Dha Yurt Bülteni-8 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-8

1)TÜPRAŞ'TAKİ PATLAMANIN ARDINDAN 7 GÖZALTI (EK)İZMİR'in Aliağa İlçesi'ndeki TÜPRAŞ Rafinerisi'nde bakım sırasında nafta tankında meydana gelen patlamada 4 işçinin yaşamını yitirmesi, 2 kişinin de yaralanmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında iş güvenliği uzmanlarının...

12.10.2017 13:30

1)TÜPRAŞ'TAKİ PATLAMANIN ARDINDAN 7 GÖZALTI (EK)

İZMİR'in Aliağa İlçesi'ndeki TÜPRAŞ Rafinerisi'nde bakım sırasında nafta tankında meydana gelen patlamada 4 işçinin yaşamını yitirmesi, 2 kişinin de yaralanmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında iş güvenliği uzmanlarının da bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı. TÜPRAŞ Aliağa Rafinerisi'nde, dün (çarşamba) saat 09.25 sıralarında, boş nafta tankındaki bakım çalışmaları sırasında, gaz sıkışmasının neden olduğu bir patlama meydana geldi. Patlama ile birlikte yüklenici firma çalışanları Kemal Şaşmazer, Yusuf Kepenek, Mehmet Karademir ve Mehmet Dere öldü, 2 işçi de hafif yaralandı. Yaralılar tedaviye alınırken, ölen işçilerin cenazeleri otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu'da götürüldü.

7 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

4 işçinin yaşamını yitirdiği patlamanın ardından çifte soruşturma başlatıldı. Hem savcılığın belirlediği bilirkişi heyeti hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan gelen müfettişler, kazanın meydana gelmesinde ihmal olup olmadığıyla ilgili detaylı bir inceleme yapmaya başladı. Devam eden soruşturma kapsamında, aralarında iş güvenliği uzmanlarının da bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı.

AİLELER GÖZYAŞI İÇİNDE CENAZELERİ ALDI

Patlamada hayatını kaybeden işçilerin cenazeleri bugün ailelerine teslim edildi. İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu önüne gelen işçi yakınları acı bekleyişin ardından cenazeleri teslim aldı. Ölen işçilerden 26 yaşındaki Mehmet Karademir'in cenazesini almaya baba Ali Karademir (56) ve kardeşi Sabri Karademir (25) geldi. Karademir'in babası oğlunun tabutunu görünce "Mehmet'im" diyerek feryat etti.

"EŞİ 2 AY ÖNCE EVİ TERKETMİŞ"

Evli ve bir kız çocuk babası bakım onarım işçisi Mehmet Karademir'in eşinin 2 ay önce evi terk ettiği ortaya çıktı. Karademir bu olaydan sonra 2.5 yaşındaki kızı Elif'e kendisinin baktığı, işte olduğu zamanlarda da babası Ali Karademir'e bıraktığı öğrenildi. Hayatını kaybeden işçinin kardeşi Sabri Karademir, sorumluların cezalandırılması için şikayetçi olacaklarını belirterek, "Yetkililer bu işin peşini bırakmasınlar. Bu işte bir ihmal varsa üzerine gidilsin. Suçlular cezasını çeksin. İki yıldır aynı yerde çalışıyordu. En son konuştuğumuzda patlamanın olduğu tankı bitirme aşamasında olduklarını ve yeni bir tankta çalışmaya başlayacaklarını söyledi. 2.5 yaşında kızı var. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

Mehmet Karademir'in cenazesinin ikindide Yeni Şakran Merkez Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından Kapıkaya Köyü'nde toprağa verileceği belirtildi.

EŞİ GÖNDERİLMESİNE RAZI OLMADI

TÜPRAŞ'taki patlamada ölen işçilerden evli ve 3 çocuk babası Yusuf Kepenek'in cenazesi memleketi Sivas'a gönderilecekti. Ancak mekanik bakımcı olarak iki yıldır tesiste çalışan işçinin eşi, kocasından ayrılmak istemediğini söyleyerek cenazenin Sivas'a gönderilmesine rıza göstermedi. Bunun üzerine, Kepenek'in Menemen'de toprağa verilmesine karar verildi. Cenazesi yakınları tarafından alınan Yusuf Kepenek, öğle namazının ardından Egekent 2 Mahallesi'nde kılınacak cenaze namazıyla defnedilecek. Patlamada yaşamlarını yitiren diğer işçiler 24 yaşındaki Kemal Şaşmazer, ikindi vakti Bergama Yeni Cami'de, 44 yaşındaki Mehmet Dere ise memleketi Osmaniye'de son yolculuklarına uğurlanacak.

ŞANS ESERİ KURTULAN İŞÇİ İHMAL OLDUĞUNU İDDİA ETTİ

Öte yandan, TÜPRAŞ Aliağa Rafinerisi'nde, boş nafta tankındaki bakım sırasındaki patlamada hayatı kaybeden işçilerle aynı ekipte çalışan ve o sırasında tankın dışında olan işçi Fatih İba'nın şans eseri kurtulduğu ortaya çıktı. Tankın içinde bakım çalışması devam ederken, dışarıda malzeme toplayan İba, işini bitirince kendisinin de tanka girmeye hazırlandığını söyledi. Yaşanan patlamada ihmal olduğunu öne süren İba, "Aynı ekipte çalışıyoruz. Dört arkadaşımız içeride ben ve bir arkadaşım dışarıda malzeme topluyorduk. 15-20 dakika çalışınca patlama oldu. Tankın üzeri havaya kalktı. Sonra ikinci, üçüncü patlama oldu. Üç arkadaşımızı tankın içinde kaldı, biri tankın dışına fırladı. Olaydan sonra TÜPRAŞ'ın teknik emniyet uzmanına sorduğumda ateşli çalışma izni vermediğini söyledi. Ancak, emniyetteki o kişinin ifadesinde ateşli iznin verildiğini gördüm. ya dolum yapılmaya başlandı ya da bir gaz kaçağı vardı. Tank zaten doluma hazırdı. İşe başlamadan önce gaz ölçümü yapılmadı. Taşlama motoruyla çalışıldığı için kıvılcımdan dolayı patlama olmuş olabilir. Gaz ölçümü yapılması gerekiyordu. Ama sürekli yapılmıyordu. Taş motorunun kullanılmaması gerekiyordu. Buna izin vermedik diyorlar ama doğru değil. İhmal var. Baştan bir kural koyuyorlardı ama denetleme yapılmıyordu" iddiasında bulundu.

"BİR DAHA ORADA ÇALIŞMAM"

Olayın şokunu atlatamadığı görülen İba, "Benim işim bitse bende içeri girecektim. Tankı bitirmiş, teslim edecektik. Tankın subap dişlileri var. Onlar boyandığı için yerine girmiyordu. Taşlamayla boyalar çanak fırçayla temizleniyordu. O sırada çok az bir kıvılcım çıkıyordu. Öyle olmuş olabilir. Tankın içinde o patlamadan sonra kimse kurtulamazdı. Bundan sonra orada çalışmayacağım" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Adli tıptan görüntü

Sabri Karademir ile röportaj

Fatih İba ile röportaj

Ali Karademir'den görüntü (Siyah deri çeketli)

Cenazelerin anılmasından görüntü

Genel ve detay görüntü

(Haber: Mehmet CANDAN, Taylan YILDIRIM - Kamera: Mehmet GÜNEY/ İZMİR,

===================================================

2)KAHRAMANMARAŞ'TAKİ KAĞIT FABRİKASINDA YANGIN

KAHRAMANMARAŞ'taki kağıt fabrikasında, henüz bilinmeyen nedenle yangın çıktı. Havadan yangın söndürme helikopterinin de destek vermesiyle alevler, kontrol altına alınmaya çalışıldı.

Kahramanmaraş- Gaziantep karayolunun 1'inci kilometresinde, yaklaşık 12 bin ton atık kağıdın bulunduğu fabrikanın depolama kısmında, sabah saatlerinde yangın çıktı. Yoğun dumanı gören fabrika çalışanlarının ihbarı üzerine olay yerine, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Orman Bölge Müdürlüğü'yle KASKİ'ye bağlı itfaiye ekipleri sevk edildi.

Alevler, kısa sürede kağıt balyalarını sardı. Ekipler, yaklaşık 5 bin tonluk kağıdın bulunduğu alanda etkili olan yangına müdahale ederken, ilk etapta alevlerin diğer kağıt balyalarına sıçramaması için önlem alındı. Çok sayıda iş makinesinin müdahale ettiği alevler için Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı yangın söndürme helikopteri de havadan destek verdi. Ekiplerin yangına müdahalesinin devam ettiği belirtildi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Kağıt fabrikası

- Yanan kağıt balyaları

Ekiplerin alevlere müdahalesi

Yangın söndürme helikopterinin müdahalesi

İş makineleri

İtfaiye araçları

Söndürme çalışmalarından detaylar

(Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 173 MB

===================================================

3)TBMM BAŞKANI KAHRAMAN'A, KTÜ'DEN 'ONUR DOKTORASI

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Trabzon'da, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Senatosu tarafından kendisine verilen 'Onur Doktorası' takdim törenine katıldı. Tören çıkışında Kahraman'ı slogan atarak protesto eden 6 üniversite öğrenci gözaltına alındı. Sabah saatlerinde Ankara'dan uçakla Trabzon'a gelen TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı havalimanında Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu,  KTÜ Rektörü Prof.Dr. Süleyman Baykal karşıladı. Askeri mangayı selamlayan Kahraman, KTÜ Prof.Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Onur Doktorası' takdim törenine katıldı.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Osmanlı tarihine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 4 bin yıl önceye uzanan tarihi ile Trabzon'un önemli padişah, şehzade ve devlet adamları yetiştiren ilim ve irfan şehri olduğunu ifade eden Kahraman, bu isimler arasında yer alan Yavuz Sultan Selim'in Trabzon'la bütünleşen tarihi bir şahsiyet olduğunu belirtti. Osmanlı döneminde muhteşem bir anayasa olduğunu ifade eden Kahraman, adalet terazisinin sapasağlam ayakta olması halinde büyük olunabileceğini vurguladı, Tarihte 70 milyon kilometre karede 3 kıtaya hükmetmiş bir ceddin nesli, olduklarını ifade eden Kahraman, "Bakmayın şimdi Meriç nehri ile Ağrı dağı arasına sıkıştık. 15 Temmuz bu sıkıştırılan toprağı daha da sıkmak ve titretmek için yapılmış bir harekettirö dedi.

ÇIKIŞTA PROTESTO

Kahraman'ın tören sonrası KTÜ'den ayrıldığı sırada 6 öğrenci 'İsmail Kahraman'ı burada istemiyoruz' sloganı atmaya başladı. Üniversite özel güvenlik görevlileri ve polisin müdahale ettiği 6 öğrenci gözaltına alındı.

Görüntü Dökümü

---------------

-İsmail Kahramanın görüntüleri

-Tören detayları

-Çıkışta protesto detayları

-Ek protesto görüntüleri

Haber: Osman ŞİŞKO-Kamera: Selçuk BAŞAR TRABZON-DHA

=======================================================

4)BAKAN ÖZLÜ: SOMUN VE CIVATA BİRBİRİNE UYMUYOR

DOKUZ Eylül Üniversitesi'nin 2017 - 2018 akademik yılı Bilim Sanayi Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün katılımıyla açıldı. Açılışta öğrenciler adına konuşan Şeyme Yücel'in işsizlik vurgusuna, kürsüden yanıt veren Faruk Özlü, "Üreticinin sanayicinin aradığı profildeki mühendis ve teknisyen ile üniversitelerden mezun olan çalışanlarımız arasında birbirini karşılamama sorunu var. Cıvata ve somun birbirine uymuyor. Bakın bunu örtüştürebilirsek işsizlik sayısında önemli azalma olacak. İhtiyaç duyulan insan yetiştirmede planlamada bir sıkıntımız var. Neye ihtiyacımız var, biz ne yetiştiriyoruz? Bunu birbiri ile örtüştürürsek işsizlikte önemli azalma olacağını düşünüyorum" dedi.

Sabancı Kültür Merkezi'nde yapılan 9 Eylül Üniversitesi'nin 2017 - 2018 eğitim yılının açılış töreni Bilim Sanayi Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün katılımıyla yapıldı. Üniversiteyi tanıtan filmin gösteriminin ardından konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Erdal Çelik, görevi bir ay önce aldığına vurgu yaptı. Çelik, "Yaklaşık bir ay önce, öğretim üyesi olmaktan gurur duyduğum üniversitemize Rektör Vekili olarak atandım. Yaklaşık 80 bin öğrencisi, 7 bin akademik ve idari personeli, muazzam yerleşkeleri ve milyonlarca liralık bütçesi bir kurumdan bahsediyorum. Vizyon sahibi, soğukkanlı bir bilim insanı için bile muazzam bir hadise. Üstelik 35'inci yaşını kutlayan kurumun çizgisini de zerre kadar aşağı düşürme lüksünüz yok. Tabi ki hoca olmak ayrı bir şey, yöneticilik yapmak ise bambaşka. Bu süreçte üniversite adına zarar verecek yorum ve davranışlardan; moral bozucu yaklaşımlardan, negatif insanlardan da özellikle uzak durdum. Buna rağmen 'gözünüz korktu mu" diye sorsanız, 'tereddüt dahi etmedim' derim. Çünkü amacınız hizmet üretip, katkı sağlamaksa makamlar sizin için amaç değil araç olur. Ne yapacağını bilen çiftçi topraktan korkmaz. Onun için önemli olan mahsulün bereketli olmasıdır" dedi.

Çelik, "Erdal Hoca olarak yönetim anlayışım, ülkeme, insanlığa ve evrensel bilime hizmet etmek; bunu yaparken ötekileştirmeden, farklılıkları zenginlik olarak gören temeller üzerine kurulu. Amacım, huzurlu bir çalışma ortamında üniversitemizi üst sıralara çıkarmak" diyerek sözlerini tamamladı.

ÖĞRENCİLER ADINA İŞSİZLİK SORUNUNU ANLATI

Törende öğrenciler adına kürsüye çıkan Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Şeyma Yücel de, "9 Eylül Üniversitesi değerler kültürü olan bir üniversitedir. Özgür bir akademik ortamda akademik özgürlüğün savunulduğu çoğulcu değerlere sahip çıkılarak düşünce özgürlüğünü sonuna kadar hissettiğimiz üniversitelerin başında gelir. Biz, öğrenciler okulumuzun verdiği eğitimi diğer üniversitelere göre zor olarak değerlendiririz. Üniversitemizin marka değerlerini ve uluslararası saygınlığının farkındayız. Ancak bizim önümüzde büyük problem var. İşsizlik hepimizin ortak kaygısına değinmeden geçemeyecektim. İşsizlik bizlerin bu kaygı içerisinde olması çok acı. Üniversiteli işsiz sayısı 151 bindir. Mezun olan her 5 arkadaşımdan biri işsizdir. Eğitimlerini hiçe sayıp farklı alanlarda karın tokluğuna arkadaşlarımız çalışmaktadırlar. Üniversitelere girişlerde yeni kontenjanlar sağlanması bizleri teselli etmiyor. Bizlere uzmanlaştığımız alanlarda fırsatlar verilmesini istiyoruz" dedi.

"ÜNİVERSİTELER KAMPUSTEN ÇIKMALI"

Törende son konuşmacı olarak ise Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü oldu. İzmir'in Anadolu'nun batıya açılan kapısı olduğunu söyleyen Özlü, "İzmir'in ekonomik büyüklüğü Türkiye ekonomisine katkı veren şehirlerin başında gelir. 2002 yılında 2 bin 973 olan ihracatçımız bugün 5 bine yaklaşmıştır. Ege Bölgesi'nin ihracatının yüzde 60'ı İzmir kaynaklıdır. Rakamlarla nasıl biri fırsatla karşı karşıya olduğumuzu görelim istiyorum. Bunları sadece yatırımcılara sunulan fırsatlar olarak görmemek lazım. Potansiyel sadece yatırımcılar için değil, üniversiteler için de ciddi bir uygulama fırsatı veriyor. İzmir, Türkiye'nin teknoloji üssü olmaya en uygun şehirlerden biridir. Bakanlık olarak İzmir'i Türkiye'nin teknoloji üssü olarak görmek istiyoruz. 9 Eylül Üniversitesi bu potansiyelini öğrencileri, kendisi ve hocalarımız için fırsata dönüştürebilir. Üniversitelerin kampüslerin dışına çıkmaları, hayatın ve bilimin içinde olmaları lazım. Toplumun ekonomik ve sosyal kalkınmalarını katkı sağlayan birimler olarak görmek istiyoruz" dedi.

ÖĞRENCİNİN İŞSİZLİK ÇIKIŞINA BAKAN YANIT VERDİ

Yeni eğitim modeli geliştireceklerini söyleyen Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakın gerçekten Türkiye'nin işsizlik sorunu var. Fakat ne kadar iş bulursak kaç kişiye iş bulursak daha fazla hatta ona yakın bir iş gücü katılıyor. Yeni gençlerimiz oluyor. Dolayısıyla genç nüfusun iş bulması kurması konusunda gayret sarf etmemiz gerekiyor. Arkadaşımızın işsizlik konusunda tepkilerini doğal karşılıyorum. Ama gençler bunu bilsin sınav yapıyoruz, eleman alacağız kaliteli eğitimli iş gücü bulmak zor. Sıradan işlerde çok sayıda gencimiz var. Nitelikli özellikleri olan gençlerimizin sayısı konusunda sıkıntımız var. Bunun içinde orta ve yüksek öğretimde bakanlık olarak gençlerimizin daha iyi yetişmesi, katkı sunmaları için önemli çalışmalar yapıyoruz. Eğitim, ana alanımız olmamakla birlikte eğitimle ilgili bir daire kurduk. Hep orta öğretimde hem yüksek öğretimde eğitimciler, üniversite ve bakanlığa katkılar sunmak için teknik kolejler kuracağız. 300 OSB'de de teknik kolej açacağız. Buralarda yabancı dil bilen pratik eğitimi de almış teknisyenlerimiz olacak. Bunlar mezun olduğu zaman sanayinin iş adamlarının kapışacağı kişiler olacak. Sertifika programları düşünüyoruz. Eğitimde bir düzenlemeye gidiyoruz."

Bakan Özlü, üreticinin sanayicinin aradığı profildeki mühendis ve teknisyen ile üniversitelerden mezun olan çalışanlar arasında birbirini karşılamama sorunu olduğuna dikkat çekerek, "Cıvata ve somun birbirine uymuyor. Bakın bunu örtüştürebilirsek işsizlik sayısında önemli azalma olacak. Almanya nüfusu bizim kadar. Mesleki eğitimi gören öğrenci sayısı Türkiye'de 1.7 milyon, Almanya'da 7.8 milyon. Türkiye'de işsizlik yüzde 11, Almanya'da yüzde 6. Çok önemli bu rakamlar. İhtiyaç duyulan insan yetiştirmede planlamada bir sıkıntımız var. Neye ihtiyacımız var, biz ne yetiştiriyoruz. Birbirine örtüştürürsek işsizlikte önemli azalma olacağını düşünüyorum" dedi.

Törende ayrıca Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı korusu müzik dinletisi sundu. Eğitimlerinde başarılı olan ve okula bu yıl yüksek puanla giren öğrencilere de ödüller verildi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Açılış töreninden görüntü.

Bakanın konuşmasından görüntü.

Haber: Taylan YILDIRIM - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR

===========================================================

5)GÜVERCİNLERİNİ YEDİĞİNİ ÖNE SÜRDÜĞÜ KÖPEĞİ AV TÜFEĞİYLE YARALADI

KONYA'da sanayi sitesinde kimliği belirlenemeyen bir kişi, işyerinde beslediği güvercinleri yediğini öne sürdüğü ve peşinden av tüfeğiyle kovaladığı üç köpekten birisini tüfekle ateş ederek yaraladı, ardından yaralı köpeği aracına atıp uzaklaştı. O anlar ise bir işyerinin güvenlik kamerasına kaydedildi.

Olay, dün merkez Karatay İlçesi'nde bulunan bir sanayi sitesinde meydana geldi. Kimliği belirlenemeyen bir kişi, elinde av tüfeğiyle kovaladığı üç köpekten birisine ateş açıp onu yaraladı. Yaralı köpek, kanlar içinde yere yığılırken, diğer iki köpek de kaçtı. Çevredekilere, köpeği iş yerinde beslediği güvercinleri yediği için vurduğunu söyleyen saldırgan, yanına gelen araca tüfeği koyduktan sonra yaralı köpeği, sanayi sitesi tel örgülerinden dışarı fırlattı. Ardından köpeği aracının bagajına koyup gözden kayboldu. Bu anlar ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına kaydedildi. Aldıkları ihbar üzerine sanayi sitesine giden Konya Mevlana Doğayı ve Hayvanları Sevenler Derneği Başkanı Gonca Cansoy, durumu polise bildirdi. Cansoy, şöyle dedi:

"Burada bir esnaf arkadaş kuşlarını yediği gerekçesiyle köpeği tüfekle kovalayıp vurmuş. Yaralı hayvanı da aracına koyup götürmüş. Güvenlik kamera kayıtlarını karakola götürüp gerekli yerlere şikayetçi olacağız. Köpeği de bulamadık, yaralıysa fakülteye götürmemiz gerekiyor. Öldüyse rapor düzenlenmesi gerekir."

Yaralı köpeğin akıbeti bilinmezken, polis şikayet üzerine saldırganın kimliğini belirlemek için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü

--------------------

Güvenlik kamerası

Köpeğin vurulduğu yerden detay

Gonca Cansoy röp.

(Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

==========================================

6)İHTİYAR DELİKANLILAR BOCCE İLE ZİNDE KALIYOR

ERZİNCAN 100'ncü Yıl Atatürk Huzurevi'nde kalan ve yaşları 72 ile 86 arasında değişen huzurevi sakinleri yaptıkları bocce sporu ile zinde kalıyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından uygulanan proje ile huzurevlerindeki yaşlılar bocce sporu ile tanıştı. Erzincan'daki 100. Yıl Atatürk Huzurevi sakinleri, kurum bahçesinde kurulan sahada her gün düzenli olarak bocce oynarken, eğlenceli anlar yaşıyorlar. Güzel havayı fırsat bilen huzurevi sakinleri spor kıyafetleri ile düzenli olarak özel bocce sahasında antreman yapıyorlar. İhtiyar delikanlıların seyircileri de yine huzurevindeki arkadaşları tarafından merakla izleniyor. İki takım halinde kurallara göre mücadele eden yaşlılar keyifli anlar yaşıyorlar.

86 Yaşındaki Mustafa Bucak, yaklaşık 6 ay önce bocce oynamaya başladıklarını belirterek; "Hergün bahçemizde arkadaşlarımızla keyif alarak oynuyoruz" dedi.

Bocce sporu ile ilk kez huzurevinde tanıştığını söyleyen 72 yaşındaki Hüseyin Gülşen ise, çok güzel eğlenceli bir spor, herkesin oynamasını tavsiye ederimö"diye konuştu.

Bocce sporunun huzurevinde kalan yaşlılar için sağlıklı bir spor olduğunu ifade eden Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Muhammer Doğan ise, "Bocce sporu, yaşlılar için hem eğlence hemde fiziksel aktivite sağlıyor. Oyunu oynarken, yürüyor, eğilip kalkıyor, kollarını ve ayaklarını güçlendiriyorlar. Böylelikle aktif olarak yaşlanıyorlar. Aynı zamanda daha da sosyalleşiyorlar. Amacımız Türkiye'deki huzurevleri arasında kurulan yaşlılar ligine katılmak. Bunun için 3'er kişilik iki takım oluşturduk. Önümüzdeki yıl müsabakalarda yer almak için antremanlarımız devam ediyor" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Yaslıların bocce oynamalarından genel detay görüntü

-İzleyen yaslılardan görüntü

-Yaslıların açıklaması

-İl müdürünün açıklaması

Haber Kamera: Coşkun MENEK/ Erzincan/ DHA)

========================================================

7)MEME KANSERİNE DİKKAT ÇEKMEK İÇİN SOKAĞI PEMBE BALONLAR, DÖVİZLERLE SÜSLEDİ

TEKİRDAĞ'da meme kanseri tedavisi gören ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mücadelesinden dolayı, 'Manevi kızım' dediği 33 yaşındaki Göknur Damat, işyerinin bulunduğu sokağa kansere dikkat çekmek için adeta pembe sokağa çevirdi. Pembe balonlar asan Damat, yine pembe dövizlerle kadınları meme kanserine karşı uyardı.

Tekirdağ'da 2 yıl önce meme kanserine yakalanan ve doktorların 6 ay ömür biçtiği makyöz Göknur Damat, kentte KOSGEB desteğiyle bir kuaför salonu açarak, hayata tutunmaya çalıştı. Tedavisi süren Damat'ı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  yaşama tutunma çabasını örnek gösterip, manevi kızı olduğunu söylemişti. Tekirdağ'da makyözlük yapmayı sürdüren Damat, Ekim Ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı'nda işyerinin bulunduğu sokağı meme kanserine dikkat çekmek için adeta pembe renge boyadı. Sokağa pembe balonlar asan Damat, yeni pembe renklerle, 'Meme kanseri farkındalık sokağı', 'Sağlık kontrolünü aksattığının farkındamısın', yazılı dövizlerle donattı.

Göknur Damat, meme kanserine dikkat çekmek için işyerindeki arkadaşları ile birlikte çalışarak sokağı pembe balonlar ve dövizlerle donattıklarını söyledi. Kadınları meme kanserine karşı uyarıcı dövizler hazırladıklarını söyleyen Damat, kadınları bilinçli olmaya davet etti. En büyük sıkıntılarının bu hastalıkla mücadelede bazı ilaçların elde edilemediğini belirten Damat, şöyle dedi: "Bende bir kanser savaşçısıyım. Bu sokağı meme kanserine dikkat çekmek için pembeye boyadık diyebilirim. Dün gece bu işle uğraştık. Bunları kendi bütçemizle yaptık. Bir farkındalık yaratmak istedik. Ama maalesef kimse farkında değil. Bizlerin istediği en önemli şey, farkındalığımız olsun. Lütfen bayanlar kendinizin farkına varın. Meme kanseri taraması sadece bir saatinizi alıyor. Ama kanser tüm hayatınızı alabilir. Ben bir kanser savaşçısıyım. Maalesef şuan bende ilacımı bulamıyorum. İlacım şuan yok. Ben bu sorunla ilgili kendi çağımda bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Sesimi sayın Cumhurbaşkanı'na kadar daha önce duyurmuştum. O zaman kendileri yardımcı oldular ve ilaçlarımızı temin etmiştik. Ancak bir yere kadar ve şuan benim kullandığım ilacım da yok. Ben sadece ilaçlarımızı istiyorum. Bu hastalıkla mücadele ederken ilaç olmayınca kansere gülümseyemiyorum. İlaç olmayınca kanserle dans edemiyoruz. Lütfen farkındalık yaratalım ve bu soruna çözüm bulalım. Sosyal medyadaki destekleriniz için teşekkür ediyorum" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Gece sokakta yapılan çalışmalar

-Gündüz sokaktaki pembe balon ve pankartlar

-Göknur Damat'ın işyerinde çalışma anları

-Göknur Damat ile röp.

Sokakta asılı balonlar, dövizler

-Detay görüntüleri

Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-8 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement