Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-9

BAŞBAKAN YILDIRIM: BÜYÜK HEDEFLERİMİZ VAR (EK)1)"İZMİR NE KADAR BEREKETLİ"BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Menemen'deki otoyol temel atma töreninden sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Alsancak Kapalı Spor Salonu'nda düzenlediği açılış programına geçti.

05.04.2017 15:53
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BAŞBAKAN YILDIRIM: BÜYÜK HEDEFLERİMİZ VAR (EK)

1)"İZMİR NE KADAR BEREKETLİ"

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Menemen'deki otoyol temel atma töreninden sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Alsancak Kapalı Spor Salonu'nda düzenlediği açılış programına geçti. Başbakan Yıldırım, kendisini sevgi gösterileriyle karşılayan ve tribünleri tamamen dolduran vatandaşları selamladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın yatırımlarının anlatıldığı kısa film gösteriminden sonra konuşan Bakan Veysel Eroğlu, "101 dev tesisin açılışını yapıyoruz. İzmir ne kadar bereketli. Hükümetimiz büyük hizmetlere imza atıyor. 6 bin 450 tesisi açıp aziz milletimizin hizmetine sunduk. Görevi geldiğimiz zaman Türkiye'de susuzluk vardı. Allah şükürler olsun. Türkiye'nin içme suyu meselesi kökünden halloldu. Baraj ve göletlerle destan yazıyoruz. 423 barajla dünya rekoru bizde. Sulanmadık toprak bırakmayacağız" dedi.

"İZMİR VATANSEVERLERİ DENİZE DÖKMEZ"

Daha sonra kürsüye çıkan Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına "Türkiye'nin 4 bir yanında açılış rüzgarları esiyor. Veysel Hoca yapmakla yorulmuyor. Biz açmakla saymakla yoruluyoruz" sözleriyle başladı. CHP Konya Milletvekili'nin sözlerine tepkisini burada da sürdüren Yıldırım, "Biz, CHP'li densiz milletvekilinin dediğini demiyoruz. İzmir vatanseverleri denize dökmez. İzmir PKK'yı, FETÖ'yü, Türkiye düşmanlarını denize döker. İzmir'le sen dalga mı geçiyorsun. İzmir istiklalin zaferin başarıyla kazanıldığı şehirdir. İzmir cumhuriyeti kuran şehirdir. Demokrasiyi çok partili hayatı başlatan şehirdir. İzmir her zaman Türkiye'nin dünyaya açılan aydınlık yüzüdür. Sizin gibi kin nefret kusan insanların İzmir'de yeri yok. İzmirlilerin arasında yeri yok. İzmir işte bu güzel şehre hizmet etmek ve birbirinden güzel eserleri kazandırmak bizim boynumuzun borcu. Her zaman siyaseti millete hizmete olarak gördük" dedi.

"İZMİR YEREL HİZMETLERTEN HAK ETTİĞİ PAYI ALAMADI"

İzmir'in yıllardır yerel hizmetlerden hak ettiği payı alamadığını öne süren Başbakan Binali Yıldırım, "İzmir'e üç stadyum yapacağız. Karşıyaka, Göztepe, Alsancak. Ne dediler 'yapamazsınız, yaptırmayız'. ve ne yaptılar işi mahkemeye taşıdılar. Karşıyaka'yı mahkemeye verdiler. Göztepe'yi mahkemeye verdiler. 'Alsancak için de AVM yapacak bunlar stat yapmayacak bunlar' dediler. İzmirlileri kandırıyorlar. Biz senin gibi yalanı tüyün üzerinde durduranlardan değiliz. Biz söz verdik mi yaparız. Yapamayacağımız sözleri ver vermeyiz. Alsancak'a stadyum ihalesi, 28 Nisan'da yapılıyor. Asırlık Altay Kulübü, her şeyin en iyisine layık. Karşıyaka ve Göztepe halen engellenmeye çalışılıyor. İtirazlar var. Buradan İzmir'e ayak bağı olan, yapılacak bu büyük eserlere sürekli engel çıkaran, engellerle kentin projelerini geciktirenleri, değerli İzmirli hemşerilerime şikayet ediyorum" dedi.

"16 NİSAN'DAN SONRA ENGELSİZ KOŞU BAŞLIYOR"

Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlara 16 Nisan'da öyle biri cevap verelim mi? Artık daha engel çıkarmasınlar. Hazır mısınız? Engelli koşuyla bu kadarını yapıyoruz. 16 Nisan'dan sonra engelsiz koşu başlıyor. AK Parti'den önce neydi? Engelleyeler öylesine güçlüydü ki, her engelde demokrasi kesintiye uğradı. Türkiye kazandıklarını kaybetti. 50 - 60 arası dünya ortalamasının iki katı büyüyor Türkiye, 60- 70 arası dünya ortalamasının yarısına düştü. 2001'de Türkiye maalesef öylesine bir krize geldi ki. 2011'e kadar. 2001 krizinin borçlarını ödemekle vakit geçirdik. 638 milyar borç ve faiz ödedik. Eğer bu kriz olmasaydı Ahmet Necdet Sezer anayasa kitabını Ecevit'in suratına atmasıydı bu borcu ödemeyecektik. 'Bu sistemin suyu mı çıktı' diyorlar. Bu sistem kriz üretiyor. Üretti. Sonuç da alıyor. 60'da aldı 71'de aldı 80'de aldı. 28 Şubat'ta aldı. 2001'de aldı ama ondan sonra AK Parti geldi. 27 Nisan'da elektronik postayla denediler, postaları geri gitti. 17 - 25 Aralık'ta yine denediler olmadı. Partiye kapatmaya kalktılar, o da olmadı. Altın vuruşlarını 15 Temmuz'da yapmaya çalıştılar. Devletten çaldıkları tankla uçakla geldiler. Orada da Recep Tayyip Erdoğan vardı. Adamın dibi. Adam gibi adam. Onun başbakanı vardı. Hükümeti vardı ve kahraman Türk milleti vardı. Darbecilere darbeyi vurdu. Onların hesabı milletin iktidarına tutmaz. Vesayetle gelen darbeyle gider. Başka çaresi yok. Ama iradeyle gelen, millet iradesiyle geleni, hiç kimse götüremez. Ne getiriyoruz? Çok açık. Garantili hükümet. Sandıktan hükümet çıkacak, illa çıkacak. ya çıkacak ya çıkacak. Başka yolu yok. Sandıktan sonra bıraktığımız zaman başka yerlere gidiyor. Otel odalarında medya patronlarının odalarında, sizin seçtiğiniz değil, başkalarının istediği hükümet oluyor. Bu sistemin en önemli özelliği yüzde 50 artı 1 ile kim yönetecek karar veriyor. Sonradan bu kararı ancak millet değiştirir."

"TEK ADAM GÖRMEK İSTİYORSAN AYNAYA BAK"

Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini CHP'ye yönelik eleştirilerle sürdürdü: "Göreceksiniz 16 Nisan'da millete karşı siyasetin işe yaramadığını siz de göreceksiniz. Terör örgütleri, kol kola girmişler. Türkiye'nin geleceğini önlemeye çalışıyorlar. Başarabilirler mi? Başaramazlar ama Atatürk'ün partisi CHP'ye ne diyelim. O da tam bir perişanlık ne dediğinden haberi yok. Kardeşim sen dalga mı geçiyorsun bu milletle. Bu millet senin gibileri 50 sefer cebinden çıkarır. Kimse milletin aklıyla dalga geçmez kardeşim. Bu sistem senin geleceğini de garanti altına alıyor. Çıkmış 'tek adam' diyor. Tek adam görmek istiyorsan Aynaya bak. 7 seçime girdin. Recep Tayyip Erdoğan kaç seçime girdi. Seçim kazanmasına rağmen, istese başbakanlığa devam edemez miydi ama bıraktı. '16 Nisan'da evet çıkarsa bırakacak mısın?' diye soruyolar. 'Niye bırakayım canım. 16 Nisan seçim mi' diyor. E niye kendini parçalıyorsun seçim değilse. Türkiye'nin geleceğini karartmaya senin hakkın var mı? Ey Kılıçdaroğlu! Bu ülkenin gençlerine kadınlarına, karamsarlık korku endişe yakışır mı?"

"TÜP GEÇİT İHALESİ BU YIL YAPILACAK"

Başbakan Binali Yıldırım, İnciraltı ile Bostanlı'yı birbirine denizden bağlayacak tüp geçit projesi için bu yıl içinde ihaleye çıkılacağını belirterek, şöyle konuştu:

"Üç stadyumu yapıyoruz. Engellere rağmen yapıyoruz. Karşıyaka'yı yapıyoruz. Göztepe'yi yapıyoruz. Alsancağı yapıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. İzmir için en büyük müjdeyi açıklıyorum. İzmir'in büyük müjdesini açıklıyorum. İzmir'in Marmaray'ını tüp geçidini bu sene içinde ihaleye çıkartıyoruz. Hayırlı olsun. Gerdanlık kazandıracağız İzmir'e. İzmir'e çok yakışacak. Çok güzel olacak ama İzmir'den 16 Nisan'da İzmir'den evladına Binali Yıldırım'a sahip çıkmasını istiyorum. Buradan bunu bekliyorum İzmir'den. İzmir eminim ki geleceğine sahip çıkacak. Gereken desteği bu sefer 16 Nisan'da cömertçe verecek. Çünkü İzmir hep demokrasiden değişimden yana olan şehirdir. İzmir kendine yakışanı yapacaktır."

NOTLAR

Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını boynuna taktığı kırmızı beyaz atkıyla yaptı.

Salonda, "Orman ve Su işleri Bakanlığı Çalışıyor, Türkiye kalkınıyor", "Orman, su varsa hayat var", "Hayaldi gerçek oldu Türkiye yemyeşil oldu", "Biyolojik çeşitliliğimizi koruyoruz"

İzmir merkez ve çevre ilçelerdeki köylerde yaşayanlar da törene geldi. Köylülerin rengarenk kıyafetleri dikkat çekti.

Salondakiler Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın dağıttığı beyaz ve yeşil renkli kaşkoları taktı. Salondaki bazı kişiler üzerinde "Evet" yazılı tişörtler giyindi, ellerinde de "evet" dövizleri taşıdı.

Göztepeli kadınlar, sarı kırmızı formaları tişörtlerinin üzerine giyerek, tezahüratta bulundu.

Salonda çiçekli şapka, altına başörtüsü takan ellerine kırmızı yün eldiven giyip, soynuna yemeni atan bir kadın ilgniç kıyafetiyle dikkat çekti.

Üzerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafının bulunduğu tişörtü giyen bir kadın bir eliyle ülkücülerin 'kurt' işareti, diğer eliyle de Rabia işareti yaptı.

Alsancak Spor Salonu'nun etrafnıda geniş güvnelik önlemleri alındı, otopark boşaltıldı, sokaklar trafiğe kapandı.

Görüntü Dökümü

------------------

Miting meydanından görüntü.

Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasından görüntü.

Haber: Taylan YILDIRIM - Mustafa OĞUZ - Tufan HAMARAT - Timur TARLIĞ, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR

===================================================

2)KILIÇDAROĞLU, CHP'Lİ KADINLARA KONUŞTU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep'te partisinin kadın teşkilatıyla bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen toplantıda kadınlara referandum süreci ve Anayasa değişikliğini anlatan Kılıçdaroğlu, 12 Eylül Anayasası'na o dönem 'hayır' demenin suç olduğunu ancak bugün herkesin o anayasaya karşı olduğunu söyledi. 16 Nisan referandumuna 'hayır' diyenlere de bugün terörist denildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:  "Bu Anayasa değişikliği bir kişiye verilen yetkilerle Türkiye'ye kabus yaşatabilir. Bu yetkiler hata yapmayı özendirebilen yetkiler. Bu yetkiler kontrol edilemezse, Türkiye'yi felakete sürükler. Hani bir slogan var ya; 'Kontrol edilemeyen güç, güç değildir. Bu ülkenin kurtuluşunda sizin harcınız, şehitleriniz, acınız, gözyaşlarınız var. O nedenle kadınların Anayasa değişikliğine daha duyarlı ve dikkatli olması lazım. Ev, ev dolaşıp bütün kadınları ikna etmeliyisiniz. Siz, çocuklarınızı freni olmayan bir otobüse, arabaya bindirir misiniz? Şimdi bize diyorlar ki freni olmayan ve nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindirin. Buna izin verecek misiniz? İzin vermeyeceğinizi, ben de biliyorum. Bir anne için her evladının ne kadar değerli olduğunu ben de biliyorum. Anneler sırdaşımızdır, derdimizi anlatırız. Babalarımızdan para isteyemezdik, annelerimize söylerdik. Anayasa değişikliği, evlatlarımızın hayatını karartabilir. Suriyeli kardeşlerimiz var ama Suriyelilerin çocukları üniversite sınavına girmezler. Sizin çocuklarınız üniversite sınavına girmeden, üniversiteye girebilir mi? O zaman bu Anayasa değişikliğine hep birlikte 'hayır' diyeceğiz. Biz elbette bütün insanları seviyoruz ama adaletsizliğe karşıyız. Yoksulluğu olmayan, işsizliği olmayan, her evde tencerenin kaynadığı, her annenin çocuklarını güler yüzle okula gönderdiği, gerilimin, kavganın olmadığı huzurun egemen olduğu bir Türkiye istiyoruz. Her evde işsiz var, her evde. 6,5 milyon işsiz var. Üniversiteyi bitirmiş işsiz, askere gidip gelmiş işsiz. Onların derdi işsizliği çözmek değil, kendilerine ikmal hazırlamak. O nedenle biz ülkemizi sevdiğimiz için, sorunlarımızı çözmek için, birlikte yaşama iradesini ortaya koymak için, demokrasimiz için hep birlikte 'hayır' diyoruz. Hep birlikte çalışacağız. Bu memleket, hepimizin memleketi. Bu bayrak, hepimizin bayrağı. Demokrasi, hepimiz için geçerli. Birlikte huzur içerisinde, kardeşçe, kol kola yaşamak istiyoruz. Bir kişiye dünyanın yetkisini verip onun yapabileceği bir faturanın ceremesini çocuklarımız çekmesin. Evet demenin vebali, günahı çok ağırdı. 12 Eylül'de yüzde 91.7 'evet' dediler, bakın bugün hepimiz 12 Eylül Darbe Anayasası'na karşıyız. Demek o dönem bir yanlışla yatıldı. O dönem de 'hayır' demek suçtu, şimdi de 'hayır' diyene, 'terörist' diyorlar. Ama hiç birimizi terörist değiliz. Hepimizi bayrağımızı, vatanımızı, ülkemizi, bayrağımızı seviyoruz. Hepimiz bir arada kardeşçe yaşamak istiyoruz."

'ATACAĞINIZ HER ZILGIT ONLARI KORKUTUYOR'

Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında salondakilerin zılgıt getirmesi üzerine "Sizin atacağınız her zılgıt onları korkutuyor, onların yüreklerini hoplatıyor. Dilinize, emeğinize, alın terinize ve iradenize sağlık. 'Hayır'ınız hayırlı olur inşallah" diyerek konuşmasını tamamladı.

Görüntü Dökümü

--------------

-Kılıçdaroğlu nun konuşması

-GAZİANTEP/DHA

====================================================

3)CHP GENEL SEKRETERİ SINDIR: TEK MİLLETİZ AMA TEK ADAMA KARŞIYIZ

CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, "Evet tek milletiz, tek bayrağımız var, tek devletiz ama tek parti sistemine geçilsin, tek adam sistemine geçilsin, tek iradeye geçilsin, tek kişi, tek akıla geçilsin istemiyoruz. Bu getirilmek istenen sistemin ülkemizin geleceğine, hayrına olmadığını özellikle belirtmek istiyorumö dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri ve aynı zamanda İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, partisinin Kayseri il teşkilatını ziyaret etti. Ziyarette Sındır, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, İl Başkanı Feyzullah Keskin'in yanı sıra ilçe başkanları ile birlikte basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, konuşmasına, 5 Nisan Avukatlar Günü'nü kutlayarak başladı. Sındır, "5 Nisan 1923'te Baro'nun kuruluşu ile başlayan süreçte büyük önder, Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün avukatlara ilan ettiği bir gün. O nedenle yargıda olmaz makam olan savunma makamı avukatların gününü kutluyoruz. Tabii ki avukatlık zor bir meslek. Hele hele hukuk devletinden, hukukun üstünlüğünden ve gittikçe adaletten uzaklaşan bir ülkede avukatlık mesleği yapmakta zor bir zanaat. 155 gündür haklarındaki iddianameyi görememiş gazetecilerin içerde olduğu ve haklarındaki iddianameyi halen göremedikleri, ve göremedikleri için de savunma haklarının bile olmadığı, bir hakimin bir savcının görüşü doğrultusunda serbest bıraktığı Mustafa Aksoy, Atilla Taş gibi çok değerli insanların, dışarı çıkarılmadan o hakimin görevden alınıp, yerine başka bir mahkeme kurularak içerde tutuluyor olması Türkiye'de hukuk üstünlüğü adına gerçekten vahim bir ortamda olduğumuzu söylemek gerekirö diye konuştu.

16 Nisan'da yapılacak referandumun hukuk anlamında da önemli olduğunu belirten Sındır, şöyle konuştu:

" Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinden 12'sini partili bir Cumhurbaşkanı'nın belirleyeceği, diğer 3'nünde aynı kişinin, tek kişinin Meclis üzerindeki baskısıyla belirleneceği, ülkenin en yüksek makamı olan, hukuk kurumu olan Anayasa Mahkemesi'nin tamamının bir kişi tarafından belirleneceği bir anayasa değişikliği söz konusu. Bir siyasi partinin, diğer siyasi partileri sürekli eleştiren dışlayan, iktidar mücadelesi içinde olan bir genel başkanının hukuk kurulu üyelerini belirliyor olması, Türkiye'de çok temel değişmez olan ülkemizin demokratik, laik, hukuk devleti ilkesini zaten başından ortadan kaldıran bir düzenleme haline geliyor. Maalesef diyorum, bu anayasa değişliği teklifi bir siyasi partinin genel başkanının cumhurbaşkanlığı hükümeti, tek adamlık hükümet haline dönüştüren, bakanlar kurulunu, Başbakanı ve bizim bildiğimiz milli iradenin arasından seçilmiş hükümet anlayışından, bir kişinin seçilmişliği üzerinden kurulan bakanların atama sonucu belirlendiği bir durum söz konusu. Bu Bakanlar kurulu ne Başbakan'ın artık Türk Dil Kurumu sözlüğünden bile çıkarılsa yeridir. Hiçbir şekilde ifade edilmeyecekleri bir yönetim anlayışı, bir sistem değişikliği, tek adam rejimi gündemimize getiriliyor."Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım'ın, "Türkiye Cumhuriyet'i devam edecektirö yönündeki açıklamalarını da tek başına yetersiz bulduklarını kaydeden Sındır, "Bunun yanında dileriz ki demokrasiyi de dileriz ki özgürlükleri de, adaleti de, eşitliği de, hukuk devletini de din ve vicdan özgürlüğünü de, laikliği de ve daha bütün diğer Cumhuriyetin ilke ve değerlerini de bizim diğer cumhuriyetlerden, bir ıraktan, bir Suriye'den bir İran'dan, Mısır'dan, Libya'dan ayıran temel ilke ve değerleri de yaşatacağız demeleri de gerekiyor. Buna dair bir değişiklik teklifi getirmeleri gerekirdi. Doğrusu da budur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir kişinin 2 dudağı arasına, kaderi ve geleceği sadece devletin değil, milletin kaderi, geleceği bu ülkede, bu coğrafyada yaşayan bir arada kardeşçe asırlardır yaşayan, kadim topraklarda birlikte yaşayan milletimizi bir siyasi parti liderinin hegemonyası altına girmiş Meclis'i, bir yargı sistemini, bir hukuk sistemini dolayısıyla adaletsizliği, tek adamlık hükümet anlayışını kabul etmiyoruz. Evet tek milletiz, tek bayrağımız var, tek devletiz ama tek parti sistemine geçilsin, tek adam sistemine geçilsin, tek iradeye geçilsin, tek kişi, tek akıla geçilsin istemiyoruz. Bu yapılmak istenen değişikliğin ülkemizin geleceğine, hayrına olmadığını özellikle belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

16 Nisan'da yapılacak referandumun devletin, milletin bekası için önemli olduğunu anlatan Sındır, şunları söyledi:

"Bu ülkede, bu vatan topraklarında, şehitlerimizin kanıyla, canıyla gazilerimizin yürekli mücadelesiyle kurduğumuz, koruduğumuz, cumhuriyetimizin bekası, milletimizin bakası geleceği için, sandıktan hayır çıkmasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Hayır kullanacak ya da evet kullanacak yurttaşlarımız ile biz bir milletiz. Evet kullanma hakkı ne kadar varsa hayır kullanma hakkı da vardır. Sonuçta bu demokratik bir tercih yöntemdir. Sandıktan çıkacak sonuç, başımızın üstünde olacaktır. Bizi asli görevimizi yerine getiriyor ve milletimizi, evet diyecekleri yeniden düşünmeye davet ederek, hayır demelerini arzu ediyoruz. 16 Nisan'da çıkacak sonuca herkesin mutlak suretle saygı duyması gerektiğini belirtiyoruz. Ayrımla, aramıza nifak tohumlarının girmesini istemiyor ve millet olara ülkemizin yoluna devam etmesini istiyoruz. Şimdiden hayırda hayır vardır diyoruz. Milletin bakası için hayırda hayır vardır diyoruzö

CHP'Lİ ARIK: "VATANDAŞLARDA ENDİŞE VAR"

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık da, referanduma 10 günlük bir sürenin kaldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Günlerdir alanlardayız ve vatandaşlarımıza hayırda hayır varı anlatıyoruz. Evet diyene de hayır diyene de saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyoruz. Ne yazık ki, evet uğruna hiçbir hukuk ya da kural tanımayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Örneğin Çandır'da miting için taşımalı eğitime ara verildiği, çocuklarımızın taşımalı eğitimde kullanılan araçların miting için kullanıldığı ve çocuklara okula değil mitinge gelin dendiği belirildi. Bunlar bizi üzüyor. Başkanlık uygulamasının mini provaları da sahada yapılıyor. Öyle bir baskı var ki anket yapıyoruz denilerek, evler aranıyor, vatandaşlar korkuyor, (Hayır bile diyemiyoruz) diyorlar. Öğretmenler, (endişe duyuyoruz) diyor. (Çocuğumuz var, acaba mimleniyor muyuz) diyen vatandaşlarla karşılaşıyoruz."

Görüntü Dökümü

----------------------------

-CHP Kayseri İl Başkanı Feyzullah Keskin'in açıklaması

-CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık'ın açıklaması

-(CHP) Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır'ın açıklamaları

-Detaylar

Haber-Kamera: Cafer ZENGİN/KAYSERİ,

DV 1 dosya 6 dakika 46 saniye/ 216 MB

=================================================

4)SURİYE'DE ÖLENLER İÇİN GIYABİ CENAZE NAMAZI KILINDI

MERSİN'de, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Suriye'nin İdlib kentinde yapılan kimyasal saldırıda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılarak yaşanan saldırıyı kınadı.

Merkez Akdeniz İlçesi'nde bulunan Ulu Cami'de öğle namazı sonrası buluşan yaklaşık 200 kişi, önce gıyabi cenaze namazı kıldı. Akdeniz İlçe Müftüsü İsmail Gülşen de dua ettirdi. 'Kahrolsun Esad', 'Şam şeytanı Esad' ve 'Bu vahşete susma' yazılı dövizler taşıyan eylemciler, tekbir getirdi. Grup adına konuşan İHH Mersin Şube Başkanı Mesut Kaya, yapılan saldırıyı kınadı.Eylemin ardından bir süre tekbir getiren eylemciler, olaysız dağıldı.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Kalabalıktan görüntüler

-Cenaze namazı kılınırken

-namazdan görüntüler

-Dua edilirken

-Kalabalık pankart ile birlikte

-Döviz taşıyan eylemciler

-İHH Şube Başkanı Mesut Kaya'nın konuşması

-Kalabalık tekbir getirirken

-Genel ve detay görüntüler

SÜRE: 04: 11 BOYUT: 134 MB

Haber-Kamera: İbrahim MAŞE/ MERSİN,

==================================================

5)FETÖ'NÜN İTİRAFÇI İMAMI: İÇLERİNE GİRMEK DE ÇIKMAK DA ZOR

ERZURUM'da 'silahlı terör örgütü yöneticisi' olmak suçundan 22.5 yıla kadar hapis cezası istemi ile tutuklu yargılanan FETÖ'nün 'sohbet imamı' Satılmış Şimşek, itirafçı oldu. Şimşek, "17/25 Aralık sonrası tedbir amaçlı sohbet gruplarının en fazla 3'er kişilik olması isteniyordu. Bunların içerisine girmek de çıkmak da çok zor. Bana 'sen polislerin olduğu mahrem yapıdasın, kolay çıkamazsın' dediler. Anlattıklarımdan sonra cezaevinde can güvenliğim tehlikeye girebilir" dedi.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Erzurum'da Gülen cemaatine ait hastanede çalışan ve polislere sohbet imamlığı yaptığı belirlenen Satılmış Şimşek hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında ByLock kullandığı tespit edilen Satılmış Şimşek geçen 24 Ocak günü tutuklanarak cezaevine kondu. Satılmış Şimşek ve sohbete katılan meslekten ihraç edilen polis Cihat Alparslan hakkında 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihat Alparslan hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar, Satılmış Şimşek hakkında ise 'silahlı terör örgütü yöneticisi' olmak suçundan 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen ilk celsede Satılmış Şimşek ve avukatı hazır bulundu. Tutuksuz sanık Cihat Alparslan ise Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Satılmış Şimşek savunmasının kapalı bir duruşmada alınmasını talep etti. Mahkeme Başkanı adliye personeli dışında duruşmada basın mensuplarının bulunduğunu, onlarında da görevi olduğu için duruşmanın kapalı yapılmayacağını söyledi. Etkin pişmanlıktan yararlanarak cezaevinden birkaç kez mahkemeye dilekçe gönderdiğini anlatan Satılmış Şimşek, itirafçı oldu. 2014 yılı Ağustos ayında FETÖ'ye ait kapatılan bir hastanede çalışmaya başladığını anlatan Şimşek, şunları söyledi:

" Balıkesir'de 4-5 yıl yurt müdürü olarak görev yaptım. İlahiyat mezunuyum iş bulamayınca, iyi niyetli olarak burada işe başladım. İşten çıkmak istedim, tazminatımı talep edince kendim işten çıkmak istediğimden vermediler. Ancak 'bizim görevlendirdiğimiz yere gidersen öyle, veririz' dediler."

2014 Ağustos ayında kolejde öğretmenlik ya da Şifa Hastanesi'nde bilgi işleme alabilirler diye Erzurum'a gönderildiğini belirten Satılmış Şimşek, burada Şifa Hastanesi Muhasebe Müdürü Mustafa Bayri'nin Asayiş grubuna sohbet vermesini istediğini, Bayri'nin, Erzurum genel sorumlusunun bir altındaki kişi olduğunu anlattı. Şimşek, 'Enes' kod adlı öğretmen Mesut Tokgöz'ün talimatı ile 2014 Kasım ayında polislere sohbet vermeye başladığını kaydetti.

'POLİS GRUPLARINI OLUŞTURDUM'

17-25 Aralık sonrası sezenlerin örgütten ayrıldığını gelen polislerin bir çoğunda ByLock olduğunu söyleyen Satılmış Şimşek, "Şifreleri eşleştirip iletişime geçtim ve polis gruplarını oluşturdum. Mesut Tokgöz, bana 'kod isim kullanacaksın' dedi. Kod isim kullanmayacağımı söyledim. Çalıştığın yeri, nereli olduğunu, ismini söylemeyeceksin denildi. Nedenini sorduğumda sadece 'tedbir' deniliyordu. 17-25 Aralık sonrası tedbir amaçlı sohbet gruplarının en fazla 3 kişi olması isteniyordu. Asla grupları birbirine karıştırma diyordu" dedi.

'HİMMET, SADAKA, ZEKAT ADI ALTINDA PARA TOPLADIK'

Sohbetlerde yatsı namazını kıldırıp, sonra Kuran ve Risale okuduklarını belirten Satılmış Şimşek, "Daha sonra da ben de şimdi onun ne olduğunu öğrendim terör örgütü başı Fetullah Gülen'in kitaplarını, videolarını izliyorduk. Himmet, sadaka, zekat adı altında para toplayıp Mesut Tokgöz'e veriyordum. İyi niyetle bu işi 1.5 yıl yaptım. Şifa Hastanesi kapatıldığında cemaatten ayrılmak istedim. Bana 'sen polislerin olduğu mahrem yapıdasın kolay çıkamazsın' dediler. Bunların içerisine girmekte, çıkmakta çok zor. Çıkmak istediğimde başıma bir şey gelir diye çok korktum" dedi.

'YARDIMCI DOÇENT İZDİVAÇ İŞLERİNDE GÖREVLİ'

ByLock ve Eagle programlarını Mesut Tokgöz'ün cep telefonuna yüklediğini ifade eden Şimşek şöyle devam etti:

"Tango'yu ise 'Emre' kod adlı kişi yükledi. Benimle aynı konumda köy sınıf öğretmeni ismini bilmediğim Emre kod adlı kişi. Niyazi kod adlı olan ve aynı zamanda izdivaç işlerinde görevli Atatürk Üniversitesi kimya bölümünde Yrd. Doç olan kişi, Yaşar Öztürk isimli radyoloji teknikeri vardı. Sonunda ikna edip 2016 Haziran ayında köyüme geri dönebildim. 15 Temmuz günü gecesi Allah'tan onlardan ayrılmışım dedim ve nasıl bir durumun içerisindeymişim diye çok üzüldüm. Cezaevinde kalan terör örgütü üyeleri cezaevlerini mederese olarak gördükleri için burada anlattıklarımdan sonra can güvenliğim tehlikeye düşebilir, bu yüzden tahliyemi istiyorum."

Mahkeme heyeti, Satılmış Şimşek'in ismini verdiği kişiler hakkında soruşturma açılıp açılmadığının sorulmasına ve cezaevinde güvenlik tedbiri alınması için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM,

======================================================

6))BİTLİS'TE 'SAĞLIKLI DİŞLER, SAĞLIKLI GÜLÜŞLER' PROGRAMI DÜZENLENDİ

BİTLİS Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Şubesi tarafından düzenlenen, "Sağlıklı Dişler Sağlıklı Gülüşler" projesi kapsamında 500 öğrenciye diş sağlığı anlatılıp, diş fırçası ve diş macunu dağıtıldı.

Ahmet Eren Bulvarı üzerinde bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İlkokulu'nun bahçesinde toplanan ilkokul öğrencilerine diş hekimleri tarafından uygulamalı bir şekilde dişlerin fırçalanması ve korunması hakkında bilgiler verildi.

Verilen bilgilerin ardında yaklaşık 500 öğrenciye diş fırçaları ve diş sağlığıyla ilgili kitapçıklar dağıtıldı. Düzenlenen program hakkında bilgi veren Bitlis Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Yunus Emre Bulut, projesi kapsamında 81 ilde program düzenlediğini söyledi. Bulut, tüm ilk ve ortaokul öğrencilerine diş fırçasını dağıttıklarını belirterek, "Ağız ve diş sağlığı eğitimi ve diş sağlığı taramasına devam ediyoruz. Ağızlarında dişleri çürük olan öğrencilerimizi diş sağlığı merkezimizde tedavi altına alıyoruz. Biz kurucu sağlık hizmetlerinin en etkin ve en önemlisinin diş sağlığı olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda da dişlerimizi korumanın tedaviden çok daha önemli olduğunun farkındayız"dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Çocuklardan detay görüntüler

-Diş sağlığı hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Yunus Emre Bulut'un açıklamaları

-Çocuklara diş fırçalaması konusunda bilgiler verilmesi

-Diş fırçalamasının uygulamalı yapılması

-Çocuklara diş fırçası ve macunu dağıtılması

-Uzm. Dr. Yunus Emre Bulut ile röportaj

-Detay görüntüler

Özcan ÇİRİŞ/BİTLİS,-

=========================================================

7)ÖĞRENCİLERDEN HEDİYE BİSİKLETLERLE TÜRKİYE HARİTASI

DENİZLİ'de düzenlenen 'Arabadan İniyoruz Bisiklete Biniyoruz' projesi kapsamında bin öğrenciye düzenlenen törenle bisiklet hediye edildi. Törende öğrenciler, hediye edilen bisikletlerle içerisinde ay-yıldız bulunan Türkiye Haritası oluşturdu.

Akkonak Dr. Samim Gök Stadyumu'nda ilçedeki 6 okulda öğrenim gören 5. sınıf öğrencilerine bisiklet dağıtılması için tören düzenlendi. Törende konuşan AK Partili Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, proje kapsamında iki yılda 5'er bin bisiklet dağıttıklarını belirtip, "Bugünkü törende sadece beşinci sınıf öğrencilerine bin bisiklet hediye edeceğiz. Projemizde bu yıl bazı farklılıklarımız var. Geçen iki yılda 5'er bin bisiklet dağıtmıştık. Ancak bu yıl Merkezefendi sınırları içerisinde beşinci sınıfta 6 bin 500 öğrencimiz okuduğu için bunların tamamına bisiklet hediye etmiş olacağız. Mayıs ayının sonuna kadar bisiklet hediyelerimizi tamamlamış olacağız" dedi.

ÖĞRETMENLERE DE BİSİKLET HEDİYE EDİLECEK

Başkan Subaşıoğlu, bu yıl içinde Merkezefendi'de görev yapan 4 bin 500 öğretmene de bisiklet verileceğini kaydetti. Sporun ve eğitimin çok önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Subaşıoğlu, "Çocuklarımızın aktif bir şekilde spor yapabilmeleri için bugüne kadar birçok projeye imza attık. 'Merkezefendi, bir bisiklet ilçesi olacak' demiştik. Ama bunu sadece bisiklet dağıtarak yapmadık. Yaklaşık 7.5 kilometrelik bisiklet parkurunu da ilçemize kazandırmış olduk. Bugün burada altı ortaokulumuza beşinci sınıfta okuyan çocuklarımıza bisiklet hediye ediyoruz. Onun için toplandık. Ben çocuklarımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Şu an bu sahada Türkiye Cumhuriyeti Devleti haritasını bisikletleriyle oluşturdular. Çocuklarımıza çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Sıdıka Çalışkan Ortaokulu, Karaman Ortaokulu, Hacı Halil Bektaş Ortaokulu, Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu, Hacı Şakir Meliha Nilüfer Öz Ortaokulu, Turgay Mersinli Ortaokulu öğrencilerine bisikletleri hediye edildi.

Törende, öğrenciler, hediye edilen bisikletlerle içerisinde ay-yıldız bulunan Türkiye Haritası oluşturdu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Öğrencilere bisiklet dağıtılması

-Bisiklet ile Türkiye haritası oluşturulması

-AK Partili Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu'nun konuşması

(Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

=====================================================

8)MERSİN, EFSANE SANATÇILARI VE DEV İSİMLERİ AĞIRLAYACAK

Sanat Etkinlikleri Derneği'nin ev sahipliğinde bu yıl 16'ncısı 'Mayıs Müzik Tadında' sloganı ile yapılacak Mersin Uluslararası Müzik Festivali'nin hazırlıkları tamamlanırken, etkinliklerin 13'ünden 7'si ücretsiz olarak sanatseverlerle buluşturulacak.

Mersin Uluslararası Müzik Festivali Yürütme Kurulu, düzenlediği toplantıda, etkinlik programını açıkladı. Toplantıya Festival Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı, Festival Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal, 'İplerin ressamı' olarak bilinen dünyaca ünlü sanatçı Ahmet Yeşil ile yürütme kurulu üyeleri katıldı. Yağcı, başta valilik, Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri ve sivil toplum örgütlerinin desteği ile 16 yıl önce başlayan festivalin bugün kenti uluslar arası alanda tanıtımına büyük bir katkı verdiğini söyledi. Yağcı, 24 gün sürecek 13 etkinliğin 7'sinin ücretsiz olarak yapılacağını belirterek şunları söyledi:

"Türkiye uzun süredir AB'ye girmeye çalışırken festivalimiz 2007 yılında Avrupa Festivaller Birliği'ne (EFA) üye olarak kabul edilerek memleketimizi farklı bir mutluluğa taşıdı. Festivalimiz, ülkemizin tarzını, tavrını, çok sesliliğini dünyaya taşımak için çok önemli bir adımdır. Festivalimiz yerelden evrensele bir festivaldir. Çünkü çok seslilik çok önemli bir şeydir. Dünyada ve ülkemizde insan yaşamında büyük bir ihtiyaçtır. 16 senemize girmemize destek olan herkese çok teşekkür ediyorum."

Yağcı'nın konuşmasının ardından Festival Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal festival programını açıklayarak katılacak sanatçılar ve gruplar hakkında bilgi verdi.

02-25 Mayıs tarihleri arasında seyirci ile buluşacak program kapsamında 7'nci Beste Yarışması ve Nevit Kodallı Polifonik Korolar Şenliği yer alacak. Konuklar arasında Avusturya'nın klasik müzikte yeni sesi olarak kabul edilen Trio Alba grubu ile Hindistan'ın dünyaca ünlü dans grubu A Passage to Bollwood da bulunuyor. Ayrıca şef Ali Hoca yönetiminde KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Sanatçısı Musa Eroğlu, ünlü orkestra şefi İbrahim Yazıcı, genç keman sanatçısı Berfin Aksu, şef Rengim Gökmen yönetiminde, klasik müziğin dev isimleri Devlet Sanatçısı Ayla Erduran, Devlet Sanatçısı Ayşegül Sarıca, keman virtüözü Cihat Aşkın ve Karşıyaka Oda Orkestrası, Saygun Quartet, dünyaca ünlü caz vokalisti Karsu Dönmez, söz ve müzik etkinliğiyle Cihan Ünal, piyanist ve orkestra şefi Erol Erdinç ve TRT Radyo sanatçısı Elif Güreşçi, ünlü müzisyen Fatih Erkoç, Mersin'in tarihi ve kültürel mekanlarında izleyici ile buluşacak.

Bu yıl festival kapsamında Kent Sanat Ödülü Ayla Erduran ile Ayşegül Sarıca, Genç Yetenek Ödülü Aylin Akçil'e ve Kent Ödülü Semihi Vural'a verilecek.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Festival Yürütme Kurulu üyelerinin genel ve detay görüntüsü

Festival Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı konuşurken

Not alan gazeteciler

Yürütme Kurulu Üyelerinin görüntüsü

Festival Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal, program hakkında bilgi verirken

Festivale katılan grup ve sanatçıların fotoğrafları

(BOYUT: 352,81 DK)(SÜRE: 04,27 DK)

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement