İzmit Körfezi'nde limandan sızan yakıt kirliliğe yol açtı
KOCAELİ'nin Dilovası İlçesi'nde bulunan bir limandan sızan yakıt denizde kirliliğe yol açtı. Denize sızan yakıt Körfez ve Derince sahiline kadar ulaşırken, denizde bulunan kuşlar kirlilikten etkilendi. Kirliliğin yaşandığı bölgeye barikatlar çekilerek, acil müdahale ve temizlik ekipleri temizlik çalışması yaptı.
Dün, Dilovası'nda bulunan bir limanda yakıt tankından yaşanan sızıntı kirliliğe yol açtı. Limandan denize yayılan yakıt nedeniyle acil müdahale ekipleri ve deniz temizlik şirketlerine bağlı ekipler limanın bulunduğu bölgeye gelerek çalışma yaptı. Rüzgarın etkisiyle Dilovası'nda yaşanan kirlilik Körfez ve Derince bölgesine kadar ulaştı. Kirliliğin yaşandığı bölgeye barikatlar çekilerek, sızıntı önlenmeye çalışıldı. Yakıt toplama gemisi ile bölgede temizlik çalışması yapıldı. İskelelere yanaşan gemilerin etrafına bariyerler çekilerek yakıt toplandı. Körfez'de bulunan limanlarda demirli bulunan gemiler de kirlilikten etkilendi. Gemilerin bordoları petrole bulanırken, temizlik çalışmasının ardından limanlardan ayrıldılar. Sızıntının olduğu limanda bariyerlerin çekildiği bölgede temizlik çalışmaları devam ederken, yetkililer incelemede bulundu.
Denizde yaşanan kirlilik nedeniyle Körfez bölgesinde denizdeki kuşlar petrole bulandı. Kuşların bazılarının telef olduğu görüldü. Bugün kıyılara gelen bazı vatandaşlar petrole bulanan kuşları yıkayarak hayatta tutmaya çalıştı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Petrole bulanan kuşlardan görüntü, telef olan kuşlar
Vatandaşlardan görüntü
Denizdeki kirlilikten görüntü
Sızıntının yaşandığı limandan görüntü
Anons
HABER: Ergün AYAZ-KAMERA: Orhan UZUN/ İZMİT
==============================================
Bulgaristan sınırındaki TIR kuyruğu azalmadı
EDİRNE'den Bulgaristan'a açılan Kapıkule Sınır Kapısı'nda TIR kuyruğu 24, Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda ise 10 kilometreye ulaştı. Günlerden bu yana kuyrukta bekleyen sürücülere Kızılay tarafından gıda yardımında bulunuldu.
Avrupa ülkelerine gitmek için ihraç yükleriyle yola çıkan TIR'ların oluşurduğu, Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda uzun kuyruk azalmadı. Son 4 gün içinde TIR kuyrukları Kapıkule Sınır Kapısı'nda 24, Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda ise 10 kilometreye ulaştı. Uzun kuyruklar sırasında polis ekipleri de olası sıra ihlallerine karşı önlem aldı. Yetkililer, Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapısı'ndaki geçişlerde sorun olmadığını, tüm peronların açık olduğunu, uzayan TIR kuyruğunun Bulgaristan'ın ağır çalışmasından kaynaklandığını söyledi. Günlerdir kuyrukta bekleyen sürücülerde sorunlarının çözülmesini istedi. İstanbul'dan Bulgaristan'a bebek bezi götürdüğünü söyleyen TIR sürücüsü Mustafa Kundakçı, şöyle konuştu:
"2 gündür burada bekliyorum. Neden beklediğimi bilmiyorum. Bulgaristan şimdi de kar yağışını bahane ediyor. Aslında bunlar bahane, arkadaşlarımla telefon ile konuştuğumda Bulgaristan'da yolların açık olduğunu söylüyorlar. Bunlar ihracatımızı durdurmak için oyunlar. Biz burada beklemeyi istemiyoruz."
TIR şoförü Ergun Şenocak ise sınır kapısında ucuz motorin aldıklarını, başka bir firmanın ihaleyi alması sonucu bu sıkıntıyı yaşadıklarını ileri sürdü. Kızılay ekipleri de kuyrukta bekleyen TIR sürücülerine gıda yardımında bulundu.
Görüntü Dökümü:
Araç içinden TIR kuyruğu
TIR kuyruğu genel
Uzun TIR kuyruğu yukardan
Kızılay sürücülere gıda dağıtması
Sürücüler ile röp
Muhabir Ali Can Zeray anons
Kapıkule Sınır Kapısı tabelası
Türkiye tabelası
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,
============================================
Tunceli Barosu'ndan Munzur Vadisi'nde acele kamulaştırmaya tepki
Tunceli Barosu Başkanı Av. Barış Yıldırım, Bakanlar Kurulu kararı ile Munzur Vadisi'nde yapımı kararlaştırılan Konaktepe HES için acele kamulaştırma kararı alındığını belirterek, bu kararın hukuki olmadığını ve Munzur Vadisi'ne HES yapılması durumunda yüzlerce bitki türünün bir çok hayvan türünün yok alacağını söyledi.
Baro Başkanı Barış Yıldırım, düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, Munzur Vadisi milli parkı sahasında yapımı planlanan birçok baraj ve HES ile ilgili yargı sürecinin halen devam ettiğini hatırlatarak, Bakanlar Kurulu kararı ile burada yapılması kararlaştırılan Konaktepe HES için acele kamulaştırma kararı alındığını söyledi. Burada bir çok ednemik bitki ve hayvanın yaşadığını yapılacak HES ile birlikte bunların yok olacağını savunan Yıldırım, "Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içerisinde toplam 4 baraj ve 6 HES projesine izin veren bakanlık kararının iptali amacıyla 19.12.2011 tarihinde dava açılmıştı. Davanın temyiz sürecinde Danıştay 10'uncu Dairesi 2014/247 E. sayılı dosyasında verdiği, 06.11.2014 tarihli kararına rağmen, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Munzur Vadisi Milli Parkı'nda yapımı planlanan 4 baraj ve 5 HES projesi ile Mercan Reg. HES Projesi'ne Milli Parklar Kanunu'nun 14'üncü maddesi çerçevesinde verdiği izin kararının iptal edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tüm anılan Danıştay kararlarına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danıştay kararlarını hiçe sayarak Munzur Vadisi Milli Parkı sınırlarında inşa edilmesi planlanan en büyük baraj projesi durumundaki Konaktepe Barajı ve Konaktepe HES I ile Konaktepe HES II projesinin nazım imar planı ile uygulama imar planını onaylamıştı. İmar planlarına karşı açılan dava hali hazırda İdare Mahkemesi'nde devam etmekte olup, dava kapsamında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ara kararı alınmıştır" dedi.
Yargı süreci beklenmeden acele kamulaştırma kararı alınmasına da tepki göstererek, "Hal böyleyken 13.01.2017 tarihli ve 29947 sayılı resmi Gazete'de yayımlanan 2016/9574 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Konaktepe Barajı ve HES I-II için acele kamulaştırma kararı alınmıştır. Belirtmek gerekir ki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun ve Danıştay 10'uncu Dairesi'nin Munzur kararları geçerliliklerini korumaktadır. Hal böyleyken çevresel etki değerlendirmesi süreci işletilmeden ve bu kapsamda projenin çevresel etkileri analiz edilmeden acele kamulaştırma kararı alınması hukuka çok açık şekilde aykırıdır. Dünya kültürel ve doğal mirasının korunmasına dair sözleşme hükümlerine göre Munzur Vadisi Milli Parkı Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alması gereken alanlardandır. Nitekim, Munzur Üniversitesi senatosu da Munzur Vadisi Milli Parkı'nın Dünya Kültür Mirası Listesi'ne önerilmesine alınması için gerekli kriterleri taşıdığına dair bir rapor hazırlamıştır. Keza, Munzur Vadisi Milli Parkı 1'inci derece doğal sit alanı olarak tespit ve tescil edilmesi gereken bir alandır. Nitekim, Elazığ Müze Müdürlüğü uzmanlarının anılan doğrultuda hazırlanmış raporu bulunmaktadır" diye konuştu.
"BİRÇOK ENDEMİK BİTKİ TÜR YOK OLABİLİR"
Baro Başkanı Yıldırım Munzur Vadisi'nin endamik bitki türleri bakımında Türkiye'de eşine ender rastlanan yerlerin başında geldiğini, barj yapılması durumunda birçok emdemik bitki türünün ve birçok yaban hayvanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirterek, şöyle konuştu: "Munzur Milli Parkı florasında hali hazırda bin 600 adet bitki türü saptanmış olup, bunlardan yüzde 18'i Munzur'a endemik türlerden oluşmaktadır. Munzur Milli Parkı faunasında Munzur Alası dahil saptanmış çeşitli endemik canlı türleri bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki, yakın zamana kadar neslinin tükendiği değerlendirilen Anadolu Parsı'nın Munzur Havzası'nda yaşadığına dair işaretler ve akademik tespitler bulunmaktadır. Kısaca Munzur Vadisi Milli Parkı flora ve fauna açısından eşsiz türlere sahip bir alan olup, tabiat özellikleri ve güzellikleri ile de önemli bir sahadır. Munzur Vadisi, bilim, muhafaza ve doğal güzellik açısından istisnai evrensel değeri olan oluşumları barındırdığı gibi tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerini de barındırmaktadır. Munzur, Alevilik bakımından da bir inanç ve ibadet merkezidir. Yöre mitolojisinde önemli yer bulan Munzur'un efsanevi bir yanı da bulunmaktadır. Dersim'in kültürel ve doğal mirasının en önemli öğelerinden olan Munzur'da baraj ve HES hukuksuzluğuna geçit vermeyeceğiz"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Baro toplantı salonunda bir araya geyinmesi
Avukat ve stk temsilcileri ile birlikte basın toplantısı
Baro başkanının açıklamaları
Basın toplantısından detay görüntüler
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, -
=============================================
Yeşil Yol karşıtlarına dava açıldı
KARADENİZ Bölgesi'nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak olan 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki Yeşil Yol Projesi'nin Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi Yukarı Kavron ve Samistal Yaylaları arasındaki bağlantı yolunun yapımına karşı çıkan 11 kişi hakkında, 'İş ve çalışma hürriyetini ihlal' suçlamasıyla dava açıldı.
Yeşil Yol Projesi kapsamında tepkiler nedeniyle durdurulan Yukarı Kavron-Samistal yaylaları arasındaki 8 kilometrelik bağlantı yolundaki çalışma, geçen yıl 10 Ekim tarihinde yeniden başladı. Mahkemenin yol bağlantısı ile ilgili daha önce verdiği durdurma kararını hatırlatan yöre halkı tepki gösterdi, iş makinelerinin çalışmalarının durdurulmasını istedi.
Bunun üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri, yol çalışmasını engellemeye çalıştıkları gerekçesiyle 6'sı kadın 11 kişiyi gözaltına aldı. Jandarma tarafından ifadeleri alınan, ardından da serbest bırakılan 11 kişi hakkında, 'İş ve çalışma hürriyetini ihlal' suçlamasıyla Pazar Adliyesi'nde dava açıldı.
Görüntü Dökümü
----------------------
ARŞİV
Yeşil Yol Projesi görüntüleri
-protestolar
Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR/ RİZE, -
==============================================
İslahiye'de 14 bölgeye 'Özel Güvenlik Bölgesi' uygulaması
GAZİANTEP Valiliği, bölücü terör örgütüne yönelik yürütülecek operasyonlar nedeniyle İslahiye İlçesi'nde bulunan 14 bölgeyi, ikinci kez aldığı kararla 15 gün süreyle 'Özel Güvenlik Bölgesi' ilan etti.
Valilikten yapılan açıklamada bölücü terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla yapılacak operasyonlarda vatandaşların zarar görmemesi amacıyla 'Özel Güvenlik Bölgesi' ilan edildiği belirtilerek, şöyle denildi: "2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A maddesi gereğince, İslahiye ilçemiz sınırları içerisinde bulunan; Mağara Tepe, Topbarnaz Tepe, Hamo Tepe, Hanife Tepe, Yellibel Tepe, Ayazdağ Tepe, Keldüz Tepe, 1839 Rakımlı Tepe, Benzerce Tepe, Havşu Tepe, Kirmen Kayası, Göbel Tepe, Kokarca sırtları ve Ufacık Mezrası arasında kalan bölge 20.01.2017 günü saat 00.00'dan başlayarak 03.02.2017 günü saat 23.59'a kadar 15 gün süre ile ikinci defa 'Özel Güvenlik Bölgesi' ilan edilmiştir. 20 Ocak 2017 - 03 Şubat 2017 tarihleri arasında Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilen yerlere her türlü araç ve insan giriş-çıkışının kontrolü, gerektiğinde yasaklanması ve gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması İl Jandarma Komutanlığı'nca yapılacaktır."
Haber: GAZİANTEP
============================================
Yargıtay Başkanlar Kurulu Toplantısı Edremit'te yapıldı
BALIKESİR'in Edremit İlçesi'nde, her yılın ocak ayı içerisinde gerçekleştirilen Yargıtay Başkanlar Kurulu Toplantısı yapıldı. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, daha iyi hizmet sunmak, daha adil, adalet sistemi kurmak için Yargıtay'ın içtihat mahkemesi niteliğinde faaliyet yürütebilmesi için iş bölümünü yaptıklarını söyledi.
Yargıtay Başkanlar Kurulu Toplantısı, Edremit'in termal sularıyla ön plana çıkan yerleşimi Güre Mahallesi'nde gerçekleştirildi. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Hattuşa Termal Otel'deki toplantıda, Yargıtay üyelerine konuşma yaptı. Anayasal bir kurum olarak hukukun ülkede uygulanmasını sağlama görevini layıkıyla yerine getirebilmek için çalıştıklarını belirten Cirit, "2016 yılı sonu itibarıyla hukuk dairelerinde 424 bin 376, ceza dairelerinde 379 bin 968 olmak üzere toplam 804 bin 344 derdest dosya bulunmaktadır. Aynı yıl içinde karar verilen dosya sayısı, hukuk dairelerinde 354 bin 644, ceza dairelerinde 294 bin 551 olmak üzere toplam 649 bin 195 olmuştur. Hukuk Genel Kurulu'ndaki derdest dosya sayısı 2 bin 727, Ceza Genel Kurulu'ndaki derdest dosya sayısı 893'tür. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde 630 bin 895 dosya beklemektedir. Açıkladığım bu rakamlara göre, çok değerli daire başkanları, üyeler, tetkik hakimleri ve Cumhuriyet savcılarının büyük fedakarlıklarla çalışmalarına rağmen 'iş yükü' hala önemli sorunumuz olarak karşımızda durmaktadır. İstinafların kurulması ile Yargıtay'a temyiz incelemesine gelecek dosya sayısında umulan azalmanın, hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dosyalar bakımından beklenen oranda 'yüzde 11' gerçekleşmeyeceği, aksine bu oranın daha yüksek olacağını göz önünde tutularak, 2017 yılında Yargıtay'da adeta seferberlik ilan ederek her zamankinden daha çok çalışmamız, tetkik hakimlerinin yetiştirilmesine özel önem vererek, daha verimli çalışmanın yollarını bulmamız gerekmektedir. Aksi halde, topluma verdiğimiz sözleri yerine getirememiş oluruz. Netice itibariyle Yargıtay, ideal anlamda bir içtihat mahkemesi olma yolunda belirlemiş olduğu vizyona uygun olarak yapısal tedbirlerini almış ve pek çoğunu da hayata geçirmiştir. Sizlere açıklamaya çalıştığım yenilik ve değişiklikler, birbirinden kopuk çalışmalar değil, bütünsel bir bakış açısıyla hazırlanan bir 'yüksek içtihat mahkemesi tasarımı'nın uygulanmasıdır. İstinaf mahkemelerinin hayata geçirilmesi Türk yargısı için büyük bir fırsat ve sınavdır. Bu sınavdan hem Türk yargısının hem Türk yargıçlarının başarıyla geçeceğinden hiçbir şüphem bulunmamaktadır" dedi.
Toplantı sonrası basın mensuplarına açıklama yapan Cirit, 2016 yılını değerlendirildiklerini belirterek şunları söyledi:
"Yargıtay'ımızın yıllık iş bölümü toplantısını yaptık. 2016'da istinafların faaliyete geçmiş olması ve yargıda yaşanan birçok gelişmeden sonra 6723 Sayılı Yasa gereği olarak da Yargıtay'ın iş hacminin azalması, daire sayılarının da azaltılması neticesinde bu yıl 5 daireyi kapatmıştık. Daha iyi hizmet sunabilmek, daha adil, adaletli sistemi kurabilmek için Yargıtay'ın 'içtihat mahkemesi' niteliğinde faaliyet yürütebilmesi için iş bölümünü yaptık. 1924 yılında faaliyeti kaldırılan istinaf mahkemeleri, Temmuz 2016 itibarıyla tekrar faaliyete geçirilmiştir. İkili olan denetim sitemi üçlü bir sistem haline getirilmiştir ve bu üçlü denetim sisteminin ülkemize daha yarar getireceğine, adil ve daha sağlıklı sonuçların kısa sürede alınmasını sağlayacağına inanıyorum. Bu bağlamda toplantımızı yaptık ve karar altına aldık. Tüm dünyanın 2017 yılını barış, mutluluk, huzur içerisinde geçirmesini diliyorum. İnşallah ülkemizde terörün, patlamaların, çatlamaların olmadığı, barışın hakim olduğu bir yıl geçireceğimizi umuyorum. 2016'nın olumsuz gelişmelerini kısa sürede geride bırakabilmemiz için daha çok çalışmalıyız."
Öte yandan; ilk olarak ceza ve hukuk daireleri başkanları birlikte toplantı yaptı. Daha sonra ceza ve hukuk dairesi başkanları, 2 ayrı salonda toplantılarına ayrı ayrı devam etti.
Heyet üyelerinin yarın (pazar) Burhaniye'de düzenlenecek deve güreşlerinin ardından Ayvalık ve Burhaniye ilçelerinde çeşitli etkinliklere katılacağı belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Heyetten görüntü
Salondan çıkışlar
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit röp
Haber- Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/ EDREMİT (Balıkesir),
=======================================
Mersin'de selin zararı 217 milyon lira oldu
MERSİN'de meydana gelen sel felaketinin kent genelinde yaklaşık 217 milyon TL'lik zarara neden olduğu bildirildi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2016'nın son günlerinde Mersin'i vuran sel felaketinin neden olduğu tahribatın ekonomik boyutu ile sel esnasında ve sonrasında yapılan çalışmalarla ilgili bilgileri Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri ile paylaştı. Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı'nda yapılan sunumda, sel felaketi süresince hizmet veren personel ve araç sayıları, iletilen vaka bildirimleri ve bildirimlere yapılan geri dönüşün rakamsal verileri, müdahale edilen olayların ilçelere göre dağılımları, sel felaketinde mağdur olanlara yapılan yardımlar ve selden sonra devam ettirilen faaliyetler hakkında bilgi verildi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi görev ve yetki alanındaki yollarda, parklarda, tarım arazilerinde, mezarlıklarda, bina ve araçlarda tahribatlar meydana gelirken, şehir merkezinde toplam zarar 47 milyon 428 bin 761 lira olarak belirlendi. Tarımsal alanlarda ise 170 milyon zarar oluştu. Bu nedenle kent genelindeki sel zararının yaklaşık 217 milyona ulaştığı belirlendi.
BÜYÜKŞEHİR ALARMA GEÇTİ
Sel felaketi sırasında Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından görevlendirilen personel sayısı ilk gün 2 bin 47 olurken, ikinci ve üçüncü gün 2 bin 441 personel görevlendirildi. Sel felaketi sırasında ve sonrasında sahada ilk gün 469 araç, ikinci ve üçüncü gün 534 araç, dördüncü gün 105 araç çalışırken çalışmaların yoğunlaştırıldığı beşinci gün 654 araç hizmet verdi. Sel felaketi süresince su baskını, araç mahsur kalması, yangın ve hasar tespiti konularıyla ilgili iletilen toplam 8 bin 681 vaka bildirimlerine yüzde 97 oranında geri dönüş sağlandığı bildirildi.
YEMEK VE KONAKLAMA YARDIMI DEVAM EDİYOR
Mağdur vatandaşlara yapılan yardımlar kapsamında Adanalıoğlu, Huzurkent, Müfide İlhan, Akdeniz, Selçuklar, Hal, Siteler, Üseli ve Mezitli merkez mahallelerinde toplam 9 bin 290 kişiye sıcak yemek, 7 bin 300 adet sandviç, 600 adet battaniye ve 200 adet çizme temini sağlanırken, aşhanede yaptırılan yemekler sel felaketinde mağdur olan ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılmaya devam ettiğine dikkat çekildi. Sel felaketinde kaybolan 2 vatandaşın arama çalışmaları devam ederken, Mersin Büyükşehir Belediyesi Spor Kompleksi'nde afetten etkilenen ailelerin de misafir edildiği belirtildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Meclis toplantısından görüntü
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'ın görüntüsü
Yaşanan sel ile ilgili bilgilerin görüntüsü
Selin etkilediği alanın görüntüsü
Ekiplerin tahliye çalışması yapması
Selin etkilediği araçların görüntüsü
AŞ evindeki çalışmalardan görüntü
Yemeklerin polis zırhlı aracına yüklenmesi
Yemek dağıtımı yapılması
Haber-Kamera: Ali Ekber ŞEN/MERSİN,
====================================
Gölde kaybolan 2 balıkçıdan birinin cesedine ulaşıldı
BOLU'nun Mengen İlçesi Gökçesu Beldesi'ndeki baraj gölünde balık tutarken, lodos nedeniyle teknenin batması sonucu kaybolan 2 kişiden 19 yaşındaki Furkan Özçelik'in cesedine ulaşıldı. 38 yaşındaki Halil Tor'u aramalar sürüyor.
Geçen salı günü balık tutmak için tekne ile Köprübaşı Baraj Gölü'ne açılan Halil Tor ve Furkan Özçelik'in geri dönmemesi üzerine yakınları göle gitti. Kıyıdaki teknenin bağlı olduğu ipin ucunun boşta olduğunu fark eden yakınları, jandarmaya haber verdi. Teknenin lodos nedeniyle battığı belirlenirken, balıkçıları arama çalışması başlatıldı.
Bolu Belediyesi Su Altı Arama, Ankara ve Kocaeli Polis Su Altı Arama ekipleri, gölde daha önce balık tutmak için ağlar nedeniyle güçlükle yürütülen arama çalışmalarını bugün de sürdürdü. AFAD ve UMKE ekipleri de kıyı bölgelerde arama yaptı. Dalgıçlar, teknenin battığı belirlenen yerde dalış yaptı. Kayıp 2 kişiden 19 yaşındaki Furkan Özçelik'in cesedi, 21 metre derinlikteki tekneden 10 metre uzaklıkta bulundu. Özçelik'in cesedi dipden çıkarılarak kıyıya getirildi.
Göl kıyısında bekleyen Furkan Özçelik'in babası Cemal ve ağabeyi Yetiş Özçelik, cesedin çıkarılmasıyla büyük üzüntü yaşadı. Gözyaşlarını tutamayan Cemal Özçelik'i yakınları teskin etmeye çalıştı.
Göl kenarına konulan ve etrafına güvenlik şeridi çekilen Furkan Özçelik'in cesedi, Cumhuriyet Savcısının incelemesinden sonra Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek. Ekipler, Halil Tor'u arama çalışmalarını ise sürdürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------
- Murat Küçük anons
-Cesedin başında bekleyen jandarmalar
-Detaylar
-Üzülen aile
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,
===========================================
Otomobil otobüs durağına girdi 7 yaşındaki Enes hayatını kaybetti
BURSA'da aşırı hızlı olduğu iddia edilen otomobil, otobüs durağına girdi. Kazada 7 yaşında Enes Güleç hayatını kaybederken annesi ve ablası yaralandı. Kazada 7 kişi yaralandı.
Kaza,merkez Osmangazi ilçesi Çukurca Mahallesi Nilüfer Caddesi'nde meydana geldi. Sürücüsü tespit edilemeyen 16 ZR 232 plakalı otomobil iddiaya göre aşırı hız yapınca kontrolden çıktı ve otobüs durağına çarptı. Sürücünün kaçtı kaza otobüs durağında Diş Hastanesi'ne gitmek için ailesiyle birlikte bekleyen Enes Güleç hayatını kaybederken talihsiz çocuğun annesi Münise (39), ablası Naziye Güleç (16) ve çarşıya gitmek için durakta bekleyen İsmail Sarı (41), Abdullah Yıldırım (52), Cihan Boğa ve kimliği öğrenilemeyen 2 kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslar ile Çekirge Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Kaza ile ilgili soruşturmaya başlandı. Polis, kimliğini tesbit ettiği otomobilin sürücüsünü arıyor.
Görüntü dökümü
Kaza yerinden görüntü
Detaylar
Haber-Kamera: Faruk KAHRAMAN/ BURSA, -
===========================================
Suriyeli anne 3 çocuğunu yanmaktan son anda kurtardı
ADANA'da Suriyeli ailenin kaldığı evde çıkan yangında alevlerin arasında kalan 3 kardeş son anda kurtarıldı.
Suriye'deki iç çatışmalar nedeniyle Türkiye'ye sığınan Abdo ile Ayşe Dillo çifti, merkez Seyhan İlçesi Onur Mahallesi'nde kiraladıkları tek katlı evde yaşamaya başladı. Ayşe Dillo, inşaat işçiliği yapan eşi Abdo Dillo'yu işe gönderdikten sonra, sobayı yakıp, ekmek almak için markete gitti. İddiaya göre, evde kardeşleri 3 yaşındaki Hamdo ve 7 aylık Fatma ile tek kalan 4 yaşındaki Ahmet Dillo, yanan soba ile oynarken, odanın ortasındaki kilimin üzerine kıvılcım sıçradı. Ateş kısa sürede eşyaları tutuşturdu. Evine dönerken dumanları fark eden anne Ayşe Dillo, alevlere rağmen eve girdi. Genç kadın, kısa sürede 3 çocuğunu da dışarı çıkarttı. Bu sırada ihbar üzerine gelen itfaiye ekipleri de yangını söndürdü. Ayşe Dillo'nun yanmaktan son anda kurtardığı 3 çocuğu ambulansla Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yangından etkilenen Ahmet ile Hamdo Dillo ayakta tedavi edilirken, vücudunda yanıklar oluşan 7 aylık Fatma Dillo tedaviye alındı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Hastanenin dış görüntüsü
Yanan eşyalardan görüntüler
Kadının olayı anlatması
Hastanedeki çocukların görüntüsü
Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI ADANA,
========================================
Talasemi hastası 9 yaşındaki Rojin'in yürek burkan klibi
DİYARBAKIR Talasemi Derneği Başkanı Sabahattin Demirkıran, 9 yaşındaki talasemi hastası kızı Rojin ve ailesinin diğer fertleriyle birlikte; talasemi hastalığında kan bağışının önemine dikkat çekmek, farkındalık yaratmak amacıyla yürek burkan bir klip çekti. Duyguların sel olup aktığı klipte 9 yaşındaki Rojin, doktorunun yazdığı, "Bir damla kan isterim" şiirini okurken, ablası Berivan Demirkıran da yürekleri burkan bir şarkı okuyor.
Talasemi Derneği Başkanı Sabahattin Demirkıran, talasami hastası 9 yaşındaki kızı ve diğer talasemi hastalarına gerekli kan bağışına dikkat çekmek, farkındalık yaratmak amacıyla yürekli burkan, izleyenleri gözyaşlarına boğan bir klip çekti. Profesyönel ekipmanların kullanıldığı, okunan şiir ve söylenen türkülerin stüdyoda çekildiği klipte ise Talasemi Derneği Başkanı Samahattin Demirkıran, eşi Aysun, talasemi hastası kızı Rojin ve büyük kızı Berivan rol alıyor.
Diyarbakır Talasemi Derneği Başkanı Sabahattin Demirkıran, talasami hastalarının kan bulmakta çektikleri sorunları dile getirmek amacıyla farkındalık yaratmak için klip çektiğini söyledi. Diyarbakır'da yaklaşık 500 kişinin talasami hastası olduğunu belirten Başkan Demirkıran, bu hastaların 15 günde bir kan almaları gerektiğini, ancak zaman zaman ihtiyaç duyulan kanları bulamadıklarını anlattı. Kızının hastalığını öğrenince talasemiyle tanıştığını belirten baba Demirkıran, 9 yaşındaki kızı Rojin Demirkıran'ın da dernek üyesi hastalarının da kan bulmada büyük zorluk çekmesi üzerine klip çekmeye karar verdiğini kaydetti. Talasemi ve lösemi hastalığına dikkat çekmek, toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla klibi hazırladıklarını kaydeden Başkan Demirkıran, "Ben talasemi hastalığıyla kızım doğunca tanıştım. Uzun ve zorlu süreçlerden geçtik ve ben de böylelikle kızım gibi talasemi hastası olanlara yardım etmek amacıyla dernek başkanı oldum. Türkiye'de en az kan verilen illerin başında Diyarbakır ve Adıyaman geliyor. Bazı politik düşüncelerden kaynaklı vatandaşlar kan vermiyor ama Kızılay bu kanlarla çocukların hayatını kurtarıyor. Kan bulamayınca hastalar da fenalaşıyor. Ben bu kliple insanları kan bağışına davet ediyorum, çocuklar hastalar ölmesin. Yaşamlarını 15 günlük kan tahsisi yaparak devam eden çocuklar var. Bu çocuklar kan bulamayınca ciddi sorunlar yaşıyorlar. Sosyal bir sorumluluk yaratmak istedik. Bizim sadece kan eksikliğimiz var ve bu kanı bulmak zorundayız. Tek tek çocuklarımızı kaybediyoruz, bunun nedeni de kan eksikliği. Bir damla kan, bir hayatı kurtarabilir. Eşim ve diğer çocuklarım da taşıyıcı, ilik nakli dışında tedavisi yok. Nakil olmadığı sürece ömür boyu 15 günde bir kan almak zorundalar. Biz bu klibi sadece Diyarbakır için değil, tüm talasemi hastaları için çektik. Klibe destek vermeleri amacıyla bir çok sanatçıyla görüştüm ancak ciddi paralar talep ettiler. Biz de yaşadığımız sıkıntıları kayıt altına alarak kızımın tedavi anları ve şiir okuduğu, diğer kızımın da türkü seslendirmesiyle bu klipi çektik. İnşallah bütün hastalara katkı olacağına inanıyorum" dedi.
Demirkıran'ın talasemi hastası olan 9 yaşındaki 4'ncü sınıf öğrencisi kızı Rojin Demirkıran, çekilen klipte aynı zamanda kuzeni olan doktoru Umut Karagöz'ün yazdığı, "Bir damla kan isterim" şiiri okudu. Dicle Üniversitesi Hemetoloji servisinde 15 günde bir kan takviyesi alan Rojin Demirkıran, annes Aysun Demirkıran ile birlikte göz yaşlarına boğulduğu görüntüler, duygusal anlara yolaçıyor . Talasemi hastası Rojin, ablası Berivan Demirkıran'ın seslendirdiği türkü eşliğinde okuduğu şiirle, insanları kan bağışına davet ediyor. Duygusal anların yaşandığı klibi izleyen herkesin destek vermesini isteyen küçük Rojin Demirkıran, "Biz hastaneye gidince bazen kan bulamıyoruz ve ben o zaman korkuyorum. Doktor bana, 'o zaman sabret' diyor ama ben de korkuyorum bana bir şey olacak mı? diye. Bu klibi izleyince bize herkesin destek vererek bir damla kan vermesini istiyorum. Ben yaşamak istiyorum, bu yüzden kan bankasına giderek kan verin. Büyüyünce doktor olmak istiyorum, ama bu şekilde giderse doktor olamayacağım" diye konuştu.
Sanatçı Murat Boz ile Hadiseyi çok sevdiğini belirten Rojin Demirkıran, çektikleri klibe özellikle iki sanatçının destek vermesini istedi. Saz çalarak şarkı söyleyen Rojin Demirkıran, "Klibimi tüm sanatçıların izleyerek destek vermesini istiyorum. Ben kan alırken babamın telefonundan Murat Boz ile Hadise'yi dinliyorum ve çok seviyorum onları. Buraya gelerek .esa destek vermelerini istiyorum. Onlar gelmezse bile programlarına giderek onlara saz çalıp şarkı söyleyebilirim. Cuma günü herkes karne almaya gidecek ama ben kan almaya gideceğim. Ne kadar şansızım, yaşamak istiyorum ve bu herkesin elinde; kan bankasına gidip kan vermeleri yeterli olacak ve biz şifa bulacağız" ifadelerini kullandı.
Sosyal paylaşım sitelerinde dün paylaşılan, "Bir damla kan isterim" klibi, 24 saat içerisinde binlerce kişi tarafından izlenerek tıklandı.
Bir damla kan isterim
Yine hüzünlerden bir gece çöküyor Anne
Işıklar bir bir yanmaya başladı
Yüzüm soldu ellerim buz kesti
Geldi yine kan alma zamanım
Hemşireler belirir oldu odamda
Başlıyor yine canımın acısı
İçimde ki çığlık sesleri feryadıma karışıyor
Kimine bir ay, kimine onbeş gün
dayanmaz oldu bu tatlı kan..
Talasemi hastasıyım ben anne
Dermanı başka canlarda saklı bu derdin
Deniz kabuğu incisi misalidir
İlik nakli denilen bu nimet
Elbet onu da bulucam
Bu günlerde gelip geçecek
dünümde mutluluk..
Yarınlarımda Umut var
çaresizlik çare olacak derdime
biliyorum..
Ben de sağlığıma kavuşucam Anne
Sen sen yeter ki üzülme
Sen yeter ki gözyaşı dökme baba
Derdime derman bulamadım
Yarama merhem olamadım
Günler gelip geçiyor
Damarıma kan bulamadım
Affet beni güzel annem
Bedenime can bulamadım..
Hastane camından görünüyor umutlar
açan çiçekler uçan kelebekler
ve geleceğe koşan çocuklar
Onlara baktıkça dökülür gözünden yaşlar annemin
işte o an canımı yakan bin iğne etmez
Annemin gözünden dökülen her damla yaş
Bazı köşelerde titrer oldu yüreğim
hastane koridorları, ağlayan çocuklar
çaresiz anne ve babalar
Damla damla büyüyen bedenim
yorgun yüzüm..
Sessizce konuşan gözlerim var benim
Oysa ben dünümde bıraktım kabuslarımı
Aldım yanıma ümitlerimi ve hayallerimi
Talasemi hastasıyım ben baba
Taramaya kıyamadığım saçlarım
yüzümden düşmeyen gülüşlerim vardı
Bulunsun artık
Biliyorum o günlerde gelecek
Ben de sağlığıma kavuşacam
Hastane köşelerinden, bu acılardan
canımı yakan iğnelerden.
Ben de kurtulacağım
Çaresizlik çare olacak derdime
biliyorum ama, bu derdin dermanı
başka canlarda saklı
Titrer oldu ellerim
Yorgun düştü bedenim
Sarardı soldu tenim
Bir damla kan isterim
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Çekilen klipten görüntü
-Rojin'in kan alma sahneleri
-Annesiyle ağlaması
-Okuduğu şiir
-Başkan Demirkıran'nın konuşması
-Rojin'in saz çalması şarkı söylemesi
-Rojin'in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,
=====================================
15 Temmuz şehitleri anısına kardan tank yaptılar
EDİRNE'de esnaf, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde şehit olanların anısına kardan tank yaptı.
Kıyık Caddesi'nde işlerleri bulunan Cemal Günay ile Mustafa Astürk, kentte 1 hafta etkisini sürdüren kar yağışı ardından 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehitler anısına kardan tank yaptı. Pastane işleten Cemal Günay, "15 Temmuz'u unutmamak, unutturmamak için, her zaman hainlerin karşısında olacağımızı göstermek için böyle bir tank yaptık. İnşallah unutulmaz. Esnaf arkadaşımla 15 Temmuz'un insanların aklında kalması için çabaladık. Edirne halkının vatanına, bayrağına sahip çıktığı gibi bu hain, alçak kalkışmaya karşı nöbet tuttuğunu gösterdik" dedi.
Kasap Mustafa Astürk, aklına tank yapma önerisi geldiğini ve arkadaşı ile birlikte 6 saatte tank yaptıklarını belirtti. Astürk, "Tanka esnaf arkadaşımla isimlerimizin baş heceleri; 'cem-mus' adını verdik. Milletin tankına Türk bayrağımızı da diktik" diye konuştu. Vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği kardan tankın önüne yatarak hatıra fotoğrafı çektirdikleri görüldü.
Görüntü Dökümü:
------------------------------
Kardan tank genel
Vatandaş ile röp
Tankı yapan esnaf Cemal Günay ile röp
Mustafa Astürk tankın önüne yatması
Vatandaşın selfie çekilmesi
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,
==========================================
Görme engellilerle empati için siyah bantla yemek yediler
MERSİN'de, 7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası nedeniyle düzenlenen 'Karanlıkta Yemek' adlı farkındalık etkinliğine, protokol üyeleri siyah bantla gözlerini kapatıp yemek yiyerek, görme engellilerle empati kurmaya çalıştı.
Etkinliğe Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Burhanettin Kocamaz, KKTC Mersin Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu ve davetliler katıldı. Yemekte davetliler ile beraber gözlerine siyah bant takarak yemek yiyen Başkan Kocamaz, etkinliğin görme engelli bireylerin yaşadığı zorlukları anlamak ve onların hayatını kolaylaştıracak çözümler üretmek konusunda anlamlı bir çalışma olduğunu söyledi.
Başkan Kocamaz, "Bu çalışma, görme engeli bireylerle empati kurabileceğimiz ve onların sıkıntılarını paylaşabileceğiz bir çalışma. Biz Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak Mersin'i engelsiz bir şehir yapmanın gayreti içerisindeyiz. Bu kadar kısa süre içerisinde problemleri tamamen çözme şansınız yok ama bir yerlerden başlanması gerekiyordu. Hedefimiz Mersin'de yaşayan bütün engelli kardeşlerimizi engelsiz bir kentte yaşatabilmek" dedi.
Büyükşehir Belediyesi olarak Türkiye'de bir ilk olan Engelliler Dairesi Başkanlığı'nı kurarak diğer belediyelere de örnek teşkil edecek bir adım attıklarını ifade eden Kocamaz, 2017 yılında gerçekleştirmeyi planladıkları ve dünyada bir ilk olacak Engelliler Kültür ve Sanat Şenliği'nin müjdesini verdi.
Gözlerindeki siyah bantlar ile yemeklerini yemeye çalışan davetliler ise yemek sonrasında yaşadıkları deneyimleri paylaşarak, görmenin ne kadar önemli olduğunu ve görme engelli bireylerin yaşadıkları zorlukları çok daha iyi anladıklarını ifade etti.
Görüntü Dökümü
------------------------
Etkinliğe katılanlardan genel ve detay görüntü
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, gözleri bağlı bir şekilde çorba içmesi
Davetlilerin gözleri bağlı bir şekilde çorba içmeye çalışması
Görme engelliler yemek yerken
Etkinliğe katılanların konuşması
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'ın konuşması
Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,
============================================
Adana'da aranan 7 kişi yakalandı
ADANA'da yağma, kapkaç, silahlı tehdit, uyuşturucu suçlarından hapis cezası alan 7 hükümlü yakalandı.
Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı İnfaz Büro Amirliği ekipleri, Gülbahçesi ve Yeşilyurt Mahallerinde 7 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda haklarında 5 yıla kadir hapis cezası bulunan Ferhat A., Erhan A., Metin A., Feyyat G., Ramazan S., Cercis D. ve Gökhan D. yakalandı. Yağma, kapkaç, silahlı tehdit, uyuşturucu suçlarından hapis cezası alan şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Adli Tıp Birimi'ne götürüldü. Şüpheliler görüntü alan gazeteciler, "Ne yaptık, birine tecavüz mü ettik? Cinayet mi işledik ne çekiyorsunuz?" diye tepki gösterdi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, cezaevine gönderildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Zanlıların Adli Tıp Birimi'ne getirilmesi
Zanlıların konuşması
Zanlıların Adli Tıp Birimi'nden çıkarılması
Zanlıların polis aracına bindirilmesi
Haber: Fatih KARAÇALI -Kamera: ADANA,
========================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?