Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

(ÖZEL) 21 ARALIK 2016... 18 ASKERİN ŞEHİT OLDUĞU ŞEYH AKİL TEPESİ 'ALBAYRAK TEPESİ' OLDU '21 ARALIK 2016, FIRAT KALKANI HAREKATININ EN ACI VE EN ACI ONUR GÜNÜDÜR'Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında 21 Aralık 2016 tarihinde DEAŞ ile yaşanan çatışmalarda aralarında Binbaşı Bülent Albayrak'ın da...

21.12.2017 12:29

(ÖZEL) 21 ARALIK 2016... 18 ASKERİN ŞEHİT OLDUĞU ŞEYH AKİL TEPESİ 'ALBAYRAK TEPESİ' OLDU

'21 ARALIK 2016, FIRAT KALKANI HAREKATININ EN ACI VE EN ACI ONUR GÜNÜDÜR'

Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında 21 Aralık 2016 tarihinde DEAŞ ile yaşanan çatışmalarda aralarında Binbaşı Bülent Albayrak'ın da olduğu 18 asker şehit oldu. Çatışmaların yaşandığı El Bab girişindeki Şeyh Akil Tepesi daha sonra 'Albayrak Tepesi' oldu. El Bab ilçesindeki birçok noktaya şehit Binbaşı Bülent Albayrak'ı resimleri asıldı. 'Albayrak Tepesi'nde bulunan Türk askerleri El Bab'ın güvenliği için bölgedeki güvenliği sağlamaya devam ediyor. Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar 18 askerin şehit olduğu çatışmaya ilişkin kaleme aldığı yazının bir bölümünde ; "21 Aralık 2016, Fırat Kalkanı harekatının en acı ve en acı onur günüdür." ifadelerine yer verdi. Öte yandan 'Albayrak Tepesi' yakınına Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan ve inşaatları hızla yükselen hastane  birkaç ay içerisinde tamamlanarak Suriyelilere sağlık hizmeti sunulacağı öğrenildi.  Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında DEAŞ'ın elinde bulunan El Bab'ı özgürleştirme operasyonunda 21 Aralık 2016 tarihinde ilçenin hakim noktalarından biri olan Şeyh Akil Tepesi'nde yaşanan çatışmada aralarında   Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli  Binbaşı Bülent Albayrak'ın bulunduğu 16 asker şehit oldu.  Çatışmada ağır yaralanan 2 asker de kaldırıldıkları hastanede şehit oldu. El Bab'ın DEAŞ'tan temizlenmesinin ardından ilçenin birçok noktasına  Bülent Albayrak'ın resimleri asıldı. İlçe halkı kahramanca çatışarak Binbaşı Bülent Albayrak'ın şehit olduğu Şeyh Akil Tepesi'ne 'Albayrak Tepesi' demeye başladı. İlçenin girişinde bulunan tepeye Bülent Albayrak'ın resimleri de asıldı.  'Albayrak Tepesi'nde bulunan Türk askerleri El Bab'ın güvenliği için bölgedeki güvenliği sağlamaya devam ediyor. "FIRAT KALKANI HAREKATININ EN ACI VE EN ACI ONUR GÜNÜDÜR"

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar 18 askerin şehit olduğu çatışmaya ilişkin kaleme aldığı yazının bir bölümünde ; Coğrafyanın dizayn edilmeye çalışıldığı, Tu"rkiye'nin de bu dizayna dahil edildiği meşum bir su"reçte, Tu"rk milletine özgu" tam gayret atılımıdır. Mehmetçik Fırat Kalkanı'nda sadece DEAŞ'ın ya da YPG- PKK'nın konvansiyonel gu"ce ulaşmış teröristleriyle mu"cadele etmedi. Orada her tu"rlu" doğrusal-asimetrik-provokatif, tahrik ve tuzak boyutlu askeri-istihbari-siyasi ve demografik saldırıyla karşılaştı. İşte bu süreçte 21 Aralık 2016, Fırat Kalkanı harekatının EN ACI ve EN ACI ONUR GÜNÜDÜR. El Bab şehrinin ele geçirilme aşamalarında Akil Dağında yaşanan bugün yaşanan çatışmalarda 3. Özel Kuvvet Tugayı 1. Özel Kuvvet (31) tabur komutanı Binbaşı Bülent Albayrak olmak üzere 16 Mehmetçik şehit olmuştur.

Daha sonraki süreçte, ağır yaralı Mehmetçiklerden ikisi daha şehit olmuş, o güne dair şehit sayısı 18'e ulaşmıştır. Ruhları şad olsun. VATAN, MİLLET, TARİH ve MEDENİYET SİZLERE MİNNETTARDIR."

EL BAB'A 200 YATAKLI HASTANE

Birçok konuda Türkiye'nin destek verdiği Suriye kentlerinden El Bab'a yatak  modern hastane yapılıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan ve inşaatları hızla yükselen hastaneler birkaç ay içerisinde tamamlanarak Suriyelilere sağlık hizmeti sunacak.

Görüntü Dökümü

----------------------

-El Bab ilçesinden görüntü

-Şeyh Akil Tepesinden görüntü

-Tepede konuşlu olan Türk askeri üssü

-Askeri araçlardan görüntü

- DHA Muhabiri Hasan KIRMIZITAŞ'ın anonsu

-Bülent Albayrak'ın resimlerinden görüntü

-Şeyh Akil Tepesinden detay görüntüler

-El Bab ilçe merkezinden çarşıdan görüntü

-Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan hastanenin görüntüsü

-detaylar

Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ - Murat VAROL/ EL BAB (Halep) SURİYE

====================================================

(ÖZEL)

2)MİNİK DERİN'İN BALKONDAN DÜŞEREK ÖLÜMÜNDE, MÜTEAHHİT VE YAPI DENETİM ŞİRKETİNE DAVA

MERSİN'de 11 ay önce 10'uncu kattaki Fransız balkonun korkuluk demirleri arasından geçip düşen 19 aylık Derin Menteş'in ölümüyle ilgili, inşaatı yapan müteahhit ile yapı denetim şirketi yöneticisi hakkında 'taksirle ölümü neden olma' suçundan dava açıldı.

Merkez Mezitli ilçesinde bir sitede 21 Ocak'ta meydana gelen olayda, 3 çocuk babası Aytekin Menteş (34) ile Dilek Menteş'in (32) 19 aylık kızları Derin, mutfaktaki Fransız balkonun korkuluklarının arasından geçip, 10'uncu kattan düşerek, hayatını kaybetti. Kızlarının ölümüyle yasa boğulan Menteş ailesi, balkon demir aralıklarının standartlara göre olmadığını öne sürerek müteahhit ve yapı denetim ekibi hakkında ihmal iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine soruşturma yürüten Cumhuriyet Savcılığı gerekli incelemeleri yaparak  detaylı araştırma yaptı. Soruşmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcılığı, binayı yapan müteahhit Cihan Bozyel ve yapı denetim şirketi yöneticisi İbrahim Ersöz hakkında 'taksirle ölümü neden olma' suçundan iddianame hazırladı. Mersin 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde kabul edilen davanın ilk duruşması 28 Aralık'ta yapılacak.

BİZDEN SONRA DA İNSANLARIN CANI YANMASIN

Derin'in acılı babası Aytekin Menteş, haftada birkaç gün kızının mezarını ziyaret ederek, adaletin tecelli edeceği günü bekliyor. Menteş, kimseyi suçlamadığını ancak ihmali olanların cezalandırılması için Türk adaletine güvendiğini belirterek, "Biz evde gerekli önlemi almıştık ancak yaşadığımız olayda ihmal olduğunu düşünerek savcılığa suç duyurusunda bulunmuştuk. Suç duyurusundan sonra balkonda yapılan ölçümler sonrasında Mersin ve Ankara'dan gelen bilirkişi heyetinin verdiği raporlar sonucunda müteahhit ve belediyenin yetkilendirdiği yapı denetim şirketinin genel müdürü ile alakalı savcılık kusur buldu. Bizim ciğerimiz, canımız yandı. Bizim amacımız bizden sonra da insanların canı yanmasın. Bu olayın takipçisi olacağız. Türk adaletine güveniyoruz. Suçlulara gerekli ceza verilecektir" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------

Küçük Derin'in düştüğü binanın dış görüntüsü

Binadan genel ve detay

Baba Aytekin Menteş kızının düştüğü yeri gösterirken

Aytekin Menteş adliyeye gelirken

Menteş adliyeye girerken

Adliye Sarayı yazısı

Adliye binası

Derin Menteş'in sağlık fotoğrafları

Baba Aytekin Menteş, kızının mezarına gelirken

Aytekin Menteş kızının mezarı ile ilgilenirken

Menteş çiçeklere su dökürken

Menteş mezar taşını silerken

Mezardan genel ve detay

Aytekin Menteş dua ederken

Aytekin Menteş ile röp.

(BOYUT: 13,46 MB)  (SÜRE: 04,05 DK)

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,

========================================================

(ÖZEL )

3)'SAKİN KENT'E HES TEHDİDİ

İTALYA'da 12 Mart 2016 günü yapılan Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu toplantısında Türkiye'nin 11'inci 'sakin kent'i seçilen Erzurum'un Uzundere ilçesindeki Tortum Çayı'na yapılması planlanan 'HES' projesi için düzenlenen bilgilendirme toplantısında tartışma çıktı. Uzundere Belediye Başkanı Halis Özsoy, "Buraya HES yapılırsa çevreyle ilgili faciaya neden olur, sakinliğimiz elden gider" derken, firma yetkilileri tartışmalar üzerine ilçeden ayrıldı.

Uzundere ilçe belediye toplantı salonunda düzenlenen Hidroelektrik Santrali (HES) bilgilendirme toplantısına Uzundere Belediye Başkanı Ak Partili Halis Özsoy, Uzundere İl Genel Meclis Üyeleri, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, işletmeciler, çeşitli STK temsilcileri ile bölge sakinleri katıldı. Tortum ve Uzundere ilçelerinden geçmekte olan Tortum Çayı mevkiine Van Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan, 'Çayaşan regülatörü ve HES kırma, eleme, yıkama tesisi ve hazır beton santrali ile malzeme ocakları projesi' ile ilgili olarak çevresel etki değerlendirmesi yönetmeliği gereği halkı bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak üzere hazırlanan toplantıya katılanlar HES görevlilerine tepki gösterdi.

Erzurum- Artvin karayolu üzerinde yer alan, 1987'de ilçe olan ve 'Erzurum'un sebze ve meyve ambarı' olarak nitelendirilen Uzundere'ye Hidroelektrik Santralı (HES) yapılacağı haberleri ilçede tepkiyle karşılandı. Tortum Şelalesi, Tortum Gölü, Öşvank Manastırı ve Yedi Göller'i bünyesinde bulunduran Uzundere, bölgenin en sakin ilçelerinden birisi. Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu tarafından geçen yıl mart ayında 'sakin şehir' seçilen ilçenin Belediye Başkanı Halis Özsoy, Tortum Çayı üzerine HES yapılma kararını eleştirdi.

'UZUNDERE'NİN SAKİNLİĞİ KALMAZ'

Uzundere'nin bir cennet ve huzurun adı olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Özsoy şunları söyledi:

"HES, 12 kilometre boyunca ilçenin içinden geçen Tortum Çayı'nın hem yatağını değiştirecek hem de suyun önemli bir kısmını alacak. Tüm zeminlerde mücadelemizi sürdürdük. Hatta bu proje ile ilgili 'ÇED, gerekli değildir' kararı verildi. Türk yargısı böyle bir kararın olmayacağını ispat etti ve Danıştay da bunu onayladı. Fakat şimdi çevresel etki değerlendirme süreci (ÇED) yeniden başladı. İlçemize HES yapılması, Bakanlar Kurulu kararı ile ilçenin turizm merkezi ilan edilmesini hiçe sayıyor. Gelirini turizminden sağlayan insanlar, ciddi zarara uğrayacak. Tortum Çayı ulusal parkur alanı. Burada yelken, kano, rafting gibi su sporları yapılıyor. Göçmen kuşların da rotası. HES, ekolojik faciaya neden olur. Halk olarak bu nehir üzerinde HES yapılmasına şiddetle karşıyız. HES yapılırsa Dünya Sakin Kentler Birliği tarafından sakin kent ilan edilen Uzundere'nin sakinliği kalmaz. Yörenin ekosistemi bozulduğu için organik tarımsal üretimden elde edeceğimiz gelir yok olacak. Daha doğrusu hem bizim hem de ilçenin geleceği kararır. Dünyanın en hızlı akan sularından biri olan ve adını Türk boylarından alan Tortum Çayı'nda kimi zaman 672 metre küp su akıyor. Dünyada hiçbir yerde bir ilçenin içerisinden geçen nehir o ilçenin bağrından sökülüp atılmıyor."

'TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ HAVZASI'

Erzurum'un İspir, Pazaryolu, Oltu, Olur, Şenkaya, Tortum, Narman, Uzundere ile Bayburt ve Artvin'in yer aldığı Çoruh Vadisi'nin Türkiye'nin en önemli havzalarından birisi olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Özsoy konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çoğu noktasında mikroklima özelliğine sahip havzada Türkiye'nin en iyi fasulyesi, kırmızı benekli alabalığı ve organik ürünler yetişiyor. Dut pekmezi yapılıyor. Önemli bir konuma sahip olan Çoruh Vadisi de tarih, doğa ve spor meraklıları için bulunmaz bir mekan. Türkiye'nin kuzeydoğusunda yer alan Çoruh Vadisi, boyutları ve tasarımları ile şaşırtıcı, 9'uncu yüzyıl ile 11'inci yüzyıl ilk çeyreği arasında inşa edilmiş Ortaçağ Gürcü kiliseleri ile dikkat çekiyor. Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri olan Çoruh Nehri, rafting ve nehir kanosu için ideal bir parkur oluşturuyor. Çoruh Nehri'ne paralel uzanan Kaçkar Dağları da trekking yapanlar için eşine az rastlanır yürüyüş olanakları sunuyor. Çoruh Vadisi ise endemik bitki türleri, kuş ve kelebekleri ile doğaseverlerin gözdesi. Böyle bir şey olamaz. Ne olursa olsun biz HES'in yapımına karşıyız."

Bilgilendirme toplantısına gelen firma yetkilileri yaşanan tartışma nedeniyle ilçeden ayrılmak zorunda kaldı.

BİRLİK, GÖKÇEADA'YA MADEN OCAĞI NEDENİYLE İPTAL UYARISI YAPTI

Merkezi İtalya'da bulunan Cittaslow Birliği'nin Genel Başkanı Stefano Pisani, Gökçeada Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı'na eçtiğimiz hafta gönderdiği mektupta, maden ocağı açılması halinde 'sakin şehir' üyeliğinin iptal edileceğini belirterek şöyle demişti:

"Genel Merkezimize yapılan başvurular, Gökçeada'nın üyeliğinin ciddi bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. Yapılacağı iddia edilen maden ocağı, Cittaslow üyelik kriterlerinden biri olan ve sadece bir kriter olarak değil, Cittaslow felsefesinin en önemli dayanaklarından biri olan 'Kentsel Yaşam Kalitesi Politikası' kriterinin ihlali anlamına gelmektedir. Böyle bir ihlalin gerçekleşmesi, prestijini titizlikle koruyan ve üye kabulü konusunda büyük özen gösteren Cittaslow hareketinin saygınlığına da gölge düşürecek bir adım olacaktır. Bu nedenle, söz konusu madenin yapılması, kentin üyelik kriterlerini kaybetmesi anlamına geleceğinden, Gökçeada'nın Cittaslow unvanını sürdürmesi imkanı da ortadan kalkacaktır."

Görüntü Dökümü

----------------- ÖZEL

-Toplantıya katılan vatandaşlar

-Toplantı hakkında bilgi veren firma yetkilileri

-İlçe halkının tepkilerini dile getirmesi

-Halis Özsoyun konuşması

-İlçeden detay görüntüler

-İlçe merkezinden geçen akarsudan detay

-İlçeden ve belediye başkanından detaylar(arşiv)

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

(SÜRE: 09.07 BOYUT: 548 MB)

===============================================================

4)AĞAÇTAN DÜŞTÜ' DİYE HASTANEYE GÖTÜRDÜĞÜ KARDEŞİNİ ÖLDÜRDÜ İDDİASI

BURDUR'da ceviz ağacından düştüğü iddiasıyla hastaneye götürülen ve 4 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra ölen Halil Ö.nün (66), ağabeyi Necati Ö. (70) tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Telefon kayıtlarında bir yakınına istemeden kardeşini öldürdüğünü söyleyen Necati Ö., yaşadığı Almanya'dan dönmeyeceğini söyledi. Burdur'un Bucak ilçesi Kuşbaba köyünde, geçen yıl 10 Ekim'de meydana gelen olayda, Necati Ö., yan bahçede kendisi gibi ceviz toplayan kardeşi Halil Ö.'yü, ağaçtan düştüğünü iddia ederek eşiyle Bucak Devlet Hastanesi'ne götürdü. Halil Ö., yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiği sırada ağabeyi Necati Ö., yaşadığı Almanya'ya döndü. Amcasının hareketlerini şüpheli bulan Halil Ö.'nün oğlu Murat Ö., kendisini tekrar Bucak'a çağırdı. Bucak'a gelen ve Murat Ö.'nün şikayeti üzerine emniyete ifade veren Necati Ö., kardeşini yerde yatarken gördüğünü ve hastaneye götürdüğünü ifade etti.

OĞLU DEDEKTİF GİBİ İZ SÜRDÜ

Necati Ö. yeniden Almanya'ya gitti. Halil Ö., 4 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını yitirdi. Babasının ölümünü şüpheli bulan Murat Ö., adli tıp kurumunda otopsi yaptırdı. Otopsi raporunda ölüm nedeninin yere düşmeden kaynaklı olabileceği gibi sert bir cisimle kafasına vurulması dolayısıyla olabileceği belirtildi. Raporun ardından şüpheleri artan Murat Ö., ailenin ortak bir tanıdığına Almanya'daki amcasını telefonla arattırdı. Kayıt altına alınan telefon görüşmesinde Necati Ö., öldürme kastıyla vurmadığını itiraf etti. Necati Ö., görüşmede bu konuyu aile içinde halledebileceklerini, aksi takdirde kaçak olarak Almanya'da yaşayacağını ve kimsenin kendisini bulamayacağını söyledi.

TELEFONDA İTİRAF ETTİ

Necati Ö., telefon görüşmesinde, şu ifadeleri kullandı:

"Savunma amaçlı oldu, öldürme amacıyla vurmadım. İnsan kardeşini o duruma getirir mi ama oldu, savunma amaçlı. Yabancı birine bile bunu yapamam, hacca gidip geldim, bunu yapamam. Demek her şey insanların başına gelebiliyormuş. Bana saldırdı, merdivene çıkarken bana vurmak için yaklaştığını gördüm ben de kendimi savunmak için vurdum. Bir sorunumuz da yoktu. Bir gün önce ona yardım ettim ve cevizini çırptım. 'Kanunu arkamıza aldık diyorlar' ama kanun bana hiçbir şey yapamaz. Burada 5 bin kaçak var, ben de 5 bin 1'inci kaçak olurum. Burada her şeyim var ama huzurum yok. Ama huzur yok diye de oraya gelemem. Zaten yaş 70 iş bitmiş. Onlar da hava alırlar."

ÖLÜME SEBEBİYET VERECEK ŞEKİLDE KASTEN YARALAMA

Murat Ö., bu telefon görüşmesini Burdur Başsavcılığı'na teslim etti. Başsavcılık telefon görüşmesi ve tanıkların ifadesine dayanarak hazırladığı fezlekede, Necati Ö.'nün ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama suçundan yargılanmasını istedi. Murat Ö. ise babasının katili olduğunu iddia ettiği amcasının Türkiye'de yargılanması için çabasını sürdüreceğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Murat Ö.' detay

Halil Ö.nün fotoğfaflı

Röp: Murat Ö.

Necati Ö.'nün fotoğrafı

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

=========================================================

5)ÇORBA KASESİ, AHŞAP ASKILIK GİBİ PARÇALARDAN OTOMOBİL YAPTI

SİVAS'ta sanayi sitesinde esnaflık yapan 51 yaşındaki İsmail Güneş, çorba kasesi, tekerlekli sandalye, ahşap askılık, engelli aracı, motosiklet motorunu, gibi malzemeleri kullanarak 4 ayda otomobil yaptı. Sivas'ta Ata Sanayi Sitesinde 34 yıldır esnaflık yapan evli 3 çocuk babası İsmail Güneş, 10 yaşındaki oğlu Muhammet İkbal'in isteği üzerine, otomobil yapmaya karar verdi. 4 Ay önce kendisine ait dükkanda çalışmaya başlayan Güneş, kullanılmayan malzemeler ve motosiklet motoru ile otomobil yaptı. Güneş aracın yapımında sandalye, tekerlekli sandalye, motosiklet motoru ve şanzımanı ile çiçeklik kullandı. Aracın direksiyonu ahşap askılıktan, teker korumaları ise çorba kasesinden oluştu. İsmail Güneş 2 kişilik olarak tasarladığı otomobile ise 'İsomobil H2O" ismini verdi. Oğlunun isteği üzerine çalışmaya başladığını ifade eden İsmail Güneş, "Ben de eldeki imkanları değerlendirerek bu aracı tasarladım, yaptım. Elimize bir hurdacıda motosiklet motoru geçti. Onun üzerinde bu gördüğünüz arabayı şekillendirmeye başladık. Önce jantlarını bulduk daha sonra evdeki eski sandalyelerimin döşemelerini buldum onları getirdim. Lastiklerini aldık. Direksiyon kısmında askılık çerçevesini kullandım. Ön camını plastikten aldım ona göre eğdim. Jantlarını çorba kaselerinden yaptım. Engelli araçlarının arka kısmının teker bağlantılarını kullandım. Acentelerden farlarını aldık. Onları monte ettik. 4 ay gibi bir sürede tamamladık. Bin 500 liraya mal oldu." dedi.

10 LİRAYLA 100 KİLOMETRE GİDİYOR

Güneş, aracı yaparken, aynı sanayide çalışan amca oğlu Mehmet Güneş'in motoru hidrojenle çalıştırmak için uğraştığını belirterek, "Amcaoğlu hidrojenle aracı çalıştırmak için proje yapmıştı. Benim adım da İsmail Güneş olduğu için, bu ismi koydular. Araç benzinli. 4 zamanlı. 50 km hız yapıyor. 10 liralık benzinle 100 kilometre yol yapıyor. İmkan verilirse geliştirmeyi düşünürüz, fakat biraz teşkilat lazım. Alet edevat imkanının geniş olması lazım. Ben imkanlarım dahilinde bunu yapabildim." diye konuştu.  Yerli otomobil üretiminde baba yiğitler arandığına dikkat çeken Güneş, "Tabi ki Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi çok sanatkar ustalarımız var. Bunların önünün açılması lazım. Teşvik edilmesi lazım ki ilerde bizim de dışarıya bağımlılığımızı bir nebze olsun gidersin." dedi.

GÖRENLER ÇEKTİRİYOR

Araca ilginin yoğun olduğunu söyleyen Güneş, şunları söyledi:

"Aracı görenler dönüp dönüp bakıyorlar. 'Ne kadar güzel bir araç' diyorlar. Geçen istasyona benzin almaya gittik. İstasyondakiler içine bindi, fotoğraf çektirdiler. 'Ne kadar değişik bir araba olmuş' dediler. Yani görenlerin çok hoşuna gidiyor. Bu da beni memnun ediyor. Benim yaptığımı duyunca takdir ediyorlar, hoşlarına gidiyor. Esnaf komşularımız hayret etti. Ben dükkanın üst katında yaptım, indirdiğim zaman herkes şaşırdı. Değişik bir duygu, güzel bir duygu. Çocuğum da ilk görünce çok şaşırdı. Kendisi burada bir tur attı. Çok hoşuna gitti. Çok sevindi. Bir şeyler başarmak çok güzel."

Güneş, araca ciddi bir teklif yapan olursa satabileceğini söyledi.

