Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)TERHİS OLAN 2 ASTEĞMEN KAZADA ÖLDÜNİĞDE'de meydana gelen trafik kazasında terhis olup memleketlerine giden 2 asteğmen hayatını kaybetti.

25.06.2017 10:19

1)TERHİS OLAN 2 ASTEĞMEN KAZADA ÖLDÜ

NİĞDE'de meydana gelen trafik kazasında terhis olup memleketlerine giden 2 asteğmen hayatını kaybetti. Kaza, sabah saatlerinde Ankara-Adana karayolu Ereğli makası yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, 24 yaşındaki Metin Durmaz yönetimindeki 20 P 5406 otomobil iddiaya göre sürücünün uyuması sonucu kontrolden çıkarak demir bariyerlere çarptı. Demir bariyerlerin otomobil içerisine girmesi sonucu şoför Metin Durmaz ve yanında bulunan 27 yaşındaki Abdulkadir Işık olay yerinde yaşamını yitirdi.Durmaz ile Işık'ın asteğmen olarak askerliğini yaptığı Bolu 2'nci Komando Tugay Komutanlığı'ndan terhis olup memleketlerine gittiği öğrenildi. Cenazeleri Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırılırken Metin Durmaz'ın Batman'a,  Abdulkadir Işık'ın ise Diyarbakır'a gönderileceği öğrenildi.

Ali KADI/ NİĞDE,

=================================================

(ÖZEL HABER)

2)MAGANDA KURŞUNU TEKERLEKLİ SANDALYEYE MAHKUM ETTİ AMA O YILMADI

KONYA'da arkadaşlarıyla katıldığı bir düğünde maganda kurşunuyla yaralanıp belden aşağısı felç kalan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan 24 yaşındaki  Ömer Yurteri, çalışma azmiyle görenlerin takdirini topluyor. Demircilik yapan Ömer Yurteri, KOSGEB'in açtığı girişimcilik kursunu bitirdikten sonra aldığı 50 bin lira geri ödemesiz destekle kendi işyerini açıp, yanında çalıştırdığı 3 personelle demir kapı, pencere, balkon korkuluğu ve yangın merdiveni imal ediyor.

Sanayi'de demir doğrama ustası olarak çalışan evli Ömer Yurteri'nin, 3 yıl önce arkadaşlarıyla birlikte gittiği bir düğün hayatını karartı. Ama o tekerlekli sandalyeye mahkum olmasına rağmen yılmadı.  Hayatının nasıl karardığını anlatan Ömer Yurteri, şunları söyledi: "Demir doğruma ustası olarak sanayide çalışıyordum. Askerden sonra hemen evlendim. Sanayide tekrar çalışmaya başlayıp kendi iş yerimi kurma hayalleri kurarken, arkadaşlarımla bir düğüne gittik. Düğünde bir magandanın silahından çıkan kurşunla yaralandım. Omuriliğimin zedelenmesi sonucu belden aşağısı felç oldu ve tekerlekli sandalyeye mahkum oldum." ÖZÜRLÜ OLUNCA İŞ BULAMADI

Başına gelen talihsiz olay sonrası iş kurma hayallerinin suya düştüğünü ve çalışabilmek için müracaat ettiği yerlerden olumsuz cevap aldığını belirten Yurteri, "Bir yıl süren tedavimin ardından özel sektörde çok iş aradım. Ama tekerlekli sandalyeye mahkum olduğum için iş bulamadım. Özel sektörde genellikle daha az engelli olan kişileri tercih ediyorlar. Ben de sürekli eve bağlı olmamak için çalışmaya ve kendi işimi yapmaya karar verdim. Zaten demir doğrama ile ilgili ustalığım ve tecrübem de vardı. Bu konuda ailemin, arkadaşlarımın ve tanıdıklarımın çok desteği oldu. "dedi.

KENDİ İŞ YERİNİ AÇTI

Ömer Yurteri, KOSGEB'in kendi işini kurmak isteyenler için düzenlediği girişimcilik kursuna katıldı. Kursu başarıyla tamamlayan Yurteri, KOSGEB'in, 50 bin lire geri ödemesiz kredi desteği sayesinde 6 ay önce Marangozlar Sanayi Sitesi'nde kendi işyerini açtı.  Şu an 3 personelle demir kapı, pencere, balkon korkuluğu, yangın merdiveni imalatı imal eden Yurteri, "Şu an da iş yerimde 3 kişi  çalıştırıyorum. Ben tarif ediyorum ve onlar da işlemesini yapıyorlar. Çalışan personelimin sigorta ve maaşını, dükkanımın kirasını ve diğer giderlerini KOSGEB'den alıyorum. Bu KOSGEB'in verdiği 50 bin liralık geri ödemesiz desteğin bitimine kadar devam edecek. Tek şartı iş yerimin 2 yıl boyunca açık kalması ve işlerimin düzenli olarak devam etmesi. Daha sonra 100 bin liralık geri ödemeli bir destek imkanı daha var. Bunu da sıfır faizle veriyor. Onu da ilerleyen zamanlarda işimi büyütmek için kullanmayı planlıyorum." diye konuştu.

Ömer Yurteri, "Otomatik ve özel yapım otomobilimle kendim işe gelip gidiyorum. İşlerin takibini kendim yapıyorum. Müşterilerle sürekli görüşmelerimi yapıyorum. Siparişi aldıktan sonra yanımda çalıştırdığım elemanlara ölçüleri ve adedi veriyorum. Ustabaşının verdiği direktifler sonrasında verilen ölçülerle işler tamamlanıyor ve gerekli yerlere monte ediliyor. Bazen kendim de işlere el atarak demir doğrama ve çizim yapıyorum. Burada demir kapı, pencere, balkon korkuluğu, yangın merdiveni gibi işleri yapıyoruz. Yani demir işleme ile ilgili her türlü işi yapıyoruz." dedi.

ENGELLİLERE ÖRNEK OLMAK İSTEDİM

Engellilere örnek olmak için de bu iş yerini açtığını vurgulayan Yurteri şöyle dedi:

"İş yerimin ismini de 'Engelsiz demir doğrama' olarak belirledim. Çünkü kendim engelliyim ama ben bu isim ile engelli bireylerin de destek çıkıldığı zaman bir şeyler yapabileceğini göstermek istedim. İşyerimin ismini de buna göre belirledim. Tabi bunların yaparken engellilere de örnek olmak istedim. 24 yaşında kendimi eve kapatamazdım."

TEKERLEKLİ SANDALYE BAZEN AVANTAJ OLUYOR

Müşterilerle diyalog halinde oluğunu ve kendisini tekerlekli sandalye üzerinde gördükleri zaman şaşırdıklarını da anlatan Yurteri, "Beni gördükleri zaman ilk önce bir duraksıyorlar. Ama iş yerimi ve çalışanlarımı gördükleri zaman tereddütleri ortadan kalkıyor. İşi yaptırmada öncelikli tercihleri ben oluyorum. Tabi bu da benim için bir avantaj sağlıyor."  diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-İş yerinden detay

-Yurteri'nin çalışması

-Demir kesmesi ve kaynak yapması

-Yurteri ile yapılan röp

(Haber-Kamera: Mehmet Kayhan YILDIZ KONYA DHA)

=================================================

(ÖZEL HABER)

3)ÇANAKKALE'DE İLK KEZ UYGULANAN TEDAVİYLE FELÇ KALMAKTAN KURTULDU

ÇANAKKALE Devlet Hastanesi Nöroloji Servisi'nde ilk kez uygulanan pıhtı çözücü tedavi yöntemi ile 73 yaşındaki Asiye Ekinci, beynindeki damar tıkanıklığına bağlı olarak felç kalmaktan kurtarıldı. Çanakkale Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, felç geçiren hastalara umut ışığı olacak tedavi yöntemini Çanakkale Devlet Hastanesi'nde hayata geçirdi. Çanakkale Barbaros Mahallesi'nde yaşayan evli ve 8 çocuk annesi 73 yaşındaki Asiye Ekinci, 15 Haziran Perşembe günü saat 18.00 sıralarında evinde beyin damarının tıkanması sonucu sol kol ile sol bacakta uyuşma ve konuşmada pelteklik şikayeti ile Çanakkale Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne başvurdu. Acil Servis'te yapılan ilk müdahalenin ardından felç geçirdiği tespit edilen Asiye Ekinci, Nöroloji Servisi'nde tedavi altına alındı. Asiye Ekinci'ye sol kolundan damar yoluyla pıhtı çözücü tedavi yöntemi uygulandı. İki saat içinde hastaneye başvurarak tedavi altına alınan Asiye Ekinci, damar yoluyla uygulanan trombolitik tedavi yöntemi ile 10 gün sonra sol kolu ile bacağını oynatma başladı. Konuşması da düzelen Ekinci'nin 10 gün içinde yürüyüp hareket edebilmesi için fizik tedaviye başlanacağı belirtildi.

İLK 4 SAATE DİKKAT

Nöroloji Servisi'nde, felç geçiren Asiye Ekinci'yi ziyaret eden Çanakkale Devlet Hastanesi Baş Hekimi Dr. Yusuf İlker Çömez, felç vakalarında ilk 4 saatin önemli olduğunu belirterek, "Uzun süreli yatak tedavisi gerektiren bu hastalar için pıhtı çözücü tedavi, hastanede yatış sürelerini kısaltan bir tedavi yöntemidir. Çanakkale Devlet Hastanesi'nde bu tedavi yöntemi ilk kez uygulanıyor. Bundan sonra Çanakkale Devlet Hastanesi'nin yeni binasında 4 yataklı Acil Servis'te bir felç birimi oluşturacağız" dedi. Hasta Asiye Ekinci'nin tedavi süreci hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik ise, "Hastamız bize 10 gün önce sol kol, bacakta kuvvetsizlik ve peltek konuşma şikayetiyle geldi. Damardan hastaya gerekli tedaiyi uyguladık. Tedaviden bir saat sonra hastamızda düzelme başladı. İlk geldiğinde kolunu ve bacağını hiç oynatamazken, kolunu ve bacağını oynatmaya başladı. Konuşması anlaşılmaz bir biçimdeyken, bir saat sonra konuşması anlaşılabilir hale geldi. Burada önemli olan hastamızın 4 saat içinde bize gelmiş olması. Bundan sonra bu tür vakalarda ilk 4 saat içinde gelen hastalarımıza bu tedaviyi uygulamaya devam edeceğiz" dedi.

Asiye Ercan, Nöroloji Servisi ve yoğun bakımda kendisiyle ilgilenen doktor ve hemşireler ile hastane yönetimine teşekkür etti.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Nöroloji servisinde yatan hasta Asiye Ekinciden genel ve detay görüntüler,

-Başhekim Yusuf İlker Çömez konuşma görüntüsü,

-Uzman Dr. Hamit Çelik konuşma görüntüsü,

-Hasta Asiye Ekinci konuşma görüntüsü,

-Felç geçiren Asiye Ekinci'nin tedavi sonrası ellerini oynatmasından görüntüler.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

======================================================

(ÖZEL HABER)

4)ANNESİ HASTALIĞINI FARK ETTİ, BABASI HAYATINI KURTARDI

DENİZLİ'de üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Deniz Cem Tali'nin fark edilmeyen böbrek hastalığını, annesi gözündeki değişiklikten fark etti. Babası ise donör olabilmek için 2 aydan daha kısa süre içinde 17 kilo zayıflayıp, ardından bir böbreğini vererek oğlunu hayata bağladı.

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Edebiyat Öğretmenliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Deniz Cem Tali, geçen ocak ayında yaşamını yitiren anneannesi Besra Aras'ın cenazesine katılmak için İzmir'e gitti. Cenazede oğlu Deniz Cem Tali'nin gözünde sarılık olduğunu fark eden anne Ayşegül Tali, sarılık ya da başka bir hastalık olabileceği şüphesiyle hastaneye gidip kan tahlili yaptırmasını istedi. Bunun üzerine Deniz Cem Tali, hastaneye giderek kan tahlilini yaptırdı. Yapılan kontrolde Tali'nin kan değerleri çok yüksek çıktı, böbrek hastası olduğu tespit edildi. Doktorlar, Tali'nin hastalığı bir hafta daha geç fark edilseydi komaya girebileceğini söyledi. Bunun üzerine Tali, zaman geçirmeden Denizli'de Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'nde diyalize girmeye başladı.

OĞLU İÇİN ZAYIFLADI

Yaklaşık 6 ay diyaliz tedavisi gören Tali'ye, nakliyeci olan babası Nazım Tali (46) böbreğini vermek istedi, ancak kilosu engel oldu. Doktorlar, 123 kilo olan Nazım Tali'ye bu kiloyla oğluna böbrek vermesinin mümkün olmadığını kısa süre içinde zayıflaması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine oğlunun gözü önünde eriyip gittiğini gören Nazım Tali, diyetisyen kontrolünde 2 aydan daha kısa süre içinde 17 kilo vererek, 123'ten 106 kiloya düştü. Evine koşu bandı alan sürekli spor yapan ve dengeli beslenen Nazım Tali'nin bir böbreği, geçen 14 Haziran'da ameliyatla oğlu Tali'ye nakledildi. Ameliyatın ardından baba ile oğlu sağlıklı bir şekilde hastaneden taburcu oldu.

BABAM BÜYÜK ÖZVERİ GÖSTERDİ

Deniz Cem Tali, annesi ve babası sayesinde sağlığına kavuştuğunu belirterek, "Konya'da üniversitede okurken, vefat eden anneannemin cenazesine katılmak için İzmir'e gittim. Orada annem gözümdeki sarılığı fark edince hastaneye gidip, kan testi yaptırması söyledi. Aynı gün kan testini yaptırdım değerler çok yüksek çıktı. Böbrek hastası olduğum ortaya çıktı. O gün hastaneye gitmeseydim Konya'ya dönecektim. Doktorlar, komaya girecek kadar değerlerin yüksek çıktığını söylediler. Benim için hastalığımın ortaya çıkması büyük bir şanstır. Bir süre diyaliz tedavisinin ardından babamın böbreğinin uygun olduğunu öğrendik. Ama yüksek kilosu nedeniyle organ vermesinin mümkün olmadığı söylendi. Babamda benim için 2 ayda 17 kilo verdi, büyük özveri gösterdi, kilo verince organ nakli yapıldı" dedi.

"BABALAR ÇOCUKLARI İÇİN CANINI VERİR"

Nazım Tali ise "Eve koşu bandı aldım, sürekli spor yaptım, diyetisyen kontrolünde böbrek verebilecek kiloya düştüm. Önemli olan oğlumun hayatı. Babalar çocukları için canını verir, ben sadece böbreğimi verdim. Hayatının sağlıklı şekilde devamını sağladım. Oğlum bundan sonra hayatına dikkatli şekilde devam edecek" diye konuştu.

Ameliyatı yapan Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü Doç. Dr. Murat Özban, "Babanın oldukça ciddi bir kilosu vardı. Organ vermek ve oğluna yeni bir hayat sağlamak için kilo verdi. 17 kilo vererek kendisini riski atmayacak şekilde organ bağışçısı oldu. İki hastamız da sağlığına kavuştu. Bizim yaptığımız ameliyatın dışında babanın azmi çok önemli" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Baba ile oğlundan görüntü

Deniz Cem Tali ile röp.

Baba Nazım Tali ile röp.

Doç. Dr. Murat Özban ile röp.

(Haber: Ramazan ÇETİN- Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

========================================================

(ÖZEL HABER)

5)DURU YAŞAMAK İÇİN ZAMANLA YARIŞIYOR

İZMİR'in Bornova ilçesinde yaşayan Meriç ailesi, kızları Spinal Muskuler Atrofi (SMA) Tip 1 hastası 14 aylık Duru Meriç'in hayatta kalmasını sağlayacak ilacı bulmak için zamanla yarışıyor. Doktorların 2 yaşına kadar ömür biçtiği minik Duru'nun yaşaması için ilaca ihtiyacı var. Sağlık Bakanlığı'nın kapısını defalarca çalan aile sonuç alamayınca, ilacı getirebilmek amacıyla bir valilik izniyle yardım hesabı açtırdı.

Özgün Meriç (36) ve Özlem Meriç (36) çifti, kızları Duru Meriç 40 günlük olduğunda, hareketlerinde yavaşlık gözlemleyip Ege Üniversitesi Hastanesi'ne başvurdu. Kızlarına daha önce hiç duymadıkları, on binde bir görülen SMA teşhisi konulmasıyla büyük bir şok yaşayan aile, onun makine yardımıyla nefes almasını ve beslenmesini sağlıyor. Kızının sadece ellerini oynatabildiğini ama kendilerini rahatlıkla tanıyıp onlara tepki verdiğini anlatan baba Özgün Meriç, "Bu genetik bir hastalık. Fakat 8-9 kuşak öncesinden gelebiliyormuş. Ne benim ne eşimin ailesinde herhangi bir kas hastası yok. SMA tip 1 hastalığının ne yazık ki çaresinin olmadığını öğrendik. Bize bu bebeklerin genellikle ikinci yaşına yakın hayatlarını kaybettiklerini söylediler. 6 ay önce ümitsizdik. Her günümüze onu kaybetme korkusuyla başlıyorduk. Ama Amerikalı bir ilaç firması bu hastalar için bir umut ışığı yaktı" diye konuştu.

İLAÇ 28 ÜLKEDE KOŞULSUZ KULLANILIYOR

Hastalığın tamamen geçmediğini, ancak daha iyi bir seviyeye gelip ölüm riskinin yok edilebildiğini söyleyen Özgün Meriç, "Bu ilaç bizim gibi tip 1 hastası olan ailelere bir umut oldu. Sağlık Bakanlığı, SGK ve Türkiye İlaç Kurumu'nun defalarca kapısını çaldık. Yurt dışında 28 farklı ülkede herhangibir kriter aranmadan tip 1 hastaların hepsine bu ilaç ulaştırılıyor. Fakat bizim ülkemizde ne yazıkki tip 1 hastalar için, 6 aydan küçük olması, solunum cihazına bağlı olmaması gibi şartlar aranıyor. Oysa biz bir yaşam hakkından söz ediyoruz. Kızımızın yaşaması için bu ilaca ihtiyacı var" dedi.

"BEKLEYECEK VAKTİMİZ YOK"

Sakarya'da SMA hastalığına yakalanan ve Türkiye'nin yardım için seferber olduğu 6.5 aylık Eymen Çapkın'ın yaşamını yitirmesinin büyük farkındalık yarattığını hatırlatan Özgün Meriç şöyle konuştu:

"Eymen'in ölümünden bir gün sonra Sağlık Bakanlığı 114 çocuğa ilaç verileceğini söyledi. Aynı gün Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile görüşmeye başladık, fakat bu haberin doğru olmadığını öğrendik. Kurumlar arası bir anlaşmazlık olduğunu düşünüyorum. Bu ilacı sağlayan firma, Erken Erişim Programı kapsamında kendi seçtiği bazı hastalara bu ilacı gönderiyor. Biz de bu hastalardan biri olmak için her kapıyı çaldık. Yaklaşık 15 gün önce çocukları hasta olan ailelerin biraraya gelmesiyle 'SMA Benimle Yürü Derneği'ni kurduk. Ancak artık bekleyecek vaktimiz yok. Ben bebeğimi kaybetmek istemiyorum. Her kapı yüzümüze kapanınca son çare, Valilik'ten izin alarak kızım için bir yardım hesabı açtırdım. İlacı getirmek için 2 milyon liralık paraya ihtiyacımız var. Çünkü en az 4 doz kullanılacak ve her doz şu an yaklaşık 125 bin dolar."

DURU, 8 FARKLI MAKİNEYE BAĞLI

Duru'nun odasını adeta bir hastane odasına çeviren aile, onu hayata bağlamak için 8 farklı cihazdan destek alıyor. Anne Özlem Meriç, akciğerleri yetersiz olduğu için öksüremeyen kızının yaklaşık 3 saatte bir sondayla balgamını ve yutamadığı tükürüğünü çekiyor. Ona büyük bir özenle bakan anne Özlem Meriç, "Bakımı çok zor. Allah kimsenin başına vermesin. Ağızdan beslenemediği için midesinden bir delik açıldı. Solunumunu da gırtlağından açılan bir delik ile makineye bağlı sağlayabiliyor. Onun genel durumunu yani nabzını ve oksijen seviyesini başka bir makineden takip ediyoruz. Hastaneden eve geldiğimizde çocuğu nasıl hayatta tutacağımızı bilmiyorduk. Ama şimdi odasında hastane odasında kullanılan tüm cihazlar var" diye konuştu.

YARDIM İSTEDİLER

Bir çağrı merkezinde yarım gün çalışan anne Özlem Meriç ve bir lojistik firmasında görevli baba Özgün Meriç, kızları Duru'yu yaşatmak için tüm hayırseverlerden yardım bekliyor. Çift, Duru'ya ilaç alabilmeleri için katkı sağlamak isteyenlerin valilik izniyle açılan TR9 5000 1500 1580 0730 6025 234, USD TR7 3000 1500 1580 4801 6568 961, EURO TR9 5000 1500 1580 4801 6568 953 nolu hesap numaralarına bağış yapabileceğini söyledi.

Görüntü Dökümü

-------------------------:

-Duru Meriç'in detay görüntüsü,

-Anne Özlem Meriç'in kızının boğazını temizlerken görüntüsü,

-Baba Özgün Meriç ile röp,

-Anne Özlem Meriç ile röp.

Haber - Kamera: Nevra UÇKAÇ/ İZMİR,

====================================================

6)KAYSERİ ŞEHİTLİĞİNDE ACILI BAYRAM

KAYSERİ'de, Ramazan Bayramı'nda Garnizon şehitliğine evlatlarının mezarını ziyaret için gelen şehit aileleri duygu dolu anlar yaşadı.Ramazan Bayramı'nın ilk gününde aileler erken saatlerde Garnizon şehitliğine gelerek yakınlarının mezarlarını ziyaret etti. Şehit aileleri evlatlarının mezarı başında gözyaşı dökerek, dualar okudu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Garnizon Şehitliği

-Ailelerin dua etmesi

-Genel detay

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, DHA)

ÖZEL

DV 1 DOSYA, 57 saniye/30 MB

==================================================

7)REKTÖR'DEN ÖĞRENCİSİNE BAYRAM SÜRPRİZİ

DOKUZ Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kasman, kendisine bisikleti çalındığı için mağdur olduğunu ileten öğrenci Burak Albayrak'a bayram sürprizi yaptı. Kasman, öğrenci Albayrak'a çalınan bisikletinin bir benzerini hediye etti.

Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Burak Albayrak (24), Buca'da oturduğu evden Tınaztepe Kampüsü'nde bulunan fakülteye bisikletiyle gidip geliyordu. 28 Mart 2017 tarihinde yine okula gelen Albayrak, bisikletini dışarıda bırakıp binaya girdi. Albayrak, dersten çıktığında bisikletini bıraktığı yerde bulamadı. Güvenlikten yardım isteyen Albayrak, güvenlik kameralarının o noktayı kaydettiğini öğrendi. Önce polis merkezine ardından savcılığa başvuran Albayrak, bir sonuç alamadı. Hem ulaşım aracı olan, hem de bisiklet sporuna olan ilgisi nedeniyle ayrı bir bağlılık duyduğu bisikletini kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Albayrak, geçen perşembe günü Dokuz Eylül Üniversitesi'nin iftarında Rektör Prof. Dr. Adnan Kasman ile karşılaştı. Kasman'ın yanına giden Albayrak yaşadığı mağduriyeti anlatarak yardım istedi.

"BİSİKLET HERHALDE HAYATININ BÜYÜK BİR PARÇASINI KAPLIYOR"

Öğrencisinin yardım istediğini karşılıksız bırakmayan Kasman, kendisini Tınaztepe Kampüsü'ndeki merkez kütüphaneye çağırdı. Burada Burak Albayrak'a kaybettiği bisikletin bir benzerini hediye eden Kasman, "Burak kardeşimiz iftar sonrasında yanıma yaklaştı. Mart ayında bisikletini kaybettiğini söyledi. Savcılığa, karakola başvurmuş, bizim güvenlik görevlilerimiz de bayağı bir çalışmış, ancak maalesef bisikleti bulunamamış. Burak'tan gerekli bilgileri aldık. Arabada dönerken kendi kendime düşündüm; bisiklet herhalde hayatının büyük bir parçasını kaplıyor ki bir rektöre yanaşıp bu mağduriyetini bildiriyor. Ben de bugün ona bir sürpriz yapalım, aynı markalı bisiklet hediye edelim, bayramı da iyi bir şekilde geçirir diye düşündüm. Biraz önce yaptığımız sohbette çok memnun olduğunu söyledi bana. Ben de bayramı biraz daha huzur içinde geçireceğim diye düşünüyorum" dedi.

"OKULA BİSİKLETLE GELİYORUM"

Rektör'ün gösterdiği ilgi karşısında mutluluğunu ve şaşkınlığını gizleyemeyen Albayrak, "Ben okula bisikletle geliyorum. Bir gün bisikletimi okulun girişinde bırakıp derse çıktım. Dersten çıktığımda bisikletim yerinde yoktu. Güvenlikle görüştüğümde kameranın o noktayı çektiğini öğrendim. Savcılığa başvurdum. Ancak bir sonuç alamadım. Katıldığımız iftarda Adnan hoca da vardı. O anda danışmak istedim kendisine yardımı dokunabilir mi diye. Adnan hoca sağolsun mağduriyetimi giderdi. Böyle bir tutum karşısında insanın okula karşı sorumluluğu daha da artıyor. Artık kendimi okuluma daha yakın hissediyorum" dedi.

"BİSİKLETİME KAVUŞTUM"

Bisiklet sporunu çok sevdiğini söyleyen Albayrak, "Derslerden vakit kaldığında Dokuz Eylül Üniversitesi'nin bisiklet kulüpleriyle hafta sonu turlara çıkıyorduk. Güzel oluyordu. Bisikletim gidince yapacak fazla bir şey kalmadı. Koşma ile idare ediyordum. Şimdi bisikletime kavuştum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Rektör Adnan Kasman ile röp

Öğrenci Burak Albayrak ile röp

Bisikletin teslimi

Genel ve detay görüntüler

Haber : Timur TARLIĞ Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

===============================================

8)TAMİRCİ, 2 SAATTE KURTARDIĞI KEDİYİ SAHİPLENDİ

ADANA'da oto tamircisi 29 yaşındaki Uğur Battal, müşterisinin aracının motoruna giren yavru kediyi 2 saatlik çalışmanın ardından kurtarıp sahiplendi. Merkez Seyhan İlçesi Bahçelievler Caddesi üzerinde oto tamirciliği yapan Uğur Battal, müşterisinin aracının motoruna giren kediyi fark etti.  Kedinin yerini tespit eden Battal, aracı kaldırarak motor koruma bölümünü söktü. Yaklaşık 2 saatlik çalışmayla kediyi motor bölümünden çıkaran, Battal, adını Minnoş koyduğu kediye süt vererek, işyerinde bakmaya başladı. Battal, "Kediyi çıkarmak için uzun süre uğraştık. Sokağa bırakmaya gönlümüz razı olmadı, biz de işyerimizde bakmaya verdik" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Tamirci Uğur Battal'ın aracın altındaki koruma bölümü sökmesi

Kedinin kurtarılması

Kurtarılan kedinin kaçması

Uğur Battal ile Röp.

Kedinin süt içmesi

Kedinin iş yerirde gezmesi

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,/ADANA,

===================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement