Van'da depremzede öğrenciler, 15 günlük tatilin ardından dersbaşı yaptı
İRAN'ın Hoy kentinde meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin yıkıma neden olduğu Van'da depremin ardından tatil edilen 25 okulda öğrenciler 15 gün aradan sonra yeniden dersbaşı yaptı. Öğrenciler, depremde hayatlarını kaybeden 3 arkadaşının üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.
İran'ın Hoy kentinde 23 Şubat'ta meydana gelen ve Van'ın Başkale ilçesine bağlı Özpınar, Kaşkol, Gelenler ve Güvenlik mahallelerinde büyük yıkıma neden olan 5.9 büyüklüğündeki depremde 10 kişi hayatını kaybetti, 54 kişi de yaralandı. Depremin yaraları hızla sarılmaya çalışılırken, çevredeki 25 okul da tatil edildi.
Depremde evleri yıkılan aileler, kurulan çadırlara yerleştirilirken bir yandan da tatile giren öğrenciler için jandarmanın kadın komutanları ve Kızılay ekibi, oyun çadırlarında öğrencilere psiko-sosyal destek verdi. Depremde okul çantaları ve kitapları enkaz altında kalan öğrenciler, tatilin ardından bugün dersbaşı yaptı. Kıyafetsiz ve çantasız olarak okula gelen öğrencilerin bir kısmı, sabah erken saatlerde okulun önünde okunan İstiklal Marşı'nın ardından, birleştirilmiş sınıfa geçerek eğitime başladı.
FATMA FURAT'IN SIRASI BOŞ KALDIDepremde babası ve 3 kardeşi ile birlikte hayatını kaybeden Fatma Furat'ın (7) eğitim gördüğü 1/A sınıfındaki sırası ise boş kaldı. Öğrenciler, depremde yaşadıkları o dehşet anlarını anlatırken, depremde hayatını kaybeden arkadaşları için çok üzgün olduklarını dile getirdiler. 2/A sınıfından Hüseyin Tosun ve 8/A sınıfından Emirhan Acar'ın (14) hayatını kaybettiği 300 öğrencisi bulunan Özpınar Ortaokulu'ndaki öğrenciler de, hala arkadaşlarının yasını tutuyor.Okulda görev yapan öğretmen Büşra Özerli, 15 günlük tatilin ardından, öğrencilerin dersbaşı yaptığını dile getirerek, "Depremi biz de yaşadık. Çok kötüydü ve çok şidddetliydi. Tatil boyunca öğrencilerimize psiko-sosyal destek verdik. Bugün de dersbaşı yaptılar. Öğrencilerin çoğu okula geldi. Gelmeyenler de var. Yavaş yavaş okula gelirler" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ——————————-Çadır kentten detaylar-Çadır kentten okula giden öğrenciler -Muhabir anonsu-Özpınar ilk ve orta okulundan detaylar-Öğrencilerin okula gelmesi-Öğrencilerin İstiklal marşı okuması ve okula girişi-Öğrencilerden sınıfta detaylar-Sınıf öğretmeninin öğrencilerle konulması ve eğitim vermesi-Öğrencilerden detaylar-Depremde hayatını kaybeden Fatma Furat'ın sınıf sırasının boş bırakılması-Muhabir anonsu-Öğrenci ile röportaj-Sınıf öğretmeni ile röportaj-Öğrencilerden detaylar-Öğrencilerin teneffüse çıkması ve oyun oynaması-DetaylarBehçet DALMAZ-Orhan AŞAN/VAN,
============================================================
Fındık'ın önlüğü, okuldaki kulübesine asıldı
TOKAT'ın Turhal ilçesindeki Kayacık köy okulunun maskotu haline gelen ve yakalandığı gençlik hastalığı nedeniyle tedaviye gittiği Ankara'da kurtarılamayan Fındık'ın ölümü üzüntüye neden oldu. Fındık'ın giydiği önlük okulun bahçesindeki kulübesine asıldı.
Tokat'ın Turhal ilçesine bağlı Kayacık köyünde Kayacık Şehit Haluk Yılmaz İlkokulu Müdürü Ahmet Aktürk ve öğretmenlerden Mustafa Önlen'in mezarlıkta bularak, okula getirdiği av köpeği melezi yavru köpek, okulun maskotu oldu. Okul Aile Birliği Başkanı Bedriye Göçer'in diktiği okul formasıyla öğrenciler arasında dolaşan ve 'Fındık' ismi verilen köpek, 3 hafta önce rahatsızlanarak Turhal'dan Ankara'ya sevk edildi. 'Gençlik hastalığı' teşhisi konulan ve özel klinikte tedavi olan Fındık, önceki gece yaşamını yitirdi. Fındık'ın ölüm haberi okulunda üzüntüyle karşılandı. Fındık'ın sınıfta giydiği okul önlüğü bugün bahçesinde bulunan kulübesinin girişine asıldı.
Sabah okula gelen öğrenciler Fındık'ın öldüğünü haberlerden duyduklarını belirterek, "Onu çok seviyorduk. Öğretmenimizi aradık. Fındık'ın öldüğünü söyledi. Öğretmenimiz de bize 'Sabah biz bu konuyu hep beraber konuşacağız' dedi. Onu biz çok seviyorduk. Onunla birlikte oyun oynuyorduk, top oynuyorduk. Yemek veriyorduk. Onunla ders yapıyorduk. 'Gel pisi pisi' kitabını okuyorduk. O bizim okulumuzun maskotu olmuştu" dediler. Fındık'ın cansız bedeninin akşam saatlerinde kente geleceği ve ilçede gömüleceği öğrenildi.
Görüntü Dökümü: -Okuldan görüntüler-Fındık'ın önlüğünün kulübesine asılması-Öğrencilerin üzüntüsü ve konuşmaları
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/TURHAL (Tokat),
============================================================
'Feminist Gece Yürüyüşü'ne izin yok ANTALYA'da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen 'Feminist Gece Yürüyüşü'ne polis tarafından izin verilmedi.
Antalya Kadın Platformu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen 'Feminist Gece Yürüyüşü' için yüzlerce kadın Atatürk Caddesi tarihi Hadrian Kapısı önünde toplandı. Ellerinde dövizler taşıyan kadınlar, sloganlar atarak halay çekti. Kadınlar yürüyüşe geçmek istediği sırada, polis ekipleri izinsiz olduğu gerekçesiyle yürüyüşe izin vermedi. Bunun üzerine toplanan kadınlar basın açıklamasını bulundukları yerde yaptı.Platform adına basın açıklamasını okuyan Dilan Tan, kadınların artık yaşadıkları tacizleri daha yüksek sesle dile getirdiğini söyledi. Tan, "Kadın katliamları, tacizler, tecavüzler, asker ölümleri, göçmen nefreti ile geçirdik 2020'nin ilk 2 ayını. Savaş da kriz de en çok kadınları yaralıyor. Bu hayat bizim diye çıktık bir kere yola, sözümüzden dönmüyoruz" diye konuştu.
KADIN CİNAYETLERİ İÇİN AÇIKLAMAKadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri de Attalos Meydanı'nda açıklama yaptı. Açıklama için toplanan grupta, 10 yıl önce öldürülen Aslı Baş'ın babası Mehmet Yavuz Baş da yer aldı. Burada konuşan Baş, kızının katillerin 36 mahkeme sonucunda beraat ettiğini, suçluların cezasız kaldığını söyledi. Grup adına açıklama yapan Yaren Karaca, geçen yıl 8 Mart'tan bu 8 Mart'a 467 kadının öldürüldüğünü söyledi. Karaca, "Kadın cinayetlerini durdurmak için herkes üzerine düşeni yapacak. Biz kadınlar mücadelemiz ile 81 ile genelgelerin gönderilmesini sağladık. Kadın cinayetlerini durdurmak için 6284 ve İstanbul Sözleşmesi'nin her bir maddesini uygulatacağız. Yaşamak istiyoruz, okumak, çalışmak, özgürce bu hayatın içinde olmak istiyoruz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Grup üyelerinin görüntüsüDövizlerin görüntüsüŞarkı söylemeleri Dans edenlerin görüntüsüPolisin grup önünde görüntüsüBasın açıklamasının okunmasıHABER: Semih ERSÖZLER- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
===============================================================
'Anneme mi üzüleyim, kız kardeşime mi?' AYDIN'ın Efeler ilçesinde, polis memuru Suat Teke tarafından kız kardeşi Hatice Büşra Çetinkaya (28) öldürülen, annesi Güngör Çetinkaya (58) ise ağır yaralanan Sevcan Demir (32), "Anneme mi üzüleyim, kız kardeşime mi bilemiyorum" diyerek, gözyaşı döktü.
Olay, 4 Mart günü saat 15.00 sıralarında, Ata Mahallesi 683'üncü Sokak'ta meydana geldi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Suat Teke, 09 BİT 820 plakalı otomobiliyle ayrıldığı kız arkadaşı, Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan polis memuru Hatice Büşra Çetinkaya yönetimindeki 03 HB 099 plakalı otomobilin önünü kesti. Teke, tabancasıyla Hatice Büşra Çetinkaya'nın otomobilini kurşun yağmuruna tuttu. Silahtan çıkan kurşunlardan 8'i Çetinkaya'ya, 3'ü ise yanındaki annesi Güngör Çetinkaya'ya isabet etti. Hatice Büşra Çetinkaya, kaldırıldığı Aydın Atatürk Devlet Hastanesi'nde, doktorların müdahalelerine rağmen yaşamını yitirdi. Anne Güngör Çetinkaya ise Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde tedavi gördü. Olayın ardından meslektaşları tarafından yakalanıp, adliyeye sevk edilen polis memuru Suat Teke, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
'O AN ŞOK YAŞADIM'Öldürülen Hatice Büşra Çetinkaya'nın evli ve 1 çocuk annesi olan ablası Sevcan Demir, acısının büyük olduğunu belirterek, gözyaşları içinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Olay günü kardeşim Hatice Büşra ve annem Güngör Çetinkaya ile bizim evde kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra işe gideceğim için ben evden ayrıldım. Aradan 1 saat kadar geçti, telefon geldi. Arayan arkadaşımdı. Kardeşim Hatice Büşra Çetinkaya'nın kendisini aradığını ve zor durumda olduğunu söylediğini iletti. Bunun üzerine kardeşimi aradım; ancak telefonunu açmadı. Annemi aradım o da telefonunu açmadı. Önce anneme bir şey oldu, kardeşim de üzüntüden sinir krizi geçiriyor, diye düşümdüm. Eşim gelip, beni aldı. Birlikte annemin evine geçtik. Ancak evde kimse yoktu, ortalık da çok sessizdi. Bunun üzerine kardeşimi tekrar aradım. Telefonu Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi güvenlik görevlisi açtı. Burada yaralı birinin yattığını, sakin olmamı, durumunun iyi olduğunu söyledi. Bunun üzerine biz hemen hastaneye gittik. Orada annemi gördüm ama kardeşim yoktu. Doktor annemin karnından, sırtından ve bacağından 3 kurşunla yaralandığını söyledi. Kardeşimin nerede olduğunu hastane polisi de dahil sorduğum herkes bilmediğini söyledi. O an şok yaşadım. Ardından babam geldi o da aynı şekilde olayın şokunu yaşıyordu. Meğer benden başka kardeşimin öldüğünden herkesin haberi varmış."
'ADRES SORARKEN TANIŞMIŞLAR'Polis Suat Teke'nin kardeşini sürekli rahatsız ettiğini belirten Sevcan Demir, "Kardeşim polis okulunu 2 yıl önce kazanıp İstanbul'a gitti. Okulda eğitim gördükleri sırada çarşı iznine çıkan kardeşim, arkadaşları ile birlikte o dönemde Çevik Kuvvet'te görevli polis olan Suat Teke ile yolda karşılaşıp, adres sormuş. Bu sırada adalarında kısa bir sohbet olmuş. Daha sonra polis memuru Teke, bir yolunu bulup kardeşime ulaşmış ve arkadaşlıkları başlamış. Arkadaşlık yaptıkları sıralarda kardeşim Suat Teke'nin çok agresif ve küfürbaz olduğundan şikayet ediyordu. Sonra Teke'yi bizimle de tanıştırdı. Ancak ilk görüşte onun böyle psikopat biri olduğunu anlayamadım. Geçen nisan ayında ise ayrıldılar. O günden beri de kardeşimi rahatsız ediyordu. Telefonunu değiştirse bile kardeşime bir şekilde ulaşıyordu. Çünkü İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Siber Suçlar Birimi'nde çalıştığı için kardeşimin adres ve telefon numarasına rahatlıkla ulaşabiliyordu. Aydın'a ise 3 günlük rapor alıp, geçen 2 Mart Pazartesi günü bizi görmeye geldi. Kardeşimin Aydın'a geldiğini bir şekilde öğrenmiş. Annemle kardeşim eve dönerken sokağın başında otomobilin önünü kesiyor ve olay yaşanıyor. Anneme mi üzüleyim, kardeşime mi; bilemiyorum" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Hatice Büşra Çetinkaya'nın fotoğrafı-Hatice Büşra Çetinkaya'nın ailesinin oturduğu apartman dairesinden görüntü-Balkona asılan Türk bayrağından görüntü-Abla Sevcan Demir ile röp.Haber-Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,
==============================================================
Göçmenler, Meriç Nehri'nde yıkandı
EDİRNE'de, Yunanistan'a geçmek için bekleyen bir grup göçmen, sınırı ayıran Meriç Nehri'ne girip, yıkandı. Bazı göçmenler ise nehirde çamaşırlarını yıkadı.
Yunanistan'a geçiş için göçmen akınının sürdüğü Edirne'de yoğunluk, Yunanların giriş ve çıkışlara kapattığı Pazarkule Sınır Kapısı ve çevresinde yaşanıyor. Yunanistan'ın sınırları kapatması üzerine göçmenlerin büyük bölümü, karşı tarafa geçmek için Meriç Nehri'ni kullanıyor. Lastik botlarla Yunanistan'a geçenlerin yanı sıra geçiş için bekleyen bir grup göçmen de Edirne'de Yunanistan sınırına sıfır Meriç ve Arda nehirlerinin birleştiği noktada bekliyor. Bu bölgedeki yaklaşık 30 göçmen, soğuk havaya rağmen nehir ortasında oluşan adacıktan suya girip, yıkandı. Bazı göçmenler, nehirde çamaşırlarını da yıkadı. Göçmenler, daha sonda ateş yakarak, ısınırken, yıkadıkları çamaşırlarını da bu ateşte kuruttu. Göçmenlerin suda temizlenip, çamaşırlarını yıkadığı sırada Yunanistan'a ait helikopterle uçuş yapıldığı görüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ ------------------------------------------Nehre girip yıkanan mülteciler-Sudaki mülteciler-Sınırda uçan Yunan helikopteri-Sınırdan detaylar-Adacıktaki mülteciler ve demir köprü-Çamaşır yakalan mülteciler-Bölgede bulunan mültecilerden detaylarHaber-Kamera: Cemal YURTTAŞ-Resul ORUÇOĞLU/ EDİRNE,
============================================================
Basmane'de oteller boşaldı TÜRKİYE'nin yurt dışına geçmek isteyen göçmenlere 'açık kapı' politikası uygulamasının ardından deniz ve kara sınırlarından başlayan göçmen akını sürüyor. İzmir'in Konak ilçesine bağlı Basmane semtindeki ucuz otellerde konaklayan göçmenlerin Yunanistan'a gitme umuduyla Edirne'deki kara sınır kapılarına veya denizdeki düzensiz geçiş noktalarına geçmesiyle semtteki otellerin doluluk oranında düşüş oldu.
Türkiye'nin Yunanistan'a geçmek isteyen göçmenlere 'açık kapı' politikası uygulama kararı almasının ardından hem Edirne'deki kara sınır kapılarına hem de Ege Denizi'ne başlayan göçmen akını sürüyor. İzmir'in Konak ilçesine bağlı Basmane semtinde de göçmenler, Yunanistan'a geçmek için semtte uygun ücretlerle konakladıkları otelleri terk ediyor. Suriye'nin yanı sıra Asya ve Afrika'dan gelen göçmenlerin yurt dışına geçme hayali, bölgedeki otellerin doluluk oranının da düşmesine neden oldu. İzmir Otelciler Odası Başkanı Mehmet Gönen, semtteki otellerin boşalmasının, otelciler için yaza hazırlık yapma adına fırsat olduğunu belirtti. Gönen, "Yurt dışına geçiş konusunda izin çıkmasının sonrasında buradaki otellerimizde konaklayan göçmenler ayrılmaya başladı. Bunu işletmeci arkadaşlarımız için getireceği ekonomik zorluk bir yana bir de fırsat olarak görmek gerekiyor. Otellerimiz yaz sezonuna hazırlık yapmak için bunu fırsat olarak görecekler, semt de biraz nefes almış olacak. Oldukça gürültülü ve karışık bir ortam vardı, bu da bertaraf olmuş olacak" dedi.
'OTELLERDEKİ DOLULUK ORANI YÜZDE 10'Oteller Sokağı'nın bulunduğu Hurşidiye Mahallesi'nin muhtarı Enis İpek de otellerdeki doluluk oranının yüzde 10'lara düştüğünü söyledi. İpek, "Önceden burada adım atılacak yer bulunamazdı ancak son dönemde bir rahatlama söz konusu oldu. Hiç göçmen yok diyemeyiz ancak büyük bir bölümü, otelleri terk etti" diye konuştu. Basmane'de uzun yıllardır çay ocağı işleten Hasan Şahin, semtin önceden çok daha fazla göçmene ev sahipliği yaptığını ancak Türkiye'nin 'açık kapı' politikasının ardından sayının gittikçe düştüğünü belirterek, "Bunu sattığım çaydan da anlayabiliyorum. Burada yalnızca Suriyeli değil, Afrika ve Asya'dan gelen göçmenler de var. Genelde fazla kalmıyorlar, gelip, biraz konaklayıp gidiyorlar" dedi.
Semtte otel işleten Serkan Bala ise "50 odalı otelim normalde sürekli dolu olurdu. Ancak şu an sadece 15 oda dolu. O odalarda kalanların da hepsi Türk. Normalde ülkemize gelen göçmenler nedeniyle otellerimizde yer bulmak meseleydi. Daha önceden çok yoğunluk vardı. Son olaylardan sonra yüzde 80 azalma söz konusu. Otelimizde Afganistan, Orta Afrika ve Suriye uyruklu göçmenler vardı. Genelde ne kadar kaldıkları belli olmuyordu. Kimi göçmenler uzun süre kalırken kimileri ise 2- 3 gün kalıp, gidiyordu" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -İzmir Otelciler Odası Başkanı Mehmet Gönen ile röp.-Hurşidiye Mahallesi Muhtarı Enis İpek ile röp.- Çay ocağı işleten Hasan Şahin ile röp.-Otel işletmecisi Serkan Bala ile röp.-Basmane semtinden görüntü- DHA muhabir Davut Can'ın anonsu-Genel ve detay görüntülerHaber: Davut CAN - Kamera: Kadir ÖZEN - Melis KARAKUZULU/ İZMİR,
==============================================================
Kadir Şeker, cezaevinde üniversite sınavı için başvuru yaptı
KONYA'da, sevgilisi Ayşe D.'yi (35) döven Özgür Duran'ı (32) müdahale etmek istediği sırada kalbinden bıçaklayarak, öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Kadir Şeker'in (20), cezaevinden üniversitesiye giriş sınavları için başvuru yaptığı öğrenildi. Cezaevindeki eğitim birimince üniversite sınavına hazırlanması için eğitmen eşliğinde destek verilen Kadir Şeker'in, yine eğitim birimindeki kütüphanede görev yaptığı ve orada da ders çalışabildiği belirtildi.
Olay, 5 Şubat Çarşamba akşamı meydana geldi. 4 ay önce Antalya'dan Konya'ya gelip yerleşen Ayşe D. ve Özgür Duran arasında tartışma çıktı. Tartışma üzerine Ayşe D. evden çıkıp olayın yaşandığı parka geldi. Özgür Duran peşinden geldiği kadını park ortasında dövmeye başladı. Bu sırada olayı görüp müdahale eden, üniversite sınavına hazırlanan Kadir Şeker, çıkan arbede sırasında Özgür Duran'ı kalbinden bıçaklayarak öldürdü. Olay sonrası gözaltına alınan Şeker, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece 'kasten adam öldürme' suçundan tutuklandı. Kadir Şeker'in, cezaevinden de üniversiteye giriş sınavları için başvuru yaptığı belirtildi. Tutuklanmasının ardından derslerinden geri kalmamak için ailesinden üniversiteye hazırlandığı ders kitapları ile sevdiği kitapları istedi. Şeker'e ayrıca Adalet Bakanlığı tarafından Ceza İnfaz Kurumları'nda diğer mahkumlara olduğu talebi üzerine eğitim birimince üniversiteye hazırlanması için eğitmen eşliğinde destek verildiği öğrenildi. Şeker'in, yine eğitim birimindeki kütüphanede görev yaptığı ve orada da ders çalışabildiği belirtildi.
Görüntü Dökümü -----------------Kadir Şeker'in adliyeye sevk edilmesi
Haber: Tolga YANIK KONYA DHA))
============================================================
'Hayvanlardaki koronavirüs insana bulaşmaz' ANTALYA Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, kedi ve köpeklerde görülen koronavirüsün insandakinden çok farklı olduğunu söyledi, "Kedi ve köpekteki koronavirüs insanlara bulaşmaz" dedi.
Çin'in Vuhan kentinde 2019 yılının Aralık ayında ortaya çıkan koronavirüs, dünyanın çeşitli ülkelerine hızla yayılarak çok sayıda ölüme yol açtı. Evlerinde kedi ve köpek besleyen insanlar, besledikleri hayvanların taşıyıcı olma ihtimalinden dolayı endişelenmeye başladı. Antalya Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, kedi ve köpeklerde de koronavirüs olduğunu söyledi. Kedi ve köpekteki virüsün daha çok sindirim sistemindeki hastalıklara yol açtığını belirten Karabayoğlu, insandaki koronavirüsün solunum yolu hastalıkları belirtileriyle ortaya çıktığını anlattı. Kedi ve köpekteki koronavirüsün insandakine göre farklı olduğunu açıklayan Murat Karabayoğlu, "Kedi ve köpekteki koronavirüs insanlara bulaşmaz" dedi.
İNSANDAKİNDEN FARKLISon dönemde dünya çapında etkili olan koronavirüsün evinde hayvan besleyenlerde tedirginlik yarattığını anlatan Murat Karabayoğlu, koronavirüsün kedi ve köpeklerde sindirim, insanlarda ise solunum yolu hastalıklarıyla belirti verdiğini söyledi. Karabayoğlu, "Kedilerde ve köpeklerde ayrı ayrı koronavirüse bağlı hastalıklar oluşabiliyor. Köpeklerde aşısı var. Kedilerde aşı hala bulunamadı. Koronavirüs taşıyıcısı kediler, daha sonra fip denilen çok ciddi bir hastalığa dönebiliyor. Kedi ve köpekteki koronavirüs, insandakinden çok farklıdır. Kesinlikle kedi veya köpekten insana koronavirüs bulaşması mümkün değil" diye konuştu.
AŞILARA ÖNEM VERİLMELİMurat Karabayoğlu, evde kedi ve köpek besleyenlere hayvanlarına aşı yaptırmaları konusunda uyarılarda bulundu. Kedi ve köpeklerde oluşabilecek bazı rahatsızlıklar sonucunda insana bulaşabilen hastalıklar olabileceğini anlatan Karabayoğlu, "Evlerimizde beslediğimiz hayvanlar artık ailemizin bir üyesi haline geliyor. Beslediğimiz hayvanların ve kendi sağlığımızı korumak için onların aşılarına önem vermek zorundayız" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Veterinere kedisini getiren kişiden detaylarVeteriner dükkanındaki diyalogMuayene odasından detay görüntüVeterinerin kediyi muayene etme görüntüsüKediden detaylarAşının hazırlanışıAşıdan detayKediye aşının vurulmasıKlinikte bulunan kedilerden detay görüntüBaşka bir kedinin muayene görüntüsüKedilerden detaylarMurat Karabayoğlu'nun röportajı
HABER-KAMERA: Aslı DURAN/ANTALYA,
=================================================
Bu ilçede arsa fiyatları İstanbul Boğazı ile yarışıyor RİZE'nin Çayeli ilçesinde, 300 metrekarelik arsa ve üzerindeki 2 katlı bina, belediye tarafından 5,5 milyon TL'ye liraya satışa çıkarıldı. Sosyal medyada arsa ve binaya biçilen değerin İstanbul Boğazı'ndaki yalı fiyatlarına eş değer olduğu eleştirileri yapıldı. Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı Çiftçi, "İlçenin en değerli yerinde 300 metrekare arsamıza 5,5 milyon TL değer biçtik. Bu bir yalı fiyatı ise değerli ve güzel bir şey" dedi.
Doğu Karadeniz'de engebeli arazi şartları yapılaşmaya sınırlı alan tanıyor. Mevcut imara açık arazilerde bu nedenle yüksek fiyatlarda alıcı buluyor. Rize'nin Çayeli ilçesinde belediye ilçe meydanında yer alan içerisinde 2 katlı binanın da yer aldığı 300 metrekarelik ihale yoluyla 5.5 milyon TL'ye satışa çıkardı. Sosyal medyada arsa ve binaya biçilen değerin İstanbul Boğazı'ndaki yalı fiyatlarına eş değer olduğu eleştirileri yapıldı. İhale, 19 Mart tarihinde gerçekleştirilecek.
Çayeli Belediye Başkanı İsmail Hakkı Çiftçi, bölgede düz arazinin kısıtlı olmasına bağlı olarak arz ve talep dengesizliğinden dolayı arazilerin pahalı olduğunu söyledi. Çiftçi, "Satışa çıkardığımız yer çok kıymetli bir konumda bulunduğu için fiyatının çok pahalı olduğunu düşünmüyorum. Bazen Üsküdar'la, Ümraniye ile Çayeli'ndeki daire fiyatlarını kıyaslıyorum. Çayeli'ndeki dairenin fiyatı ile oradaki fiyatlar belki baş başa, belki biraz daha fazla. Burada ne hazine arazisi, ne vakıf arazisi var. Bütün arazi şahısların tapulu arazisi. Kalabalık bir nüfus var ve bu nüfusa araziler bölündüğünde küçük birer parça kalıyor. Zaten çoğu hemşerimiz arazisini satma taraftarı değil. Çünkü küçük bir parça arazileri var ve bu topraklarla bir bağının olmasını istiyorlar. Siz o arazileri almak isteseniz de bunun bir bedeli onlar için olmuyor. Fiyatlarda bu şekilde psikolojik olarak yükseliyor" dedi.
'ARSAMIZ BİR YALI DEĞERİNDEYSE GÜZEL BİR ŞEY'İlçenin en değerli yerindeki 300 metrekare arsaya 5, 5 milyon TL değer biçtiklerini ifade eden Çiftçi, "Bu bir yalı fiyatı ise değerli ve güzel bir şey . Biz buranın fiyatını belirlerken hem bağımsız bir firmadan hem de arkadaşlarımızın belediye içindeki bir komisyondan fiyatla ilgili bir tespiti yapılmasını istedik. Yani bizim keyfi olarak fiyat belirleyecek bir durumumuz yok. İşin gerçeği biz belediye olarak borçlu bir belediye devralmamış olsaydık böyle değerli bir yeri belediye hizmetlerinde kullanılmak isterdik. Mecburen satma kararı aldık belediye meclisi olarak. Kapalı zarf usulü bir satış komisyonu huzurunda yapacağız, umarız satılır. Çünkü gerçekten buranın satışından gelecek olan geliri bekleyen birçok esnaf hemşerimiz, sabırla borcumuzu ödememizi bekliyorlar. Umarız iyi bir müşteri çıkar, derki 'gidelim Çayeli Belediyesi'ni de sıkıntıdan kurtaralım, güzel bir yeri varmış onu satın alalım'. Umarız o fiyatı verir daha fazlasını verirler, biz de hem borçlarımızı ödemiş oluruz hem de ilçemizde başka hemşerilerimizin yeni projeler için kullanacağı bir alanı onların düşüncesine ve planlarına sunmuş oluruz" diye konuştu.
'ARAZİ YOK, EVLER PAHALI'Çayeli'nde yaşayanlar da ilçede arazi ve konut fiyatlarının çok pahalı olmasından dert yandı. Esnaf Süleyman Hürremoğlu, "Bölgemizde araziler engebeli olduğu için düz yerler çok kıymetli. Biz böyle yüksek rakamlar duymaya alıştık" dedi. Selahattin Yahya ise "Arazimiz kıt, ev yapacak yeri olmayan insanlar. Sonuçta da böyle düz araziler çok kıymetleniyor" diye konuştu.
Saliha Taşdemir de "Rize'de alan yok, her yer dağ, tepe düz alan yok, ev fiyatları da almış başını gidiyor, 500-600 bin liradan bahsediyorlar, 100 senede yaşasak bir ev alamayız" derken, Nurten Karaoğlu "Düz yer yok ki, hep bayır, çaylık ormanlık her yer, ondan arsalar pahalı, ev alamıyoruz köyde oturuyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Çayeli'den detaylar-Satışı yapılan arsanın dağ ve deniz tarafından görüntüleri-Arsa ve üzerindeki dükkanlardan detaylar-Belediye Başkanı İsmail Hakkı Çiftçi röportaj-Çayelililerle röportaj-Muhabir anonsu (Arzu ERBAŞ)
HABER-KAMERA: ARZU ERBAŞ RİZE-DHA
=============================================
Bakan Selçuk'un duyurduğu meslek lisesi, koronavirüse karşı 21 ürün üretti SAMSUN'da bulunan Atakum Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 50 çeşit temizlik ürünü üretilip yıllık yaklaşık 3, 5 milyon TL ciro elde ediliyor. Okulda, 'koronavirüs' için yapılan çalışma ile anti bakteriyel özelliği artırılan 21 yeni ürün elde edildi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da okulla ilgili 'Samsun'da 'Ata Kimya' markasıyla üretim yapan Atakum MTAL'in Kimya Teknolojisi binasının açılışını birlikte yapmıştık. Koronavirüs tedbirlerimizde meslek lisemiz destek oluyor' paylaşımında bulundu.
Samsun'da bulunan Atakum Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 31 yıldır temizlik maddeleri üretimi yapılıyor. Kimya Teknolojisi Bölümü öğrencileri ve öğretmenlerinin yaklaşık 5 bin metrekarelik alanda yaptığı çalışmalarla birlikte 'Ata kimya' markası oluşturuldu. Günlük 50 ton üretim yapılan okulda geçen yıl yaklaşık 3.5 milyon TL ciro elde edildi. 50 temizlik ürünü üretilen okulda, koronavirüse karşı yeni bir çalışma başlatıldı. Anti bakteriyel özelliği artırılmış 21 yeni temizlik ürünü üretildi. Özellikle anti bakteriyel sabunların büyük talep gördüğü belirtilirken koronavirüs için özel olarak üretilen 21 ürün için ise ilk aşamada 50 ton sipariş alındı. Bin 98 öğrenci, 155 öğretmen bulunan okulda üretilen temizlik ürünleri Türkiye'nin 25 iline gönderiliyor.
'KORONOVİRÜS İÇİN 21 YENİ ÜRÜN GELİŞTİRİLDİ'Üretimle ilgili bilgi veren Okul Müdürü Melek Çelebi, 50 çeşit evsel ve endüstriyel temizlik ürünleri ürettikelrini belirterek "Türkiye'nin gündeminde olan koronavirüse karşı etkin anti bakteriyel ürün çalışmamız var. 21 çeşit bu manada çalışma başlattık. Yeni ürün hazırladık. Anti bakteriyel ürünlerimiz zaten vardı ama koronovirüsten sonra seyreltmeler ve virüslere karşı etkin formüller oluşturduk. Bu ürünlerle ilgili talepler gelmeye başladı. Şu an 50 ton sipariş aldıkö dedi.
YILLIK 3,5 MİLYON TL CİRO YAPTIÜrünleri öğretmenlerin ve öğrencilerin laboratuvarlarda ürettiklerini belirten Çelebi, "Türkiye'nin 25 iline ürünlerimizi gönderiyoruz. Ağırlıklı olarak ürünlerimizi öğrenci yurtları, belediyeler, hastaneler, okullara gönderiyoruz, vatandaşlarımız da perakende satışlarla alabiliyorlar. 2019'da yıllık 3, 5 milyon ciro elde ettik. Bu yılki hedefimiz 5 milyon TL ciro elde etmekö diye konuştu.
BAKAN SELÇUK SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞTIMilli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulda yapılan üretimle ilgili olarak sosyal medya hesabında paylaşımda bulundu. Bakan Selçuk paylaşımında, "Samsun'da 'Ata Kimya' markasıyla üretim yapan Atakum MTAL'in Kimya Teknolojisi binasının açılışını birlikte yapmıştık. Koronavirüs tedbirlerimizde meslek lisemiz destek oluyor' ifadelerine yer verdi.
Görüntü Dökümü: ------------------------Okuldan detay-Üretim merkezinden detay-Üretimden detay-Ürenlerden detay-RöportajHaber-Kamera: Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/SAMSUN,
==============================================
Kayıp Gülistan için oluşturulan özel ekip, Ankara'dan Tunceli'ye geldi
TUNCELİ'de, 5 Ocak'tan bu yana kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku'yu (21), arama çalışmaları 65'inci günde de sürerken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatıyla Ankara'da oluşturulan özel ekip, kente gelip, çalışmalara başladı.
Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku'dan, 5 Ocak'ta kaldığı yurttan çıktıktan sonra haber alınamadı. Diyarbakır'da oturan ailesinin, kızlarının kaybolduğu gün Tunceli'ye gelerek, güvenlik güçlerine ihbarda bulunması üzerine arama çalışmaları başlatıldı. Arama çalışmaları, Gülistan'ın son görüldüğü Uzançayır Baraj Gölü bölgesinde yoğunlaştırıldı.
Gülistan Doku'nun bulunması için yürütülen arama çalışmaları, 65'inci günde de sürdürüldü. AFAD ve jandarma ekipleri ile Artvin Emniyet Müdürlüğü'nden gelen su altı arama kurtarma polislerinin katıldığı arama çalışmalarında, henüz bir ize rastlanmadı.
ÖZEL EKİP ÇALIŞMALARINA BAŞLADIGeçen günlerde geldiği Tunceli'de genç kızın ailesiyle görüşen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatı üzerine Ankara'da oluşturulan özel ekip ise, bugün kente gelerek çalışmalara başladı. Özel ekibin çalışmalarını, Gülistan Doku'nun kaybolmasıyla ilgili soruşturmayı yürüten Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesiyle yürüttüğü öğrenildi.
219 KİŞİNİN İFADESİ ALINDI, 650 SAAT KAMERA GÖRÜNTÜSÜ İZLENDİGülistan Doku soruşturmasını yürüten Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından daha önce oluşturulan özel ekibin şu ana kadar bilgi sahibi 219 kişinin ifadesine başvurduğu, 75 kameradan elde edilen toplam 650 saatlik görüntüleri incelediği belirtildi. Doku Ailesi tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulan genç kızın erkek arkadaşı Rusya uyruklu Z.A.'nın da şu ana kadar 2 kez polis, bir kez de Cumhuriyet savcısı tarafından sorgulandığı, el konulan cep telefonundan alınan görüntülerin ise uzman ekipler tarafından incelendiği ifade edildi.
Görüntü dökümü-------------- Uzunçayır baraj gölü yüzeyi ve kıyısında bot ile yapılan aramalar Detektör köpekler ile su kıyısında yapılan aramalarGenel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Ferit DEMİR/ TUNCELİ,
Son Dakika › Güncel › İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?