1)ÇORLU'DA 25 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ TREN KAZASI DAVASI BAŞLIYOR
TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin öldüğü tren kazasıyla ilgili 'kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu' bulunan TCDD personelleri Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım, 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına çarşamba günü başlanıyor. Kazada kızı, yeğeni, 2 kız kardeşini kaybeden Zeliha Bilgin, "Hayaller bitti, hayatlar gitti. Kocaman bir aileydik, ben en kıymetli 4 canımı kaybettim. Evladımı, kardeşlerimi kaybettim. Bana birileri bunun hesabını vermeli. Benim tek istediğim tüm sorumların yargılanması" dedi.
7'Sİ ÇOCUK 25 KİŞİ ÖLDÜ
Edirne'nin Uzunköprü ilçesi ile İstanbul Halkalı seferini yapan 362 yolcu, 6 personeli bulunan yolcu treni 8 Temmuz 2018 günü Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrilmesi sonucu meydana gelen kazada 7'si çocuk 25 kişi öldü, 328 kişi yaralandı. Türkiye'yi yasa boğan kazanın ardından Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı geniş kapsamlı soruşturma başlattı. Oluşturulan bilirkişi raporunda kazanın, 1900'lü yıllarda yapıldığı değerlendirilen kagir (taş ya da tuğladan) menfez ile rayların arasının sağanak nedeniyle boşalması sonucu meydana geldiği belirtildi. Kazadan 10 gün önce uyarılmasına rağmen gerekli bakım ve kontrolleri yapmadığı gerekçesiyle 'bakım müdürü, yol bakım onarım şefi, hat bakım onarım memuru ve köprüler şefi' olarak çalışan 4 görevli 'asli kusurlu' bulunurken, bilirkişi heyeti rapora, tren makinistinin seri fren yaparak uzun sürüklenme mesafesinin önüne geçtiği, meydana gelebilecek kayıpların artmasına engel olduğu ve kazanın şiddetini azalttığı kanaatine vardığını yazdı.
'ASIL KUSURLU' 4 ŞÜPHELİYE 15 YIL HAPİS İSTEMİ
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı,bilirkişi raporunda 'kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu' bulunan, TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve geçen Mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan ve Köprüler Şefi Çetin Yıldırım'ın, hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Gözaltına alınan 4 görevli, Cumhuriyet Savcılığı'nda ifadeleri alındıktan sonra 'adli kontrol' talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkeme, şüphelileri adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
MAKİNSTLER VE TCDD YÖNETİMİNE TAKİPSİZLİK
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, kazayla ilgili yürüttüğü soruşturmada tren şefi Hüseyin Kahraman, makinistler Halil Altınkaya ve Suat Şahin ile siyasetçiler, bürokratlar, TCDD'nin üst yönetimi yer alan kişiler kovuşturmaya yer olmadığını karar verdi.
'SESSİZ BEKLEYİŞ' EYLEMLERİ
Kazada hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralılar ve avukatları, kazada sadece 4 kişi hakkında dava açılıp, diğer sorumlular hakkında takipsizlik kararı verilmesini protesto etmek için Nisan ayında Çorlu adliyesi önünde 'sessiz bekleyiş' eylemleri başlattı. Çorlu'nun ardından, Uzunköprü, İstanbul ve başka yerlerde eylemlerini sürdüren aileler, Ankara'da Anayasa Mahkemesi önünde de taleplerini dile getirdi ve takipsizlik kararına ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
YARGILAMA BAŞLIYOR
Kazanan meydana gelmesinde asıl kusurlu bulunan TCDD personelleri Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım, 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmalarına Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 Temmuz günü başlanacak. Kazada ölenlerin aileleri, yaralananlar ve avukatlar, kendilerine destek verilmesi için herkesi duruşmanın yapılacağı gün Çorlu adliyesi önüne davet etti.
AİLELER: ADALET BEKLİYORUZ
Kazada 14 yaşındaki kızı Bihter, kız kardeşleri Derya Kurtuluş, Emen Duman ile yeğeni 6 aylık Beren Kurtuluş'u Zeliha Bilgin, kazanın ardından çok zor günler yaşadıklarını belirterek, artık adalet istediklerini anlattı. Kazada ihmallerin bulunduğunu söyleyen Bilgin, şunları söyledi:
"Geride bıraktığımız bir 11 ayımız var, adalet mücadelemiz var. Bu kadar büyük acılarla adalet arayışımız var. Çaldığımız kapılar var, her şey ortada. Çok büyük ihmaller var. Ama adalet yok. İstediğimiz adaleti ne yazık ki bulamadık. Artık mahkememiz başlıyor,
4 kişi yargılanacak bu mahkemede. Bizim istediğimiz bu değildi. 25 kişinin geride kalan acılı ailelerinin istediği tüm sorumluların yargılanmasıydı. Kimse korunmadan, adaletli bir şekilde bu ihmal zincirine kimler imza attıysa hepsinin karşımıza çıkıp tek tek hesap vermesiydi. Biz bir şey istemedik ki. Bizim canlarımız geriye de gelmeyecekti. Ne benim evladım, 2 kardeşim, yeğenim hiç birinin geri gelmeyeceğini biliyoruz bizler. Bu 11 aylık adalet arayışı, mücadelesinde verdiğimiz çaba bu ihmaller yüzünden yanmasın diyeydi.
Pamukova tren katliamında tüm sorumlular yargılansaydı, 8 Temmuz tren faciası olmayabilirdi. Çorlu tren faciasında adalet hızlıca yerini bulsaydı, tüm sorumlular yargılansaydı belki Ankara yaşanmayacaktı. Bu ihmalsizlik zincirlerine imza atanlar adalet önünde hesap vermediği sürece ne yazık ki bu ülkede ihmaller sonucu ölümler, kayıplar böyle facialar hiç bitmeyecek devam edecektir."
'HAYALLER, HAYATLAR GİTTİ'
Zeliha Bilgin, tüm ailelerin beklentisinin kazadaki tüm sorumluların yangılanması olduğunu ifade ederek, sadece 4 kişinin yargılanmasını kabul etmediğini söyledi. Bilgin, "Tabi ki o 4 kişi de vardı bu ihmal zincirinin içinde. Ama koskoca Devlet Demir Yolları'nda sadece 4 kişi nasıl sorumlu olabilir? Madem 4 kişi sorumlu neden diğerleri o koltuklarda oturuyor? Türkiye'de son zamanlarda tren kazaları gündemde hiç bitmiyor. Bir şey yapamıyorsunuz demek ki hepsi üst üste geliyor. Ben 4 kişinin ifadesinin okudum, hatta birazını okudum. Çünkü tamamını okumayı içim el vermedi. Böyle bir yüz yılda adam, 'baktık o gün tahmin edemedik, bana yolu kimse demetlememi söylemedi, benim suçum yok' diyor. Bu nasıl bir ifadedir, böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Benim hayatım bitti, hayatım gitti. Hayaller bitti,hayatlar gitti. Kocaman bir aileydik, ben en kıymetli 4 canımı kaybettim. Evladımı, kardeşlerimi kaybettim. Bana birileri bunun hesabını vermeli. Benim tek istediğim tüm sorumların yargılanması" diye konuştu.
'TÜM SORUMLULAR YARGILANSIN'
Kazada 6 aylık bebeği Beren ile eşi Derya Kurtuluş'u kaybeden Melih Kurtuluş, sadece 4 kişinin değil tüm sorumluların yargılanmasını istediklerini dile getirdi. Kazanın ardından aylar süren adalet arayışları olduğunu söyleyen Kurtuluş, "Buradaki amacımız bu kaza ile ilgili olarak tüm sorumluların yargılanması. Bu kazanın sorumlularının sadece 4 kişiden ibaret olmadığını, üst düzeyde de bu kazanın sorumlularının olduğunu insanlara anlatmak ve bunların da yargılanması yönündü bir talebimiz var. Bugüne kadar tüm bu konudaki taleplerimiz reddedildi. Ama bu bizim bu konuda pes edeceğimiz anlamına gelmiyor. Konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacağız. Tabi bu süreçte dava sürecini de görmek gerekiyor. Bilirkişi raporunun tüm kamuoyunda Devlet Demir Yolları ile ilgili bağlantıları ticari ilişki içinde olan kişiler olduğunu gördüler. Bu bilirkişi raporun da itirazımız oldu. Olay sonrası apar, topar tren yolunun tamir edilmesi ve malzeme ile çöken yolun gerekli inceleme yapılmadan doldurulması sanki yangından mal kaçırırmış gibi delillerin karartılırcasına yeniden yolun düzeltilmesi bizi bu konuda şüpheye düşürüyor" dedi.
Devlet Demir Yolları yöneticilerinin mahkeme sonucu da dahil edilmesi istediklerini belirten Melih Kurtuluş, "Böyle bir talebimiz olacak ve bu konu da her zaman ısrarcı olacağız. Gerekirse daha sonraki süreçte dava açacağız. Tutanaklara baktığınız zaman bu kaza öncesinde menfezle ilgili Mayıs ayında bir tutanak tutulduğu görünüyor. Zaten iç denetim raporunda da menfezle ilgili sorun tespit edildikten sonra beton sıklaştırma yapılmağı ortaya konulmuş. Bu iç denetim raporuna rağmen göz ardı edilen bir durum var savcılık iddianamesinde. Bunlara da itirazımız olacak. Hakkımızı arayacağız. Bu kadar insanın canını ucuz olmaması gerekiyor. Bizim canlarımız gitti. Bakın sürekli tren kaza haberleri var. Dünyanın en güvenli ulaşım aracı, ülkemizin en riskli ulaşım aracına dönmüş durumda. Bizim vicdanımız rahat umarım adalet ararken de bize adalet sunacak olan adalet beklediğimiz insanların vicdanı rahat olur" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------------
Zeliha Bilgin ile röp.
Melih Kurtuluş ile röp.
Ölenlerin fotoğrafları
Detaylar
-TREN KAZASI ARŞİV
Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE-Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),-
=====================================================
2)'YAŞAMAZ' DENİLEN AZRA, ERKEK KARDEŞİNİ KUCAĞINA ALACAK
ANTALYA'da doğumundan itibaren yatağa bağımlı solunum cihazıyla yaşayan Azra Cunduz (6), kullanmak zorunda olduğu ilaçlara 2 aydır ulaşamıyor. Eczanelerde ilacın bulunmadığını belirten aile yardım beklerken, minik Azra'nın 3 ay sonra bir erkek kardeşi olacak. Anne Derya Cunduz, "Doğuma Azra da girecek, erkek kardeşini ilk olarak Azra'nın kucağına vereceğim. İkisinin birlikte anısı olsun istiyorum" dedi. Mehmet ve Derya Cunduz çifti, 6 yıl önce dünyaya gelen kızlarına 'Azra' adını verdi. Çift, bir gece 1 yaşındaki kızlarının çığlığıyla uyandı. Cunduz çifti, rahatsızlanan kızlarını hastaneye götürdü. Yapılan tetkiklerde minik Azra'ya, milyonda bir görülen ve tedavisi henüz bulunmayan 'Tay-Sachs' hastalığı teşhisi konuldu. Doktorlar, aileye kızlarının 5 yaşına kadar yaşayabileceğini söyledi. Minik Azra, geçen yıllar içinde oturma, konuşma, duyma ve ağızdan beslenmenin yanı sıra, görme yetisini de kaybetti. Azra midesinden beslenirken, tükürüğü ise özel cihazdan uzatılan hortumla ağzından alınıyor.
5 YIL DENİLMİŞTİ 6 YAŞINI DOLDURDU
Nefes almakta güçlük çeken Azra, 2 yıl önce acil servise götürüldü. Doktorlar Azra için artık yapılabilecek hiçbir tedavi olmadığını, aile tercih ederse kızlarının bir solunum cihazına bağlı yaşamını sürdürebileceğini anlattı. Bunun üzerine Mehmet ve Derya Cunduz çifti, kendi imkanlarıyla aldıkları solunum cihazına Azra'yı bağlayarak, yaşama tutunmasını sağladı. 5 yıl ömür biçilen Azra bugün 6 yaşını doldurdu.
İLAÇ BULUNAMAZSA ÖLEBİLİR
Küçük odasında dünyadan habersiz şekilde yatan Azra, bugünlerde yeni bir sıkıntıyla karşı karşıya. Aile, Azra'nın nöbet geçirmeden rahat bir şekilde yaşaması için aldığı ilaçlara ulaşamaz oldu. Yurt dışından özel olarak getirtilen ve Sağlık Bakanlığı'nın geri ödeme listesindeki ilacı Ankara dahil tüm eczanelerde araştırdıklarını, ama bir türlü ulaşamadıklarından dert yanan Derya Cunduz, "Solunum cihazıyla 2 yıldır yaşıyor. Reçetemizi Türk Eczacılar Birliği'ne dahi gönderdik ama ilacın piyasada olmadığını söylüyorlar. Azra'nın nöbetleri arttı. Her nöbette kalbinin durma riski artıyor" dedi.
AZRA'YA KARDEŞ GELİYOR
6 yıldır yatağa bağımlı yaşayan minik Azra'ya bir de kardeş geliyor. 6 aylık hamile Derya Cunduz, eylül ayında dünyaya gelmesi beklenen erkek bebeğine Yağız İlyas adını verdi. Azra'nın henüz yaşıyorken kardeşini kucağına almasını ve ikisinin birlikte bir fotoğrafını çekmeyi hayal ettiğini belirten Derya Cunduz, "Şükürler olsun bebeğim çok sağlıklı. İleride kardeşine Azra'yı anlatmayı ve onun fotoğraflarını göstermeyi istiyorum. Azra'nın kullanamadığı tüm eşyalarını kardeşi kullanacak. Doğuma Azra da girecek o ana kızım da şahit olacak. Kardeşini ilk o kucağına alacak" diye konuştu.
TAY- SACHS HASTALIĞI
Tay-Sachs Hastalığı olukça nadir olan genetik geçişli bir hastalıktır. Çok aşırı miktarda yağ dokusu dokuda ve beyindeki sinir hücrelerinde birikir. Bu birikim sinir hücrelerini parçalar ve akli ve fiziki problemlere neden olur.
Tay-Sachs Hastalığı olan bebekler doğumdan sonraki ilk ayda normaldirler ve daha sonra sinir hücreleri fazla yağ deposu nedeniyle şişmeye başlar ve akli ve fiziki problemlere neden olur. Çocuk kör ve sağar olmaya başlar ve yutma zorluğu başlar. Kaslarda atrofi (erime) ve felç başlar. En iyi tedavi ile bile Tay - Sachs hastalığı olan çocuklar gennelikle 5- 6 yıl yaşayabilirler. Tedavisi yoktur.
Görüntü Dökümü
--------------
Azra bebeğin odasında görüntüsü
Anne Derya Cunduz kızı Azra ile konuşurken görüntüsü
Azra bebeğin resimlerinden görüntü
Mama ve ilaçların görüntüsü
RÖP: Derya Cunduz
Detaylar
450 MB/// 04.04"
HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
=======================================================
3)5 YIL SONRA İHBARLA ORTAYA ÇIKAN KADIN CİNAYETİ
ERZURUM'un Uzundere ilçesinde 5 yıl önce minibüsün Tortum Gölü'ne uçtuğu, Fatma Gürgen'in (46) yaşamını yitirdiği kazayla ilgili dosya, 'cinayet' şüphesiyle yeniden açıldı. Tuvalet ihtiyacının gidermek için indiğinde minibüsün göle uçtuğunu öne süren Fatma Gürgen'in (46) eşi İsmail Gürgen (70), 'eşe karşı kasten öldürme' suçundan tutuklandı. Olay yeri tespit tutanağında, aracın kontak anahtarının açık, birinci viteste, el freninin inik vaziyette, aracın sağ ön yolcu kapısının açılmadığı ve dış tarafta bulunan kapı kolu ve kilidinin kırık olduğu tespit edildi. Olay, 1 Aralık 2013 tarihinde Uzundere ilçesinde meydana geldi. İsmail Gürgen ile eşi Fatma Gürgen, Artvin'in Yusufeli ilçesinden Erzurum'a gitmek için yola çıktı. 08 YB 867 plakalı minibüs, Erzurum'un Uzundere ilçesinde Tortum Gölü'ne uçtu. Araçtaki 3 çocuk annesi Fatma Gürgen, hayatını kaybetti. Tuvalet ihtiyacını karşılamak için araçtan indiği sırada minibüsün göle uçtuğunu söyleyen İsmail Gürgen hakkında Tortum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'eşe karşı taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan soruşturma başlatıldı. İsmail Gürgen hakkındaki dosya, takipsizlik kararı verilerek kapatıldı.
İsmail Gürgen'in yeğeni Ferdi Gürgen, 30 Temmuz 2018'de Yusufeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulundu. Gürgen yazdığı ihbar mektubunda, yıllık izin için memleketine tatile geldiğinde yengesi Fatma Gürgen'in kendisini çağırdığını ve "Amcan beni dövüyor ve öldürmek için planlar yapıyor. Tortum Çayı üzerindeki ahşap köprünün üzerinden geçerken altındaki demirleri oynatıp, kaydırarak köprüye eğim veriyor. Üzerindeki tahtaları sökerek geçtiğim esnada düşüp boğulmam için elinden geleni yapıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok tedirginim" dediğini ileri sürdü. Ferdi Gürgen, bu zamana kadar bu ihbarı yapmasının nedeninin amcasının kendisini de öldüreceğinden korkması olduğunu belirtti.
Yeğenin ihbarı üzerine, Tortum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilen takipsizlik kararı, Erzurum Nöbetçi Sulh Ceza Hakimiği'nce kaldırıldı. Gözaltına alınan İsmail Gürgen, "Eşim, 'arabayı biraz ben kullanabilir miyim?' dedi. Ben de arabayı durdurdum ve tuvaletimi yapmak için çıktım. 'Arabayı şimdi elleme, ben gelince binersin' dedim. Boş bir alanda tuvalet ihtiyacımı giderdikten sonra döndüğünde arabanın göle uçtuğunu gördüm. Ben tuvalet ihtiyacım için gittiğimde eşim, şoför koltuğuna geçip arabayı kullanmaya çalışırken araç düşmüş. Oğlumun, 'babam beni arayarak ben araçtan atladım' şeklindeki sözleri doğru değil. Oğlum biraz saf, ne dediğini bilmiyor" dedi.
Çelişkili ifadeler veren İsmail Gürgen hakkında Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafında yeniden soruşturma yürütüldü ve iddianame hazırlandı. Cumhuriyet Savcısı Ekrem Şakar tarafından hazırlanan iddianame 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, 9 çocuk babası İsmail Gürgen'in 'eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istendi ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 31 Mart seçimlerinde oy kullanırken Yusufeli'nde gözaltına alınan İsmail Gürgen, tutuklanarak cezaevine konuldu.
Olay yeri inceleme tutanağına yer verilen iddianamede, İsmail Gürgen'in eşinin şoför koltuğuna geçip arabayı kullanmaya çalışırken aracın göle düşmüş olduğunu ifade etmiş ise de, yapılan olay yeri incelemede direksiyonda herhangi bir kan izine rastlanılmadığı ve sol şoför kapısının açık olduğunun tespit edildiği, ayrıca maktule ait kan izlerinin aracın sağ üst köşesinin iç kısmının tavan bölümünde olduğunun tespit edildiği, bu haliyle maktulün şoför koltuğuna geçmediğinin anlaşıldığı ve şüphelinin ifadesinin çelişkili olduğunun anlaşıldığına işaret edildi.
Olay yeri görgü tespit tutanağının incelenmesinde, aracın sudan çıkarıldığı sırada, sürücü kapısının açık olduğu ve dış bükey bir şekilde eğilmiş olduğuna değinilen iddianamede, şüphelinin tuvalet ihtiyacını giderdiğini belirttiği elektrik direğinin çevresinde yapılan incelemede herhangi bir ize veya bulguya rastlanmadığı, aracın kontak anahtarının açık ve birinci viteste, el freninin inik, aracın sağ ön yolcu kapısının açılmadığı ve dış tarafta bulunan kapı kolu ve kilidinin kırık olduğu, şüphelinin aracı park ettiğini belirttiği alanda aracın kendiliğinden hareket etmesine neden olacak bir eğimin olmadığının tespit edildiği vurgulandı.
1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlanan İsmail Gürgen, suçlamaları kabul etmedi. Gürgen, ihbarda bulunan yeğeni ile arazi paylaşımı nedeniyle husumet olduğunu, bu nedenle o yönde söylemlerde bulunduğunu öne sürdü. Eşi ile 1992 yılında evlendiklerini aktaran Gürgen, eşinin kaza sonucu öldüğünü savundu.
Erzurum 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından olay yerinde keşif incelemesi yapıldı. Mahkeme Başkanı Server Şimşek, tanıkları dinledi ve sanığa olay günü neler yaşandığını tek tek göstererek anlatmasını istedi. Başkan ile sanık arasında geçen diyalog şöyle:
Sanık: Tuvalet yaptıktan sonra kalktım, baktım araba yok
Başkan: Burası görüyorsun düz zemin, araba nasıl kaymış?
Sanık: Ben tuvalete giderken 'eşim araçla döneyim mi? dedi. Sol tarafa dönmüş
Başkan: Sen nereden biliyorsun sol tarafa döndüğünü, 'tuvalete gitmiştim' dedin
Sanık: Patinaj izine baktım ondan gördüm, iki lastik üzerine gitmiş
Başkan: İki lastik üzerine gittiğini nereden biliyorsun? 'Tuvaletimi yapıyordum, geldiğimde araba yoktu' dedin.
Sanık: İki lastik de suyun içindeydi.
Olay yerinde yapılan keşif sonrası sanık tekrardan tutuklu bulunduğu Artvin Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na götürüldü.
Görüntü Dökümü
----------------------ÖZEL
-Olay yerinin dronela çekimi
-Keşif yapan mahkeme heyeti
- Jandarma ekipleri
-Mahkeme başkanının tanıkları dinlemesi
-Sanık İsmail Gürgen
-Tanıklar
-Sanığın dinlenmesi
-Yer göstermesi
-Mahkeme başkanı ile olan diyaloğu
-Sanık ile tanığın atışması
-Kaza sırasındaki fotoğraflar
Haber: Hümeyra PARDELİ-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
(05.56 dk-797 mb)
=======================================================
4)KADINLAR BİSİKLET SÜRMEYİ ÖĞRENEREK, HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR
EDİRNE'nin Keşan ilçesinde Saros Doğa ve Spor (SARDOS) Derneği tarafından kadınlara yönelik bisiklet kursu, ilgi görüyor. Kursa aralarında ev hanımlarının da bulunduğu değişik yaş gruplarından kadınlar katılırken, çocukluk yıllarında bisiklet kullanmayı öğrenme imkanı olmayan kadınlar hayallerini gerçekleştiriyor. Keşan SARDOS Derneği tarafından bisiklete olan ilginin artması ve daha fazla kadının bisiklete binmesi amacıyla hazırlanan 'Kadın bisiklete binerse dünya değişir' projesi hayata geçirildi. Bir alışveriş merkezinin trafiğe kapalı otoparkında dernek üyesi kadın bisikletçiler tarafından verilen kursta, sürüş eğitiminin yanı sıra trafik kuralları da anlatılıyor. Çocukluk yıllarında imkansızlıklar nedeniyle bisiklete binememiş kadınlar, kurs sayesinde hayallerini gerçekleştirme imkanı buluyor.
'KADINLAR BİSİKLETE BİNERSE YOLLAR ÇİÇEK AÇAR'
SARDOS Derneği Başkanı Faruk Eker, daha çok kadının bisiklete binmesi için bu projeyi geliştirdiklerini belirterek, "Aslında herkesin bisiklete binmesini istiyoruz. Ne kadar çok insan bisiklete binerse o kadar toplumun gelişmişlik göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca kadınlar bisiklete biner, yola çıkarsa, yollar çiçek açar düşüncesindeyiz. Toplumda ve trafikte saygınlık daha da artar düşüncesindeyiz. Bu nedenle dernek olarak kadınlara bisiklet sürüş eğitimi verme kararı aldık. Her salı ve Perşembe günü, 19.00-20.00 saatleri arasında trafiğe kapalı bir otoparkta kadınlara bu eğitimi veriyoruz. İlk başta ciddi bir çekinme vardı. Ama belli bir grup başladıktan sonra şimdi talepler daha fazla olmaya başladı. Yeni öğrenenler var. Yaş grubu olarak da 7'den 77'ye diyebiliriz. Hayatlarında hiç bisiklete binmemiş ve belli bir yaşa gelmiş olanların şu an o özlemlerini gideriyoruz. Bisiklet kültürünü ne kadar yaygınlaştırabilirsek çevreye ve ekonomiye katkı sunacağımızı düşünüyoruz" dedi.
'BİZLERİ GÖRDÜKLERİNDE HEYECANLARI ARTTI"
Dernek Üyesi ve Kurs Eğitmeni Ayşe Çelik Eker de, kadınların kursa ilgisinin artmaya başladığını ifade ederek, "Amacımız kadınlara bisiklet sürdürebilmek. Kadınlar, bisikletten biraz daha çekiniyor. 'Kadınlar bisiklete binemez' dedikleri için bir çekingenlik oluyor. Bizleri gördüklerinde biraz daha heyecanları arttı. İstekler çok fazlalaştı. Bu da bizi çok mutlu etti. Umarım gerisi gelecektir. İşinin olduğunu ve gelemeyeceğini söyleyen arkadaşları bile burada görmeye başladık" diye konuştu.
Kursiyer Fatma Tekin, yaklaşık 6 yıldır bisiklete binmediğini ve kursa katılarak yeniden bisiklet sürmeye başladığını kaydederek, tüm kadınları kursa katılmaya davet etti.
İLK KEZ BİSİKLETE BİNDİ
Hayatında ilk kez bisiklet kullandığını belirten 52 yaşındaki Sultan Göktaş, "Ben daha önce bisiklete hiç binmedim. Çocukken bisikletim yoktu. Daha sonrada hiç heves etmedim. Eşim bu derneğin içerisinde onlar kullanıyordu. Tanıdıkça bende onlara katılmak istedim. Bugün 3'üncü sürüşüm, gayet güzel" dedi.
'BİSİKLET KULLANMAYA ÇOK ÖZENİYORDUM'
Derneğin yürüyüş grubunda olduğunu ve bisikletlilere özendiği için kursa katıldığını ifade eden 65 yaşındaki Rukiye Cinay, "Bisiklet kullanmaya çok özeniyordum. Kurs açılınca gelmek istedim. Çok mutluyum, severek ve isteyerek geliyorum. Süslü kadınlar bisiklet turunda 85 yaşında bisiklet süren bir kadını gördüm ve geç kalmadığımı hissettim. 85 yaşındaki hanım kullanabiliyorsa eğer bu işi bende yapabilirim diye düşünüyorum." dedi.
Kursun, yaz sezonu boyunca devam edeceği ve talep olması durumunda İlerleyen zamanlarda yeniden açılacağı bildirildi.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Bisiklet kursuna katılanlar
-Bisiklet kullanan kadınlar
-Kurs eğitmenlerinin kadınları bilgilendirmesi
-Eğitimcilerin kadınlara bisiklet sürmeyi öğretmesi
-Kadınların alıştırma yapmaları
-Çevrede kadınları izleyenler
-SARDOS Derneği Başkanı Faruk Eker röp.
-Kurs Eğitmeni Ayşe Çelik Eker röp.
-Kursiyer Fatma Tekin röp.
-Kursiyer 52 yaşındaki Sultan Göktaş röp.
-Kursiyer 65 yaşındaki Rukiye Cinay röp.
-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
=======================================================
5)CEP TELEFONU HIRSIZI: TÖVBE ETMİŞTİM DAYANAMADIM
ADANA'da dolmuşa binen Havva K.'nin (23) arka cebinden cep telefonunun alarak kaçan İslam Ş. (29), yakalanıp gözaltına alındı. "Bir daha böyle şeyler yapmamaya tövbe etmiştim ancak dayanamadım" diyen İslam Ş., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Olay, Seyhan ilçesi Saydam Caddesi üzerinde meydana geldi. Annesiyle birlikte durakta dolmuş bekleyen Havva K.'nin arka cebine koyduğu cep telefonu, arkasından yaklaşan genç tarafından çalındı. Olayı fark eden Havva K., gencin peşinden koştu ancak yakalayamadı. Tüm bu yaşananlar bir işyerinin güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. İhbar üzerine bölgeye gelen Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, eşkali belirlenen İslam Ş.'yi kısa sürede yakaladı. Şüphelinin, 'hırsızlık, ruhsatsız silah bulundurma, yankesicilik ve yağma' suçlarından sabıkası olduğu ortaya çıktı. Çalınan cep telefonu Havva K.'ye teslim edildi.
Emniyette sorgulanan İslam Ş., "Bir daha böyle şeyler yapmamaya tövbe etmiştim ancak dayanamadım" dedi. İslam Ş., çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.
Görüntü Dökümü
-----------------------------
Cep telefonu hırsızlık anı güvenlik kamra kayıtları
Zanlının adliyeden çıkartılması
Adliye binası dış görüntüsü
SÜRE: 01'03" BOYUT: 117 MB
Haber-Çağlar ÖZTÜRK-Kamera/ADANA,
======================================================
6)GENÇLERİN İGUANA İLGİSİ
ANTALYA'da gençler, fiyatı 250 TL ile 2 bin TL arasında değişen iguanalardan satın alıyor. İguanaların en çok tercih edileni ise kahverengi olanları.
Antalya'nın Muratpaşa ilçesindeki akvaryumcular ve kuşçular çarşısında 33 yıldır petshop işiyle ilgilenen Cem Yalçın (47), farklı türlerde canlıları hayvan severlere ulaştırıyor. Çeşit çeşit kuşlardan balıklara, küçük kemirgenlerden sürüngenlere geniş yelpazede hizmet veren Yalçın, çarşı içerisinde resmi izinli sürüngen satışı yapan az sayıda işletmeden biri özelliğini de taşıyor.
Sürüngenler arasında en ilgi çekenlerden biri olan ve anavatanı Güney Amerika'dan ithal edilerek Türkiye'ye getirilen iguanalar da Yalçın'ın satışını yaptığı hayvanlar arasında yer alıyor. Antalya'nın iklimine kolaylıkla uyum sağlayan bu canlı son günlerde özellikle gençlerden büyük ilgi gördü. Boyutlarına göre değişmekle birlikte iguanalar 250 TL ile 2 bin TL arasında alıcı buluyor.
Tamamen otçul olan iguanaların hiçbir şekilde saldırı eyleminde bulunmadığını anlatan Cem Yalçın, meyve, sebze ve özel mamalarla beslendiğini söyledi. Çok sıkıştırılıp strese girdiğinde ise kuyruk darbesiyle karşılık verdiğini belirten Yalçın, iguanalarda tırnak bakımının sık sık yapılması gerektiğini, aksi halde iğne gibi batarak insanlara zarar verebileceğini söyledi. İguanaların özellikle genç sevgililer tarafından tercih edildiğini belirten Yalçın, şöyle konuştu:
"Çoğunlukla kahverengi iguanalar tercih ediliyor. Gençlerin gözde tercihi haline geldi. Müşterilimizin yüzde 80'i erkekler. Gençler genelde sevgililerine hediye olarak bu canlıdan satın alıyor. Taleplere yetişemediğimiz anlar oluyor. Özellikle Sevgililer Günü'nde patlama yaşanıyor."
Görüntü Dökümü
---------------------
İguanalardan detay
Çarşıdan genel detay
Kuşlar ve balıklardan detay
İguanaların tırnaklarından ve gözlerinden yakın plan detay
Cem Yalçın röp
Cem Yalçın'ın iguanayı sevmesi
Cem Yalçın'ın iguanayı kafese bırakması
Genel detaylar
388 MB/// 03.33"
HABER-KAMERA: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,
========================================================
7)YILANLARIN ÇİFTLEŞME DANSI
MERSİN'de 2 metre uzunluğundaki iki yılanın çiftleşme dansı, görenleri şaşırttı. O onlar, cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Merkez Yenişehir ilçesine bağlı Kocavilayet Mahallesi Gelincik Tepesi'nde, yaklaşık 2 metre uzunluğundaki 2 siyah yılan, birbirine ip gibi dolanarak uzun süre dans etti. Bu sırada bölgede bulunan bir kişi, bu anları cep telefonu ile kayıt altına aldı.
Diğer görüntü ise Tarsus ilçesinde çekildi. İlçenin yüksek kesimlerindeki yerleşim biriminde çekilen görüntüde de 2 yılanın uzun süre birbirine dolanarak dans ettikten sonra ayrılarak gözden kaybolması cep telefonu ile kayıt altına alındı.
Uzmanlar, mevsimi nedeni ile yılanların bu dönemde çiftleştiğini dile getirerek, vatandaşlardan hayvanlara zarar vermemelerini istedi.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Yılanların birbirine sarılması
Yılanların dans etmesi
Genel ve detay görüntü
Süre: 1'45" Boyut: 197 MB
Haber-Kamera: MERSİN,
=====================================================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ-4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?