1)ŞIRNAK'TAKİ GÖÇÜKTE ÖLENLERİN SAYISI 8'E YÜKSELDİ
ŞIRNAK'ta, 17 Ekim günü bir kömür ocağında meydana gelen göçükten yaralı kurtulan 18 yaşındaki Sıddık Kabak, tedavi gördüğü hastanede yapılan tüm müdehalere rağmen kurtarılamadı. Böylelikle kömür ocağındaki göçükte yaşamını yitirenlerin sayısı 8'e çıktı. Şırnak'taki 1 nolu kömür ocağında 17 Ekim'de 7 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan göçükte yaralı olarak kurtulan Sıddık Kabak, Şırnak Devlet Hastanesi'ndeki 2 beyin ameliyatı yapılmasının ardından Gaziantep Sevgi Hastanesi'ne sevk edilmişti. Kabak, burada yapılan tüm müdahalelere kurtarılamayarak bugün sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Kabak'ın cenazesi Adli Tıp Kurumu'na kaldırılırken, göçükte yaşamını yitirenlerin sayısı da 8'e çıkmış oldu.
Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK, -
===============================================
2)ŞEMDİNLİ'DE 6 KÖYDE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLAN EDİLDİ
HAKKARİ'nin Şemdinli İlçesi'ne bağlı 6 köyde bugün için sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Hakkari Valiliği, Şemdinli İlçesi'nin Çatalca, Güvenli, Soğuksu, Durak, Akbal ve Erdemli köylerinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile ilgili açıklama yaptı. Yasağın 24 saat süreceği belirtilerek şöyle denildi: "İlimiz Şemdinli İlçesine bağlı Çatalca, Güvenli, Soğuksu, Durak, Akbal ve Erdemli mülki sınırları içerisinde icra edilecek operasyon esnasında vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği ile emniyetli şekilde seyahat etme hürriyetinin ortadan kalkacağı değerlendirildiğinden, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C maddesi gereğince İlimiz Şemdinli İlçesine bağlı Çatalca, Güvenli, Soğuksu, Durak, Akbal ve Erdemli mülki sınırları içerisinde 22 Ekim 2017 günü saat: 05.00'dan 23 Ekim 2017 günü saat: 05.00'a kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş olup İlimiz Şemdinli İlçesine bağlı Çatalca, Güvenli, Soğuksu, Durak, Akbal ve Erdemli mülki sınırları içerisinde giriş-çıkışlar da yasaklanmıştır."
ŞEMDİNLİ/DHA
=================================================
3)YANGINDA ÇAY SERVİSİ
ERZİNCAN kent merkezinde bir binanın çatısında çıkan yangın yaklaşık 2 saatte söndürülebildi. İtfaiye ekiplerinin çatıdaki alevlere müdahale ettiği sırada aşağıda görevli ve izleyen vatandaşlara yapılan çay servisi ise dikkat çekti.
Yangın gece saat 01: 00 sıralarında Halitpaşa Caddesi üzerindeki belediye binası karşındaki 3 katlı binanın çatısında yaşandı. Alevler bir anda yükselince olay yerine giden polisler bina da ve çevresindeki siren çalarak halkı uyardı. Vatandaşlar güvenli bir şekilde tahliye edilirken, olay yerine gelen çok sayıda itfaiye ekibi de alevlere müdahale etti. İtfaiye ekipleri çalışmalarını sürdürürken, aşağıda bekleyen görevlilere ve yangını izleyen vatandaşlara yakındaki bir kafeden tepsilerle çay servisi yapıldı. Garsonlar, emniyet şeridinin çevresinde bekleyen vatandaşlara çay dağıtırken, ilginç görüntüler oluştu. İtfaiye ekiplerinin 5 araçla yaklaşık iki saat süren çalışmasının ardından alevler kontrol altına alınabildi. Yangının çıkış sebebi ile ilgili çalışma başlatıldı
Görüntü Dökümü
--------------------
Çatıdaki alevlerin görüntüsü
İtfaiye ekiplerinin yangına müdahalesi
Olay yerinden genel detay görüntü
Görevlilere ve vatandaşlarla çay servisi yapılması
İtfaiye araçlarından görüntüsü
Haber-Kamera: Coşkun MENEK/ ERZİNCAN,
===============================================
4)BOŞ KASAYI ÇALDI
ADANA'da bir iş yerinden boş para kasası çalan 30 yaşındaki Recep T. yakalanıp gözaltına alındı.
Olay, 8 Ekim'de Merkez Çukurova İlçesi Bahçeşehir Mahallesi'ndeki iş yerinde meydana geldi. Fide satışı yapılan iş yerinin açık unutulan penceresinden içeri giren Recep T., ahşap dolap içindeki para kasasını fark etti. Güvenlik kamerasını görünce kısa süreli panik yaşayan Recep T., kameranın açısını bozarak kasayla birlikte iş yerinden kaçtı. İş yeri sahibi, hırsızlık olayını fark edince polisi aradı. Olay yerine gelen Hırsızlık Büro Amirliği'ne bağlı polisler, güvenlik kamerası kayıtlarından zanlının kimliğini tespit etti. Para kasasının içinde ise değerli bir şey olmadığı ortaya çıktı. Zanlı kısa süre sonra Gülbahçesi Mahallesi'nde yakalandı. Sağlık kontrolünün ardından Recep T. adliyeye sevk edildi.
(GENİŞ HABER GEÇİLECEK)
Görüntü Dökümü
--------------------------------
***Güvenlik Kamerası***
Hırsızın işyerine gelişi
Güvenlik kamerasını fark etmesi
Yüzünü kapatması
İşyerinin çevresini kontrol etmesi
Güvenlik kamerasının açısını değiştirmesi
Hırsızın başka bir açıdan işyerine girerken görüntüsü
Diğer bir şahsın aşağıda beklemesi
Hırsızın aşağıya birşeyler atması
İşyerinden inmesi
Elindeki ve yerdeki eşyaları toplayıp gitmesi
Geri gelmesi
Çevreyi kontrol etmesi
Zanlıların gidişi
***
Zanlının Adli Tıp Birimi'nden çıkarılması
Polis aracına bindirilmesi
SÜRE: 03'03" BOYUT: 186 mb
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,
====================================================
5)850 YILLIK TARİHİ ALAADDİN CAMİ TEPEDEN TIRNAĞA RESTORE EDİLİYOR
KONYA'da Selçuklular döneminde yapılan yaklaşık 850 yıllık tarihi Alaeddin Cami yeniden restore ediliyor. Geçmişten günümüze kadar yapılan onarımlarla birçok değişikliğe uğrayan cami, orijinal haline getirilmesi için yeniden ele alındı.
Konya kent merkezinin ortasındaki 'Alaeddin Tepesi' diye bilinen höyüğün üzerinde yer alan tarihi Alaeddin Camii, Selçuklu Sultanı 1'inci Rükneddin Mesud'un son zamanlarında başladı. 2'nci Kılıçarslan devrinde inşaatına devam edildi, Sultan 1'inci Alaeddin Keykubad tarafından 1221 yılında tamamlanarak ibadete açıldı.
Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç, Selçuklular döneminde yapılan tarihi Alaeddin caminin yapıldığı günden günümüze kadar birçok değişikliğe uğradığını söyledi. Genç, farklı dönemlerde yapılan müdahalelerde gördükleri uyumsuzlukları düzeltmek, değişmesi gereken malzemeleri değiştirmek için 2014 restorasyona başladıklarını anlattı. Cami büyük olduğu için restorasyonun 2 bölüme ayrılarak yapıldığını belirten Genç, " Doğu cephesinin restorasyonlarının çoğunluğunu tamamladık. Burada zemin döşemeleri dahil yağlı boyayla kapatılan ahşapları orijinal hale getirdik. Kemerlerdeki tuğla kısımlarındaki çürümeleri ve erimeleri giderdik. Dış bölümde caminin 3 cephesini de tamamen bitirdik. Değişik dönemlerde kullanılan ve orijinal olmayan tuğla, taş, beton, sıva gibi farklılıkları yapılabildiği kadarıyla ortadan kaldırdık. Orijinal haliyle ilgili malzeme ve görsel bütünlüğü sağlamaya çalıştık. Cami çevresindeki döşemeleri değiştirdik. Uygulama sırasında cami zeminindeki halıları da camide kullanılan çinilerdeki gibi turkuaz renkte dokuttuk. Caminin alttan ısıtma, güvenlik ve ışıklandırma sistemlerini tamamladık." dedi.
'ORJİNAL SELÇUKLU ÇİNİSİ KULLANIYORUZ'
Selçuk Üniversitesi'deki öğretim üyeleriyle yaptıkları çalışmalar sonucu orijinal Selçuklu Çinisi üretmeye başladıklarını da belirten Genç, şunları söyledi: "Caminin geçmişte çini olmasına rağmen dökülmelerden dolayı bazı bölümleri mermerle değiştirilen, bazı bölümleri boyanan ve bazı bölümleri de imitasyonuyla değiştirilen çini mihrabı, çini olarak tamamlıyoruz. Çinilerimizi orijinal Selçuklu çinisi olarak Selçuk Üniversitemizin desteğiyle üretmeye başladık. Bundan sonra bölgemizdeki tüm Selçuklu eserlerindeki bozulmuş, kırılmış ve yok olmuş çinileri yaptığımız imalatımız ile orijinal şekilde yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca caminin minberini de konservasyon çalışmasıyla elden geçireceğiz. Caminin bahçe bölümünde bulunan türbelerdeki çinileri de orijinal olarak tamamlayacağız. Bahçe kısmında geçmişte mezar ve Osmanlı türbesi olarak kullanılan bölümü de projelendirdik. Mezar olan bölümleri yine mezar olarak türbeyi de orijinal mimarisine göre tamamlayacağız."
'HEDEF 2019 YILINDA BİTİRMEK'
Hedeflerinin camiyi eksiksiz ve görselliğini sağlayarak tamamlamak olduğunu da belirten Genç, hedeflerinin 2019 yılının sonuna kadar camiyi eksiksiz bir şekilde bitirmek olduğunu kaydetti. Genç, restorasyon çalışmalarını 2 milyon 100 lira ile ihaleye çıkarttıklarını ama iş ilerledikçe bu rakamın 8 milyon liranın üzerine çıktığını da sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Alaeddin cami içinden ve dışından detay
İbrahim Genç röp.
Haber- Kamera: Mehmet Kayhan YILDIZ KONYA DHA))
===================================
6)CENNET ELMASI, ÜRETİCİNİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRÜYOR
DENİZLİ'nin, ülkedeki cennet elması ihtiyacının yüzde 65'ini karşılayan Honaz İlçesi'nde, hasat telaşı başladı. Bu yıl 8 ila 12 bin ton arasında hasat beklenen ve kilosu 1.5 liradan alıcı bulan cennet elması, üreticinin yüzünü güldürdü.
Honaz'da çiftçiler için önemli bir gelir kaynağı olan cennet elması hasadı başladı. İnsan işgücüyle toplanan ve zedelenebilir yapısıyla zahmetli bir süreci olan cennet elması hasadında, dallarından toplanan ürünler, kasalara dizilerek, yurtiçi pazarına gönderiliyor. Genellikle kadın işçilerin çalıştığı hasat işleminde, cambaz adı verilen merdivene tırmanılarak toplama işlemi yapılıyor. 3 bin 750 dekar arazi üzerinde cennet elması üretimi yapılan ilçede, bu yıl 8 ila 12 bin ton rekolte bekleniyor. Geçen yıla oranla, bölgenin şiddetli yağışlara maruz kalmaması sebebiyle ürünlerin kaliteli oluşu üreticiyi memnun ediyor. Kilosu 1.5 liradan alıcı bulan cennet elmasının fiyatı da üreticilerinin yüzünü güldürüyor. Kurutularak da sofralarda kendine yer bulan cennet elmasının bu haldeki fiyatı ise kalitesine göre 15 ila 20 lira arasında değişiyor. 32 bin nüfuslu ilçede üretilen cennet elması Türkiye'nin ihtiyacının yüzde 65'ini karşılarken, ekim ayı sonu başlanan hasat işlemi kasım ayına kadar devam ediyor.
ÜRETİCİ PİYASADAN MEMNUN
Cennet elması üreticisi 52 yaşındaki Kemal Kuruoğlu, "Üreticiler olarak geçtiğimiz yılı zor geçirmiştik. Bu yıl ise ürün kalitemiz ve üretimimiz yüksek. Hasat yapmaya başladık. Honaz'da bu yıl üreticinin yüzü güldü. Geçen yıl Akdeniz sineğinden dolayı üretim kalitemiz düşmüştü. Bu yıl ise ilçemizde güzel elma var. Bu durum alıcıyı da satıcıyı da memnun ediyor. Yetişkin bir ağaçtan 150-200 kilo verim elde edilebiliyor. 10 dönüm arazimden, 50 ton hasat bekliyorum. Tadı ve aromasını büyüklüğü göz önüne alındığında, en kaliteli cennet elmaları ilçemizde yetişiyor" diye konuştu.
KURUTULMUŞ CENNET ELMASI
Honaz'da yaşayan 32 yaşındaki çiftçi Mustafa Sarı, 20 dönümlük arazisinden elde ettiği cennet elmalarını bu yıl kurutarak satmaya karar verdiğini belirterek, "Kuru cennet elmasının bu yıl fiyatı iyi. Elmalarımız, geçtiğimiz yıllara oranla daha iri ve kaliteli. Kuru cennet elmasının tadı çok güzel oluyor. Biz cennet elmasını yaş haldeyken kabuğunu soyup, iplere dizerek kurutuyoruz. İki haftalık kuruma sürecinin ardından hazır hale gelen ürünlerimizi şehir dışına satıyoruz. Kuru cennet elması kalitesine göre fiyatı 15- 20 liradan alıcı buluyor" diye konuştu.
YÜKSEK TALEP TÜCCARI DA MEMNUN ETTİ
Honaz'da 40 yıldır tüccarlık yapan Yusuf Öztürk, "Bu yıl ürün rekoltesi oldukça iyi, hale gelen cennet elmalarında kalite yüksek. Yaş cennet elmasının fiyatı 1.5 lira. Talepler oldukça yüksek. Toplanan ilk ürünleri kamyonlarla yurt içinde çeşitli kentlere göndermeye başladık. Mal yetiştirmekte güçlük çekiyoruz" diye konuştu.
REKOLTE YÜZDE 50 ARTTI
Honaz Belediye Başkanı AK Partili Turgut Devecioğlu, geçen yıla oranla cennet elması rekoltesinin oldukça arttığını belirterek, "Honaz tarımsal anlamda son derece gelişmiş bir ilçe durumunda. İlçemiz Trabzon hurması olarak da bilinen cennet elması üretiminin en fazla yapıldığı yer. İklim şartlarının elverişli olması sebebiyle, cennet elması üretiminde bu yıl rekoltemiz geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 arttı. 8 bin ile 12 bin ton arası bir rekolte beklentimiz var. Üreticilerimiz hasat yapmaya başladı. Fiyatlar gayet iyi durumda. Türkiye'nin her şehrine dağıtımlar sürüyor. Cennet elmasının kurutularak satışı da gittikçe yaygınlaşıyor. Bu da çiftçimizin elini pozitif anlamda güçlendiriyor. Bu yıl cennet elmasından yüzümüz gülecek" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Cennet elması bahçesinden detay
Kadınların cennet elması toplamaları
Çiftçi Kemal Kuruoğlu röp.
İşçi kadın röp.
Kuru cennet elması üretiminden detay
İplere dizilmiş cennet elmalarından edtay
Kurutulmuş cennet elması üreticisi Mustafa Sarı röp.
Hanaz Hali'nden detay
4nı Turgut Devecioğlu röp.
Görüntü Boyutu: 236 MB
( Haber- Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,
====================================================
7)USTAYA VEFA BULUŞMASI
İZMİR'in Buca ilçesinde yaşayan usta tiyatrocu ve sinema sanatçısı 82 yaşındaki Rıza Pekkutsal kendisini davet eden bir grup sanatseverle biraraya gelerek unutulmamış olmanın mutluluğunu yaşadı.
Yeşilçam'ın unutulmaz aktörlerinden Kemal Sunal ile birlikte rol aldıkları Korkusuz Korkak filminde Bombacı Mülayim karakterinin mesai arkadaşı olarak tanınan Rıza Pekkutsal, İzmir'in Buca ilçesinde mütevazı bir yaşam sürüyor. Buca'daki bir kafeye bir grup sanatseverin daveti üzerine gelen usta sanatçı, onlarla anılarını paylaştı. Kendisini arayıp soran herkese tek tek teşekkür eden ünlü tiyatrocu Pekkutsal, "Bizim dönemimizden pek kimse kalmadı. Evde bazen bir fotoğraf buluyorum. Bakıyorum 5 eski tiyatrocunun bulunduğu resimde 3'ü, 4'ü ölmüş. Bir tek ben kalmışım. Ama ben kendime çok dikkat ediyorum. Özellikle akşam saatlerinde hiç dışarı çıkmam. Kendimi asla yormam ama bugünkü davete hayır diyemedim. Beni görmek isteyen Bucalı kardeşlerim beni çok mutlu ettiler" dedi.
Hem tiyatro oyuncusu hem seslendirme sanatçısı olan hem de kendine ait hikaye ve masal kitapları bulunan Rıza Pekkutsal, 60 yıl İstanbul'da yaşadıktan sonra 7 yıl önce geri döndüğü Buca'da çok mutlu olduğunu söyledi. Yaşamaya çalıştığını ve kendine çok iyi baktığını anlatan Pekkutsal, "Ben şimdi yaşamaya çalışıyorum. Hayatımda sigara yok, içki yok, tütünden uzak durmaya çalışıyorum. Allah'ın verdiği canı korumaya çalışıyorum" diye konuştu.
"BUGÜNKÜ OYUNLARIN MESAJI YOK"
Tiyatroya yıllarca emek veren meslektaşlarının kaliteli bir yaşam süremediğini dile getiren Pekkutsal, zamanında iyi gelir elde ettikleri halde olumsuz şartlarda hayatlarını kaybettiklerini söyledi. Sanat hayatı boyunca tiyatrodan hiç kopamadığını anlatan Pekkutsal, "Ben Yeşilçamcı değilim. Film sayım 30'u geçmez ama tiyatrodan hiç ayrılamadım. 70'e yakın oyunda rol aldım. Ama tiyatrocuların sonu kötü oluyor. Tiyatroya gönül verip bu mesleğe heveslenenler tedbiri elden bırakmasın. Zamanında çok kazandık ama bütün tiyatrocular kötü ölüyor. Bizim oynadığımız oyunların hepsinde bir mesaj vardı. Şimdi bu oyunlarda bir mesaj kaygısı yok" dedi.
1948 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi yakınlarındaki bir kahvede Karagöz oyunu sahnelendiğini ve kendisinin seslendirme yaptığını anlatan Pekkutsal, Buca Belediyesi'ne 7 yıl önce genç tiyatrocuların gelir elde etmesi için ortaoyunu kurmayı teklif ettiğini fakat bir sonuç alamadığını sözlerine ekledi.
Rıza Pekkutsal'ı davet ederek keyifli vakit geçirmesini sağlayan 8 Bucalı adına konuşan Baki Kanıcı ise, sanatçıya çiçek takdim ederek, "Biz Bucalılar olarak hem sanatçımıza sahip çıkmak hem de bu hareketimizin gençlere örnek olmasını istedik. Usta sanatçılar unutulmasın" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Rıza Pekkutsal'dan detay görüntü,
-Bucalılar ve sanatçının sohbetinden görüntü,
-Rıza Pekkutsal ile röp,
-Baki Kanıcı ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,
====================================================
8)İSTANBUL'DAN KAÇIP İPEK BÖCEĞİ ÜRETİMİNE BAŞLADI
İSTANBUL'da yaşarken şehrin kargaşasından kaçarak Manisa'nın Gördes İlçesi'nde dededen kalma 60 dönüm araziye 10 bin dut ağacı diken genç girişimci 32 yaşındaki Zeki Diri, ipek böceği üretimine başladı. 4 yıl sonra 10 ton ipek kozası üretimine ulaşmayı hedefleyen Diri, Gördes'e ilk geldiğinde kendisine "deli" dediklerini, yapamayacağını söylediklerini ancak başardığını anlattı.
Manisa'nın Gördes İlçesi'nde dedesinden kalma 80 dönüm arazinin 60 dönümüne dut ağacı dikerek, ipekböceği yetiştiriciliğine başlayan genç girişimci Zeki Diri, bir yıl içinde üretim yapmayı başardı. İstanbul'da emlak firması sahibi olan, evli ve 2 çocuk babası Zeki Diri, kentin keşmekeşinden bıktığını söyledi. Eşi Ülkü Diri ve biri 5, diğeri 1 yaşındaki çocuklarıyla memleketleri olan Manisa'nın Gördes İlçsi'ne yerleşen Diri, ipek böceği yetiştiriciliğine başlama hikayesini anlattı. Bu işle ilgili hiçbir bilgi ve planlamasının olmadığını söyleyen Diri, "İstanbul'da yaşarken şehrin keşmekeşi, çocukların büyümesi derken evde bakılacak bir havyan arayışıyla bu hikaye başladı. Oğlum hareketli bir çocuk, ancak konuşma geriliği vardı. Televizyonla, tabletle büyüyordu. Konuşma probleminden dolayı doktora götürdüğümüzde evde bir hayvan beslememiz önerildi. Ancak apartmanda kedi, köpek bakmak kolay şeyler değil. Eşim evde bakılacak hayvan ararken ipek böceğinden bahsetti. Çocuğumuz bir hayvanla uğraşsın derken, biz bu böcekle tanıştık. Araştırmaya başladık, biz bu işi yapabiliriz diye düşündük. Bu işi yapmaya karar verdik. Oğlumun doktorunun önerisi, evde bakacak hayvan bulamayışımız bizi buralara getirdi" dedi.
"YAPAMAZSIN DEDİLER"
Bir yıl önce Gördes'e ipek böceği yetiştiriciliği için geldiğinde bölgedeki insanların kendisine "başaramazsın" dediklerini anlatan Diri, "Bana 'deli' dediler. Burada dut yetişmez, yetişse bile 'ipek böceği olmaz' dediler. Ama ben başardım. Hiç tarımla uğraşmamış biri olarak, dut fidanlarını kendim diktim. Toprağı işledim. Yapamazsın dediler ama ben başardım" dedi.
10 TON ÜRETİM HEDEFLİYOR
Ülkede ipek böcekçiliğinde üretim açığı olduğunu kaydeden Diri, "Bu işi yapmaya karar verdiğimde elimde hiçbir bilgi yoktu. Ancak bir sene olmadan ürünü ürettik. Tırtılları ürettik, koza haline gelmesi için 40 güne ihtiyacı var. İpek böceğinde tohum ve ilaç maliyeti yok. Biz sadece dut yapraklarını kesip böceklere vererek üretimi yapmayı sağlıyoruz. Böceğin büyümesi için yaşam şartlarını oluşturuyoruz. Bizim tek ihtiyacımız olan şey dut yaprağı. Bu bahçeye 10 bin adet dut ağacı diktik. Türkiye'de şu anda kapama dut bahçesi olarak tek alanda bizim bahçemiz kadar büyük bir bahçe kayıtlarda yok. Tek alanda 10 ton üretim kapasitesi hedefimiz var. 4-5 yıl içinde bu hedefe ulaşmayı bekliyoruz" diye konuştu.
KİLOSU 55 LİRADAN SATILIYOR
Ülke genelinde ortalama ipek kozası üretiminin 100 ton olduğunu aktaran, ipeğin bir kısmının yurtdışından ithal edildiğini dile getiren Diri, ağaçlarını 2016 yılında diktiğini ve boylarının 2 metreye ulaştığını söyledi. Bir paket ipek böceğine bakmak için ortalama 40 ağaca ihtiyacının olduğunu dile getiren Diri, "Bir senede üretimi başarabildiysek bu işin üstesinden geliriz diye düşünüyorum. Tarımla alakalı insanlar değildik, ama şu anda ağaç dikmeyi, toprak sürmeyi deneyerek öğrendim. Ülkemizin üretimine katkı sağlamayı hedefliyorum. Bunu Gördes'te yaygınlaştırabilirsem, bölge halkına da fayda sağlamış olurum. İpek kozası şu anda Koza Birlik tarafından kilosu 55 liradan satın alınıyor. İşinize başladığınızda 40'ıncı günün sonunda ürünü teslim ediyorsunuz ve paranızı alıyorsunuz" dedi.
GENÇLERE ÇAĞRI
Genç nüfusun kırsaldan büyükşehre göç ettiğini, ancak kendisinin tam tersini yaptığını ifade eden Diri, "Kırsalda biz bir şeyler üretmezsek ülke ekonomisi çöküşe doğru gider. Biz üreten gençler olmalıyız. İpekböceği üretimini yapan nüfusun çoğu şu anda 50 yaş ve üzerinde. Her sene üretim kapasitesi düşmeye başlıyor. Bir zaman sonra üretemez ve bulamaz hale geleceğiz. Gençlerin bu tarz şeylere ilgi duymasını ve üretmesini istiyorum. Herkes bunu başarabilir" diye konuştu.
İpek böceği üretimini öğrenen ve işini sevdiğini ifade eden Diri, böceğe dokunurken hassasiyeti hissetmek gerektiğini söyledi. İpekböceklerine bir bebek gibi bakan Diri, ilgi gösterildiği taktirde kalitenin de arttığını belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Dut bahçesindengörüntü
Genç girişimci Zeki Diri'nin dut bahçesinde dolaşması
Dut yaprağı toplaması
İpekböcekleri beslenirken görüntü
İpek kozalarından görüntü
Genç girişimci Zeki Diri'nin konuşması
(Haber- Kamera: Nermin UÇTU/ MANİSA,
=================================================
9)BODRUM'DA SARI YAZ KEYFİ
MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde ekim ayının sonunda sıcak ve güneşli hava nedeniyle sahiller yerli ve yabancı turistlerle doldu. Bazı Japon ve Güney Koreli yapım şirketleri, plajlarda çekim yaparak sarı yaz keyfi yaşadı.
Ekimde Bodrumluların sarı yaz dediği bir dönem yaşanıyor. Bodrum'da öğle saatlerinde hava sıcaklığı 28, deniz suyu sıcaklığı ise 20 dereceye kadar yükseldi. Şehir merkezindeki Kumbahçe ve Paşatarlası plajı yerli ve yabancı turistlerde doldu. Turistler bol bol güneşlendi, denize girdi. Son bir hafta içerisinde Malezya, Güney Kore, Çin ve Japonya'dan gelen medya temsilcileri Bodrum sahillerinde, Antik Tiyatro ve Myndos kapısı ile plajlarda turistik ilçenin tanıtımı için çekim yaptı. Güney Kore'nin Seul kentinden gelen bir televizyonun yayın yönetmeni Shun Kimoon, "Denizli Pamukkele ve Efes'ten sonra Bodrum'un tarihi yerlerini çekmeye geldik. Ancak hava o kadar güzel ki yayın programımıza mavi yolculuk ve Bodrum'un plajlarını da dahil ettik. Çekimler bitince birkaç gün tatil yapmayı düşünüyoruz" dedi.
Bodrum'da salı gününden itibaren 3-4 gün sürecek sağanak yağış bekleniyor.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Denize girenler ve güneşlenenlerden görüntü,
-Güney Koreli televizyon ekibinin çekim yaparken görüntüsü.
Haber-Kamera: Yaşar ANTER/ BODRUM (Muğla),
====================================================
10)BU KULEDE HER GÜN AYNI SAATTE ŞİİR OKUNUYOR (GÖRÜNTÜLÜ HABER)
Mehmet İNAN/BURSA,-BURSA'nın merkez Nilüfer İlçesi Cumhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 10 gün önce açılışı yapılan Şiir Kulesi'nde her gün saat 14.00'te şiir okunuyor. Şiir tutkunlarının ilgi odağı olan kulede aralıksız yılın her günü şiir okunacak.
Nilüfer Belediyesi tarafından yaptırılan Şiir Kulesi, Bursa'da şiir tutkunlarının buluşma noktası haline geldi. Her gün saat 14.00'te Türkiye ve Dünya şairlerinden okunan şiirler vatandaşlar tarafından da ilgiyle takip ediliyor. Şiir kulesi yılın 365 günü hafta sonları ve resmi bayram tatillerinde de aktif olacak ve kuleden şiirler yankılanacak.
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu kulenin bir ilk olduğunu belirterek, kulede okunan şiirlerin farklı bir ritüeli olan bu anlayışın uzun yıllar sürmesini amaçladıklarını söyledi. Şiir dinletisine ilk olarak bu yıl ikincisini düzenledikleri 'Şiir Festivali'nde başladıklarını ifade eden Bozbey "Dünyada şiir denilince Nilüfer akla gelecek. Şiir saati denilince Nilüfer akla gelecek. Şiir saati denilince saat 14.00 akla gelecek ve şiir kulesi akla gelecek, Nilüfer Cumhuriyet Meydanı akla gelecek, Türkiye akla gelecek. Bunu zaten bu nedenle yaptık. Çünkü Nilüfer'in bir değeri var" dedi.
Nilüfer Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan ve heykeltıraşlar Ertuğ Atlı ile Selçuk Arık tarafından yapılan Şiir Kulesi, şiir dünyasını Türkiye'de temsil eden ve aynı zamanda şiirin okunabildiği tek anıt heykel olma özelliğine sahip. Yüksekliği 12 metre olan Şiir Kulesi'nde, Türk ve dünyadan 25 şairinin silüetleri, zemin bölümünde de 600'e yakın Türk şairin isimleri yer alıyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Şiir okunurken
-Bozbey ve şiir sevenlerin şiir dinlemesi
-Kuleden detaylar
-Detaylar
Süre: 3 dakika 37 saniye Boyut: 221 MB
====================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?