1)ADAPAZARI'NDA TOYOTA C-HR'NİN ÜRETİMİNE BAŞLANDI
TOYOTA'nın Adapazarı fabrikasında, Türkiye'de üretilen ilk hibrit ve crossover araç olan Toyota C-HR'nin üretimine başlandı. Türkiye'de üretilen ilk hibrit ve crossover araç olan Toyota C-HR üretim hatlarından çıkmaya başladı. Toyota Fabrikası yönetimi, seri üretimine başlanan C-HR modeliyle ilgili fabrika binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Fabrikası CEO'su Hiroshi Kato, Toyota Motor Avrupa Genel Mürü Johan Van Zyl, Toyota Motor Corporation İcra Komitesi Üyesi Moritaka Yoshida, Toyota Motor Corporation C-HR Baş Mühendisi Hiroyuki Koba ve Toyota Türkiye Pazarlama ve Sanayi A.Ş CEO'su Ali Haydar Bozkurt katıldı. Toplantıda konuşan Toyota Türkiye CEO'su Hiroshi Kato, C-HR üretimine başladıkları günün kendileri için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu ifade ederek, "Ürettiğimiz araçların yüksek kalitesi sayesinde bu önemli projeye Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye atandı. Bu Toyota'nın fabrikamıza olan bakışının ve güveninin en önemli göstergesidir. Sadece Avrupa'da değil, global düzeyde de en iyi fabrikalardan biriyiz. Çalışmalarımızın bir ödülü olarak, bugünkü tarihi dönüm noktası, bizim için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Toyota C-HR ile şirketimizin Türkiye'nin önde gelen ihracatçıları arasındaki konumu daha da ileriye taşınacak. Proje için, hükümetimiz ve yerel yöneticilerimizin yatırım ve istihdam ekseninde çok önemli destekleri oldu. Bunun için kendilerine müteşekkir olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu güvene ve desteğe layık olmaya çalışacağız. Bugün bulunduğumuz yere; yetenekli, kalifiye ve işine yürekten bağlı çalışanlarımızla geldik. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ayrıca yan sanayilerimize de bir ekip ruhu içerisinde yakın işbirlikleri ve katkıları için çok teşekkür ediyorum" dedi.
Toyota Türkiye Pazarlama ve Sanayi A.Ş CEO'su Ali Haydar Bozkurt, C-HR modeline sahip olmak için üretim yapılmadan binlerce kişinin başvurduğunu belirterek, "C-HR'a tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de çok ciddi talep var. Son 6 aydır bu araç çıkar çıkmaz almak istiyorum diye başvurmuş binlerce müşteri var. Aynı şey diğer ülkelerde de yaşanıyor. Burada ne kadar satabileceksiniz değil, ne kadar araç bulunabilecek diye sormak lazım çok rağbet gören bir araç. Önümüzdeki yıl 10 bin civarında adet satmayı planlıyoruz. Daha sonraki yıllarda bu sayı artabilir. Talebin gerisinde kalıyoruz. Trafikte yürüyen daha çevreci araçları satmış olacağız, bunun için çok mutluyuz" diye konuştu.
C-HR üretimi ile birlikte ABD, Kanada, Tayvan gibi ülkelere ilk kez ihracat yapmaya başlayacak olan Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye'nin toplam ihracat yaptığı ülke sayısı ise 52'den 97'ye çıktı. Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye'nin ürettiği Toyota C-HR projesi 350 milyon Euro'luk yatırımla gerçekleştirildi. C-HR ile yıllık 150 bin adet olan üretim kapasitesi 280 bin adede çıkarken, İŞKUR programları aracılığıyla 2 bin kişi için ek istihdam olanağı yaratıldı. C-HR modelinin fiyatının ise 14 Kasım'da açıklanacağı belirtildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Basın toplantısından görüntüler
-Konuşmalar
-Araçlardan görüntü
Zafer TOKUŞ- Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya),
========================================================
2)TARIM SEKTÖRÜNÜN TARTIŞILDIĞI TOPLANTIDA ÜRETİCİ TEMSİLCİLERİ SALONU TERK ETTİ
MERSİN'de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcı Mehmet Daniş'in başkanlığında gerçekleştirilen ve sektör sorunlarının konuşulduğu toplantıda kendilerine yer ayrılmadığını belirten üreticiler toplantıya katılmayarak protesto etti.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nde gerçekleştirilen Yaş ve Kuru Meyve Sektör Toplantısı'na, kentteki üreticileri temsilen gelen Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer ve Mersin Turunçgil Üretici Birliği Başkanı Ahmet Dursen Şahin, kendilerine yer ayrılmayınca masaya oturamadı. Vali Özdemir Çakacak'ın da eşlik ettiği toplantıda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcı Mehmet Daniş'e sorunlarını sağlıklı şekilde anlatmak isteyen üreticiler, kendilerini temsilen Ziraat Odası Başkanı Gökçel'e yer verilmesini istedi.
Salonun en arka kısmına yerleştirilen sandalyelerde sorunlarını aktarmada yetersiz kalacaklarını belirten Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel ile diğer oda başkanları dışarı çıkıp toplantının bitmesini bekledi. Gökçel, " İçeride fikrimizi sunabileceğimiz bir ortam hazırlanmamış. Bakan, bakanlık ve genel müdürlük düzeyinde gelen yetkililerle maalesef bizi bir araya getirmek istemiyorlar herhalde"dedi.
ÜRÜNLERİMİZİ SATANLARI DİNLEMEYE GELMİŞLER
Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ergezer ise "Biz dertlerimizi anlatıp çiftçimizin ekonomik düzeyini daha ileri götürmek için geldik. Tarımda Avrupa birincisi olmuşsak Çukurova'nın tarımı ile olmuştur. Çukurova, dünyanın en büyük üçüncü tarım merkezidir. Maalesef bakan yardımcısı bizim sorunlarımızı değil de bizim ürünlerimizi satanların sorunlarını dinlemeye gelmiş görünüyor. Biz üretmezsek onlar ne satacak?" diye konuştu. Ardından üreticiler toplantının yaptığı binayı terk etti.
BAKAN YARDIMCISI: SORUNLARI DİNLEMEK İÇİN GELDİK
İçeride devam eden toplantıda konuşan Bakan Yardımcısı Daniş şunları söyledi:
"Amacımız sektörün üretimden pazara kadar olan yaşadığı sorunları birinci ağızdan dinleyip bakanlık olarak ne yapabilirizin peşindeyiz. Hem üreticilerimiz, hem ihracatçılarımız, hem il müdürlerimiz hem de bürokrat arkadaşlarımız burada. Söz sektörde, dinleyeceğiz."
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Salondan görüntüler
-Katılımcılardan görüntüler
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcı Mehmet Daniş ve Vali Özdemir çakacak bir arada
-Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer ve Turunçgil Üretici Birliği Başkanı Ahmet Dursen Şahin salon dışında oturuken
-Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel'in konuşması
-Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer'in konuşması
-Üreticiler binadan ayrılırken
-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcı Mehmet Daniş'in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
SÜRE: 06: 06 BOYUT: 404.25 MB
Haber-Kamera: İbrahim MAŞE/ MERSİN,
=====================================================
3)TUTUKLANAN ÇOCUĞUN BALIK ÇALDIĞI İŞ YERİ SAHİBİ ŞİKAYETİNİ GERİ ALDI
KARABÜK'te hırsızlık suçlamasıyla tutuklanan 12 yaşındaki D.A.'nın balık çaldığı iş yeri sahibi şikayetini geri aldı. Çocuğun babası inşaat işçisi 52 yaşındaki Mehmet A. da cezaevinde ziyaret ettiğinde oğlunun ağladığını söyledi.
D.A. ve L.B.N., 2 hafta önce Hürriyet Mahallesi'ndeki balıkçı dükkanına kapının altındaki boşluktan girip önce çelik kasayı açmaya çalıştı. Başarılı olamayınca da dondurucuda dilimlenmiş 3 uskumru balığı ile marul, soğan, şalgam suyunu alarak kaçtı. Polis, iş yerindeki güvenlik kamerası görüntülerini inceleyerek eşkallerini belirlediği L.B.N. ve D.A.'yı yakaladı. Çocuklardan D.A. hakkında, kilitlenmiş eşya hırsızlığı, kamu kurumundan hırsızlık, açıktan hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme şeklinde 11 farklı dosya hazırlandığı öğrenildi. D.A., çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. L.B.N. ise serbest bırakıldı. Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı, D.A.'nın balık çaldığı için değil, 12-15 yaş aralığındaki suça sürüklenen çocuklar için tutuklama yasağı kapsamında bulunmayan 2016/7366 soruşturma sayılı dosya üzerinden tutuklandığını açıkladı. Açıklamada, D.A.'nın suç tarihi itibariyle 12 yaşını doldurduğu ve üzerine atılı suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılama, davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip olduğu belirtildi.
BABA: CEZAEVİNDE AĞLAYARAK YANIMA GELDİ
D.A.'nın babası Mehmet A. ise oğlunun psikolojisinin bozuk olduğunu söyleyerek, "Doktora götürdüm ama verilen ilaçları kendisine kullandıramadık. Ne yapacağımı şaşırdım. Çocuğumun tedavi olmasını istiyorum. Her gün eve geç geliyordu. Anne baba sözü dinlemiyordu. Telefonlarımı açmıyordu. Psikolojik rahatsızlığından dolayı belki bu yanlış hareketleri yapmış olabilir. Oğlumdan şikayetçi olan 5 kişinin mağduriyetini gidermek için sağdan soldan para arıyorum ama bulamıyorum. Maddi imkanım yok. Emekliyim ama inşaatlara çalışmaya gidiyorum, yine de yetiremiyorum. Hastanede tedavi olmasını istiyorum" dedi.Eşi ve diğer çocuğuyla oğulunu cezaevinde ziyaret ettiğini söyleyen Mehmet A., "Ağlayarak yanıma geldi. Kardeşini görünce garipsedi, ağlayarak koğuşuna gitti, biz de üzülerek eve döndük. Çocuğum, 'Baba ben burada iyiyim, siz kafanıza takmayın, bir gün olur da çıkarım' dedi. Arkadaşları, 'Sen burada fazla kalmazsın' demişler. O an sevindim. Ama yine de üzülerek evime döndüm" diye konuştu.
BALIKÇI: ŞİKAYETİMİZİ GERİ ALDIK
Öte yandan D.A. ve arkadaşının hırsızlık yaptığı balıkçı dükkanı sahibi Erdoğan Osman Ağaoğlu ise şikayetinden vazgeçtiğini söyledi. Ağaoğlu, "İlk başta bilgimiz olsaydı zaten şikayetçi olmazdık. Çünkü o yaştaki bir çocuğun cezaevine girip ceza almasını kesinlikle istemeyiz. Almış olduğu 2-3 balık. Zaten tezgahıma gelseler 2-3 balık her gün vereyim, hiç önemli değil. Biz çocuk olduklarını öğrendikten sonra şikayetimizi geri aldık. Ama adli süreç ne olur onu bilmiyoruz. Bizden yana aldıkları mallar helali hoş olsun" dedi.
Bülent DİKTEPE/KARABÜK, -
======================================================
4)EŞİYLE TARTIŞAN KADIN, İKİNCİ İNTİHAR GİRİŞİMİNDE ÖLDÜ
GAZİANTEP'te eşiyle tartıştığı iddia edilen 28 yaşındaki Burcu Başak Aslan, oturdukları 4'üncü kattaki evin balkonundan atladı. Bir alt katın balkonuna düşen ve güçlükle ayağa kalktıktan sonra ikinci kez intihara kalkışan genç kadın yaşamını yitirdi.
Olay, öğleden sonara Şahintepe Mahallesi'nde meydana geldi. Burcu Başak Aslan, 3 çocuğunun babası eşi Murat Mutlu Aslan ile bilinmeyen nedenle tartıştı. Tartışma sırasında Burcu Başak Aslan, oturdukları 4'üncü kattaki dairenin balkonuna çıkıp atladı. Bir alt katın balkonuna düşen Aslan, kalkıp yeniden aşağı atladı. Ağır yaralanan Burcu Başak Aslan, çağırılan ambulansla kaldırıldığı Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Aslan'ın cesedi, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Görüntü Dökümü
----------------------------
Adli Tıp Kurumu
Cenaze aracı
Cenaze yakınları
Ambulans
İntihar eden kadının fotoğrafları
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ahmet ÖZER -GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 86 MB
==============================================
5)KENDİLERİNİ POLİS OLARAK TANITIP, SURİYELİ İŞADAMININ 750 BİN EURO'SUNU ALDILAR
GAZİANTEP'te kendilerini polis olarak tanıttıkları Suriyeli işadamı Hasan Cafer ile ailesini evinde kelepçeleyip odaya kilitleyen 7 kişi, çelik kasadaki 750 bin Euro'yu alıp kayıplara karıştı.
Olay, Değirmiçem Mahallesi'nde meydana geldi. Deri ticareti yapan Suriyeli Hasan Cafer'in oturduğu 5 katlı apartmanın en üst katına gelen kimlikleri belirsiz 7 kişi, kendilerini polis olarak tanıtarak "IŞİD'e para gönderiyormuşsun" diyerek ellerini kelepçeledi. Kimlikleri henüz saptanamayan kişiler, ailesiyle odaya kilitledikleri Hasan Cafer'den kasanın anahtarını alıp, içerisindeki 750 bin Euro'yu alarak kayıplara karıştı. Olayın ardından gelen kişilerin polis olmadığını ve soyulduklarını anlayan Cafer, polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine eve gelen polisler, Cafer ve ailesinin ifadesini alıp parmak izi çalışması yaptı. Evin çevresinde de inceleme yapan polis, şüphelilerin kimliklerinin belirlenerek yakalanması için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Hırsızlık yapılan apartman
Genel ve detay görüntüler
Haber: Metin Faruk TAMER-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 50 MB
======================================================
6)GELİN VE DAMADA DÜĞÜN GÜNÜ TRAFİK CEZASI ŞOKU
SAMSUN'da Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği sahte plaka denetlemesine polis plakası kapalı olarak seyreden gelin arabasını durdurdu. Gelin arabasını süren damat Hakan Sönmez'e 412 TL para cezası kesildi. Polis ekiplerini karşılarında gören damat ve gelin kısa süreli şaşkınlık yaşadı.
Samsun İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü il merkezindeki çeşitli yerlerde 'APP' plaka (sahte plaka) uygulaması yaparak durdurdukları araçların plakalarını inceledi. Yaklaşık 1,5 saat süren ve 15 trafik polisi ile Samsun Trafik Denetleme Şube Müdürü Mustafa Akar'ın da katıldığı denetlemede plakası kapalı olarak yakalanan gelin arabası ilginç görüntülerin yaşanmasına neden oldu.
55 LZ 156 plakalı otomobilin plakası kapatılarak gelin Kübra ve damat Hakan Dönmez'in adının yazıldığı kağıdın yapıştırıldığını gören polis gelin arabasını durdurdu. Gelin ve damat kısa süreli şaşkınlık yaşadı. Araç sürücü damat yanında oturan gelin ile birlikte polislere sorarak olanları anlamaya çalıştı. Polis, damat Hakan Sönmez'e plakayı kapatmasından dolayı 412 TL para cezası kesti. Plaka kapatmanın yasak olduğunu bilmediğini ifade eden damat Hakan Sönmez,"Plaka kapatmanın yasak olduğunu bilmiyordum. Teşekkür ederim. Kuaföre yeteşeceğiz" dedi. Denetlemede araçlarda özellikle APP olarak bilinen aksesuar amaçlı kullanılan sahte ve mühürsüz plakalar üzerinde uygulama yapan polis ekipleri, 29 otomobil sürücüsüne toplam 11 bin 948 TL para cezası kesti.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Gelin otomobilinden detay
-Trafik polisinin plakanın üzerinde ki kağıtı sökmesi
-Trafik polisinin damata ceza kesmesi
-Trafik polisinin damata cezayı ve evraklarını vermesi
-Damatın konuşması
-Gelin otomobilin gidişi
-Uygulamadan detaylar
(Süre: 2.05 Dk) - (Boyut: 66.6 MB)
Haber-Kamera: Hakan AKGÜN/SAMSUN,
========================================================
(ÖZEL)
7)DEFNE YAPRAKLARINI BİN METREDEN TELEFERİKLE İNDİRİYORLAR
KAHRAMANMARAŞ'ın Andırın İlçesi'ne bağlı Arıklı Mahallesi sakinleri, sarp kayalıklardan topladıkları defne yaprağını, Karadenizlilerden esinlenerek yaptıkları teleferikle bin metreden aşağıya indiriyor.
Boya, ilaç, kozmetik ve kimya sektöründe kullanılan defne yaprağı, son yıllarda Andırın'da önemli bir geçim kaynağı haline geldi. Hollanda başta olmak üzere Amerika, Almanya, Çin gibi birçok ülkeye de ihraç edilen, yüksek rakımlı sarp kayalıklarda yetişen defne yaprağının hasadı yorucu oluyor. Arıklı Mahallesi sakinleri, bu zorlukları kendi imkanlarıyla kurdukları teleferikle aştı. Bin metre yükseklikteki kayalıklardan toplanan defne yaprakları kurulan teleferikle aşağıya indiriliyor. Defne yaprakları buradan kamyonlara yüklenerek firmalara satılıyor.
Mahalle sakinlerinden Ahmet Cinkara, Karadenizlilerden esinlenerek teleferik sistemiyle hasat yapmaya başladıklarını belirterek, "Bu sistemi akıl ettik. Karadeniz'de görüyordum, neden buraya da olmasın diye düşündüm ve 1000 metrelik çelik halatı kurduk. Makara sistemi ile yukarıdan toplanan defneleri bu halata yüklüyoruz. Zaman kaybını önledik; hem daha pratik, hem de daha çok ürün elde ediyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Kurulan teleferik
Yaprakların indirilmesi
Mahalle sakinleri ile röp.
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İskender ZENGİN-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BİLGİSİ: ÖZEL
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 526 MB
===================================================
8)ERDOĞAN'IN "ÖNCE KÖMÜRÜMÜZÜ ERİTELİM" SÖZÜ ZONGULDAK İÇİN UMUT OLDU
ZONGULDAK'ta, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) 3 bin 200 işçinin alınması halinde yıllık 800 bin ton olan kömür üretiminin yüzde 100 artarak 1 milyon 600 bin tonlara çıkacağını söyledi. GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, elektrik santralleri toplu açılış töreninde "Kömürde ithal yok, bu işi kapattık. Rezervimizi eritmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Önce kömürlerimizi eritelim" dediğini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın da da, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "Önceliğimiz yerli kömür. İthal kömür santrallerine bu dönemde olumlu görüş vermeyeceğiz" diye konuştuğunu söyledi.
Bu sözlerin, Zonguldak ve TTK için umut olduğunu belirten Ahmet Demirci, koklaşabilir taşkömürünün sadece Zonguldak'ta olduğunu, bu kömürün kuruma bağlı Kozlu, Üzülmez ve Karadon maden ocaklarında çıkarıldığını söyledi. Bu kömürün altın değerinde olduğunu ve soba gibi yerlerde yakılmasına karşı olduklarını söyleyen Demirci şöyle konuştu:
"Bu taşkömürünü bir gram dahi kalmadan çıkartarak ülke ekonomisine kazandırmak istiyoruz. Kömürümüz kaliteli, hem de yerli üretim. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızdan, Başbakanımızdan bu konuda yardım istiyoruz. Bize işçi versinler. Bize baret, çizme, kazma yetiyor. Bir de iş güvenliği açısından diğer ekipmanları versinler."
Şu anda en düşük işçi sayısıyla tarihin en düşük kömür üretimini yaptıklarını ifade eden Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurumda şu anda 8 bin işçimiz var. Bunun 2 bini kömür kazıyor. Yıllık 800 bin ton kömür üretiliyor. TTK'da, norm kadro olarak 14 bin civarında olması gerekirken şu anda 8 bin işçi çalışıyor. 6 bin açığımız var. '6 bin işçiyi bir anda alsın' demiyoruz. Alınırsa devletimiz zarar eder, hem de işçi arkadaşlarımızın kaza riski artar. TTK'nın istemiş olduğu 3 bin 200 kadro var. 3 bin 200 işçi alınsın, TTK'nın üretimi yüzde 100 artar. Bu tarihinin en iyi seviyeleri de olabilir. Bu Zonguldak, hem de Türkiye ekonomisine katkı sağlar. Hem dövizimiz de dışarı çıkmaz. 5 milyar dolar biz dışarıya ithal kömür parası veriyoruz. Türkiye'nin 30 milyon ton civarında taşkömürüne ihtiyacı var. Biz bu 30 milyon tonun ne kadar fazlasını çıkarırsak dolarımız kendi cebimizde kalacak."
Görüntü Dökümü
----------------------------------
-GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci'nin açıklamaları
-İşçilerin kuyu başında beklemeleri
-İşçilerin kafesle yer altına inmeleri
-İşçilerin kuyu başından çıkmaları
-Kuyubaşı
-Şehir merkezi
Süre: (05.04) Boyut: (316 MB)
Haber-Kamera: Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,
==========================================
9)EDİRNE'DE PKK OPERASYONUNDA GÖZALTINA ALINAN 7 ÜNİVERSİTELİ ADLİYE
EDİRNE'de polisin terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması yönelik düzenlediği operasyonda gözaltına alınan üniversite öğrencisi 7 şüpheli adliyeye sevk edildi.
Edirne Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü iki gün önce terör örgütü PKK/KCK'nın gençlik yapılanmasına yönelik kentte operasyonlar düzenleyerek 2'si kız 7 kişiyi gözaltına aldı. Trakya Üniversitesi'nde öğrenci olan ve örgüte yakınlığı ile bilinen derneklere üye oldukları belirtilen şüphelilerin dernek binası ile evlerinde yapılan aramalarda PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterleri ele geçirilirken, bazı dijital verilere el koyuldu. Polisteki soruşturmaları tamamlanan 7 şüpheli bugün sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.
Adliye girişinde HDP Edirne İl Eş Başkanı Beşir Belke'nin de arasında bulunduğu 10 kişilik partili grubu, şüphelileri getirilmesi sırasında alkışla karşıladı. Şüpheliler de alkışlara zafer işareti yaparak, "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganı ile karşılık verdi. Polis, slogan atan öğrencilerin ağzını kapatarak engelledi. Şüphelilerin savcılıktaki soruşturmaları sürüyor.
Görüntü dökümü:
-----------------------
Zanlıların gelişi
Slogan atan öğrenci
Genel detay
Edirne adliye tabelası
(Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,
=======================================================
10)MENDERES SAMANCILAR ÖDÜLLERİNİ ADANA SİNEMA MÜZESİ'NE BAĞIŞLADI
ADANA Büyükşehir Belediyesi, tarihi bir Tepebağ evini restore edip, Sinema Müzesi'ne ek bina kazandırdı. Açılışa sinema sanatçısı Menderes Samancılar ile yazar Muzaffer İzgü de katıldı.
Türk sinemasına yüzlerce film kazandıran Adanalı oyuncu, yönetmen ve yazarların anılarının yaşatıldığı, afiş, arşiv, kamera ve materyallerin sergilendiği Adana Sinema Müzesi'nin ek bina açılışı törenle yapıldı. Tarihi Taşköprü'nün yakınındaki ek bina açılışını Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Akyürek, usta yazar Muzaffer İzgü ve ünlü aktör Menderes Samancılar ile birlikte gerçekleştirdi. Törene ayrıca Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Nermin Akray ile çok sayıda davetli ve öğrenciler katıldı. Menderes Samancılar, Adana Sinema Müzesi'ne 35 mm'lik sinema makinesi armağan etti ve kazandığı tüm ödülleri bağışladı.
ÖZGENTÜRK'ÜN BAĞIŞLARI
Adanalı ünlü sinema yönetmeni ve senarist Ali Özgentürk'ün Sinema Müzesi'nin ilk açılışında bağışladığı çok sayıda sinema malzemesi, afiş, kitap ve benzer objeler uzun süre değerlendirilmeyince, isteği üzerine iade edilmişti. Bu bağışlar Kadir Has Üniversitesi tarafından korumaya alındı.
Özgentürk bu konuda yaptığı açıklamada, bağışları ile ilgili olarak Belediye yetkililerine yazdığı mektuplara cevap dahi verilmediğini, üzülerek iadesini istemek zorunda kaldığını söylemişti.
Başvurusundan sonra da belediyeden hiç kimsenin kendisini aramadığını belirten Ali Özgentürk, açılışta yaptığı konuşmada bu yerin 'yaşayan bir müze' olması için çalışacağı sözünü de vermişti.
Halil Can ÖNDEMİR/ADANA, -
======================================================
11)İŞ ARKADAŞINA BÖBREĞİNİ BAĞIŞLADI
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde '3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası' nedeniyle stant açılırken, hastanede temizlik işçisi olarak çalışan Serhat Avcı'nın mesai arkadaşı Fazlı Koç'a böbreğini bağışladığı belirtildi.
3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası etkinlikleri kapsamında CÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde organ bağış standı açıldı. Açılışa CÜ Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Zekeriya Öztemur ve hastane personeli katıldı. Açılışta konuşan Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Zekeriya Öztemür, organ bağışının önemine değinerek Türkiye'de 60 binin üzerinde böbrek hastası olduğunu söyledi.
Öztemur, Türkiye'nin organ bağışında Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğunu aktararak, "Bizim bu işi güzel anlatmamız lazım. Hem karaciğer, hem böbrek hem de akciğer nakillerinde maalesef Avrupa'nın gerisindeyiz. Bu konuda toplumu bilinçlendirmemiz, özellikle kadavradan nakilleri artırmamız gerekiyor" dedi.
"İŞ ARKADAŞINA BÖBREĞİNİ BAĞIŞLADI"
Bu arada yaklaşık 3 yıldır hastanede temizlik görevlisi olarak çalışan evli ve 3 çocuk babası 34 yaşındaki Serhat Avcı'nın sağ böbreğini, 3 yıllık mesai arkadaşı 30 yaşındaki Fazlı Koç'a bağışladığı belirtildi. Hastanede birlikte görev yapan iki arkadaşın 22 Aralık 2015 tarihinde geçirdikleri ameliyat sonrasında da birlikte çalışmaya devam ettiği bildirildi. Arkadaşının böbrek rahatsızlığını duyduğunda tereddüt etmeden böbreğini vermek istediğini söyleyen Avcı, "Arkadaşım hastalığının son aşamasındaydı, diyalize girmesi gerektiğini duyunca durumuna üzüldüm. Ben böbreğimi vermeyi teklif ettiğimde ilk önce ciddiye almadı beni. Daha sonra bu teklifimi tekrarladım. İnanamadı. İstanbul'a gittik, ameliyata girdik ve şimdi sağlığı gayet iyi" diye konuştu. Avcı, ailesinin bu duruma tepki göstermediğini ve kendisini desteklediklerini anlatarak, arkadaşının sağlığına kavuşmasından dolayı da son derece mutlu olduğunu belirtti. Koç ise hastalığını öğrendikten sonra karamsarlığa kapılmadığını dile getirerek, "Hastalık ortaya çıktıktan sonra arkadaşım böbreğini vermek istedi, önce kabul etmedim. Neticede riskli bir durumdu evliydi, çocukları vardı. Sıkıntı yaşar diye kabul etmedim, tekrar teklif ettiğinde ben de hastalığımın son aşamasındaydım artık diyalize girmem gerekiyordu. Doktorlarımızın da desteği ve cesaretlendirmesiyle böbreği almaya karar verdim" dedi. Avcı sayesinde sağlığına kavuştuğunu ve hayatına devam ettiğini belirten Koç, arkadaşına teşekkür etti.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Organ bağış standından görüntü
-Doç. Dr. Öztemur'un açıklaması
-Organ bağışında bulunan temizlik işçilerinin açıklamaları
-Genel detaylar
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?