Lösemi hastası Ayten'e mahallede düğün gibi doğum günü
İzmir'in Ödemiş ilçesinde yaşayan lösemi hastası 6 yaşındaki Ayten Oruç'a doğum günü kutlaması düzenlemek için mahalleli seferber oldu. Balonlarla süslenen cadde ulaşıma kapatıldı, mahalle sakinlerinden oluşan orkestra müzik yaptı. Başına elbisesine uygun pembe peruk takılan Ayten, gönlünce eğlendi.
Umurbey Mahallesi'nde yaşayan Kazım Oruç (31) ile Emine Oruç (29) çiftinin 2 çocuğundan büyüğü Ayten Oruç'a, 2 yıl önce lösemi teşhisi konuldu. Tedavisi süren Ayten Oruç'a moral vermek için muhtar Hatice Çavdar öncülüğünde mahalle sakinlerince doğum günü eğlencesi organize edildi. Küçük kızın evinin önündeki Yunusemre Caddesi'ndeki etkinlik için yol ulaşıma kapatıldı. Ardından caddenin belirli bölümleri balonlarla süslendi. Gecede, mahalle sakinlerinden oluşan orkestra müzik yaptı. Ayten Oruç ise gün için özel olarak hazırlandı. Kuaföre götürülen ve pembe peruk takılan çocuk, gece için adeta prensesler gibi oldu. Ayten Oruç'un mahalleye gelmesiyle birlikte eğlence başladı. Mahalleli adeta düğün havasında geçen etkinlikte gönüllerince eğlendi.
Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş ve eşi Selma Eriş de etkinliğe katıldı. Başkan Eriş, gecede minik Ayten'le dans ederek, ona moral verdi. Ayten Oruç'un mutluluğu yüzüne yansırken, o da oynayanlara el çırparak eşlik etti. Ayten Oruç gecede, 'Pamuk prenses' kıyafeti ve pembe bir tuvalet giyerek eğlencesine devam etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Kutlamadan görüntü
Lösemi Ayten Oruç görüntü
Genel ve Detay görüntü
Haber- kamera: ; Yüksel BALCI/ ÖDEMİŞ (İzmir),
=========================
'Avrupa Hareketlilik Haftası' yürünerek kutlandı
İzmir'de 'Avrupa Hareketlilik Haftası nedeniyle 'Birlikte Yürüyelim' temasıyla Alsancak Gündoğdu Meydanı'ndan Alsancak Garı girişine kadar yürüme etkinliği düzenlendi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 16- 22 Eylül tarihleri arasındaki 'Hareketlilik Haftası' kapsamında vatandaşların katılımıyla birlikte büyük bir yürüme etkinliği düzenledi. İzmirliler kol kola Gündoğdu Meydanı'ndan Bornova Sokağı'na geçti ve etkinliğe gitarıyla gelen animatör Free Hug'ın çaldığı müzik eşliğinde Alsancak Garı girişine kadar yürüdü. Yürüyüşe İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak, Avrupa Birliği Delegasyonu'ndan Tibor Sztaricskai, Yaya Derneği ve Bisikletli Ulaşım Derneği (BİSUDER) temsilcileri de katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Eser Atak, "Bu haftanın amacı büyük kentlerdeki yoğun otomobil kullanımına kaynaklı sorunlara dikkat çekmek, toplu taşımının, bisiklete binmenin, yaya ulaşımının önemini vurgulamak" dedi. Avrupa Birliği Delegasyonundan Tibor Sztaricskai ise "Hareketlilik Haftası Avrupa Birliği'nin desteklediği ve birliğin sınırlarını aşan bir inisiyatif oldu. Bunu sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
TEMİZ BİR ULAŞIM İÇİN PEDAL ÇEVİRDİLER
Etkinlikler kapsamında bisikletli gruplar da İnciraltı Kent Ormanı'nda buluştu ve tarihi havagazı binasına kadar bisiklete bindi. Bisiklet grupları ve vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak, Avrupa Birliği Delegasyonu'ndan Tibor Sztaricskai, İstanbul Hollanda Konsolosu Bart Van Bolhuis ve Hollanda Bisiklet Elçiliği'nden Marjolein Van de Nadort da pedal çevirdi.
Havagazı binasında etkinlikleri değerlendiren Eser Atak, "16- 22 Eylül Avrupa Hareketlilik Haftası olarak kutlanıyor. İzmir bu işin öncü kentlerinden biri. Her yıl daha fazla etkinlik yapıyoruz ve gelecek yıl daha da fazla olacak. Biz ulaşımı kendi başına bir ulaşma sorunu olarak görmüyoruz. Ulaşım nasıl bir kent istiyoruz sorusunun cevabıdır. İnsanları mutlu etme amacı olarak görüyoruz" dedi. Bisikletin en iyi ulaşım aracı olduğunu belirten İstanbul Hollanda Konsolosu Bart Van Bolhuis ise "Sizlerle birlikte bisiklet sürmek benim için onurdur" diye konuştu.
Havagazı binasındaki etkinlik, Bisikletli Ulaşım Derneği'nin tanıtımı ve 'Neden Bisiklete Biniyoruz' (Why We Cycle) adlı belgesel gösterimiyle son buldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Birlikte Yürüyelim temalı yürüme etkinliğinden görüntüler
Bisikletli grupların İnciraltı Kent Ormanı'ndan Havagazı Fabrikasına bisiklet sürmesi
Konuşmalar
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İZMİR,
===============================
Üniversite atık suyu arıtıp yeniden kullanıyor
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), okulda sürdürebilir su kaynağı sağlayıp su israfını önlemek adına atık sularını okul kampüsünde bulunan su arıtma merkezlerinde temizlenip tekrar kullanmaya başladı. Okulun yeşil alanlarının sulanmasında kullanılan arıtılmış su, şebeke suyu kullanımını azaltarak okulun su giderlerinden tasarruf sağlayacak.
İzmir'de geliştirdiği birçok bilimsel proje ile adından söz ettiren İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), kampüste kullanılan sürdürülebilir su kaynağı sağlamak adına yeni bir projeye imza attı. Proje kapsamında, kampüs ve çevresindeki yerleşim yerlerinden gelen atık sular kampüsün içine kurulan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Su Arıtma Merkezi'nde arıtıldıktan sonra, bir depoya pompalanıyor. Bu depoda toplanan temiz su ise, 35 bin dönümlük kampüs arazisi içindeki yeşil alanların sulanmasında kullanılıyor. Saatte 2 bin 253 metreküp suyun geri dönüştürülmesini sağlayan proje, İzmir'deki üniversitelere de sürdürülebilir enerji anlamında bir örnek teşkil ediyor. Kampüsün daha fazla yeşillenmesini sağlayacak proje, şebeke suyu kullanımından tasarruf edilmesi ile İYTE'nin yıllık 2 buçuk milyon TL'lik su giderinin de azalmasına yardımcı olacak.
SU FATURASINI YÜZDE 40 DÜŞÜRECEK
Yeraltı su kaynaklarının önemli bir kısmının tarımda ve sulamada kullanıldığından söz eden İYTE İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Baba, şunları söyledi: "Bir yerde yeşil alan istiyorsanız mutlaka ciddi anlamda su kaynağı sağlamanız gerekiyor. Bu bölgede tüm yöre halkı da yeraltı suyunu kullanıyor. Kampüsümüze su İçmeler bölgesinden sağlanıyor. Biz su kaynaklarının daha verimli kullanılması gerektiğini düşündük. Yeraltı sularında ciddi azalmalar var. İklim değişikliği nedeniyle de yakın gelecekte problemler oluşacağını düşünüyoruz. Bu problemlere önlem almak adına projemizi yürütüyoruz. Okulun bütçesinden yılda yaklaşık 2,5 milyon TL suya gidiyor. Bunu daha verimli hale getirmek amacıyla atık suların arıtılmasını ve daha sonra da kampüsü yeşillendirmek adına kullanılmasını planladık. Bu fiyatı yüzde 40 oranında düşürmeyi planlıyoruz. Su kaynaklarının sürdürebilir olması ve yeşil bir kampüs ana amacımız. Yeraltı su kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlayacağız. Kayıp kaçak oranlarında da yüzde 5'in altına düşmeyi planlıyoruz. İki haftadır aktif olarak sularımız devam ediyor."
Projenin 'Sıfır Atık' kapsamında yürütülen çalışmalardan biri olduğunu anlatan İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, "Her türlü atığın geri kazandırılması ile ilgili çok önemli projeler yürüttük. Bu kapsamda da kampüs alanımızda oluşan atık suyun geri kazandırılması ve sonra da kampüs alanımız içerisinde kullanılmasını çok önemsedik. Arıtılan su ile yeşil ve mavinin buluştuğu güzel üniversite kampüsümüzün ağaçlarını ve çimenlik alanlarını suluyoruz. Biz bir yandan da yeşil kampüs unvanı almak isteyen bir üniversiteyiz. Bu proje bize üniversitemizin bütçesini yönetme anlamında da büyük bir katkı sunacak" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Anons
-Suların toplandığı arıtma merkezinden genel ve detay görüntüler
-Su arıtma işlemlerinden görüntüler
-Temiz suyun pompalandığı depodan görüntüler
-Yeşil alan sulamalarından görüntüler
-Rektör Yusuf Baran ile röp.
Haber-Kamera: Melis KARAKUZULU/İZMİR,
===============================
Zayıflamak için başladığı kick boksta Avrupa şampiyonu oldu
İzmir'de yaşayan milli takım sporcusu 17 yaşındaki Kübranur Sözübek, bir dövüş sporu olan kick boksta 6 kez kazandığı Türkiye şampiyonluğunun ardından Avrupa'da altın madalyanın sahibi oldu. Yaklaşık 3 yıl önce, zayıflamak amacıyla başladığı kick boksta yeteneğini gösteren Sözübek, yeni başarılara adını yazdırmak için çalışıyor.
İzmirli lise son sınıf öğrencisi Kübranur Sözübek, 23 Ağustos-1 Eylül 2019 tarihleri arasinda Macaristan'ın Györ şehrinde düzenlenen Avrupa Gençler Kick Boks Şampiyonası'nda Avrupa şampiyonu oldu. 70 kiloda altın madalya kazanarak önemli bir başarıya imza atan Sözübek, bu yıl düzenlenecek 3 farklı turnuvaya hazırlanıyor. Kick boks ile 3 yıl önce tanıştığını anlatan Kübranur Sözübek, bu spora kilo vermek amacıyla başladığını belirtti. Spor ile hep iç içe olduğunu söyleyen Sözübek,15 yaşındayken 85 kiloya çıktığını vurguladı. Sözübek, "Daha önce basketbol ve voleybol oynadım, yüzdüm. Bir süre de futbol hakemliği ve kalecilik yaptım. Kilom 85'e çıkınca spor salonuna yazıldım. Haftada 6 saat çalışıyor, günde çift antrenman yapıyorum. Sadece pazar günleri dinleniyorum. Şimdi 70 kiloyum" dedi.
Kick boksun sert bir spor olduğunu söyleyen Sözübek, ailesinin kendisine hep destek olduğunu, antrenörlerine sonsuz güvendiğini kaydetti. Sözübek şöyle konuştu:
"Çevremdekilerin tepkisi güzel ama kick boks yaptığım için dışarıda da kavga edeceğimi düşünenler oluyor. Ben sadece bunu spor olarak yapıyorum. Ring dışında da hiçbir kick boksör dövüşmez. Avrupa'daki ödül töreni benim için çok heyecan ve gurur vericiydi. Bayrağımızı orada dalgalandırdım. Ülkemizi orada temsil etmek benim için çok güzeldi. Bu sene 3 turnuva var, onlarda da şampiyon olmak istiyorum. Şimdiye kadar okulla birlikte yürütmeye çalıştım. Üniversite sınavında mühendislik bölümünü kazanmak istiyorum."
KADIN KİCK BOKSÇU SAYISINDA ARTIŞ
Kübranur'un çok yetenekli olduğunu ifade eden Türkiye Kickboks Milli Takım Antrenörü Berkan Günerli de başarılı sporcunun iki yıl ard arda Türkiye genelindeki bütün şampiyonaları kazandığını söyledi. Günerli, "Biz ondaki yeteneği keşfettik. Kendisi de çok mücadele verdi. Hem okulu hem sporu birlikte yürütmek için bir program dahilinde çalıştı. İki tarafı da dengeli götürerek ne okulu ne sporu aksattı. 6 Türkiye şampiyonasına katıldı. İki yıl ard arda
bütün şampiyonaları kazandı. Bayrağımızı Macaristan'da göndere çektirdi. Bu da bizim için çok gurur verici" diye konuştu.
Kick boks ile ilgili bazı önyargılar bulunduğunu hatırlatan Berkan Günerli, sert bir spor olmasına karşın kadınların da artık bu spora ilgi duymaya başladığına dikkat çekti. Günerli şunları anlattı:
"Biz herkesin bu sporu yapmasını istiyoruz. Herkes dövüşçü olacak diye birşey yok. Ama günümüzde kadın mankenler de bu spora ilgi göstermeye başladı. Şuanda kadın kick boksçu sayısında inanılmaz artış var. Genellikle sıkılaşmak için yapıyorlar. Ama korunma amaçlı tercih edenler de var. Bu sporu yapanlar kendilerini dışarıda rahatlıkla koruyarak, güç kazanabilirler."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kübranur ile antrenörünün çalışmasından görüntü,
-Kübranur Sözübek'in salondaki antrenmanından görüntü,
-Kübranur Sözübek'in Avrupa'daki ödül töreninden görüntü,
-Kübranur Sözübek ile röp,
-Antrenörü Berkan Günerli ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
===============================
İşaret diliyle tiyatro yapacak
İzmir'de yaşayan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü mezunu Meral Ceren Türk (29) sosyal medyada paylaştığı işaret dili videoları ile farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Türk, üniversiteden bir arkadaşı ile birlikte kendi yazdığı işitme engelli bir çocuğun hikayesini anlatan tiyatro oyununu da sergilemeye hazırlanıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü mezunu ve aynı zamanda İzmir Devlet Tiyatroları'nda görev alan Meral Ceren Türk, iki yıl önce metroda işitme engelli bir kişinin kendisine işaret diliyle adres sormasından ve işaret dili bilmediği için yolu tarif edememesinden etkilenerek işaret dili öğrendi. Sadece öğrenmek ile de kalmayan Türk, halk eğitim merkezinde engelli öğrencilere dans, drama ve tiyatro çalışmaları konusunda da yardımcı oldu. Sertifikasını aldıktan sonra hem işaret dilini unutmamak hem de bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla işaret dili ile ilgili videolar çekip sosyal medya hesaplarından paylaşan Türk, "Videolarımda alfabe, aile terimleri, yemek ve renkler gibi temel terimleri anlatmaya çalıyorum. Benim esas hedef kitlem işitme engelli olmayan bireylere ulaşarak işitme engellilerle ilgili farkındalık sağlamak. Paylaştığım videolarda da işaret dili ile ilgili bazı temel kavramlar var. Bu konuda duyarlılık oluşturmaya çalışıyorum" dedi. İşaret dili sertifikasını aldıktan sonra şimdiki hedefinin işaret dili üzerine tercümanlık sertifikası almak istediğini ifade etti.
ÜCRETSİZ TİYATRO OYUNU
Meral Ceren Türk'ün üniversiteden arkadaşı Özge Eren(31) ise arkadaşının işitme engelliler ile ilgili paylaşımlarını takip ettiğini ve kendisinin de hep bir şeyler yapmayı düşündüğünü belirterek, "Bir gün Ceren ile birlikte otururken 'Neden bir şeyler yapmıyoruz, neler yapabiliriz' diye sohbet ettik. Daha sonra birlikte bir çocuk tiyarosu kurmaya karar verdik. Bu tiyatro kapsamında 3 oyunumuz var ve bunlardan biri işitme engelli bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Bu oyunu Ceren ile birlikte yazdık. Oyunu sahnelemek için ben de Ceren'den işaret dili öğrendim. Tiyatro empati kurdurmayı hissettiren bir sanat dalı. Oynadığımızda çocukların çok daha güçlü empati kuracaklarını düşünüyorum" dedi.
İki tiyatrocu, tiyatro oyunlarını işitme engelli çocukların eğitim gördüğü okullarda ve Çocuk Esirgeme Kurumlarında ücretsiz olarak sahneleyecek.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Meral Ceren Türk'ün sosyal medyadan paylaştığı işitme engelli videoları
İZMİR- DHA
===============================
Aydın'da vatandaşlara ücretsiz Ata tohumu
Aydın'da çoğaltılan Ata tohumları vatandaşlara ücretsiz dağıtıldı. Tohumlar sadece Aydın'a değil 62 kente de gönderilecek. Bu yıl ilk kez şevketibostan tohumları da verildi.
Kent sakinlerinin bir köşede sakladığı domates, biber, patlıcan ve salatalık gibi 120 ayrı ürünün Ata tohumu toplandı. Bozdoğan ilçesinde kurulan seralarda, bu yerli tohumlar çoğaltılıp, fideler yetiştirildi. Yetiştirilen fideler, Aydınlılara ücretsiz dağıtılmaya başlandı. Uygulamaya Türkiye'nin çeşitli illerinden talep geldi. Bugün 62 ayrı kente, çoğaltılan yerel tohumların ücretsiz gönderildiği belirtildi. Aydın Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde görev yapan Ziraat Mühendisi Haydar Söylevci, üretimin yılın 12 ayı yazlık ve kışlık olarak sürdüğünü, 36 çeşit biber, 20 çeşit domates, 10 çeşit patlıcan başta olmak üzere 120 çeşit Ata tohumumu toplayıp çoğalttıklarını belirterek, şöyle dedi:
"Bu yılki dönem sonundaki tohumlarımızı da topladık. Toplanan tohumlar önce keselerde askılara asılarak kurutuluyor. Ardından serin odalarda muhafaza altına alınıyor. Ata tohumlarından elde ettiğimiz yaklaşık 2 milyon fideyi her yıl Aydın'da vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtıyoruz. Bunun yanında ülke genelindeki 62 ilde yaşayan vatandaşlara da bu tohumlardan yolluyoruz. Tüm vatandaşlara istedikleri her türlü tohumu, Büyükşehir Belediyesi olarak ücretsiz gönderiyoruz. Dışarıdaki vatandaşlar belediyemize ait telefon numarası ve internet sitemizden bizlere ulaşarak tohum talebinde bulunuyorlar. Biz de istenilen adrese yolluyoruz."
Bu yıl ilk kez üretimine başladıkları Şevketibostan tohumlarının da vatandaşlara ücretsiz dağıtılacağını ifade eden Söylevci, "Diğer çeşitleri de denemeye devam ediyoruz. Bunlardan biri de Şevketibostan. Bu ürün, Ege Bölgesi'nde yetişen ancak kaybolmaya yüz tutmuş ürünlerden biri. Bunun üretimini de yaparak, bu yıl ilk kez tohumunu alıp, vatandaşlara dağıtacağız" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Tohum üretimi yapılan arazi ve ürünlerden görüntü
Kurutulmak üzere asılan tohumlardan görüntü
İlk kez üretilen Şevketi Bostan ürününden görüntü
Tohumlardan genel ve detay görüntü
Ziraat Mühendisi Haydar Söylevci röp:
Haber- Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,
===============================
Bu balıkları zıpkınla böyle avladılar
İstanbul'dan avlanmak için Çanakkale'nin Gelibolu İlçesi'ne gelen iki amatör balıkçıdan Fibay Korkmaz ile Çetin Ege Doğan, zıpkınla boyları 139 ve 148 santim olan biri 26 diğeri 23 kilo ağırlığında iki balıkla sahile çıktı.
Zıpkın ile balık avı tutkunu Korkmaz ile Doğan bir grup arkadaşları ile birlikte Çanakkale Boğazı'nda denize açıldı. Dalış sırasında çok şiddetli akıntı ile karşılaşan Korkmaz ile Doğan, bir süre sonra balıkçılar arasında 'Liça' (Lichia Amia) veya 'Çıplak' olarak tanınan 'Akya' sürüsü ile karşılaştı. İki zıpkıncı isabetli atışlarla biri 26, diğeri 23 kilo ağırlığında boyları 139 ve 148 santimetre gelen balıklarla kıyıya çıktı. Deniz içerisinde çektikleri avlanma videosunun görüntülerini kaydeden Fibay Korkmaz ile Çetin Ege Doğan arkadaşlarının da yardımıyla kıyıda 'Eli boş döndük' diyerek görüntü çektikten sonra sudan balıkları göstererek bunu zıpkına meraklı arkadaşları ile paylaştı. Fibay Korkmaz, "Liça, çok hızlı hareket edebilen, sert manevraları bulunan bir balıktır. Yırtıcıdır. Kıyıya yakın yerlerde yasarlar ama asıl yerleri derin sulardır. Bizim için sürpriz, arkadaşlarımız için çok güzel bir ziyafet olduö dedi.
Görüntü Dökümü:
Zıpkıncıların kamerasından deniz içi görüntüler
Zıpkınla balığa nişan alınıp avlanma görüntüleri
İki arkadaş sahilde çektikleri görüntülerle balıkları nasıl avladıklarını anlatıp balıkları gösterirken
Tepsideki balık (Fotoğraf)
(Haber: İhsan DÖRTKARDEŞ-DHA)
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?