1)ERDOĞAN: RAKKA'YI DA O KATİL SÜRÜSÜNDEN TEMİZLEYECEĞİZ
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı harekatında Cerablus'un ardından El Bab'ın da DEAŞ'tan temizlenmek üzere olduğunu belirterek, "Bundan sonraki süreçte Münbiç var. Amerika ile koalisyon güçleriyle mutabık kalırsak, Suudi Arabistan, Katar ile mutabık kalırsak Rakka'yı da DEAŞ denilen o katil sürüsünden temizleyeceğiz" dedi. 16 Nisan tarihinin en büyük kazanım olacağını söyleyen Erdoğan, geçmişte Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'i Merkez Bankası'nın başına getirmek isteğini, ancak dönemin cumhurbaşkanının kabul etmemesi nedeniyle bunu gerçekleşmediğini açıkladı. Erdoğan, istihdam seferberliğine katkıda bulunma sözü verip yerine getirmeyenleri ifşa edeceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 milyar 633 milyon liraya mal olan 261 yeni eserin toplu açılış törenine katılmak üzere Gaziantep'e geldi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda halka hitap eden Erdoğan'ı, Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Veysi Kaynak, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, milletvekilleri ve kent protokolünün de bulunduğu yaklaşık 25 bin kişi dinledi. Konuşmasına geçen 20 Ağustos'ta 56 kişinin öldüğü canlı bomba saldırısının ardından 28 Ağustos'ta taziye için geldiğini hatırlatarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör eylemleri ve 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet, gazilere şifa dileyerek başladı. Gaziantep'in geçen 1.5 yıllık süreçte terörle mücadelede 33 asker ve polisi, PKK ve DEAŞ saldırılarında 70'e yakın sivili şehit verdiğini ve 15 Temmuz darbe girişiminde de 3 Gazianteplinin şehit olduğunu ifade eden Erdoğan, kentin düşman işgalinin ardından elde ettiği gazi unvanını sürekli tazelediğini ifade ederek, şunları söyledi: "Buradaki kardeşlik, buradaki birlik, beraberlik, dayanışma, buradaki üretim, emek buradaki vatan sevgisi, millet sevgisi tüm bölgeye tüm Türkiye'ye örnek gösterilecek seviyededir. Her kim ki bu ülkede farklı kökenlerden insanlar bir arada yaşayamaz diyorsa gelsin Gaziantep'e baksın. Türkmen, Kürt, Arap daha pek çok etnik gruptan insanıyla tüm Antepliler tek yürek tek yumruk işte burada. Her kim ki bu ülkede farklı mezhep ve meşreplerden insanlar bir arada yaşayamaz diyorsa gelsin Gaziantep'e baksın. Sünni'siyle, Alevi'siyle her mezhep her meşrep insanıyla tüm Antep işte bu meydanda. Her kim ki bu ülkede başka yerlerden gelen insanlar gönül hoşluğuyla karşılanmıyor, iyi misafir edilmiyor diyorsa gelsin Gaziantep'e baksın. Suriyeli, Irak, Afganlısıyla diğer bölgelerden gelen insanlarıyla Antep işte burada. Türkiye'nin 80 vilayetinden gelen herkesi bağrında barındıran AŞ veren, iş veren, ev veren Antep bu kadirşinaslığının bereketini görüyor. Bazı yerlerde sıkıntı varken Gaziantep'teki fabrikalar, işyerleri maşallah harıl harıl çalışıyor. Nerede hareket orada bereket, o kadar."
'SÖZÜNÜ TUTMAYANLARI İFŞA EDECEĞİM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam seferberliği başlattığını ve verilen taahhütlerin takipçisi olacağını da belirterek, "Geçtiğimiz günlerde bir istihdam seferberliği başlattık. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nin bu seferberliğe 15 bin ilave istihdam taahhüdü ile katıldığını öğrendim, çok memnun oldum. Ankara'daki toplantıda söz verilen rakamlar vardı. Şimdi vali bey bu taahhüdü takip edecek. 15 bin kişi Organize Sanayi Bölgesi'nde inşallah işbaşı yapacak. Hepsinin de takipçisiyim. Söz verip de yerine getirmeyen olursa onları da tüm ülkeye ifşa edeceğimi özellikle belirtmek isterim. Suriye'deki sıkıntılar sona erdiğinde Gaziantep çok daha büyük atılımın içine girecektir. Şimdiden hazırlığınızı yapın, güzel günler sizleri bekliyor" dedi.
"TÜRKİYE, İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİNDE YOL AYRIMINDA"
Türkiye'nin 16 Nisan tarihinde yapacağı halk oylaması ile yeni yol ayrımında olduğunu ve reform mahiyetinde yeniliğe girdiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye istiklal ve istikbal mücadelesinde yeni bir yol ayrımındadır. Uzun geçmişi olan yönetim sistemi arayışlarımızda reform mahiyetinde bir yeniliğe gidiyoruz. Yürütme, yasama ve yargı organlarının görevlerini yeniden tanımlayarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz. Bu sistemin ilk adımını 2007 Anayasa değişikliğinde atmıştık. İkinci adım, 2014 yılında şahsımın doğrudan halk oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmesiydi. Şimdi 16 Nisan'da halk oyuna sunulacak Anayasa değişikliğiyle bu reformun nihai adımını atıyoruz. Meclis, AK Parti ve MHP'nin gayretiyle üzerine düşeni yaptı. Her iki lidere ve milletvekillerine teşekkür ediyorum. Şimdi sıra millette, milli iradede. Biz bu referandum sürecinde milletimiz tercihini en sağlıklı şekilde yapmasını sağlamak için gayret gösteriyoruz. Onun için bugün buradayız. Türkiye demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Elbette herkes tercihinde hürdür, özgürdür. Ama milletimizin her bir ferdinin yaptığı tercihin sonuçlarını bilmek hakkıdır. Bunun için toplu açılış törenleriyle şehirlerimizi geziyor, hem hasret gideriyor hem de millete hakikati anlatıyoruz."
"İŞİN ASLINI BİLSEK TEREDDÜTE KAPILACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef, Anayasa değişikliyle ilgili olarak o kadar yanlış bilgiler yayılmaya çalışılıyor ki, işin aslını bilmezsek biz bile tereddüde kapılıp, 'Ne oluyor' diyeceğiz. Anayasa değişikliğine ve cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkan gafiller, ha bire bir şeyler söylüyorlar ama hep yanlış söylüyor, ne yazık ki yalan söylüyorlar" dedi. "Sizlere Anayasa değişikliğiyle ilgili yeni yönetim sisteminin ne olduğunu ana hatlarıyla özet olarak anlatmak istiyorum" diyen, Erdoğan, şöyle konuştu: "Şayet hala kafasında soru işareti olanlar varsa, bunları dinledikten sonra inanıyorum tercihi kesinleşecek. Her şeyden önce Türkiye'de CHP'nin dediği gibi rejim değişmiyor. Yürütme ortadan kalkmıyor, Meclis kapanmıyor, yargı etkisiz hale getirilmiyor. Cumhuriyetimizin son asırdaki en büyük kazanımı 16 Nisan olacak. Demokrasiyi zayıflatmak şöyle dursun, daha da güçlendiriyoruz. Nasıl mı; ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını seçme yetkisini tüm aracıları çıkarıp doğrudan millete veriyoruz. Bunun için yeni sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemi veya Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Millet yetki ve sorumluluğu kime verdiğini bilecek ki, gerektiğinde yakasına yapışsın. Yürütme, yasama, yargı organları arasındaki ilişkileri yeniden tanımlıyor, herkesin işiyle meşgul olmasını sağlıyoruz. Mevcut durumda yürütme ve yasama aslında ayrı partinin aynı kadronun kontrolü altındadır. Yeni sistemde yürütmeyi temsil eden Cumhurbaşkanı ayrı seçiliyor, meclisi oluşturan milletvekilleri ayrı seçiliyor. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı hükümet kuracak, üst düzey bürokratları atayacak, kararnameyle ülkeyi yönetecek, mecliste milletvekilleri kanunu çıkaracak, Cumhurbaşkanı denetleyecek. Eskiden Cumhurbaşkanı'nın vatana ihanet dışında yargılanabilmesi mümkün değildi, şimdi meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla meclisin bilgi edinme ve denetleme yetkisi güçleniyor. Hem de Cumhurbaşkanının yaptığı tüm işlerden dolayı yargılanabilmesinin yolu açılıyor. Cumhurbaşkanı ve meclisten hangisi isterse seçimleri birlikte yapabilir. Yani Cumhurbaşkanı seçimlere gidebilir, ama seçime gittiği zaman kendisi de yeniden seçilmek durumundadır. Hem milletvekili seçimi, hem cumhurbaşkanlığı seçimi aynı anda yapılır. Öyle bir kişinin istediği kadar Cumhurbaşkanı olma imkanı yok, en fazla 2 dönem yani 10 yıl görev yapabilecek. Değişimin, yenilenmenin önünü kimsenin tıkamaya hakkı yok. Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişkisini kesmesini engelleyen maddeden de vazgeçiliyor. Bu zaten gerçekçi ve doğru olmayan bir yöntemdi. Sıkıyönetim kalkıyor, gerektiğinde OHAL geliyor. Cumhurbaşkanı sadece bütçe kanunu teklif edebiliyor, onun dışında tüm yasama yetkisi milletvekillerine ait. Utanmadan sıkılmadan Meclis kalkıyor diyorlar, bunların yalanlarından bıktık."
GENÇLERLE BAL GİBİ OLUR'
Yeni düzenlemeyle 18 yaşında seçilme hakkının getirildiğini ve milletvekili sayısının 600'e çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Anayasa değişikliğinde yargı ile ilgili reform mahiyetinde düzenlemeler var. Her şeyden önce yargının bağımsızlığı, tarafsızlığıyla güçlendiriliyor. Böylece yargıyı yıpratan tartışmaların önüne geçilmesini hedefliyoruz. Disiplin dışındaki askeri mahkemeler kapatılarak yargıdaki çift başlılık sona erdiriliyor. HSYK yürütme ve yasamanın da katkısıyla çoğulcu geniş tabancı işleyişini güçlendirecek yeni yapı kuruluyor. 16 Nisan gençlerin günü. Siz gençlere siyaset yolunu açmayanlar bunun yolunu görecekler. Ne diyorlardı; 'çocuklarla bu iş olur mu" diyorlardı. Olur olur bal gibi olur. 16 Nisan'da yeni bir reform, yeni bir gün doğacak gençlere. 18 yaşındaki gence seçme hakkı veriyorsun da, seçilmeyi niye vermiyorsun? Zor olan seçmektir, seçilmek kolay. Bir zamanlar bir siyasetçi, bir genel başkan, 'Taksim Meydanı'nda dört ayaklı merkep koysam seçtirirdim' diyordu. Niye; onların mantığında seçilmek kolay, seçmek zordu. Batı'da oluyor da bizde niye olmasın? Dünyanın 57 ülkesinde seçme ve seçilme yaşı 18, bizde de öyle olacak. Benim dedem Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp, bir çağ açtı mı? Onun torunları da bunu yapar mı? Siz kendinizi 15 Temmuz gecesi ispat ettiniz. Tankların önünde duran gençlerimiz gördü. F 16'ların karşısında duranları gördüm, bombalar yağdıran helikopterin karşısında duran gençleri gördüm. Modern silahlar karşısında şahadete yürüyenleri gördüm. Gençlere güveniyorum. 16 Nisan yeniden doğuş olacak. İnşallah bu yeni dirilişin, ayağa kalkışın işareti olacak. Size güvenmeyen, inanmayanları mahcup edecek neticeyi inşallah hep birlikte alacağız."
"SİYASİ ÇEKİŞMELERLE ÇOK ZAMAN KAYBETTİK"
Türkiye'nin yeni sisteme geçmesinin en önemli sebebinin geçmişte yaşanan sıkıntılar olduğuna değinen Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı sonrası benzer şartlarda kalkınma yarışına girdiğimiz ülkeler bizim fersah fersah önümüzde. Siyasi çekişmelerle ne yazık ki çok zaman kaybettik. Darbelerle ekonomik krizlerle sürekli zaman kaybettik. 16 ayda bir bu ülkede hükümet kuruldu. Böyle bir ülkede istikrar olur, güven olur mu? İstikrar ve güvenin olmadığı ülkede kalkınma olur mu? İstikrar, güven, huzur, refah diye sarıldıkça kaos kriz yoksulluk geldi. Bu hakikatler göz önündeyken hala kriz yöneten sistemde ısrar etmenin anlamı yoktur. Birileri 'neyi yapamıyorsanız da yönetim sistemini değişiyorsunuz' diyor. Sistemi kendimiz için değişmiyoruz, reformu millet ülke için yapıyoruz. Dikkat edin bu ithamı bize yöneltenler hayatları boyunca bu ülke için dikili ağaçları yok, hayırlı hizmetleri yok. 14 yıldır ülkeyi yönetirken eksiğiyle fazlasıyla sistemin bize sağladığı kolaylıkla değil bizim şahsi kabiliyetimizle bunları başardık. Şu anda da hükümetle bürokrasiyle iktidar partisiyle herhangi sıkıntım, sorunum yok ama bu ikili ilişkilerimiz" diye konuştu.
MEHMET ŞİMŞEK İLE İLGİLİ SIRRINI AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sırada "Eskiler bir ipte iki cambaz oynamaz derler" diyerek, bir sırrı açıklayacağını dile getirdi ve şunları söyledi:
"Maliye Bakanımız var, şimdi Başbakan Yardımcımız Mehmet Bey'i ben Merkez Bankası'nın başına getirmek istedim. O dönemin Cumhurbaşkanı 'olmaz' dedi. 'Niye olmaz bileyim, ikna olayım' dedim, 'olmaz' dedi. 'Mehmet Bey'in hanımı başörtülü falan zannediliyor diye mi olmaz diyor' dedim. 'Sayın Cumhurbaşkanı başörtülü değil, hatta Amerikalıdır' dedim, 'Yok olmaz' dedi. Şimdi böyle bir başbakanlık, böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Mehmet Bey'i Merkez Bankası başına getiremedik. Böyle yanlışlarla, cins hareketlerle, ideolojik yaklaşımlarla bir yere varılmaz. Bunlardan kurtulmak için bu adımları atıyoruz. Mehmet Beyi, Merkez Bankası'nın başına getiremedik sonra Maliye Bakanı yaptık. Çünkü ona kudreti yoktu. Bu makamlarda kim olursa olsun, eninde sonunda güçler arasında bir çatışma kaçınılmazdır. Bunu biz rahmetli Özal ve Demirel döneminde de gördük, başkalarında da gördük. Buralarda bir söz vardır; 'Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa' diye. Herkes yetki ve güç sahibi olduğu zaman orada işler yürümez. Herkes işini bilecek. Türkiye'yi göz göre göre anayasa kitapçıklarının fırlatılarak istikrar ve güven ortamının yerle bir edilmesine gönlümüz razı değil."
Amerikalı Annalise Granvald ile o dönemde evli olan ve bu evliliğini 2009 yılında bitiren Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını, 2010 yılı başında yaşamını birleştirdiği eşi Esra Şimşek ile birlikte gülümseyerek dinledi.
"MUTABAKAT OLURSA RAKKA'YI DEAŞ'TEN TEMİZLEYECEĞİZ"
Türkiye'nin içinden geçtiği nazik dönemde güçlü yönetime ihtiyaç duyduğunu anlatan Erdoğan, son günlerde gündemde olan Rakka operasyonuna ilişkin yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Terörle mücadelede bizi neticeye ulaştırmak için bölgedeki mücadeleden başarıyla çıkabilmek için 20023 hedeflerimiz için sistemi değişmek zorundayız. Aksi taktirde gençlerimizin 2053 ve 2071 vizyonları için yol açmamış oluruz. Gaziantep'te 56 kardeşimizin şehit edildiği olay var ya o alay bizim Cerablus'a girmemize işaret oldu. Burada ziyarete geldim ve arkadaşlarıma 'artık durmak yok, kim ne derse desin artık Suriye'ye giriyoruz' dedim. Sonra Cerablus'a girdik, durmadık ardından El Rai'ye girdik. Şimdi oralarda sahipleri var. Dabık'a indik; El Bab'a indik. Şimdi El Bab'da halloluyor. Bundan sonraki süreçte Münbiç var. Amerika ile koalisyon güçleriyle mutabık kalırsak, Suudi Arabistan, Katar ile mutabık kalırsak Rakka'yı da o DEAŞ denilen o katil sürüsünden temizleyeceğiz. Suriye'de mücadeleyi sürdüren TSK'ya şahsım, milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Tendürek'te, Besler Deresi'nde, Kandil'de orada mücadele eden askerime, polisime şahsım, milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum."
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde açılışını yaptığı eserleri anlattı ve Gaziantep'in çok daha iyilerine layık olduğunu ifade edip alandakilerle birlikte 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını okudu.
42 DAKİKA KONUŞTU
15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda yaklaşık 25 bin kişiye hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, platformda 42 dakika konuştu. 3 bini aşkın polisin görevli olduğu miting sırasında helikopterle havadan da önlem alındı ayrıca drone ile görüntü alınarak güvenlik taraması yapıldı.
GAZİANTEPSPOR'DAN FORMA HEDİYESİ
Öte yandan havalimanına gelişi sırasında Gaziantep Teknik Direktörü Bülent Uygun, toplu açılış töreninde yer alan Gaziantep Stadı'nın açılışını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, stadyumun seyirci kapasitesi sayısı olan 37 bin 27 formayı hediye etti. TOKİ tarafından Beylerbeyi Mahallesi'nde 158 bin 883 metrekarelik alanda 120 milyon liraya mal edilen 37 bin 27 seyirci kapasiteli stadyumun açılışının yapılması nedeniyle Gaziantepspor yönetimi tarafından tesisin seyirci kapasitesi olan 37 bin 27 adet forma hazırlandı. Kırmızı- siyahlı takımın yöneticileri, teknik direktör Bülent Uygun ve futbolcular, hazırlanan formaları havalimanında karşıladıkları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan formaların bir kısmını yolda kendisine sevgi gösterisinde bulunanlara, geri kalan kısmı da görevliler tarafından alanı dolduranlara dağıtıldı.
VALİLİĞİ ZİYARET ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni ve mitingin ardından Gaziantep Valiliği'ni de ziyaret etti. Hükümet üyelerinin de eşlik ettiği ziyarette Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kente ilişkin brifing verdi.
Görüntü Dökümü
--------------------------------
Miting alanı
Türk bayrakları
Mitinge katılanlar
Fenalık geçirenler
Erdoğan'ın alana gelişi
Erdoğan'ın mitingdekileri selamlaması
Kurdele kesilmesi
Erdoğan'ın oyuncak dağıtması
Gaziantepsporlu futbolcular
Futbolcuların beklemesi
Futbolcuların fotoğraf çekilmesi
Bülent Uygun'un konuşması
Genel ve detay görüntüler
Haber: Hasan KIRMIZITAŞ-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 139 MB, 177 MB
===================================================
2)BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ İZMİR DE KONSOLOSLARLA BİRAYA GELDİ (EK)
"CHP EVET DESEYDİ DE REFERANDUMA GİDECEKTİK"
Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Faruk Özlü'nün katılımıyla Balçova Kaya Termal Otel'de gerçekleştirilen AK Parti İzmir İl Teşkilatı Danışma Toplantısı'na, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Nükhet Hotar, AK Parti Milletvekili Necip Kalkan, AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve çok sayıda partili katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, anayasa değişiklik sürecinde partilerin kara propaganda yaptığını belirterek, CHP'nin 30 maddelik kitapçığını eleştirdi. Delican, "Bizim 'Kararımız Evet' kitapçığımız var. CHP'nin 'Neden hayır' kitabı var. 18 maddeyi açıklamak yerine 30 tane yalanla 'Neden Hayır' demişler. Açın bakın hiç birinde anayasa değişikliğinin temel maddeleri yok. Kara propaganda yapıyorlar. Biz gerçekleri söylüyoruz" dedi. Bülent Delican, AK Parti'nin hazırladığı 'Kararımız Evet' kitapçığından anayasa değişikliği teklif edilen 18 maddeyi okudu.
"CHP EVET DESEYDİ DE REFERANDUMA GİDECEKTİK"
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, her halükarda referanduma gidileceğini söyleyerek şöyle konuştu: "CHP de bu değişikliğe evet deseydi de biz yine de referanduma gidecektik. Türkiye üzerine oynanan hain oyunlara rağmen yoluna devam ediyor. Devam ederken halka soruyor. 'Nasıl yaparsam doğru olur' diye soruyor."
"DİKTATÖRLER SEÇİMLE DEĞİL DARBEYLE GELİR"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, referanduma 56 gün kaldığını hatırlatarak, "Evet' veya 'hayır' diye oy kullanacağız. Esas özü nedir? Burada 2 önemli konu var. Referandumda evet çıkması halinde koalisyon dönemlerine ebediyen son veriyoruz. Seçilen cumhurbaşkanı hükümeti kuracak. İkincisi, hep gördüğümüz cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki anlaşmazlıklara son verecek. Mustafa kemal Atatürk'ün son dönemi de dahil cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında hep anlaşmazlık olmuştur. Bu sistemde bu sorun ortadan kalkacak. Size söyleyebileceğim en önemli çıktı budur. Bu referandumdan sonra rejim değişikliği olacak diktatörlük gelecek diyorlar. Diktatörler seçimle gelmez darbeyle gelir. AK Parti 2002 yılında serbest seçimlerle geldi. Akabinde her 4 yılda bir devam eden seçimler yaşadık. 2007-2001-2015 ve bunlar Türkiye'de düzenli bir şekilde yapıldı. Bir diktatörlük sistemi olsa bu seçimler yapılır mı? Külliyet yalan, buna inanmayın. İkinci iddia rejimin değişeceği yönünde. Rejim 1923'te değişti. Cumhuriyet geldi. O tarihten beri cumhuriyetle yönetiliyoruz. Bu bir sistemin değişikliğidir. Güçlü iktidarla yönetileceğimiz bir sistem değişikliğidir. İzmir'de güzel bir sonuç çıkacağını bekliyoruz" diye konuştu.
HAYIR SÖYLEMLERİ KARŞILIĞINI BULMUŞ GÖRÜNÜYOR
Referandum sürecinde işlerinin zor ve kolay yanları olduğunu söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Nükhet Hotar, "Zor tarafı şuana kadar muhalefetin başlattığı hayır kampanyasında bir takim söylemler karşılığını bulmuş gibi görünüyor. Ama işimiz kolay, bu karşılık gören söylemlerin yüzde 99'u yalan ya da yanlış. Bunlarda örnekler vermek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ülkemizin kazanımları ya da getirilmek istenen değişiklikler ne olacak. Türkiye tam demokrasi yolunda büyük bir adam atmaktadır. Halkın kendi kendini yönetmesi için tarihi bir fırsat elde edilmektedir. 2007'de temeli atılan bu sistemin tamamlanması önemlidir. Biz dün rüyamızda gördüğümüz bir sistemi getirmeye çalışmıyoruz" dedi.
"TÜRKİYE'NİN REJİMİ 1923'TE BELİRLENDİ"
Anayasa değişikliğinin bir rejim değişikliği olmadığını söyleyen Hotar, "Türkiye'nin rejimi 1923'te Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyeti ilan etmesiyle belirlendi. Bu güne kadar geldi bugünden sonra da devam edecek. Bu bir rejim değişikliği değildir. Halka karar alma gücü verilmektedir. Yüzde 5'i geçen partililerin genel başkanları ve 100 bin imza toplayan herkes aday olabilecek. Hayırcılara söylemek gerek, hayır demek yerine genel başkanınıza söyleyiniz aday olsun, bu yarışa girsin, seçim kazansın hatta cumhurbaşkanı olsun" diye konuştu. Her kuvvetin kendi içinde güçleneceğini söyleyen Hotar, " Yasama, yargı ve yürütme kendi içinde güç yoğunlaşmasına sahip. Bu güç yoğunlaşması hiç bir kurumu diğerinin daha gerisine ya da üzerine getirmiyor. Bu bir reform başlangıcı bir yeniden diriliş hareketi. Türkiye dünyanın gelişmiş 10 ülkesinden biri olma yolunda ilerliyor" dedi.
"MİLLET NE DERSE ONA UYARIZ"
"Söz milletin, karar da milletin, bize düşen buna uymaktır. Biz millete doğrusunu anlatırız ne derse ona uyarız. Hep böyle oldu böyle de olacak" diyen Hotar, şöyle devam etti:
" Hayır diyen bölücü ve FETO'cu unsurları hatırlatmalıyız. Ama 'hayır' diyen vatandaşları aynı şekilde itham etmemiz gerekiyor. Bu bizim haddimiz de görevimiz de değil. Kimler hayır diyorsa bunları hatırlatacağız. Bölücü terör örgütünün önde gelenleri hayır diyorlar. Biri FETÖ'cü diğeri bölücü. Bunların hayır dediğine, ülkesini milletini seven vatandaşımızın hayır demesi söz konusuysa, ya bilgi eksikliği vardır, ya doğruları anlatamamışızdır ya da canı öyle istiyordur. Canı sağ olsun. Bizim doğruları anlatmamız gerekiyor."
MHP'YE TEŞEKKÜR
MHP'ye de teşekkür eden Hotar, "Ayrıca bu yolda bize destek veren, adı gibi bir devlet duruşu sergileyen Bahçeli'nin şahsında tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Onlar da tüm siyasi kaygılarının ötesinde, ülke, millet bilinci ile devletini düşünerek FETÖ tehlikesini yaşamış olma bilinciyle, ülkenin önündeki riskleri görerek ve onları kaldırmak adın abu işte destek verdiler" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Bülent Delican'ın konuşması
Bakan Faruk Özlü'nün konuşması
Nükhet Hotar'ın konuşması
Genel ve Dötay görüntüler
Haber: Timur TARLIĞ Kamera: Tufan HAMARAT/ İZMİR,
=======================================================
3)ATATÜRK VE 18 SİLAH ARKADAŞININ HEYKELLERİ BAKIMSIZ KALDI
ULU önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Milli Mücadeleyi başlatmak üzere geldiği Samsun'da ayak bastığı ilk nokta olan Tütün İskelesi üzerinde bulunan Atatürk ve 18 silah arkadaşlarının balmumu heykellerinin, kar yağışı ve kuş pisliği nedeniyle kirlenmesi kötü bir görüntü oluşmasına neden oldu.
Milli Mücadaleyi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gelen Mustafa Kemal Atatürk ve 18 silah arkadaşının karaya ayak bastığı ilk nokta olan Tütün İskelesi'nden, Mıntıka Palas oteline kadar uzanan yol, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 'Protokol Yolu' haline getirilerek 19 Mayıs 2009 tarihinde açıldı. Ayrıca Tütün İskelesi üzerine de Atatürk ve 18 arkadaşının karaya çıkış halini gösteren balmumu heykeller konuldu. En son Nisan 2015 tarihinde yerlerinden sökülerek bakıma alınan heykeller kar yağışı ve kuşların pisliği nedeniyle oldukça kirlendi. Samsun'a gelen vatandaşların ilk uğradığı yerlerin başında gelen Tütün İskelesi'ndeki heykellerin bu durumu ise tepki çekti.
Görüntü Dökümü
--------------
-Genel detay
-Atatürk ve silah arkadaşlarından detaylar
(Süre: 01: 06 Dk) - (Boyut: 35,06 MB)
Haber-Kamera: Hakan AKGÜN/SAMSUN,
======================================================
4)DİYARBAKIR KIRSALINDA TERÖR VE UYUŞTURUCU OPERASYONU
DİYARBAKIR'ın Lice ilçesi kırsalında PKK'ya yönelik gerçekleştirilen operasyonda, bombalı araç saldırılarında kullanılacağı değerlendirilen 2 araç bulundu. Yine aynı operasyon kapsamında 330 kilo toz ve kubar esrar maddesi ele geçirildi.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, İl Jandarma Komutanlığınca Diyarbakır ilinde faaliyet yürüten teröristlerin tespiti, yakalanması, etkisiz hale getirilmesi, silah, mühimmat ve el yapımı patlayıcı maddelerin ele geçirilmesi, patlayıcı yüklü araç ile saldırı türünde eylemlerin önlenmesi amacıyla Lice ilçesi Birlik köyü kırsalında 18 Şubat tarihinde operasyon gerçekleştirildiği belirtildi. Bölücü terör örgütü mensuplarınca yağmalanmış bir taşıtın bomba yüklü olarak bulunduğu, önümüzdeki günlerde sansasyonel eylemlerde kullanılabileceği yönünde elde edilen istihbari bilgiye istinaden gerçekleştirilen operasyonda 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama' suçlarından arama kaydı bulunan 1 kişinin gözaltına alındığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:
"BTÖ mensuplarınca yağmalanmayı müteakip, bombalı araç yapımında kullanılacağı değerlendirilen 2 araç ile 5 ayrı noktada plastik variller içerisinde toplam 232 kg kubar, 98 kg toz esrar maddesi ele geçirilmiştir. Söz konusu araçlar, Patlayıcı Madde İmha Uzmanlarınca kontrol edilmesini müteakip, detaylı inceleme yapılması maksadıyla Lice İlçe J.K.lığına çekilmiş, Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla uyuşturucu maddelere el konulmuş, olay ile ilgili adli işlemlere başlanılmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşların ve kamu personelinin emniyetini sağlamak amacıyla teröristle mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir."
DİYARBAKIR,
====================================================
5)KOCASAKAL, REFERANDUMU ANLATTI
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) Niğde Şubesi'nin düzenlediği, 'Halk Oylamasında Neye Evet, Neye Hayır Diyeceğiz' panelinde konuşan eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, referandumu değerlendirdi.
Niğde Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Ümit Kocasakal, halk oylamasında ülkeyi yönetecek olan bir siyasi iktidarın belirlenmeyeceğini belirtti. Referanduma milli bir refleks olarak bakılması gerektiğini söyleyen Kocasakal, "Türkiye bir yol ayrımında şu anda. Sakın ha kimse nisan ayında gerçekleştirilecek olan halk oylamasını böyle basit bir halk oylaması olduğunu düşünmesin. Ülkenin bekasıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasıyla alakalı bir halk oylamasına gidiyoruz.
Önümüze iki tane yol koyuyorlar. Bu tür panellerin adını artık ben, 'neye evet, neye 'hayır' diyeceğiz olarak söylüyorum. Eğer yurttaşlarımız 'evet' dediğinde neye 'evet' demiş olacak, 'hayır' derse neye 'hayır' demiş olacak. Bunu bilmeliyiz ki, ondan sonra özgürce mantığımıza vicdanımıza göre oyumuzu kullanalım" dedi.
SÜPER LİGE Mİ ÇIKIYORUZ
Referandum sonrasını lige benzeten Kocasakal, söyle devam etti:
"Önümüze bir şey koydular, acaba Türkiye Cumhuriyeti Devleti yoluna aksak eksik bile olsa medeni milletlerin medeni ulusların devletlerin yer aldığı futbol terimi ile Süper Lig'te mi yoluna devam edecek, yoksa PTT 3. Lig'te mi devam edecek. Yani küme mi düşeceğiz. Acaba biz yaşamsal bir milli mücadele ile bir mucizeyi gerçekleştirerek kurduğumuz ve temelinde harcında meclisin ve kuvvetlerin ayrılının yer aldığı demokratik laik sosyal hukuk devletini bırakıp bir tek adam idaresine mi geçeceğiz. Yani biz milli mücadeleyi bunun için mi yaptık. Biz saltanatı bunun için mi kaldırdık. Acaba biz 1923'te kurulan Cumhuriyet ile beraber kayıtsız şartsız kendi üzerimize aldığımız milli egemenliğimizden vazgeçerek, bu milli egemenliğimizi bir kişiye mi devredeceğiz. Hakkımıza hukukumuza bir tehdit geldiğinde ihlal olduğunda bunu bağımsız bir yargının önünde aramaktan yani hukuk güvenliğinden vazgeçerek bütün hak ve hukukumuzu bir kişinin insafına keyfiyetine mi bırakacağız. Buraya gelirken çok belge ile geldim, ben afaki konuşmam soyut konuşmama hepsinin belgelerini ortaya koyacağım. Şuan Türkiye'de yalan rüzgarları esiyor. Eskiden böyle bir dizi vardı, her şey yalanlar üzerine kurulu"
SİYASİ İKTİDARI BELİRLEMİYORUZ
Yapılacak referandumla siyasi partiye oy verilmediğinin unutulmaması gerektiğini belirten Kocasakal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesele, Tayyip Erdoğan meselesini aşmış durumda, mesele AKP meselesini aşmış durumda. Çünkü bunlar emperyalizmin bugünkü aktörleri, onlar gider başkaları gelir. Olaya bir karşıtlık penceresinden bakmamamız gerekiyor. Yöntem olarak şunu öneriyorum, biz bu halk oylamasında ülkeyi yönetecek olan bir siyasi iktidarı belirlemeyeceğiz. Bu bir genel seçim değil. Yani bu halk oylamasında evet denilirse iktidar partisine oy verilmiş olmayacak. Hayır denilirse de başka bir partiye oy verilmiş olmayacak. O başka bir şeydir. Yurttaşımız bu siyasi iktidarın yönetiminden memnunsalar elbette gel seçimlerde gene oylarını verebilirler. Ama bu başka bir şey. Milli bir meseleye Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlık yokluk meselesine bir takım tutar gibi bakamayız. Yani bir partiye bağlılıkla veya karşıtlıkla, bir kişiye duyduğumuz sevgi ile yada nefret ile bakamayız. Tamamen meseleye milli bir refleks ve şuurla bakmak zorundayız."
Görüntü Dökümü
-------------------------
Salondan detay görüntü
Ümit Kocasakal'ın konuşması
Süre: 01'40" Boyut: 109 MB
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?