Konya'ya şehit ateşi düştü (Görüntü ekiyle yeniden)
Hakkari'nin Çukurca ilçesi Spingin Tepesi üs bölgesinde el yapımı patlayıcıya basması sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Yasin Sarı'nın (23) acı haberi memleketi Konya'ya ulaştı.
2'nci Hudut Tuğay Komutanlığı'nda görevli olan ve Spingin Tepe bölgesinde dün gece arama tarama faaliyetlerine katılan Piyade Uzman Onbaşı Yasin Sarı, ey yapımı patlayıcıya basması sonucu yaralandı. Sarı, kaldırıldığı Yüksekova Devlet Hastanesi'nde şehit düştü. Daha önce markette çalışan ve 1 yıl önce uzman onbaşı olan Sarı'nın, aynı iş yerinde çalışan Sedagül Ayhan ile yaklaşık 6 ay önce nişanlandığı ve seneye düğün yapmayı planladığı belirtildi. Acı haberin ardından fenalaşan baba Erol ve anne Gülizar Sarı ise yakınları tarafından sakinleştirildi.
Şehit Sarı'nın cenaze bugün ikindi namazından sonra Namazgah'ta düzenlenecek törenin ardından Konya Şehitliği'nde defnedilecek.
Görüntü Dökümü
-----------
-Evin dışından detay
-Şehidin fotoğrafları
-Genel ve detay
Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))
====================
Güvenliğin yanında, baygın haldeki hastanın cüzdanını çaldı
Mersin'de bir hastanenin acil servisinde, yanındaki güvenlik personeline rağmen yarı baygın haldeki hastanın cebinden cüzdanını aldıktan sonra bir manavın para kutusunu çalan 55 yaşındaki şüpheli tutuklandı. O anlar güvenlik kameralarına yansıdı.
Kent merkezindeki Toros Devlet Hastanesi'nde meydana gelen olayda, rahatsızlanarak acil servise başvuran M.G., tedavi sonrasında cüzdanının cebinde olmadığını görüp polise giderek şikayetçi oldu. Güvenlik kameralarını incelemeye alan Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, yanındaki özel güvenlik görevlisine rağmen yankesicilik olayını gerçekleştirdiği saptanan şüphelinin eşkalini belirleyip yakalanması için tüm birimlere dağıttı.
Bu olayın birkaç saat sonrasında Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bir manav dükkanının tezgahındaki para kutusu, kimliği belirsiz bir kişi tarafından çalındı. Olay yerine giden Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, güvenlik kamerasından kimliği tespit edilen M.Ü.E.'yi yakın bir noktada gözaltına aldı.
Hastanedeki yankesicilik olayının da faili olduğu ve benzer suçlardan çok sayıda kaydının olduğu belirlenen 55 yaşındaki zanlı, emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Suçunu itiraf eden ve pişman olduğunu dile getiren M.Ü.E., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.
Görüntü Dökümü
------------
Hastanenin güvenlik kamera görüntüleri
Emniyet Müdürlüğü'nün görüntüleri
Zanlının emniyetten çıkarılıp polis aracına bindirilmesi
Polis aracının emniyetten ayrılması
Haber-Kamera: Adnan AÇIKGÖZ/MERSİN,
===========================
Şehit kızını okula Emniyet Müdürü götürdü
Adana Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, 2015'de Iğdır'da şehit olan polis memuru İbrahim Derindere'nin kızı Hafza Derindere'yi okula makam aracıyla götürdü.
8 Eylül 2015'de Iğdır Dilucu Sınır Kapısı'nda giderken, teröristlerin yola döşediği patlayıcı sonucu şehit olan polis memuru İbrahim Derindere'nin 7 yaşındaki kızı Hafza Derindere 2019-2020 eğitim öğretim yılında ilkokula başladı. Babasının toprağa verildiği 9 Eylül 2015'te 3 yaşında olan Hafza, bugün Çukurova İMKB İlkokulu'na başladı. Adana İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş da, şehit kızını okulun ilk gününde yanlız bırakmadı. Sabah makam aracıyla şehit evine giden Aktaş, okula gitmek için hazırlık yapan Hafza'ya süpriz yaptı.
TÜM POLİSLER BENİM BABAM
Evden çıktığında karşısında polisleri ve Aktaş'ı gören Hafza, gözyaşlarını tutumadı. Aktaş, şehit kızına sarılarak makam aracına bindirip okula götürdü. Anne Şeyma Nur Derindere, polislere teşekkür ederek, "Kızımı emniyet müdürümüzün okula götüreceğini öğrenince çok mutlu olduk. Eşimin toprağa verildiği günün yıl dönümünde, kızım okula başlıyor. Hafza, sürekli bana, "Tüm polisler benim babam' diyor. Bir kez daha yanımızda olduklarını, bizi unutmadıklarını gösterdiler" dedi.
Görüntü Dökümü
--------------
Şeyma Nur Derindere'nin röp.
Şehit polis memuru İbrahim Derindere'nin kızı Hafza Derindere ile röp.
Adana İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın eve gelmesi
Araba içindeki görüntüler
Okulun içinde genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/(Adana),
===========================
Rus savaş gemisi 'Caesar Kunikov', Çanakkale Boğazı'ndan geçti
Rus Donanması'nın Karadeniz Filosu'na bağlı, 158 borda numaralı savaş gemisi 'Caesar Kunikov', Çanakkale Boğazı'ndan geçerek, Akdeniz'e doğru yol aldı.
Marmara Denizi'nden saat 08.15'te Çanakkale Boğazı'na giriş yapan, Rus Donanması'na ait, 112 metre uzunluğundaki 'Caesar Kunikov' adlı savaş gemisi, boğazın manevra yapılması en güç noktası Nara Burnu'nu döndükten sonra saat 09.50'de Çanakkale önlerine ulaştı. Rus savaş gemisinin güvertesinde, can yelekli askerlerin olduğu görüldü. Kilitbahir Kalesi ile Kilitbahir köyü dağında bulunan 'Dur Yolcu' yazısı önünden geçen savaş gemisi 'Caesar Kunikov', Akdeniz'e doğru yol aldı.
Görüntü Dökümü
---------------
Rus savaş gemisinin boğaz geçişinden genel ve detay görüntüler.
Haber-Kamera: Burak GEZEN/ÇANAKKALE,
=================
Sahte altın satan kardeşler yakalandı
Mersin'de 2 farklı kuyumcuya sahte altın kolye satıp parasını alan, başka kuyumcuda da aynı taktiği uygulamak isterken iş yeri sahibi tarafından yakalanan M.Z.D., kız kardeşi B.N.D. ve E.Y. isimli erkek, polis ekiplerince gözaltına alındı. Birçok ilde sahte altın bozdurduklarını itiraf eden zanlılar tutuklandı.
7 Eylül'de kent merkezindeki 2 farklı kuyumcuya giren bir kadın, aynı özellikte 2 kolyeyi satıp parasını aldıktan sonra bölgeden uzaklaştı. Bir müddet sonra başka bir kuyumcuya giren kadın, çantasından çıkardığı kolyeyi iş yeri sahibine verdi. Kolyeyi inceleyen kuyumcu, takının sahte olduğunu belirleyip polisi aradı. Adrese giden Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, isminin M.Z.D. olduğu öğrenilen kadını gözaltına aldı.
Zanlının sorgusunda, kardeşi B.N.D. ve E.Y. isimli erkekle birlikte hareket ettiklerini söylemesi üzerine araç plakasından diğer 2 kişiye de ulaşan polis, şüphelileri 2 bin 910 TL ile yakalayıp sorguya aldı. Suçlarını itiraf edip Türkiye"nin birçok yerinde aynı yöntemle dolandırıcılık yaptıklarını söyleyen 3 zanlı, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
------------
Kuyumcunun güvenlik kamera görüntüsü
Paraları sayıp çantasına koyması
Emniyet Müdürlüğü'nün görüntüleri
Zanlıların emniyetten çıkarılıp polis aracına bindirilmesi
Polis aracının emniyetten ayrılması
Haber-Kamera: Adnan AÇIKGÖZ/MERSİN,
============================
Ulamış'ın köylü kadınları 3 yıldır sahnede alkışları topluyor
İzmir'in Seferihisar ilçesine bağlı kırsal Ulamış Mahallesi'nde 3 yıldır faaliyet gösteren 25 kişilik Ulamış Köy Tiyatrosu ekibinde, 20 köylü kadın yer alıyor. Kadınlar bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyveler ile evlerinde yaptıkları lezzetli ürünleri pazarda satarak geçimlerini sağlıyor. Çoğu hayatında hiç tiyatro izlemeden tiyatro yapmaya başlayan kadınların kimisi eşiyle, kimisi kızı ve torunuyla aynı oyunda oynayarak, sahnede sergiledikleri performanslarla yaşamlarına renk katıyor.
Seferihisar'ın Ulamış Mahallesi'nde 3 yıl önce Seferihisar Belediyesi Tiyatro Topluluğu (SEFTİT) eğitmeni Vedat Murat Güzel öncülüğünde kurulan Ulamış Köy Tiyatrosu, 25 kişilik ekibiyle oyunlarda dekorundan müziğine her detayı ortaklaşa yapıyor. Kurulduğu yıl sergiledikleri 'Yaşamın İçinden' isimli oyunla büyük ilgi gören ve Türkiye'nin çeşitli illerini gezen ekip, köy halkına da tiyatroyu tanıttı. 25 kişilik ekibin 20'sini oluşturan köy kadınlarının kimisi evde çocuklarına bakıyor, kimisi bahçesinde sebze meyve üretimi yapıyor, kimisi ise yetiştirdikleri sebze ve meyveler ile evlerinde yaptıkları lezzetli ürünleri pazarda satıyor. Çoğu hayatında hiç tiyatro izlememiş olan kadınlar, günlük işlerini yapmanın yanı sıra köy tiyatrosuna dahil olarak hem kendi yeteneklerini keşfediyor hem de özgüven kazanarak çevrelerine örnek oluyor. Müziğinden, dekoruna oyunun tüm detaylarında birlikte çalışan ekipte aynı zamanda 10 yaşından 74 yaşındaki oyuncuya kadar birçok yaş grubunda köylü hem eğleniyor hem de birbirine destek oluyor. Kimisi eşiyle birlikte, kimisi kızı ve torunuyla aynı sahneyi paylaşan köylüler bir şekilde sanata dokunmuş olmanın mutluluğunu yaşıyor.
İlk oyunları 'Yaşamın İçinden'i Türkiye'nin birçok yerinde ve Almanya'da sergileyen ekip, yeni oyunları 'Düğün ya da Davul'u 9'uncu Seferihisar Tiyatro Festivali'nde izleyiciyle buluşturarak büyük alkış aldı. Öte yandan, köy tiyatrosu oyuncularından biri olan Berkay Taşkan tarafından çekilen Seferihisar Belediyesi Ulamış Köy Tiyatrosu Belgeseli, geçen temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri'nin Şikago şehrinde düzenlenen 3. Kısa Belgesel (Docademia's 3rd Short Documentary) Festivali'nde resmi seçki bölümüne seçilmeye hak kazandı. Belgesel, Kuzey Amerika genelindeki üniversitelerin derslerinde gösterime sunulup öğrencilere köy kültürünü inceleme olanağı sunacak.
'KADINLARIMIZ ÜRETİME SANATTA DA DEVAM ETTİ'
Köy kadınlarının tiyatro yaparak köylülere, ailelerine örnek olduğunu anlatan eğitmen Vedat Murat Güzel, "Burada 3 kuşak tiyatro yapan oyuncularımız var. Biz köylüleri genelde tarımla toprakla ya da hayvanları ile yaptıkları üretimle biliriz. Oysa sanatla bu fırsat verildiğinde kendilerini çok güzel ifade edebilen ve çevresine örnek olabilen insanlar oluyorlar. Biz de bunu ortaya çıkarmaya çalıştık, önce eğitim verdik, ardından oyun çalışmaya başladık. İkinci oyunumuzla artık seyircinin kabul ettiği, oyuncunun sahnede daha rahat kendini ifade ettiği durumlar ortaya çıktı. Katılımcılarımızın çoğu kadın, çünkü erkekler nedense bu tür sanatsal aktivitelere biraz uzak duruyorlar. Kadınlarımız her yerde dokundukları üretime sanatta da devam etti. İlk başta biraz temkinli yaklaşan köylüler, şimdi çok daha cesur, çok daha istekli davranıyorlar. Önceden kahvenin önünden geçerken bile tedirgin olan kadınlar şimdi kahvenin içinde oyun oynuyorlar. Bu çok güzel bir değişim ve dönüşüm. Bu etkileşimin çoğalması ve insanlara sirayet etmesi gerekiyor ki insanlar daha duyarlı, daha vicdanlı olsunlar" dedi.
Yıllardır sloganlarının 'Tiyatroya, sanata dokunan ellerde kir barınmaz' olduğunu söyleyen Güzel, "Amatör oyuncuları cesaretlendirerek sanatla buluşturup onların yapabilirlikleri doğrultusunda sahnede var olabilmelerini sağlıyoruz. Kimisi tarlasından, kimisi çocuğunun bakımından, kimisi evinde işinden gücünden, hayvanların bakımından zaman ayırarak çalışmalara katıldı. Tiyatro sayesinde köylüler birbirlerine kenetlendi. Köylülerle çalışmak benim sanatımı çok besliyor. Her kesimden öğrencim var. Ulamış'ın ata ekmeği var, karakılçık tohumundan yapılıyor. Bu ekmeğin yanında artık bir de köy tiyatromuz var diyebiliyoruz" diye konuştu.
'İŞLERİ BİTİREMEZSEK İMECE YAPIYORUZ'
Çocukluğundan beri içinde tiyatro sevgisi olduğunu, fakat 3 yıl öncesine kadar hiç yapmamış olduğunu söyleyen köylülerden Aslı Esenli (43), "Hem pazara çıkıyorum hem zeytinlerimiz var hem de bahçemiz var. Patlıcan, incir kurutuyorum, salça yapıyorum. Bahçede tavuklarımız da var. Yoğun çalışıyorum, fakat hocamın da ısrarıyla başladım. Arkadaş çevremiz çok iyi oldu, birbirimize bağlandık. Bir aile olduk, birbirimizi görmeden bir gün bile duramıyoruz. Arkadaşları yaylalara çıkartıyorum, kamp kuruyoruz, boş zamanlarımızda sosyal aktiviteler yapıyoruz. Bahçedeki işlerle ilgilenirken zaman geçiyor, akşamüstü oldu mu tiyatro kursum olduğunu hatırlayıp heyecanla koşturuyorum. Eğer işleri bitiremezsek arkadaşlarla imece yapıyoruz, 'Aslı'nın tiyatroya gitmesi lazım' deyip koşarak bana yardıma geliyorlar. Ağabeyim ve annem de beni destekliyor" dedi.
'TİYATROYA GİDİP HER ŞEYİ UNUTUYORUM'
Kızı ve torunuyla aynı sahnede oynayan Ayşe Duruk (70), "Kızım benden önce başlamıştı, ben de başladım ve tiyatroda kaldım. Sağlığım el verdiğince devam edeceğim. Benim arkamdan torunum da geliyor, biz üç kuşak tiyatrodayız. Sahnede mutlu oluyorum, en azından evde oturup da nerem ağrıyor diye kendimi dinleyeceğime, tiyatroya gidip her şeyi unutuyorum. Gençlerle genç oluyorum, yaşamayı ve insanları seviyorum. İlk oyunumda İstanbul'a gitmiştik, sözüme başladım bitiremeden alkışı aldım. Bazıları nerede diksiyon dersi aldığımı soruyor, sesimi dublaj sananlar oluyor. Tiyatrodaki herkesin Ayşe Teyzesiyim" diye konuştu. Ayşe Duruk'un torunu 13 yaşındaki Ayşegül Duruk ise, "2 yıldır tiyatroya gidiyorum, tiyatroyu çok seviyorum. Sahneye çıkınca heyecanlanıyorum. Tiyatroyu devam ettirip eğitim almak istiyorum" dedi.
Evde yaptığı tarhana, karakılçık erişte, salça, sarma, börek ve tatlıları pazarda satarak geçimini sağlayan Meltem Esenli (42) ise, "Daha önce hiç tiyatro izlememiştim, fakat derslere gelmeye başladıktan sonra ne kadar sevdiğimi fark ettim. Çok severek yapıyorum, bir sürü yeri gezdik ve ödüller kazandık" dedi.
'BIRAKMAYA NİYETİM YOK'
Tiyatro ekibinin en yaşlı üyesi Yüksel Çiftçi (74), "Kışın zeytin toplarım, yazın bahçemde patlıcan, biber, bamya, kavun, börülce yetiştiriyorum. Zeytinyağı yapıyoruz. Tiyatroda kendime geldim, Allah ömür verdiği sürece bırakmaya niyetim yok. Eşimin amcasının kızı, yeğenim, hep beraber gidiyoruz. Daha önce hiç tiyatro izlememiştim, ilgim yoktu. Sahnede olmak çok hoşuma gidiyor, alkışları duyunca çok heyecanlanıyorum ve cesaretleniyorum. Kızım, oğlum, torunlarım hepsi beni izlemeye geliyor. Oğlum Sudan'da yaşıyor, ona neler yaptığımı anlatıyorum, o da beni çok destekliyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
------------
-Ulamış köylü kadınların pazarından görüntüler
-Kadınların bahçelerinde çalışmalarından genel ve detay görüntüler
-Tiyatro provalarından genel ve detay görüntüler
-Vedat Murat Güzel ile röp.
-Köylü kadınlarla röp.
Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Hande NAYMAN/İZMİR,
=========================
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?