Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

1)ŞIRNAK'TA EL YAPIMI PATLAYICI İNFİLAK ETTİRİLDİ: 3 ASKER YARALI ŞIRNAK'taki Küpeli Dağı'nda güvenlik güçleri tarafından PKK'ya yönelik gerçekleştirilen operasyonda arama-tarama çalışmaları sırasında, daha önce araziye döşenen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 3 asker yaralandı.

15.05.2017 12:24

1)ŞIRNAK'TA EL YAPIMI PATLAYICI İNFİLAK ETTİRİLDİ: 3 ASKER YARALI

ŞIRNAK'taki Küpeli Dağı'nda güvenlik güçleri tarafından PKK'ya yönelik gerçekleştirilen operasyonda arama-tarama çalışmaları sırasında, daha önce araziye döşenen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 3 asker yaralandı.

Şırnak'ın kırsal kesiminde PKK'lı teröristlere yönelik başlatılan operasyonlar devam ederken, bu sabah saatlerinde Küpeli Dağı Görmeç Bölgesi'ndeki arazi arama ve taraması sırasında terör örgütü üyelerinin de daha önceden araziye döşenen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 3 asker yaralandı. Yaralanan askerler, Helikopter ile Şırnak Devlet Hastanesine kaldırılırken, bölgede başlatılan operasyon sürüyor.

Görüntü Dökümü

----------------

-Bölgedeki helikoptern hareketliliğinden

-Ambulansların görüntüsü

ŞIRNAK,-

========================================================

2)BAŞSAVCI TOPUZ: EN DİKKAT ÇEKİCİ OLAN FREN LAMBASININ YANMAMASI

MUĞLA Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz, Marmaris Yolu'ndaki Sakar Geçidi'nde 24 kişinin öldüğü 10 kişinin yaralandığı kazayla ilgili açıklama yaptı. Başsavcı Topuz, "Kazayla ilgili görüntüyü izledim. Midibüs hızlı bir şekilde seyir halindeyken yanındaki aracı solluyor. En dikkat çekici olan ise fren lambasının yanmaması. Kaza sonrası güvenli bir bölgeye çekilen midibüs üzerinde detaylı bir bilirkişi incelemesi yapılacak" dedi.

Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz, DHA muhabirine yaptığı açıklamada, feci kazayla ilgili soruşturmanın derinleştiğini söyledi. Midibüsün koltuk sayısının yasaya göre 30 kişi olması gerektiğini belirten Başsavcı Topuz, ölen ve yaralıların toplamının bu rakamı aştığına dikkati çekti. Topuz, "Araç sahibi B.Ç. yapılan sorgusunu müteakip çıkarıldığı mahkemece taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan tutuklanarak ceza infaz kurumuna konuldu" dedi.

Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz, kazaya karışan araç üzerinde bilirkişilerden oluşan bir heyetin kapsamlı bir inceleme yapacağını belirterek şunları söyledi:

"Olayın soruşturması ile ilgili başsavcılığımızca gerekli tedbirler alındı. Bu kapsamda, gece boyunca ölen vatandaşlarımızın kimlik tespit ve ölü muayene ve otopsi işlemleri, 3 Cumhuriyet Savcısı ve 3 adli tıp uzmanı ile yeterince yardımcı personel nezaretinde ara verilmeksizin Muğla Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü'nde devam etti. Kaza sonrası güvenli bir bölgeye çekilen midibüs üzerinde detaylı bir bilirkişi incelemesi yapılacak. Soruşturma dosyasına trafik ve jandarma olay yeri inceleme ekipleri tarafından yapılan raporlar temin edildi. Soruşturma çok yönlü devam ediyor. Kazayla ilgili görüntüyü izledim. Midibüs hızlı bir şekilde seyir halindeyken yanındaki aracı solluyor. En dikkat çekici ise fren lambasının yanmaması. 24 kişinin ölümü, 10 kişinin yaralanması olayı ile ilgili soruşturmayı derinleştirdik. Midibüsün koltuk sayısının yasaya göre 30 kişi olması gerekirken, ölen ve yaralıların toplamı bu rakamı aşıyor. Araç sahibi B.Ç., yapılan sorgusunu müteakip çıkarıldığı mahkemece taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan tutuklanarak ceza infaz kurumuna konuldu" dedi.

Öte yandan kazada yaralanan Yasemin Namlı Arkan, Nazime Çiçek, Duygu Sertbaş, Bircan Kıran, Fatma Ökten, Bahar Sınur, 10 aylık Nehir Sertbaş, Beyzanur Hano, Cahide Güler ve Simge Sinur'un tedavisinin sürdüğü bildirildi. Yaralılardan Beyzanur Hano, Cahide Güler ve Bircan Kıran'in isteği üzerinde İzmir'deki hastanelere sevk edildiği öğrenildi. Nehir bebek ile birlikte toplam 10 yaralının da sağlık durumunun iyi olduğu tedavilerinin sürdüğü bildirildi.

Görüntü Dökümü

-------------

-Araç kamerasında kaza anı

Cavit AKGÜN/MUĞLA, -

========================================================

(ÖZEL HABER)

3)15 YAŞINA KADAR KADIN, SONRASINDA ERKEK GİBİ YAŞIYORLAR

ANTALYA'nın Gündoğmuş ilçesi Akyarı Mahallesi'nde 12 kişi, çift cinsiyetli (hermafrodit) dünyaya geldi. Bu kişilerden 3'ü erkek olmak için operasyon geçirirken, sadece 1'i kadın olmak için ameliyat oldu. Kimlikleri pembe, ancak görüntüleri ile erkek olan köylüler, ortalama 15 yaşına kadar kadın gibi yaşarken, sonrasında saçlarını kestirip kadın kıyafetlerini çıkartarak erkek gibi yaşamayı tercih etti. Antalya kent merkezine 185, Gündoğmuş ilçesine 35 kilometre uzaklıkta yer alan Akyarı Mahallesi, çift cinsiyetli kişilerin çokluğuyla dikkati çekiyor. İlk çift cinsiyetliler garipsenirken, daha sonra sayının artmasıyla bu durum olağan karşılandı. Mahallede bugüne kadar 12 kişi çift cinsiyetli oluşlarını çekinmeden ifade ederken, bunlardan 2'si yaşamını yitirdi. Mahallede yaşayanlar, sayının daha fazla olduğunu, ancak bazı kişilerin bu durumlarını gizlediğini kaydetti. Bu kişilerden 4'ü köylerinde yaşamaya devam ederken, geri kalanlardan 4'ü Alanya'da, 2'si ise İstanbul'da yaşamlarını sürdürüyor. Köydeki 12 kişiden 3'ü erkek olmak için operasyon geçirirken, sadece 1'i kadın olmak için ameliyat oldu. Geri kalanlar durumlarının Allah'ın takdiri olduğunu belirterek tedavi olmadı.

KİMLİKLERİ PEMBE, GÖRÜNTÜLERİ ERKEK

Çift cinsiyetli kimlikleri ile yaşamaya devam eden 72 yaşındaki Aliye Ç. ile kardeşi 69 yaşındaki Emine Ç., kapılarını DHA'ya açtı. Pembe kimlikleri olan, ancak köyde herkesin Ali ve Emin diye seslendiği iki kardeş, durumlarından şikayetçi değil. Aliye Ç. doğarken böyle olduklarını belirterek, bu durumun Allah'ın hikmeti olduğunu söyledi. 7 kardeşin en büyüğü Aliye Ç., Emine dışındaki kardeşlerinin hiçbirinde bu durumun söz konusu olmadığını aktardı.

SAÇLARI BELİNE KADAR UZUYORDU

Kendilerini erkek olarak hissettiklerini belirten Aliye Ç., "Eskiden kadın elbiseleri giyerdik. Saçımız belimize kadar uzardı. 15 yaşında vücudumuzda değişiklikler meydana gelince saçlarımızı kestirdik. Erkek kıyafetleri giydik. Birçok yere çalışmaya gittim. Türkiye'nin her yerine gittim. Herkes bizi erkek olarak bilir. Yalnız nüfus cüzdanına baktığında kadın görünüyoruz" dedi.

POLİSİN KAFASI KARIŞMIŞ

Çift cinsiyetli oluşu nedeniyle bir kez sıkıntı yaşadığını dile getiren Aliye Ç., "Bir yerde polis beni çevirdi. Kimliğime baktılar kadın görünüyor, tipime bakıyor erkek. Şüphelendiler, beni karakola götürdüler sonra durumu anlayınca salıverdiler. Nüfus cüzdanıma bakınca kafaları karıştı" diye konuştu.

ÖNCE KIZIM, SONRA OĞLUM DİYE SEVDİLER

15 yaşına kadar kızlarla gezdiklerini kaydeden Aliye Ç., şöyle konuştu:

"15 yaşından sonra sakallarım çıktı ve kadın kıyafetlerimizi çıkartarak erkeklerle gezmeye başladık. Annem ve babam evvelce bizi 'Kızım' diye severdi, sonra erkek gibi giyinince 'Oğlum' dediler. Kardeşim tedavi için birçok yere gitti. Ben gitmedim, Allah'ın vermediğini bana kul verir mi? Arkadaşlarımın ikisi de tedavi için gitti ama bir şey olmadı. Evlenmeyi ne ile düşüneceğim? Cinsel organ olmadan ne ile evliliği düşüneceğim. Çöp (penis) olursa evlenilir."

ABD'DEN DOKTORLAR GELDİ

ABD'den Türk ve yabancı iki doktorun kendileri incelemek için köylerine geldiğini aktaran Ç., "Doktorlar bizde birkaç gün kaldı. İki kişi sonradan bu doktorlar aracılığıyla ABD'ye gidip ameliyat oldu. Biri kendine avrat aldı, diğeri Alanya'da tek başına yaşıyor" diye konuştu.

KARDEŞİMİN GÜZELLİĞİ KARŞISINDA KİMSE DURAMAZDI

Felçli kardeşi Emine Ç.'ye da bakan Aliye Ç., kardeşinin ciddi bir durumdan sonra tekrar ayağa kalkmayı başardığını söyledi. Felç nedeniyle konuşmaları anlaşılmayan kardeşinin de 15 yaşına kadar kadın gibi yaşadığını belirten Ç., "Kardeşim kadın gibiyken çok güzel bir yavruydu. Kimse güzelliğinin karşısında duramazdı. Kardeşim evvelden çok güzel yufka açardı, hastalandıktan sonra yapamıyor, şimdi hazır alıyoruz" dedi.

ANNESİ KINAYINCA

Aliye Ç., hiç aşık olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Ne aşkı, şeyin olmadıktan sonra aşk mı olur? Vajinanın içinde penisimiz var. Testislerim de var. Normal erkekler gibi ama penisimiz ufak. Kadın olamayız, erkek olabiliriz. Köyde kahve işlettim. Yapmadığım iş kalmadı. Herkes bize alıştı, kınama yok. Cenabı Allah kınayanların başına veriyor. Annem zamanında burada erkek olan bir kadını, oğlak güderken onu erkek diyerek kınamış. O da anneme 'Allah sana da versin' demiş, ondan sonra biz de kardeşimle öyle dünyaya geldik."

Diğer çift cinsiyetlerle akrabalık bağlarının olmadığını dile getiren Ç., "Evde yemekleri ben yapıyorum. Süper yemekler yaparım ve her yemeği yaparım. Annemiz bize öğretmişti" dedi.

TEK İSTEKLERİ EVLERİNİN DAMININ ONARILMASI

İki kardeşin en büyük isteği ise oturdukları evin akan damının onarılması. Bu yıl evlerinin yıkılacağı endişesini taşıdıklarını kaydeden Ç. kardeşler, gözyaşları içinde evlerinin onarılmasını istedi. Yaşlılıkları dolayısıyla bahçede çalışamadıklarını dile getiren Ç. kardeşler, damı onaracak paraları olmadığını vurguladı.

HERMAFRODİT NEDİR?

Doğuştan cinsel gelişim anomalileri arasında olan hermafrodit yani çift cinsiyetlilik, bir kişinin hem kadın hem erkek üreme organını vücutta taşıması demektir. Yunan mitolojisindeki 'Ticaret Tanrısı' Hermes ile 'Güzellik Tanrıçası' Afrodit'in adlarından gelmektedir. Efsaneye göre Afrodit ile Hermes'in bir oğulları olur. Adını Hermafrodit koyarlar. Hermafrodit o kadar güzeldir ki bir su perisinin dikkatini çekmiştir. Peri kız, sürekli ona yakınlaşmak için uğraşır ama Hermafrodit'in nazı ile karşılaşır. Bir türlü yüz bulamayan peri kız, Hermafrodit gölde yüzerken birden karşısına çıkar ve sıkı bir şekilde ona sarılır. Tanrılara onları birbirlerinden ayırmamaları için yalvarır. Sonunda dileği kabul olur ve ikisi de aynı vücutta can bulurlar. Böylece ortaya çift cinsiyetli bir insan çıkar.

Görüntü Dökümü

---------------------------------------

RÖP 1: Aliye Çakal

İki kardeş pembe nüfus cüzdanını gösterirken

Ev içerisinde Aliye Çakal bulaşık yıkaması

Ev içerisinde iki kardeşin görüntüsü

Evde televizyon seyrederken

İki kardeşin bahçede gezerken görüntüsü

Köydeki iki yaşlının duvarda otururken görüntüsü

Köyün görüntüsü

HABER: Hasan DEMİRBAŞ- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

===============================================

4)GELİNLİK HAYALİ GERÇEKLEŞEN GÜLLÜ'YE TEMSİLİ DÜĞÜN

MANİSA'da gelinlik hayali düzenlenen etkinlikte gerçekleştirilen down sendromlu 23 yaşındaki Güllü Aran için bu kez öğrenim gördüğü okulun bahçesinde düğün yapıldı. Gelin arabasıyla evden "Babam" dediği sınıf öğretmeni Mustafa Uğraş tarafından alınan Güllü, daha sonra okuluna götürülerek, düzenlenen temsili düğünde doyasıya eğlendi.

Turgutlu İlçesi'nde anne ve babası vefatından dolayı tek başına yaşamını sürdüren down sendromlu 23 yaşındaki Güllü Aran'ın önce çok istediği gelinlik hayali gerçekleşti, daha sonra ise Güllü için düğün töreni yapıldı. Güllü Aran, gelinlik hayalini gerçekleşmesi için geçtiğimiz günlerde eğitim gördüğü Firdevs Gürel Özel Eğitim İş Uygulama Okulu öğretmenleriyle birlikte Yunusemre Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü'ne bağlı eşya deposuna geldi. Güllü Aran'a gelinliğini, Yunusemre Belediye Başkanı AK Partili Mehmet Çerçi teslim etti.

Gelinlik hayali gerçekleşen Güllü'ye bir jest de Okul Müdürü Mehmet Yenir ve "Babam" dediği sınıf öğretmeni Mustafa Uğraş'tan geldi. Kendisine ait otomobili gelin arabası olarak süsleyen Uğraş, daha sonra Güllü'yü evinden aldı. Firdevs Gürel, Özel Eğitim İş Uygulama Okulu'na getirilen Güllü, alkışlar eşliğinde gelin arabasından indirildi. Okul bahçesinde düzenlenen düğün töreninde doyasıya eğlenen Güllü'nün mutluluğu görülmeye değerdi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi gelinlik hediyesi detayı

Güllü Aran'ın gelin arabası ile evden alınarak, okuluna götürülmesi ve Güllü Aran'?ın oynaması

(Haber- Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA,

===================================================

5)OKUL DIŞINA KAÇAN TOPLU ALMAK İSTERKEN, BACAĞINA TEL ÖRGÜLER SAPLANDI

EDİRNE'de ortaokul öğrencisi Emircan Ö., kaçan topunu almak için okul duvarının üzerinden kuyu üzerinde duran tel örgüye atladı. Sağ bacağı tel örgüye saplanan  küçük çocuk itfaiye ekiplerinin müdahalesinin ardından bacağında tellerle birlikte ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Edirne Mehmet Ruşen Erkurt Ortaokulu 5'inci öğrencisi olan Emircan Ö., teneffüste arkadaşlarıyla oynadığı top, okul bahçesinin dışına kaçtı. Topu almak için giden Emircan Ö., sökülerek bir kuyu kapağının üzerinde duran tel örgütünün üzerine atladı. Küçük çocuğun sağ bacağı tel örgütlere saplandı. Arkadaşlarının haber verdiği okul yönetimi itfaiye ve 112 acil servisi aradı. Edirne Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, önce küçük çocuğu sakinleştirdi. Ardında da bacağına sağlanan bölümü keserek tel örgüyle birlikte 112 ekiplerine teslim edildi. Ambulansla Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaldırılan Emircan Ö.'nün sağ bacağına saplanan tel örgü operasyonla çıkarıldı. Emircan Ö.'nün sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

Görüntü Dökümü

---------------------:

-İtfaiye ve 112'nin müdahalesi

-Okul ve bahçesi

-Öğrencilerden görüntüler

-Tel örgü ve kuyu

-Kesilen tel örgü

-Çocuklarla röp.

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/EDİRNE,-

===========================================

6)FIRTINA VADİSİ VE AYDER YAYLASI'NA TURİST AKINI

DÜNYA Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından koruma altına alınması gereken 200 ekolojik bölge arasında gösterilen Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi Fırtına Vadisi ve Ayder Yaylası'nda yaz turizm sezonu başladı.

Doğu Karadeniz Bölgesi'nin önemli turizm merkezlerinden biri olan Fırtına Vadisi ve Ayder Yaylası'na turist akını yaşanıyor. Fırtına Vadisi boyunca kemer köprüleri, tarihi konakları seyrederek bin 350 rakımlı Ayder yaylasına ulaşan yerli ve yabancı turistler eşsiz güzellikteki yemyeşil doğanın keyfini çıkardı. Yaylada bazıları piknik yapan, bazıları da yöresel çalgılardan tulum ve kemençe ezgileri eşliğinde oynanan horona eşlik eden turistler hatıra fotoğrafları çektirdi, doğa yürüyüşü yaptı. Yaylanın farklı noktalarında tulum, kemençe, gitar ve vurmalı çalgılar eşliğinde oluşturulan yöresel müzik grupları da, yerli ve yabancı turistlere mini konserler verdi, ilgiyle dinleyeren turistler de cep telefonları ile kayda aldı.

Yaylaya gelen yabancı turistlerin çoğunluğunu Ortadoğu ülkelerinden gelen Arap turistler oluşturduğu gözlendi. Bölgede tatil yapan yerli turistler yeşilin bin bir tonu ile karşılaştıkları coğrafyanın adeta yeryüzü cenneti olduğunu belirterek yayladan ayrılmak istemediklerini ifade ettiler. Arap turistler de hasret duydukları yeşile kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söylediler.

HOCAOĞLU: TURİZMDE YENİ TREND DOĞA VE KÜLTÜREL TURLAR

Rize Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu, turizmde trendin doğa ve kültüre dayalı olarak değiştiğini belirterek, yerli ve yabancı turistler için bölgenin cazibe merkezine dönüştüğünü söyledi. Hem konaklama, hem de ulaşım sektöründe çok ciddi ivmeler kazandıklarını anlatan Hocaoğlu, "Doğaya ve tarihi dayalı kültürel aktivite alt yapı ile çok daha geniş insan kitlelerine ulaşabilecek. Önümüzdeki yıllarda havaalanının da tamamlanması ile birlikte Rize ulaşımda tüm fırsatlara kavuşmuş olacak. Bu sayede ilimize gelen ziyaretçi sayısı da artacak.  Rize  doğası ve tarihi ile eşsiz bir yer. Birçok turistik aktiviteye ev sahipliği yapabiliyor. Güçlü bir alt yapı ile turizmde çok daha fazla pay alabileceğimiz bir noktaya geleceğiz" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Fırtına vadisi detayları

Turistlerden detaylar

Tulum eşliğinde horon oynanması

Yerli ve yabancı turist röportajları

Müzik grubu konserleri

Detaylar

Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR RİZE-DHA

Süre: 5.40 dk.          Boyut: 179 mb.

==================================================

7)'YEMEĞE ÇIKALIM' DEDİ, MEYDANDA EVLENME TEKLİFİNDE BULUNDU

ÇANKIRI'da çalışan Burak Demirel, Kırıkkale'de oturan kız arkadaşı Eda Şimşek'i  'Yemeğe çıkalım' diyerek evinden aldı, arkadaşları tarafından Cumhuriyet Meydanı'nda hazırlanan programda  evlenme teklifinde bulundu.

Çankırı'da bir lastik fabrikasında çalışan Burak Demirel (23), markette kasiyerlik yapan Eda Şimşek'e (20) Kırıkkale'nin Cumhuriyet meydanında havai fişek gösterisi eşliğinde yere çömelip, "Benimle evlenir misin?' diye sordu. Şaşkınlığını gizleyemeyen Eda Şimşek ise bu teklifi kabul ederken büyük alkış aldı. Genç aşıklar birbirlerine sarılarak büyük mutluluk yaşadılar.

Hayatının en mutlu anını yaşadığını belirten Burak Demirel, "Herkese tavsiyem, sevgililerine böyle bir şey yapsınlar. Eda'yı çok seviyorum" dedi. Eda ise heyecanlı konuşmasında, "Burak; iyi ki varsın diyorum. Teklifini memnuniyetle kabul ettim. Bu benim için sürpriz oldu. Yemeğe gidiyoruz diyerek evden çıkardı, dönerek buraya getirdi" dedi. Düğünün ise Eylül ayında yapılacağı belirtildi.

Eda'nın annesi Leyla Şimşek de "Çok güzel bir duygu, mutluyum" derken, Burak'ın ablası Fatma Ölmez ise "Gençler birbirlerini çok seviyordu. Darısı bütün bekarların başına" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Genç çiftlerin meydana gelişi ve hava fişekler arasında yürümeleri

Burak Demirel'in Eda Şimşek'e evlenme teklif etmesi

Çiftlerin açıklamada bulunmaları

Arkadaşların tebriklerini kabul etmesi

Anne Leyla Şimşek ve abla Fatma Ölmez in açıklamaları

Erhan GÖĞEM/KIRIKKALE, -

====================================================

8)ŞEHİT GAZETECİ HASAN TAHSİN ANILDI

İZMİR'in işgali sırasında, düşmana ilk kurşunu atarak milli mücadeleyi başlatan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin, Konak'taki İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı. Basın özgürlüğünün önemine dikkat çeken İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkan Misket Dikmen Basın "Kişiler, düşüncelerini ifade ederken endişe duyuyorlarsa, hapis tehdidiyle karşı karşıya kalıyorsa, hukuka, adalete inanç zedeleniyorsa, özellikle oto sansür tehlikesi gazeteciler arasında adeta bir virüs gibi yayılıyorsa o ülkede basın ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir" dedi.

İzmir'in işgalinin başladığı 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan askerlerine ilk kurşunu atan ve şehit edilen Gazeteci Hasan Tahsin, İzmir'in Konak Meydanı'nda yeralan İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı. Törene, CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir milletvekilleri Tuncay Özkan, Ali Yiğit, İzmir Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Ortaokulu öğrencileri, Basın Yayın Enformasyon Bölge Müdürlüğü yetkilileri ve gazeteciler katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın söylenmesinden sonra anıta İGC Başkanı Misket Dikmen Çelenk koydu. Törende konuşan Dikmen,  Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarından Hasan Tahsin'i büyük bir onurla andıklarını söyledi. Dikmen "15 Mayıs 1919'da onun attığı ilk kurşun vatanın neredeyse tamamının işgalden kurtulması için ilk kıvılcımı ateşledi. O ilk kıvılcımdan 4 gün sonra Samsun'dan başlayan kurtuluş mücadelesi 9 Eylül 1922 de yine bu kentte sona erdi. Tam da bu alanda Hükümet Konağı'na yeniden Türk Bayrağı çekildi. Geldikleri gibi gittiler. İzmir'in işgalinden düşmana, o tarihi kurşunu Hasan Tahsin sıktı. Gerçek adı Osman Nevres, ülkemizin düşman işgali sırasında yaptığı konuşmalar ve hazırladığı bildirilerle direnen, halkı aydınlatan bununla yetinmeyerek düşmana ilk kurşunu sıkan ve orada şehit edilen kahraman. Bir gazeteci. Hasan Tahsin orada şehit edilse de, o kurşunun yaktığı ateş ile Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandı" dedi.

"BU COĞRAFYADA GAZETECİLİK GİDEREK ZORLAŞIYOR"

Dikmen, aradan nerdeyse bir asır geçmesine karşın bu coğrafyada gazetecilik yapmanın hala çok zor olduğunu ve giderek zorlaştığını öne sürdü. Türkiye'nin adeta bir gazeteci hapishanesine dönüştürüldüğünü iddia eden Dikmen, "159 gazeteci parmaklıklar ardında. Yazmaları, konuşmaları engelleniyor. Gazetecilik yapmak suç olarak görülüyor. Halka gerçekleri söylemek, doğru haberleri aktarmak çok zor bir hal aldı. Türkiye'de ve dünyada basın özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler, çeşitli saldırılara maruz kalmaya devam ediyor" dedi.

ATATÜRK'E HAKARET EDENLERİ KINAMA

Dikmen, son günlerde gündemde olan Atatürk'le ilgili televizyon ekranlarında yayınlanan program ve konuşmalarla ilgili de konuştu. Türkiye Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e ağza alınmayacak hakaretler edildiğini ve bunların yayınlandığını belirten Dikmen "Bunu kabul etmiyoruz. Atatürk'e ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarına hakaret edenleri kınıyoruz" dedi.

OTOSANSÜR TEHLİKESİ

İGC Başkanı Dikmen, konuşmasının son bölümünü ise basın özgürlüğüne ayırdı. Dikmen  "Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğüne dayanır. Ancak kişiler, düşüncelerini ifade ederken endişe duyuyorlarsa, hapis tehdidiyle karşı karşıya kalıyorsa, hukuka, adalete inanç zedeleniyorsa, özellikle oto sansür tehlikesi gazeteciler arasında adeta bir virüs gibi yayılıyorsa o ülkede basın ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Ülkemiz büyük sıkıntılar içinden geçiyor. Bize düşen bu sorunları yenebilmek için birlik içinde olmaktır. Tarih bizlere birlik içinde nasıl ulus olabileceğimizi göstermiştir. Bugün de bütün zorlukları birlikte aşacağız. Bizler, Hasan Tahsin ve Cumhuriyet ruhunu ilk günkü inançla yaşatmayı sürdürecek mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Şehit Gazeteci Hasan Tahsin, Konak'taki İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen törenden genel ve detay görüntü

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkan Misket Dikmen'in açıklamaları

Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve çelenk konma

Haber: Utku BOLULU- Kamera: Mücahit BEKTAŞ

==============================================

9)TÜRKİYE'DE 2 BİN 600 YÜKÜMLÜ, ELEKTRONİK KELEPÇELİ

TÜRKİYE'de suçluların elektronik İzleme Sistemleri ile takip edilmeleri uygulamalarının 2005 yılında başladığını belirten Kayseri Denetimli Serbestlik Müdür Vekili Can Deveci, "Şu anda ülkemizde 2 bin 40'si erkek, 150'si kadın olmak üzere toplam 2 bin 600 hükümlü, kelepçe takılarak elektronik ortamda izleniyor" dedi.

Elektronik İzleme Sistemine Geçişte Denetimli Serbestlik Hizmetlerinin Kurumsal Kapasitesi'nin Güçlendirilmesi Eşleştirme Projesi Bölge Toplantısı Kayseri'de yapıldı. Toplantıya,  Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Usta, Emniyet Müdürü İbrahim Kulular, İl Jandarma Komutan Vekili Albay Hüseyin Sevim, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven ve öteki davetliler katıldı. Toplantının açılışnda konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Usta, Türkiye'de elektronik izleme sisteminin 2005 yılında başladığını ve o günden bu yana 1 milyon 20 bin 64 kararın infazının denetimli serbestlik müdürlüklerince yerine getirildiğini kaydetti. Kayseri Denetimli Serbestlik Müdür Vekili Can Deveci de toplantıda yaptığı sunumda, elektronik izleme sistemleri ve dünyadaki uygulamalarla ilgili bilgiler verdi. Deveci, 2005 yılından bu yana uygulanan elektronik izleme sisteminde Türkiye'nin iyi bir noktaya geldiğini bildirerek, "Elektronik izleme yöntemiyle 4 farklı izleme yapılabilirken, her ülkenin bunların hepsini kullanmadığını görüyoruz. Türkiye ise bütün izleme yöntemlerini kullanıyor. Elektronik izleme yöntemi, hüküm öncesi verilen adli kontrol şartıyla serbestlik hükümlünün evinden çıkmaması, ya da bulunduğu ili terk etmemesi veya yasaklı bir bölgeye girmemesi gibi yükümlülüğü ifade ediyor.   Hüküm sonrasında 75 yaşını geçmiş ve cezası 3 yıldan az olan yükümlülerin cezaevinde değil de ev hapsinde kalmalarını sağlayan bir izleme yöntemidir. Salıverme sonrası izleme ise ceza infaz kurumundan koşullu salıverilmelerine 1 yıl ve daha az kalan hükümlülerin elektronik izlenmelerini beraberinde getiren bir sistem" diye konuştu.

Deveci, alkol kullanmama ya da eve alkollü gelmeme cezası alan yükümlülerin de elektronik izleme sistemiyle takip edilebildiğini vurgulayarak, "Yükümlünün evine bir cihaz konuluyor ve belirli sürelerde bu cihaza üflemesi isteniyor. Yükümlünün üflerken fotoğrafını çeken sistem, merkezde yüklü olan fotoğrafla çektiği fotoğrafı eşleştiriyor ve doğru kişinin cihaza üflemesini sağlıyor. Merkez, yapılan üfleme sonrası kişinin alkollü olup olmadığını belirliyor. Ülkemizde bu sistem, cihaz olmadığı için henüz kullanılmıyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, elektronik izleme sisteminde önemli bir noktaya geldiğini belirten Deveci, şunları kaydetti:

"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, eşe yaklaşmama cezası almış bir kişinin izlenmesi yükümlülüğünü de Adalet Bakanlığı üstlenmiş durumda. Elektronik İzleme Merkezi'miz bu işi yerine getiriyor. Şu anda ülkemizde 2 bin 450'si erkek, 150'si kadın olmak üzere toplam 2 bin 600 kişi, elektronik kelepçe takılarak izleniyor. Bu izlemeler, hükümlünün bir bölgeyi ya da şehri terk etmemesi, gece ev hapsi, hükümlünün bir kişiye yaklaşmaması şeklinde yapılıyor. Eğer şiddet uygulayan bir kocaya eşine yaklaşmama cezası verilmişse, her ikisine de bir cihaz veriyoruz. Koca eşine 600 metreden fazla yaklaşmışsa, uzaklaşması için uyarıyoruz. Kadın eğer farkında olmadan şiddet uygulayan eşine yaklaşıyorsa, eşinin adresini bildiriyoruz ve o adresten uzak durmasını sağlıyoruz."

Bölge toplantısı 3 gün sürecek ve Konunun uzmanları ile proje liderleri Michiel Van der Veen, Jos ter Voert ve Robert Clarke bilgilerini katılımcılarla paylaşacak.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Toplantının açılışından görüntü

-Denetimli Serbestlik Müdürü Can Deveci'nin sunumundan görüntü

-Deveci'nin elektronik kelepçeleri tanıtımından görüntü

-Detaylar

Haber-Kamera: Zafer BARIŞ/KAYSERİ DHA)

DV 1 DOSYA, 5 dakika, 52 saniye/187,5 MB

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement