'dan gelen dostlarımız anlatır. Şurası Rakka, güya DEAŞ burada konuşlanıyor. Amerika nasıl yapmışsa, DEAŞ, YPG'yi anlaştırdı. Yani iki terör örgütünü. Yine benim anlamadığım bu DEAŞ Rakka'dan çekildi, nereye gitti? Biliyor musunuz, farkında mısınız? Bu oyunun bu tuzağın farkında mısınız? Bir kısmı Sina'ya, bir kısmı Golan, bir kısmı bize göre doğu hattından Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerde yeniden kendini toparlamaya, bir kısmı da Batıya doğru bir taraftan Ürdün, Lübnan üzerinden Avrupa'ya. Benim anlamadığım bir şey var Avrupa bu tuzağa nasıl geldi? Biz DEAŞ'lılarla Türk sınırına geldiklerinde müzakereler yapıyoruz, onların nasıl düşünce içerisinde olduklarına bakıyoruz. Hala gözlerinde nefret var. Türkiye sınırlarından Avrupa'ya giden tespit ettiğimiz bir tek DEAŞ'lı yok. Avrupa yine büyük bir tuzağa geldi, yine farkında değil. Yani çevre ülkelerinde eylem yapabilecek kabiliyet ve kapasiteyi YPG ile DEAŞ gibi iki terör örgütünü anlaşması sonucu kendi içlerine kabul etti. Bunun bedelini Avrupa çok ağır ödeyecek. Koskoca Avrupa, Okyanus ötesi bir ülkenin uydusu konumuna düşmüştür. Kendi toplumuna bunu anlamayacaktır. Allah korusun bombalar patlayınca, Allah korusun eylemler yapılınca Avrupalı siyasetçiler televizyonlar karşısına çıkamayacaktır. Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor ama herkes görmedim, duymadım, bilmiyorum diye üç maymunu oynuyor. Biz ülkeleri yönetiyoruz. Milletlerimize, insanlığa karşı sorumluyuz. Bu sorumluluklarımızı yerine getirildiğini zannetmiyorum. Herkes güzel arabalarına biniyor ama acımasız ölümleri herkes seyrediyor, akşamları da dostlarıyla kahkahalar içerisinde yemeklerini yiyorlar."

'TÜRKİYE KİMSENİN, TERÖR, GÖÇ VE UYUŞTURUCU BARİYERİ DEĞİLDİR'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin kimsenin göç, uyuşturucu ve terör bariyeri ve tamponu olmadığını ifade ederek, var olan yükün paylaşılması gerektiğini savundu. Göçmenlerin Türkiye'yi geçerek Avrupa ülkelerine gitmek istediğinin altını çizen Soylu, eğer göçü hafifletmeleri halinde göçmenlerin Avrupa'ya gideceğini belirterek, "Fikir ayrılıklarımız olsa da Avrupa bu meselede bizim doğal paydaşımızdır. Çünkü bu insanların önemli bir bölümü bizim üzerimizden geçip Avrupa'ya gitmek istiyorlar. Türkiye elbet üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmektedir ve getirmeye devam edecektir. Türkiye kimsenin tamponu veya bariyeri değildir. Bununda altınız çizmek isterim. Biz kimsenin uyuşturucu tamponu ve bariyeri değiliz, biz kimsenin terör bariyeri ve tamponu değiliz. Dolayısıyla burada bir yük varsa, bunun paylaşılması gerekmektedir. Eğer Avrupa Birliği'nin amacı Ortadoğu'dan mülteci akınını durdurmak, yaşanan can kayıplarını engellemek, AB ülkeleri sınırında medeniyete uymayan görüntülerin oluşmasını engellemek ve terörün Avrupa'ya sızmasını engellemek ise Türkiye ile olan ilişkilerde bağımlı değil eşit ortaklık fikrini kendini alıştırmaktan geçmektedir. Yani Türkiye göçü hafif gevşetse biliniz ki, Afganistan'dan Afrika'ya kadar, Suriye'den Irak'a kadar herkes Avrupa'ya göç eder. Biz basıyoruz ki, engelliyoruz ki biz tedbir alıyoruz diye oradan gelişlerde kaynağından bir durgunluk söz konusu. Bundan gocunuyor değiliz, biz sadece Avrupa'nın tüm medeniyet değerleriyle birlikte yanımızda olmasını ama samimi bir şekilde yanımızda olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

BULGAR BAKAN TÜRKİYE'YE DESTEK VERDİ

Bulgaristan İçişleri Bakanı Valentin Radev de konferanstaki konuşmasında, Türkiye'nin desteği sayesinde Avrupa'ya yönelik göç dalgasının engellendiğini söyledi. Radev, şöyle dedi: "Sayın Soylu'nun konuşmasını dikkatle dinledim ve hayal kurmaya başladım. Gerçekten Türkiye Avrupa'nın birliğinin içinde olsaydı ve 28 ülke olsaydık gerçekten çok güzel olurdu. Gerçekten konuşmanın sevgi dolu ve tutkusundan etkilendim. Avrupa bu krizle karşı karşıya kaldı. Terörizm gerçekten çok tehlikeli bir durum yaratıyor. Göç dalgaları ve haklısınız değerlendirmelerde ve Avrupa bu konuda çok şaşkın kaldı. Bürokrasi yavaş, bugüne kadar yapılan çalışmalar devam edecek. Bu sınır çok hassas bir bölge. Avrupalı partnerlerimizde bunu kabul ediyor. Bu konuyu meslektaşlarımla görüştüm, bu konuyu ele aldık ve Türkiye'nin rolünün herkes farkında. Göç dalgaları tabi ki Türkiye'den geliyorlar gerçekten de bu bombalar ve savaşlar nedeniyle göç oluyor. Korku içinde savaştan kaçıyorlar. Bu konuda Türkiye'yi desteklemeye devam edeceğiz. Bir nefretle geri geliyorlar. İkinci tehlike Yunanistan. Aynı şekilde İtalya, bunlar en büyük tehditler ve yollar. Bizim durdurmamız gereken bir tehlike var ve kaynağından durdurulması gerekiyor. Afganistan, Libya neresi olursa olsun, kaynağında durdurmak gerekiyor. Bizim  mali desteği verip doğru şekilde yönetmemiz gerekiyor." Açılış konuşmaların ardından basına kapalı devam eden toplantıda ikili görüşmelerde yapıldı. Bakan Soylu, programın ardından Edirne'den ayrıldı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Bakan Süleyman Soylu ve heyetin gelişi

-Toplantı salonundan genel detay

-Bulgaristan Ankara Büyükelçi Nadezhda Neynsky'nin konuşması

-AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger'in konuşması

-Bakan Soylu'nun konuşması

-Bulgaristan İçişleri Bakanı Valantin Radev'in konuşması

-Frontex direktör yardımcısı Bernd Körner'in konuşması

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY/EDİRNE,

==========================================

CHP'li Özel, tatilcilere 8 Temmuz'u işaret etti

Manisa'ya gelen CHP Grup Başkanvekili ve 1. sıra milletvekili adayı Özgür Özel, 24 Haziran'daki cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalabileceğini belirterek, 8 Temmuz'da yapılması beklenen ikinci tur için vatandaşların tatillerini buna göre planları gerektiğini söyledi. CHP'li Özel, "24 Haziran'da tek adam rejimine 'dur' deyip, 8 Temmuz günü cumhurbaşkanlığı makamına milletin adamını, halkın adayı Muharrem İnce'yi getirmek için hepimizin bu iki tarihte sandık başında olması çok önemli" dedi.

CHP Manisa İl Başkanlığı, partilerinin Manisa milletvekili adaylarını kamuoyuna tanıtmak ve parti yöneticileriyle bir araya getirmek için iftar yemeği düzenledi. CHP Milletvekili adayları CHP Grup Başkanvekili Özgür Özer, Vehbi Bakıroğlu, Bekir Başemirgen, Sabri Temel, Abdullah Saka, Hayriye Hacet, Saniye Ağgül, Çetin Kurt, Nurettin Dingaz ve Lale Erdoğan Tuncer yemeğe katıldı. Konuşma yapan İl Başkanı Semih Balaban, 24 Haziran seçimlerine kadar tüm milletvekili adayların ve partililerin gece-gündüz demeden çalışacaklarını belirterek, hedeflerinin Manisa'dan 5 milletvekili çıkarmak ve partinin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi Cumhurbaşkanı yapmak olduğunu söyledi.

"CHP'NİN ADAYI KARŞISINDA SİNİRDEN NE YAPACAĞINI ŞAŞIRMIŞ"

CHP'li Özgür Özel ise, AK Parti iktidarının milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimini erkene çekmesindeki amacın, muhalefeti hazırlıksız yakalamak olduğunu dile getirdi. CHP'li Özel, "Ülke, zor bir sürecin içinde. Bir baskın seçimle karşı karşıyayız. Baskın seçimin bir tek gerekçesi var. İşler her geçen gün, bugünkü iktidar için kötüye gidiyordu. Yaklaşmakta olan ekonomik buhranı, dövizin dizginlenememesini, faizlerin Cumhurbaşkanı'nın bütün talimatlarına rağmen dizginlenememesini gördüler ve ileriye kalacak bir seçimin kendileri için çok zor olacağını düşünerek, kendi hesaplarına göre muhalefeti hazırlıksız yakalamaya çalıştılar. Ama gelin görün ki karşı karşıya kaldıkları tablo, hazırlıksız olmasını bekledikleri muhalefetin; ittifaksa ittifak, seçim bildirgesiyse seçim bildirgesi, en etkili cumhurbaşkanı adaylarıyla halkın karşısına çıkmasıyla olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada aylardır söylediğimiz bir şeyin gerçekleşmesinden duyduğumuz memnuniyeti ifade ediyoruz. 'Öyle mi olur, böyle mi olur' dediler. Dedik ki her parti kendi adayını çıkaracak. Her parti kendi adayını çıkardı. Her parti kendi tabanını motive edecek adayı çıkaracak dedik, aynen öyle oldu. CHP'nin adayı 'O mu olur bu mu olur' dediler. En çıldırtacak adayı göstereceğiz dedik. Şimdi görüyoruz ki Muharrem İnce gündemi belirliyor ve Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar gündem belirlemek ile kendisini usta sayan, kendi kendine övünen o prompterların kahramanı şimdi camdan değil, candan konuşan CHP'nin adayının karşısında sinirden ne yapacağını şaşırmış. Kendisine karşı mizahı kullanan, kendisine karşı pozitif dil kullanan, şaşırtan bir adayın karşısında çılgına dönmüş, hangi aşağılayıcı cümle kullanacağını şaşırmıştır" diye konuştu.

TATİL PLANLARI YAPANLARA SESLENDİ

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 24 Haziran'da sonuçlanmayıp ikinci tura kalabileceğini ifade eden Özel, 8 Temmuz tarihinde yapılması beklenen ikinci tur için tatil planları yapan vatandaşlara çağrıda bulundu. CHP'li Özel, "Biz bu seçimin sonunda içinde bulunduğumuz ittifakın, geçen referandum sonuçlarının da ilerisinde bir sonuç alacağını ve diğer ittifaka fark atacağını görüyoruz. Bütün kamuoyu araştırmaları gerek Manisa'da gerek Türkiye'de 'Millet İttifakı'nın 'Cumhur İttifakı'ndan çok sayıda milletvekili çıkaracağını ayrıca, parlamentoda geçen referandumda bu rejim değişikliğine 'Evet' diyen AK Parti ve MHP'nin karşısındaki partilerin çok yüksek bir parlamento çoğunluğunu sağlayacaklarını görüyoruz. Olursa 24 Haziran'da, olmazsa 8 Temmuz'da Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı seçileceğini görüyoruz. 24 Haziran ilk turdur. Gönül isterdik ki ilk turda olsun. Ama çoklu yarış ikinci tura kalabilir. Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum. 24 Haziran, belki daha önemli tarihin 8 Temmuz olduğunun altını çizmek istiyoruz. Tatil planlarını memlekete gitme planlarını, seçmen kütüğünün olduğu yerde 8 Temmuz'da olma planlarını herkes buna göre yapmalıdır. 24 Haziran'da tek adam rejimine 'dur' deyip, 8 Temmuz günü Cumhurbaşkanlığı makamına milletin adamını, halkın adayını Muharrem İnce'yi getirmek için hepimizin bu iki tarihte sandık başında olması çok önemlidir" dedi.

"ADALET BAKANLIĞI SUS PUSTUR"

CHP'li Özel'in, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Fethullah Gülen'in Amerika'dan iadesinin hükümet tarafından usulüne uygun yapılmadığına yönelik iddialarıyla ilgili olarak 4 kişilik tarafsız bir heyet hazırladıklarını ve bu heyetin iade dosyalarını incelemek için Adalet Bakanlığı'na başvurmasına rağmen halen cevap gelmediğini ifade etti. CHP'li Özel, "Sayın Muharrem İnce, Fethullah Gülen'in Türkiye'ye getirilmesi konusunda iktidarın samimi davranmadığının altını çizmiş, bu konuda bilginin kendisine bizzat Amerikalı yetkililer tarafından 'Usulune uygun talep etmediniz ki nasıl Fethullah Gülen'in size verelim' ifadesinin altını çizmiş ve o usulüne uygun olmayan belgeler konusunda Türkiye kamuoyuna hükümeti şikayet etmiştir. 'Bunların Fethullah Gülen'i talep ettikleri yoktur' demiştir. Buna karşılık sayın Bekir Bozdağ, sayın Cumhurbaşkanı adayımıza 'Gel istediğin arkadaşların belgeleri incelesin' demiştir. Bunun üzerine Barolar Birliği'nden talep ettiğimiz konu hakkındaki uluslararası deneyimi olan 2 uzman, 2 hukukçu milletvekili arkadaşımızdan oluşan 4 kişilik ekibi, Adalet Bakanlığı'na bildirdik. Yazılı olarak 25 Mayıs günü başvurduk. Dedik ki, 'Önümüzdeki günlerde söylediğiniz tarih ve saatte, yerde ekibimiz gelecek. Fethullah Gülen'in iade dosyasının usulüne uyun yapılıp-yapılmadığını araştıracaktır.' O günden bugüne Adalet Bakanı suspustur" diye konuştu.

"TELEVİZYON PROGRAMI İLE VATANDAŞI KALDIRAMAZSIN"

CHP'li Özel açıklamasında son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üç televizyonun (Habertürk TV, Show TV ve Bloomberg HT) ortak yayınına çıkarak Muharrem İnce'nin iddialarına cevap vermesini değerlendirdi. CHP'li Özel, "Cumhurbaşkanı Akhisar mitinginde bir açıklama yaptı. Dedi ki, 'Belgelerin usulüne uygun olmadığını söylüyorlar. Bu akşam televizyonda açıklayacağım.' Buradan sesleniyoruz. Ey Recep Tayyip Erdoğan, konuyu karıştırma. Meseleyi sulandırma. Kaçma. Ortada, sözünün arkasında dur. Biz dedik ki usulüne uygun başvuru yok. Siz dediniz gelin görün. Biz dedik heyet gelecek, görecekler. Şimdi televizyonda anlatıyor. Biz televizyon programı izlemek istemiyoruz. Anlat millet dinlesin. Ama biz belgeleri görmek istiyoruz. Biz usulüne uygun dediğin başvuru dosyasını incelemek istiyoruz. Şimdi heyet ortaya çıkınca, tarafsız gözlemciler ortaya çıkınca meseleyi saptırmak ve televizyonda konuşmak doğru değil. Bir televizyon programında dosyaları getir, Muharrem İnce'yi çağır, İnce ile halkın karşısına geç. FETÖ iadesini tek başına yandaşlarının karşısında değil, Muharrem İnce'nin karşısında anlat. Başvurumuzu yaptık ve bekliyoruz. O dosyaları göreceğiz. Televizyon programı ile vatandaşı kandıramazsınız" diye konuştu. İftardan sonra CHP Manisa milletvekili adayları kendi bölgelerinde seçim çalışması yaptı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

İftardan görüntü

Özgür Özel'in konuşması

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: İlker KILIÇASLAN/ MANİSA,

===========================================

KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Ataoğlu: Düğün turizminin öneminin farkındayız

KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, "Düğün turizminin öneminin farkındayız. Evlilik ve düğün etkinlikleri için ülkemiz her açıdan en uygun modellerden biri" dedi.

Uluslararası MICE ve Düğün Forumu Serik'e bağlı Belek turizm merkezindeki bir otelde başladı. Forumun açılışına KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu da katıldı. Forumun açılışında Inventum Global Yönetici Ortağı ve Genel Müdürü Fuat Ersoy ile Inventum Global Yönetici Otağı Nihat Özpak konuşma yaptı. Daha sonra konuşan KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KKTC'nin düğün ve toplantı organizasyonları için son derece uygun olduğunu söyledi. Ataoğlu, "Böyle bir etkinliğin Antalya'da yapılması son derece önemli. Düğün turizminin öneminin farkındayız. KKTC 400- 500 bin insanı içinde barındıran, doğası, denizi ve tarihi yerleriyle dünyanın en meşhur adalarından biri. Otello'yu Shakespeare'i içinde barındıran ve birçok tarihi zenginliğe sahip olan çok güzel bir ada KKTC. Evlilik ve düğün etkinlikleri için ülkemiz her açıdan en uygun modellerden biri. Farklı bir ülkede düğün organizasyonlarının yapılması özel ve farklı olduğu kadar, evlilik ve yıldönümü kutlamalarında da bu güzel adaya gelme ihtiyacı hissedeceksiniz" dedi.

'KKTC TURİZMİ DAHA FAZLA GELİŞECEK'

2018 yılına yönelik adaya düğün organizasyonları için rezervasyonların gelmeye başladığını kaydeden Bakan Ataoğlu, "Otellerimiz neredeyse dünyaya meydan okurcasına kaliteli. Bu bizi mutlu ediyor. Turizm ve Çevre Bakanlığı olarak KKTC'nin tanıtımı için her türlü etkinliğe katılıyoruz. Geçtiğimiz sürede pek çok ülkede 16 turizm fuarına katıldık ve bu da pozitif şekilde talebe yansıdı. KKTC turizmi daha fazla gelişecek" diye konuştu.

'GERÇEK MANADA BİR TURİZM ŞEHRİ'

Antalya Valisi Münir Karaloğlu da Antalya'nın Türkiye'nin misafir odası olduğunu vurguladı. Karaloğlu, şöyle dedi: "Bu şehir 640 kilometre sahili, bu sahilde 400 tane 5 yıldızlı oteli, mavi bayraklı plajları ile gerçek manada bir turizm şehridir. Antalya toplantı, kongre, fuar ve düğün konularında büyük tecrübelere sahip. Bu şehir G20 ve NATO gibi toplantıları düzenledi, EXPO'yu başarıyla yaptı. Bu kentte büyük spor organizasyonlarımız var. Bu toplantı ve spor organizasyonlarına dünyanın dört bir yanından binlerce insan katılıyor. Antalya olarak bu organizasyonu çok önemsiyoruz. Belek bölgesi 50 tane 5 yıldızlı oteliyle dünyanın en güzel destinasyonlarından biri. Bu bölgede 30 kilometre çaptaki alanda en az 10 Roma dönemi antik kentini gezme şansınız var. Perge Antik Kenti buraya 15 kilometre mesafede. Bu yıl Antalya'da Perge yılı ve Antalya'ya gelen herkesin Perge'yi ziyaret etmesini temenni ediyorum."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Konuşmalardan detay

Haber- Kamera: Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya),

============================================

Zırhlı aracın, 85 yaşındaki kadına çarpma anı güvenlik kamerasında

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, trafiğe kapalı caddede kullandığı zırhlı araçla, Pakize Hazar'a (85) çarparak, ölümüne neden olan uzman çavuş S.K.'nın (26) 'taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. Zırhlı aracın yaşlı kadına çarpma anına ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri dava dosyasına girdi. Görüntülerde, park halinde bulunan zırhlı aracın, trafiğe kapalı caddede yürüyen yaşlı kadına çarparak, üstünden geçtiği görüldü.

Lice ilçesinde 14 Haziran 2017 günü yaşlılık maaşını almak için trafiğe kapalı Mümin Ağa Caddesi'ndeki PTT binasına giden Pakize Hazar, Jandarma Komutanlığı'na ait zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti. Kazaya ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan zırhlı araç sürücüsü uzman çavuş S.K. (26), ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede, uzman çavuş S.K.'nın 'Taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

ADLİ TIP SANIĞI, JANDARMA ÖLENİ KUSURLU BULMUŞTU

İddianamede; olay günü şüphelinin park halinde bulunan 21 JAA 079 plakalı askeri zırhlı araca binip, hareket etmesi sırasında, aracın önünden yürüyerek geçen Pakize Hazar'a çarptığı ifade edildi. Sağ ön tekerin yaşlı kadının üstünden geçmesi sonucu ölüm olayının meydana geldiği belirtilen iddianamede, Adli Tıp Kurumu raporuna göre, şüphelinin asli kusurlu, Pakize Hazar'ın ise kusursuz olduğu kaydedildi. Kazadan sonra Lice Jandarma Komutanlığı tarafından hazırlanan kusur raporunda, sanık S.K'nin kusursuz, olayda ölen Pakize Hazar'ın ise dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı gerekçesiyle tam kusurlu olduğu belirtildi. Hazar ailesinin itirazı üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nce hazırlanan raporda ise Pakize Hazar'ın araç şoförü S.K'nin görüş alanına girdiği ve caddenin trafiğe kapalı olduğu belirtilerek, zırhlı araç sürücüsü S.K'nin yüzde 100 kusurlu olduğu kaydedildi.

SANIK UZMAN ÇAVUŞ HAKKINDA YAKALAMA KARARI

İddianamenin kabul edilmesinin ardından tutuksuz sanık S.K.'nın yargılamasına Lice Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 14 Şubat 2018 günü başlandı. Mahkeme, ilk duruşmaya katılmayan sanık S.K.'nın savunmasının alınması için hakkında yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti. Sanığın, savunması alındıktan sonra serbest bırakılmasına karar veren mahkeme, Lice Jandarma Komutanlığı'nden kazaya karışan zırhlı aracın dışarıyı gösteren kamerasının olup olmadığının sorulmasına hükmetti.

YOL, TRAFİĞE KAPALI DEĞİLDİ

Hakkındaki yakalama kararı üzerine 16 Şubat günü ifadesi alınan sanık S.K., araç hareket ettiği esnada Pakize Hazar'ı görmediğini belirterek, "Çarptığım esnada kör noktada bulunuyordu. Ben şahsı görmedim. Daha sonra askerin bana dur ihtarı yapması üzerine durdum. O tarihte olayın olduğu yer trafiğe kapalı değildi. Olay bir kazaydı. Suç işleme kastım ve kusurum yoktur. Ben de olaydan dolayı üzüntülüyüm."dedi.

KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

Mahkemenin talebi üzerine olay yerini gören güvenlik kamerası görüntüleri dava dosyasına girdi. Görüntülerde, elinde baston bulunan yaşlı kadın, PTT şubesi önünde park halindeki Kirpi aracın önünden geçmeye çalışıyor. Yaşlı kadının, zırhlı aracın önünden geçmesi sırasında, araç bir anda hareket ediyor. Bu sırada aracın Hazar'a çarpacağını fark eden bir vatandaş, zırhlı araca elleriyle işaret ederek, içindekileri uyarıyor. Bu sırada Pakize Hazar, durmayan aracın sağ tekerleği altında kalırken, araç Hazar'ın üstünden geçerek yoluna devam ediyor. Davanın son celsesinde tanık olarak dinlenen Pakize Hazar'ın 75 yaşındaki kardeşi Hasret Yaşarer, olay anında PTT şubesi civarındaki tüm yolların trafiğe kapalı olduğunu söyledi. Duruşma eksiklerin tamamlanması için ertelendi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

Kaza anına ait güvenlik kamerası görüntüleri

Haber: Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR,

============================================

Yolcu minibüsü sokak hayvanları toplama aracı ile çarpıştı: 8 yaralı

Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde sokak hayvanlarını toplama aracı ile yolcu minibüsü çarpıştı, 8 kişi yaralandı.

Bugün saat 10.00 sıralarında Murat Günbakan (24) yönetimindeki 20 M 0705 plakalı yolcu minibüsü, Bozburun Mahallesi 7013 Sokak'ta, Muhammet Keçecioğlu'nun kullandığı 20 AAC 164 plakalı Denizli Büyükşehir Belediyesi'ne ait sokak hayvanlarını toplamakta kullanılan pick-up kamyonet ile çarpıştı.  Çarpışmanın etkisiyle minibüs devrildi, kamyonet ise bir tüp deposunun kepengine çarparak durabildi. Kazada her iki aracın sürücüsü ile minibüste bulunan 4 ve sokak hayvanlarını toplama aracında bulunan 2 kişi, yaralandı. Ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırılan yaralıların durumlarının iyi olduğu, hayati tehlikelerinin bulunmadığı bildirildi. Kamyonette sokak hayvanı bulunmadığı öğrenildi. Polis, bir iş yerinin güvenlik kameraları tarafından görüntülendiği ortaya çıkan kazayla ilgili soruşturma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Kaza anı güvenlik kamerası görüntüsü

-Kaza yerinden görüntü

-Polislerden ve vatandaşlardan görüntü

Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN/ DENİZLİ,

============================================

Elektrik trafosu patladı, 2 işçi yaralandı

Tokat'ın Erbaa ilçesinde elektrik trafosunda meydana gelen patlamada iki işçi yaralandı.

Olay, saat 11.30 sıralarında Cumhuriyet Mahallesi İstiklal Caddesi üzerinde bulunan elektrik trafosunda meydana geldi. Aykut Taha Acar (32) ve Gökhan Gül (31) isimli iki Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş (ÇEDAŞ) personeli, elektrik trafosuna bakım yapmak için çalıştığı sırada trafoda henüz bilinmeyen bir sebeple patlama yaşandı. Patlama sebebiyle giysileri tutuşan işçiler kendilerini binadan güçlükle dışarı attı. Bu sırada trafoda ikinci bir patlama daha yaşandı. Vatandaşların yardımıyla tutuşan giysileri söndürülen işçiler daha sonra olay yerine gelen ambulanslarla Erbaa Devlet Hastanesine kaldırılarak tedaviye alındı. Sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. İtfaiye ekipleri binadaki elektriğin kesilmesinin ardından içeriye girerek araştırma yaptı. Erbaa Kaymakamı Bülent Karacan ve Belediye Başkanı Hüseyin Yıldırım da bölgeye gelerek olayla ilgili bilgi aldı. Patlamanın sebebi araştırılıyor.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Olay yerinden görüntü

-Yaralanın işçilerin görüntüsü

-İtfaiyenin çalışmaları

-Yaralıların hastaneye götürülüşü

(362 mb)

Haber-Kamera:  İbrahim UĞUR/ERBAA (Tokat),

============================================

Karadeniz Sahil Yolunda ulaşım aksıyor

Giresun'un Espiye ilçesinde şiddetli yağışla birlikte sürüklenen balçık nedeniyle Karadeniz Sahil Yolu, tünel girişinde tek yönde ulaşıma kapandı. Araç kuyruklarının oluştuğu yol, ekiplerin çalışması sonucu ulaşıma açıldı.

Giresun'da sabah saatlerinde başlayan ve aralıklarla şiddetini artıran yağış ulaşımda aksamalara neden oluyor. Giresun-Trabzon karayolu Espiye ilçesi mevkiinde aşırı yağışla birlikte yola sürüklenen balçık, Karadeniz Sahil Yolu tünel girişini tek yönde ulaşıma kapattı. Karayolunda uzun araç kuyrukları oluşurken ekipler yol açma çalışması başlattı. Karayolları ekiplerinin çalışmalarının ardından yol yeniden ulaşıma açıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Yoldan detaylar

Haber-Kamera: GİRESUN,

============================================

Elektrik tellerine takılan martı yangına neden oldu

Muğla'nın Bodrum ilçesinde, elektrik tellerine temas eden bir martının neden olduğu kıvılcımla başlayan yangında, 5 hektarlık alandaki buğday tarlaları zarar gördü. Alevler, köylülerinde yardımıyla itfaiye ekipleri tarafından güçlükle söndürüldü.

Kemer Mahallesi'nde farklı kişilere ait buğday ekili tarlaların bulunduğu arazide, dün (pazartesi) saat 17.30 sıralarında yangın çıktı. Kısa sürede etrafa yayılan yangına köylüler ve Muğla Büyükşehir Belediyesi Bodrum İtfaiye Grup Amirliği ekipleri müdahale etti. Tarla sahipleri traktörlerle yangının etrafını sürerek kontrol altına almaya çalıştı. Alevler, su sıkılarak 2 saatte güçlükle söndürülürken, 5 hektarlık buğday ekili alan zarar gördü.Jandarma olay yeri inceleme ekibi, elektrik tellerine temas eden bir martının akıma kapılarak telef olduğunu, bu sırada çıkan kıvılcımların yangına yol açtığını belirledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------------------------

-Yangından cep telefonu görüntüsü

-Genel ve detay

Haber: Yaşar ANTER/ BODRUM (Muğla),

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement