Aslı Baş davasına devam edildi
Bodrum'da, 9 yıl önce, manken Aslı Baş'ın (32) turizmci Ahmet Bayer'in villasının terasından düşüp, yaşamını yitirmesiyle ilgili davaya devam edildi. Sanık Ahmet Başyer'in avukatı Uğur Poyraz müvekkiline ait Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 'FETÖ' soruşturması kapsamındaki dosya içeriği hakkında yeterli inceleme şansı bulamadığını belirtmesi üzerine duruşma ertelendi.
2003 yılında 'Miss Model Of The World' (Mankenler Kraliçesi) yarışması birincisi olan Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 gecesi saat 02.30 sıralarında, vurgun yediği için tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiren turizmci Ahmet Bayer'in Bodrum Yalıkavak'taki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki villasının, 6,5 metre yüksekliğindeki terasından düşerek, yaşamını yitirdi. Aslı Baş'ın ölümüyle ilgili soruşturma sonunda turizmci Ahmet Bayer (63) ile oğulları Hakan Bayer (33) ve Volkan Bayer (31) hakkında 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yanlarında çalışan Murat Umirov (42) hakkında da 'delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak' suçundan 7.5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın bugün görülen 34'üncü duruşmasına tutuksuz sanıklar Ahmet Bayer, oğulları Volkan Bayer ve Hakan Bayer ile çalışanları Murat Umirov, Aslı Baş'ın babası Mehmet Yavuz Baş katıldı.
Duruşmada Ahmet Bayer'in avukatı Uğur Poyraz müvekkiline ait Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 'FETÖ' soruşturması kapsamındaki dosya içeriği hakkında yeterli inceleme şansı bulamadığını belirtip, duruşmanın başka bir tarihe ertelenmesini istedi.
Poyraz'ın talebini değerlendiren Mahkeme Başkanı Niyazi Akbaş, duruşmayı erteledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Sanıklardan Ahmet Bayer ve oğlu Volkan Bayer'in görüntüsü
-Adliyeden görüntü
Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,
=========================
Prof. Dr. Özden: Büyük depremin öncüsü değil
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, İstanbul'un Silivri ilçesi açıklarında meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin, Marmara Denizi'nde beklenen büyük depremin öncüsü olmadığı söyledi. Özden, Kuzey Anadolu fayı ile ilgili herkesin İstanbul'u konuştuğunu; ancak fayın güneyindeki Anadolu blokunda hasarın daha fazla olacağını kaydetti.
ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, Silivri açıklarındaki 4.6 büyüklüğündeki depremin, Kuzey Anadolu fayının Tekirdağ segmenti ve Kumburgaz segmenti arasında yer alan Orta Marmara çukurluğunun kuzeyinde meydana geldiğini söyledi. Prof. Dr. Özden, "Marmara Denizi'nin içinden geçen Kuzey Anadolu fayı önemli bir sismik boşluktur. Bunu yer bilimleri camiası, 1999 depremlerinden sonra ifade etmektedir. Marmara Denizi içindeki bu sismik boşluğun muhtemelen olabilecek belli büyüklükteki depremlerle dolması gerekiyor. Bu bir gerçektir; ama bugün olan deprem, bu gerçeğin ortaya çıkacağı anlamını taşımayabilir. Dolayısıyla bugünkü deprem bağımsız, münferit olarak gelişen bir deprem olarak karşımıza çıkıyor. Tabi büyük bir enerji açığa çıkacak ise beklenen o Marmara depremi veya depremleri oluşacaksa bunlar, 7'ye yakın veya 7'den büyük depremler olmalıdır. Ama bunlar için bu depremin bir öncü deprem olduğunu söylememiz mümkün değildir. Tabi ki sürenin kısaldığını hepimiz biliyoruz. Yer bilimleri camiası olarak bu anlamda burada bir veya birkaç belli büyüklükte depremlerin olması gerektiğini biliyoruz" dedi.
'FAYIN GÜNEYİNE BAKILMALI'
Söz konusu fayla ilgili İstanbul'un konuşulduğunu; ancak fayın güneyine bakılmasının önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özden, şunları söyledi:
"Aşağı yukarı 200- 250 yılda bir 7 büyüklüğünde depremler olur, prensibinden hareketle önceki tarihsel kayıtları da üst üste koyduğumuz zaman içinde bulunduğumuz periyotta olabilecek her zaman büyük depremi bilimsel olarak bekliyoruz. Kuzey Anadolu fayında Anadolu bloku, kuzeydeki Avrasya'ya göre büyük depremde daha çok hareket edecektir. Belki bir depremde 5 metrelik, 10 metrelik yer değiştirme oluşturacaktır, 2 blok birbirine göre sağa ve sola hareket edecek şekilde. Dolayısıyla hareket eden blok olan Anadolu blokunda doğal olarak hasarın daha fazla olması gerekir. Biz hep aslında bu fayla ilgili İstanbul'u konuşuyoruz; ama doğrusu biraz da fayın güneyine bakmak lazım. Olası bir depremin, fayın güneyinde daha çok hissedileceği düşünüyorum, bilimsel bir bakışla. Dolayısıyla fayın güneyinde de Bursa, Balıkesir, Çanakkale var. Kuzey Anadolu fayı üzerinde, olası bir depremin etkisini biz daha kuzeyine göre fazla görürüz, diye düşünüyorum. İstanbul için de baktığınız zaman İstanbul'un asıl eski yerleşim birimlerine baktığınız zaman paleozoik yaşlı, sağlam temel kayalar üzerine kurulu. Ama İstanbul genişledikçe zemini daha zayıf olan alanlarda da yerleşime açıldı. Tabi kötü bir zeminde iyi bir yapınız varsa yine korkmanıza gerek yok."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Süha Özden açıklama görüntüsü.
-Süha Özden harita üzerinde depremi açıklamasından detay görüntü.
Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE,
=========================
Doç. Dr. Özmen: Marmara Denizi'ndeki diri faylar 'ben buradayım' diyor
Marmara Denizi'nde bugün meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremden 1 hafta önce, bölgedeki riske dikkat çeken Doç. Dr. Bülent Özmen, bu depremi 'uyarı' olarak yorumladı. Doç. Dr. Özmen, "Bu depremle Marmara Denizi içindeki diri faylar, 'Ben buradayım, uyarıyorum' diyor. Yani artık deprem ne zaman olacak gibi sorularla gündemi işgal etmeyelim. Bu deprem bize, bir an önce deprem öncesinde risklerin azaltılması konusunda neler yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yaparak önlem almamız gerektiğini gösteriyor" dedi.
Deprem ve afet yönetimi konusunda çalışmalar yapan Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Bülent Özmen, Marmara Denizi'nde bugün saat 11.00'de meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta bölgedeki deprem riskine dikkat çeken açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Özmen, bugünkü depremi uyarı olarak değerlendirdi. İstanbul ve Tekirdağ'da hissedilen depremin, Marmara Denizi'ndeki deprem tehlikesini ve diri fayların varlığını bir kez daha gösterdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özmen, Marmara Denizi'nde deprem üretme potansiyeli olan diri faylarla ilgili hem Türkiye'deki bilim insanları hem de dünyadaki bilim insanlarınca ciddi çalışmalar yapıldığını belirtti.
'7.4- 7.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM OLMA OLASILIĞI ÇOK YÜKSEK'
Bugün meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin yarım saat öncesinde 3 büyüklüğünde bir de öncü deprem meydana geldiğini hatırlatan Özmen, "Bu deprem aslında bizim Kumburgaz segmenti diye isimlendirilen Silivri ve Marmara Ereğlisi'nden aşağı yukarı 15- 20 kilometre uzaklıkta olan doğu-batı yönünde uzanan Kuzey Anadolu fayzonunun hem dünyadaki hem Türkiye'deki en aktif aylardan biri olan uzantısında meydana geliyor. Burada en son 1766 yılında, yani bundan yaklaşık 250 yıl önce bir deprem meydana gelmiş. Tüm bilim insanları bu segmentte olası bir depremin yani yedinin üzerinde, 7.4- 7.5 büyüklüğe varacak bir depremin olma ihtimalin oldukça yüksek olduğunu zaten dile getiriyorlardı. Bu depremle de bize Marmara Denizi içindeki diri faylar, 'Ben buradayım, uyarıyorum' diyor. Yani artık deprem ne zaman olacak gibi sorularla gündem işgal etmeyelim. Biz deprem öncesinde risklerin azaltılması konusunda neler yapılması gerekiyorsa ciddi önlemler alarak çalışmamızı yapmalıyız. Bugünkü deprem de bize bunu vurguluyor" dedi.
'MARMARA DENİZİ'NE KIYISI OLAN TÜM İLÇELERDE RİSK ARTTI'
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da ve Marmara Denizi'nde deprem tehlikesi konusunda açıklamalarda bulunduğunu, özellikle de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren yeni deprem tehlikesi haritasından bahsettiğini anlatan Özmen, şöyle konuştu:
"Bu haritanın çok radikal değişiklikler getirdiğinden bahsetmiştim. Silivri'den, Tuzla'ya kadar yani İstanbul'un Marmara Denizi'ne kıyısı olan ilçelerin hemen tamamında deprem tehlikesinin yükseldiği yönünde görüşler belirtmiştim. Aslında burada bizim yaptığımız sadece Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca yayınlanmış olan, resmi olarak yürürlüğe giren deprem tehlike haritasını daha görünür kılmaktı. Eskiden biz depremleri, 1 derece- 2 derece- 3 derece deprem bölgesi diye sınıflandırıyorduk. Şimdi yeni deprem tehlike haritasının yürürlüğe girmesiyle beraber artık biz mahalle bazında, bina bazında deprem tehlikesini bu haritaya bakarak öğrenebiliyoruz. Ben de bir çalışma yaparak, 'İstanbul ili ve ilçelerindeki mahallelerinde deprem tehlikesi nasıl artmıştır' diye baktığımız anda özellikle Marmara Denizi'ne kıyısı olan Silivri'den, Büyükçekmece'den, Tuzla'ya kadar hepsinde artışlar olduğunu gözlemledik. Marmara Denizi kıyısından içeriye doğru yani Kuzeye doğru uzaklaştıkça da olası bir depremden beklenen tehlike parametrelerinde düşüşler olduğunu görüyoruz. Biz artık kentsel dönüşüm kapsamına girecek riskli binaları yeni deprem tehlike haritasından elde ettiğimiz, deprem tehlike parametrelerine bakarak yapacağız. Dolayısıyla örneğin İstanbul ilinden konuşursak, Marmara Denizi'ne kıyısı olan bütün ilçelerde tehlike arttı, dolayısıyla da riskli binaların artma ihtimali de yükseliyor böyle olunca. Yine biz geçmiş tarihteki deprem haritalarına baktığımız anda en büyük değişimin Büyükçekmece ilçesinde olduğunu gördük. Bunu işte Adalar gibi ilçelerde izliyor. Silivri'de de keza eski deprem haritasında 2'nci derece deprem bölgesindeymiş. Yani buradaki binalar 300 gallik yer ivmesine dayanılacak şekilde dizayn ediliyormuş. Şimdi yaklaşık yüzde 30'a yakın bir artış oldu. Bundan sonra yeni yapılacak yapılar, Silivri ilçesinde 400 gallik yer ivmesine dayanılacak şekilde yapılacak. Bu açılardan da önemli. Türkiye'nin deprem gerçeği malumunuz. Bu her olası her depremden sonra tekrar gündeme geliyor. Ülke olarak artık biz bu konularda bir seferberlik ilan edip, deprem zararlarını, deprem risklerini en az düzeye indirmek için bütün çalışmalarımızı başta yerel yönetimler, hükümetimiz ve vatandaşlarımız olarak el birliği ile tavizsiz bir şekilde yapmamız gerekmekte."
'DÜNKÜ TEHLİKE İLE BUGÜNKÜ TEHLİKE AYNI'
Doç. Dr. Bülent Özmen, Marmara Denizi'nde meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin başka faylara olası etkisi konusunda ise, "Bu 4.6 büyüklüğündeki bir deprem. Yani burada beklenen 7-7.3 büyüklüğündeki depreme göre çok çok küçük kalan bir deprem. Dolayısıyla da bu büyüklükteki bir depremin başka fayları tetikleme olasılığından bahsetmek çok güç. Ama biz biliyorsunuz depremleri ana deprem, artçı deprem, öncü deprem diyebilmemiz için bir kere büyük bir deprem olması lazım. Onun ardından gelenlere artçı deprem, önünden gelenleri öncü deprem diyoruz. Şimdilik Marmara Denizi içinde meydana gelen en büyük deprem bu 4.6 büyüklüğündeki deprem. Dolayısıyla bunun ardından daha büyüğü gelir mi veya bu başka bir fayı tetikleyip daha büyük bir deprem yaratabilir mi sorularına yanıt vermek mümkün değil. Ama dün Marmara Denizi'nin deprem tehlikesi neyse, bugün de olasılık olarak aynı olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Fatih Emrah ERDOĞAN/BALIKESİR,
=========================
Bitlis Valisi, başarılı sporcuları altınla ödüllendirdi
Bitlis Valisi Oktay Çağatay, ulusal ve uluslararası müsabakalarda dereceye giren 43 sporcuyu altınla ödüllendirdi.
Bitlis Valiliği konferans salonunda düzenlenen törene, Vali Oktay Çağatay, Tatvan Kaymakamı Mehmet Ali Özkan, Mutki Kaymakamı Muhammed Serkan Şahin, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Savaş Bulan, antrenör ve sporcular katıldı. Bitlis Valisi Oktay Çağatay, gösterilen başarıların göğüslerini kabarttığını belirterek, "Sizler Bitlis'in ve Türkiye'nin gururusunuz. Sizler, Ulusal ve Uluslararası spor müsabakalarında dereceye girerek bizim göğsümüzü kabarttınız. Her zaman sizin yanınızda olduk olmaya da devam edeceğiz. Sizler bizim gururumuzsunuz. Allah yolunuzu açık etsin. Hepinizi tek tek tebrik ederim. Başarılarınızın devamını diliyorum" dedi.
Konuşmanın ardından ulusal ve uluslararası müsabakalarda dereceye giren sporculara yarım altın hediye edildi. Program toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Ödül alacak sporculardan görüntü
-Salondan detaylar
-Bitlis Valisi Oktay Çağatay'ın konuşması
-Başarılı sporculara ödül verilmesi
-Toplu fotoğraf çekimi
Özcan ÇİRİŞ- Ceren KURTYE/BİTLİS,
=========================
Afyonkarahisar'da tarım arazisinde yarıklar oluştu
Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde tarım arazisinde yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda yarıklar oluştu. Yer yer 5 metreyi bulan yarıklarla ilgili AFAD ekipleri inceleme yaptı.
Dinar'a bağlı Doğanlı köyündeki tarlalarında derin yarıklar oluştuğunu gören köylüler, durumu Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürlüğü'ne bildirdi. Haber verilmesi üzerine bölgeye giden AFAD ekipleri yaptıkları incelemede yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda, yer yer derinliği 5 metreyi bulan yarıklar tespit etti. Bölgede yapılacak incelemenin ardından bir rapor hazırlanacağı ve yarıkların nasıl oluştuğuyla ilgili çalışma yapılacağı belirtildi.
Diğer yandan köylülerden Seydi Aşkın, yarıkların görüntülerini sosyal medyadan paylaştı. Seydi Aşkın'ın tarladaki yarıkların araştırılmasını istediği görüntülerde, derinliği yer yer 5 metreyi bulan çukurlar görüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
Yarıktan görüntü
Haber: Tahsin BAYTAR- Kamera: AFYONKARAHİSAR,
=========================
Kırıkhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası 'Kültür Evi' olacak
Hatay'da Kırıkhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılan tarihi bina, 'Kültür Evi' olarak düzenlenmek üzere Kırıkhan Belediyesi'ne devredildi.
1926 yılında Fransızlar tarafından inşaatına başlanıp 1930 yılında tamamlanan, Fransız işgalinin sona ermesinin ardından son olarak Kırıkhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılan tarihi bina, 'Kültür Evi' olarak hizmete sunulmak üzere törenle Kırıkhan Belediyesi'ne devredildi. Törene, AK Parti Hatay Milletvekili Doç.Dr. Hüseyin Yayman, İlçe Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu, Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, İl Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan'ın katıldı. Başkan Ayhan Yavuz, yaptığı konuşmada, "Gençlerimize ve çocuklarımıza hizmet vereceğimiz yer olan bu binamızla birlikte eğitim-öğretime yatırımlar kısmında Hatay'ın birincisi olduk. 5 teknolojik okulu ilçemize kazandırıyoruz. Fransızlar, 1926-1930 yıllarında bu binayı bizleri yönetmek için inşa etmişlerdi. Bizlerde yaklaşık yüz yıl sonra burayı Kültür Evi olarak hizmete sunarak onlara cevap veriyoruz. Tarihimizi gençlerimize ve çocuklarımıza iyi anlatmamız lazım. Kültür Evi olarak hizmet verecek olan binamızda ilk etapta gece saat 24.00'e kadar açık olacak, çocuklarımız sadece kitap okuyacak. Çay, kahve ve hizmet bedava olacak. Bu tür hizmetlerimiz devam edecek" dedi.
KİTAPLAR MİLLETVEKİLİ YAYMAN'DAN
Doç. Dr. Hüseyin Yayman ise, "Marifet ispata tabidir. Bu vesileyle böyle önemli hizmetin ilçemize kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Böyle binalarda, vatanını, milletini ve devletini seven yerli ve milli hocalar yetiştirmeye ihtiyacımız var. Bu binanın kitaplarını ben karşılayıp hediye edeceğim. İlimize ve ilçemize hayırlı olsun" diye konuştu.
Yapılan Konuşmaların ardından 'devir teslim protokol sözleşmesi' imzalandı.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Fransız döneminden kalan binanın dış görüntüsü
Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz'un konuşması
Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman'ın konuşması
Hatay İl Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan'ın konuşması
Kırıkhan Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu'nun konuşması
Haber-Kamera: Mehmet KOCACIK/KIRIKHAN (Hatay),
============================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni-17 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?