'ARKADAŞIMIZLA GURUR DUYUYORUZ'

Güneş'in iş arkadaşı Nuri Urut ise "İlk getirdiği zaman motoru paramparça haldeydi. Her iki motoru elden geçirmek şartıyla revizyon etti. Sonrasında kendi kafasından tasarlamış olduğu çizimleri vardı. Çizimleri uyguladı. Kasasını ilk ortaya çıkarttı. 4 ay uğraştı. Her gün bir şeyini tamamlıyordu. Biz de merak içindeydik acaba nasıl bir sonuç alacağız diye. Beklemediğimiz bir şey ortaya çıktı. Arkadaşımızla gurur duyuyoruz." dedi.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Sanayi sitesinden görüntü

-Güneş'in dükkanından görüntüler

-Yaptığı otomobilin görüntüsü

-Otomobil üzerindeki parçalar

-Aracı kullanması

-Meraklıların ilgisi

-İsmail Güneş'in konuşması

-Arkadaşının konuşması

Haber-Kamera: Hakan KALELİ/SİVAS,

(430 mb)

=========================================================

6)YOLCU GİBİ DURAKLARDA BEKLEYEN POLİSLER YANKESİCİLERE SUÇÜSTÜ YAPTI

KONYA'da son 4 günde otobüs duraklarında 6 kişinin cep telefonunun çalınması üzerine duraklarda yolcu gibi bekleyen polis, 2 şüpheliyi suçüstü yakaladı. Merkez Selçuklu ilçesi Kültür Park otobüs duraklarında, son 4 günde 6 kişinin cep telefonunun çalınması üzerine, Asayiş Şubesi Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri hareket geçti. Polis, otobüs duraklarında yolcu gibi beklemeye başladı. Polisler, dün bir yolcunun montunun cebinden yankesecilik yöntemiyle cep telefonunun alınmaya çalışıldığını gördü. Telefonu almaya çalışan Celalettin İşçiel (32) ile ona gözcülük yaptığı belirlenen Yusuf Can İyianlar (19) gözaltına alındı. Şüphelilerin yapılan üst aramasında 3 adet cep telefonu ele geçirildi. Sorgularında suçlarını itiraf eden 2 şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü

-------------------

Şüphelilerin adliyeye getirilmesi

Adliye binasına alınması

Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

============================================

7)UYUŞTURUCU HAPLA YAKALANAN KARDEŞLER ADLİYEDE

KAHRAMANMARAŞ'ta, polisin düzenlediği operasyonda Hasan T. ile kız kardeşi Yeliz T., 910 uyuşturucu hapla yakalandı. Gözaltına alınan kardeşler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu satıcılarına yönelik sürdürdüğü çalışmalar kapsamında, dün saat 21.00 sıralarında Kahramanmaraş- Gaziantep yolunda şüphe üzerine otomobili takibi aldı. Otomobil, Necip Fazıl Şehir Hastanesi Kavşağı'na geldiğinde ekipler, araca operasyon düzenledi. Koltukta uyuşturucu hap bulan polis, aracı detaylı aramaya aldı. Yapılan aramalar sonunda, otomobilin bagajına saklanmış 910 uyuşturucu hap ele geçirildi.

Araçta bulunan Hasan T. ile kız kardeşi Yeliz T., gözaltına alınarak, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Kardeşler, emniyetteki işlemlerinin ardından sabah saatlerinde hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü

--------------------------------------

Kardeşlerin polis otosundan indirilişi

Hastaneye götürülmeleri

Acil servis önü

Hastaneden çıkarılmaları

Polis otosuna bindirilmeleri

Polis otosunun gidişi

Koltukta bulunan hap

Polisin arama yapması

Bagaja saklanan haplar

(Haber: Ömer KOÇ Kamera: KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 146 MB

=======================================================

(ÖZEL)

8)YENİ YOL GEÇTİ, KÖYÜN GİRİŞİ UNUTULDU

RİZE'nin Güneysu İlçesi'nde yapımı tamamlanan duble yol inşaatı sırasında Akarsu Köyü'ne daha önce giriş sağlanan yola bağlantı yapılması unutuldu. Ters yöne girerek köye ulaşamaya çalışan sürücüler, karşı yönden gelen araçlarla kafa kafaya kalarak trafikte büyük tehlike yaşıyor. Sürücüler, yeni yapılan yolla köylerine giriş bağlantısı yapılmayışına tepki gösterdi.

İlçede kamulaştırma sorunları nedeniyle yaklaşık 4 yıldır yapımı süren Rize-Güneysu karayolu duble yol inşaatı tamamlanarak geçtiğimiz günlerde çift yönlü olarak trafiğe açıldı. Yol üzerinde ilçeye bağlı Akarsu Köyü'ne giriş yapılmaması üzerine vatandaşlar araçlarıyla ters yönü kullanarak köylerine ulaşım sağlamak zorunda kaldı. Köye bağlantı yolunun yapılmasının unutulmasıyla ters yöne girerek köye ulaşamaya çalışan sürücüler, bu sırada karşı yönden gelen araçlarla da kafa kafaya kalarak trafikte büyük tehlike yaşıyor. Yöre sakinleri yaşadıkları sıkıntıları dile getirerek sorunun bir an önce giderilmesini istedi.

'KÖYÜMÜZÜN GİRİŞİ YOK'

Köylerine giriş yolunun olmadığını belirten Akarsu Köyü Muhtarı Bayram Dinç, "Derdimizi anlatmak için kimseye ulaşamıyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizi yanına kabul ediyor ama biz Rize'de kimseye ulaşamıyoruz. Bürokratlarımızın çoğundan şikayetçiyim. Bir 1-2 ay istediler ama 7-8 ay geçti henüz yolumuz yapılmış değil. Şu an köye girmek için ters yöne giren araçlar doğru yoldan gelen araçlarla kafa kafaya geliyorlar. Bunu da Karayolları Bölge Müdürlüğü de biliyor.  Bizim talebimiz köyümüzün giriş yolunun yapılmasıdır. Burada tehlike var. Gitmediğim kapı kalmadı. Vali beye söyledim. Karayolları Bölge Müdürü'nden bir türlü randevu alamadım. Bize hiçbir türlü geri dönülmedi. Şimdi biz bu olayı kamuoyu ile paylaşıyoruz bizi neden böyle yaptın diye aramasınlar. Köyümüzün girişi yok gelen araçlar ters yönden ulaşıyorlar. Bunun en büyük sebebi karayollarıdır. Ters yöne giren araçlarla karşıdan gelen araçlar arasında hep kaza olma riskleri oldu hem de araç sürücüleri arasında yumruk yumruğa kavgalar oldu. Her gün bu yol üzerinde kavga oluyor. Rize'de böyle bir yol yok. Talebimiz bir an önce yolumuz yapılsınö dedi.

'KÖYÜME GİDECEĞİM, NASIL GİDECEĞİM?'

Rize'den evine gitmek için yolda bulunan kavşaktan dönerek ters yola girdiğini anlatan Osman Deniz de "Dönüş yaptıktan sonra burada karşı yönden gelen bir araçla kafa kafaya geldim. Aracın şoförü altına inerek 'Ters yoldasınız' dedi. Bende 'Evime, köyüme gideceğim, nasıl gideceğim?' diye sordum. Yolu yapan yüklenici de az ilerdeydi yanımıza gelerek bir hafta sonra bu yolu yapacağını söyledi. Halen yapmadı aradan 8 ay geçtiö diye konuştu

'YOLU DA KAPATIRIZ, İŞ MAKİNESİ İLE DE KAZARIZ'

Daha önce köyün girişindeki kavşak doğru yerde olduğunu kaydeden mahalle sakini Mustafa Karaosman ise şunları söyledi:

"Bu yapılan yeni yolda girişi uzaklaştırdılar. 'Kaza daha çok olsun' diye mi bunu yaptılar?. Her halde bu yüzden bunu bilerek yaptılar. Ben buradan evime giderken bir kaza yapsam sorumlusu kim olacak? Ben mi sorumlu olacağım? Yoksa karayolları mı? Bunun gereği nasıl olacaksa olsun. Yolumu kapatalım. Bu yapılması gerekiyorsa yolu da kapatırız, iş makinesi ile de yolu da kazarız. Ondan sonra beni suçlu olarak buradan alacaklar mı?

Görüntü Dökümü

----------------------

Muhtar Bayram Dinç'in konuşması

Mahallelilerin konuşmaları

Yolun karşıdan drone ile çekim

Yoldaki araç yoğunluğu ters yolda kafa kafaya gelen araçlar

HABER KAMERA: AYTEKİN KALENDER/DHA

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement