Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 3

TUNCAY ÖZKAN KILIÇDAROĞLU'NUN DUYURDUĞU "O FLASH BELLEĞİ" SAVCILIĞA TESLİM ETTİÖzkan : Flaş belleğin orijinalini dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'a vermiştimÜmit TÜRK İstanbul / DHA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün yaptığı grup toplantısında, '2007 yılında Tuncay Özkan'a gelen...

25.07.2017 16:00

TUNCAY ÖZKAN KILIÇDAROĞLU'NUN DUYURDUĞU "O FLASH BELLEĞİ" SAVCILIĞA TESLİM ETTİ

Özkan : Flaş belleğin orijinalini dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'a vermiştim

Ümit TÜRK İstanbul/ DHA

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün yaptığı grup toplantısında, '2007 yılında Tuncay Özkan'a gelen disk Genelkurmaya ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na gitti ve dosyayı kapatan Akın Öztürk şu an hapiste' diyerek Tuncay Özkan'ın bugün o diski savcılığa teslim edeceğini açıklamıştı. Özkan avukatı aracılığıyla bugün söz konusu flash belleği savcılığa teslim etti. Özkan tanık ifadesinde, flash belleğin orijinaini dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'a verdiğini söyledi.

KILIÇDAROĞLU KÜRSÜDE DUYURURKEN ÖZKAN SAVCININ KAPISINI ÇALDI

CHP Milletvekili Tuncay Özkan, Kılıçdaroğlu'nun açıklama yaptığı sıralarda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek söz konusu flash belleği teslim etti. Özkan'ın flash belleği teslim ederken tanık olarak alınan ifadesinde şunları söylediği öğrenildi; "Soruşturma konusu olayla ilgili olarak 24 Mayıs'ta verdiğim ifademi tekrar ederim. Söz konusu ifademde belirttiğim ve kendi sakladığım arşivimden araştıracağımı beyan ettiğim flash bellek ile ilgili olarak yaptığım araştırmada içerisindeki bilgileri arşivlediğim diğer bir flash belleği buldum. Önceki beyanımda belirttiğim gibi flash belleğin orijinalini dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'a vermiştim. Tarafınıza sunduğum kopya flash bellekte ise 59 klasör 698 dosyadan ibaret 192 MB kapasiteli bilgiler bulunmaktadır. Soruşturma kapsamında delil olarak kullanılmak üzere ibraz ediyorum."

"SAVCI DOSYAYI YENİDEN AÇMAK İSTİYOR"

Kılıçdaroğlu grup toplantısındaki konuşmasında şunları söylemişti; "9 Şubat 2009'da flaş diskteki bütün bilgiler bir dosyaya aktarılır ve dosya bir şey yok diye kapanır. Bu flaş bellekte 15 bin subay ve astsubay içeren bilgi ve belge vardı. Yaşam biçimi ve alışkanlıklarına dair bilgiler vardı. 86 general hakkında özel fişleme bilgileri vardı. Örgütle bağları, himmet ilişkileri vardı.

Elimine edilmek istenen TSK mensuplarının nasıl şikayet edileceği yazışma örnekleri vardı ve bu dosya 2009'da kapatıldı. 2007'de Tuncay Bey teslim ediyor, 2008'de gözaltına alınıyor, 6 yıl hapishanede kalıyor. Orduya teslim ettiği önemli bilgilerin tamamı yine silinir. Tuncay Özkan yargılanırken dönemin başbakanı ben bu davaların savcısıyım diyor.

Soru şu; bu flaş diskteki bilgileri incelemek üzere kurulan Güneş Çalışma Grubu iktidarın bilgisi dahilinde kurulmuş mudur? Kurulmuşsa bu dosya kapatılırken Başbakan kimdi, Adalet Bakanı kimdir, Milli Savunma Bakanı kimdi, onların tamamının açığa çıkması lazımdı. Bu flaş disktekiler yok sayılmasaydı bugün ne 250 şehidimiz ne de 2193 gazimiz olmayacaktı. Şimdi Tuncay Bey, yılların gazetecisi, aldığı bilgileri birden fazla yerde tuttu. Savcı şimdi, 15 Temmuz'dan sonra dosyayı yeniden açmak istiyor, diyor ki bilgiler sizde, verin dosyayı açacağız. Bir vatansever olarak her türlü teröre karşı çıkan bir insan olarak biraz sonra gidecek, bir örneğini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verecek."

================

(ÖZEL)  ENİŞTE - KAYINBİRADERİN CADDE ORTASINDAKİ SİLAHLI KAVGASI KAMERADA

İhsan YALÇIN - Kamera: Ali Kerem BENGİ, İstanbul DHA

Bahçelievler'de, eniştesiyle telefonda tartışan bir kişi arkadaşlarını da yanına alarak baskına gitti. Baskına gelen grup ile enişte ve kardeşinin sokakta karşılaşması üzerine silahlar patladı. 3 kişinin yaralandığı silahlı kavga güvenlik kameları tarafından da saniye saniye kaydedildi.

Olay, dün saat 22.30 sıralarında, Yenibosna Çobançeşme Mahallesi Mithatpaşa Caddesi Uludağ Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre, birkaç gün önce Fırat Corli'nin eşi yaşadıkları bir tartışmanın ardından evi terk ederek ailesinin yanına döndü. Bu olayın ardından eşinin erkek kardeşi Corli'ye sık sık telefon etti, ikili tartışmalı konuşmalar yaptı.

TELEFON TARTIŞMASINDAN SİLAHLI KAVGAYA

Dün akşam da benzer bir telefon konuşmasında Fırat Corli ile kayınbiraderi yine tartıştı. Tartışmanın ardından arkadaşlarını toplayan kayınbirader, Corli'nin kardeşiyle yaşadığı mahalleye geldi. Fırat ve kardeşi Suat Corli, grupla sokak üzerinde karşılaştı.

İki grup burada kavgaya tutuştu. Bu sırada cadde üzerinden geçen bir polis ekibi olayı görerek müdahale etmek istedi; ancak taraflar karşılıklı olarak birbirlerine ateş etmeye başladı. Açılan ateş sonucu kayınbirader ile 2 arkadaşı yaralandı.

Yaşanan kavga, silahların kullanılması ve polisin müdahalesi sokaktaki bir iş yerinin güvenlik kameralarınca kaydedildi.

2 KARDEŞ GÖZALTINDA

Olaydan sonra 3 yaralı hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Fırat Corli ile kardeşi Suat Corli'nin ise polisteki sorgusu sürüyor.

"BİRBİRİNE SALDIRDILAR"

Silahlı kavga anında iş yerinde olduğunu belirten Serhat Kaya, "Biz de arkadaşlarla içeride oturuyorduk. Bir anda silah seslerini duyduk. Dışarıya çıktık. İki, üç kişi birbirine silah çekiyorlar. Birbirine saldırdılar. Bir şeyler oldu. Polisler geldi. Olay bu şekilde devam etti. Biz de anlamadık. Olan malımıza oldu, arabamıza mermi geldi. Şimdi ne yapacağız, biz de bilmiyoruz?" dedi.

"VURULAN YERE DÜŞTÜ"

İsmini vermek istemeyen bir çevre sakini ise, "Olay anında biz aşağıdan yukarıya doğru geliyorduk. Yanımda çocuklar da vardı. Polis ekip arabası aşağıya doğru gidiyordu. Ben 'Olay var' diye buraya yönlendirdim. Polis ekip arabası buraya geldiğinde silahlar daha patlamamıştı. Ondan sonra polisi görünce bunlar polise de 'Bin arabaya git' dediler. Ondan sonra birbirine sıktılar. Bayağı 20 veya 25'e yakın silah sıktılar. Vurulan yere düştü, vurulan yere düştü" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

EK GÖRÜNTÜ

-Olay anının güvenlik kamera kayıtları

GEÇİLEN GÖRÜNTÜ

-Olay yyerindeki boş kovanlar

-Polisin güvenlik önlemleri

-Olay yeri inceleme ekiplerinin delil araştırması

-Vatandaşlardan görüntü

-Cama kurşun gelen araçtan görüntü

-Kamyonun içindeki boş kovanlar

-Olay yeri ekiplerinin aracı incelemesi

-Olayın görgü tanıkları ile röp.

-Genel ve detaylar

====================

(ÖZEL) SİTENİN POLİS YÖNETİCİSİNİN "SİLAHLI" SİTE YÖNETİMİ

Apartmanın otoparkındaki tartışma adliyelik oldu. Nişanlısının oturduğu apratmanın otoparkındaki tartışmada polis yöneticinin silah çektiğini söyleyen şikayetçi o sırada kaskındaki kameranın kaydını da delil olarak savcılığa verdi.

Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Güven USTA, İstanbulDHA

Park yüzünden tartıştığı polis memuru,  silah çekti. Üstelik bunu tartıştığı kişinin nişanlısının yanında yaptı. Mustafa Güngül olay yerinden uzaklaşmak zorunda kaldı. Bütün bu yaşananlar kask kamerası tarafından görüntülendi. Güngül, 13 Temmuz'da yaşanan olayın ertesi günü, kafasına silah dayadığını iddia ettiği polis memuru A. A hakkında, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

MAKBUZSUZ ÖDEME YAPMAYINCA

Ümraniye'de bir sitenin otoparkında yaşanan bu tartışmanın sebebi aidat. Nişanlısından aidatı makbuz karşılığı ödemesini, aksi halde ödememesini isteyen Mustafa Güngül, aynı zamanda sitenin yöneticisi olan polis memuru A.A ile tartışmaya başladı.Yönetici A.A. motosikletin otopark dışına çıkarmasını istedi.

OTOPARKA SİLAHIYLA DÖNDÜ

Site yöneticisi A.A, nişanlısını ziyarete gelen Mustafa Güngül'e motorsikletini otoparka bırakamayacağını söylemeye devam etti. Otopark hakkı olduğunu söyleyen Güngül, buna itiraz etti. İkili arasında sözlü tartışma giderek büyüdü. Bir ara yukarı çıkan polis memuru A.A beylik silahıyla otoparka döndü. " Seni sererim" diyerek Mustafa Gülgül'e silah çekti. Üstelik bunu hem kendi eşi hem de Mustafa Güngül'ün nişanlısının yanında yaptı.

"BU KADAR KOLAY OLMAMALI"

Kendisinin polis çocuğu olduğunu söyleyen Mustafa Güngül, " Kafama silah dayanması beni çok rencide etti. Ben 25 yıl hizmet yapmış bir adamın oğluyum. Ben babamın silahını toplamda iki veya üç kez gördüm. Bu konuda hassastı. Silahını bize göstermezdi. Bunun yaptırımı nedir bilmiyorum ama vatandaşın kafasına silah dayamak bu kadar kolay olmamalı"dedi.

NİŞANLISININ YANINA GİDEMİYOR

Yaşanan olay sebebiyle nişanlımın evine girip çıkamadığını söyleyen Güngül, " Ayrıca onun can güvenliğinden de tedirginim. Sonuçta benim kafama silah dayayan kişi, onun iki üst katında oturuyor şuanda"diye konuştu. Güngül savcılağa şikayet dilekçesi verip bu görüntüleri de delil olarak dilekçeye ekledi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------------

Yaşanan tartışmanın kask kamerasına yansıyan görüntüleri

Silahın görüntüsü

Mustafa Güngül'den motor üzerinden detay görüntüler

Savcılık suç duyurusundan resmi ifade tutanağından detay

Güngül ile Röportaj

================

BAŞSAVCILIK CUMHURİYET GAZETESİ İDDİANAMESİNİ YAZAN SAVCILAR HAKKINDA FETÖ SORUŞTURMASI YOKTUR

Haber Ümit TÜRK İstanbul  DHA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Bugün tarihi itibariyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında düzenlenen bir siyasi partinin grup toplantısında, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde FETÖPKKDHKP-C terör örgütlerine yardım suçundan yargılaması devam eden bir kısım Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri hakkındaki iddianamenin FETÖ üyeliğinde yargılanmakta olan bir Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlendiğine yönelik beyanlar gerçeği yansıtmamaktadır.

Söz konusu iddianame İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Akif Ekinci ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yasemin Baba tarafından düzenlenmiş olup, adı geçenler hakkında ne Cumhuriyet Başsavcılığımızca ne de HSK Teftiş Kurulu Başkanlığınca yürütülmekte olan hiç bir soruşturma ve inceleme bulunmamaktadır denildi.

O SAVCI SORUŞTURMAYI BAŞLATAN GÖZALTILARI YAPAN İSİMDİ

Söz konusu FETÖ'den yargılanan savcı Murat İnam, Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerine yönelik operasyonu ve gözaltıları yaptıktan sonra bu dosyadan alınmış, iddianame ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Akif Ekinci ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yasemin Baba tarafından düzenlenmişti. Savcı Murat İnam'ın, Yargıtay'da görülen Selam Tevhid davasında FETÖ üyeliği suçundan tutuksuz yargılanması devam ediyor.

Görüntü Dökümü (arşiv)

-------------------------

Yazılı açıklama metni

Başsavcı İrfan Fidan

İstanbul Adalet Sarayı

================

GENEL YAYIN YÖNETMENİ MURAT SABUNCU SAVUNMA YAPTI :

* "Biz Cumhuriyet'te 200 kişiyiz. Yani Cumhuriyet çalışanlarının yüzde 10'unu gözaltına aldınız. Onunla yetinmedi iddianame, adı geçenlerin anneleri, babaları, eski eşleri bile hesaplarıyla beraber sorguya dahil edildi"

Özden ATİK/ İstanbul, DHA

Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart'ın arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik 19 sanıklı davaya devam ediliyor. Davanın ikinci gününde, ilk savunmayı gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu yaptı. Sabuncu, "Bu dava bütün gazetecilere bir gözdağı davasıdır. Türkiye'de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak ve cezaevine konmak" dedi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, gazeteci Ahmet Şık'ın aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanık getirilirken; çok sayıda avukat da duruşmada hazır bulundu. CHP'li milletvekili Mahmut Tanal, Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar ile birlikte sanık yakınları ve çok sayıda yabancı basından temsilcileri de duruşmayı izledi.

SABUNCU'NUN SAVUNMASI İLE BAŞLADI

Duruşma, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'nun savunması ile başladı. Davanın 24 Temmuz günü, sansürün kaldırılışının günü başladığını belirten Sabuncu, "Cumhuriyet davası tüm gazetecilere bir gözdağı davasıdır. Türkiye'de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak ve cezaevine konmak. İddianamenizi 5 ay boyunca cezaevinde beklemek ve ilk kez savunma için 9 ay mahkemenin başlamasını beklemek. Biz bunların hepsini yaşadık" dedi.

"CUMHURİYET ÇALIŞANLARININ YÜZDE 10'UNU GÖZALTINA ALDINIZ"

Sabuncu, "Bu soruşturmayı başlatan savcı, bizi tutuklayan, soruşturmayı yürüten kişi FETÖ üyesi olmakla yargılanan bir kişi. Düşünebiliyor musunuz, bu kişi ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor. Düşünebiliyor musunuz ki bu kişi hala işinin başında ve o iş adalet dağıtmak. Bizim işimiz gazetecilik bize kalem bile verilmedi. Biz 31 Ekim günü tutuklandık. O günden bu yana 20 Cumhuriyet yazarı, emekçisi gözaltına alındı. 14 tanesi değişik zamanlarda Silivri'ye kondu. Biz Cumhuriyet'te 200 kişiyiz. Yani Cumhuriyet çalışanlarının yüzde 10'unu gözaltına aldınız. Onunla yetinmedi iddianame, adı geçenlerin anneleri, babaları, eski eşleri bile hesaplarıyla beraber sorguya dahil edildi" diye konuştu.

"HİÇBİR ZAMAN VAKIF ÜYESİ OLMADIM"

İddianamede Cumhuriyet Vakfı'nın ele geçirilmesi ile ilgili suçlandığını ifade eden Sabuncu, "Hiçbir zaman vakfın üyesi olmadım. 'Vakfın ele geçirildiği tarih' olarak anılan 18 Şubat 2014 tarihinde ben Cumhuriyet'te çalışmıyordum. 6 ay sonra gazeteye geldim. O vakıftakilerin hiçbiriyle çay içmişliğim yok. Yani iddianame diyor ki 'Murat Sabuncu sen bu vakfı hiç tanımadığın kişilerle ele geçirdin' şeklinde konuştu.

"GAZETECİ HERKESLE TEMAS EDER"

"28 yıllık gazeteciyim. 1 Eylül 2016'da Cumhuriyet'in Genel Yayın Yönetmeni oldum" diyen Murat Sabuncu, "Gazeteci herkesle temas eder ama mesafesini korumaya devam eder. Gazetecinin şununla görüştüğü denmesi abesle iştigal" dedi. Bylock kullanıcısı kişilerle görüştüğü şeklindeki iddiaya değinen Sabuncu, "İddianamede, toplam 215 bin 92 tane Bylokçu olduğu ifade ediliyor. İddianameye göre 18 kişiyle görüştüm, yani 18 binde bir" dedi.

"DOKUNANIN YANDIĞI ZAMANLAR..."

İddianamede, FETÖ üyeliğinden tutuklanan Oda TV'nin eski hakimi Mehmet Ekinci ile konuştuğu yönündeki iddialara da değinen Sabuncu, şunları söyledi: "Ben Mehmet Ekinci ile sadece konuşmadım. En az yedi kez aynı mekanda da bulundum. O sizin oturduğunuz yerde oturuyordu sayın hakim, ben Oda TV davasında izleyiciydim. O gün biz de kaçak savcı Zekeriya Öz'ün gazeteci arkadaşlarımıza açtığı davanın ne kadar haksız olduğunu sokak sokak anlattık. Ahmet Şık, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu bu insanlar yargılanıyordu. O dönem bu insanların yanında durmak zordu. Ahmet Şık'ın deyimiyle 'dokunanın yandığı' zamanlardı."

"ÇÖZÜM DEMOKRASİ MANŞETİ İDDİANAMEDE YOK"

Sabuncu, 15 Temmuz darbe girişiminde gazete olarak darbenin karşısında yer aldıklarını belirterek "Ne yapacağımız belliydi. 'Çözüm demokrasi' manşetimizdi. Darbeye karşı çıktığımız gün attığımız manşet, iddianame ve eklerinde yok" diyerek o tarihli gazeteyi mahkeme heyetine gösterdi. Sabuncu, başyazının da darbe karşıtı olduğunu ancak buna da iddianamede yer verilmediğini, attığı sosyal medyada daa demokrasi yanlısı paylaşımlarda bulunduğunu ifade etti. Sabuncu'nun ifadesini tamamlamasının ardından duruşmaya öğle arası verildi.

=======================

CUMHURİYET DAVASINA GAZETECİ ÖRGÜTLERİ VE YABANCI BASINDAN YOĞUN İLGİ

Cumhuriyet Gazetesi davasının ikinci gününde de gazeteci örgütlerinin davaya ilgisi yoğun oldu. Yabancı basın mensupları da dava boyunca adliye önünden yayın yaptı.

Haber: Ümit TÜRK - Kamera: Yaşar Kaçmaz İstanbul/ DHA

Cumhuriyet Gazetesi davasının ikinci gününde gazetenin genel yayın yönetmeni tutuklu sanık Murat Sabuncu savunmasını yaptı. Sabuncu'nun savunmasını tamamlamasının ardından İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ duruşmaya öğle arası verdi. Verilen arayla birlikte adliye önünde toplanan gazeteciler, tutuklu gazetecilerin fotoğraflarının yer aldığı ve üzerinde "Hepsini istiyoruz" yazılı pankart açarak, "Gazetecilere özgürlük" sloganları attı. Ardından davaya ilişkin açıklamada bulunuldu.

Cumhuriyet Davası Koordinasyonu adına gazeteci Ertuğrul Mavioğlu tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

"Bütün dünyanın gözü bu davanın üzerinde. Çünkü bu dava, sadece Cumhuriyet Gazetesi'nin 17 yazar, muhabir ve yöneticisinin yargılandığı bir dava değil. Bu dava, Türkiye'de demokrasinin varlığı ya da yokluğunun test edildiği, başta basın ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm dünyada kabul görmüş evrensel düzlemdeki hak ve özgürlüklerin kullanılıp kullanılmadığının sınandığı bir dava."

Bu davanın bir diğer öneminin ise "Türkiye'de halkın haber alma hakkının önündeki engellerin ya daha da perçinlenmesine ya da yıkılıp geçilmesine yol açacağı olmasıdır" diyen Mavioğlu devamında, "Türkiye'de 150 gazeteci tutuklu. OHAL şartlarında çıkarılan KHK'lerle yüzlerce gazete, televizyon, radyo ve internet sitesi kapatıldı. Binlerce gazeteci bu süreçte işsiz kaldı" ifadesinde bulundu.

Öte yandan yabancı basın mensupları da dava boyunca adliye önünden ajans ve haber kanallarına yayın yaptı.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

Yabancı basından detaylar

Adliye önünde toplanan grup

Ertuğrul Mavioğlu'nun basın açıklamasını okuması

Grubun sloganlar atması

Genel ve detay görüntüler

========================

İSTANBUL'DA TERÖR OPERASYONU: 4 KİŞİ TUTUKLANDI

*15 Temmuz gecesi otobüs yakan 4 kişi tutuklandı.

Haber: Çağatay KENARLI, İSTANBUL DHA

Başakşehir Güvercintepe Mahallesi'nde 15 Temmuz'da saat 23.15 sıralarında kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce bir İETT otobüsüne molotoflu saldırı düzenlendi. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri konuyla ilgili yaptığı çalışmada saldırıyı terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması Devrimci Gençlik Hareketi (DGH)'nin yaptığını belirledi. Ekipler, geçtiğimiz çarşamba günü belirlediği 14 şüpheliyi yakalamak için düzenlediği operasyonda 1'i 18 yaşından küçük toplam 10 kişiyi yakalayarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri bugün tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. 18 yaşından küçük şüpheli savcılık tarafından serbest bırakıldı. Şüphelilerden 4'ü tutuklanırken, 5'i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

========================

ŞİŞLİ'Yİ KOKUTAN EYLEM..SENDİKA"KAZANIMLARIMIZI YOK ETMEK İSTEDİLER" DERKEN BELEDİYE" MAAŞLARDA EKSİLME YOK" DİYOR

Ezgi ÇAPA/ İstanbul, DHA

İstanbul'da yıllar sonra bir işçi eyleminde çöp toplamama yöntemine başvuruldu. Yaz sıcağında vatandaşlar kötü kokular ve çöp yığınlarıyla karşı karşıya kaldı.

Şişli Belediyesi'ne ait Kent-Yol şirketinin personel alımı ihalesine sokulmadığını iddia eden Kent-Yol işçileri iş bıraktı. Şişli Belediyesi'nin Feriköy'de bulunan Temizlik İşleri Müdürlüğü'ndeki çöp araçlarının çıkışına izin vermedi. Belediye önünde toplanan işçiler yarına kadar bir anlaşma sağlanmazsa, sabah İstanbul'dan Ankara'ya doğru 25 gün sürecek bir yürüyüşe başlayacaklarını duyurdu. Şişli Belediyesi ise Kent-Yol'un ihaleye katılma şartları taşımadığı için ihaleye alınmadığını savunarak, işçilerin herhangi bir hak kaybına uğramayacaklarını ya da işsizlikle karşılaşmayacaklarını belirtti.

İHALENİN SONUCUNU BELEDİYENİN ÖNÜNDE BEKLEDİLER

Sabahın erken saatlerinden belediyenin önünde toplanmaya başlayan belediye işçileri,  saat 11: 00'de düzenlenen personel ihalesinin sonucunu bekledi. "Kentyol işçisi emeğine sahip çıkıyorö,  "Kentyol işçisi adalet istiyorö yazılı pankartların açıldığı eylem sırasında belediye önünde çevik kuvvet ve TOMA da hazır bulundu. İhaleyi Marmara Temizlik İnşaat; Doğan Sosyal Hizmetler ve Burç Yapı İnşaat'dan oluşan konsorsiyumunun kazandığı öğrenildi.

"YARIN SAAT 25 ARKADAŞIMIZLA ANKARA YÜRÜYÜŞÜNÜ BAŞLATIYORUZö

İhalenin sonuçlanması üzerine Genel-İş İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Şenol Erdem açıklama yaptı. Erdem, "Düne kadar adalet isteyenler, Ankara'dan İstanbul'a gelenler, şimdi Kent-yol işçisini Ankara'ya beklesinler. Yarın saat 10: 00'da 25 arkadaşımızla birlikte Ankara yürüyüşümüzü belediye başkanının önünden başlatıyoruzö dedi.

"BAŞKA BİR FİRMAYA İHALE EDEREK KAZANIMLARIMIZI YOK ETMEK İSTEDİLERö

DİSK Genel Başkan Yardımcısı Cafer Konca ise iki aydır Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve temsilcilerle müzakereler yapıldığını belirterek, yarına kadar çözüm bulunmadığı takdirde Ankara'ya yürüyeceklerini açıkladı. Konca "Bir yanlış yapıldığı takdirde buna seyirci kalmayacağımızı kendisine iletmiştik. Ama bugün gelinen aşamada 19 yıldır Şişli halkına hizmet eden emekçi arkadaşlarımın alınterini görmezden gelerek, başka bir firmaya işlerini ihale ederek, yıllarca verilen olduğunuz örgütlü mücadelenizi, sendikal haklarınızı, sosyal kazanımlarınızı yok etmek ve taşeron cehenneminde sizleri çalıştırmak istedilerö dedi.

ŞİŞLİ BELEDİYESİ: HİÇ KİMSENİN MAAŞINDA 1 KURUŞ EKSİLME OLMAYACAK

Şişli Belediye Başkanı Yardımcısı Halil Özer, Şişli Belediyesi'nin Türkiye'de işçilere en yüksek ücreti ödeyen belediye olduğunu söyleyerek "Çalışanların hak kayıpları ve iş güvenceleri konusunda asla geri dönüş olmayacak. Bu bir açık ihaledir.  Bizim şirketimiz Kent-yol mali yetersizliklerden dolayı ihaleye giremedi. Bizim sokmamamız gibi bir durum söz konusu değil. Bu durumu işçi arkadaşlarımıza, sendika yöneticilerimize anlattık. Birkaç kez toplantı yaptık. Ama onlar her koşulda Kent-yol'un ihaleye girmesini öne sürdüler.  Bu yasal olarak ve mali olarak mümkün değildi. Sayın Hayri İnönü çalışanlarımıza şu mesajı iletmemizi söyledi: Kesinlikle hiç kimsenin maaşında 1 kuruş eksilme olmayacak. Herhangi bir işçi işten çıkarılmayacak. Hiç kimsenin hak kaybı olmayacakö dedi.

"ÇÖP KAMYONLARININ ÇÖP TOPLAMAYA ÇIKMASI ENGELLENİYORö

İşçilerin çöp araçlarının çalışmasını engellediği yönündeki iddialar üzerine ise Özer, "Şu anda yasal bir kayıp olmamasına rağmen çöp kamyonlarının çöp toplamaya çıkması engelleniyor. Bu tamamen yasal olmayan bir şeydir. Bunun sürmesi halinde Başkanlığımız gerekli önlemleri alacaktır. Ama bunun haricinde iş barışını bozacak herhangi bir girişimimiz olmayacakö dedi.

ÇÖP ARAÇLARI ÇIKTI

Belediye önünde toplanan kalabalık, konuşmanın ardından çöp araçlarının bulunduğu Feriköy'deki Temizlik İşleri müdürlüğüne gitti. Bu arada çevik kuvvet ekipleri müdürlüğün girişi önünde kalkanları ile bariyer oluşturdu. Temsilcilerle yetkililerin görüşmesinin ardından uzlaşma sağlanamadığı belirtilirken, saat 15: 00 sularında bazı çöp araçlarını müdürlükten dışarı çıkmaya başladı. Bu araçların hastane çevresindeki çöpleri toplayacağını belirten DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Adil Çiftçi, vatandaşların mağduriyeti üzerine "Yıllardır emek veriyoruz. Karın tokluğuna mı çalışalım. Vatandaşlar şikayetlerini belediyeye iletsinlerö yorumunda bulundu.

OLAN VATANDAŞA OLDU

Şişli sokaklarında oluşan çöp dağlarını temizlemek ise vatandaşa düştü. Çok sayıda esnaf kapısının önünü temizleyerek çöplerini topladı. Mahalle aralarında da yaz sıcağında kötü kokuların oluşmasına neden olan çöp yığınları oluştu.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Belediyenin önünde bekleyen kalabalıktan görüntü

Pankartlardan görüntü

Belediye merdivenlerini süpüren görevlilerden görüntü

TOMA'nın görüntüsü

Genel-İş İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Şenol Erdem'in konuşması

DİSK Genel Başkan Yardımcısı Cafer Konca'nın konuşması

Şişli Belediye Başkanı Yardımcısı Halil Özer ile röp.

Feriköy'deki Temizlik işleri Müdürlüğü önünde toplanan kalabalığın görüntüsü

Çevik Kuvvet ekiplerinin görüntüsü

Sokaktaki çöplerden görüntü

Vatandaşlarla röp.

Genel ve detay görüntüler

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement