Sokak ortasında 3 kişi tarafından darbedildiği anlar kamerada
DENİZLİ'nin Pamukkale ilçesinde alacak verecek meselesi nedeniyle çıkan kavgada 3 kişi tarafından sokak ortasında tekme ve yumruklarla darbedilen Atilla Karapınar, yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Kavga anı ise çevredeki bir vatandaş tarafından kaydedildi.
Olay, saat 22.00 sıralarında Pamukkale ilçesi İstiklal Mahallesi 1202 Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre, Atilla Karapınar (42) alacaklı olduğu kimliği belirsiz 3 kişi tarafından önü kesilerek sokak ortasında darbedildi. Tekme ve yumruk darbeleriyle yere düşen Karapınar başından yaralandı. Atilla Karapınar'ı darbeden şüpheliler, kaçarak olay yerinden uzaklaştı. Karapınar ise çevredekilerin ihbarı üzerine gelen sağlık ekibi tarafından ambulansla Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Polis kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Kavga anı ise çevredeki bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Görüntülerde, kaldırımda yürüyen Atilla Karapınar'ın bir araçtan inen 3 kişi tarafından önünün kesilmesinin ardından yere yatırılarak tekme ve yumruklarla darbedildiği yer alıyor.
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Deniz TOKAT/DENİZLİ, -
=============
8 yavru köpek zehirlenerek öldürüldü, hayvanseverler kurtulan yavruya sarılıp ağladı ZONGULDAK'ın Kozlu ilçesinde 8 yavru köpeğin zehirlenerek öldürüldüğü iddiası, hayvanseverlerin tepkisini çekti. Köpeklerin bakımını üstlenen Kozlu Sokak Hayvanları Platformu üyeleri Hasret Ünal ve Tuğba Avcı, kurtulan 1 yavru köpeğe sarılarak gözyaşı döktü.
Kozlu Sokak Hayvanları Platformu üyeleri Hasret Ünal ve Tuğba Avcı, ilçe merkezinde yuva yaparak bakımını üstlendikleri 8 yavru köpeğe dün bakmaya gittiklerinde, hayvanların rahatsızlandıklarını gördü. İlçedeki veteriner kliniğine götürdükleri köpeklerden 7'si telef oldu, 1 yavru köpek ise veterinerin müdahalesi sonucu kurtarıldı. Veteriner hekim, köpeklerin zehirlenerek öldüğü yönünde rapor tuttu. Raporu alan hayvanseverler Kozlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek şikayetçi oldu.
Platform üyesi Hasret Ünal, dün yiyecek vermek için köpeklerin yuvasına gittiğinde korkunç manzarayla karşılaştığını anlatarak, "Her gün olduğu gibi yemek vermeye gittim. Yuvalarının içinde bir tek kucağımdaki köpek dışarıdaydı. İkisi can çekişiyordu. Onları gördüğümde anlatamam çok kötü durumdaydım. Hemen aldık, veterinere götürdük. Diğerlerini kurtaramadık. Bu meleğimi kurtardık. Aklıma geldikçe çok üzülüyorum. Uzun zamandır emek veriyoruz. Bunu yapanların bulunmasını istiyoruz. Çok üzgünüz" dedi.
'BU TÜR OLAYLAR ARTIK SON BULSUN'
Tuğba Avcı ise insanların biraz daha duyarlı olması gerektiğini ifade ederek, "Bu bizim insanlık görevimiz. Bunlar bize emanet. Sayı fazla olduğu için çocuklar korktuğunu söylüyorlar. Çocukları hayvan sevgisiyle büyütmek gerekiyor. Biz bu avuç hayvansever bu köpeklere bakmaya çalışıyoruz. Barınağımız yeni yapıldı. Biz buralarda imkanımız oldukça köpeklere bakmaya çalışıyoruz. Yetkililer bize destek olsun. Sık yaşıyoruz biz bunları ama artık yaşamak istemiyoruz. Devlet yardım etsin, birlikte kısırlaştıralım. İşbirliği halinde bu tür olayların yaşanmasının önüne geçelim. Bu yavruların başına gelen diğer yavruların başına gelmeyecek diyemiyoruz. Artık bu tür olaylar son bulsun" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, -
=========
Kuyruk yağı kilosu etin fiyatına yaklaşınca kebapçılar isyan etti
KEBABIN vazgeçilmezleri arasında bulunan kuyruk yağının kilosu etin kilosuna yaklaşınca İzmit'te kebapçılar isyan etti. Kuyruk yağı kilosunun 55 ile 65 lira arasında satılmasının ardından bazı kebapçıların kuyruk yağı yerine daha ucuz olduğu için hayvanlardaki 'kavram' yağını kullanmaya başladı. 20 yıllık kebap ustası Saltuk Yeter, "Son dönemlerde kuyruk yağında müthiş bir artış var. Bu da bazı kebapçıların işine gelmiyor ve mecbur kaliteden kaçınarak kavram yağı kullanıyorlarö dedi.
Türk mutfağının sevilen lezzetlerinden biri olan kebapta kullanılan kuyruk yağının kilosu 55 ile 65 lira arasında satılınca bazı kebapçılar ucuz maliyetli olan 'kavram' yağı kullanmaya başladı. Bazı kebap ustaları ise kebapta 'kavram' yağı kullanmanın yanlış olduğunu belirtti. 25 yıllık kebap ustası Saltuk Yeter, "Orjinal bir kebap dana, kuzu ve kuyruk yağından yapılır. Son dönemlerde kuyruk yağında müthiş bir artış var. Bu da bazı kebapçıların işine gelmiyor ve mecbur kaliteden kaçınarak kavram yağı kullanıyorlar. Hayvanın iç yağı lezzeti etkiliyor. Daha çok dürümcüler yapıyor ve kebap için bu yağ uygun değil. Kebaba kavram yağı konulmaz. Kuyruk ise yağı et fiyatını solladı. Kuyruk yağı da yok piyasada. Kebap fiyatlarına biz yansıtmadık. Yapacağımız başka bir şey yok." dedi.
'TEK ELDEN YÖNETENLER FİYATLARI TAVAN YAPTIRDI' Kebap dükkanı sahibi Bülent Karaca, "Kuyruk yağı fiyatları etin fiyatını geçti. Her sene Kurban Bayramı'ndan sonra kuyruk fiyatlarında yükselme olur. Büyük ihtimalle tek elden yönetenler fiyatların tavan yapmasını sağladılar. Bizim gibi kebapçıların olmazsa olmazları kuyruk yağıyla ilgili çok fazla talep olduğu için ve kesim de az olduğu için Kurban Bayramı'ndan sonra fiyatlar doğal olarak yükseliyor. Ama bu sene inanılmaz derecede yükselince inanılmaz sıkıntı yaşadık. Biz kilosunu 43-45 lire arasında alıyoruz, vatandaş 55-58 TL'ye kilosunu alıyor. Ne yazık ki biz kebaba zam yapamıyoruz gittiği yere kadar gidecek." diye konuştu.
'KUYRUK YAĞI ETTEN PAHALI OLABİLİR Mİ?' Kebapçı dükkanı sahibi Can Okan ise şöyle konuştu: "Kuyruk yağının et fiyatlarını geçmesinin sebeplerinden en büyük nedeni hayvan üreticilerinin piyasaya kuyruk yağını kısıtlayarak vermelerinden dolayıdır. Etten daha pahalı kuyruk yağı olabilir mi? Oldu işte denetim eksikliğinden dolayı, arada biz kalıyoruz ve ezilen biz oluyoruz. Satacağımız ürünlere de zam yapamıyoruz. Çalıştığı elemanın veya kirasını veremeyecek duruma gelenler oluyor. Bu denetim boşluğunu giderirsek çok iyi olur. Kuyruk yağı olmadan kebap olmaz. Kuyruk yağına bir anda zam geldi."
Kasap Mustafa Keskin kuyruk yağı fiyatının yükseldiğini, 55 liraya sattıklarını belirterek, "Kuyruk yağı fiyatları yükseldi. Şu anda fiyatları yaklaşık 55 lira, bazı yerlerde 65 liraya kilosu satılıyor.ö dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------ -Kebapçılarla röp -Kuyruk yağı ile kebap hazırlanması -Kasaplarda bulunan et ve yağlardan detaylar
Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli), ==============================
Jandarma ekipleri, Van Gölü'nde göçmen kaçakçılarına göz açtırmıyor
VAN'da, göçmen kaçaklığına karşı mücadeleye devam eden İl Jandarma Asayiş Bot Tim Komutanlığı ekipleri, karayolunda güvenlik noktalarına yakalanmamak için rota değiştirip Van Gölü'nü kullanmaya başlayan insan tacirlerine de göz açtırmıyor. Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde 7 kişinin öldüğü tekne faciasının ardından denetimlerini artıran ekipler, son bir yılda radar sistemiyle göl üzerinde tespit edilen teknelerde 240 kaçak göçmen yakaladı.
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, sınır bölgesi olması nedeniyle, yasa dışı yollarla ülkeye sokulan ve kenti güzergah olarak kullanan göçmen kaçakçılarına yönelik hem karada hem de Van Gölü üzerinde sıkı denetimler yapıyor. Van'da, geçen yıl Nisan ayından bu yana yurda yasa dışı yollarla sokulan 83 bin 160 kaçak göçmen hakkında işlem yapıldı. Bunların 44 bin 883'ü il, ilçe ve mahallelerde yakalanıp, İl Göç İdaresi'ne teslim edildi. 38 bin 277'si ise sınır bölgelerinde jandarma ekiplerince yakalanıp, geri gönderildi. Son bir yıl içinde göçmen kaçakçılığı yapan 597 organizatör yakalandı. Yakalananların büyük kısmı tutuklandı. 3 bin 713 kilometrelik alanda bulunan Van Gölü'nün 1838 kilometrelik alanı İl Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesinde yer alıyor.
GÖÇMEN KAÇAKÇILARI, VAN GÖLÜ'NÜ KULLANMAYA BAŞLADISon zamanlarda jandarma ve polis kontrol noktalarına yakalanmamak için göçmen kaçakçıları, rota değiştirip özellikle Van Gölü kıyı şeridini kullanmaya başladı. İnsan tacirleri, balıkçı teknesine doldurdukları kaçak göçmenleri Van Gölü'ndeki kıyı şeridinden alıp, Bitlis'in Adilcevaz ilçesine götürüyor. Son olarak Adilcevaz ilçesinde, 26 Aralık'ta, 7 kişinin hayatını kaybettiği, 64 kişinin kurtulduğu tekne faciasının ardından jandarma hem karada hem de Van Gölü'nde denetimlerini artırdı. Edremit Sahil Bot ekipleri de sorumluluk alanlarında 1100 kilometrelik alan ve 129 kilometrelik kıyı şeridinde göçmen kaçakçılarına 7/24 esasına göre denetimler yapıyor. 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında avlanması yasak olan ve dünyada sadece Van Gölü'nde bulunan İnci kefali balığının neslini korunması için de sıkı denetimler yapan ekipler, hava sıcaklığının geceleri sıfırın altında eksi 20 dereceye kadar düştüğü göl üzerinde, radar sistemi ile tespit edilen balıkçı teknelerini durdurup, kaçak göçmen olup olmadığını kontrol ediyor. Ekipler, balıkçıların avladığı balıkların boylarını da ölçüm cihazıyla ölçüyor.'SADECE İNSAN KAÇAKÇILIĞI DEĞİL, YASA DIŞI AVLANMA VE BİRÇOK GÖREVİMİZ VAR'Edremit Asayiş Bot Tim Komutanı Jandarma Kıdemli Başçavuş Durmuş Çeküç, Van Gölü'nün 3 bin 713 kilometre karelik bir alana sahip olduğunu belirterek, "Bunun 1838 kilometre ile 274 kilometrelik kıyı şeridinin Van Jandarma Komutanlığı sorumluluk alanında bulunuyor. Buralarda Edremit ve Erciş Asayiş Bot Timleri görev yapmaktadır. Van Gölü üzerinde 117 balıkçı teknesiyle birlikte toplam 175 deniz aracı bulunmaktadır. Sorumluluk bölgemizde kaçak göçmen kaçakçılığı ile mücadele, yasa dışı avlanmanın yanı sıra, arama-kurtarma, kültür ve tabiat varlıklarının korunması ile kaçakçılıkla mücadele konularında da görev yapmaktadır. Van'ın simgesi olan ve sadece Van Gölü'nde yaşayan inci kefalinin neslinin korunması yönünde çalışmalarımız da aralıksız devam etmektedir" dedi.'GÖÇMEN KAÇAKÇILARINA GÖZ AÇTIRMIYORUZ'Kıdemli Başçavuş Çeküç, Edremit Jandarma Asayiş Bot Tim Komutanlığı'nca yapılan önleyici faaliyetlerde Van Gölü üzerinde ve kıyısında son bir yılda 240 kaçak göçmenin yakalanıp ilgili kolluk kuvvetlerine teslim edildiğini ifade ederek, "Bu konuda organizatörlük yapan 2 kişi yakalandı ve bir balıkçı teknesine de mahkeme kararıyla el konuldu. Bu faaliyetlerimizi yerine getirirken, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından Jandarma Asayiş Bot Tim Komutanlığı'na temin edilen seyir sistemlerinden radar sistemiyle etkin bir şekilde istifade edilerek, sorumluluk sahamızdaki kıyı şeridi ve Van Gölü üzerindeki trafik 7/ 24 esasına göre kontrol edilmektedir. Kanun ve yönetmenliklerin bize verdiği yetkiyle, sıralı komutanlarımızın verdiği emirler doğrultusunda Van Gölü üzerinde her türlü kaçakçılığı önlemek, emniyet ve asayişi daha etkin hale getirmek için devriye faaliyetlerimiz aralıksız devam etmektedir" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Jandarma ekiplerinin sahil güvenlik botuna binmesi-Jandarma ekiplerinin Van Gölü'nde detaylar-Jandarma ekiplerinin Van Gölü üzerinde denetimler yapması-Jandarma ve Van Gölü'nden detaylar-Muhabir Anonsu-Teknelerin denetlenmesi-Drone ile jandarma ekiplerinin denetimleri-Jandarmanın teknede denetim yapması-Drone ile detaylar-Muhabir anonsu-Detaylar-Muhabir anonsu -Jandarma timlerinin Van Gölü üzerinde balıkçı teknelerini denetlemesi -Jandarma timleriniden detaylar-Edremit Asayiş Bot Tim Komutanı Jandarma Kıdemli Başçavuş Durmuş Çeküç ile röportaj-Detaylar
Haber-Kamera: Behçet DALMAZ- Orhan AŞAN/VAN,
===========================
Selimiye Camii, 500 yılda bir gerçekleşebilecek depreme dayanıklı
EDİRNE'de Mimar Sinan'ın 'ustalık eserim' diyerek inşa ettiği tarihi Selimiye Camii'nde uzmanlar tarafından statik modelleme ile yapılan çalışmada caminin daha önce meydana gelen büyük depremlerden etkilenmediği ve olası büyük depremlere karşı da dayanıklı olduğu belirlendi. Vakıflar Edirne Bölge Müdürü Osman Güneren, yapılan testin sonucuna göre, Selimiye Camii'nin 500 yılda bir gerçekleşme ihtimali olan bir depremi atlatabilecek statik donanıma sahip olduğunu söyledi.
Edirne'de Mimar Sinan'ın 'Ustalık eserim' diyerek 1574 yılında yaptığı ve UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde bulunan tarihi Selimiye Camii'nde yapılan incelemede, geçmiş dönemlerdeki depremlerden hiçbir zarar görmediği, önümüzdeki olası büyük depremlere de dayanıklı olduğu tespit edildi. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü, önümüzdeki dönemde restorasyona almaya hazırlığında tarihi Selimiye Camii'nde nasıl bir çalışma yapılacağını belirlemek için, konularında uzman bilim insanlarından oluşan 5 kişilik bilim kurulu ile tarihi camide inceleme yaptırdı. Camide statik yönden modelleme çalışmasında, taşları, temelleri, taşıyıcı unsurları büyük bir titizlikle incelendi. İncelemede, belli periyotlarda oluşan depremlere karşı nasıl tepki vereceği de kapsamlı şekilde araştırıldı. Çalışmada, caminin daha önce tarihlerde yaşanan büyük depremlerden hiç etkilenmediği ve önümüzdeki 500 yıl içinde yaşanabilecek büyük depremlerden de etkilenmeyeceği ve statik yönden hiçbir sıkıntısının bulunmadığı saptandı. Mimar Sinan'ın yüz yıllar önce meydana gelecek olası depremleri düşünerek inşa ettiği tarihi Selimiye Cami'nin büyük depremlere de dayanıklı olduğu yapılan bilimsel çalışmada belirlendi.
Vakıflar Edirne Bölge Müdürü Osman Güneren, Selimiye Camii'nin temelinde statik modelleme ile yapılan çalışmalarda 500 yıl içinde meydana gelecek şiddetli depreme dayanıklı olduğu tespit edildiğini belirterek, şöyle dedi:
"Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Selimiye Camii'nin rövöle, restorasyon ve restitüsyon projelerini temin ettik. Bu projeleri ilgili koruma kurulu tarafından da onaylandı. Daha sonra olası restorasyona başlamadan evvel bir bilim heyeti kurduk. Bilim heyetinin içerisinde statik uzmanı olan hocalarımız da bulunmaktaydı. Hocalarımızla birlikte statik modelleme yapıldı Selimiye Camii'nde. Bu statik modellemenin amacı şu; her şeyden önce müdahale edeceksen nerelere edeceksin ve şu anda bir müdahaleye bir ihtiyaç var mı? Tabii ülkemiz bir deprem ülkesi, son dönemde de sıkça deprem olmakta. Bu tür tabii afetler kaçınılmaz ama bu tabii afetlere karşı da tedbirli olmamız gerekiyor. Selimiye Camii'nde gerçekleştirilen statik modellemede 475 ve 2 bin 475 yılda bir gerçekleşen depremlere ilişkin yükler yüklendi, caminin mimari ve statik yapısına. Biz bunu 500 ve 2 bin 500 diye ifade edebiliriz. Şöyle sevindirici bir netice var elimizde açıkçası 500 yılda bir gerçekleşme ihtimali olan bir depreme karşı, Selimiye Camii'nin şu anda statik yönünden iyi ayakta sıkıntısız bir şekilde. Allah göstermesin tabi ki böyle bir deprem olmasın ama olursa da bu depremi atlatabilecek statik donanıma sahip olduğunu bilimsel olarak şu anda tespit etmiş durumdayız."
'STATİK MODELLEME İLE TEST YAPILDI'
Hesaplamaların şiddeti yıllara göre hesaplandığına vurgu yapan Güneren, "Bu hesaplama şu şekilde yapılıyor; her bölgede 50 yılda 100 yılda, 500 yılda, 2 bin 500 yılda hangi sıklıklarda hangi büyüklükte deprem olduğu malum biliniyor, az çok. 500 yılda bir olan depremin yükü farklı, 50 yılda bir gerçekleşen depremin yükü farklı. 500 yılda bir gerçekleşecek düzeydeki yüksek bir depreme karşı dahi Selimiye Camii'nin statik açıdan sıkıntısının olmadığının bilimsel olarak tespit etmek durumdayız. Bu çalışmalarda statik modelleme yapılıyor, statik modellemede caminin şu andaki taşıyıcı unsurlarına çeşitli deprem yükleri yükleniyor. Bu deprem yüklerine karşı yapının verdiği tepki ölçülüyor. Dediğim gibi 500 yılda bir olacak depremlere karşı, 500 yılda bir gerçekleşecek olan deprem yüküne karşı Selimiye Camii'nde bir uygulama yapıldığında caminin bu depremi sıkıntısız bir şekilde atlatacağına dair statik hesaplar ve modellemeler yapılmış vaziyette" diye konuştu.
'SİNAN'IN ÇOK CİDDİ STATİK HESAPLAMA YAPTIĞINI GÖRMEKTEYİZ'
Vakıflar Edirne Bölge Müdürü Osman Güneren, Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'ni yapmadan önce çok ciddi bir statik plan yaptığını ve yapıyı çok şiddetli depremlere dayanıklı yaptığını gördüklerini söyledi. Güneren, "Mimar Koca Sinan çok önemli bir mimar, yaptığı eserleri ile de bunu bugün net bir şekilde görmekteyiz. Sinan mimarı vasıflarının yanında açıkçası çok ciddi statik hesaplama yaptığını da şu anda görmekteyiz. Şöyle ki; Selimiye Camii'nde biz jeoradar (yer altı radarı) yöntemiyle temelin nasıl olduğuna yönelik birtakım değerlendirmeler yaptık. ve temelin çok ciddi bir şekilde inşa edildiğini, kademeli bir şekilde ampatmanların bulunduğunu tespit ettik. Ayrıca Sinan'ın eserleriyle ilgili yazılmış eserlerde ve Sinan'ın kendi kitabında Selimiye Camii yapılmazdan önce, caminin yapılacağı alana özelikle temelde kullanılacak taşların getirildiği, uzunca makul bir sürede taşların bu alanda tutulup temelde ki oturmaların yapıya başlanmadan önce sağlandığı bilinmekte" dedi.
'MİLİM KAYMA YOK'
Tarihi Selimiye Cami'nin temellerinde geçirdiği sayısız depreme karşı millim kayma olmadığına dikkat çeken Güneren, "1574 yılında ibadete açılmış bir camii, şu anda temelinde her hangi bir sıkıntı yok. Milimetrik hesaplarla zaten projeler temin edildi, gerçekleştirilen milli metrik hesaplamalarda dahi herhangi bir kayma, yıkılma, bir tarafa doğru çökme olmadığını görmüş olduk. Buradan zaten çok ciddi bir temel yapısına sahip olduğunu görüyoruz. Ana taşıyıcılar fil ayakları beden duvarları temel hiçbir sorun yok açıkçası. Tek sorun olabilecek zayıf halka olarak nitelendirilebilecek bölüm malumunuz minareler. Minareler ortalama 85 metre yüksekliğinde ve 3 şerefelidir. Kendi büyüklüklerine göre hem yüksek hem de incedir. Burada tabi minareler yağmur oluyor, fırtına oluyor, yıldırım düşüyor, bunlardan fazlasıyla etkilenmiş ama yine de Selimiye Camii'nin minareleri de dahil olmak üzere, statik yönden aradan geçen bunca yüz yıla rağmen son derece sağlam olduğunu modelleme çalışmalarında tespit etmiş vaziyetteyiz" şeklinde konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------------------Selimiye Camii'nin drone ile havadan detaylar-Camiden detay-Osman Güneren ile röp.-Caminin fil ayakları-Cami kubbesi-Muhabir Ali Can Zeray'ın anonsu-Caminin farklı açılardan detaylar
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Resul ORUÇOĞLU/EDİRNE,=============================
Alanya'ya en çok Rus gelin geldi
Engin ANAK/ALANYA (Antalya), - ANTALYA'nın Alanya ilçesinde 2019 yılında 47 ülkeden 312 yabancı kadın Türk erkekleriyle evlendi. Yabancı evlilik sayısında 77 Rus gelin ilk sırada yer alırken, ilçedeki eski gelinlerin çoğu İngiliz ve Almanlardan oluştu. İlçenin ilk İngiliz gelinlerinden Amanda Jane Özsoy ve Karen Giden ile Rus Anastasia Petrova Çetinkaya, buraya geliş hikayelerini ve nasıl evlendiklerini anlattı.
Alanya'da, 2019 yılında, 312 yabancı kadın Türk erkeklerle evlendi. İlçede yerleşik yaşayan yabancılar kadar, tatil yapmaya gelen kadınlar da Türk erkekleriyle evlenerek yuva kurdu. Alanya'da geçen yıl evlenen yabancı kadınlar arasında Ruslar ilk sırada yer aldı. 2019'da ilçede 77 evliliğin yapıldığı Rusya, en çok gelin alınan ülke olurken, Almanya 37 gelinle ikinci, Ukrayna ise 33 gelinle üçüncü, Kazakistan 32 gelinle dördüncü sırada yer aldı. Türk erkekleriyle evlenen yabancı gelinler Rus, Alman ve Ukraynalı kadınlarla sınırlı kalmadı. Kazakistan'dan İran'a, Finlandiya'dan Tunus'a, Norveç'ten İngiltere'ye kadar 47 ülke vatandaşı Türk erkeklerle hayatını birleştirdi. Rus kadınların Türk erkeklerle yaptığı evliliklerin artmasının, özellikle Antalya ve çevresinde çok fazla yerleşik Rus'un yaşamasından kaynaklandığı belirtildi. Son 6 yıllık evliliklerde de Rus gelinler ilk sırayı çekerken eski yıllarda Alanya'da Almanlar, Finliler ve İngilizler üst sıralarda yer alıyordu. Son yıllarda İran, Polonya, İsveçli gelinlerin sayısı da arttı.
EVLİLİK HİKAYELERİNİ ANLATTILAR
İlçenin ilk İngiliz gelinlerinden Amanda Jane Özsoy ve Karen Giden ile 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde Alanya Belediye başkan adayı da olan Rus Anastasia Petrova Çetinkaya buraya geliş hikayelerini ve nasıl evlendiklerini Demirören Haber Ajansı'na anlattı.
'TATİL İÇİN GELDİM, GİDEMEDİM'
Bir otelde müdürlük yapan İngiliz asıllı Amanda Jane Özsoy (50), evlenme kararını tatile geldiği Türkiye'yi sevmesi ve Alanya'da yaşamayı seçtikten sonra aldığını belirterek, Alanya'da ilk evliliğini bir Türk ile yaptığını, eşini trafik kazasında kaybetmesinden birkaç yıl sonra tekrar bir Türk erkeğiyle hayatını birleştirdiğini söyledi. Özsoy, "1990 senesinde tatil için Alanya'ya geldim ve buradan gidemedim. Sonrasında eşimle evlendim. Bir 10 sene kadar evli kaldım, sonrasında eşimi bir trafik kazasında kaybettim. O zamanlarda bir otelde çalışmaya başlamıştım. 8 sene yalnızdım sonra tekrar Türk eşimle evlendim. 13 senedir ikinci eşimle evliyim" dedi.
'TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ İNANILMAZ'
Türk geleneklerini ve yaşam tarzını çok sevdiğini belirten Özsoy, "Ben şanslıyım, dili biraz hızlı öğrendim. Tabii ki kültür zorlukları olmuştur ama onu harmanlayarak hayatımızı sürdürdük. İlk yıllarda disiplin eksikliklerinden çok zorlandım. Bir süre sonra zaten alışıyorsun. Daha fazla Türk oldum. Bence her şeyi harmanlayıp, yaşadığın zaman her şeyini kabul etmek zorunda değilsin ama uyarabilirsiniz. Uyguladığınız zaman daha güzel oluyor. Aynı kültürlerde olan insanlarda da sorunlar çıkar. Türkler, Alanya ve İç Anadolu'daki insanlar sevgi dolu, yalan olmayan, yardımsever, misafirperverliği inanılmaz. Birçok yabancı insanı da misafirperverlik cezbediyor" diye konuştu.
'BURAYI İNGİLTERE'DEN DAHA ÇOK SEVİYORUM'
Bir diğer yabancı gelin İngiliz asıllı Karen Giden (63), 30 yıl önce Alanya'ya tatile geldiğini ve buraya geldiğinde şimdiki eşi Davut Giden ile tanışıp, aşık olduğunu sonrasında evlendiklerini söyledi. Burayı çok sevdiğini hatta Alanya'nın İngiltere'den daha güzel olduğunu anlatan Giden, burada yaşamaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. Giden, "Tatile geldim, eşimle tanıştım. O bir yerde garsonluk yapıyordu, ben 8 kez tatile geldim. O benimle evlenmek istedi ve evlendik. Buraya geldim çünkü Alanya çok süper ve tabii ki eşim süper. Akrabaları bana çok sıcak davrandı. Ben kültürünü çok sevdim. Beraber yaşıyoruz, herkes aileyi düşünüyor. Tamam zor, iki kültür evleniyor biraz zor ama aşık oldum. 30 senedir birlikteyiz. Mutluyum. Oğlum var, burada yaşıyor o da. Burası çok güvenli, sevdiğim bir yer. Burada 26 sene bir otelde çalıştım. İlk zamanlar doğal olarak zorluklar yaşadım. Günlük yaşam, kıyafetler falan farklıydı ancak Türkiye'deki yardımseverlik sayesinde bunları aştım. Örneğin bir arkadaşımın alışveriş yaptığımda yolda gördüğü zaman bana yardım etmesi küçük ama güzel bir davranış. Eşimle de karşılıklı anlayış göstererek uyum içinde yaşıyoruz. Ben burayı çok sevdim. İngiltere'den daha iyi, özür dilerim İngiltere'den ama burayı çok seviyorum" dedi.
BELEDİYE BAŞKAN ADAYI RUS GELİN
Yaklaşık 10 yıldır Türkiye'de yaşayan ve 7 yıldır Türk eşi Ayhan Çetinkaya ile evli olan Rus gelin Anastasia Petrova Çetinkaya ise 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde Alanya'dan belediye başkan adayı oldu. Burada olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ve eşiyle evlendiklerinde hiç sorun yaşamadıklarını aktaran Çetinkaya, sadece Türkçe öğrenirken bazı kelimeleri telaffuz etmekte sıkıntı yaşadığını söyledi. Çetinkaya, şöyle konuştu:
"Türkiye maceram 2010 yılında başladı. Rusya'da doğdum, orada ve Norveç'te okudum. Türkiye'ye Antalya'da bir inşaat ve emlak firmasına iş geliştirme müdürü olarak geldim. Türkiye maceram böyle başladı. Türkiye'ye turist olarak değil, aslında bir girişimci olarak geldim ve bunun için çok memnunum. 10 yıldır Türkiye'de yaşıyorum ve yaşamaya devam edeceğim. Türkiye beni çağırdı ve geldim, aynı anda Ayhan ile tanıştım. Tanıştıktan bir süre sonra ben anladım ki bu adam benim evleneceğim adam. Bunu anlatmak da zor, sen olayın içindeyken anlıyorsun. Sonra Ayhan teklif etti ve biz evlendik. Tabii ki başka kültür ama en önemli insan olmak. Tanıştığımızdan beri hiçbir sıkıntı yok. Sadece dil, benim Türkçem çok iyi değildi, Ayhan'ın Rusçası yok ona rağmen biz çok sıkıntı yaşamadık yaşamayacağız. Türkiye'de ben her şeyi seviyorum. Mümkün olmadığını söylüyorlar ama mümkün çünkü atmosfer farklı ve ben burada kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu aslında bir insan için çok önemli bir şey. Alanya, uluslararası bir şehir. Yurt dışından gelen ya da burada yaşayan bir insan için Alanya'nın potansiyelini görmemek de mümkün değil. Bu potansiyeli görünce ve kendi potansiyelimi de bilince bir karar değil aslında bu. Biz 4 sene önce düşündük. Bu bir gün kalkıp, 'Ya ben belediye başkan olacağım' gibi bir şey değil. Ben bunun için çok çalıştım, gezdim, uluslararası ve yerli insanlarla konuştum. Alanya'nın potansiyelini görünce ve daha güzel bir Alanya için karar verdim. Sadece ben değil, bunu uzmanlarla, halkla birlikte bu işi yapabilirim. Bunu açık söylüyorum, belediye başkanı tek başına hiçbir şey yapamaz, her şeyi bilemez. Bu konuda potansiyel ve vizyon önemli. Sadece ben değil burada yaşayan insanlar da, biz de ülkemizde her şey var, daha iyi yaşam şartları için kullanabiliriz."
RUS GELİN TUZLU KAHVE İÇİRDİ
İlçede yerel gazete sahibi Anastasia Petrova Çetinkaya'nın eşi Ayhan Çetinkaya da farklı bir kültürden, farklı bir ülkeden birisiyle evlenmenin zorluklarını anlattı. Çetinkaya, "Anastasia ile ilçe emniyet müdürlüğünün yaptığı bir yardımda bir araya geldik ve tanıştık. Sonra evlilik kararı aldık, evlendik. İlk süreçte onun Türkçesi çok az benim Rusçam hiç yok ve benim İngilizcem yeterli değil. Merak ettiği şeyleri daha çok tarif ederek, 'Tarzanca' anlattım. Mesela 'almak', İngilizce 'buy' ama o an o buy aklına gelmiyor, göstererek, böyle çizerek falan anlattığım zamanlar oldu. Ama kültür olarak derseniz, mesela biz Anastasia ile evlilik kararı aldığımızda, Türk kültürünü okumuş dedi ki 'Beni istemeye geleceksiniz.' Gittik, bana tuzlu kahve yapıldı. Anadolu'da nasıl gelişiyorsa evlilik öncesi aynen öyle gelişti. Baktım ki Anastasia'nın Türk kültürüne ilginç bir ilgisi var. Evlendikten sonra zaten daha çok köy gezileri, Anadolu'daki farklı şehirleri gezerek Türk kültürünü tanımaya çalıştık birlikte. Ne kadar bu ülkede doğmuş büyümüş olsak da bizim de her şehrin kültürünü birebir bilmemiz zaten mümkün değil. O konuda ben çok şanslıyım, hem kültür olarak hem ülke olarak buraya bağlı bir insan. Zorlukları aslında olmadı. Sadece yemek yaparken, biz her yemekte salça kullanıyoruz, yağ kullanıyoruz, o 'Neden bu şekilde?' diye sordu. İşte mutfak kültürüyle alakalı biraz sorunlarımız oldu. Diğer tarafları hep eğlenceliydi bundan sonra da eğlenceli olacağını düşünüyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -------------------------------Yabancı evliliklerinden arşiv görüntüleriAmanda Jane Özsoy röportajKaren Giden röportajAnastasia Çetinkaya röportajAyhan Çetinkaya röportaj
HABER- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA (Antalya), ==============================
Kedi 'Yeşim'den sonra şimdi köpek 'Nazike'
MANİSA'daki kasap dükkanına her gün gelip, etini alan ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerle kısa sürede sevilen 'Yeşim' adlı kedinin ölümünden sonra bu kez iş yerine 'Nazike' isimli sokak köpeği gelmeye başladı. 'Nazike' hem iş yeri sahibi İkram Korkmazer'in (49) hem de mahallelinin sevgisini kazandı.
Turgutlu'da her gün, İkram Korkmazer'in işlettiği kasap dükkanına gelip et reyonunun önünde bekleyen 'Yeşim' adlı kedi, sosyal medya üzerinden paylaşılan görüntülerin ardından çok sevilmiş ve konuşulmuştu. 'Yeşim'in 2019'da ölümünün ardından iş yeri sahibi Korkmazer de büyük üzüntü yaşarken, bu sırada 'Nazike' adlı sokak köpeği kasap dükkanına gelmeye başladı. 'Nazike' de sokak kedisi Yeşim gibi her sabah kasap dükkanı açılır açılmaz kapının önünde Korkmazer'in vereceği eti bekliyor.
'ONLARA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİM'
Birçok sokak hayvanını beslediğini belirten Kasap İkram Korkmazer, "Maşallah, hepsinin karnı tok. Mutlular, onlara iyi bakıyoruz. Allah bu soğuklarda dışarıda kalan hayvanlara yardım etsin. Turgutlumuz bu konuda bilinçlendi. Onlara hep birlikte sahip çıkacağız. 'Nazike' ile beraber dükkanımıza her gün gelen 3 ayrı sokak köpeği daha var. Onlara da daha önce hayatını kaybeden Yeşim adlı kedimiz gibi sahip çıkıyoruz. Onlar da her gün gelip burada nasiplerini bekliyor. Yeşim'e sahip çıktığım gibi onlara da sahip çıkmaya devam edeceğim" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Kasap İkram Korkmazer'in sokak hayvanlarını beslemesiKasap İkram Korkmazer'in açıklamaları
Haber- Kamera; Tuncel YILMAZ/ TURGUTLU (Manisa), ===============================
Sevgililer günü piyasayı hareketlendirdi, kuyumcular uyardı; 'Dolandırıcıya dikkat'
14 ŞUBAT Sevgililer Günü'nün yaklaşmasıyla hareketlenen kuyumculuk sektöründe, yoğunluğun zirve yapması hedefleniyor. Sevgilisi ya da eşine mücevher satın alıp bu anlamlı günü kutlamak isteyenler dükkanların yolunu tutarken, kuyumcular da bugünlerde artan dolandırıcılığa karşı uyarılarda bulundu.
Yükselen altın fiyatları nedeniyle bir süredir durgunluk yaşayan kuyumcu esnafında, 14 Şubat Sevgililer Günü'nün yaklaşmasıyla hareketlilik başladı. Kuyumcu esnafı, halkın daha çok ilgisini çekebilmek için Sevgililer Günü'ne özel indirimler başlattı. Tektaştan beştaşa, kalpli kolyelerden Osmanlı takılarına, pırlantalı ve incili ürünlere kadar çok sayıda ürünün satışa sunulduğu dükkanlarda, kişiye özel tasarımlar ilgi görüyor. Ayrıca kuyumcu esnafı, bugünlerde artan dolandırıcılığa karşı da halkı uyarıyor.
İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel, "Bu dolandırıcılıklar vatandaşın anlayabileceği bir şey değil. Bunu kuyumcular anlayabiliyor. Güvenilir kuyumculardan alışveriş yapmak gerekiyor. Aynı zamanda vatandaşlar ürünü hangi kuyumcudan kaç grama, hangi fiyata aldığını kart üzerine yazdırsınlar. Dolandırıcılığın önüne geçmek için Ege Bölgesi'nde şimdiye kadar olmayan bir uygulamayı hayata geçiriyoruz. Oda bünyesinde mücevher sertifikasının sahte olup olmadığının tespit edileceği bir gemoloji laboratuvarı kuracağız" diye konuştu.
'OSMANLI TAKILARI İLGİ GÖRÜYOR'
Sevgililer Günü yoğunluğunun başladığını söyleyen ve İzmir Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda 15 yıldır kuyumculuk yapan Şerif Sayhan, "14 Şubat Sevgililer Günü'nü sabırla bekliyoruz ve satışlarımızın giderek artacağını umuyoruz. Bugüne özel genelde kalpli kolye ürünlerinden getirttik ve hazırlığımızı yaptık. Bu hafta sonuna doğru satışların hızlanacağını tahmin ediyoruz. Vatandaşlar çok fazla araştırıp hediye alıyor. Bu sezon baget ürünler tekrar revaçta. Bunun haricinde eski ürünlere büyük bir talep var. Gençler de artık Osmanlı tarzı elmasları, gül küpeleri tercih ediyor. Büyük bir geriye dönüş var. Anneanne ve babaannelerimizin kullandığı zincirleri tekrar hayata geçirdik. Sosyal medyanın da bizim sektörümüze bir yansıması oldu. Vatandaşlar Özellikle TV ve internette gördükleri modelleri talep ediyor. Şu anda bir tektaşın fiyatı minimum bin TL'den başlıyor ancak üst rakamın bir sınırı yok" dedi.
BEKLENTİ BÜYÜK
İzmir Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda kuyumculuk yapan bir diğer esnaf Nihat Ağlat, "Bu özel güne yönelik büyük bir beklentimiz var. Daha önceki yıllarda büyük bir yoğunluk yaşanıyordu. Hatta eskiden altın alınması için özel bir gün olmasına bile gerek yoktu ancak şimdi şartlar değişti. 14 Şubat dolayısıyla daha çok kuyumculuk tabiriyle 'çıtır' ürünler tercih ediliyor. Bunlar daha uygun fiyatlı ürünler olduğu için hem gönül alıyor hem de bütçeyi zorlamıyor. Takılarda da eskiye dönüş gündemde. Özellikle reklamlar bu modanın hızla yayılmasını arttırıyor" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜKuyumcu dükkanlarından görüntülerKuyumcu esnafıyla röportajİzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel ile röportajAlışveriş yapan vatandaşlardan görüntü
Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR,
================================
Duvar ustası aşkını tuğlayla ördü DENİZLİ'de, Kredi Yurtlar Kurumu tarafından yaptırılan yurt inşaatında çalışan duvar ustası Yusuf Gönültaş (27), aşkını, tuğlalarla kalp simgesi yaparak gösterdi. Pamukkale ilçesinde Çamlaraltı Mahallesi Üniversite Caddesi'nde Kredi Yurtlar Kurumu tarafından yaptırılan 1000 kişilik öğrenci yurdu inşaatında çalışan duvar ustası Yusuf Gönültaş, inşaat halindeki 5 katlı binanın son katına tuğlalarla 2 metre boyunda kalp simgesi yaptı. 1 Mart'ta evlenecek olan Gönültaş'ın tuğladan ördüğü kalbi görenler, bol bol fotoğraf çekti. 'DUVAR USTASININ AŞKI SIVACI GELENE KADARDIR'Duvar ustası Yusuf Gönültaş'ın aynı inşaatta çalışan ağabeyi Mehmet Gönültaş, kardeşinin aşkını duvara yansıttığını belirterek, "Kardeşimle Diyarbakır'dan 5 ay önce bu inşaata çalışmak için geldik. Kardeşim 1 Mart'ta evlenecek. O nedenle memlekete gitti. Nişanlısı ve Denizli'yi çok sevdiği için sevgisini ördüğü duvara kalp simgesi yaparak gösterdi. 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle de böyle bir şey aklına geldi. Binanın birkaç yerine bu şekilde tuğlalarla kalp simgesi yaptı. Ancak duvar ustasının aşkı sıvacı gelene kadardır. Bir süre sonra tuğlaların üzeri sıvayla kapanacak" dedi.
Haber Kodu : 200211173Ramazan ÇETİN/ DENİZLİ,
====================================
Bartın'da dere taştı, yol ulaşıma kapandı BARTIN'ın Kozcağız beldesinde etkili olan yağmur Kozcağız Deresi'nin taşmasına neden oldu. Dere kenarındaki Kozcağız-Kumluca yolu, su altında kalarak, ulaşıma kapandı.
Kentte devam eden kar yağışının ardından dün gece etkili olan sağanak, yaşamı olumsuz etkiledi. Metrekareye 24,5 kilogram yağış düştü. Yüksek kesimlerdeki karları eriten yağmur, Bartın Irmağı'nın kolu olan Kozcağız Deresi üzerinde Kozcağız Barajı'nın inşa edildiği alanda taşkına yol açtı. Dere kenarındaki Kozcağız-Kumlucu beldeleri arasında ulaşımı sağlayan yol, su altında kaldı. Yaklaşık 100 metrelik bölümü suyla kaplanan yol, ulaşıma kapandı. Jandarma ekibi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri yolda önlem alarak, sürücüleri alternatif yollara yönlendirdi.
Arıt deresinin taşması nedeniyle Kabagöz, Akçalı, Tabanözü, Epçiler Hasanlar Alibaş ve Sipahiler köyüne giden köprüler sular altında kalırken, vatandaşlar alternatif yollara yönlendirildi. Bartın kent merkezinden geçen ırmağın debisinin yükselmesi nedeniyle Çağlayan piknik alanı sular altında kaldı. Piknik alanı girişine şerit çekilerek, araç ve yaya geçişine kapatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Ekiplerden görüntü-Kozcağız Barajından detay-Araçların beklemesi-Ekiplerin inceleme yapması-Su altında kalan yoldan görüntü
Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,
Son Dakika › Güncel › İNTERNET VE SOSYAL MEDYADADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?