LÜKS REZİDANSTAKİ "BAVUL CİNAYETİ" ZANLISI ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
- Ölen kadından geriye kalan görüntüler
Haber-Kamera: Ramazan EĞRİ-Gamze ŞİMŞEK-Murat KORKMAZ/ İstanbul DHA - MALTEPE'de bulunan lüks bir rezidansta bavul içinde kadın cesedi bulundu.
Olay Maltepe Cevizli Mahallesi'nde bulunan lüks bir rezidansta meydana geldi. Müteahhitlik yaptığı öğrenilen evli ve 2 çocuk babası Abdulselam G. (29), sevgilisi olduğu belirtilen Didem Mengü (30)'yü kafasına sert bir cisimle vurarak öldürdü. Abdulselam G., cesedi bavula koydu. Mengü'nün cesedinin bulunduğu bavuluiki gün dairede tutan Abdulselam G. dün akşam saatlerinde polise teslim oldu. Didem Mengü'nün cenazesi Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken Abdulselam G. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevkedildi
Görüntü Dökümü
--------------Şüphelinin adliyeye sevki-Olayın gerçekleştiği rezidans-Abdulselam G.'nin fotoğrafı-Kadının fotoğrafları-Kadının görüntüsü12.12.2019 - 12.33 Haber Kodu : 19121209812.12.2019 - 13.28 Haber Kodu : 191212129
=======================
2- VELİLER TEDİRGİN... KANTİNCİLER ODASI BAŞKANI: ÖĞRENCİLER DIŞARIDAN ALIYOR
Güllseli KENARLI- Semih ÇALIŞKAN - Harun UYANIK- Mertcan ÖZTÜRK/ İSTANBUL, ANKARA ve Diyarbakır'da iki çocuğun şırınga şeklindeki çikolatanın kapağı nedeniyle hayatını kaybetmesi sonrası okul kantinlerinde satılan ürünler ve denetimler tartışılıyor. Bu sabah bazı veliler okullara gelerek kantinlerde bu ürünün satılıp satılmadığını sordu ve denetimlerin artırılmasını istedi. İstanbul Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Vahap Osmanoğlu ise öğrencilerin bu ürünleri dışarıdan aldığını belirterek, "Okul kapıları açık olduğu sürece bu vakalar yaşanır, faturası da kantinciye çıkar" dedi.
OKULLARDA BİR AY ARAYLA DENETİM YAPILDIĞI İFADE EDİLİYORŞırınga şeklindeki çikolatanın kapağı nedeniyle Ankara ve Diyarbakır'da iki çocuk hayatını kaybetmesinden sonra, 'okullarda ve çevresinde satılan ürünlerin denetimi yeterli mi?' sorusu ise bir kez daha gündeme geldi.Okul yönetimlerinden edindiğimiz bilgilere göre, bir ay arayla okul müdürü ve okul aile birliği, kantinlerde denetim gerçekleştiriyor. Veliler ise bu denetimlerin yetersiz olduğunu ifade ediyor.
"DENETİM BİTTİKTEN SONRA HER ŞEY TEKRAR ORTAYA ÇIKIYOR"Çocuğu Maltepe'de bulunan bir okulda eğitim gören Nurdan Portakal, şırınga şeklindeki çikolata yüzünden yaşanan ölümlere üzüldüğünü ifade ederek, "Çok üzüldüm, kendi evladım gibi. Allah yakınlarına sabır versin. Denetimi fazla önemsemiyorlar. Denetim gerçekleşiyor, denetim bittikten sonra her şey tekrar ortaya çıkıyor. Kolayı gizliden satanlar da var. Bunları görüyoruz. Bazı ürünlerin kapalı satılması gerekirken, açık satıyorlar" diye konuştu.
"BİLDİĞİM KADARIYLA DÖRT DÖRTLÜK BİR DENETİM YAPILMIYOR"Öğrencisi velisi Serdar Çelik, "Şu an bildiğim kadarıyla dört dörtlük bir denetim yapılmıyor. Yapılsaydı Ankara'da bu olay yaşanmazdı. İki çocuğum var. İkisine de kantini önermiyorum. Mecbur kalmadıkları sürece zaten kendileri de kantine gitmiyorlar" şeklinde konuştu.
"DENETİM YAPILSAYDI BÖYLE OLMAZDI"Çocuğunu okula getiren bir veli ise kantinde şırınga şeklinde çikolata satılıp satılmadığını bilmediğini belirterek, "Denetim yapılsaydı böyle olmazdı, bu duruma gelmezdi. Burada satılıp satılmadığını bilmiyorum. Olduğunu zannetmiyorum. Öğretmenleri de çocuklarımızı bilinçlendiriyor. Almamaları gerektiğini söylüyorlar" şeklinde konuştu. 3'üncü sınıf öğrencisi Ahmet Bozdemir, "Sosisli sandviç, tost, hamburger alıyorum. Çikolata satılıyor kantinde ama cips ile asitli içecekler satılmıyor" diye konuştu.
"DIŞARIDAN, GELMİŞ, DIŞARIDAN KAYNAKLANAN BİR OLAY "Sarıyer Mehmet Şam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kantininde Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan İstanbul Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Vahap Osmanoğlu, şunları söyledi: "Bizim yaptığımız araştırma neticesinde; bu ürünün kantinde satılmadığı, dışarıdan geldiği, okulda kamera da var kantinde, öğrencinin kantine uğramadığı aşikar. Kantincinin beyanı da ortada. Dışarıdan, gelmiş, dışarıdan kaynaklanan bir olay. Okul kapıları açık olduğu sürece bu ürünleri dışarıdan, bakkaldan, marketten alabilirler. Şu anda soruşturma aşamasında. Ben kantincimizin o ürünü satmadığına inanıyorum. Kendisinin beyanatı da var, dün akşam basın açıklaması da yaptılar. Avukatı da şu anda devrede. Önemli olan bu olayların yaşanmaması, tedbir alınması. Tedbiri almak isteyen sadece kantinlerle ilgili değil, okul çevreleriyle ilgili bir seferberlik ilan edilmesi gerekir. Aynı ürünü öğrenciler dışarıda rahatlıkla çantasına koyup gelebiliyorlar."
"OKUL KAPILARI AÇIK OLDUĞU SÜRECE BU VAKALAR YAŞANIR, FATURASI DA KANTİNCİYE ÇIKAR""Bu ürünleri satmak mümkün değil. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı'nın göndermiş olduğu genelge doğrultusunda bu ürünleri satmıyoruz." diyen Osmanoğlu, " Genellikle anında üretim, tüketim mantığıyla kendimiz üretip, kendimiz satıyoruz. Kantin denetimleri genellikle okulun belirlediği bir komisyon var 15 günde bir bu komisyon yapıyor. Ayda bir kez de Tarım Bakanlığı denetime gelir. Ayrıca Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir kişi ayda bir defa kantinleri denetliyorlar. Şimdiye kadar yapılan denetimlerde herhangi bir olumsuz vaka görülmemiştir. Şimdiye kadar bir olumsuz vaka yaşanmadı daha doğrusu. Ben diyorum ki 'okul kapılarını kapatın'. Okul kapıları açık olduğu sürece bu vakalar yaşanır, faturası da kantinciye çıkar" şeklinde konuştu.
Görüntü dökümü: ----------------- -Okula gelen öğrencilerden detaylar-Velilerle röportaj-Öğrenci röportajı-Kantinden görüntüler-Öğrencilerin alışveriş yapması-Osmanoğlu ile röportaj-Genel ve detaylar
12.12.2019 -12.54 Haber Kodu : 19121211312.12.2019 - 12.58 Haber Kodu : 191212116
=======================
3- ARNAVUTKÖY'DE DEVRİLEN TIRIN ŞOFÖRÜ: HAYATIMI EMNİYET KEMERİ KURTARDI
Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK/İSTANBUL, Arnavutköy'de sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği kargo yüklü TIR devrildi. Kazada şoför yara almadan kurtuldu. Şoför, "Emniyet kemerim takılıydı. Benim hayatımı emniyet kemeri kurtardı" dedi. Kaza, dün akşam saatlerinde Arnavutköy Yassıören köyü girişinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Neşat Elaldı yönetimindeki 01 CKS 75 plakalı kargo yüklü TIR Hadımköy istikametine seyir halindeyken, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle yan devrildi. Kazada sürücü yara almadan kurtuldu. Şarampoldeki yan yatan TIR'daki kargolar bugün şirketin gönderdiği başka bir TIR'a aktarıldı.
"BENİM HAYATIMI EMNİYET KEMERİ KURTARDI"Kazayı yara almadan atlatan Neşat Elaldı; "Akşam yükledim. Adana'ya doğru hareket ettim. Hava yağmurluydu. Karşıdan bir TIR geliyordu. Karşılaşınca tekerin biri şarampole düştü. Çıkarmak için uğraşırken yol kenarı derin olduğu için devrildi. Bu sırada ben koltuğun üzerindeydim. Emniyet kemerim takılıydı. Benim hayatımı emniyet kemeri kurtardı." dedi. TIR'ın kaldırılması için çalışmaların önümüzdeki saatlerde başlayacağı öğrenildi.
Görüntü Dökümü---------------------TIR'dan görüntü-Kargoların başka tıra konulması-Sürücü röp-Genel ve Detaylar
12.12.2019 - 12.53 Haber Kodu : 191212111
============================
4- ARNAVUTKÖY'DE YILBAŞI ÖNCESİ SAHTE İÇKİ OPERASYONU
Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK/ Arnavutköy'de 3 katlı binaya düzenlenen sahte içki operasyonunda 6 tona yakın metil alkol ve sahte içki üretiminde kullanılan çok sayıda malzeme ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesi Arnavutköy'de sahte içki imalathanesi ve depo olarak kullanılan 3 katlı binaya operasyon düzenledi. Kapıyı kırarak içeri giren ekipler, 6 tona yakın metil alkol, sahte içki şişeleri, arıtma cihazları, bandrol ve sahte içki üretimi için kullanılan çok sayıda malzeme ele geçirdi. Operasyon kapsamında binada sahte içki üretimi yaptığı tespit edilen 7 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü-İçki üretiminde kullanılan malzemelerden görüntü-Binadan görüntü-Polis ekipleri-Genel ve detaylar
12.12.2019 -12.08 Haber Kodu : 191212082
===================
(HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE) 5-TOPKAPI SARAYI'NA İSTİNAT DUVARLI ÖNLEM
Haber-Kamera: Serdal ALTINTEPE/ İSTANBUL,- TOPKAPI Sarayı Müzesi'nin Sarayburnu tarafına bakan ve denize doğru kaydığı tespit edilen yamacına, 4.5 metre yüksekliğinde 39 metre uzunluğunda istinat duvarı yapıldı. Topkapı Sarayı Müzesi'nin duvarlarında ve kubbelerinde büyük yarıklar olduğu geçtiğimiz yıllarda gündeme gelmişti. İçinde Topkapı Hançeri, Kaşıkçı Elması, Nadir Şah Tahtı, Zümrüt Sorguç, Zümrütlü Maşrapa, Altın Miğfer, Hz. Osman'ın Kılıcı, Abanoz Taht gibi paha biçilmez eserlerin bulunduğu Fatih Köşkü çökme tehlikesi yaşadığı için ziyarete kapatılarak restorasyona alınmıştı. Bilim insanlarının uzun süren çalışmaları sonucunda Topkapı Sarayı Müzesi'nin Sarayburnu tarafına bakan yamacında denize doğru kayma tespit edildi ve müzenin Sarayburnu tarafındaki yamacına fore kazıklar ve istinat duvarları yapılması kararlaştırıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ihalesi sonucu yapımına başlanan proje KDV hariç toplam 32 milyon 400 bin liraya mal oldu. Sarayın değişik 26 noktasına sondaj açıldı. 235 sandık karot numuneleri alındı. Açılan sondaj kuyuları tekrar enjeksiyonlanarak dolduruldu. Fore kazık planlanan yol aksında 4.5 m yüksekliğinde 39 metre uzunluğunda istinat duvarı ile tüm kazıkları birleştiren toprağa gömülü başlık kirişleri uygulandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Topkapı Sarayının drone görüntüsü-İstinat duvarı drone görüntüsü
12.12.2019 - 12.14 Haber Kodu : 191212086
==========================
6- İSTANBUL'DA "GAYBUBET EVİ" OPERASYONU... ARALARINDA MAHREM İMAM DA BÖLGE İMAMI DA VAR
Ali ABLAY/İSTANBUL,- İSTANBUL'da dün gerçekleştirilen "gaybubet evi" operasyonunda gözaltına alınanlar arasında örgütün TSK yapılanması Diyarbakır mahrem imamı M.S.G ve Eyüpsultan bölge imamı Y.B.'nin de olduğu öğrenildi.İSTANBUL'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri'nce FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik 30 şüphelinin yakalanması için 33 gaybubet evine operasyon düzenlenmiş, 22 şüpheli yakalanmış, bir evde de tamamı kağıt 1 dolar halinde 43 dolar bulunmuştu.Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan bu operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden M.S.G'nin örgütün TSK yapılanması Diyarbakır mahrem imamı, Y.B.'nin ise Eyüpsultan bölge imamı olduğu belirlendi. Diğer şüphelilerin ise FETÖ/PDY yapılanmasının içerisindeki farklı düzeylerdeki sorumlular oldukları öğrenildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi ve yöneticisi olma suçundan hakkında yakalama kararı bulunan 30 şüpheliye yönelik 33 Gaybubet diye adlandırılan evlere 11 Aralık günü saat 01.00 sıralarında operasyon düzenledi. FETÖ terör örgütüne ait gaybubet diye adlandırılan evlerde saklanan 22 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Ekiplerin gaybubet evlerinde yaptıkları aramalarda yaklaşık 350 bin lira değerinde Dolar, Euro, lira ve ziynet eşyası ele geçirildi. Arama yapılan hücre evlerinden birinde tamamı kağıt 1 dolar halinde 43 dolar bulundu. Firarı olan 8 şüphelinin yakalanmasına yönelik polis ekiplerinin çalışmaları devam ediyor.
Görüntü Dökümü: -ARŞİV
12.12.2019 - 13.24 Haber Kodu : 191212127
=========================
7-OYUNCU BERK OKTAY'IN UYGUNSUZ GÖRÜNTÜLERİNİN YAYINLANMASI DAVASI BAŞLADI
Özden ATİK - Ruken KADIOĞLU/ İSTANBUL, OYUNCU Berk Oktay'ın sosyal medyada uygunsuz görüntülerini yayınladığı iddiasıyla hakkında "Özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek" suçundan dava açılan boşanma aşamasında olduğu eşi Merve Oktay hakim karşısına çıktı. Merve Oktay, "Hiçbir zaman şöhret peşinde koşmadım. Magazinden uzak durmuş biri olarak kendimi ve ailemi küçük düşürmem söz konusu olamaz" diyerek suçlamaları reddetti. Berk Oktay ise "Kesinlikle suçu Merve hanımın işlediğine eminim. Boşanmak isteyince kariyerim bitirilmek istendi. Şikayetiçiyim" dedi. İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, "Özel hayata ilişin görüntü ve sesleri ifşa etmek" suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Merve Oktay katıldı. Şikayetçi Berk Oktay ve taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu.
"BENİM DE MAHREM LARIM PAYLAŞILMIŞTIR"Tutuksuz sanık Merve Oktay savunmasında, suçlamaları reddederek "Söz konusu fotoğrafların paylaşıldığı hesaplarda benim de mahrem fotoğraflarım paylaşılmıştır. Bu davada mağdur sıfatıyla yer almam gerekirken sanık sıfatıyla yer almam aklıma, vicdanıma sığmamaktadır. Türk yargısı nezdinde de kamuoyu nezdinde de yargılanmaktayım. Hakkında bu iddiaların atıldığı günden bu yana sosyal medya üzerinden çoktan yargılanmış, suçu ispatlanmış ve mahkum edilmişçesine anılmaktayım" dedi.
MERVE OKTAY: HESAPLARIM HACKLENDİSiber suç çetelerinin ünlülere ait sosyal medya hesaplarını ele geçirerek ünlülerden para istediğini söyleyen sanık Merve Oktay, "Bu kapsamda birçok insan mağdur edildi. Bunlardan biri de Berk Oktay'dır. Bu olayların yaşandığı tarihte evliliğimizin devam etme çabasında olduğumdan eşime yönelik olayın faillerinin yakalanmasını istiyordum. Emniyet görevlilerine yardımcı oldum. Bu elemanlar hakkında 46. asliyede dava açıldı. 21 Mart 2018'de şahsıma ait gmail hesabım ve bu hesaba kayıtlı icloud ve instagram hesaplarım hacklendi. Telefonumda yer alan Berk Oktay ve şahsıma ait bir takım fotoğraflar ele geçirildi. Bu fotoğrafları ele geçirenler, şahsıma ait instagram hesabımdan 5 dakika arayla paylaştılar. Söz konusu fotoğraflar 4-5 saat hesabımda herkese açık şekilde durdu. Fotoğrafların kaldırılması için instagrama şikayette bulundum. Bunu takip eden tarihlerde de şüpheliler tarafından farklı hesaplar açılarak bu fotoğraflar yayınlandı" diye konuştu. Araştırmalarda bu paylaşımları yapanların hesaplarına ilişkin veriye rastlanmadığını, bilirkişi raporunda instagram hesaplarının çeşitli illerden giriş yapıldığının tespit edildiğini öne süren Merve Oktay, "Berk'in mahrem fotoğraflarını paylaşmakta hiçbir çıkarım yoktur. Eşim ile nişanlılığım ve evliliğim döneminde dahi hiçbir zaman şöhret peşinde koşmadım. Magazinden uzak durmuş biri olarak kendimi ve ailemi küçük düşürmem söz konusu olamaz" dedi.
BERK OKTAY: UMARIM EN AĞIR CEZAYI ALIRŞikayetçi Berk Oktay ise 2017 yılında instagram hesabının çalındığını ve siber polisin çalışmasıyla şüphelilerin yakalanarak cezalandırıldığını belirtti. Berk Oktay, "Bizim mevzu buna çekilmek isteniyor. Yaz sonunda Merve'ye boşanmak istediğimi söyledim. Bunun devamında ortak bir düşman yaratılmak istendi. Kendi fotoğraflarını dahil yayınlamak suretiyle benim 19 senelik emeğimin çöpe atılması göze alınarak paylaşımlar yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak başıma böyle bir olay geldi, fotoğraflarım birçok hesaptan paylaşıldı. Ben de olmayan fotoğraflar bile paylaşıldı. Merve hanımla daha görüşürken 7 yıl öncesine ait fotoğraflar, hard diskte saklanarak paylaşılmıştır. Silindiklerini zannediyordum. Merve hanıma, 'İyi ki bizim hesabımızdan paylaşılmadı, yoksa her yere sızardı' dedikten bir gün sonra Merve hanımın hesabından paylaşım yapıldı. Kendisine defalarca hesabının kapatılmasını istedim. Siber Şube ekipleri Merve hanımdan hesabı kapatmak için yazı istediler, ama yazıyı vermediği için hesap kapatılmadı. Ben topluma rezil oldum. İşimden olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldım. Kesinlikle suçu Merve hanımın işlediğine eminim. Boşanmak isteyince kariyerim bitirilmek istendi. Umarım en ağır cezayı alır" dedi.
DURUŞMA ERTELENDİMahkeme, Berk Oktay'ın duruşmalara katılan sıfatıyla kabulüne karar verdi. tanıkların dinlenmesine karar verilen duruşma ertelendi.
"BU OLAY BENİM NAMUS DAVAMDIR"Berk Oktay, duruşma çıkışı avukatlarıyla beraber basın açıklaması yaptı. Oktay," İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü çok yoğun bir çalışmayla IP adreslerine ulaştılar. Telekomünikasyon şirketlerinden adresler alındı. Şüpheli şahıs şu an sanık olarak yargılanıyor. İnsan eski eşi hakkında şüpheli şahıs diye konuşmak ister mi? Kendisi bugün geldi duruşmaya. Benim bu davadan hiçbir şekilde geri adım atmayacağımı herkes bilsin. Bu olay benim namus davamdır. Bu olay benim soyadımın ve ailemin şeref ve namus meselesidir. Emsal bir davadır. Herkese örnek olmasını isterim. Bende paylaşılan fotoğraflarım yok. Bu çok konuşuldu. 'Cep telefonuna niye saklarsın ki fotoğrafını?' diye. Birincisi benim herhangi bir hesabım hacklenmedi bu süreçte. Benden çıkmadı bu fotoğraflar. Benim elimde yok. Bir insan bir insanın mahrem fotoğraflarını 7 sene boyunca, silindiğini bildiğim fotoğrafları neden hard diskinde tutar? Bunu kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Sanık 'benim de fotoğraflarım vardı, ben nasıl yapmış olabilirim?' şeklinde savunma veriyor. Ben o fotoğrafların hiçbirinden haberdar değilim. Adalete sonuna kadar güveniyorum. Sonuna kadar gideceğim. Ben bu davanın peşini bırakmayacağım" diye konuştu.
Görüntü Dökümü----------------------Adliye koridorlarında Berk Oktay ve Merve Oktay-Berk Oktay konuşurken-genel ve detaylar
12.12.2019 - 12.57 Haber Kodu : 191212115
==============================
8-ZORAKİ EVLİLİK'TE PROFESYONELLER SINIFTA KALDI Özlem YURTÇU KARABULUT, Kubilay ÖZEVİstanbul 'ZORAKİ Evliliklere Sıfır Tolerans Projesi' kapsamında Mersin, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da, 275 psikolog, avukat, rehber öğretmen, sosyal hizmetler uzmanı ile eğitim ve sağlık çalışanı üzerinde yapılan anket, korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı. Ankete katılan her 10 kişiden dördü, aile içi şiddet durumunda kimin aranması gerektiğini bilmiyor. 911'in aranması gerektiğini söyleyenlerin dahi olduğu ankette katılımcıların yüzde 5'i 18 yaşından küçüklerin evlenebileceğini söyledi. Yüzde 51'i ise aile izniyle evlilik yaşının 17 olduğunu ifade etti. İMDAT-Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği, Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi (ASUMA) ve Kanada Büyükelçiliği iş birliği ile hayata geçirilen 'ZORAKİ Evliliklere Sıfır Tolerans Projesi' kapsamında, sahadaki profesyonelleri ölçme ve değerlendirme amacıyla anket yapıldı. Mersin, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da görev yapan 257 psikolog, avukat, rehber öğretmen, sosyal hizmetler uzmanı ile sağlık ve eğitim çalışanı ankete tabi tutuldu. Ancak anket sonucu, sahadaki profesyonellerin bile zoraki evlilik ve aile içi şiddette yeterli bilgiye sahip olmadığını ortaya çıkardı.
'ÇORBASI BİLE VAR AMA NE OLDUĞU BİLİNMİYOR' Proje Koordinatörü ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Avukat Zeynep Reva 'Anketteki sorulardan birinde, '18 yaşından küçükler evlenebilmeli mi sorusunu yönelttik. Ne yazık ki yüzde 5'i bu soruya 'evet' yanıtını verdi. Aile izniyle evlilik yaşının kaç olduğunu sorduğumuzda ise yüzde 51'i 17 dedi. Yani evlenme yaş sınırını bile bilmiyoruzö dedi. Türkiye genelinde adı dahi olan 10'dan fazla zoraki evlilik türü bulunduğunu vurgulayan Reva, şunları söyledi 'Bunlara özel isimler dahi verildiyse, uzun yıllardır gelenek olarak sürdürülüyor demektir. Örneğin taygeldi evliliği. Analı-kızlı evlilik olarak da bilinen bir evlilik türü. Eşleri vefat etmiş bir kadın ve erkeğin, karşı cinsten ergenlik çağında çocukları varsa, aynı ev içinde namahrem olmasın diye onlar da evlendiriliyor. Analı-kızlı diye çorbası dahi olan bir evlilik türünün sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, eğitmenler tarafından bilinirlik oranı ne yazık ki sadece yüzde 35.
AYAĞINI DENK AL YOKSA KUMA GETİRİRİMZeynep Reva, zoraki evliliklere dair ülkemizde hiç bir veri olmadığının altını çizerek, şu bilgileri verdi 'Veri olan kısım sadece çocuk evlilikleri. Bu konuda da ilk 10 ilin 9'u Doğu ve Güneydoğu'da. Biri de Niğde. Güneydoğu'daki 3 ilde halkı değil de öncelikle konu ile ilgili çalışan sahadaki uzmanlara eğitim vermeyi, farkındalıklarını geliştirmeyi amaçladık. Bu kişilerle yapılan görüşmelerde sahadan gelen bilgiler de çok çarpıcı. Erkekler eşlerine, 'Ayağını denk al yoksa kuma getireceğim' şeklinde tehditler savuruyor. Bu, günlük yaşamın bir parçası olmuş. Şanlıurfa'da kız çocukları ile evlenme hakkı öncelikle amca ve dayı oğlunda. Çünkü toprağın bölünmesini istemiyor aileler. Kendi düğününü evlenmek istemediği için polise ihbar edip, baskın yaptıran çocuklarımız var. Biz bu evlilik türlerinin sonlandırılması ve sağlıklı bireyler, sağlıklı kadınlar, sağlıklı çocuklar yetişebilmesi için bu projeyi hayata geçirdik
'HAYVANI, KIZ ÇOCUĞUNDAN DAHA DEĞERLİ'Proje Danışmanı Prof. Dr. Oğuz Polat da ankete katılan her 10 kişiden dördünün aile içi şiddet durumunda kimin aranması gerektiğini bilmediğini söyleyerek, 'Buna karşın 911'in aranması gerektiğini söyleyenler bile olduö dedi. Prof. Dr Polat, bazı şeylerin 'gelenek' adı altında zorla yaşatıldığına vurgu yaparak, 'Ağabeyi ölürse kardeşiyle evlendirme, annesi öldüyse kızıyla evlenme gibi. Hayvanın insandan daha değerli kabul edildiği yöreler var. Evlendirebilmek için kızının okula gitmesini engelleyen ve ona direnen baba, veterinerin 'Eğer sen çocuğun okula yollamazsan ben hayvanını bir daha tedavi etmem' dediği için bu kararından vazgeçtiği coğrafyalar buralar. Zoraki evlilikler sadece Türkiye'nin değil dünyanın da bir sorunu. Kanada gibi gelişmiş bir ülke ile bu konuda işbirliği yaparak, bu problemin yaşandığı illerde çalışanlarla bir araştırma yapalım ve onlara bir eğitim verelim dedik. Çünkü eğer biz çalışanları eğitebilir ve bilgilendirebilirsek, onlar da hedef gruplarına, doğru yaklaşımları sergileyebilecekler. Ama bu yeterli değil, bu konuda Meclis'te bir komisyon kurulması ve zoraki evliliklerin sonlandırılmasının sağlanmasını istiyoruz şeklinde konuştu.
10'DAN FAZLA ZORAKİ EVLİLİK TÜRÜ VAREvlenecek kişilerin istemediği halde zor, güç ve tehdit edilerek gerçekleştirildiği zoraki evliliklerin çoğu resmi makamlara yansımıyor. Taygeldi (iki dulun çocuklarının da evlendirilmesi), levirat (kayınbiraderle evlenme), sorarat (baldızla evlenme), berdel (evlilik yaşındaki iki erkeğin evlilik yaşındaki kız kardeşlerini birbiriyle değiştirmesi), kuma, başlık parası, öç karşılığı evlenme, beşik kertmesi, kan bedeli evliliği ve çocuk evlilikleri zoraki evlilikler olarak kabul ediliyor.
KIZ ÇOCUĞU EVLENDİRMEDE AĞRI İLK SIRADATÜİK 2018 yılı istatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi olarak evlendirilmesinde Ağrı yüzde 14,8 ile en üst sırada yer alıyor. Geçen yıl yapılan 553 bin 202 evlilikten bin 29'u erkek, 20 bin 779'u ise kız çocuklarından oluşuyor. Yani kız çocukları, erkek çocuklarına göre 20 kat daha fazla evlendiriliyor. Üstelik bu veriler, 16 yaş öncesi gayriresmi çocuk evlilik verilerini içermiyor. Adalet Bakanlığı'nın 2017 yılı verilerine göre ise evlenme izni talebi ile aile mahkemelerinde açılan dava sayısı 8 bin 581. Davaların 7 bin 384'ü tamamen veya kısmen kabul edildi. Görüntü dökümü------------------Prof. Dr. Oğuz Polat röportajı-Avukat Zeynep Reva röportajı-Sokak röportajı
-Genel ve detay görüntüler
12.12.2019 - 13.24 Haber Kodu : 191212128
Son Dakika › Güncel › DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?