Emine Erdoğan: Otizm görülme olasılığı 68'de 1'e ulaştı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, otizmin görülme sıklığının günümüzde 68'de 1'e ulaştığını söyledi. Erdoğan, "Amerika Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi'nin 2012 verilerine göre, otizmin görülme sıklığı 88'de 1 idi. Günümüzde bu rakam, 68'de 1'e ulaşmıştır. Bu kadar sık rastlanan bir sendromun, ne olduğu hakkında bizlerin de acilen bilgilenmesi lazım" dedi.
Emine Erdoğan'ın himayesinde 'Beslenmenin Otizm Üzerine Etkisi Projesi Tanıtım Toplantısı' Selçuklu Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Emine Erdoğan, şunları söyledi:
"Her birimiz sadece kendi ailemizin değil, toplum dediğimiz daha büyük bir ailenin de mensubuyuz. Bu ailenin sağlığı, mutluğu ve huzuru hepimizi ilgilendiriyor. Sorunlar ve ihtiyaçlar karşısında dayanışmak, gücümüzü artırıyor. Karşısındakine el uzatan bireylerden oluşan toplumların ömrü de uzun oluyor. Otizmle yaşamı öğrenmek, otizmli bireylerin ailelerini ilgilendirdiği kadar, bizleri de alakadar ediyor. Otizmli çocuklarımızın eğitimi, temel meselelerimizden birisi olarak karşımızda duruyor. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımızın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın, Sağlık Bakanlığımızın önemli farkındalık çalışmaları var. Bu son derece umut verici. Otizm söz konusu olduğunda, bütünleyici ve kaynaştırıcı eğitimin önemi tartışılmaz. Otizmli çocuklar diğer çocuklarla ne kadar çok bir araya gelirse, alınan eğitimin başarısı o kadar artıyor. Otizmli çocuklarımızın hayatlarını kolaylaştırmak, hepimizin görevi. Eğitim en temel insan hakkıdır ve bu hakkın ihlali için geçerli hiçbir sebep yoktur. Otizmli bireylerin ayrıştırılmaya değil, bütünleştirilmeye ihtiyacı var. Bütün çocukları sevip korursak, gerçek bir sevgiden bahsedebiliriz. Çünkü sevgi şartlardan bağımsızlaştıkça özüne kavuşur."BUĞRA ÇANKIR ÖRNEĞİOtizmli öğrenciler arasında nice cevherler olduğunu da belirten Erdoğan, "Otizmli evlatlarımızın içinde nice cevherler var. Genç piyano sanatçımız Buğra Çankır onlardan birisi. Milyonda bir rastlanan mutlak kulağa sahip olduğu biliniyor. Bu yönüyle kendisi bir müzik dehası olarak tanınıyor. Özel yeteneği sayesinde, duyduğu tüm sesleri notaya dökebiliyor. Bu sanatçımız gibi, keşfedilmeyi bekleyen nice otizmli çocuğumuz olduğuna inanıyorum" diye konuştu.'BİZLERİN DE ACİLEN BİLGİLENMESİ LAZIM'Bu kadar sık rastlanan bir sendromun ne olduğu hakkında bizlerin de bilgilenmesi lazım diyen Emine Erdoğan, "Bu kadar sık rastlanan bir sendromun, ne olduğu hakkında bizlerin de, acilen bilgilenmesi lazım. Ailemizde ya da yakınlarımızda otizmli bir birey olmayabilir. Fakat otizmli bir bireyle karşılaştığımızda ona nasıl davranacağımızı ve onun davranışlarını nasıl okuyacağımızı hepimizin öğrenmesi gerekiyor. Eğer bu donanıma sahip olursak, otizmli çocukları olan ailelerle yakın temas halinde olduğumuzda, dayanışma becerimiz de kuvvetlenecektir" dedi. 'GÖRÜLME OLASILIĞI 68'DE 1'Otizmin görülme sıklığının 68'de 1'e kadar düştüğünü belirten Erdoğan, "Amerika Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi'nin 2012 verilerine göre, otizmin görülme sıklığı 88'de 1 idi. Günümüzde bu rakam, 68'de 1'e ulaşmıştır. Otizme tam olarak neyin sebep olduğu bilinmiyor olsa da, birçok faktörle ilişkilendirmeler mevcuttur. Bugün burada konuşacağımız yeme içme alışkanlıkları da, bu faktörlerin önemli bir parçasıdır. Bildiğiniz gibi otizmli çocukların yüzde 90'ında beslenme sorunları görülmektedir. Yapılan çalışmalar, doğru beslenmenin otizmin belirtilerini hafiflettiğini gösteriyor. Özellikle glutenden uzak durmak, otizmli çocuklar üzerinde son derece olumlu etkiye sahip. Bununla beraber, sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesi, paketlenmiş ve işlenmiş yiyeceklerden uzak durulmasının da iyileştirici etkileri var. Semptomlar hafifledikçe, otizmli çocukların olduğu kadar ailelerin de hayatları kolaylaşıyor. Bu da eğitimlerinin başarıya ulaşmasını sağlıyor. Bildiğiniz gibi otizmle savaşta en önemli araç, erken yaşta başlayan eğitimdir. Bu noktada, otizmli çocukları olan ailelerin, çok erken safhalardan başlayarak günlük hayatın tüm aşamalarında rehberlik almasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yeme içme gibi basit olduğunu düşündüğümüz bir eylemin, otizmli çocuklar için ne denli zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Yemekler konusunda gösterdikleri aşırı seçicilik, yeterli ve faydalı besinleri almalarının önünde bir engel. Dolayısıyla çocuklarımızın sıkıntılarını hafifletmek için yeni programları da geliştirmeliyiz. En önemlisi de bu programların her ailenin ulaşabileceği mesafede olmasını sağlamalıyız. Bu noktada Selçuklu Belediyemizin örnek çalışması SOBE, sayılarının artması gereken bir numunedir. Emek verenleri yürekten kutluyorum" diye konuştu.'BESLENME ÜZERİNE YENİDEN DÜŞÜNMEMİZ LAZIM'Emine Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Tıbbi beslenme yaklaşımlarının, otizmli bireylerde olumlu sonuçlar ortaya çıkarması bizlere başka mesajlar da veriyor. Yiyip içtiklerimizin hem bedensel hem de ruhsal sağlığımız üzerindeki etkileri herkes için geçerlidir. Bugün hepimizin yoğun bir toksin saldırısı altında yaşam mücadelesi verdiğimizi söylesek herhalde abartmış olmayız. Kullandığımız temizlik ürünlerinden, giydiğimiz kıyafetlere kadar temas halinde olduğumuz her şeyin muhtevasında maalesef yoğun kimyasallar mevcut. Bunun üzerine bir de bizlerin tüketici olarak, paketlenmiş ürünlere gösterdiğimiz rağbet sorunları ikiye katlıyor. İnsan tabiatına bu kadar aykırı ve suni yeme içme tarzlarının, elbette bazı sonuçları olması kaçınılmazdır. Halbuki biraz çaba gerektirse de, mevsimine göre beslenmek, yaşamı daha doğal bir eksene çekmek de mümkün. Bedenlerimiz sığınağımızdır. Bu sığınakları en yaşanabilir hale getirmek, önümüzdeki seçeneklerden sağlıklı olanları tercih etmekle mümkün olabilir. Bildiğiniz gibi, bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı birçok hastalık, yaşam tarzından kaynaklanan ve önlenebilir hastalıklardır. Dolayısıyla beslenme, üzerinde yeniden düşünmemiz gereken ve hatta yeniden öğrenmemiz gereken bir hayat bilgisidir."
Görüntü Dökümü-------------Emine Erdoğan açıklamaProgramdan detaylar
Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA-DHA
===========================
İranlı turist, kaldırımda cansız manken gibi bekledi
Antalya'da, yaya geçidi önündeki kaldırımda ayakta hareketsiz duran İran asıllı Reza Drenkhshani, polise tepki vermeyince çağrılan ambulansla hastaneye götürüldü.Olay, saat 10.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Yıldız Mahallesi Yıldız Kavşağı'nda meydana geldi. Yaya geçidinin hemen önündeki kaldırımda, bir kişinin yanında bavuluyla ayakta hareketsiz durduğunu gören esnaf, durumu polise bildirdi. İhbarın ardından adrese gelen polis, ayakta hareketsiz duran kişinin, İran asıllı Londra vatandaşı Reza Drenkhshani olduğunu ve tatil için Antalya'ya geldiğini belirledi.Drenkhshani'nin polise de tepki vermemesi üzerine sağlık ekiplerine bilgi verildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Drenkhshani'yi sedyeyle ambulansa aldı. Hastaneye gitmek istemediğini söyleyen Drenkhshani, havalimanına gitmek için polisten taksi parası istedi. Bavulu da ambulansa konulan Drenkhshani, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.
Görüntü Dökümü-------------İranlı turistin hareketsiz bir şekilde durmasıPolisin başında beklemesiTuristin titremesiTuristin önünden yayaların bakarak geçmesiPolisin ve sağlık ekiplerinin turisti ambulansa bindirmesiSedyeden kalkan turistin ayakta hastaneye gitmesiDetaylar
Haber- Kamera: Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,
==========================
TÜBİTAK Başkanı Mandal: Yerli otomobilin üretimine Türkiye'deki birçok firma destek veriyor
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yerli otomobil üretimine ülkedeki birçok firmanın destek verdiğini söyledi.TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Kocaeli Sanayi Odası'nda sanayicilerle bir araya geldi. Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısı'nda sanayicilere TÜBİTAK'ın çalışmaları ve sanayiye yönelik projeleri hakkında bir sunum yapan Prof. Dr. Mandal, toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun, "Yerli otomobil üretiminde TÜBİTAK'ın rolü nedir?" sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Hasan Mandal, şunları söyledi: "Yerli otomobil dediğiniz, içerisinde birçok teknolojiyi barındıran bir alan. Oysa TÜBİTAK'ın desteği sadece bu girişim grubu özelinde değil. Türkiye'deki otomotiv sektöründeki, özellikle hızlı gelişen teknolojilerin, bu elektrikli araçlar veya otonom araçlar boyutunda olsun, bununla ilgili, bu teknolojiler vasıtasıyla burada üretilecek olan ürünün kapasitesinin arttırılmasına yönelik TÜBİTAK'ın tabii ki birçok desteği var. Fakat dediğim gibi, bunu sadece bu girişim ile sınırlandırmak yanlış olur. Zaten bu girişim dediğimiz yapı da kendisi bu işin koordinasyonunda ama ülkemizdeki birçok firma, özellikle bu bölgedeki birçok firma da bu otomobilin parçalarının üretimi konusunda katkı veriyor. Dolayısıyla direkt bu girişimden daha çok bunun yan sanayisini oluşturan bütün firmalarımız için aynı süreç geçerli. Bizim burada bakmaya çalıştığımız, Türkiye'nin üretmiş olduğu teknolojinin katma değerinin yükselmesi. Kocaeli ili de bu anlamda bizim en potansiyele sahip illerimizden bir tanesi. Bölge olarak da bunu destekliyor. Buna bizim verebileceğimiz destek ise, buradaki kaliteyi daha fazla artırmaktır. Bu insan kaynağımız boyutunda olabilir, burada üretilen bilgi ile olabilir. Bizim işimiz çıkacak olan bir ürünün katma değerini yükseltmektir."'AR-GE BOYUTU BU İŞİN EN KIYMETLİ BOYUTUDUR'Yerli otomobilin üretim yerinin Bilişim Vadisi olarak belirlenmesinden memnuniyet duyduğunu aktaran Mandal, "Şu an benim için en önemli kısmı, bu işin, bu yapılacak olan yeni otomobilin bir Ar-Ge boyutu var. Bunun Ar-Ge boyutu, bu işin en kıymetli boyutudur. Bu işin şu anda Bilişim Vadisi'nde başlatılmış olmasının çok daha kritik olduğunu düşünüyorum. Çünkü bundan sonraki süreç üretim boyutu olacak. Bunu da bakanlığımız açıklayacaktır. Sürecin yönetimi de kendileri tarafından yapılıyor. Fakat bizim en çok ilgi duyduğumuz alan, Türkiye'ye yeni teknolojiler ile geliştirilmiş bir ürün sunmaktır. Bunun yapılacağı, geliştirileceği yerin de Kocaeli ilimizdeki Bilişim Vadisi olması da bizim için memnuniyet vericidir" diye konuştu.'BİZİM KAMUYA VERMİŞ OLDUĞUMUZ DESTEK 1,6 MİLYAR TL'TÜBİTAK'ın özellikle Ar-Ge projelerini her fırsatta desteklediğini söyleyen Prof. Dr. Hasan Mandal, şöyle konuştu: "2018 yılı için bakarsak, bizim kamuya, tüm üniversite, sanayi, girişimci boyutunda vermiş olduğumuz destek 1.6 milyar TL. Bunun içerisinde üniversite boyutu var, sanayi boyutu var. Tabii ki buradaki tetikleyici parametrelerin arasında, özellikle sanayi odaklı baktığımız zaman, biz vermiş olduğumuz desteğin kendisinin yanında aynı zamanda bir proje yapmak ve proje yapma kültürüyle birlikte kendini uluslararası ortama hazırlamak konusunda da bir marka değeri oluşturuyor TÜBİTAK. Dolayısıyla kurumlarımız TÜBİTAK projesi almakla veya tamamlamakla sadece bir hibe destek almış olmuyorlar. Aynı zamanda da, 'Evet, ben Türkiye'de sınırlı sayıda desteklenen projelerin içerisinde yer aldım' diyebilerek bu noktada kendi marka değerini oluşturuyor."
Görüntü Dökümü-------------Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısı'ndan görüntülerTÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal'ın toplantıda sunum yapmasıProf. Dr. Hasan Mandal ile röp.Detay
HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),
===========================
Şırnak'ta 'Çocuk hakları durağı' kuruldu
Şırnak'ta, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü etkinlikleri kapsamında 'Çocuk hakları durağı', düzenlenen törenle açıldı. Şırnak Belediyesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nce 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle kentte, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin yer aldığı durak açıldı. Durağın açılışı, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Erkan, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Muzaffer Akçam, Belediye Başkan Vekili Abdurrahman Osal ve çocukların katılımıyla düzenlendi.Çocuk haklarına dikkat çekmek amacıyla böylesi bir çalışmayı yaptıklarını anlatan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Muzaffer Akçam, "Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bu nedenle belediye ile birlikte 'Çocuk hakları durağı'nı kurduk. Durağın kurulmasındaki temel amaç, çocukların haklarını öğrenmesi ve böylece ihmal ve istismara karşı bilinçlenerek kendilerini koruyabilmesinin sağlanmasıdır. Çocuklar toplumumuzun geleceğidir" dedi.
Görüntü Dökümü--------------Yürüyüşten detay-İl Müdürü Muzaffer Akçam ve Rektör Mehmet Emin Erkan'ın açıklaması-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK,
===========================
Bitlis'te güvenlik korucularına yönelik hizmet içi eğitim semineri Bitlis Valiliği tarafından ilde görev yapan güvenlik korucularına yönelik hizmet içi eğitim semineri düzenlendi.Bitlis Eren Üniversitesi Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen programa, Vali Oktay Çağatay, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nail İlbey, Tatvan Kaymakamı Mehmet Ali Özkan, Korucular Daire Başkanı Mithat Can Kutluca, Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa Irmaklı ve güvenlik korucuları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan program, güvenlik koruculuğuyla ilgili kısa bir tanıtım filmiyle devam etti.Bitlis Valisi Oktay Çağatay, korucuların bölgeye en büyük zararı veren terör örgütünün karşısında birer dağ gibi dikildiklerini belirterek şöyle konuştu: "Türkiye Cumhuriyeti belki de dünya tarihinin en karanlık ve kanlı örgütlerinden birisiyle karşılaştı. 35 yılı aşan bir zaman zarfında çocuk, bebek, anne, öğretmen, din görevlisi demeden katleden eli kanlı terör örgütüyle mücadelesinin yapı taşları kahraman güvenlik korucularımızdır. Çok şükür ki Cumhurbaşkanımızın dünyaya meydan okuyan dirençli duruşu, Bakanımızın dirayetli duruşu sayesinde bugün eli kanlı terör örgütüne dağları dar ediyoruz. Allah'a şükürler olsun bugün kafalarını kaldıramıyorlar. İnşallah son teröristte temizleninceye kadar bu mücadelemiz sürecektir. Bu mücadelede güvenlik güçlerimizin en yakın arkadaşları güvenlik korucularımızdır. Bölgeye en büyük zararı veren terör örgütünün karşısında her biri birer dağ gibi dikilmişlerdir. Ne zaman bir köye gidip korucu arkadaşımızla karşılaşsam, mutlaka şehit veya gazi yakını olduğunu görüyorum. Bu elbette gurur duyulacak bir şey. Ancak ne kadar eli kanlı bir terör örgütüyle karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. İnşallah önce güvenlik görevlisi arkadaşlarımız, sonra da sizlerin sayesinde Türkiye bu beladan en yakın zamanda kurtulacaktır. Arkadaşlarımız bizim sadece güvenlik hizmetlerimizi yürütmüyorlar. Aynı zamanda kırsaldaki elimiz ve gözümüzdür. Onlar bizim en güvenli arkadaşlarımızdır. Hepsine uzun ömür ve başarılı meslek hayatı diliyorum. Bu vesileyle rahmete yürüyen bütün güvenlik güçlerimizin şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum."
İçişleri Bakanlığı Korucular Daire Başkanı Mithat Can Kutluca ise, bu tür eğitimlerin korucular arasındaki motivasyonu artırdığını söyledi. Katılanlara teşekkür eden Kutluca, "Güvenlik korucularımızın görevleri esnasında karşılaştıkları zorluklarla mücadele edebilmeleri için maddi ve manevi yanlarında olmaya gayret göstermekteyiz. Koruculara verdiğimiz destek, her daim devam edecektir. Bu eğitimin kapsamı, görevlerini icra ederken milli ve manevi değerlerimize korucularımızın desteklenmesini hedeflemektir. Çalışmalarımızın amacı ise milli ve manevi değerleri zaten bünyesinde barındıran korucularımıza akademik ve operasyonel manada profesyonel destek sağlayarak görevlerini daha şevkle yapmalarına yardımcı olmaktır" dedi.Konuşmaların ardından, Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa Irmaklı tarafından koruculara seminer verildi.
Görüntü Dökümü--------------Salondan detay görüntüler-Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması-Kısa film tanıtımından detaylar-Bitlis Valisi Oktay Çağatay'ın konuşmaları-Korucular Daire Başkanı Mithat Can Kutluca konuşmaları-Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa Irmaklı'nın seminer vermesi-Genel ve özel detaylar
HABER: Özcan ÇİRİŞ- Ceren KURTYE/BİTLİS,
==========================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 10 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?