Dha Yurt Bülteni - 1 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 1

1)ÇANAKKALE'DE KAÇAK GÖÇMEN FACİASI: 4 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİÇANAKKALE'nin Ayvacık ilçesinden fiber tekneye binen 15 kaçak göçmen, Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmek isterken, su alan tekne battı.

26.03.2019 08:35

1)ÇANAKKALE'DE KAÇAK GÖÇMEN FACİASI: 4 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

ÇANAKKALE'nin Ayvacık ilçesinden fiber tekneye binen 15 kaçak göçmen, Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmek isterken, su alan tekne battı. Faciada Afganistan uyruklu biri bekek, 3'ü kadın toplam 4 kaçak göçmen hayatını kaybetti, 11 kaçak ise sağ olarak kurtarıldı. Olay, saat 04.00 sıralarında Ayvacık ilçesi Kadırgaburnu açıklarında meydana geldi. Bir fiber tekneye 4'ü İran, 11'i Afganistan uyruklu toplam 15 kaçak göçmen bindi. Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmek üzere yola çıkan kaçakları taşıyan tekne, denize açıldıktan bir süre sonra su almaya başladı ve battı. Bu sırada devriye görevi için bölgeden geçen Sahil Güvenlik ekibi, olayı görüp denize düşen kaçakları kurtarmak için çalışma başlattı. Denizden Afganistan uyruklu biri bebek 3'ü kadın toplam 4 kaçağın cesedi çıkarıldı. 11 kaçak ise denizden sağ olarak kurtarılıp, Sahil Güvenlik Botuna alındı. Kurtarılan kaçaklar ve 4 kişinin cenazesi Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesindeki Sahil Güvenlik Karakolu'na getirildi. Sağ kurtulan kaçaklara yiyecek ve giyecek yardımı yapıldı. Cenazeler, Ayvacık Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Kurtarılan ve hipotermi geçiren biri hamile kadın toplam 4 kaçak, tedavi için Balıkesir Edremit ilçesi Devlet Hastanesi ile Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sahil Güvenlik Karakolu'ndaki 7 kaçağın ise ifadeleri alınıyor.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Sağ kurtarılan göçmenlerden görüntü

-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Dilara ERDİNÇ/ AYVACIK(Çanakkale),

================================================

2)GAZİPAŞA TOPTANCI HALİ'NDE GERGİNLİK: 4 YARALI

ANTALYA'nın Gazipaşa ilçesindeki toptancı halinde, şoförlerle, ambarcılar ve komisyoncular arasında 2 gündür süren gerginlik sonrası çıkan kavgada 4 kişi yaralandı.

Gazipaşa Toptancı Hali'nde, Şoförler ve Nakliyeciler Odası'na bağlı kamyon şoförleriyle halde diğer il ve ilçelere sebze meyve gönderen ambarcılar ve komisyoncular arasında gerginlik çıktı. Ambarcıların kendi kamyonlarıyla ilçe dışından gelen kamyonlara iş verildiği gerekçesiyle 2 gündür odaya bağlı kamyon şoförlerinin hale kamyon giriş çıkışını önleyerek yaptığı eylemde dün akşam saatlerinde kavga çıktı. Halden çıkacak bir kamyona şoförlerin izin vermemesi üzerine yaşanan arbede sırasında Mahir Özkan, Kemal Aksoy, Fikri Ceylan ve Mustafa Küçükballı yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahale ettiği 4 yaralı, Gazipaşa Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

KAYMAKAM TOPLANTI YAPTI

Toptancı Hali'nde olayların büyümesini önlemek amacıyla bölgeye İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı çok sayıda ekip sevk edildi. Kaymakam Ali Sakar da hale gelerek tarafları uzlaştırmak için toplantı yaptı.

'2.5 AYDIR MARŞA BASMIYORUZ'

Gazipaşa Şoförler ve Nakliyeciler Odası üyesi kamyoncu Mesut Yıldız, "Ben şoförüm, geçimimi bu şekilde sağlıyorum. Komisyoncular ve ambarcılar kendi araçlarını çalıştırdıkları için bize iş vermiyorlar. 2.5 aydır marşa basmıyoruz. Burada yatıyoruz, evimize ekmek götüremez hale geldik. 2 gündür eylem yapıyoruz. Biz hakkımız için beklemeye ve eylemimize devam edeceğiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Haldeki kalabalıktan görüntü

Güvenlik güçlerinden görüntü

RÖP: Mesut Yıldız

Güvenlik güçlerinin kalabalığı dağılması için uyarması

Haber-Kamera: Yücel BULUT/ GAZİPAŞA (Antalya),

=================================================

Arguvan'da 4,5 büyülüğünde deprem (EK)

3)VALİLİK: 1 KİŞİ YARALANDI

Malatya Valiliği, merkezüssü Arguvan olan saat 14.29'da meydana gelen depremde bir kişinin yaralandığını duyurdu. Depremin ardından Arguvan ve Hekimhan ilçelerinde hasar tespit çalışmalarına başlandığı belirtilen valilik açıklamasında şöyle denildi:

"Deprem sırasında yaşadığı panik nedeniyle bir binanın merdivenlerinden atlayan bir vatandaşımız ayağından yaralanmıştır. İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından oluşturulan 5 teknik ekip tarafından, Arguvan ve Hekimhan İlçelerine bağlı mahallelerde deprem nedeniyle bazı binalarda oluşan hasarların tespitine yönelik çalışmalara derhal başlanmıştır. Bölgede devam eden artçı sarsıntılar sebebiyle can güvenliği bakımından hasarlı konutlara girilmemesi yönünde vatandaşlara uyarılarda bulunulmuştur. İl AFAD Müdürlüğü ekiplerince, konutu hasar gören vatandaşların barınması amacıyla uygun alanlarda çadır kurma çalışmaları başlatılmıştır."

36 SARSINTI MEYDANA GELDİ

Öte yandan gün içerisinde kentte paniğe yol açan büyüklükleri 1.4 ile 4.5 arasında değişen 36 sarsıntı meydana geldi. Depremlerden 30'unun merkez üssü Arguvan, 6'sının ise Hekimhan ilçesi olurken, saat 16.53'te meydana gelen 3.8 büyüklüğündeki depremde de birçok kişi kendilerini dışarı attı.

DEPREM ANI KAMERADA

Malatya'nın Arguvan ilçesinde saat 14.29'da 4,5 büyüklüğünde meydana gelen deprem sırasında ilçe merkezinde bulunan kırtasiyede yaşananlar, güvenlik kameralarına yansıdı. Sarsıntıyla birlikte iş yerinde bulunan 2 çalışanın dışarıya doğru çıktığı görüldü.

BAŞKAN KIZILDAŞ'TAN, HASARLI EVLERE ZİYARET

Depremin ardından Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş da köyleri ziyaret ederek, hasar gören evlerde incelemelerde bulundu. Depremde can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu belirten Kızıldaş, "Gezdiğimiz yerlerde evlerde büyük oranda hasar oluşmuş. Riskli olan evlerde vatandaşlarımızın oturmamalarını istedik. Çadırlar kurulacak buralara risk geçene kadar. Yıkılan binamız yok ama ciddi çatlaklar ve oturulamayacak kadar riskli evler var. Tüm Arguvan'a ve Malatyalılara geçmiş olsun" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Çöken balkon

Depremin oluştuğu mahalle

Çatlayan evler

Mahalleden detaylar

Büyük çatlak duvarlar

Genel ve detay görüntüler

+++

Kurulan çadırdan görüntü

Başkan Kızıldaş'ın ziyaretleri

Mahalleliler

Başkan Mehmet Kızıldaş röp.

Kırtasiye dükkanı güvenlik kamerası

Çalışanların dışarıya çıkması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Taha AYHAN/ MALATYA,

==================================================

4)BAKAN SELÇUK, DEPREM BÖLGESİNDE

AİLE, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, İstihdam Seferberliği toplantısının ardından deprem bölgesi olan Acıpayam ilçesine geçti. Kriz Merkezinden bilgileri alan Bakan Selçuk, daha sonra deremin ağır hasar verdiği mahalleleri gezip, evleri yıkıldıktan sonra çadırda yaşayan depremzedelerle sohbet etti.

Acıpayam ilçesindeki Kaymakamlık önünde kurulan Kriz Merkezini ziyaret eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, geçtiğimiz Çarşamba günü saat 09.34'de Richter ölçeğine göre 5.5 büyüklüğünde meydana gelen deprem nedeniyle oluşan hasar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Basın mensuplarına deprem hakkında açıklama yapan bakan Selçuk, "Denizlide vatandaşlarımızın yaşadığı bu üzücü hadise nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Merkez üssü Acıpayam olan  5.5 şiddetinde bir deprem yaşandı. Çok şükür bir can kaybımız olmadı. Depremin olduğu günden itibaren Türk Kızılay, AFAD, Aile Çalışma ve Hizmet Bakanlığı'nın çalışanları çok iyi bir koordinasyon içinde bu süreci yönettiler. Deprem bölgesinde yaklaşık 1200 çadır dağıtımı yapıldı. Maddi kayıpları da bir nebze hafifletmek adına bizde bakanlık olarak Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfımızdan  nakdi yardımı yaptık. Yardımımız vakfımızın aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaşacak. Personellerimiz ve araçlarımız sahada. Ankara'dan da personel takviyesi yapacağız. İlerleyen günlerde de psikososyal destek anlamında desteğimiz sürecek. Denizlili vatandaşlarımıza ve Acıpayam ilçemize çok geçmiş olsun. Allah tekrarını yaşatmasın. Acılarımızı paylaşarak üstesinden geliyoruz. Bu da bizim milletimizin gücünü gösteriyor. Bu günleri de paylaşarak hep birlikte atlatacağımıza inanıyoruzö dedi.

Bakan Selçuk daha sonra depremin en çok hasar verdiği Ucarı Mahallesine gitti. Burada Türk Kızılay'ının Mobil Mutfak bölümünü inceleyip, psikososyal destek çadırını gezdi. Çadıra asılan çocukların yaptığı resimleri inceledi. Daha sonra yıkılan evleri ve çadırda kalan depremzedeleri ziyaret eden bakan Selçuk, onlarla sohbet edip, dertlerini dinledi. Bakan Selçuk, deprem bölgesindeki ziyaretinin ardından Denizli'den ayrıldı.

DEPREM BÖLGESİNDE OKULLAR 3 GÜN TATİL

Artçı sarsıntıların devam ettiği Acıpayam ilçesinde okullar 3 gün tatil edildi. Geçen hafta verilen 3 günlük iznin ardından ilçede okullar 27 Mart da dahil olmak üzere 3 gün daha tatil edildi. Bölgede okullardaki hasar tespit çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Bakan Zehra Zümrüt Selçuk'un kriz merkezini ziyaret etmesi

-Yetkililerden bilgi alması

-Bakan Selçuk'un açıklama yapması

-Bakan Selçuk'un Kızılayın çadırında inceleme yapması çocukların yaptığı resimlere bakması

-Bakan Selçuk yıkılın evleri inceleyip, çadıra girmesi ve depremzedelerle sohbet etmesi

Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN - Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

=================================================

5)KAFETERYA ALEV ALEV YANDI

TEKİRDAĞ'ın Malkara ilçesinde bir halı saha tesislerinin kafeteryası bilinmeyen bir nedenle alev alev yandı.

Malkara 14 Kasım Stadyumu yanında bulunan ve işletmeciliğini Fikriye Bozkan'ın yaptığı halı saha tesislerinin yanındaki kafeteryada henüz bilinmeyen nedenle yangı çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler binayı sardı. Çevrede bulunan vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangın, itfaiye ekiplerinin yaklaşık 1 saat süren çalışmaları sonucu kontrol altına alınarak söndürülürken kafeterya kullanılamaz hale geldi.

Olay yerine gelen Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, incelemelerde bulunarak işletme sahibine 'geçmiş olsun' dileklerinde bulundu. İtfaiye ekipleri yangının çıkış nedeniyle ilgili araştırmayı sürdürüyor.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Kafeteryanın alev alev yanması

-Yangından detaylar

-İtfaiye ekiplerin gelişi ve yangına müdahalesi

-Söndürme çalışmaları

-Yangının kondol altına alınması

-Detaylar

Haber-Kamera: Murat YAYIN/ MALKARA(Tekirdağ),

=================================================

6)BOLU'DA KAZA: 4 YARALI

BOLU'da, hafif ticari araç ile otomobilin kafa kafaya çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 4 kişi yaralandı. Kaza, dün saat 16.00 sıralarında Bolu-Mudurnu yolu Doğancı Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Bolu yönüne giden Emrah Karaağaç idaresindeki 81 AJ 680 plakalı hafif ticari araç ile karşı yönden gelen Recai Alemdar idaresindeki 14 BM 133 plakalı otomobil kafa kafaya çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüleri ile birlikte, otomobilde bulunan Selami Çalışkan ve Ercan Aktaş yaralandı. Yaralılar, 112 Acil ekiplerinin olay yerindeki müdahalelerinin ardından İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Kaza yapan araçlar

-Yaralılara müdahale

-Olay yerinden detaylar

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/ BOLU,

===========================================

7)KIZ ARKADAŞINI BEKLERKEN BIÇAKLANDI

KARAMAN'da okuldan çıkacak kız arkadaşını bekleyen Yasin Kocaoğlu (18), aralarında husumet bulunan Atakan Y.'nin bıçaklı saldırısına uğradı. Göğsünden yaralanan Kocaoğlu, hastaneye kaldırıldı. Polis, kaçan Atakan Y. ve yanındaki arkadaşını yakalamak için çalışma başlattı. Olay güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, dün saat 15.30 sıralarında Nefise Sultan Mahallesi 2'nci İstasyon Caddesi'nde Karaman Anadolu Lisesi yakınında meydana geldi. Yasin Kocaoğlu, okuldan çıkacak kız arkadaşını beklediği sırada, yanına, aralarında daha önceden husumet bulunan Atakan Y. geldi. Bir arkadaşıyla birlikte motosikletle gelen Atakan Y. ve Kocaoğlu arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Kavgada Atakan Y., bıçakla Yasin Kocaoğlu'na saldırılıp göğsünden yaraladı. Kocaoğlu, kanlar içinde yere yığılırken,  Atakan Y. arkadaşıyla birlikte kaçtı. Olay apartmanın güvenlik kamerasına yansıdı.

Yaralı Yasin Kocaoğlu, çevredekiler tarafından çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılırken yolda kalbi durdu. Sağlık görevlilerinin müdahalesiyle duran kalbi yeniden çalıştırılan Kocaoğlu, kaldırıldığı Karaman Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Polis, kaçan Atakan Y. ve yanındaki arkadaşını yakalamak için çalışma başlattı.

HAYATINI KAYBETTİ

KARAMAN'da okuldan çıkacak kız arkadaşını beklerken yanına gelen ve aralarında daha önceden husumet bulunan Atakan Y. (17) tarafından bıçaklanan Yasin Kocaoğlu (18),  kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi.

Olaydan sonra kaçan saldırgan Atakan Y. ile yanındaki arkadaşı E.S.M. (15) kısa sürede polis tarafından suç aleti bıçakla birlikte yakalandı. Karaman Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen 2 kişi, sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Polisin olay yerinde inceleme yapması

-Güvenlik kamera görüntüsü

+++

Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi

Sağlık kontrolünden çıkartılması

Haber-Kamera: Muammer ŞEN/ KARAMAN,

=========================

8)ADANA'DA ESKİ SEVGİLİ DEHŞETİ: 2 YARALI

ADANA'da Şamil Y. (40), uzaklaştırmasının bulunduğu Türkmenistan uyruklu eski kız arkadaşı Selbi B.'nin (32) kaldığı eve girip, bıçak çekti. Evde yaşanan arbedede Şamil Y. ile Selbi B., ellerinden ve yüzlerinden yaralandı. Kendisinin eve davet edildiğini belirten Şamil Y., eski kız arkadaşının kendisini 30 bin TL dolandırdığını ileri sürdü.

Olay, gece saat 02.00 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Türkocağı Mahallesi 24010 Sokak'taki bir apartmanın birinci katında meydana geldi. 86 yaşındaki Hasan Basri P.'nin hasta bakıcılığı yapan ve yaşlı adamın evinde kalan Selbi B., iddiaya göre gece tıkırtılara uyandığında evde eski erkek arkadaşı Şamil Y. ile karşılaştı. Bıçak çektiği belirtilen Şamil Y. ile genç kadın arasında çıkan arbedede her ikisi de yaralandı. Bu sırada gürültüye uyanan ev sahibi yaşlı adam, yaşananlara korku dolu gözlerle şahit oldu. Boğuşma seslerini duyan komşuların ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Ellerinden yüzünden yaralanan Selbi B., ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralı halde gazetecilere konuşan Şamil Y. ise eski kız arkadaşının kendisini 30 bin TL dolandırdığını iddia etti. Kadının kendisine şantajda bulunduğunu ileri süren Şamil Y., eve kendisinin daveti üzerine girdiğini söyleyerek kendisini savundu. Selbi B.'nin bir süre önce şikayette bulunarak, Şamil Y.'nin kendisine 500 metre yaklaşmama kararı aldırdığı öğrenildi. Hastanede tedavilerine devam edilen her iki yaralının durumlarının iyi olduğu belirtilirken, polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Yaralı Şamil Y.'den görüntü

Sokaktaki polislerden görüntü

Yaralı kadının ambulansa alınması

Şamil Y.'nin yaralı halde kameralara konuşması

Ambulansın gidişi

Olayın yaşandığı apartmandan görüntü

Olayda kullanılan bıçaktan görüntü

Olay yeri inceleme polislerinin çalışması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ ADANA,

============================

9)TARTIŞTIĞI İŞ ARKADAŞININ OTOMOBİLİNE ÖNCE ÇARPTI SONRA SİLAHLA ATEŞ AÇTI

ANKARA'da tartıştığı iş arkadaşı Önder Y.'yi buluşma bahanesiyle yanına çağıran Cemal Ö., 2 arkadaşıyla birlikte pusu kurdu. Önder Y., silahlı saldırıdan yara almadan kurtulurken, Cemal Ö. ve arkadaşlarıyla olay yerinden kaçtı. Polis şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.

Olay, dün gece saatlerinde Keçiören ilçesi Yayla Mahallesi 1488. Cadde üzerinde meydana geldi. Cemal Ö, ile iş arkadaşı Önder Y. arasında sabah saatlerinde tartışma yaşandı. Tartışma sonucu Önder Y.'ye ait 06 BHZ 100 plakalı otomobilin aynası kırıldı. İddiaya göre, akşam saatlerinde ise Cemal Ö., kırılan aynayı yaptırmak için Önder Y. ile telefonda konuştu. Önder Y., Cemal Ö. ile buluşmak için otomobiliyle Yozgat Bulvarı'nda seyir halindeyken, 06 FL 8451 plakalı otomobilden kendisine silahla ateş edildiğini fark edip kaçmaya başladı. Yaşanan kovalamaca sırasında 1488. Cadde'de 06 FL 8451 plakalı otomobil, Önder Y.'nİn kontrolündeki 06 BHZ 100 plakalı araca çarptı. Kaza sonucu aracın hareket etmediğini gören Cemal Ö. ile ismi belirlenemeyen 2 şüpheli, araçtan inerek Önder Y.'nin aracına doğru yaklaştı. Şüphelilerden Cemal Ö. eline aldığı silahla araca iki el ateş etti. Bu sırada Önder Y.'nin arkadaşlarının olay yerine geldiğini gören şüpheliler, araçlarına binerek olay yerinden kaçtı.

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Çevrede güvenlik önlemi alan polis, saldırıdan yara almadan kurtulan Önder Y.'nin ifadesine başvurdu. Önder Y.'nin ilk ifadesinde, kendisine ateş eden kişinin aynı iş yerinde çalıştığı Cemal Ö. olduğunu ve yanında ismini bilmediği 2 kişinin daha bulunduğunu söylediği öğrenildi. Hemen harekete geçen polis, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Olay yeri ekipleri, araçta yaptığı incelemelerde kurşunların otomobilin camından girerek döşemelere saplandığını tespit etti. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Olay yeri ekiplerinin çalışması

Boş kovanlardan görüntü

Polis ekiplerinden görüntü

Kurşunların isabet ettiği camdan görüntü

Genel detay

Haber-Kamera: Fatih POYRAZ/ ANKARA,

=========================

10)BARİYERLERE ÇARPAN OTOMOBİL TAKLA ATTI: 1 YARALI

ANKARA'da, çevre yolunda bariyerlere çarparak takla atan otomobil, metrelerce sürüklenerek takla attı. Kazada sürücü Emre Gürbüz hafif yaralanırken, araçta hasar meydana geldi.

Kaza, dün gece saatlerinde  Kuzey Ankara Çevre Yolu'nda meydana geldi. Pursaklar istikametinden Batıkent'e doğru giden Emre Gürbüz idaresindeki 41 ABT 157 plakalı hafif ticari araç, çevre yolunun Bağlum yol ayrımı yakınlarında, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarptı. Çarpmanın şiddetiyle takla atan otomobil, metrelerce sürüklenerek durdu. Kazada emniyet kemeri takılı olan Gürbüz, kazada hafif yaralandı. Kendi imkanlarıyla araçtan çıkan Gürbüz, otomobilin akü kutup başlarını sökerek yangın çıkmasını engelledi. İhbar üzerine kaza yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, hafif yaralanan sürücü Gürbüz'e ambulansta müdahalede bulunurken, polis çevrede güvenlik önlemi aldı. Kaza nedeniyle Kuzey Ankara Çevre Yolu'nun Bağlum istikametinin üç şeridi yaklaşık 1 saat süreyle trafiğe kapandı. Takla atan aracın kaldırılmasının ardından yol tekrar ulaşıma açıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Otomobilden görüntü

Polis ekiplerinden görüntü

Çevre yolundan görüntü

Genel detay

Haber-Kamera: Fatih POYRAZ/ ANKARA,

=========================

11)BİLEKLERİNİ KESEN GENÇ, ÜST GEÇİTTEN ATLADI

İZMİT'te D-100 Karayolu üzerinde bulunan üst geçide çıkan Adnan K. (20), bileklerini kesti. Yaklaşık 3 saat boyunca ikna edilmeye çalışılan genç, itfaiyenin açtığı hava yastığı üzerine atladı.

Olay, dün gece saatlerinde D-100 Karayolu üzerinde bulunan Mimar Sinan üst geçidinde meydana geldi. Bunalıma girdiği iddia edilen Adnan K., yaşamak istemediğini söyleyerek üst geçidin korkuluklarına çıktı. Burada usturayla bileklerini kesen Adnan K. aşağıya atlayacağını söyledi. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri geldi. İtfaiye ekipleri, gencin atlama ihtimaline karşı üst geçidin ayaklarına hava yastığı açtı. İtfaiye sepetine çıkan müzakereci polislerin yaklaşık 3 saatlik ikna süreci devam ettiği sırada Adnan K., kendini boşluğa bıraktı. Yaklaşık 10 metre yükseklikten hava yastığına düşen genç yaralandı. Sağlık ekipleri tarafından Seka Devlet Hastanesi'ne götürülen Adnan K., tedavi altına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Adnan K.'nın üst geçit üzerindeki görüntüsü

-Polis ve itfaiye ekiplerinin aldığı önlemler

-Adnan K.'nın atlama anı

-Detaylar

Haber-Kamera: Alişan KOYUNCU/ İZMİT(Kocaeli),

===========================

12)ELAZIĞ'DA PKK/KCK OPERASYONUNDA 1 TUTUKLAMA

ELAZIĞ ve Karakoçan ilçesinde terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 7 kişiden 1'i, tutuklandı.

İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, 22 Mart Cuma günü Elazığ merkez ve Karakoçan ilçesinde terör örgütü PKK/KCK'ya yardım ve yataklık yapanlara yönelik operasyon başlattı. Belirlenen adreslere eş zamanlı düzenlenen operasyonda 7 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, kurusıkıdan çevrilmiş tabanca, elektrikli bot motoru, terör örgütü propagandası bulunan duvar saati ve can yeleği ele geçirildi. Ayrıca, Karakoçan ilçesine bağlı Alayağmur köyü kırsalında terör örgütünün kullandığı sığınak bulundu.

Şüpheliler, jandarmadaki ifade işlemlerinin tamamlanmasıyla adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden 1'i tutuklanırken, 6'sı ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Şüphelilerin getirilişi

Karakola girişleri

Genel ve detay görüntü

Haber: Nursel ŞENGEZER/ ELAZIĞ,

======================

13)HIRSIZLIK İÇİN TUVALET HAVALANDIRMASINDAN EVE GİREN 2 ŞÜPHELİ YAKALANDI

ADANA'da 5 Suriye uyruklu gencin yaşadığı tek odalı eve, tuvalet havalandırmasından giren hırsızlık şüphelisi 2 kişi, vatandaşlar ve polis tarafından çaldıkları cep telefonlarıyla yakalandı. Şüphelilerden birinin kurusıkı tabanca ile havaya ateş açıp, evdeki gençleri tehdit ettiği belirtildi.

Olay, bugün saat 04.00 sıralarında merkez Yüreğir ilçesi Bahçelievler Mahallesi 1310 Sokak'taki 5 Suriyeli gencin yaşadığı tek odalı evde meydana geldi. İddiaya göre, evin tuvalet havalandırmasından içeri giren 2 şüpheli, gençlerin telefonlarını çalmak istedi. Bu sırada tıkırtılara uyanan gençler ile şüpheliler arasında arbede çıktı. Suriye uyruklu olduğu öğrenilen şüphelilerden, biri gençler tarafından yakalanırken diğer şüpheli ise kurusıkı tabanca ile havaya ateş açıp tehditler savurarak çaldığı iki cep telefonu ile evden kaçtı. Yakaladıkları şüphelinin ellerini puşi ile bağlayan gençler, daha sonra olay yerine çağrılan polis ekibine teslim etti. Polis, eşkalini belirlediği diğer şüpheliyi ise olay yerinin yakınlarında çaldığı cep telefonları ve kurusıkı tabanca ile birlikte yakaladı. Gözaltına alınan şüpheliler Köprübaşı Polis Merkezi'ne götürüldü.

Polis, olayla ilgili soruşturmaya devam ediyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Olay yerinden görüntü

Elleri arkadan puşi ile bağlı şüphelinin polis aracına bindirilmesi

Polis araçlarından görüntü

Şüphelilerin girdiği tuvalet havalandırmasından görüntü

Polisten ve vatandaşlardan görüntü

Evin içinden görüntü

Yerdeki boş kovanlardan görüntü

Gençlerin komşusu İsmail Dağ ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ ADANA,

============================

14)MARKETTEN BEBEK SÜTÜ VE MAMA ÇALARKEN YAKALANDI, KASİYERE SALDIRDI

ANTALYA'da, zincir marketten bebek sütü ve mama çalmaya çalışan şüpheli, kendisine engel olmaya çalışan kasiyer Feyzullah Aytar'a yumrukla saldırdı. Kasiyerin de karşılık verdiği şüpheli, çantasını bırakarak kaçtı.

Polisi alarma geçiren olay, dün saat 16.00 sıralarında Kepez ilçesi Necip Fazıl Kısakürek Caddesi'ndeki bir zincir marketin şubesinde meydana geldi. Alışveriş için markete gelen 25-30 yaşlarındaki erkek müşterinin, sırt çantasına raflardan aldığı bebek sütü ve mama koyduğunu gören kasa görevlisi Feyzullah Aytar, bir süre güvenlik kamerasından takip etti. Müşterinin para ödemeden kasayı geçip çıkış kapısına yönelmesi üzerine Aytar, durmasını istedi. Bunun üzerine kaçmak isteyen şüpheli, ayağı takılınca düştü. Hırsızlık şüphelisinin üzerine atlayan Aytar sırt çantasını alırken, ikili arasında arbede yaşandı. Şüphelinin yumruk atması üzerine Aytar da aynı şekilde karşılık verdi. Diğer mağaza çalışanlarının da gelmesi üzerine kimliği tespit edilemeyen şüpheli, çantasını bırakarak kaçtı.

Haber verilmesi üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi.

İş yerindeki güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye alan polis, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Olay yerinden görüntüler

-Yerdeki kan izlerinden görüntü

-Hırsızın çalmaya çalıştığı çanta içerisindeki bebek mamalarının görüntüsü

-Kasa görevlisi Feyzullah Aytar'dan görüntü

Haber-Kamera: Bülent TATOĞULLARI - Semih ERSÖZLER/ ANTALYA,

==============================

15)CANINI HİÇE SAYARAK EŞYA TAŞIMA ANI, SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILDI

ADANA'da çekildiği öne sürülen ve sosyal medya platformlarında paylaşılan görüntüde bir gencin, 4 katlı apartmana monte edilen makarayla kendisini son kattan boşluğa bırakarak eşya taşıması, 'pes' dedirtti.

Sosyal medyada on binlerce kişinin izlediği videoda bir genç, 4 katlı apartmanın damına monte edilen makarayla kendisini son kattan boşluğa bırakarak eşya taşıyor. Diğer ucunda kolinin bağlı bulunduğu halata tutunan genç, 4'üncü kattan kendini boşluğa bırakıyor. Görüntüde yaşamını hiçe sayan gencin herhangi bir güvenlik önlemi almadan bu işlemi yaptığı, hatta bir ara halatın diğer ucundaki kali ile çarpışıp, dengesini kaybettiği dikkati çekti. Çarpışmanın ardından şans eseri tutunduğu halatı bırakmayan gencin bu işlemi sağ salim tamamlaması, izleyenlerin yüreklerine su serpiyor. Sosyal medyadaki paylaşımlarda, olayın Adana'da yaşandığı iddia ediliyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Gencin, halata tutunup, kendisini aşağı bırakması

Gencin, halatın diğer ucundaki kasa ile çarpışması

Gencin halat ile birlikte kısa süreli sendelemesi

Gencin aşağı sorunsuz inmesi

Haber-Kamera: ADANA,

=======================

16)25 YIL SÜREN MÜCADELE SONUCUNDA OĞLUNA 'ŞEHİTLİK BERATI' VERİLDİ

KONYA'da işçi emeklisi Ferit İnce, 1993 yılında Mardin'deki 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'nda vatani görevini yaparken, kalorifer kazanının patlaması sonucu yaşamını yitiren oğlu Piyade Er Yaşar İnce'nin (20) şehit sayılması için 25 yıl boyunca hukuk mücadelesi verdi. Hep ret yanıtı alan Ferit İnce'nin, 5 ay önce Milli Savunma Bakanlığı'na yaptığı başvuru sonucu, oğlu Yaşar İnce için 'şehitlik beratı' verildi. İnce Ailesi, kararın ardından şehit oğullarının anısına yöresel düğün yemeği verip, mevlit okuttu.

Piyade Er Yaşar İnce, Mardin'deki 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'nda vatani görevini yaparken, 23 Eylül 1993 tarihinde, terhisine 3 ay kala, kalorifer kazanının patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Yaşar İnce'nin cenazesi, memleketi Konya'da askeri törenle toprağa verildi. 30 Eylül 1993 tarihinde, İnce Ailesi'nden, nakdi tazminat alabilmeleri için varis dilekçesi, veraset ilamı, kimlik belgesi örneği gibi evrak istendi. 24 Kasım 1993'te, aileye, 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'ndan Piyade Kıdemli Binbaşı Yavuz Doğutepe imzasıyla gönderilen yazıda, olayla ilgili hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde soruşturmanın ve tazminatla ilgili işlemlerin başlatıldığı bildirildi.

Ancak, acı olayın üzerinden aradan 1 yıl geçmesine rağmen iddiaya göre, şehitlik tazminatının verilmemesi üzerine baba Ferit İnce, önce 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'na, ardından Milli Savunma Bakanlığı'na dilekçe yazarak, oğlunun şehit sayılması ve tazminat ödenmesini talep etti. Baba İnce sonuç alamadı. Ferit İnce'nin dilekçeleri, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, buradan da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığı'na gönderildi.

ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURDU

Başvuruyu görüşen Askeri Yüksek İdari Mahkemesi, Ferit İnce'ye ret yanıtı verdi. İnce, 15 Eylül 2011 tarihinde verilen bu kararın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı. Anayasa Mahkemesi de 30 Eylül 2015 günü verdiği kararda, 23 Eylül 2012 tarihinden sonraki mahkeme kararlarının değerlendirilebileceğini belirterek, 'zaman bakımından yetkisizlik' kararı vererek Ferit İnce'nin başvurusunu reddetti.

'EN MUTLU GÜNÜM'

Hukuk mücadelesindeki tüm umutlarını yitiren Ferit İnce, son olarak, 5 ay önce yeniden Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlıktan İnce'ye bu kez olumlu yanıt geldi ve Piyade Er Yaşar İnce'nin 'şehit' sayıldığı belirtildi.

Oğlunun 'şehitlik beratı'nı alan Ferit İnce, yıllarca mücadele verdiğini belirterek, "Bu kadar yıl sonra oğluma şehit payesi verildi. Aile olarak çok zor zamanlardan geçtik. Ankara'dan bize oğlumun şehitlik evraklarını gönderdiler. Şehit babası olmaktan çok mutluyum, gururluyum. En mutlu günüm bugün" diye konuştu.

'ALLAH HUZURUNDA ŞEHİTTİ, BELGELENDİ'

Ağabeyinin şehitliğinin resmi olarak belgelenmesinden mutluluk duyduğunu söyleyen Piyade Er Yaşar İnce'nin kız kardeşi Ayşegül İnce de, "25 yıllık bir mücadelemiz oldu. Ağabeyim zaten Allah'ın huzurunda bir şehitti. Şimdi de bu resmi olarak belgelendi. Annem ile babamın şehitliği kanıtlanınca bir yemek verme ahdi vardı. Onların ahdini şu an gerçekleştiriyoruz. Vatan sağ olsun. Çok zorlu mücadeleler verdik. Çok mutluyuz" dedi.

'NE MUTLU BANA'

Yıllarca çok acılar yaşadığını dile getiren anne Fatma İnce de "25 yıldır devam eden bir mücadelemiz vardı. Çok şükür kazandık. Bir ahdim vardı; 'Yaşar'ımın ilk aylığını alırsam, Yaşar'ımın onuruna düğün yemeği vereceğim' dedim. Allah beni bugüne eriştirdi. Ahdimi gerçekleştirmiş oldum. Bayrağımız, vatanımız sağ olsun. Çok acılar yaşadım. Allah kimseye ciğer acısını yaşatmasın. 25 yıl sonra şehit annesi oldum, ne mutlu bana" diye konuştu.

İnce Ailesi, şehit oğullarının anısına Konya Şehit Aileleri Derneği bahçesinde, yöresel düğün yemeği ikram edip, mevlit okuttu. Yemeğe Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, askeri erkan ve şehit aileleri katıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Yemeğin ikram edilmesi

Protokol ve davetlilerden detay

İnce ailesinden detay

İnce ailesi röp.

Şehidin fotoğrafları

Haber-Kamera: Hasan DÖNMEZ/ KONYA,

======================================

17)DOWN SENDROMLU GENÇLER, DÜNYACA ÜNLÜ TABLOLARA HAYAT VERDİ

BORNOVA Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi'nde 21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü dolayısıyla "Mona Lisaö ve"İnci Küpeli Kızö gibi dünyaca ünlü tabloların fotoğraflanarak filtre tekniğiyle canlandırıldığı bir sergi açıldı. Model olarak down sendromlu gençlerin yer aldığı 13 eserlik serginin geliri, İzmir Down Sendromlular Derneği'ne bağışlanacak.

İzmir Bornova Rotary Kulübü, Bornova Belediyesi, Bornova Rotaract Kulübü ve Efes Innerwhell Kulübü'nün iş birliğinde Uğur Mumcu Kültür Sanat Merkezi'nde dünyaca ünlü eserlerin canlandırma tablolarının yer aldığı sergi açıldı. "Mona Lisaö ve "İnci Küpeli Kızö gibi eserlerin fotoğraflanarak canlandırıldığı sergide, model olarak down sendromlu çocuklar yer aldı. 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü dolayısıyla yaklaşık 8 ayda hazırlanan 13 eserin satışından elde edilen gelir ise yine İzmir Down Sendromlular Derneği'ne bağışlanacak. Serginin açılışı sırasında, dünyaca ünlü Mona Lisa tablosunun aşama aşama nasıl canlandırıldığı, İzmir Down Sendromlular Derneği üyesinin gönüllüğünde tekrar gerçekleştirildi.

"İLHAM KAYNAĞI OLALIM"

Bu yıl için farklı bir mottodan hareketle projeyi gerçekleştirdiklerini belirten Uluslararası Rotary 2440'ıncı Bölge Federasyon Başkanı Alaeddin Demircioğlu, "Bu seneki mottomuz, "İlham kaynağı olalımö Biz özellikle toplumun ihtiyacı olan bütün faaliyet konularında hizmet ve proje üretiyoruz. Çok önem verdiğimiz konuların başında da toplum içindeki engelliler geliyor. Engellilerin mutlaka toplum içine dahil edilmesi, onların ayrışmaması ve bu konuda bir farkındalık yaratmak amacıyla 8 aydır çalışıyoruz. Projede ünlü tablolara engellilerin yüzlerini yerleştirerek onları onurlandırmak ve onları sanata kültüre dahil etmek amacıyla hareket ettik. Tüm paydaşlarımızla beraber bu konuda ciddi bir farkındalık yaratmaya çalıştıkö dedi.

DOWN SENDROMLU CAN, VAN GOGH'U CANLANDIRDI

Projede model olarak yer alan down sendromlu Can Ural'ın annesi, aynı zamanda İzmir Down Sendromlular Derneği Başkan Yardımcısı Nevin Ural, "Proje çok heyecan verici bir projeydi. Yüzyıllardır çok sevilen eserlerin, tabloların bu çocuklarla beraber hayat bulması bu çocukların sevgilerini de ölümsüz kılmış oldu. Ben de oğlum Can ile birlikte bu projede yer almaktan çok mutluyum. Can da Van Gogh'u canlandırarak bu projenin bir parçası oldu. Önce tabloyu ona gösterdik ve tabloyu canlandıracağını anlattık. Bu çocuklar zaten pek çok dernek faaliyetlerinde yer aldığı için bu tür etkinliklerde zorlanmıyorlar. Bizim için sonuç önemliydi, sonuçtan da çok memnunuzö diye konuştu.

"İNANARAK BAŞLADIK"

Proje ile ilgili heyecanını aktaran Makyoz Filiz Koruyan, "Bu projeye Çağıl Fenike ile başladık. 1 buçuk yıl önce tablo canlandırma fikrimiz ortaya çıktı. Duygu Gümüştekin stylingi ile, Erden Mete fotoğrafçılığı ile bu projeye dahil oldu. Bir buçuk yılın bütün emeği şuanda burada sergileniyor. Projemizin tüm geliri down sendromlu çocuklara gönderilecek. Projeye inanarak başladık ve çok güzel dönüşler aldıkö şeklinde konuştu.

Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi'nde açılan sergi 29 Mart tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Sergiden genel detay görüntüler

Alaeddin Demircioğlu ile röp.

Nevin Ural ile röp.

Filiz Koruyan ile röp.

Haber-Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR,

==========================

18)MUHSİN YAZICIOĞLU KAHRAMANMARAŞ'TA ANILDI

KAHRAMANMARAŞ'ın Göksun ilçesinde 25 Mart 2009'da helikopterin düşmesi sonucu 5 arkadaşıyla birlikte hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ölümünün 10'uncu yıldönümünde Kahramanmaraş'ta düzenlenen panelle anıldı.

Muhsini Tavır Platformu tarafından Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kur'an-ı Kerim Tilaveti ile devam eden programda Muhsin Tavır Platformu Başkanı Ali Kıvrak bir konuşma yaparak panele katılanlara teşekkür etti.

Ardından Yazıcıoğlu'nun hayatının anlatıldığı video gösterildi ve bu sırada salonu dolduranlardan bazıları gözyaşlarına hakim olamadı. Bir öğrencinin Yazıcıoğlu'nun 'Üşüyorum' adlı şirini okumasının ardından panele geçildi. Panelde Tarihçi-Yazar Mehmet Işık Muhsin Yazıcıoğlu'nun 28 Şubat sürecindeki tavrını ve tepkisini, Edebiyatçı-Yazar Memduh Atalay Muhsin Yazıcıoğlu'nun dava adamlığını anlattı. Yazıcıoğlu ailesinin avukatları Kemal Yavuz ile Selami Ekici ise dava süreci hakkında salonu dolduranları bilgilendirdi.

Panel sonunda değerlendirmelerde bulunan Ali Kıvrak, Muhsin Yazıcıoğlu'nu anmak için paneli düzenlediklerini belirterek, "Muhsin başkanın vatanı ve milleti için bir duruş sergilediğini burada tekrar deklare edip ölümün 10'ncu yılında unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı suikastı düzenleyenlere karşı bir mesaj vermekti maksadımız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Salondan detaylar

İstiklal Marşı ve dua okunması

Konuşmalar

Röportaj

Haber-Kamera: Ömer KOÇ/ KAHRAMANMARAŞ,

======================

19)ERDOĞAN, MUŞ'TA HALKA SESLENDİ

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Ağrı mitinginin ardından Muş'a geçti. Belediye Meydanı'ndan yağmur altında toplanan kalabalıkla merhum sanatçı Kayahan'ın 'Bir Aşk Hikayesi' şarkısını seslendiren Erdoğan, AK Parti Muş Belediye Başkan Adayı Feyat Asya için 31 Mart seçimlerinde oy istedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Müştak Baba'lar gibi bu milletin kardeşliği için çalışıyoruz, gönüllerimize asla sınır çizdirmeyiz. Kim ne yaparsa yapsın, Allah'ın izniyle Malazgirt'ten tutun da merkeze kadar ilçelerini dahi inanıyorum ki evelallah bu seçimde Muş'un hanımları bu işin kaderini belirleyecek. Beyler kıskanmayın çünkü kale içeriden fethedilir. Bu işin kaderini belirleyecekler. Ebedi kardeşliğimize leke sürdürmeyiz. Kim hangi oyunu çevirirse çevirsin, aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyiz. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağı üzerinde ameliyat yapılmasına göz yummayız. Buna önce Muşlu kardeşlerim izin vermez. Bu topraklar birlik beraberliğin kıymetini çok iyi bilir. Kütahya, İstanbul, İzmir, Gaziantep gibi Muş da işgalin ne demek olduğunu, devletsizliğin ne kadar çetin imtihan olduğunu iyi bilir" dedi.

'SABİLERİ KANDİL'E KAÇIRANLAR BUNLAR DEĞİL Mİ?'

Muş'un 1'inci Dünya Savaşı'nda iki yıl boyunca Rus ve Ermeni çeteleri tarafından büyük yıkımlar, zulümler yaşadığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Muş diğer Anadolu şehirleri gibi kenetlenerek işgalin yaralarını sarmayı da başarmıştır. Bu toprakları kanımızla tekrar vatanımız kılmışız. Namerdin alnına zaferi nasıl beraber kazımışsak bugün de bölücülere aynı iradeyle karşı çıkıyoruz. 34 yıldır Kürt kardeşlerimizin canından, evlatlarının kanından beslenen canilere, PKK terör örgütüne ve onun desteklediği siyasi partinin mensuplarına inşallah bu topraklarda yer olmadığını pazar günü göstereceğinize inanıyorum. Bunların bir hizmeti oldu mu? Bunlar çukur, çamur, çöp; sadece bunu yaptılar. Güneydoğu'da binaların altında bodrumlardan tünelleri açan bunlar değil mi? Bunlar hizmet için, yapmak için yoklar. Onlar yıkmak için varlar. 14- 15 yaşındaki sabileri analarından koparıp Kandil'e kaçıranlar bunlar değil mi? Diyarbakır Belediyesi önünde aylarca inim inim inleyen anaların sesini bu terör örgütü duydu mu? Bunlar bana geldi, oturdum, dertleştim. Kandil'dekiler; kızları Kürt kızlarını kaçıranlar bunlar değil mi? Bunlara şöyle bir Osmanlı tokadı pazar günü yakışmaz mı; bunu yapalım. Okullarımızı, camilerimizi kütüphaneleri yakan alçakları dün olduğu gibi bugün de beraberce hezimete uğratacağız. Bir daha mabetlerimizin üstüne namahrem eli değmesin, ezan semalardan eksilmesin diye sırt sırta verip çetin bir mücadele yürütüyoruz. Bunlara aman yok. İstanbul'un fethini kabullenemeyen, müstemleke uşaklarına inat büyük Türkiye ideali yolunda emin adımlarla ilerliyoruz."

'PİYONLARIYLA MESAJ GÖNDERİYORLAR'

100 yıl önce verilen mücadele ile bugün Suriye'de, Irak'ta, Akdeniz'de verilen mücadele arasında hiçbir farkın olmadığını kaydeden Erdoğan, "104 sene önce Çanakkale'de niçin savaşmışsak, bugün de aynı gaye uğrunda canımızı, dişimize takıyoruz. Biz farklı düşünsek de birileri hala tarihe bakıp öç, intikam almanın, İstanbul'u Konstantinopol'e çevirmenin hesabını yapıyor. Birileri hala bu toprakları çok görüyor. Birileri hala Türk ve Kürt'ün, Arap ve Çerkez'in, Sünni ve Alevi'nin arasına derin uçurumlar kazmaya çalışıyor. Birileri hala on binlerce TIR silah vererek etrafımızı terör koridoruyla kuşatıp, bizi Anadolu'da sıkıştırmak istiyor. Birileri ekonomiyi kur fazlı esir alarak Türkiye'nin şahlanışını durdurmaya çalışıyor. Birileri hala göğü delen minarelerimize, Allahuekber nidalarıyla semayı süsleyen ezanımıza tahammül edemiyorlar. Mertçe karşımıza çıkmadıkları için de ya Suriye'den ya Irak'tan ya Pensilvanya'dan ya Avrupa Parlamentosu'ndan ya da 16 bin 500 kilometre uzaktan mesajlarını veriyorlar. Mesajlarını da piyonları aracılığıyla gönderiyorlar. Biz de onlara cevabımızı Muş'tan Rabiamızla veriyoruz" diye konuştu.

'CHP, HDP'YE RAĞMEN YATIRIMLARA DEVAM'

CHP ve HDP'nin baraj inşaatlarını güvenlik ve çevre gerekçesiyle engellemeye çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hatay'da yaptığı konuşmanın görüntülerini izletti. Erdoğan, şunları söyledi:

"Ne yaptılarsa vatandaşın su sıkıntısını çözmemize, toprağını suyla buluşturmamıza mani olamadılar. Türkiye'nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmamıza set vuramadılar. Yaptığımız barajlara çamur atmaya başladılar. Son 17 yılda inşa ettiğimiz baraj sayısı 563. CHP'nin başındaki zatın yolu buraya düşmez. Onlar kısır gündemlerinden parti içi mücadeleden fırsat bulup Ankara dışına çıkamazlar, yasakları savunmak, yatırımları sabote etmek için nöbet tuttukları Anayasa Mahkemesi'nden ayrılıp buraya gelemezler. Ama CHP Genel Başkanının yolu ola ki Muş'a düşerse emin olun Hatay'da yaptığını burada da yapacaktır. Bay Kemal, senin ömrün yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Şayet buraya gelirse Alpaslan 1 Barajı'nı da inkar edecektir. Muş'ta inşaatına başladığımız Alpaslan 2 Barajı'nı da yok sayacaktır. 780 bin dekar araziyi sulayacağını, 2060 yılına kadar içme ve sulama ihtiyacını karşılayacağını kabul etmeyecektir. Muş'ta son 17 yılda inşa ettiğimiz sulama tesislerini de reddedecektir. Allah kimsenin basiretini bağlamasın, kimseyi Bay Kemal'in durumuna düşürmesin. Çünkü insanın bir kere basireti bağlanınca gözünün önündekini göremez. Gözü vardır görmez, kulağı vardır duymaz, dili vardır konuşamaz. Kalbi mühürlü, ne kadar uğraşırsanız hakikati kabul etmez. Elbette hem CHP hem de ruh ikizi HDP'ye rağmen yatırımlara devam edeceğiz."

'KARŞINIZA ALDATMACA BİR ADAY ÇIKARILIYOR'

Bölgede terör örgütünün esareti kırıldıkça yörenin daha fazla yatırım ve turist çektiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'nun turizm gelirlerinde ciddi oranda artış olduğunu söyledi. Erdoğan, bir dönem bölücü terör örgütünün cirit attığı yerlere emniyet, huzur, barış, esenlik geldiğini ifade ederek Muş'un da huzur ortamından daha fazla istifade etmesini istediklerini bildirdi. HDP'nin Muş belediye başkan adayını eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları dedi:

"Şimdi burada bir partinin başkan adayı var. Buradan Ağrı'ya gitmişti. Ağrı'dan seçimi kazandı, orada durmadı. Hemen onun yanında bir de eş başkanı vardı. O da malum bıraktı eş başkana, çekti geldi Ankara'ya. Bu seçmene saygısızlık değil mi? Karşınıza aldatmaca bir aday çıkarılıyor. Gelin pazar günü ona da öyle bir ders verin ki 'Bizi aldatacak, birilerine verilecek oyumuz yok' deyin. Sizin hizmetkarınız olacaklara oyunuzu verin. Biz size hizmetkar olacak adayımızı belirledik. Muş'ta hizmeti olan Feyat kardeşimiz, bu dönemde size birlikte hizmet vermeye devam edeceğiz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Erdoğan'ın konuşması

-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: MUŞ,

=====================

20)KILIÇDAROĞLU: KAYBETMEYE BAŞLAYINCA BEL ALTI VURMAYA BAŞLADILAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerine dünyanın iftirasının atıldığını söyleyerek, "Huzur içinde yaşamalıyız. Birlikte yaşamalıyız. Her türlü iftirayı atarlar çünkü kaybetmeye başladılar. Kaybetmeye başlayınca bel altı vurmaya başladılar" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Zonguldak mitingi için özel uçakla Çaycuma Havalimanı'na geldi. Seçim otobüsüyle Saltıkova beldesine geçen Kılıçdarıoğlu, partilerinin belediye başkan adayı Alim Genç ile birlikte halkı selamladı. Ardından çay bahçesinde vatandaşlarla çay içerek sohbet eden Kılıçdaroğlu, "Bu milletin ferasetine güveniyorum. İnşallah güzel sonuçlar alırız." dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra miting için Zonguldak'a geçti. Madenci Anıtı'nın bulunduğu alanda halka seslenen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin istihdam yaratan, işsizliğe son veren siyaset anlayışına ihtiyacı olduğunu ifade ederek, "Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir siyasete ihtiyacı var. İnsana hizmete eden doğru ve dürüst siyasetçiye ihtiyacı var. Zonguldak diyince aklıma Ecevit gelir. Ecevit işçilerin babası, grevin, toplu sözleşmeyi getiren Ecevit. Kıbrıs fatihi Ecevit. O nedenle Zonguldaklı olmanın bir ayrılıcılığı vardır. Zonguldaklı demek alın terine değer vermek demektir. Zonguldaklı demek birlikte yaşamak demektir. Zonguldaklı demek Türkiye sevdasını yüreğinde taşıyan insanlar demektir. Ben Zonguldak'ı böyle bilir böyle tanıdım böyle tanımayınca da devam edeceğim." dedi.

İŞSİZLİK TÜRKİYE'NİN EN TEMEL SORUNU

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en temel sorununun işsizlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Son olarak işsiz kalanların sayısı 1 milyon 11 bin kişi. Toplam işsiz sayısı 8 milyon. 8 milyon eve ekmek girmiyor. Çocuklar yatağa aç giriyor. 8 milyon evde yarın ne olacak kaygısı var. Doğru dürüst tencere kaynamıyor. Şu soruyu kendisine sorsun özellikle geçmiş dönemde AKP'ye oy verenler. AKP'nin saygıdeğer yöneticileri sizi 17 yıldır sırtımda taşıdım. Vergi istedin verdim. Şunu yap dedin yaptım. Tek başıma yöneteceğim dedin tek başına yönettin. İstediğin valiyi tayin ettin, kaymakamı tayin ettin. İstediğin rektörü tayin ettin. İstediğin genelgeyi çıkarttın. 17 yıl benim dedemin babamın kurduğu fabrikaları özelleştirdik. 50 milyar dolar devleti borçlandırdın. 17 yıl bunları yaptın. 1 yılın sonunda beni neden soğan kuyruğuna mahkum ettin. Arkadaş bunu soracaksınız? Şimdi ne diyor. O kuyruklar varlık kuyruğu diyor. Ne diyeyim şimdi ne söylenir Allah aşkına. Ben şimdi Japonya'nın haline üzülüyorum. Almanya'ya Kadana'ya üzülüyorum. Bir varlık kuyruğu yok. Onlara sizin ülkenizde açlık var sefalet var diyeceğiz. Türkiye'ye gelin nasıl varlıklı insanlar diyorum. İnsanların aklıyla dalga geçiyorlar. Varlık kuyruğuymuş ?"

'BAY KEMAL OLMAK KOLAY DEĞİL'

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirerek devam ettiği konuşmasında, "Bay Kemal konuşacak. Bay Kemal işsizin derdini, esnafın derdini, alın teri dökenlerin derdini elbette dile getirecek. Laf aramızda bay Kemal olmak kolay değil. Bay Kemal olmak için bir çocuk yatağa aç girdi mi uyamamak lazım. O sanıyor ki bay kemal diyince ben vaziyeti kurtulacağım. Asla kurtulamayacaksın. Meydan meydan soracağım." dedi. Her şeyin ithal edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'de üretilebilecek ürünlerin ithal edildiğini belirterek, şöyle dedi:

"Nasıl oluyor da bu cennet ülkede bereketli tarlaları varken, suyu varken niye yurt dışından geliyor. Mercimek geliyor, canlı hayvan geliyor, et geliyor nohutlar geliyor. Her şey dışarıdan. Her şeyi dışarıdan alırsan bu iş yürümez. Atatürk yorulmadan çalışmadan başkalarının ektiklerini tüketirseniz haysiyetinizi, bağımsızlığınızı kaybedersiniz diyor. Neden bunu söylüyor? Atatürk Osmanlı'nın nasıl battığının tanığı oldu. O bir Osmanlı paşası çünkü. Üretmediği için Osmanlı battı. Osmanlı'nın parasını basacak merkez bankası bile yoktu. 1930 yılında kuruldu Merkez Bankası. O zaman paramızı basacak bir bankamız oldu. Üretime önem verdi. Fabrikalar kurdu. Nasıl kurdu? Pamuk satarak kurdu, incir satarak, üzüm satarak kurdu. Yani ilk şeker uşakta nasıl kuruldu. Yumurta satılarak kuruldu. Şimdi ne yapıyoruz? Babalarımızın dedelerimizin incir satarak pamuk satarak kurdukları fabrikaları satıyoruz. Fabrika satarak canlı hayvan alıyoruz. Fabrika satarak soğan patates alıyoruz. Yani işler tersine döndü. Tersine gidişi düzeltmek sizin elinizde. Yani buna izin vermeyeceğiz. Yeter kardeşim diyeceğiz. Üretmek kazanmak demektir. Üretmek alın teri dökmek demektir, işsizlikle mücadele demektir."

'KAYBETMEYE BAŞLAYINCA BEL ALTI VURMAYA BAŞLADILAR'

Kılıçdaroğlu, kendilerin birçok iftiranın atıldığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Huzur içinde yaşamalıyız. Birlikte yaşamalıyız. Her türlü iftirayı atarlar çünkü kaybetmeye başladılar. Kaybetmeye başlayınca bel altı vurmaya başladılar. Bizim belediye başkan adaylarımızın tamamı düzgün insanlar. Yeni pırıl pırıl insanlar. Karadeniz'in bir ucunda Zonguldak'tayız. İstanbul'da çok arkadaşınız akrabalarınız var değil mi? Ekrem İmamoğlu'nu seviyor musunuz? Karadeniz seviyor güveniyor mu? O zaman yarın sabahtan itibaren İstanbul'daki dostlarınızı çocuklarınıza, eşlerinize telefon edeceksiniz? Ekrem İmamoğlu İstanbul'un kaderini değiştirecek. Dünyanın en güzel kentin kaderini değiştirecek."

ÇAYCUMA'DA KONUŞTU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak mitinginin ardından Çaycuma ilçesine geçti. Seçim otobüsünden halka seslenen Kılıçdaroğlu, mevcut belediye başkanı ve adayı Bülent Kantarcı'ya destek istedi. Çaycuma'nın son 5 yılda Avrupa kenti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çaycuma, ilk geldiğim günle bugün geldiğim gün arasında büyük farklar yaşayan bir ilçemiz. Çalışkan bir belediye başkanımız var. Çaycuma'yı Avrupa kenti gibi yaşanabilir bir kent haline getirdi. Emek harcadı, insanlar arasında ayrım yapmadı. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Çaycuma için mücadele etti. Hepinizin önünde sayın başkana teşekkür ediyorum." dedi.

82 milyonun huzur içinde yaşadığı bir Türkiye istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kavga etmek istemiyoruz. Birilerine iftira atmak istemiyoruz. Hakkı hukuku ve adaleti savunuyoruz. Bu ülkede yaşayan herkes bayrağını sevdiği sürece, vatanını sevdiği sürece, insanını sevdiği sürece başımızın üstende yeri vardır. Hiçbir zaman vatandaşımızı neden şu partiye bu partiye oy verdin diye özel bir suçlama getirmedim. Her vatandaşın takdiri benim başımın üstüne ama ben geçmişte AK Parti'ye oy veren vatandaşlarıma seslenmek isterim. Geçmişte oy vermiştir ama şimdi oturup düşünmesi lazım. 17 yıl ne oldu? 17 yıl ne istediyse verdiniz. Yani vergi istedi verdiniz. 70 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. 500 milyar dolarlık borçlandırma yapıldı. Bütün bu paraların sonunda ne oldu. Bütün bu paraların sonunda vatandaş soğan kuyruğuna sokuldu. O zaman düşünmemiz lazım. Bütün bu paralar nereye gitti. Neden şimdi bu vatandaş soğan patates kuyruğunda? Neden bunların önlemi alınmadı? Neden Türkiye üretimden koparıldı? Soralım derken kavga edelim demiyorum. Her insan bunu kendi vicdanına bunu hesabını yapmalı. Her insan kendini vicdanında 'ne istediyseniz verdik biz size. O zaman 17 yıl sonunda neden bizi soğan kuyruğuna soktunuz?' demesi lazım. Bunu vatandaşın sorması lazım."

Siyasetin bir hizmet yarışı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Siyaset kavga alanı değildir. Siyaset iftira alanı değildir. Siyasetçi hesap verdiği müddetçe bir ülkede huzur olur, bir ülkede barış olur. Bir ülkede yolsuzluk olmaz. Her kuruşun hesabını siyasetçinin topluma vermesi lazım." dedi.

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Kılıçdaroğlu'na konuşmasının ardından ilçedeki mozaiklerin figürleriyle yapılan cam sanatı eseri hediye etti. Kılıçdaroğlu daha sonra seçim otobüsüyle Bartın'a hareket etti.

BARTIN'DA HALKA HİTAP ETTİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak'tan Bartın'a geldi. Kılıçdaroğlu seçim otobüsünden halka seslendi. Belediye Başkanı Adayı Mehmet Arslan'a destek isteyen Kılıçdaroğlu, "Bütün Bartın'ı kucaklayacaksınız. Hiçbir ayırım yapmayacaksınız, herkese eşit hizmet götüreceksiniz. Bu mahalle bana oy vermedi diye, o mahalleye hizmet götürmeyeceğim diye bir düşünce içerisinde olmayacaksınız. Ancak bir mahalle fakirse oraya pozitif ayrımcılık yapabilirsiniz. Onun dışında bütün Bartın'ı kucaklamasını isterim. İkincisi bütçe görüşmelerinde dedim ki asgari ücret net 2 bin 200 olmalı, bizim bütün belediyelerde asgari ücret net 2 bin 200 liradır. Ama burada Bartın'da 2 bin 20 lira, şimdi bizim başkan gelecek sizlerin oylarıyla koltuğa oturacak ve 1 Nisan'dan itibaren Bartın Belediyesi'nde asgari ücretle çalışan herkesin aylığı 2 bin 20 değil, 2 bin 200 lira olacak. Verdiğimiz sözün arkasında duracağız. ve 3'üncü hiç kimsenin işine son vermeyeceksin Sayın Başkan, kimsenin aşıyla işiyle uğramayacaksın. Yeter ki çalışsın alın teri döksün çalışsın. Hepinizden Belediye Başkan Adayımıza destek istiyorum.ödedi. Kılıçdaroğlu daha sonra Zonguldak Havalimanı'ndan uçakla İstanbul'da gitti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Konuşması

Detaylar

++

Konuşması

Detaylar

++

Konuşması

Detaylar

Haber-Kamera: ZONGULDAK - BARTIN,

========================

21)ÇAVUŞOĞLU: "ABD'NİN GOLAN TEPELERİ KARARINI KABUL ETMİYORUZ"

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'da AK Parti'nin Muratpaşa Belediye Başkan Adayı Gökçen Özdoğan Enç'in 31 Mart Yerel Seçim çalışmalarına katıldı. Güzeloba Kapalı Pazarı'nda vatandaşlarla buluşan Çavuşoğlu, 31 Mart akşamı güneşin  Muratpaşa'da farklı doğacağını belirterek, ilçede yeni bir sayfa açılacağını kaydetti.  Muratpaşa'nın Enç ile gelişeceğini ve kalkınacağını dile getiren Çavuşoğlu, "Enç, projelerinde çocukları ve kadınları ihmal etmemiş. Muratpaşa'ya kadın eli değecek. Muratpaşa'da 15 yılda hiç gelişme olmadı. Kepez aldı başını gidiyor. Muratpaşa Antalya'nın en geri kalmış ilçesi oldu. Birileri sizlerin oyunu çantada keklik görüyor. Milletin oyuna ipotek mi koydun? Bu millet kendisine hizmetkar olana oy verir. Tek parti dönemi bitti. Bu millet sana oy vermek zorunda değil" dedi.

EMİN ADIMLARLA YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ

Seçimlerin Türkiye'nin istikrarı ve güçlü şekilde yoluna devam edebilmesi için çok önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Cumhur İttifakı'nı, Türkiye'ye yönelik tehditleri gördükleri için kurduklarını vurguladı. Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye emin adımlarla yoluna devam ediyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya lideri olduğunu bütün dünya biliyor. Türkiye'yi kıskananlar bile bu hakkı teslim ediyor. Bu seçimler ittifakımızın yoluna devam etmesi için çok kritiktir. O yüzden liderlerimiz 'beka' diyor. Kudüs davasına bizden daha fazla sahip çıkan ülke yok. Bazı Arap ülkeleri ABD karşısına dik duramadıkları için Ürdün ve Filistin'e diyor ki, 'Siz de sesinizi fazla çıkarmayın' diyor. Bunlar mı ümmeti koruyacak" dedi.

MİLLET İTTİFAKI'NA ELEŞTİRİ

Avrupa'da Türk ve İslam düşmanlığının birleştiğini belirten Çavuşoğlu, "Türkiye büyüdükçe ayağına prangalar vurmaya çalışanlar, kıskananlar var. Ne yaparlarsa yapsın boş. Bizi yolumuzdan kimse çeviremez. İnandığımız yoldan dönmedik, dönmeyeceğiz. Balkanlar'da Türklerle yeniden kucaklaştık, artık onları yalnız bırakamayız. Somalili Bakan, tek umutlarının Türkiye olduğunu söylüyor. CHP, Avrupa'da aşırı sağ ve aşırı sol partiler gibi sürekli marjinalleşiyor. O yüzden CHP iktidara gelemiyor. Bu ülkenin yüzde 80'in sana oy vermiyorsa sende problem var. CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin içinde 325 HDP'li aday var. Hepsini PKK belirledi. İYİ Parti'nin 29 HDP'li adayı var, bunları kim yerleştirdi? Bunlar sahte milliyetçi bile değil. Saadet Partisi, 'Ben dindar partiyim' diyor. Madem dindar geçiniyorsun, bölücü Marksist, ateist kişileri listene nasıl aldın? Dindar geçinen parti, 82 PKK'lıyı listesinde nasıl gösterirsin? PKK ile neden ittifak yaptığınızı izah etmek zorundasınız" diye konuştu.

GÖKCEN ENÇ DE KONUŞTU

Gökcen Özdoğan Enç ise toplantının yapıldığı yerin ışıklarını Muratpaşa Belediyesi'ne zorla açtırdıklarını belirterek, ilçede iktidara geldiklerinde her yere ışık olacaklarını söyledi. 31 Mart'ta kendileriyle Muratpaşa'nın yepyeni bir belediye anlayışıyla buluşacağını dile getiren Enç, "Birileri gibi makam odalarında siyaset yapmayacağız. CHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu parti değil artık. CHP seçmenine kapımız her zaman açık. Biz memleket sevdası için bir aradayız. 55 mahalleli Muratpaşa'da hizmeti eşitleyeceğiz" dedi.

"ABD'NİN GOLAN TEPELERİ KARARINI KABUL ETMİYORUZ"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Biraz önce ABD Başkanı Donald Trump, sözde Golan Tepeleri'nin İsrail toprakları olduğunu kabul eden bir belgeye imza attı. Bu topraklar Suriye topraklarıdır. Bunu büyük bir marifetmiş gibi şova dönüştürdü, yanı başında da Netanyahu. Biz bu imzaya karşıyız, bu karara karşıyız, bunu kabul etmemiz mümkün değildirö dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'da Memur-Sen'in Mimar Sinan Kongre Merkezi'ndeki toplantıya katıldı. Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin Golan Tepeleri'nin İsrail'e ait olduğunu kabul eden kararnameyi imzalamasına ilişkin açıklama yaptı. Çavuşoğlu, "Biraz önce ABD Başkanı Donald Trump, sözde Golan Tepeleri'nin İsrail toprakları olduğunu kabul eden bir belgeye imza attı. Bu topraklar Suriye topraklarıdır. Bunu büyük bir marifetmiş gibi şova dönüştürdü, yanıbaşında da Netanyahu. Biz bu imzaya karşıyız, bu karara karşıyız, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bugün Suriye rejimi ile ilişkilerimizin bu boyutta olması böyle bir kararı kabul etmemizi gerektirmez. Tam tersi Türkiye Cumhuriyeti ilkeli tutum sergilemiştir." dedi.

'NETANYAHU'YA SEÇİM HEDİYESİ'

Mevlüt Çavuşoğlu, atılan imzanın İsrail'in işgalini meşrulaştırmayacağına vurgu yaparak şöyle konuştu:

"Buralar Suriye ve Suriye halkının topraklarıdır. İmza, İsrail işgalini meşrulaştırmaz. Trump'ın bu imzası, şu anda seçim öncesinde zor durumda olan Netanyahu'ya adeta seçim hediyesidir. Yolsuzlukla sorgulanan, hukuk önünde hesap veren Netanyahu'ya bu hediyenin faydası olmaz. Kendi halkını bile bölen, bugün de Gazze'yi bombardımana tutan bu zalime ne yapsanız faydası yok, bu yüzden ABD'nin bu çabaları beyhudedir. ABD'nin hukuk tanımaz kararlarını biz kabul etmiyoruz. Uluslararası hukuku hiçe sayan, Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayan adımları ardı ardına görmeye başladık. Önce büyükelçiliğini Kudüs'e taşımıştır, sürekli İsrail zulmüne verdikleri destek ve şimdi Golan Tepeleri'ni işgaline meşruiyet çabaları. Türkiye sonuna kadar bu konuda gereğini yapacaktır. Tek taraflı adımları biz desteklemiyor, kabul etmiyoruz. Her platformda ne gerekiyorsa onu yapacağız."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Kalabalık detay

Bakan Çavuşoğlu açıklama

+++

Bakan'ın konuşması

Detaylar

Haber-Kamera: Hasan DEMİRBAŞ/ ANTALYA,

============================

22)BAKAN SELÇUK: ÇATAL, BARDAK ÜRETMİYORUZ, NESİLLER YETİŞTİRİYORUZ

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Çerkezköy ilçesinin ardından geçtiği Tekirdağ il merkezinde, 'Ziya Öğretmen ile Eğitim Buluşmaları' başlıklı toplantıda eğitimcilerle bir araya geldi. Tekirdağ Valiliği'nde iş insanları ile yemekte buluşan Bakan Selçuk, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Bizim okullarımız arasındaki yüksek fark olursa birileri ben şu okula gitmek istiyorum, şu okula gitmek istemiyorum der. O zaman sınav olur, sınav olursa sistem bloke olur, sistem bloke olursa eğitim amacından sapar. Bu sebeple önceliklerimiz alt yapımızı güçlendirmek ve imkanı daha zayıf olan okullarımızı ortalamaya doğru çekmek. Bu arada da temel gereksinimlerimizi karşılamak. 3 yıllık bir program ilan ettik. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz 3 yıl içerisinde ay, ay, sene, sene, eğitimde şunu yapacağız. Toplum sakin olsun, belirsizlik olmasın. Nereye neyi harcayacağımız, fizibilitesi, projesi bunların hepsi belli olsun. Kişilerin kafasına göre, şahsi zevke göre karar alınmaz, bu bilimsel metotla alınır. Bu sloganla olmaz, nutukla olmaz, bilimle olur, akılla olur, metotla olur. O sebeple bizim yapmamız gereken şey de Milli Eğitim Bakanlığı'nı bu açıdan değerlendirmek ve yaptığımız değerlendirmeler sonucunda da adım adım her şeyi yerine koymak. Hemen her şeyi yapamayız. Biz burada çatal, bardak üretmiyoruz biz nesiller yetiştiriyoruz. Bu bir kaç ayda değişecek dönüşecek bir şey değil. Zaten bu bir kaç ayda değişiyorsa zaten şimdi çözümünüz, daha sonraki probleminiz olur. Bunun zamanı var. Bunun için bizim parlak, çafçaflı, popüler çözümlere ihtiyacımız yok bunlar geçici pansuman tedbirler olur. Bizim kalıcı değer üretmeye ihtiyacımız var. Bizim doğmamış çocukların hakkını korumaya ihtiyacımız var. Bütün bunları hesaba kadarsak eğitimin bir gelecek yatırımı olduğunu görürüz."

'ÇOCUKLARIMIZIN BOŞA KÜREK ÇEKMESİNİ İSTEMİYORUZ'

Bakan Selçuk, toplumun belirli bir gelin seviyesine sahipse, eğitim talebini çok önemsemeyebileceğini ifade ederek, şöyle dedi:

"Ama şunu fark ederse, yaptığım iş neyse bu eğitimin oluşturduğu katma değerle birlikte sıçrama yaratarak ilerleyebilir. Yani şu anda yaptığı işi eğitimle yükseltebilirsin. Şu anda yaptığın işin seni tatmin ediyor olabilir ama dünya ölçeğinde yapacaksak bu olmaz. Biz plastiğin kilosunu 2.80 dolara satıyoruz. Aynı plastiğin kilosunu Japonlar 16 dolara satıyor. Yani bir katma değer yaratıyorlar. Nano ölçekli plastik işliyorlar. Bizim plastiği sadece ısıtıp şekillendirerek, bu işi dünya pazarlarında yüksek fiyatlarda satmamız mümkün değil. Bizimde özel sertifikasyon sistemleri, özel laboratuvar alt yapısıyla bu tür kalite sistemlerini öne çıkarmamız lazım. O zaman bizimde oluşturduğumuz katma değer yükselir. Bütün bu işleri eğitimle ilişkilendirmek ve sonuçta demokratik topluma doğru yol almak bizim temel gayemiz. Çocuklarımızın da boşa kürek çekmesini istemiyoruz. Yıllarca soru çözüp te üniversiteye gittiklerinde en iyi üniversiteye gittiklerinde, o üniversitenin öğretim elemanlarının temel matematiği yapmakta sıkıntı çekiyor, yetişmeden geliyorlar demesini istemiyoruz. Bu anlamda orta öğretimde Türkiye'de 16-17 ders var lisede. Japonya'da, Kanada'da, İngiltere'de, Yeni Zelanda'da, ABD'de lise 5-6 ders var. Neden bizde bu kadar çok ders var onlarda az olduğu halde onlar bizden daha başarılı. Çünkü belli bir alanda derinleşiyor bu çocuklar. Belli bir alanda özelleşiyor ve sevdiği alana yoğunlaşıyor. Küçü,  küçük çukurlar kazmıyor, çocuk kuyu kazıyor kuyu kazarsa suyu bulacağını biliyor ama çukur kazarsa, suyu bulamayacağını biliyor. Buna rağmen bu sistem böyle devam ediyor."

'OYUNUN ORTASINDA KURAL DEĞİŞMEYECEK'

Sorun konusunda ne yapacaklarını anlatan Bakan Selçuk, çözümlerinin hazır olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Çözümümüz hemen Eylül ayından itibaren 9'uncu sınıflardan başlayarak bütün Türkiye'de bunun uluslararası standartlarına geçmek. Bunun hazırlıkları bitti. Bir eksiğimiz gediğimiz yok, Eylül'den itibaren her şeyi yapmaya hazırız. Ama bunu bütün Türkiye'ye aniden yapmayacağız. Çocuk bir kuralla başladıysa, liseyi o kuralla bitirecek. Yani oyunun ortasında kural değişmeyecek. Bizim muhakkak suretle çocuğun sükunetini, anne babanın sakinliğini, sistemin dinginliğini korumamız lazım. Bunu koruduğumuz ve 3 sene içinde neyin ne zaman olacağını belirli hale getirdiğimiz zaman ki bunu getirdik. O zaman hesap verebilirliği şart olduğunu hissetmesi sağlanır. Bu bir bakanlık işi değil, bu bir toplum işi, bu bir memleket ödevi, bu bir ülke ödevi. Bu bir şahıs, bürokrat ödevi değil, bu bir ülke ödevi. O yüzden de hep beraber sahip çıkmak ve eğitimin nelere kadir olduğunu hissetmek lazım. Çin'deki dahi sayısı, Türkiye'nin nüfusu kadar. Kimle rekabet ediyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz, bunu anlamamız lazım. AR-GE harcamalarımızı artırmamız lazım. Yüksek teknolojiyle yaptığımız üretim ve ihracatı artırmamız lazım. Bunların hepsi eğitimden geçiyor. Mevcut eğitimden değil. Mevcut eğitimi daha iyi yapmak, daha kötü yapmaktır. Mevcut eğitimi iyi yapan okullar daha kötü yapıyor. Dolayısıyla bizim burada yaptığımız eğitimin kalitesine soru sormamız lazım. Yaptığımız eğitimin uluslararası geçerliliğini sınamamız lazım. Biz Türkiye için bir şey yapmıyoruz. Tekirdağ, Edirne'yle yarışmıyor. Edirne, Konya'yla yarışmıyor, Türkiye dünyayla yarışıyor. Türkiye küresel rekabet içerisinde. Eğitimi bu rekabet içerisinde değerlendirmek zarureti var. Bu zarureti bakanlık hissetmezse ki değişim kolay değil. Eğitim en muhafazakar kurumdur. Eğitimdeki direnç en yüksek direnç alanıdır. Toplumun beklentileri çok yüksek, biz yapabiliriz bunu. Her şeye gücümüz yetmeyebilir ama niyetimizi korudukça bu işin bereketli olacağına inanıyorum."

'2040'DA DİJİTAL KIRILMA GELİYOR'

Bakan Selçuk, çocukların uçması, sıçraması ve dünyaya yetişmesi gerektiğinin altını çizerek, "Çünkü 2040'a doğru yetişme ihtimali ortadan kalkıyor. Ben size söyleyeyim. Nasıl kalkıyor? Göbeklitepe'den beri 12 bin, 13 bin seneden beri insanlık tarihi için en büyük kırılma geliyor 2040'ta. Nasıl geliyor? Dijital olanla biyolojik olan iç içe giriyor. İnsanın beynine yazılımın yükleneceği, insanların iş yerine gittiğinden beynini ana bilgisayara bağlayacağı, insanların uzaydan aklından geçenlerin okunacağı,insanların sıvı içerek öğrenme, sıvı öğrenme yolu denilen bir öğrenmeyle öğrenmeye başlayacağı bir dönem geliyor. Vücudumuzda yüzlerce çipin olacağı bir dönem geliyor. O sebeple çocuklar bize soracak. 2040'ta kim bunlar, bugün ilkokula gidenler. Diyecekler ki, 'Siz bizi neye hazırladınız? Siz nasıl bir dünya gördünüz ki bizi meşgul ettiniz.' diyecekler bize. Bizim bunun hazırlığını yapmamız lazım. Yoksa bu vebaldir, doğmamış çocukların hakkıdır. Bu nasıl benim üstümde bir vebalse, sizin içinde bir vebal. Bu sadece bakanlığın işi değil, bu toplumun işi. Bu milletin işi" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Bakan Selçuk'un gelişli karşılanması

-Folklor ekibi gösterisi

-Ziya Selçuk'un caliliğe gelişi

-Selçuk'un iş insanları ile bir araya gelmesi

-Selçuk'un konuşması

-Detaylar

Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/ TEKİRDAĞ,

=========================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni - 1 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement