Sivas'ta FETÖ operasyonunda 4 gözaltı
Sivas'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) askeri mahrem yapılanmasına yönelik operasyonda 2'si kadın 4 şüpheli yakalandı.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, ByLock kullanıcısı oldukları ileri sürülen örgütün askeri mahrem imamlarının yakalanması için eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında şüpheliler H.E., M.Ç., M.S.G. ve Ş.S. gözaltına alındı. Emniyetteki sorgu işlemleri tamamlanan şüpheliler, adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü:
-Adliyeden görüntü
-Şüphelilerin götürülüşü
Haber-Kamera: Uğur YİĞİT/SİVAS,
==================
Üniversite 'damızlık koyun' üretimi
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Ayhan Şahenk Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayhan Ceyhan, İç Anadolu'nun damızlık koyun ihtiyacını karşılamak için çalışma yaptıklarını belirterek, "Şu an 150 baş koyun ile faaliyetlerimize başladık" dedi.
Ayhan Şahenk Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayhan Ceyhan, İç Anadolu bölgesinin damızlık ihtiyacını karşılamak amacıyla çalışmalara başladıklarını söyledi. Ceyhan, "Niğde'nin ve bölgenin hayvansal küçükbaş yapısını incelediğimizde hemen hemen Ak Karaman olduğunu görüyoruz. Damızlık sorununda ciddi bir problem olduğunu değerlendiriyoruz. Bu kapsamda işletmelerden seçtiğimiz koyunlarla bölgenin damızlık ihtiyacını karşılamayı hedefliyoruz. Koyunculuk biriminde uygulama ve araştırma birinci hedefimiz. Hem bölge çiftçisine model olmak hem de bölge çiftçisinin ihtiyaçlarını karşılamak koyunculuk biriminin de ana hedefleri arasındadır" dedi.
Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Hayvansal Üretim bölümü öğrencilerinin hem yüksek lisans hem doktora hem de araştırma faaliyetlerine materyal sağladıklarını da belirten Ceyhan, şöyle konuştu:
"Şu an 150 baş koyun ile faaliyetlerimize başladık. Tesisimiz modern bir sistemle çalışıyor. Hayvanların yemlenmesi, beslenmesi, su ihtiyaçları düzenli olarak sağlanıyor. Seçtiğimiz damızlık materyallerle özellikle Niğde bölgesinin koç ihtiyacını karşılayacağımızı düşünüyoruz. Ak Karaman ırkı yerli ırkımız. Bu yerli ırkı geliştireceğimiz, uygulayacağımız saf yetiştirme seleksiyon yöntemleriyle hem canlı ağırlıklarının artmasını hem de besi performansının iyileşmesini bekliyoruz. Niğde bölgesi esasında tüm iç Anadolu'nun damızlık ihtiyacını karşılama konusunda gelecekte faaliyette bulunacağımızı düşünüyorum."
Görüntü Dökümü
------------
-Koyunlardan görüntü
-Koyunlar beslenirken görüntü
-Prof Dr. Ayhan Ceyhan'nın açıklaması
-Yetiştirilen damızlık koçtan görüntü
-Detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,
=====================================
Mantarın başkenti Korkuteli
Antalya'da, 55 binlik nüfusuyla kentin küçük ilçelerinden Korkuteli, Türkiye'de üretilen kültür mantarının yüzde 54'lük kısmını karşılayarak, 'mantarın başkenti' unvanını elinde tutuyor.
Türkiye'de kültür mantar üretimi her yıl artmaya devam ediyor. 2018 yılında ülkede 46 bin ton mantar üretilirken, bunun 25 bin tonu Antalya'nın küçük ilçesi Korkuteli'nde sağlandı. 55 bin nüfusu olan ilçe, Türkiye'nin mantar ihtiyacının yüzde 54'ünü karşılıyor. Yüksekte kurulu olduğu için karasal iklim koşullarına sahip Korkuteli, lezzetli kültür mantarı yetiştiriciliği ve üretim miktarı nedeniyle 'mantarın başkenti' olarak anılıyor. Son yıllarda üretim için tesisleşme artsa da ilçede daha çok evlerin altına yaptırılan küçük işletmeler canlılığını koruyor. Yaklaşık 5 bin kişi doğrudan ve dolaylı geçimini mantardan sağlıyor.
YILDA 25 BİN TON
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, kültür mantarının Türkiye'ye 1960'lı yıllarda girdiğini söyledi. Özellikle Antalya'nın Korkuteli ilçesinin mantarın merkezi haline geldiğini belirten Özen, "Ülkenin yüzde 54'lük mantar üretimi Korkuteli ilçesinden sağlanıyor. Yılda 25 bin ton mantar, Korkuteli'de üretiliyor. Mantarın başkenti olduğumuz için bize önemli sorumluluk düşüyor. Mantarcılık denetimimiz altında olan bir sektör. İlçede küçük aile işletmeleri şeklinde üretim var, her evin altında mantarhane olan bir format var. Korkuteli, mantar kompostunu da üreten bir merkez haline geldi. Türkiye'nin bu konudaki en önemli fabrikaları bu ilçemizde yer alıyor" diye konuştu.
KORKUTELİ'DEN ÇUKURCA'YA UZANDI
Mustafa Özen, 'Gelin Kardeş Olalım' projesi kapsamında Hakkari'nin Çukurca ilçesi ile Korkuteli ilçesini kardeş yaptıklarını söyledi. Müdürlüklerine bağlı ekiplerin Çukurca'ya giderek kompost yapımı ve kültür mantarı yetiştiriciliğine yönelik yöre halkını bilgilendirdiğini belirten Özen, "Mantar yetiştirmeye yönelik Çukurca'da deneme süreci başladı" dedi.
HAMMADDE SAMAN BALYALARI
Mantarın hammaddesi olan kompost da ilçede üretiliyor. İlçede 4 büyük fabrika günde tonlarca kompost üretimi gerçekleştiriyor. Kompost üreticisi Şaban Tuğrul, hammadde olarak saman balyaları kullandıklarını anlattı. Tonlarca balyayı istifledikten sonra balyaları ıslattıklarını belirten Tuğrul, "Elde edilen kompostu pastörize odalarına dolduruyoruz. 62 derecede 6 gün boyunca pastörize oluyor. Eğer balyayı ülkezimde bulamazsak yurt dışından satın almak zorunda kalıyoruz" dedi.
EVİNİN ALTINDA ÜRETİYOR
Evinin altında 22 yıldır mantar üreticiliği yapan Halil Tokmak ise geçimini kültür mantarından sağladığını söyledi. Çalışanlarla birlikte ilçede yaklaşık 5 bin kişinin geçimini mantardan sağladığını belirten Tokmak, "Kompostu, evlerin altındaki depolara yerleştirdikten yaklaşık 40 gün sonra mantar oluşuyor. 2 aylık sürede yeniden depolarımızı mantar üretecek hale getiriyoruz. Yılda 100 tonluk üretim yapabiliyorum" diye konuştu.
Kültür mantarının zehirli olma olasılığının sıfır olduğuna dikkati çeken Tokmak, "Doğadakiler çok riskli olabiliyor. Doğadaki mantar zehirli ise yendiğinde hemen fark edilmiyor. 2-3 içinde kendini belli ediyor. Ölümle sonuçlanabiliyor" dedi.
KOCASIYLA TESİS KURDU
Uzun yıllar evinin altında kültür mantarı yetiştiren Arzu ve Bayram Çınar çifti, daha sonra tesisleşmeye yoluna gitti. Üretici Arzu Çınar, içinde tohum ekili kompostu yeni tesislerdeki odalarına yerleştirdikten 45 gün sonra ürün elde ettiklerini söyledi. 25 kişinin çalıştığı tesiste yılın 12 ayı mantar üretir hale geldiklerini anlatan Çınar, "10 günde yetişen mantarları topluyoruz. Kendimiz üretip kendimiz satmak istedik. Karlı bir iş, Korkuleti'nin en önemli gelir kaynağı. Herkes de memnun" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
------------
-Mantarın ham maddesi konpostu dan detay görüntüler
-Kompost üretici Saban Doğrul ile röp
-Kompostun hazırlanmasın dan ve paketlenmesinden detay görüntüler
-Yetişen mantarlar dan detay görüntü
-Mantar üreticisi Arzu ile röp
-Mantarın toplanmasından detay görüntüler
-Üretici Halil topmak ile röp
-Mantar yetiştirilen odalardan görüntü
-Tarım il müdürü Mustafa Özen ile röp
-Detaylar
Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA,
===========================
Türkiye'nin en yaşlı kaplumbağası 'Tuki'
Kocaeli'nin Darıca ilçesindeki Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı'nda yaşayan ve nesli tükenmekte olan hayvanlar arasında gösterilen 99 yaşındaki dev Aldabra kaplumbağası Tuki, hayvanat bahçesinin en fazla ilgi çeken hayvanları arasında. Türkiye'nin tek Aldabra kaplumbağası olan Tuki, derbi maçları öncesi yaptığı tahminlerle de tanınıyor.
Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı'nda yaşayan ve nesli tükenmekte olan hayvanlar arasında gösterilen dev Aldabra kaplumbağası Tuki, 99 yaşında. İyi bakıldığında 250 yıl kadar yaşayabilen dev Aldabra kaplumbağaları, 1 buçuk metreye ulaşabilen boyları ve ağırlıkları ile tanınan bir tür. Türkiye'nin tek dev Aldabra kaplumbağası olan Tuki, şu anda 450 kiloya yaklaşan ağırlığı ile 100 yaşına girmeye hazırlanıyor. Tuki adını derbi maçları öncesi yaptığı tahminlerle de duyururken, hayvanat bahçesine gelenler merak ettikleri dev kaplumbağaya bakıyor.
Tuki hakkında bilgi veren Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı Veterineri Hilal Akbaş, "Tuki, Türkiye'nin tek Aldabra kaplumbağası. 1920 doğumlu ve şu anda 99 yaşında. Burada oldukça sağlıklı bir hayat sürüyor. Aldabra dev kaplumbağaları çok iyi şartlarda 200-250 yıl kadar ömre sahipler. İnşallah bizim Tuki'miz de o seneleri görecek. Tuki'nin ağırlığı şu anda yaklaşık 450 kilogram civarında" dedi.
Görüntü Dökümü
------------
Tuki'nin çevrede dolaşması
Kaplumbağayı izleyen vatandaşlar
Veteriner Hilal Akbaş ile röp.
Detay
HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/DARICA(Kocaeli),
=========================
Sağlık Bakanlığı, kronik hastalıkların erken teşhisi için harekete geçti
Sağlık Bakanlığı'nın, Türkiye'de kronik hastalıkların erken teşhisi için 4 ilde başlattığı pilot uygulama ile 18 yaş üstü kişilerin tansiyonu ölçülüyor, 40 yaş üstündekilerin ise şeker ve tansiyon ölçümü yapılarak kalp ve damar hastalık riskleri belirleniyor. Uygulama ile erken tanı sağlanıp insan sağlığı açısından sorun oluşma ihtimalinin düşürülmesi hedefleniyor.
Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de kronik hastalığı olanları tespit etmek ve takibe almak için proje başlattı. Projede pilot il seçilen Samsun'da, 18 yaş üstü kişilerin tansiyonu ölçülüyor, 40 yaş üstündekilerin ise şeker ve tansiyon ölçümü yapılarak kalp ve damar hastalık riskleri belirleniyor. Aile Sağlığı Merkezleri'nde yapılan ölçümlere ait değerler 'Hastalık Yönetim Platformu' programında toplanıyor, kişilerin risk durumu belirlenip hipertansiyon ve kalp ve damar hastalıkları ile ilgili erken tanı sağlanıp hastalık ihtimalinin düşürülmesi hedefleniyor. Pilot il seçilen Samsun, Kırıkkale, Manisa ve Adıyaman'nın ardından proje Türkiye geneline yayılacak.
Samsun Sağlık Müdürü Muhammet Ali Oruç, uygulama ile ilgili bilgi verdi. Bulaşıcı olmayan hastalıkların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ölümlerin, sakatlanmaların ve sağlıkta harcamaların en büyük kısmını kapsadığını söyleyen Oruç, "Kronik hastalıkların yönetilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığımız bir çalışma başlattı. Öncelikli olarak hipertansiyon ve kalp ve kan damarları hastalıkları ile ilgili olarak toplumsal farkındalığı sağlamak amacıyla olabilecek hastalıkla ilgili erkenden tanısını koyup semptomları ve komplikaslonları yönetmek için bir çalışma başlattı. Pilot olarak uygulanan illerden biri de Samsun. Bu çalışma ile amaç birinci basamaktaki aile hekimlerimizin olarak hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklarla ilgili daha erken tanıyı koyup ve olabilecek kompikasyon ve diğer kronik sıkıntılarla ilgili olarak erkenden önlem alıp tedavi sürecini hızlıca başlatıp hastalarımızın engelli hale gelmesini önlemek" diye konuştu.
Oruç, uygulama ile aile hekimleri tarafından 18 yaşını geçmiş her vatandaşın yılda bir kez tansiyon ölçümünün yapılacağını, 40 yaşını geçmiş her vatandaşın da kardiyovasküler risklerinin hesaplanacağını dile getirerek "Yine vatandaşlarımızın yılda bir kez açlık kan şekeri takibini istiyoruz. Burada aile hekimlerimize büyük bir yük düşmüş oluyor. İnşallah bu çalışma pilot uygulamanın ardından tüm Türkiye'ye yayılacaktır. Önlemek her zaman tedavi etmekten çok daha kolaydır. 'Hastalık Yönetim Platformu' olarak adlandırılan bu programa tüm verilerek kaydedilerek değerlendirme yapılacak. Biz daha öncede kayıt altına alıyorduk ama bu platforma olabilecek riskler daha önceden belirlenecek. Hasta hekime başvurduğunda hekim bu çalışma ile hastanın riskini belirlemiş olacak. Veriler tek bir çatı altında toplanacak ve buradan değerlendirmesi çok daha kolay olacak" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------
-Aile Sağlığı Merkezi dışından detay
-Hastalardan detay
-Tansiyon ölçümü yapılan hastalar
-Muhabir anonsu
-Detaylar
-Röportaj
Haber-Kamera: Hüseyin KALAY/SAMSUN,
===============
Şehit babaları ve gazilerden 'Barış Pınarı Harekatı'na tam destek
Afyonkarahisar'da şehit babaları Musa Sağlam ve Mustafa Çınar, Kıbrıs Gazisi Tahsin Koç ve Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı gazi İsmail Kumartaşlı, terör örgütlerine yönelik 'Barış Pınarı Harekatı'na tam destek verdiklerini açıklarken, harekatta görev almak istediklerini açıkladı.
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı gazi İsmail Kumartaşlı, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 25 Nisan 1994 tarihinde şehit olan er Mehmet Sağlam'ın babası Musa Sağlam, Sivas'ta 2011 yılında şehit olan Astsubay İsmail Çınar'ın babası Mustafa Çınar ve 1974 yılında vatani görevini yaptığı sırada başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nın 1. ve 2. çıkarmasına gönüllü olarak katılan ve 19 ay 1 gün askerlik yapan Kıbrıs Gazisi Tahsin Koç, terör örgütlerine yönelik düzenlenmesi planlanan 'Barış Pınarı Harekatı'na tam destek verdiklerini ve göreve hazır olduklarını açıkladı.
'DEVLET BİZE GÖREV VERECEK OLURSA BİZ HAZIRIZ'
Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, Suriye'de terör örgütlerine yönelik düzenlenecek harekatta savaşmaya hazır olduklarını söyledi. Kumartaşlı, "Şer odakları olan terör örgütleri birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalıştı. Yine bu şer odakları dış güçlerin desteğiyle ülkemizin dışında yani Suriye ve Kuzey Irak'ta bir takım faaliyetler yapmaya çalışmaktadır. Ülkemizin kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'miz bu hainlerin planlarını bozmaya yönelik bir takım girişim ve hazırlıklarda bulunmuşlardır. Biz 'Barış Pınarı Harekatı'na destek veriyoruz. Ülkemizin güneyindeki Suriye'de oluşmuş ve konuşlanmış olan ABD'nin destek verdiği terör örgütlerine karşı mücadele edeceğiz. Kurtuluş Savaşı'nın başladığı topraklardan ben tüm dünyaya haykırıyorum bir Türkiye Cumhuriyeti gazisi olarak; biz gazi olarak yarım bıraktığımız işi şehit olarak tamamlamaya hazırız. Devletimiz bize görev verecek olursa gidip Suriye'de de savaşmaya hazırız. Allah polisimize ve güvenlik güçlerimize güç kuvvet versin" dedi.
'BENİ HAREKATA ALIN'
1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı'nın 1. ve 2. çıkarmasında görev aldığını söyleyen Kıbrıs Gazisi Tahsin Koç (75), gazi olduğu için çok mutlu olduğunu kaydetti. Koç, "Barış Pınarı Harekatı'na katılmak için gönüllü olarak hazırım ve bu vatana hizmet etmek istiyorum. Beni göreve çağırın. Ne olur bizleri göreve çağırın. Bizlerin elleri silah tutuyor ve bu göreve biz de katılmak istiyoruz gönüllü olarak. Bu bayrak için bu vatan için gönüllüyüz. Sayın Reisicumhurum sizlerden çok rica ediyorum; beni harekata alın. Hiç olmazsa ben askerlerimize çay pişiririm, botlarını boyarım, yataklarını düzeltirim. Ben de orada görev yapmak istiyorum" diye konuştu.
'TERÖRE KARŞI SAVAŞMAYA HAZIRIZ'
Şehit babası Musa Sağlam (69), Barış Pınarı Harekatı'na sonuna kadar destek verdiğini belirterek, Türk askerinin yanında olduğunu söyledi. Sağlam, "Bugün de dahi bizi harekata alırlarsa bütün askerlerimizle birlikte terör örgütüyle Suriye'de ve nerede olursa olsun savaşmaya hazırız. Her zaman gönüllü olarak yardıma da hazırız" dedi.
'HER ZAMAN ŞEHİT OLMAYA HAZIRIZ'
Şehit babası Mustafa Çınar (59) da terör örgütlerine yönelik TSK'nın düzenleyeceği harekatın hayırlı olmasını diledi. Çınar, şöyle konuştu:
"Kınalı kuzularımıza ve Mehmetçiklerimizin ayağına Allah taş değdirmesin. Ülkemize hayırlı olsun. Bir büyüğümüzün dediği gibi 'Gerekirse biz ABD'nin ortasına karargah kurarız.' Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Biz ordumuzun, ülkemizin ve devletimizin yanındayız. Her zaman şehit olmaya hazırız."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Dernek binasının dışından detay
Dernek binası içerisinden detay
Şehit ve gazilerin fotoğraflarından detay
Şube Başkanı Kumartaşlı, Kıbrıs Gazisi Koç ve şehit babalarından detay
Gazi Koç'tan detay
Genel detaylar
Kumartaşlı ile röp
Kıbrıs Gazisi Tahsin Koç ile röp
Şehit babaları ile röp
HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR,
=======================
Demirciler Yokuşu'nda mesleği yapan tek usta kaldı
SAMSUN'un İlkadım ilçesindeki 'Demirciler Yokuşu'nda kalan tek usta İbrahim Germe (67), demir döverek mesleğini sürdürmeye çalışıyor.
Samsun'un İlkadım ilçesinde, halk arasında 'Demirciler Yokuşu' diye bilinen Demirciler Caddesi'nde art arda sıralanmış dükkanların da demircilik yapan ustalardan bazıları emekli oldu bazıları da yaşamını yitirdi. Demirciler Yokuşu'nda demir işleyen bir tek İbrahim Germi (68) kaldı. Ömrünü örs üzerinde demir döverek geçiren Germi, usta ve çırak bulamadığı için mesleğini devam ettirecek kimsenin olmadığını söyledi.
'BU MESLEK TARİH OLACAK'
Demircilik mesleğinin dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını söyleyen İbrahim Germi, "Aslında bu meslek çok güzel. Davut peygamberimizin mesleği. Demircilik mesleği hiçbir şekilde hile yaptırmayan yanlış kabul etmeyen bir meslek. Fakat bizde artık yorulduk. Yerimize gelecek çırak bulamıyoruz. Demircilik mesleği eski tarihlerde çok tatlıydı. Tarım işleri artık makineye dönünce sanatkarlara gerek kalmadı. Artık her şey makine ile yapılıyor. Bizden sonra bu mesleği devam ettirecek kimse kalmadı. Artık bu meslekte tarih olacak. Eski tarihlerde bu sokakta sadece demirci dükkanları bulunurdu şimdi bir tek ben kaldım. Dedelerimiz, babalarımız ölünce bu mesleği kimse devam ettirmedi. Ben burada ihtiyacı olan vatandaşa elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. Bizim burada yaptığımız bir baltayı vatandaş 50 yıl kullanıyor, ancak fabrika üretimi aldığı bir balta ya kırılıyor ya da hasar görüyor. Vatandaşta bunu yaptırmaya bana getiriyorö dedi.
Samsun kent merkezinde demirci ustası olarak tek kendisinin kaldığını dile getiren İbrahim Germi, "Bu mesleği önce dedem ardından babam yaptı ardından da ben devam ettirdim. Bu örs üzerinde yaklaşık bir asırdır demir dövüyoruz. Ben de ömrüm oldukça demir dövmeye devam edeceğim" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Sokaktan detaylar
-Demirci ustasından detay
-İbrahim Germi'nin ört üzerinde demir dövmesi
-Detaylar
-Röportaj
Haber-Kamera: Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/SAMSUN,
====================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?