Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Adalet mülkün esasıdır, zulmün değil. Sizin kararınızı beğenmedikleri için Meclis'in üzerinde güçler oluşturdular. Meclisi zayıflatmak istediler. İşte 11 yıldır biz bu kadar hizmet üretirken bir yandan da çok yoğun bir şekilde milli iradeyi muhafaza ediyor, milli iradenin gücüne güç katıyoruz" dedi.
Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde halka hitap etti.
Bugün Muğla'da, yarın ilçelerinde olacaklarını belirten Erdoğan, 2 gün içinde açılışını yapacakları eserlerin toplam tutarının 205 milyon lira olduğunu bildirdi.
Muğla'ya Fethiye ve Milas dışında 168 milyon liralık hizmetleri kazandırdıklarını belirten Erdoğan, açılışını yapacağı yatırımlar hakkında bilgi verdi.
Geceyi Muğla'da geçireceğini belirten Erdoğan, akşam il teşkilatıyla bir araya geleceklerini ve MuğlaBüyükşehir Belediye Başkan adayını açıklayacaklarını duyurdu.
Yarın Fethiye ve Milas'a gideceklerini bildiren Erdoğan, orada da açılışlar yapacaklarını ve toplamda 205 milyon liralık eser ve yatırımları resmen açacaklarını söyledi.
Erdoğan, bu yatırımların Muğla'ya hayırlı olmasını diledi.
İktidara geldikleri günden bu yana, çok büyük bir aşkla, büyük bir heyecanla çalıştıklarını belirten Erdoğan, "Ülkemize, milletimize, şehirlerimize hizmet veriyoruz. 11 yıldır milletimizin emanetine sımsıkı sahip çıkıyoruz. Bakın yola çıkarken bir şey söyledik. Biz bu millete efendi olmaya değil, bu millete hizmetkar olmaya geldik" diye konuştu.
-"Yeter, söz de karar da milletindir"
Bugün burada Muğla'da çok önemli bir konu üzerinde durmak istediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Merhum Adnan Menderes, Ege'nin, bu bölgenin evladıydı. 1950 yılında milletimizin oylarını alarak iş başına geldi. Merhum Menderes'in, hatırlayın, çok önemli bir sloganı vardı; 'Yeter' diyordu, 'Yeter söz milletindir' diyordu. 2002 yılında 3 Kasım seçimlerine girerken, tıpkı merhum Menderes'in o sloganı gibi biz de şöyle bir ilave yaptık. 'Yeter, söz de karar da milletindir' dedik. Çünkü milletin kararının üzerinde karar olamaz. Millet verecek kararı. Demokraside geçerli olan nedir? Milletimizin kararı. Milletimiz karar verdi, ne oldu, sandıkta bizi seçti, emaneti bize yükledi. Ama istiyoruz ki şimdi merkezde bizi seçtiniz, yerelde de inşallah bizlere bu görevi verin. Çünkü ak belediyecilikle merkezi yönetimin bütünleşmesi, el ele vermesi demek Muğla'nın sıçrama yapması demektir.Muğla buna hasret, Muğla buna layık, Muğla bunu bekliyor. Bunun adımlarını atmamız lazım. Onun için bir hayli gayret göstermemiz gerekiyor. Kapı kapı dolaşacağız. Adım atmadığımız, çalmadığımız kapı kalmamalı."
Erdoğan, 11 yıl içinde girdikleri bütün seçimlerden başarıyla çıktıklarını, yükselen bir oy grafiği yakaladıklarını anlattı.
Girdikleri seçimlerin her birinde milletin kendilerine daha çok teveccüh gösterdiğini belirten Erdoğan, "Milletimizden aldığımız güçle, destekle bir yandan ülkemizi büyüttük, bir yandan milletimizin emanetine sahip çıktık" dedi.
Göreve geldiklerinde Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolarken şimdi 786 milyar dolara yükseldiğini anımsatan Erdoğan, "Buraya durup dururken gelmedik, çalışarak geldik, yolsuzluğun hortumlarını keserek geldik" değerlendirmesinde bulundu.
İhracatı 36 milyar dolardan, 152,5 milyar dolara yükselttiklerini, devletin borçlanma faizinin yüzde 63'ten yüzde 7'ye düştüğünü anlatan Erdoğan, "Aradaki fark kimin cebinde? Benim Muğlalı kardeşimin cebinde, işçimin, köylümün, memurumun cebinde kalıyor artık, onu ödemiyor" diye konuştu.
Ziraat Bankasının yüzde 59 faizle çiftçiye, Halk Bankasının yüzde 46 faizle esnafa kredi verirken Ziraat Bankasının bugün yüzde 0-7 aralığında, Halk Bankasının yüzde 5-6 aralığında faizle kredi verdiğini belirten Erdoğan, "Nereden nereye. Görev zararıyla batan bir Ziraat Bankası vardı. Biz göreve geldiğimizde çok enteresandır, 16 milyar... Ama şimdi kazanan bir Ziraat Bankası var. Bütün bunlar bir şey gösteriyor. Artık emin ellerde olan bir Türkiye var, dürüst ellerde olan bir Türkiye var, çalmayan, çaldırmayan bir Türkiye var. Şu anda böyle bir yönetim var" ifadelerini kullandı.
-"Hiç kimse, hiçbir kurum, fani olan hiçbir güç TBMM'nin üzerinde değildir"
Başbakan Erdoğan, 22 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasından hemen önce Gazi Mustafa Kemal'in, Misak-ı Milli sınırları içinde her birime, her makama bir telgraf gönderdiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bu telgrafı bugüne kadar birçok yerde okudum ama o telgraftaki şu ifadeye özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Diyor ki Gazi Mustafa Kemal: '23 Nisan 1920'den itibaren bütün sivil ve askeri makamların, bütün milletin başvuracağı merci Büyük Millet Meclisi olacaktır.' TBMM o günden, yani 23 Nisan 1920'den bu yana Türkiye'deki en yüksek makamdır, en yüksek mercidir. TBMM Türkiye'nin kalbidir, idare merkezidir, yasalar oradan çıkar, hükümetler oradan belirlenir, anlaşmalar orada onaylanır, kararlar orada alınır. Millet yetkisini, TBMM eliyle kullanıyor çünkü siz her zaman bizimle beraber değilsiniz ama yetkiyi kime verdiniz, Meclis'teki vekillerinize verdiniz ve o vekiller eliyle bunu kullanıyoruz. Kardeşlerim, hiç kimse, hiçbir kurum, fani olan hiçbir güç TBMM'nin üzerinde değildir. Siz sandığa gider vekilinizi seçersiniz, o vekil sizin adınıza Meclis'te karar verir. Eğer vekilden hoşnutsanız 4 yıl sonra sandık yine önünüze gelir yeniden seçersiniz. Memnun değilseniz 'hadi güle güle' dersiniz. Yetki kimde, sizde."
Türkiye'nin otokratik rejimle değil, demokrasiyle idare edilen bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kardeşlerim söz sizindir, karar sizindir, mühür sizdedir, yetki sizdedir. Türkiye'de zaman zaman işte sizin bu yetkinizi elinizden almak istediler. Hatırlayın, ihtilal oldu, devrimler oldu. Her ihtilalde, devrimde Türkiye 10 yıl, 15 yıl geriye gitti. Sizin kararınızı yok saydılar. Sizin bastığınız mührü dikkate almadılar. Hatta bazen ne dediler? Evet öyle adımlar attılar ki, size istedikleri gibi mühür bastırdılar, millete bunu yaptırdılar fakat ben sizin seçtiklerinizi düzmece oyunlarla, düzmece bir mahkemede yargılayanları unutmuyorum. Ben Adnan Menderes'i unutmuyorum. Fatin Rüştü Zorlu'yu unutmuyorum. Hasan Polatkan'ı unutmuyorum ama soruyorum onları idam edenleri veya idama mahkum edenleri aranızda hatırlayan var mı? Yok. Silinip gittiler ama onlar ölüm ötesinde bunun hesabını fitil fitil verecekler. Zalimler bunların hesabını vereceklerdir. Adalet mülkün esasıdır, zulmün değil. Sizin kararınızı beğenmedikleri için Meclis'in üzerinde güçler oluşturdular. Meclisi zayıflatmak istediler. İşte 11 yıldır biz bu kadar hizmet üretirken bir yandan da çok yoğun bir şekilde milli iradeyi muhafaza ediyor, milli iradenin gücüne güç katıyoruz. Bizi, kapatmak istediler bizi, düşünebiliyor musunuz? 330'un üzerinde milletvekiliyle iktidarız, bizi kapatmak için yollar aradılar ve sonunda başaramadılar. Milletimizin hayır dualarıyla, aklı selim sahibi olan yargı mensuplarıyla AK Parti yoluna devam etti."
(Sürecek)
Başbakan Erdoğan Muğla'da
-Erdoğan, toplu açılış töreninde konuştu: (2)
-"Kadına el uzatılamaz diyenler, kadına bu noktada söz, laf, hakaret, edilemez diyenler eğer bizim Parlamentomuzun çatısı altında kalıyor da onların partisi onu ödüllendirip, muhafaza ediyorsa işte o CHP'ye hesabını sizin sormanız lazım. Öyle lafla kadına siyasi hak verilmez, lafla kadına koruma, saygı olmaz"
-"Devletin sahibi millettir. Cumhuriyetin, istiklal marşımızın, Türk bayrağının sahibi millettir. Mühür milletindir. Söz, karar, yetki milletindir, mühür millettedir. Bu yetkiyi, bu kararı, kim gasp etmeye çalışırsa, biz onun karşısında olacağız. Milli iradeye yönelik her saldırıya göğsümüzü siper edeceğiz"
-" Kimsenin endişesi olmasın Türkiye'de sesi çok çıkanın değil, çok gürültü yapanın değil, tencere tava çalanın değil, çok parası olanın değil, sadece milletin dediği olur. Millet ne derse o olur. "
MUĞLA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kadına el uzatılamaz diyenler, kadına bu noktada söz, laf, hakaret edilemez diyenler eğer bizim Parlamentomuzun çatısı altında kalıyor da onların partisi onu ödüllendirip, muhafaza ediyorsa işte o CHP'ye hesabını sizin sormanız lazım. Öyle lafla kadına siyasi hak verilmez, lafla kadına koruma, saygı olmaz. Ben konuşamıyorum, niye? Eşim olduğu için konuşamıyorum, ama ben görüyorum ki milletimiz, kadınlarımız konuşuyor. Adını ağzıma almak ona taltif olur, onun için alamam. Dolayısıyla bunun gereğini benim milletim vakti saati geldiğinde yapar. 4 ay sonra o zihniyete Muğla, en büyük dersi vermelidir" " dedi.
Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Muğlalılar'dan merkezden ilçelere kadar yerel hizmette yapılanları araştırmalarını istedi.
Kendisinin de belediyecilikten geldiğini, belediyeciliği gayet iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, "İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yaptım. Benden sonra da hep bizim arkadaşlarımız 94'ten bu yana 20 yıldır İstanbul'u biz yönetiyoruz. Yürütmeye devam edeceğiz. Niye? İstanbullu hizmeti görüyor, hizmeti gördüğü için de ne diyor 'durmak yok yola devam' diyor. Şimdi ben de diyorum ki, durmak yok çünkü Muğla'da yapılacak iş çok" ifadelerini kullandı.
-"Ülkenin istikametini milletin meclisi çizer"
"Bu ülkenin istikametini çeteler değil, millet çizer, milletin meclisi çizer" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ülkenin rotasını sermaye sahipleri değil, belli medya kuruluşları değil sadece siz çizeceksiniz, siz. Bu ülkenin yol haritasını, içeride ya da dışarda belli güç odakları değil, başka ülkeler, çevreler değil sadece ve sadece benim aziz milletim çizer. 11 yıldır milletin iradesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin güç ve yetkisinin gasp edilmemesi için mücadele ediyoruz. Yetkiyi milletten alıp başkalarına devretmek isteyenlere karşı mücadele ediyoruz. Milletin kararını, milletin mührünü yok sayıp kendi şahsi çıkarlarını, kendi zümrelerinin çıkarlarını öne çıkarmamaya çalışanlara karşı mücadele ediyoruz"
Türkiye'nin sahibinin millet olduğunun altını çizen Erdoğan, "Devletin sahibi millettir cumhuriyetin, İstiklal marşımızın, Türk bayrağının sahibi millettir. Mühür milletindir. Söz, karar, yetki milletindir, mühür millettedir. Bu yetkiyi, bu kararı, kim gasp etmeye çalışırsa, biz onun karşısında olacağız. Milli iradeye yönelik her saldırıya göğsümüzü siper edeceğiz" dedi.
-"Kadına hakaret edenler Parlamentoda ödüllendiriliyor"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında eşi Emine Erdoğan'a hakaret eden CHP milletvekiline de atıfta bulunarak, "Kadına el uzatılamaz diyenler, kadına bu noktada söz, laf, hakaret, edilemez diyenler eğer bizim Parlamentomuzun çatısı altında kalıyor da onların partisi onu ödüllendirip, muhafaza ediyorsa işte o CHP'ye hesabını sizin sormanız lazım. Öyle lafla kadına siyasi hak verilmez, lafla kadına koruma, saygı olmaz. Ben konuşamıyorum, niye? Eşim olduğu için konuşamıyorum, ama ben görüyorum ki milletimiz, kadınlarımız konuşuyor. Adını ağzıma almak ona taltif olur, onun için alamam. Dolayısıyla bunun gereğini benim milletim vakti saati geldiğinde yapar. 4 ay sonra o zihniyete Muğla en büyük dersi vermelidir" diye konuştu.
Muğla'nın bu noktada çok önemli bir dersi CHP zihniyetine vermesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bunların hizmet diye bir derdi yok. Bunların tek derdi var, fitne fesat" şeklinde konuştu.
-"Her meselenin çözüm yeri TBMM'dir"
Türkiye'de artık her meselenin çözüm yerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu kaydeden Erdoğan şunları kaydetti:
"Kimin ne meselesi varsa bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çözer. Kimin ne derdi varsa buna Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çatısı altında çözüm arar. Meclis dışında çözüm arayışında olanlar çok büyük yanılgının içindedirler. Sorunları çözmek için yetki kullanmak için karar mekanizmalarında etkili olmak için meclis ve siyaset dışında yol arayanlar çok ciddi hatanın içindedir. İktidar partisi milli irade konusunda ne kadar hassassa muhalefet partileri de tüm milletvekilleri de milli irade konusunda o kadar hassas olmak zorundadır. Biz hiçbir meselenin, hiçbir konunun meclis dışında Meclisin görev verdiği yetkililer dışında ele alınmasına müsaade etmeyiz."
-"Bizim arkamızda millet var"
Siyasetin ve siyaset kurumunun yıpratılmasına göz yummayacaklarını, siyaset dışında yol arayanların beyhude enerji tüketeceklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Meclis yetkisinin gasp edildiği, Meclis yetkisinin çalındığı günler artık geride kalmıştır. Hiç kimse milli iradeye el uzatamaz, dil uzatamaz. Milli iradeye kast edemez. Bizim arkamızda millet var. Bizim arkamızda milletin hayır duası var. Siz arkamızda olun yeter. Siz bizi desteklediğiniz, bize hayır duaları ettiğiniz müddetçe, biz de canımızı ortaya koyacak göğsümüzü siper edecek, sizin iradenizi, milli iradeyi en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz." dedi.
"Kimsenin endişesi olmasın. Türkiye'de sesi çok çıkanın değil, çok gürültü yapanın değil, tencere tava çalanın değil, çok parası olanın değil, sadece milletin dediği olur. Millet ne derse o olur." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Azınlığın değil 76 milyonun dediği olur. Çoğunluğun azınlığa tahakkümüne hayır. Ancak demokrasilerde azınlığın çoğunluğa tahakkümü ise asla mümkün değil. Çoğunluk idare eder, azınlık değil. Ama yıllarca ne yaptılar bir grup, bir avuç azınlık bakıyorsunuz, parasıyla puluyla makamıyla ülkeyi yönetmek istediler. Sermaye hükümetler getirdi, hükümetler götürdü."
Bu ülkede kendi hükümetleri gelene kadar 16 ayda bir hükümet değiştiğini anlatan Erdoğan, vatandaşlara "Böyle bir ülkede istikrar olur mu, başarı olur mu?" diye sordu.
"Şimdi rayına oturdu, şimdi ilan edildiği zaman da seçimler oluyor" diyen Erdoğan, Türkiye'nin yükseldiğini ve dünyanın Türkiye'nin sessiz devrim gerçekleştirdiğini söylediğini aktardı.
(Sürecek)
Başbakan Erdoğan Muğla'da
--Erdoğan, toplu açılış töreninde konuştu: (3)
-"Siz uçak yaptınız da başörtüsüne mi takıldı, insansız hava aracını uçurdunuz da başörtüsü mü düşürdü. Yüksek hızlı trenleri bu ülkede hakikaten devreye soktunuz da başörtüsü mü o hızlı trenleri raydan çıkardı. Neler yaptılar neler. Başı açığıyla başı örtülüsüyle sizler benim milletimsiniz, kardeşlerimsiniz, bize düşen hepinize ayrım yapmaksızın hizmet yapmaktır. Gücümüz buradan geliyor, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, daha güçlü olacağız"
-"11 yıldır, gençlerimizin şehit olmadığı bir bahar iklimini oluşturmanın mücadelesini veriyoruz. Çok gencimizi yitirdik, ama hamdolsun gençlerimizi toprağa verdiğimiz acı törenlere artık şahit olmuyoruz"
-"Bu kardeşiniz, Şivan Perver'i, şarkılarından, türkülerinden dolayı bu ülkeden kovulmuş bir Şivan'ı oraya getiriyorsa, İbrahim Tatlıses ile orada buluşturuyorsa derdimiz bu milletin 76 milyonu birbiriyle barışsın diye, kuçaklaşsın diye bunu yapıyoruz. Çünkü bu kuçaklaşmaya ihtiyacımız var"
MUĞLA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siz uçak yaptınız da başörtüsüne mi takıldı, insansız hava aracını uçurdunuz da başörtüsü mü düşürdü. Yüksek hızlı trenleri bu ülkede hakikaten devreye soktunuz da başörtüsü mü o hızlı trenleri raydan çıkardı. Neler yaptılar neler. Başı açığıyla, başı örtülüsüyle sizler benim milletimsiniz, kardeşlerimsiniz, bize düşen hepinize ayrım yapmaksızın hizmet yapmaktır. Gücümüz buradan geliyor, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, daha güçlü olacağız" dedi.
Muğla Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap eden Erdoğan, Türkiye'nin şu anda dünyanın 17. büyük, Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin durup dururken bugünlere gelmediğini, iktidarda bulundukları sürede çok çalıştıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde 9 şehirde doğalgaz olduğunu, bugün ise 72 vilayette doğalgazın kullanıldığını anlattı.
Başbakan Erdoğan, kadınların yıllardır kömürün çilesini çektiğini belirterek, "Analarımız ne çile çekti. Biz erkekler kömürlükten alıp da yukarılara çıkarmazdık, analarımız çıkarırdı. Ama şimdi evinde oturuyorsun, düğmeye basıyorsun. Sadece bir oda ısınmıyor üstelik, bütün daire ısınıyor. Buna layık değil miydi? Batılı layıktı da benim ülkemin insanı, kadını buna layık değil miydi? Bunu biz başardık. İnşallah 9 vilayetimizi de halledeceğiz ve 81 ilde inşallah her ev doğalgazla ısınır hale gelecek. Modern ülke, modern devlet bu. Yoksa lafla olmuyor bu iş" diye konuştu.
-"Ben dertli babayım"
"Biz hiç kimsenin bir diğerine baskı yapmasına tahammül göstermeyiz" diyen Başbakan Erdoğan, demokraside böyle bir durumun asla olmayacağına dikkati çekti.
Erdoğan, kimsenin bir başkasına boyun eğdirmesine müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Birbirinin yaşam tarzına kimsenin karışmasına müdahale ederiz, müsamaha göstermeyiz. Herkes istediği gibi giyinir, istediği gibi yaşar. Neler yaptılar? Üniversitelerimize kızlarımızı sokmadılar. Başı örtülü diye sokmadılar. Noldu? Şimdi başı örtülü kızlarımız üniversiteye gidiyor, noldu Türkiye bölündü mü, parçalandı mı? Kamuda çalışamaz dediler. Noldu? Çalışmaya başladı. Parçalandı mı Türkiye, yıkıldık mı, bittik mi, battık mı, huzur geldi mi? Şimdi el ele, kardeşçe çalışmaların hepsi devam ediyor. Hiç olmazsa aldığı ilmin gereğini yapıyor. Rahatlama bu."
Katsayı ile üniversiteye girilemediğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Ben dertli babayım. Benim çocuklarım da katsayı engeline takıldılar, başörtü engeline takıldılar Türkiye'de. Düşünebiliyor musunuz, kızlarım burada üniversite okuyamadı, onun için yurt dışına gönderdik. Yurt dışında okudular, dünyanın en öndeki üniversitelerinde okuma imkanını, şansını buldular. Kimse onlara 'Sen başörtülüsün, çık dışarı' demedi. Noldu?
Siz uçak yaptınız da başörtüsüne mi takıldı, insansız hava aracını uçurdunuz da başörtüsü mü düşürdü. Yüksek hızlı trenleri bu ülkede hakikaten devreye soktunuz da başörtüsü mü o hızlı trenleri raydan çıkardı. Neler yaptılar neler. Başı açığıyla başı örtülüsüyle sizler benim milletimsiniz, kardeşlerimsiniz, bize düşen hepinize ayrım yapmaksızın hizmet yapmaktır. Gücümüz buradan geliyor, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, daha güçlü olacağız. Herkesin birbirine saygı duyduğu bir Türkiye, birbirinin özgürlüğüne riayet ettiği bir Türkiye, birbirinin değerlerine hoşgörüyle baktığı bir Türkiye. İşte böyle bir iklimi inşa ettik. Milli iradeye sahip çıktıkç, milli iradeyle geleceğe yürüdükçe inanın Türkiye daha çok daha çabuk güçlenecek."
Meclis ve siyaset dışı çözüm arayanlara hep birlikte karşı duracaklarına işaret eden Erdoğan, "Şunu unutmayın: Türkiye, milletin kendisinden başka çevrelerin, odakların istikamet çizmesine hep birlikte engel olacağız" dedi.
-Baki kalan bu kubbede, hoş bir sada bırakmak...
Başbakan Erdoğan, bütün fanilerin bir gün öleceğini, imamın, kişi cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili de olsa, çok zengin, trilyonlara, milyarlara sahip de olsa, "er kişi niyetine, hatun kişi niyetine" diyerek cenaze namazını kıldıracağını belirtti.
Önemli olanın "Baki kalan bu kubbede, hoş bir sada" bırakmak olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri, olay budur. Onun için bu dünyada ne yapıyorsak onlar kalacak, hayır yaparsak hayır, şer yaparsak şer kalacak. Biz, hayır mücadelesindeyiz, şer değil. Onun için bu millete biz ne yapsak azdır, biz, ne inşa edersek bu topraklara azdır. Ne diyor şair; 'Sahipsiz olan vatanın batması haktır, sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır'. Biz, bu vatana hep birlikte sahip olacağız. Allah'ın izniyle bu ülke çok daha ilerilere inşallah gidecek."
Başbakan Erdoğan, iktidarda bulundukları 11 yıllık zamanda Muğla'ya toplamda 5.5 milyar liralık yatırım yapıldığını anlatarak, "Orman ve Su İşleri 1.7 milyar, Ulaştırma Haberleşme 942 milyon, Enerji ve Tabii Kaynaklar 800 milyon, Gıda Tarım 764 milyon, Eğitim 538 milyon, Adalet 140 milyon, TOKİ 133 milyon, Aile ve Sosyal Politikalar 130 milyon, KÖYDES 100 milyon, Sağlık Bakanlığı 90 milyon, Gençlik ve Spor 66 milyonluk yatırım yaptı" diye konuştu.
-Çözüm Süreci
Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, 15 ay önce 2 Eylül 2012 tarihinde Köyceğizli Burak Erdi'nin Beytülşebap'ta şehit olmasının ardından Muğla'ya bir daha şehit cenazesi gelmediğini belirterek, şehit Erdi ve tüm şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine de sabır ve başsağlığı diledi.
Muğla'nın vatan savunmasında, Balkanlarda, Birinci Dünya Savaşı'nda, İstiklal Savaşı'nda, Kıbrıs Harekatı'nda ve terörle mücadelede birçok kahramanını şehit verdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"2 Eylül 2012'den beri Muğlalı, Köyceğizli Burak kahramanımızdan sonra terör nedeniyle hamdolsun hiçbir şehit vermedik, bir yılı aşkın zamandır Allah'a hamdolsun gençlerimizi, askerimizi, polisimizi, korucularımızı terör nedeniyle kaybetmedik. Birçok şehirlerimizde şehit anneleri, şehit babaları şimdi bize şunu söylüyor; 'keşke bu süreçten daha erken sonuç alınsaydı da bizim yavrumuz da bugün aramızda olsaydı'. Keşke bu süreçten daha erken sonuç alınsaydı da şehidimiz de bedenen aramızda olsaydı, keşke Muğla'nın, Türkiye'nin tüm kahramanları bugün aramızda olsaydı.
İşte 11 yıldır bu sonucu, neticeyi elde etmenin mücadelesini veriyoruz. 11 yıldır, gençlerimizin şehit olmadığı bir bahar iklimini oluşturmanın mücadelesini veriyoruz. Çok gencimizi yitirdik, ama hamdolsun gençlerimizi toprağa verdiğimiz acı törenlere artık şahit olmuyoruz."
Başbakan Erdoğan, birilerinin halen çözüm sürecinin karşısında dikildiğini, bunların hangi zihniyet olduğunu milletin çok iyi bildiğini belirterek, "Çok ananın ciğeri yandı, çok babanın yüreği yandı, ama artık Allah'a hamdolsun ocaklara ateş düşmüyor. Şimdi bugünleri yaşıyoruz, biz bu süreci muhafaza etmeliyiz, bu süreci muhafaza etmek için, bunu güçlendirmek için artık samimiyetle çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır'da düzenlediği toplu açılış törenini hatırlatarak, orada Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile 37 yıldır Türkiye'ye gelemeyen sanatçı Şivan Perver'i konuk ettiğini anlatan Erdoğan, "Bu kardeşiniz, Şivan Perver'i, şarkılarından, türkülerinden dolayı bu ülkeden kovulmuş bir Şivan'ı oraya getiriyorsa, İbrahim Tatlıses ile orada buluşturuyorsa derdimiz bu milletin 76 milyonu birbiriyle barışsın diye, kucaklaşsın diye bunu yapıyoruz. Çünkü bu kucaklaşmaya ihtiyacımız var, bundan kimlerin rahatsız olduğunu biliyorsunuz değil mi? Bizi bölmek isteyenler rahatsız oluyor, bizi parçalamak isteyenler rahatsız oluyor. Biz, şimdi bu oyunu bozuyoruz, bunu hep beraber bozacağız.Muğla'dan çıkacak olan ses çok önemli, birliğimiz için, beraberliğimiz için bu çok önemli" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, anayasanın, yasaların dışına çıkmadan, meşruiyet içerisinde milletin değerlerini çiğnemeden ve çiğnetmeden yola devam edeceklerini söyledi.
Bugün açılışı yapılan tüm yatırımların Muğla'ya hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, seçim kampanyası kapsamında Muğla'yı tekrar ziyaret edeceğini bildirdi.
-Törenden notlar
Helikopterle Muğla Atatürk Stadyumuna iniş yapan Başbakan Erdoğan, buradan törenin düzenleneceği alana otobüsle geldi. Alana girişinin ardından eşi Emine Erdoğan ile vatandaşları selamlayan Erdoğan, konuşmasını kendisine verilen Muğlaspor atkısıyla yaptı.
Törenin düzenleneceği Cumhuriyet Meydanı'na sabah erken saatlerde gelen vatandaşlar alana polisler tarafından aranarak alındı. Basın mensuplarının çantaları ve tüm cihazları da arandı.
Alanda yöresel şiveyle yazılan, "Muğla'daki yanlışı silivecez, AK Parti'li başkanı getirivecez gari" ve "Başbakanımız aldırıvecez gari Muğla'yı" şeklindeki pankartlar dikkat çekti.
Toplu açılış törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ve milletvekilleri de katıldı.
Konuşmaların ardından Başbakan Erdoğan, protokoldekilerle birlikte yatırımların toplu açılışını gerçekleştirdi.
Tören sonrası vatandaşlarla kısa süreli sohbetler yapan Başbakan Erdoğan, çocuklara oyuncak ve satranç takımı dağıtırken bazı vatandaşlarla da fotoğraf çektirdi.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Erdoğan, toplu açılış töreninde konuştu (5) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?