Çavuşoğlu: ABD ile içi dolu yeni sayfa açmak istiyoruz
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile yeni sayfa açmak istediklerini söyledi. Çavuşoğlu, "Ama sadece boş bir sayfa olmaz. Bunun içini de birlikte doldurmamız gerekiyor. Geçmiş dönemin hatalarını da açıkça kabul eden bir yönetim var" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından Çavuşoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geçen hafta yerel güçlerle El Bab'ı tamamen kuşattığını hatırlatan Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Doğu ve Batı'da kuşatma vardı. Güneyde açık alan kısmı vardı. Orası da kuşatıldı. Şimdi şehrin içerisinde, tüm mahallelerde, arkadaşlarımız ve yerel güçler tüm bölgelerde kontrolü elde tutuyor. Tabi, DEAŞ'ın bir terör örgütü olduğunu unutmayalım. Esasen yöntemlerine baktığınız zaman tıpkı PKK gibi başka şehirlerimizde el yapımı bombalar, patlayıcılar veya diğer kalleşçe saldırıları olmuştu. DEAŞ da aynı yöntemle mahallelerde, sokaklarda, caddelerde el yapımı patlayıcılar yerleştiriyor. Başka tuzaklar kuruyorlar. O nedenle, dikkatli ve titiz olmak gerekiyor. Biliyorsunuz bazı patlamalar da oluyor. Esasen Genelkurmay'ın açıkladığı gibi kontrol tamamen bizim elimizde. Şehir tamamen kontrolümüz altında. Ama şehrin şimdi temizlenmesi gerekiyor. Hem değişik patlayıcıların temizlenmesi, hem de şehrin içinde değişik bölgelere sızan teröristlerin de El Bab'tan tamamen temizlenmesi lazım. Bizim destek verdiğimiz ılımlı güçlerin de tabi bundan sonra şehrin güvenliğini sağlaması gerekiyor. Tıpkı El Rai'de, Dabık, Cerablus'ta olduğu gibi."
DEAŞ'tan temizlendikten sonra El Bab'a da birçok kişinin döneceğini ve hayatını kendi evinde sürdüreceğine inancını yineleyen Bakan Çavuşoğlu, "Frat Kalkanı operasyonu başladığı günden bu yana 50 bine yakın Suriyeli Türkiye'den bu bölgeye dönmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımızın yıllardır vurguladığı ve başta ABD olmak üzere Avrupalılara, herkese anlatmaya çalıştığı budur. Terörden arındırılmış güvenli bölge oluşturduğumuz zaman Suriyelileri hiç olmazsa bu bölgede normal hayat döndürebiliriz. Sadece göç ettiği yerlerde bunlara yardım etmek yetmez. Bu insanları kendi evlerine döndürmeyi de başarabilmemiz lazım. Bu işin insani boyutun da ihmal etmememiz lazım" dedi.
ABDLİ DOSTLARIMIZ VERDİKLERİ SÖZLERİ TUTMALI
Menbiç bölgesinde YPG'li teröristlerin olduğunu hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"imdi buranın da YPG'den temizlenmesi gerekiyor. Daha önceki açıklamalarımızda da vurguladık. ABD ile ortak heyet gönderdik. O heyetin ziyaretinde özellikle bizim kendi heyetimizin içinde bulunan arkadaşlarımızın bir tespiti var. Orada halkın hepsi aynı şeyi söylüyor. Münbiç Münbiçlilerindir. Münbiçli olmayan herkes burayı terk etsin. Burada esas mesaj YPG'ye. Çünkü, YPG buradaki insanlara zulmediyor, göçe zorluyor. Resmi tapular dahil belgelerin hepsini yapıyor. Buralara kendi kantonunu oluşturmaya çalıyor. Dolayısıyla Münbiç'in de YPG'den temizlenmesi gerekiyor. ABD'li dostlarımız verdikleri sözü tutmalıdır. 'Münbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat'ın doğusuna çekilecektir. Bu taahhüdümüzdür' demiştir. Bir önceki yönetim bunu söylemiştir. Ama bir önceki yönetim sözünde duramadı. Şimdi yeni yönetime de bu talebimizi ilettik. Yeni yönetimden de beklentimiz Münbiç'ten YPG'lierin temizlenmesidir. Ondan sonraki hedef Rakka Operasyonu'dur. Rakka Operasyonu'nun planlama çalışmalarını da yapıyoruz. Geçtiğimiz günlerde en üst düzeyde, sayın Cumhurbaşkanımız düzeyinde, gerek Trump ile, gerek CIA direktörü geldiği zaman bu konular değerlendirilmiştir. Sayın Başbakanımız ABD Başkanı Yardımcı Pens ile Rakka Operasyonu'nu değerlendirdi. Ben de ABD Dışişleri Bakanı Tıllerson ile neler yapabileceğimizi değerlendirdik. General Danforth biliyorsunuz, Ankara'ya geldi. Bizim askerlerimizle görüştü. Teknik ve siyasi düzeyde Rakka Operasyonu'nun nasıl ve kimler yapılabileceğini değerlendiriyoruz. Arazideki doğru güçlerle DAEŞ'i temizleyebiliriz ve gerçek sahibi Rakkalılar'a şehri güvenli bir şekilde teslim edebiliriz."
"ABD'YE HASMANE TUTUMUMUZ OLMAMIŞTIR"
ABD ile ilişkilerin düzeyinin hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, müttefik olarak gördükleri ABD'nin terör örgütleri değil, kendileri ile muhatap olması gerektiğini söyledi. "Bizim ABD ile geçmiş dönemdeki ilişkilerimize baktığımız zaman, ilişkilerin bu noktaya gelmesinde Türkiye'nin herhangi bir yanlışı, ABD'ye yönelik hasmane bir tutumu olmamıştır" diyen Çavuşoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Fakat YPG'ye verilen destek, bize saldıran terör örgütü ile işbirliği yapmaları, hatta silah vermeleri, gerekse 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ'nün elebaşı Fethullah Gülen'in Pensilvanya'da yaşaması ve bugüne kadar tüm belgeleri delilleri vermemize rağmen bırakan iade etmeyi, geçici tutuklama talebimizin bile yerine gelmemesi halkımızın duygularını çok etkiledi. Elbette, ilişkilerimizi de etkiledi. İlişkilerimizin düzelebilmesi için bu konuda adım atmaları gerektiğini söyledik. Bize saldıran bir terör örgütü ile beraber olmaları bizim müttefiklik anlayışımızla çelişiyor. Şimdi yeni dönemde de ilişkilerimizi düzeltebilmek için önce bir kere Türk halkının güvenini kazanmak gerekiyor. Türk halkının güvenini kazanmadan sağlıklı ilerlenemez. Kazanabilmek için de daha önceki hataları düzeltmek lazım. Yeni sayfa açma konusunda biz varız. Ama sadece boş bir sayfa olmaz. Bunun içini de birlikte doldurmamız gerekiyor. Geçmiş dönemin hatalarını da açıkça kabul eden bir yönetim var. Bizim de arzumuz o hataların düzeltilmesi, tekrarlanmaması."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklaması
Haber: Süleyman EKİN- Kamera: Tolga YILDIRIM/ANTALYA, (DHA
=====================================
Bakan Soylu: Sistemi değiştirme zamanıdır (4)
BAKAN SOYLU, TURİZM TOPLANTISINA KATILDI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon Esnaf ve Sanatkarlar Birliği tarafından düzenlenen, 'Turisti kazanan geleceği kazanır' projesinin son toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Soylu, bölgenin turizm potansiyeli olduğuna işaret ederek turizme yönelik özverili çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Trabzon'a gelen yerli ve yabancı turist sayısında artış yaşandığına dikkat çeken Soylu şunları söyledi:
"Bölgede birçok projenin altına imza attık, atmaya da devam ediyoruz. En önemli mesele, Trabzon'un turizm ruhunu her dakika kendi içerisinde hissetmesidir. Onun için bu program önemli. Bu ruha ilişkin kentte önemli bir süreç ortaya konulmaktadır. Verilen sözlerin hepsini yerine getirdik. Ticaret ile birlikte turizmi de iyi bir noktaya getirmenin Trabzon'un büyümesine ve zenginleşmesine katkıda bulunmak için en önemli süreçlerden birisi olduğunu söylemek isterim. 2016 yılında Trabzon'a yerli ve yabancı 2 milyon 345 bin 313 turist geldi. Bu önemli bir rakamdır. Trabzon'un başarısıdır.ö
'SİSTEMİ MİLLETE DAYANDIRMAK LAZIM'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Soylu bu konuda da şöyle konuştu:
"Bu millet bize yetki verdi ve itimat etti. 'Ben Ahmet'ten Mehmet'ten sormam, seçtiğim insandan sorarım' dedi. Sistem budur. Sistemi millete dayandırmak lazım. Kararı millete vermek lazım. Parlamento güçsüz olurmuş. Tam tersine, parlamento bu yeni sistemle çok daha güçlü olacak. Bunu siyasetten anlamayanlar söylemektedir. Çok daha güçlü olunacak bir sisteme doğru adım atıyoruz. Herkesin birbirine müdahale ettiği karmaşık bir sistemin içerisindeyiz. Ne kuş, ne deve. İkisi de değil. Biz zengin, özgür ve hür bir ülke olmak zorundayız."
'BATI ENERJİYİ BİZDEN ALMAK ZORUNDA'
Batı'nın enerjiyi Türkiye'den almak zorunda olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, "Hedeflerimiz büyüktür ve bu hedeflere hep birlikte gideceğiz. Türkiye'yi çekemiyorlar. Modern İpek Yolu'nu, enerji geçiş güzergahını çekemiyorlar. Batı enerjiyi bizden almak zorundadır. Onun için Türkiye'nin arazisini ucuzlatmaya çalışıyor ki; istediği gibi bizi yönetmeye çalışacak. Onlar oyun kuruyor, bizde reyle, oyla, sandıkla ve demokrasiyle onları hep mağlup ediyoruzö diyerek konuşmasını noktaladı.
Bakan Soylu, konuşması sonrası, 'Turisti Kazanan Geleceği Kazanır' projesi kapsmında başarılı olan kursiyerlere belgelerini, proje destekçilerine de plaketlerini verdi, ardından da Ak Parti Trabzon İl Başkanlığı'na gitti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-Programdan görüntüler
-Bakan Soylu'nun konuşması
-Detaylar
HABER: FATİH TURAN KAMERA: OSMAN ŞİŞKO/DHA
=====================================
Başdanışman Uçum, "Halka ilk kez nasıl bir sistemde yaşamak istediği soruluyor"
DENİZLİ'de üniversite öğrencilerine seslenen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, 16 Nisan'da yapılacak Anayasa değişiklik referandumuyla Türkiye'de ilk kez halka nasıl bir siyasal sistemle yaşamak istediğinin sorulduğunu söyledi. Uçum, "Son 200 yıldır modernleşme çerçevesinde siyasal yönetim arayışları yaptık. Bu arayış içerisinde Türkiye'de ilk kez halka nasıl bir siyasal sistemde yaşamak istersiniz sorusu soruluyor. Bu sorunun sorulması demek siyasal sistemin kurucusunun da halk olduğunu kabul etmek demektir. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri her zaman krize yol açmıştır" dedi.
Pamukkale Üniversitesi Öğrenci Konseyi'nin düzenlediği panel Pamukkale Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapıldı. AK Parti MKYK üyesi Ayhan Oğan'ın moderatörlük yaptığı konferansta yaklaşık 500 öğrenciye seslenen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, 16 Nisan'da yapılacak referandumun 21. Yüzyıldaki reform süreci için çok anlamlı ve önemli olduğunu söyledi. Konferansın açış konuşmasını yapan AK Parti MKYK üyesi ve Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Anayasa değişiklik süreci kapsamında ilk kez üniversite öğrencileriyle bir araya geldiklerini, 21. Yüzyıl'da Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir halk oylamasına gidildiğini söyledi.
"HALKA İLK KEZ NASIL BİR SİSTEMDE YAŞAMAK İSTEDİĞİ SORGULUYOR"
Türkiye'nin son 200 yıldır modernleşme hareketleri çerçevesinde siyasal yöntem arayışları yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Son 200 yıldır modernleşme çerçevesinde siyasal yönetim arayışları yaptık. Bu arayış içerisinde Türkiye'de ilk kez halka nasıl bir siyasal sistemde yaşamak istersiniz sorusu soruluyor. Bu sorunun sorulması demek siyasal sistemin kurucusunun da halk olduğunu kabul etmek demektir. Zamanlama olarak niye bu değişiklik şimdi yapılıyor diye sorulduğunda, siyasal tarihte hiçbir değişiklik bir siyasi aktör istediği için yapılmış değildir. Tüm değişiklikler reformlar, değişiklikleri olgunlaştıran koşullar ortaya çıktıktan sonra olur" dedi.
"2007 ÖNEMLİ KIRILMALARDAN BİRİ"
Başdanışman Uçum, Türkiye'de 1961 ihtilalinden sonra kadroculuk üzerine çalışma yapıldığını, devletin kadroculuğun işgaline müsait bir yapı haline getirilmeye çalışıldığını belirterek, "FETÖ çetesi 1970'lerden itibaren kadrolaşmaya başladı. Uluslararası güçlerin desteğiyle halk tarafından denetlenecek yerlere girmeye başladı. Bu yapının Türk siyasal yapısının önüne sorun çıkarmaması mümkün değildi. ve nitekim 15 Temmuz'la karşılaştık. Ama dikkat edin halk bu kapalı devlet yapısına rağmen bu devletin içine girmeye çok büyük çaba gösterdi. 2007 önemli kırılmalardan birisi. 2007'de bu vesayetçi makamlar halkın seçtiği meclisin Cumhurbaşkanı seçimini tanımadı. Anayasa Mahkemesi iptal etti, 367 gibi yüz karası gibi kararla iptal kararı verildi. Ne anayasaya, hukuka, demokratik siyasal kültüre sığmayan karar verdi. O dönemde karşılarında başka bir lider vardı, halk içinden Erdoğan gibi güçlü bir lider çıkarmıştı. Erdoğan, erken seçime gitti. Halk AK Parti'yi birinci parti olarak meclise soktu, MHP meclise girdi, Cumhurbaşkanlığı krizi öyle aşıldı. Tarih boyunca Cumhurbaşkanlığı seçimleri hep krize yol açıyor. Çünkü müesses nizamın istediği gibi bir Cumhurbaşkanı seçmezseniz siyasal sistemde kriz çıkıyor. Cumhurbaşkanı seçme hakkını isteyip istemediği halka soruldu. Halk da, Cumhurbaşkanı'nı kendisinin seçmek istediğini dile getirdi" diye konuştu.
"MEŞRUİYET SEVİYESİNİ SON DERECE GÜÇLENDİRMEKTEDİR"
Başdanışman Uçum, TBMM'den geçen ve 16 Nisan'da yapılacak referandumla halka sorulacak olan 18 maddelik anayasa değişikliğinin bir sistem reformu olduğunu söyledi. Uçum, "Anayasa değişikliğinin en önemli özelliğine bakarsanız, meşruiyet seviyesini halkla devletin ilişkisini mevcut sisteme göre son derece güçlendirmektedir. Ne demek o. Bir siyasal sistemin demokrasi olup olmadığını nasıl ölçersiniz? Hangi siyasal sisteme demokrasi dersiniz? Cevabı son derece basittir. Halk o siyasal sistem üzerinde hangi seviyede etkilidir? Eğer bu soruya cevap verirseniz o siyasal sistemin bir demokrasi olup olmadığını ve demokrasinin seviyesini belirlersiniz. Şimdi, önerilen modele baktığınızda halk sadece meclisi doğrudan seçmeyecek, hükümeti de doğrudan seçecektir. Mevcut modele baktığınızda halk sadece meclise doğrudan seçmektedir. Meclis, devletin üç temel organından biridir. Cumhurbaşkanını doğrudan seçmek demek devletin diğer temel organı olan hükümeti doğrudan seçmektir. Demek ki, mevcut sistemde meclisin içinden çıkan hükümet önerilen modelde doğrudan halk tarafından kurulacak. O yüzden kuruluşu itibariyle önerilen modeldeki hükümete parlamenter hükümet değil, doğrudan millet hükümeti diyebiliriz. İki kanaldan meşruiyeti sağlamış bir sistemden söz ediyoruz. Ayrıca devletin diğer organı olan yargının da halkla bağlantısının kurulması lazım. Yargı idaresinin bağlantısı sağlanmazsa halk adına yargılama faaliyeti sorgulanır ve tartışılır hale gelir. Önerilen sistemde yargı idaresi kurulunda da dolaylı meşruiyet sağlanmıştır" dedi.
"MECLİS VE HÜKÜMET DOĞRUDAN, YARGI DOLAYLI DEMOKRATİK MEŞRUİYETE DAYANIYOR"
Uçum önerilen sistemle devletin üç ana organından meclis ve hükümeti halkın doğrudan seçtiğini, yargıyı ise dolaylı olarak seçtiğini ifade ederek, "Üç organ bakımından da demokratik meşruiyet tamamlanmıştır. İkisi doğrudan demokratik meşruiyete, biri de dolaylı demokratik meşruiyete dayanan bir siyasal sistem ortaya konmaktadır. Bu sistemle halkın devletle ilişkisi güçlendirilmiştir" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
Salondan görüntüler
Mehmet Uçum'un konuşmasından görüntü
Genel ve detay görüntü
Haber: Ramazan ÇETİN - Kamera: Deniz Tokat, DENİZLİ,
=====================================
Deniz Baykal: Tapuyu kaptırmayın
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye'de herkesin devletin tapusu olduğunu belirterek, "Tapuyu kaptırmayın. Burada verilir mi bu tapu, aman ha, her işin temeli bu. Bunun geri dönüşü yok. 5 yıllığına ver diyor, 1 dakikalığına vermem" dedi.
CHP Antalya İl örgütünün Varlık Mahallesi'ndeki seçim bürosunun açılışına katılan Deniz Baykal, vatandaşlara seslendi. Baykal, Anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin 100 yıllık tarihsel birikimiyle oynandığına dikkati çekerek, değişiklikleri konuşmak için yeterli süre tanınmadığını söyledi. Milletin referandumu anlamadığını savunan Baykal, "İktidarın sözcülerine kulak versem, benim de feleğim şaşacak. Söylediklerinin tasarıyla hiçbir ilişkisi yok. Korkutma çabası, yıldırma çabası var. Bunun hayrı ne olacak, hiç öyle bir şey yok. 'Güçlü Türkiye için istiyorum' diyor. Bunu biz de istiyoruz. Bunlar slogandır, hedeftir. Bunun güçlü Türkiye ile ne alakası var. Güçlü Türkiye anayasa değişikliği ile olacaksa o zaman iş çok kolay, oturur bir anayasa yapar, güçlü Türkiye'yi sağlarız" dedi.
'KORKU REJİMİ HALİNE GELDİN'
Deniz Baykal, iktidarın 'Vesayet rejimini kaldıracağız' dediğini belirterek, "Senin döneminde olduğu kadar, Türkiye bir vesayet rejimi yaşamadı. Senin himaye ettiklerin, yoldaşların, ortakların yıllarca Genelkurmay Başkanı'nı içerde tuttu. 100 bin kişinin işine son verdin. Kurunun yanında yaş da yanabilirmiş, olmasın arkadaş. Bundan ala vesayet olmaz. Korku rejimi haline geldin sen" dedi.
400 MİLLETVEKİLİ ŞARTI
İktidarın 7 Haziran seçimlerinde gitmenin işaretlerini gördüğünü belirten Deniz Baykal, "Meclisten iktidarı, egemenliği, Meclisin elinden cumhurbaşkanlığına aktarmayı gayret ediyor. Bütçeyi cumhurbaşkanlığı hazırlayacak. Meclis sadece onaylayacak. Onaylamazsa eski bütçe yürürlüğe girecek. Değiştirme imkanı yok, milletin temsilcileri milletin parasının nereye harcanacağına karar veremeyecek. Sesini çıkarana söyleyeceği şey, 'Ortada bir yanlış varsa, şu mahkemeye ver kardeşim' diyecek. 400 milletvekili bir araya gelecek ve mahkemeye götürecek. Ama 350 milletvekilini zaten sen yazıyorsun. O geriye kalanın içinden sen 400 imza bul diyorsun" diye konuştu.
'KOMPLOYU YÖNLENDİRDİ'
Cumhurbaşkanı'nın seçtiği adi işlerde de 400 milletvekilinin imzası olması gerektiğini dile getiren Baykal, şöyle devam etti:
"Mesela birine komplo düzenlendi. Komployu yönlendirdi. Herkes ifadelerini vermeye başladı ve gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Bakıldı ki sorumlu bu. Telefon dinleme polis, şu sanık tamam. Birisi de derseki falan kişi talimat verdi, ben yaptım. Bu kanıtlanırsa ne olacak? Yine aynı kapsam, 400 milletvekilinin imzası gerekiyor. Cumhuriyetin özünde herkes eşit hukuka sahip, kimse kimseye tepeden bakma hakkına sahip değildir. Ben ayrı yargılanacağım, sen niye böyle yargılanacaksın. Atatürk böyle mi yargılanıyordu? Meclisi tek başına feshediyor. Esad gerekçe göstererek ancak feshediyor. Bizimkine gerekçe de gerekmiyor. Meclis Mustafa Kemal'e bile bu hakkı vermedi."
TAPUYU KAPTIRMAYIN
Türkiye'de herkesin bu devletin tapusu olduğunu belirten Baykal, "Tapuyu kaptırmayın. Burada verilir mi bu tapu, aman ha, her işin temeli bu. Bunun geri dönüşü yok. 5 yıllığına ver diyor, 1 dakikalığına vermem" dedi.
BAYKAL'A 1500 LİRA CEZA
Kanunları Meclisin yaptığına dikkati çeken, ve bu kanunlara saygı gösterilmesi gerektiğini söyleyen Baykal, "Meclisin yaptığı kanuna hiç yüksünmem, hiç onurum zedelenmez. 10 yıl önce Çorlu'da seçim konuşmasında saat 17.00'den sonra konuşmuşum. Birileri şikayet etmiş. Dokunulmazlık kalkınca tahkikat yapıldı. Geçenlerde ifademi aldılar. Kabul ettim, öyle oldu dedim. Cezam neyse çekerim dedim. Savcı, 'Eğer mahkumiyet olursa cezanızın açıklanmasının ertelenmesini talep ediyor musunuz' diye sordu. 'Hayır etmiyorum' dedim. Neyse cezam çekerim. Hüküm geldi 1500 liraya mahkum olmuşum. Ödeyeceğim, hiç yüksünmüyorum, o bizim koyduğumuz kural. Kanun benim kanunum. Ben öderim onu."
'MİLLET DEVLETTEN KOPACAK'
"Seni halk seçti arkadaş" diye devam eden Baykal, "Milli iradenin yüzde 50'sisin. Meclis'te yüzde 100 var. Sen yüzde 50 ile yüzde 100 feshediyorsun ve kendi hükmünle herkesi bağlamaya kalkıyorsun. Bu milleti bölmek değil midir? Millet devletten kopacak. Meclis, milleti ayrım gözetmeden devlete aktaran organdır. Aktarma organını kaldırır, 5 yılda beni seç, gerisine karışma dersen, milletin devletle bağı kopar. Birinci Meclis gibi Meclis istiyoruz. Milleti pıstır, Meclisi pıstır, pısmayacağız. Sen de pısarsan bitti artık" dedi.
'DEVLET MEMURLARI HAZIR OLSUN'
Başkanlık sisteminin geçmesi durumunda devlet memurlarının sözleşmeli personel haline döndürüleceğini anlatan Deniz Baykal, "Deniz söylemişti diyeceksiniz. Gel buraya, iki yıllık sözleşme yaparım. Gözlerimin içine bak, tamam seni yaparım. Sen git kardeşim başkası gelsin. Böyle bir devlet düzeni olur mu? Birbirimize girmez miyiz, kırılmaz, kopmaz mıyız? Bu devleti her an sahipleneceğiz. Oynamayın bu düzenle. Bu milletin başı dik olsun, en önemlisi bu" diye konuştu
'PATLAYACAK BOMBALARDAN BİRİ'
Bu değişikliklerin yasamayı Meclisten aldığını ve cumhurbaşkanı ile paylaştırdığını anlatan Baykal, "Kamu tüzel kişiliği kurma tekeli vardı. Şu an var, bu getirilen tasarının içinde her an patlayacak bombalardan biridir. Kamu tüzel kişiliğini sadece Meclis değil artık, aynı zamanda cumhurbaşkanı da ilan edecek. Türkiye'de 4 tane siyasi ve idari nitelikte kamu düzeni var. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti, İl Özel İdareleri, belediyeler ve köy tüzel kişiliği" dedi.
'PİŞMAN OLACAKLAR'
Deniz Baykal, iktidarın referandum konusunda istediği gibi bir tablo olmadığını kaydederek, "Hayırlar önde görünüyor. Cumhurbaşkanı devreye çıktı, yine olmadı. Her geçen an hayıra çalışıyor. Bu referandum Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden kuruluşu gibi bir olay haline dönüşecek. Bu yola çıkanlar pişman olacak" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Baykal kadınlarla foto çektirirken
MHP eski Milletvekili Nesrin Ünal'la görüntü
Partililerle görüntü
Deniz Baykal'ın açıklaması
HABER: Hasan DEMİRBAŞ-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)
======================================
Burdur'da trafik kazası, 3'ü öğrenci 6 yaralı
BURDUR'da Betül Yılmaz'ın kullandığı otomobil ile Halit Tarhan yönetimindeki hafif ticari araç çarpıştıktan sonra kaldırımdaki yayalara da çarparak dereye savruldu. Kazada, araçların çarptığı 3 üniversite öğrencisinin de aralarında bulunduğu 6 kişi yaralandı.
Merkez Emek Mahallesi Yahya Kemal Caddesi'nde seyreden Halit Tarhan yönetimindeki 09 JK 568 plakalı hafif ticari araç, Sağlık Caddesi'nden gelen Betül Yılmaz'ın (32) kullandığı 15 DY 561 plakalı otomobille saat 18.30 sıralarında kontrolsüz kavşakta çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle kontrolden çıkan araçlar, savrularak kaldırımda yürüyen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğrencileri Zeynep Çetinkaya (18), Ayşenur Bilge (18) ve Damla Baş'a (20) çarparak dereye uçtu.
Kazada, sürücüler Betül Yılmaz, Halit Tarhan ile Tarhan'ın aracındaki Hasan Ergin ve araçların çarptığı Zeynep Çetinkaya, Ayşenur Bilge ve Damla Baş çeşitli yerlerinden yaralandı. Haber verilmesi üzerine gelen sağlık görevlilerinin müdahale ettiği yaralılar ambulanslarla Burdur Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı kaydedildi.
Kaza sonrasında açıklama yapan Emek Mahallesi Muhtarı Haluk İnal yolda sürekli kaza meydana geldiğini, defalarca müracaat etmelerine rağmen düzenleme yapılmadığını kaydetti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
Kazaya karışan araçlar,
Yaralıların dere içerisinden çıkarılması,
Detay,
Röp: Emek Mahallesi Muhtarı Haluk İnal
Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,
========================================
Gaziantep'te PKK/KCK operasyonunda 15 tutuklama
GAZİANTEP'te, terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik operasyonda gözaltına alınarak adliye sevk edilen 26 şüpheliden 15'i tutuklandı.
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla polis tarafından terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik kent merkezinde düzenlenen operasyonda 8 tüfek, bilgisayar, örgütü simgeleyen bez parçaları ile dijital materyaller ele geçirildi. Operasyonda aralarında HDP ve DBP'li yöneticilerin de bulunduğu 26 şüpheli gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 4'ü savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan şüphelilerden 15'i tutuklanırken, 7'ise ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
Şüphelilerin emniyetten çıkartılması
Şüphelilerin adliyeye girdirilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: GAZİANTEP-DHA)
===========================================
Tokat'ta seyir halindeki otomobil yandı
TOKAT'ta seyir halindeki otomobil, motor kısmından çıkan yangın sonrası alev alev yanarak kullanılmaz hale geldi.
Yangın akşam saatlerinde Yeşilırmak Mahallesi Halit Rıfat Paşa İlköğretim Okulu arka tarafından çıktı. Mahallede bulunan evine giden 36 yaşındaki Ahmet Yıldırım idaresindeki 60 DR 747 plakalı LPG'li otomobilin motor kısmından dumanlar yükseldi. Çıkan dumanı fark eden sürücü Ahmet Yıldırım, otomobili hemen yol kenarına çekti. Bu sırada otomobilin motor kısmı alev alarak yanmaya başladı. Yangını fark eden çevredeki vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri çıkan yangını kısa sürede söndürdü. Otomobil ise kullanılmaz hale geldi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Aracın yanarken görüntüsü
-Söndürme çalışması
Haber: Fatih YILMAZ/TOKAT,
===========================================
Yörük Türkmen Çalıştayı, Antalya'da başladı
ANTALYA'da bu yıl ikincisi düzenlenen Yörük Türkmen Çalıştayı, 40 ilden Yörüklerin katılımıyla başladı. 3 gün sürecek çalıştayda akademisyenler Yörük kültürüne yönelik oturumlarda bilgi verecek.
Muratpaşa Belediyesi'nin Antalya Yörükler Derneği ve Akdeniz Üniversitesi Yörük Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi (YÖRKAM)işbirliğiyle bu yıl 2'ncisini düzenlediği Yörük Türkmen Çalıştayı, Crowne Plaza'da başladı. Çalıştayın açılış törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Muratpaşa Belediye Başkanı CHP'li Ümit Uysal, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Antalya'daki sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yanı sıra, Türkiye'nin farklı illerindeki Yörük dernekleri başkanları katıldı. Katılımcılar, çalıştay kapsamında açılan ve Yörük kültürünü yansıtan fotoğraf sergisinin kurdelesini kesti.
TÜRKLÜĞÜN ÖZÜ
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Çetin Osman Budak, Yörüklük meselesinin etnik değil Türklüğün özü olduğunu söyledi. Yazın dağlarda, kışın sahillerde yaşayan Yörüklerin çok önemli bir kültürün parçaları olduğunu aktaran Budak, "Bu kültürün yaşatılması geleceğimizin yaşatılması demektir" dedi.
MANAVGAT'TA YÖRÜK MÜZESİ AÇILACAK
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise sıkça engelliler, Antalyaspor ve Yörük dernekleri ile bir araya geldiğini söyledi. Büyükşehir olarak Yörükler Festivali'ni düzenlediklerini belirten Türel şöyle konuştu:
"Yörük kültürü Antalya'nın marka değeri olarak hak ettiği yeri derinleştirmeye başladı. Son dönemde 9 ayrı müze projesi için çalışıyoruz. Bunlardan biri Manavgat'taki Yörük Müzemiz. Yörüklüğünü idrak etmeyen bir toplum millet olamaz. Özellikle Türk milletinin tarihini ihmal etmesi anlaşılır değildir. Özgür kültür mirasımızın iyi muhafaza edilmesi turizme zenginlik katacaktır. Türk dünyası kültür başkentlerinden biri olacaktır."
ÜNİVERSİTEDE YÖRÜK KÜLTÜR MERKEZİ
AÜ Rektörü Mustafa Ünal da üniversite olarak Yörük Kültür Merkezi kurduklarını söyledi. Bu merkezi açmalarının ardından Mersin ve İzmir'de de Yörük merkezleri kurulduğunu dile getiren Prof. Dr. Ünal, "Bir paydaş olarak düzenlediğimiz çalıştayımız bereketli olsun. Yörüklerin yoğun olduğu bu organizasyonun burada olması elzemdi. Konar göçer Yörük kültürünün gelecek nesillere aktarılmasını dilerim" diye konuştu.
'YÖRÜKLER ÖZGÜR İNSANLARDIR'
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da, Yörük kültürünün Türk tarihinin çok önemli ana yaşam şekli olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Yörük kültürü ürettiği değerler açısından evrenseldir. Sadece bize has değildir. Değerler manzumesi olarak bütün dünyaya ışık tutar. Yörükler özgür insanlardır. Kamu uzun yıllar Yörükler yerleşik hayata geçsin diye çabaladı ama halen geçmeyen Yörükler var. Yörük, vatanından asla ödün vermeyen, toplumu için kendini feda edebilecek insandır. Yörükler barışçıdır, sen- ben kavgası yoktur. Yörüklerde mülkiyet hakları keskin değildir. Her şeyini paylaşır. Yörükte kadın erkek ayrımı yoktur." Yörüklerin yerel kıyafetlerini giyen kadınlar çalıştayın ilgi odağı oldu. Kadınlar giydikleri kıyafetlerin özeliklerini anlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Bilgilendirme afişinden görüntü
-Resim sergisini gezenlerin görüntüsü
-Sergiden görüntü
-Yörük kıyafetli kadınların şarkı söylerken görüntüleri
-Salondan katılımcılardan görüntü
-Milletvekili Çetin Osman Budak'ın konuşması
-Belediye Başkanı Menderes Türel'in konuşması
-AÜ Rektörü Mustafa Ünal'ın konuşması
-Muratpaşa belediye başkanı Ümit Uysal'ın konuşması
-Açılış kurdelasının kesilmesi
-RÖP 1: Yrd . DR. Fatih Uslu
-RÖP 2: Belediye başkanı Ümit ysal
-Yörük kıyafeti giyen kadınlarla röportajlar
-Detaylar
HABER: Hasan DEMİRBAŞ-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 16 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?