1- BAHÇEŞEHİR'DE "EVET" VE "HAYIR" PROPAGANDACILARI ARASINDA GERGİNLİK.
Zaman zaman yumruklar sıkıldı. Herkes birbirine bağırdı. Ama gerginlik büyümeden her iki tarafın çabasıyla son buldu.
Ersan SAN, İstanbulDHA
Bahçeşehir'de kapalı pazar yerinin girişinde "evet" ve "hayır" bayraklarının karşılıklı sallandığı bu alanda yarım saat önce iki grup arasında gerginlik yaşandı. Geringinlik, olay yerine polis gelmeden önce tarafların kendi çabalarıyla sonlandırıldı, ardından marşlar çalınmaya devam etti, flamalar ve bayraklar olaysız sallandı.
GERGİNLİK KAMERADA
Ancak cep telefonu kameralarına yansıyan görüntülerde yarım saat önce taraflar arasında ciddi bir gerginliğin yaşandığı görülüyor. Gerginliğin boyutunun ve katılanların sayısının büyüdüğü anlarda sıkılmış yumruklar da yansıyor görüntülere. Ama yumruk sıkanların da, gerginliğe sinirleri gerilerek dahil olanların da, araya giren arkadaşları tarafından uzaklaştırıldığı görülüyor.
"POLİS SİLAHLI KİŞİYİ ARAMADI"
Olaylara tanık olduğunu söyleyen -hayır- aktivisti bir kadın, -evet- propagandası yapanların gerginliğe zemin hazırladığını söyledi. Olaylar sırasında silah ve bıçak taşıyan kişler gördüklerini, bunu olay yerine gelen polise söylemelerine rağmen polisin üst araması yapmadığını, bunun gerekçesini de 'bu durumda herkesin üstünü aramamız lazım" şeklinde belirttiğini iddia etti. Evet aktivisti katılımcılar gerginlikle ilgili konuşmak istemedi.
Görüntü Dökümü (cep telefonu kamerası)
------------------------------
gerginlik,
çoğunluğu kadın, tarafların birbirlerine bağırması
yumruğunu havaya kaldıran bir kişinin, kendi arkadaşları tarafından uzaklaştırılması
dhafeed
===========================
2- İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU: KANDİLDEKİ İTLER, ÇOCUKLARI TACİZ EDİYORLAR
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
"O çocukları Kandil'deki itlerin yanına götürüyorlar. 65 yaşında, 70 yaşında, 75 yaşında haysiyetsiz adamların yanına götürüyorlar. Kimine etek giydiriyorlar. Kimine fiziğine göre pantolon giydiriyorlar. O çocukları taciz ediyorlar"
"Ahlaksız adamlar. Burada içişleri bakanı olarak söylüyorum. O kardeşlerimiz bir daha o manzarayla karış karşıya kalır,o yaşta onları dağa götürürlerse, benim içişleri bakanlığım bana haram olsun"
"Ey Kılıçdaroğlu, terörün değirmenine bilerek veya bilmeyerek can suyu taşırsan, şimdi buradan, Pendik'ten söylüyorum. Bu millet bunun hesabını, bu dünyada da sorar, öteki dünyada da sorar"
"Biz artık gol yiyen değil, gol atan bir Türkiye olacağız"
Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Yaşar KAÇMAZ/ İstanbul DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Pendik'te referandum mitinginde konuştu. Soylu, PKK'nın dağa kaçırdığı 13 yaşındaki kız çocuklarının taciz edildiklerini söyledi.
"13 yaşındaki çocukları, kızları annelerinin kucaklarından alıyorlar ve dağlara götürüyorlar" diyen Soylu yaşananları şöyle anlattı: "Hiç kolunuza bir anne girdi mi ' 'Benim kızımı aldılar bakan bey'. 'Sen güçlü bir adamsın'. 'Evladımı geri istiyorum'. 'Onun kokusunu özledim' diye göz yaşlarıyla hiç size sarıldı mı' Ben bir babayım. Benim de vicdanım var. Kalbim var. O çocuğun yeri annesinin kucağıdır. O çocuğu bizim yapmamız gereken öğretmendir, hemşiredir, doktordur. Onu idealleriyle beraber buluşturmaktır"
"BİR GÖTÜRÜRLERSE BAKANLIĞIM HARAM OLSUN"
"Neler yapıyorlar biliyor musunuz? O çocukları Kandil'deki itlerin yanına götürüyorlar. 65 yaşında, 70 yaşında, 75 yaşında haysiyetsiz adamların yanına götürüyorlar. Kimine etek giydiriyorlar. Kimine fiziğine göre pantolon giydiriyorlar. O çocukları taciz ediyorlar. Ahlaksız adamlar. Burada İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. O kardeşlerimiz bir daha o manzarayla karış karşıya kalır, o yaşta onları dağa götürürlerse, benim içişleri bakanlığım, bana haram olsun".
"GOL YİYEN DEĞİL, GOL ATAN BİR TÜRKİYE OLACAĞIZ"
Türkiye'de yaşanan siyasi süreçleri bir futbol maçına benzeten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Maçın 5. dakikası, bir gol yedik sol bekten. Bilerek sol dedim. Bize hep golleri, hep sol taraf atmaya çalışıyor ya. 15 dakikada bir gol daha yedik sol bekten. Seyirci mırıldanmaya başladı. 'Yahu antrenör şu adamı değiştir da'. Sonra 20'inci dakikada bir gol daha yedik. 40'incı dakikada bir gol daha yedik. Seyirci başladı bas bas bağırmaya. 'Şu adamı değiştir'. Antrenör demeye başladı, 'Buranın hakimi benim'. 'İstediğimi oynatırım, istediğimi oynatmam'. İkinci yarıda bir gol daha. 60. dakikada bir gol daha. 70. dakikada bir gol daha. Seyirci en sonunda çıldırır sahaya girer değil mi? İner ey gidi ey. Biz 60'da bir gol yedik. 71'de bir gol yedik. 80 darbesinde bir gol yedik. 28 Şubat'ta bir gol yedik. 27 Nisan'da bir gol yedik. Gezi olaylarında bir gol yedik. Ondan sonra 17-25 Aralık'ta bir gol daha yedik. Ardından 6-7 Ekim'de bir gol daha yedik. Bize 15 Temmuz'da bir gol daha atmaya çalıştılar. Bu sistemin karşısında milletin hep gol yemesini, hep mağlup olmasını, hep verdiği oyla; ancak iktidar olup muktedir olamamasını planlamışlardır. Dünya bizi bekle. Biz artık gol yiyen değil, gol atan bir Türkiye olacağız" diye konuştu.
"EY KILIÇDAROĞLU BU MİLLET HESABINI SORAR"
Terör örgütünün referandumdan 'Evet' çıkmasından korktuğunu söyleyen Bakan Soylu CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Bizim evlatlarımız orada, dağlarda terör mücadelesi yaparken, bugün eğer PKK'nın istediğini, Türkiye'de biz gerçekleştirir, Türkiye'yi bir zaafiyete, bu milleti bir zaafiyete düşürürsek. Ey Kılıçdaroğlu, terörün değirmenine bilerek veya bilmeyerek can suyu taşırsan, şimdi burada söylüyorum. Bu millet bunun hesabını, bu dünyada da sorar, öteki dünyada da sorar"dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Bakan Soylu'nun konuşması
-Detaylar
=========================
3- YURTDIŞI OYLARI UÇAKLA GETİRİLİYOR
Kanada'da kullanılan 8 torba dolusu oy, İstanbul'a getirildi.
Haber-Kamera: Faik KAPTAN - Murat ÇAKIR - İbrahim YILDIZ/İSTANBUL DHA)
Türkiye'de 16 Nisan'da yapılacak Anayasa referandumu için yurt dışında yaşayan 3 milyondan fazla kişinin kullandıkları oyların ilk grubu
THY'ye ait bir uçakla Kanada'dan İstanbul'a getirildi.
THY'nin tarifeli seferiyle bugün saat 14.50'de Toronto'dan İstanbul Atatürk Havalimanı'na diplomatik kuryeler tarafından getirilen oy torbaları uçaktan yoğun güvenlik önlemleri altında indirildi. Torbalar apron da yetkililere teslim edildi. Kanada'dan getirilen ilk oyların 6 torbasının Toronto'dan, 2 torbasının da Vancouver'den getirildiği belirtildi. Özel bir araçla uçak altından alınan torbaların apron bölgesinde oluşturulan Yüksek Seçim Kurulunun Bakırköy Şubesindeki Hakim'e teslim edildiği öğrenildi. Yetkililer torbaların işlemlerinin tamamlanmasından sonra da Ankara'ya götürüleceğini söylediler.
ÜÇ UÇAK AVURUPA'DA
Edinilen bilgiye göre oy kullanma süresinin tamamlanması üzerine Avrupa ülkelerindeki oy torbaları THY'ye ait üç adet charter uçak bugün yola çıktı. Mühürlenmiş oy torbaları aynı gün içinde teslim alınıp diplomatik kuryeler tarafından Ankara'ya getirilecek. Her uçakta, 6 kişiden oluşan Oy Torbaları Nakil Komisyonu ve YSK'nın görevlendirdiği 2 kişi ile Dışişleri Bakanlığının görevlendirdiği bir diplomatik kurye olmak üzere toplam 9 kişi bulunacak. Birinci uçak Berlin-Kopenhag-Stokholm- Londra, ikinci uçak Münih- Lyon, üçüncü uçak ise Köln hattında olacak. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya gibi Avrupa dışındaki 86 temsilcilikte kullanılan oylar ise İstanbul üzerinden Ankara'ya gönderilecek.
Yüksek Seçim Kurulu oyları getirecek olan THY ile yapılan anlaşma konusunda şu bilgilendirmeyi yaptı:
" Charter uçakları 34 temsilciliğe ait toplam oyların yüzde 85'ini Ankara'ya getirecek. Charter uçakların hatları dışında kalan 86 temsilciliğe ait 228 diplomatik oy torbasının intikali ise 131 diplomatik kurye (47 merkez + 84 misyon kurye) ve satın alınan 214 boş koltuk ile toplam 345 bilet alımı yapılarak gerçekleştirilecek"
Görüntü Dökümü:
----------
-Uçağın inişi ve park pozisyonuna gelişi
-Uçağın kapısının açılması
-Uçaktan inen görevliler ve oy torbaları
-Görevlilerin oy torbalarıyla görüntüleri, oy torbaları üzerinde ki ibareler, mühür
-Oy torbalarıyla görevlilerin özel bir araca binişleri
-Aracın gidişi
-Uçaktan inen diğer yolcular
==========================
4- SOYLU: (BAYKAL'A) AL KILIÇDAROĞLU'NU GEL, SANA BU KASETİ KİM YAPTI BİR GÖSTERELİM
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
" Baykal'a sahip çıkıyorum. Diyorum ki, 'Al Kılıçdaroğlu'nu gel', 'sana bu kaseti kim yaptı bir gösterelim'
" Tankın üzerine çıkacakmış. Evet oyuncak bir tank arabası gönderelim de onun üzerine çıkıversin"
Haber: Özgür ALTUNCU/ Kamera: Yaşar KAÇMAZ - İstanbul DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tuzla'da konuştu.
Tuzla Sahilde toplananlara seslenen Soylu'nun hedefinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Deniz Baykan vardı.
"OYUNCAK BİR TANK ARABASI GÖNDERELİM DE ONUN ÜZERİNE ÇIKIVERSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu için söylediği, '5 tane keçiyi versen kaybeder' sözlerini hatırlatan Soylu, " Vatandaşın birisi Muğla'da dedi ki, 'Cumhurbaşkanımız doğruyu söylüyor ama birşey ilave edeceğim' dedi. Dedi ki 'ben keçileri iyi tanıtırım'.'Keçiler kendini kaybetmez' dedi. 'Bu kendini kaybeder' dedi. Nasıl kaybetti kendini 15 Temmuz akşamı, ey gidi ey. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Tankın üzerine çıkacakmış. Evet oyuncak bir tank arabası gönderelim de onun üzerine çıkıversin. Onun için yürek ister. Onun için memleket sevgisi ister. Onun için cesaret ister. Onun için Tayyip Erdoğan gibi, F16'lar havadayken Allah'a teslim olmak, milletiyle beraber olmak ister. Sen kim sin ? İşin gücün bu milleti ayırmak. İşin gücün bu ülkenin fay hatları üzerinden siyaset yapmak. İşin gücün, bu milleti tehdit etmek. İşin gücün, bu milleti zayıflatmak. İşin gücün başkasına servis yapmak Kılıçdaroğlu. Millete servis yap, millete" diye konuştu.
BAYKAL'A DA SERT ELEŞTİRİLER
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a da tepki gösteren Soylu, "Bazen hepimizin saf tarafı tutar ya. Ben de Baykal'a sahip çıkıyorum. Diyorum ki, al Kılıçdaroğlu'nu gel, sana bu kaseti kim yaptı bir gösterelim. Bizimkisi ona sahip çıkmak. O bizim için ne diyor; Hayır çıktığı zaman düşmanı denize döktüğümüz gibi sevineceğim. Yazık ya. Bunca yaşa gelmişsiniz. Yani şurada bir tane genel başkanlık koltuğu var. Onu kaybetmişsin. Onun hırsıyla tekrar onu alabilir miyim diye, bizi düşmandan daha öte görmenin bir anlamı var mı Baykal. Senin yaptığın numaraları çok iyi biliyoruz biz. Ama ayıptır. Hiç olmazsa bu işin jübilesini yaparken, bu ülkedeki insanların kalbini kırmadan yap. Ben düşmanım, buradaki arkadaşlarım düşman ha. Sen bu ülkeye ne çaktın ya? Ne yaptın bu ülkeye ne ' Nasıl siyasetten tasfiye olduğun belli. Onu bile, yürekli olarak Kılıçdaroğlu'ndan hesabını soramıyorsun. Kendin Tayyip Erdoğan'la aşık atmaya çalışıyorsun. Marmaray mı yaptığın bu ülkeye ' Avrasya mı yaptın bu ülkeye?" diye konuştu.
" KANDİL'DEKİ İTLERE SESLENİYORUZ..."
Terörün belini kıracaklarını söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, " O ahlaksızlar bu ülkeye çektirdikleri bütün acıların tek tek hesabını verecekler. Bir taraftan jandarmamız, bir taraftan askerimiz. Bir taraftan korucumuz. Bir taraftan polisimiz. Hep birlikte büyük bir mücadeleyi ortaya koyuyoruz. Bilmenizi istiyorum. Bu ülkede bunlara yapacaklarımızı göreceksiniz. Zannetmesinler, sadece 780 bin kilometrekare içerisinde değil. Buradan o Kandil'deki itlere sesleniyoruz. Canınızın kıymetini biliyorsanız oradan sıvışın. Bir çoğunuzun oradan kaçtığını biliyoruz. Nerde olursanız olun gökkubbeyi başınıza yıkacağız" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Soylu'nun konuşması
-Tuzla sahilinde toplanan seçmenlerden detay
====================
5- FİGEN YÜKSEKDAĞ'A "TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI YAPMAK" SUÇUNDAN 1 YIL HAPİS CEZASI...
Haber: Özden ATİK/ İstanbul DHA
2015'te PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilişinin yıl dönümünde, Saraçhane'de katıldığı toplantıda yaptığı konuşma nedeniyle yargılanan Figen Yüksekdağ, "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8'inci celsesi görülen duruşmaya, Figen Yüksekdağ başka suçtan tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi'nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, HDP Milletvekili Pervin Buldan da izleyici yeraldı.
SÜRE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Mahkeme, davanın Mersin ve İzmir'deki davalarla birleştirme taleplerini davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığı gerekçesiyle reddetti. Daha sonra talebi sorulan sanık Figen Yüksekdağ, söz konuşmayı yaptığı dönemde iktidar ile İmralı arasında görüşmeler yapıldığını ve çözüm sürecinde olunduğunu belirterek görüşme tutanaklarını delil olarak sunmak için süre talebinde bulundu. Yüksekdağ'ın avukatları da Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmak için süre talebinde bulundu. Ancak heyet, talepleri reddetti.
"SÖZLERİM YANLIŞ DEĞİLDİR"
Son sözü sorulan Yüksekdağ, "Türkiye'de karşılıklı güven ortamının oluşması için bu konuşmayı yaptım. O dönem karşılıklı iyi niyet adımları atılıyordu. Öyle bir zamanda bu tip konuşmaların yapılması doğaldır. İki taraf da Türkiye barışı için risk almıştı. Ama aldığımız riskin bedelini ödeyen taraf sadece bizleriz. Bu yanlıştır. Bu süreç tek taraflı bozuldu. Türkiye'de aldığımız riskin kefaretini ödemek zorunda bırakılıyoruz. O dönem silahlar değil, insanlar konuşuyordu. Sözlerim yanlış değildir. Burada ceza çıkarsa Türkiye'deki barış umudu cezalandırılmış olacak. Adaletin ve barışın olmadığı yerde yaşamdan söz edilemez. Bunlar bizi yıldırmayacak. Barış için mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
1 YIL HAPİS CEZASI
Mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan sanığın suç tarihi itirabiyle konumu, söylenen sözlerin mahiyeti dikkate alınarak 1 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığın yargılama sırasında olumlu bir davranışı tespit edilemediğinden herhangi bir indirim uygulanmasına yer olmadığına hükmetti. Ayrıca cezanın ertelenmesi halinde ileride suç işlemekten çekineceği hususunda yeterli kanaat oluşmadığı gerekçeleriyle cezasını ertelemedi ve hükmün açıklanmasını geri bırakmadı.
İKİ SUÇTAN İSE BERAAT KARARI VERİLDİ
Heyet, Figen Yüksekdağ'ın "Yasadışı hale gelen toplantı ve gösteriye katılıp dağılın ihtarına rağmen kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle dağılmak" ve "Suçu ve suçluyu alenen övme" suçlarından unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamade, Saraçhane'de 15 Şubat 2015'te, PKK terör örgütü lideri Öcalan'ın yakalanarak teslim edilişini protesto eylemine katılan Figen Yüksekdağ'ın "Yasadışı toplantı ve gösteriye katılmak, "Yasadışı örgütlerin propagandasını yapmak", "Suçu ve suçluyu alenen övme" suçlarından 1,5 yıldan 10 yıla kadar hapsi talep ediliyordu.
====================
6- SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI İŞGALİNİN YEDİNCİ DURUŞMASI YAPILDI;"POLİS KIYAFETİ GÖRÜNÜMLÜLER SİLAH TUTARSA ATEŞ EDİN"
Yüksel KOÇ/İSTANBUL,
Darbe girişimi gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri gerekçesi ile rütbeli olan 28 askerin tutuklu, 34 erin ise tutuksuz yargılandığı 62 sanıklı davanın yedinci duruşması yapıldı.
SEGBİS sistemi ile sorgusu yapılan tutuksuz sanıklardan er Cemal Şentürk, Kurmay Albay Şakir Çınar'ın kendilerine, "Eğer size polis kıyafeti görünümlüler silah tutarsa ateş edin" emri verdiğini öne sürdü.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın yedinci duruşmasına tutuklu yargılanan 28 rütbeli askerin tamamı katılırken, tutuksuz yargılanan 34 erden gelen olmadı. Tutuksuz yargılanan bazı erlerin savunmaları SEGBİS sistemi üzerinden alındı.
Tutuksuz erlerden Onur Daş'ın sorgusu Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'den SEGBİS sistemi üzerinden alındı. 15 Temmuz günü görev yaptığı Maltepe Nurettin Baransel Kışlası'nda evci izni için hazırlandığını söyleyen Daş, komutanın kışladan çıkışları iptal ettiği için bu iznini kullanamadığını söyledi.
'VUR EMRİ' VERİLDİ
General Nurettin Baransel Kışlası 2. Tank Tabur Komutanı Kurmay Albay Şakir Çınar'ın kışlada yaptığı konuşmada, "Bu dönem bizim dönemimize denk gelmiştir. Patlamalar oluyor. Sıkıyönetim var. Bize düşen Sabiha Gökçen Havaalanı. Orada polis, jandarma teröristlere karşı koyacağız. Herhangi bir şey olursa vur emri veriyorum. Gazanız mübarek olsun dedi" dedi.
Daş, Sabiha Gökçen'i gittikten sonra bir komutanın kandırıldıklarını söylediğini ifade etti.
Tutuksuz sanık er Cemal Şentürk ise SEGBİS sistemi ile İnegöl Suh Ceza Hakimliği'nden bağlandı. Olay tarihinde 2 aylık asker olduğunu, tatbikat denilerek görevlendirildiklerini söyleyen Şentürk, "Şakir Çınar, '81 ilde terör saldırıları var. Havaalanını koruma altına alıyoruz. Eğer size polis kıyafeti görünümlüler silah tutarsa ateş edin' dedi. Benim anladığım, polislere sıkmamız için bunu dedi. Sabaha karşı 03.00-04.00 sıralarında çevik kuvvet bizi almaya geldi" dedi.
Tutuksuz yargılanan erler Aslan Uyar ve Bilal Memiş'in de bulundukları illerde SEGBİS sistemi ile sorguları yapıldı. Duruşma yarın sabaha etelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı'nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgale gittikleri belirtiliyor.
Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıkların tümü için 4 ayrı suçtan ceza isteniyor. Tüm sanıkların, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye oylak", "Üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlarından 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
=======================
7- 'BYLOCK'ÇU POLİSLERİN DAVASIN İKİNCİ DURUŞMASI SONA ERDİ
Haber: Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 'Bylock' uygulamasını kullanan 114'ü tutuklu 149 polisin yargılandığı davanın ikinci duruşması sona erdi. Duruşma, sorgusu yapılmayan polis memurlarının sorgularının yapılması için yarına ertelendi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Kapalı Cezaevi yerleşkesinin yanında bulunan duruşma salonunda görülen davaya, 110'u tutuklu, 6'sı tutuksuz 116 sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmada, tutuklu yargılanan 12 polisin sorgusu yapıldı. Sorgusu yapılan polisler, ByLock kullanımı ve Bank Asya hesaplarına ilişkin yöneltilen suçlamaları kabul etmeyerek örgüt üyesi olmadıklarını söylediler. Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/ PDY'nin polis yapılanmasına yönelik başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, Bylock kullandığı tespit edilen 149 polis memuru hakkında, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaları talep ediliyor.
=======================
8- BANKA SOYGUNCUSU SEDYE İLE ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Haber-Kamera: Ali AKSOYER/ İstanbul DHA
Pendik'te bir bankanın Kaynarca şubesinde soygun girişiminde bulunan ve güvenlik görevlisi ile girdiği silahlı çatışmada yaralanan U.U., taburcu olduktan sonra getirildiği Asayiş Şube Müdürlüğü'nde ifadesi alındıktan sonra sedye ile adliyeye sevk edildi. Şüpheli paraya ihtiyacı olduğu için soygun yapmaya çalıştığını söylediği öğrenildi.
Kaynarca'da 31 Mart 2017 tarihinde meydana gelen olayda banka şubesine gelen silahlı bir kişi müşterilerden birini rehin alarak bankayı soymaya kalkmıştı. Bankada korku dolu anların yaşanmasına neden olan olay sırasında banka müşterisi kadın G.Y'yi uzun süre rehin tutan saldırgan, daha sonra banka güvenlik görevlisi ile silahlı çatışmaya girmişti. Olayda güvenlik görevlisi S.P., ağır şekilde yaralanırken, ayağından vurulan şüpheli polis ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı.
Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyat edildikten sonra Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen şüpheli U.U., ifadesinin tamamlandıktan sonra sedyeyle adliyeye sevk edildi. Şüphelinin poliste verdiği ifadesinde maddi problemleri olduğunu bu nedenle soygun yapmaya karar verdiğini anlattığı öğrenildi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Soygun girişimin güvenlik kamera kayıtları
-Şüphelinin sedye ile adliyeye sevk edilmesi
-Genel ve detaylar
=======================
BU TUZAĞA DÜŞMEYİN
Haber: Ali AKSOYER - Kamera: İstanbul DHA
Atatürk Havalimanı'ndan evlerine kadar takip ettikleri yolculara "bavullarınızı taşımaya yardım edelimö bahanesiyle yaklaşıp hırsızlık yapan 1'i çocuk 2 kişi polis tarafından yakalandı. Şüphelilerin Deniz K., adlı kadının, içinde 290 bin liralık ziynet eşyası bulunan çantasını çaldıkları ortaya çıktı.
Florya, Şenlikköy'de polise başvuran Deniz K.(42), ABD'den İstanbul'a geldikten sonra bir taksiye binerek evine doğru yola çıktığını ancak evin önünde sözde kendisine yardım etmek isteyen biri çocuk iki kişi tarafından çantasının çalındığını söyledi. Deniz K., çantasının içinde 290 bin liralık ziynet eşyası bulunduğunu polislere bildirdi.
Polis tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis güvenlik kamera görüntülerini kullanarak hırsızlığı yapan kişilerin, Deniz K.'yı Atatürk Havalimanından evine kadar takip ettiklerini tespit etti. Şüphelilerin kullandığı otomobilin plakasını tespit eden dedektifler, kısa süre içinde hırsızlığı gerçekleştiren iki kişinin kimliğini belirledi.
Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri önceki gün yaptıkları baskında olayı gerçekleştiren Vildan G.(48) ile S.T.(14)'ü gözaltına aldı. Şüphelilerin poliste verdikleri ifadelerinde suçlarını itiraf ettikleri öğrenildi. Şüphelilerden Vildan G., tutuklanırken, S.T. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Polis kayıp ziynet eşyalarını bulmak için operasyonları sürdürüyor.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Şüphelilerin bulunduğu taksinin güvenlik kamera kayıtları
-Şüphelilerin emniyetten çıkışı
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?